5. Bölüm

5. Bölüm

Güneş
gunesligeceler

Eliz'in sahilde dinlediği şarkı 👇

Bu Şehirden Kaçalım- Bi Deva

 

 

Göz göze geldiğim kız bakışlarını arkama doğrultunca kafamı o tarafa çevirdim. Okul kapısının önünde BMW görünce başımı tekrar önüme çevirip ilerlemeye devam ettim. Sanırım açlıktan hayal görüyorum çünkü sabah tostu evde unutmuştum. Akın kolumu çekip arkama tekrar bakmamı sağladı.

''İyi haber bize bakmıyorlarmış, kötü haber sanırım bu arabanın sahibini tanıyorum.''

''Kim olduğunu bilmek istemiyorum sadece yürü.'' O arabanın sahibinin kim olduğunu maalesef ben de biliyordum.

_______________________________________

Okula girdikten sonra müdüre gidip gitmeyeceğimize karar vermeye çalışmıştık. Ben sınıfı bildiğimizi ve müdüre gidersek geç kalacağımızı söylerken Akın gitmemiz gerektiğini savunuyordu.

'' Ya geç kalırsak, herkes bize bakarken yer bulmaya çalışacağız kalbim bunu kaldıramaz sınıfa çıkalım.'' Akın kolumu çekiştirerek,

''Geç kalmayız hadi hadi. Adam bir şeyler söyleye-" Akın'ın konuşmasını yarıda kesen şey bütün okulda yankılanan Sen Affetsen şarkısıydı.

 

''Tanrım kötü kullarını sen affetsen ben affeetmem.

Bütün zalim olaanları sen affetsen ben affeetm-" ses birden kesildiğinde şaşkınlıkla birbirimize baktık.

'' Ya okul müdürü çok şakacı bir adam ya da biri az önce disiplin yedi.'' Akın'ın dediğine hafifçe gülüp müdürün odasına doğru gitmeye başladım.

 

Kapının önünde durduğumda o da bana yetişmişti. '' Sen kapıyı çal ben gireyim.''

'' Sebep? Sen çal kapıyı niye ben çalıyorum?'' Gerizekalı her zaman olduğu gibi yine bu numarayı yemişti çünkü herhangi bir şeye itiraz etmeden duramıyordu. Omuz silkerek ,Tamam dedim.

Akın'ın jetonu geç de olsa düşmüştü ama geç kalmıştı çünkü o anlayana kadar ben kapıyı çalıp onu öne ittirmiştim.

''Derdin ne senin çocuğum? Ne yapmay-"

''Hocam müsait miydiniz? Nakil öğrencileriz de biz.'' Omzundan Başımı uzatmaya çalışarak içeri baktım.

Koltuğunda oturan müdürün karşısında siyah saçları gözlerine uzanan bir çocuk vardı ve müdürün onu azarlaması yarıda kesilmişti.

''Gelin, hepinizi aynı anda ve sadece bir kere uyaracağım. '' Minik adımlarla yürüyüp çocuğun yanında durdum. Akın 'da sağıma geçmişti.

'' Bu okulun bazı kuralları var çocuklar. Onlara uymazsanız burada bulunamazsınız. Sınıf öğretmenleriniz size açıklayacak zaten ama en önemli kural odama izinsiz girmemek ve eşyalarıma dokunmamak! '' Son cümlesini siyah saçlı çocuğa bakarak söylemişti. Sağımdan gelen fısıltıyla müdürü dinlemeyi bırakıp hafifçe o tarafa döndüm.

''Sanırım disiplin yiyen şanslı kişiyi bulduk.''

''-sonraki seferde disipline göndermekten çekinmem. Umarım anlatabilmişimdir.''

Bize doğru döndü. ''Okulumuza hoş geldiniz çocuklar. Ders 2 dakikaya başlayacak sınıflarınızı biliyor musunuz?'' Başımızı onaylar biçimde salladık.

Sinirli ama oldukça soğukkanlı bir şekilde yapılan uyarımızdan sonra üçümüz de odadan çıktık. Kapıyı kapatır kapatmaz siyah saçlı çocuk bir kahkaha patlatmıştı.

''Bu okul yılı çok eğlenceli geçecek anlaşılan.'' Kendi kendine mırıldanıp yeşil gözlerini kapatan saçını kenara çekti ve gülümseyerek bize baktı.

'' Merhaba Ege ben. Az önceki müzikal gösterinin sorumlusu yani.'' Mırıldanarak ekledi, '' Sanata da sanatçıya da değer kalmamış hiç. ''

Akın gülerek ona baktı, '' Akın ben de, çok tanıdık geliyorsun seninle daha önce tanışmış mıydık ?''

'' Aynı liseden geliyoruz birkaç kere görmüştüm sizi. Merdivenden atlayarak inerken yuvarlandığın zaman bana çarpmıştın oradan tanıdık gelmişimdir. ''

Bunu sürekli yaşadığımız için ne zaman olduğunu hatırlayamadım. Akın da hatırlayamamış olacak ki minik bir tebessümle konuyu değiştirdi.

''Hangi sınıfa düştün sen?''

''10 -B ya da C olması lazım sanırım tam bakmadım, siz? '' Galiba Akın'n sınıfındaydı ve bu ikili bir araya gelirse okulu patlatacak gibi görünüyordu. İlk defa konuşmaya katıldım.

''Eliz ben de, o B 'de ben A 'dayım.'' Ege'nin bakışları bana dönüp yüzümde birkaç saniye oyalandı. O sırada zilin çalmasıyla merdivenlere doğru yürümeye başladık. Biraz eski biraz da yeni okul hakkında konuşarak sınıflara ulaştık. Ege ve Akın B sınıfına girerken ben de kendi sınıfıma yöneldim.

İçeri göz attığımda sadece en arka sırada uyuyan sarışın bir çocuğun yanının boş olduğunu gördüm. Normalde arka sıraların dolu, önlerin boş olması gerekmez mi? Garip bir okul.

Birkaç kişinin bakışları eşliğinde arka sıraya doğru yürüdüm. Çantamı asıp oturdum ve telefonumu açtım. Yapacak bir şeyim yoktu ama boş boş durmak istemediğim için rastgele uygulamalar açmaya başladım. Birkaç dakika sonra herkesin ayaklanmasıyla başımı kaldırdım. Kızıl saçları ve kalem eteği ile oldukça şık olan hocayı gördüm. Telefonu kapatıp ayağa kalkarken hocanın da gözü bana değmişti. Masasına çantasını koyup, '' Nakil öğrencisin sanırım kendini tanıtmak ister misin?'' diye sordu.

Başımı sallayıp konuştum. '' Ben Eliz eski okuluma depreme dayanıksız raporu çıktığı için buraya geldim. Yani çok bir şey yok bu kadar. '' son cümlemi daha kısık bir sesle söyleyip yerime oturdum. Yanımdaki çocuk hocanın gelmesini takmayıp uyumaya devam etmişti.

''Memnun oldum Eliz'cim ben sınıf hocan Yıldız. Teneffüste yanıma gel olur mu?'' Onu onayladığımda derse başlamıştı.

Öğlen arasında Akın'la yemeklerimizi almış ve bahçeye çıkmıştık. Çardakta yemek yerken bugün olanları konuşuyorduk çünkü 4 teneffüstür görüşememiştik.

''Sınıf hocam Yıldız hocaymış benim, bir kaç uyarı yaptı gönderdi. Her hoca farklı şeyler istediği için tüm teneffüs onların peşindeyim. Sen ne yaptın?''

'' Bende de aynı durum, sınıftakilerle filan tanıştım. Ege ilk gördüğümüzde ki gibi aşırı haylaz biri değilmiş fazla konuşmadı derslerde. ''

''Ben de bi sarının yanına oturdum, çocuk başını hiç kaldırmadan bu saate kadar uyudu.'' Biz sohbet ederken zil çalmıştı. Sınıfıma çıkıp son 3 dersin hızlı bitmesini umdum.

 

Okul çıkışı beyefendiyi kapının önünde bekliyordum ve o inadıma çantasını çok yavaş topluyordu. Şu anda kendi sınıfımda tanıdığım 2 kız ve Akın' ın sınıfında tanıdığım, eskiden bizimle aynı sınıfta olan 2 çocuk vardı. Yanımdaki sarı bütün derslerde uyumuş, teneffüslerde de benden sonra çıkıp önce girmişti. Bu yüzden bugün onunla hiç konuşmamıştım.

''Şşt, nereye daldıysan çık çabuk servise geç kalıyoruz.'' Beni çekiştiren Akın ile yürümeye başladım.

Bugün bir haftadır beklediğim dolunay vardı. Bugünün ayrı bir özelliği de yeni aldığım mini boy teleskobumu kullanacak olmamdı. Yani evet her şey bugüne denk gelmişti. Akın'a el sallayıp servise bindim. Artık aynı servisteydik ama onu bugün babası alacaktı. Boş bir koltuğa oturup kulaklığımı taktım ve yolu seyretmeye başladım.

 

 

"İyi akşamlar !'' Servisten atlayarak indim ve markete yöneldim. Cips filan almam lazımdı akşam için. En büyük hobilerimden biri gökyüzünü, yıldızları ve ayı izlemekti. Her hafta en az bir kere akşam sahile gidip kumlara uzanırdım.

Cips ve jelibonlarımı alıp evime çıktım. Teleskobumu ve fotoğraf makinemi alıp kapıyı kilitledim. Sahil yakın olduğu için yürüyerek gidecektim. Okuldan dönerken annemle konuşmuş ve birkaç gün sonra döneceklerini öğrenmiştim. Anneannem tahmin edilenden önce iyileşmişti. Annem onu ikna edebilirse getireceğini söylemişti ama ikna edebileceğini pek sanmıyordum çünkü dedem vefat ettiğinden beri bize hiç gelmemişti.

 

Annemle babam ben 12 yaşındayken boşanmışlardı. 3 senedir hafta içleri annemde hafta sonları babamda kalıyordum. Yarın sabah da erkenden ona gidecektim.

Bunları düşünürken sahile varmıştım. Ayakkabıma kum girmemesi için dikkat ederek yanıma aldığım minik örtüyü bankın kenarı sırtıma gelecek şekilde yere serdim. Herhangi bir sandalyeye oturduğumda rahat göremiyordum ama sadece kuma oturduğumda da belim ağrıyordu, bende böyle bir çözüm bulmuştum.

Abur cuburlarımı da kenara koyup oturdum ve telefonumdan "huzur" adındaki şarkı listemi başlattım. Başımı kaldırıp gözlerimi kapadım ve derin bir sefer aldım. İşte huzur benim için buydu. Bir süre öyle kaldıktan sonra gözlerimi açtım.

Deniz kenarındaki lambalar sönmeye başlamıştı. Yakamoz daha netti artık, birden müziğim kesildi ve kulaklığımda bildirim sesi yankılandı. Bir kaç saniye sonra müzik kaldığı yerden devam etmişti. Telefonumu elime aldım ve bildirime tıkladım. Ekranda gördüğüm şey, kullandığım müzik uygulamasının mesaj sayfasıydı.

Bana ilk defa bu uygulamadan mesaj geliyordu hatta mesaj atılabildiğini şu an öğrenmiştim ama beni asıl şaşırtan, ekrana bakakalmamı sağlayan şey okuduğum mesajdı.

Satürn : "Yıldızları izlemek için güzel bir gün, değil mi?"

 

 

Bölüm : 28.12.2024 14:12 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Güneş / Bir Gökyüzü Masalı / 5. Bölüm
Güneş
Bir Gökyüzü Masalı

60 Okunma

22 Oy

0 Takip
5
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...