
CENAZEDEN SONRA
AFRA HİLAL'DEN
Cenaze bitmişti ve bizde sancakların evine gelmiş oturuyorduk herkes sessiz, kimse konuşmuyordu. Kimin ne düşündüğünü bilmiyorum ama ben onları düşünüyordum, onları ve anılarımızı...
en son ahmet beyden izin istedim ve odama çıktım, kapımı kapatıp bugün timimin eşyalarını koyduğum bavulun yanındaki çantayı aldım ve içinden eğer burada olsalardı bana verecekleri geçmiş doğum günü hediyelerimi aldım
paketlerin hepsini yatağın üstüne koydum ve ben de yatağa oturarak duvara sırtımı dayadım
ilk önce elime gelen ilk paketi açtım
içinden büyük bir kutu ve bir not çıktı
notu okumaya başladım
asenam kardeşim seni çok seviyorum seninle tamı tamına 8 yıldır kardeşiz ve hepimizin kalbinde ayrı bir yerin var, inşallah hediyeni beğenirsin
~seni en çok seven abin Ali~
notu okuduktan sonra gözlerim daha da dolmaya başladı
kutuyu açtığımda içinden bir sürü çikolata ve bir peluş ayı çıktı, peluş ayıyı elime aldım ve peluş ayının altından da küçük bir kutu çıktı kutuyu alıp açığımda ise altın, damla şeklinde küpeler çıktı.
diğerlerinin hediyelerinden de aynı şekilde notlar çıkmıştı ve bunlar beni ağlatmaya yetmişti şimdi ise hıçkırarak kaanın hediyesini açıyordum
yine aynı şekilde bir not çıktı ama bu sefer okuyamamıştım çünkü gözyaşlarımdan önümü göremiyordum
paketi açtığımda içinden pandora bileklik ve kolye çıkmıştı kolyenin ucunda ise kuğu vardı.
yavuz un hediyesi; bir kar küresi, içinde ise beşimizin figürü vardı.
mert in hediyesi; kurbağa desenli bir kupaydı
hepsi karşımdaydı ve ben ağlıyordum, sesimi birileri duymuş olmalı ki kapımın önünde biri duruyordu
kendimi toparladım ve kolye, küpe ve bileziği kutularına koyup makyaj masamın üzerinde bir köşeye koymuştum
ayıcığı yastıklarımın en önüne koydum
kupa ve kar küresini ise yatağımın yanındaki şifonyere koydum
ataktan kalktım ve hediyeleri aldığım çantanın içinden fotoğraflarımızı çıkarttım 5 tane fotoğraf vardı
anıtkabir´in karşısında, kuleli´de, mezuniyet törenimizde, karargah´ta ve bir kafede arkadaşlık yıldönümümüzü kutlarken
hepsini teker teker çalışma masama, makyaj masasına,yatağın öbür tarafındaki şifonyere ve kitaplığın bir rafına koyum
anıtkabir´de çekildiğimiz fotoğrafı ise şimdilik makyaj masasının üstüne koydum, o fotoğrafı karargah´taki odama koyacaktım
kendime aynadan baktım ve kapıyı açtım
dışarı çıktığımda karşımdaki odadan da uğur çıkmıştı ve kızaran gözlerimi görünce hafiften kaşlarını çatmıştı ben de önemsemeden aşağıya inmek için merdivenlerin ucuna gelmiştim ki anahtarımın yanımda olmadığını fark ettim ve geri dönüp odama tekrar girdim ve anahtarımı aldım ve üstüme deri bir ceket aldım
odadan çıktım ve aşağıya inip salona girdiğimde birkaç kişi telefonlarındaydı ahmet bey ise bilgisaarıyla ilgileniyordu
çatallı çıkan sesimle ahmet beye seslendim '' ahmet bey ben 1-2 saatlik dışarıya çıkıyorum.'' dedim ahmet bey ise bana bakıp '' tamam kızm istersen sarpta seninle gelsin '' dedi ben de sarpa baktım '' benim için fark etmez'' dedim sarpta babasına baktı ve ahmet bey gitmezsen ananı bellerim gibi bir bakış atıyordu sarpa bu yüzden sarpda kabul etti '' olur 5 dakika bekleyebilir misin? '' dedi ben de kafamı salladım '' beklerim '' dedim ve dış kapının yanındaki dolaptan sırt çantamı çıkarttım ve sırtıma taktım
sarp dediği gibi 5 dakika sonra gelmişti ve ayakkabılarımızı giyip dışarı çıktık
ben motoruma yürürken o da beni takip ediyordu daha sora motorumun yanına geldim ve kuyruk kısımındaki fileye sarılı iki kaskı çıkartıp birini sarpa verdim ve diğerini de kendim taktım daha sonra eldivenlerimi alıp taktım ve motora bindim
sarp binmediği için '' hadi binsene, merak etme çok hızlı sürmem bana güvenebilirsin '' dedim
sarp bana baktı sonra ise tek hamlede motora bindi
konnuştum '' daha önce hiç motora bindin mi? '' cevap verdi '' hah, beni çok hafife alıyorsun, bunu annemlere söyleme ama yarışlara bile katılıyorum.'' '' söylemem merak etme.'' dedim ve motoru çalıştırıp gaz vererek bahçeden çıktım ve çok hızlı sürmem lafını yutarak 190 da gitmeye başladım
otobandan çıkınca hızımı azalttım ve yoldan geçerken bir tekel bulduktan sonrra motoru kenara çekip indim ve eldivenlerimi çıkartıp çantamdan cüzdanımı aldım
içeriye girdim ve dolaptan bir bira aldım arkamı döndüm ve sarpa baktım '' sen de ister misin? '' diye sordum kaşlarını çattı ve sonra cevap verdi '' olur '' ona da bir tane aldım, kasaya ilerledim ve sarp elini cebine atmışken parayı ödedim ve kolay gelsin deyip dışarı çıktık poşeti tutması için sarpa verdim ve eldivenlerimi takıp motora yine bindim sarpta bindi ve motoru bu sefer kumsala sürdüm
kumsala geldik ve ben kenara motoru bıraktım, motordan ilk sarp indi daha sonra da ben indim ve kaskları fileye tekrar takıp denizin tam karşısına oturduk ve ben biramı açıp cebimden bir sigara paketi çıkarttım
paketten bir dal alıp dudağıma götürdüm ve paketteki çakmakla beraber yaktım daha sonra içinden bir tane alması için sarpa uzattım ama reddederek kendi sigarasını cebinden çıkarttı ve ben de paketi tekrar cebime attım
o srada sarp konuşmaya başladı '' afra, sen ne zamandır sigara ve içki içmeye başladın? '' şaşırsamda cevap verdim '' sigaraya lise sonda başlamıştım içkiye de 20 yaşımdayken falan, ama o kadar fazla içmem sadece özel günlerde birde böyle zamanlarda. sen ne zaman başladın peki? '' diye sordum o da cevapladı '' ben de sigaraya lisede başladım sanırım lise 3 falandı içkiye de 22 yaşımda başladım ama ben de senin gibiyim özel günler dışında aklıma bile gelmez '' kafamı salladım ve tekrar konuşmaya başladım '' peki neden motor sürdüğünü ailene söylememem gerektiğini söyledin? '' diye sordum ''ben aslında 6 yıldır motor yarışlarına katılıyorum ama 4 yıl önce motor yarışında kaza yapıp bir kolumu ve bacağımı kırdıktan sonra babam motor sürmemi, sürsem bile yarışlara gitmemi yasaklamıştı ben de 2 yıl önce tekrar yarılara katılmaya başladım çünkü tek rahat hissettiğim yer orasıydı, neyse sonuç olarak bunu bilmiyorlar ve sen söylemediğin süreçte bilmeyecekler '' dedi ve bede söylemem dedim
yarım saat sonra tekrar bir konuşma başlattı
'' ben de bir şeyler sormak istiyorum'' dedi ben de kafamı salladım ve ''sorabilirsin'' dedim ve konuşmaya başladı '' sen, ne zamandan beri motor sürüyorsun, ve gördüğüme göre gayet iyi bir sürücüsün'' dedi ben de konuşmaya başladım '' 5 yıldır motor kullanıyorum ve 2 yıldır da yarışlara katılıyorum, ama mesleğimden dolayı düzenli olarak katılamıyorum.'' dedim ve şaşırmış bir şekilde bana baktı ve çok üstelemedi büyük ihtimalle sonra soracaktı
kumun üzerine yattım ve yıldızları izlemeye başladım, sarpa baktığımda o oturmuş bir şekilde denizi izliyordu aklıma gelen şey ile sarpa seslendim '' sarp'' bana bakıp '' efendim'' dedi ve ben de konuşmaya başladım '' sigara ve içki içtiğimi birde yarışlara katıldığımı kimseye söylemesen olur mu?'' diye sordum başta şaşırmış olsa da cevap verdi '' tamam söylemem''
10 dk sonra
ben yıldızları izlerken sarpın telefonu çaldı ve sarp telefonu cebinden çıkartıp cevapladı '' efendim baba''... ''kumsalda oturuyoruz''...''tamam geliyoruz birazdan'' sarpa sorgulayıcı bakışlar attım ve sarp ayağa kalkıp bana elini uzattı '' yemek hazırlanıyormuş gelin dedi'' dedi ve elini tutmadan ayağa kalktım ve motora doğru yürümeye başladım kaskımı ve eldivenlerimi taktım o sırada da sarp çöpleri atıyordu sırt çantamdan bir parfüm çıkarttım ve her yerime sıktım daha sonra bir erkek parfümü çıkartıp sarpa uzattım -erkek parfümlerinin kokusunu çok sevdiğim için taşıyorum- ve 2 tane mentollü sakız çıkartıp birini sarpa verdim hiç tereddüt etmeden ağzına attı '' sen de tam takır gelmişsin maşallah'' dedi, hemen cevap verdin '' tabii ki de, sonuçta 4 tane bordo bereliyle aynı evde yaşıyordum'' dedim '' nasıl yani onlar bilmiyor muydu'' dedi ben de hayır anlamında kafamı salladım ve çantayı kapatıp sırtıma taktım daha sonra motora bindim arkama da sarp binmişti ve yola çıktık
20 dk sonra eve gelmiştik sarp motordan indi ve ben de kaskları fileye geçirip motorun arkasına koydum eldivenleri de sırt çantama koydum, telefonla anahtarı da cebime attım ve dış kapının önüne geldim
tam o sırada da kapı açıldı
kapıyı açan sinem ablaydı
'' hoş geldiniz'' dedi ve biz de "hoş bulduk" diyerek içeri girdik
ayakkabılarımı çıkarttım ve ayakkabılığa koydum daha sonra da ceketimi çıkartırken çaktırmadan sigaramı pantolonumun cebine koydum ve çantamı da sırtıma asıp odama çıktım çantamı sandalyenin üzerine koydum
sigarayı ise dolaptaki katlı kıyafetlerin arasına yerleştirdim
sigarayı saklamamın nedeni bu ailenin sigara karşıtı olması, daha doğrusu anne tarafının sigara karşıtı olması
bence evdekiler gizlice içiyorlar
bence de
elimi yüzümü yıkadım ve tekrar odaya geçip telefonumu alıp aşağıya indim
salona gittiğimde kimse yoktu bu yüzden yemek odasına girdim ve alp ile Oğuz´un arasının boş olduğunu görünce oturdum
Ahmet bey afiyet olsun dedi ve yemeğimize başladık
ben güzel güzel çorbamı içerken ahmet bey konuşmaya başladı ''afra kızım bugün anneannenler aradı, gelmek istiyorlarmış, son olayları söyledik ama dinlemediler ve yarın ilk uçakla burada olacaklarını söylediler.''
dedi, ben de cevap olarak '' sorun değil, eğer işim çıkmazsa tanışırım.'' dedim ve ahmet bey de kafasını salladı daha sonra ise deniz konuşmaya başladı ''ne anneannemler mi geliyor??'' ahmet bey '' evet deniz'' dedi ve sinem abla konuşmaya başladı ''lütfen sadece anneannem ve dedem gelsin'' dedi ve gökçe hanımda '' dayınlar ve teyzenler de geliyor kızım'' dedi tam derin bir şey diyecekken gökçe hanım onu susturdu ve konuşmaya devam etti ''kuzenleriniz de geliyor'' dedi ve herkes öfleyip pöflemeye başlamıştı
neler döndüğünü anlamıyordum ama öğrenirdik yakında
...
saat 12´yi geçince herkes odalarına geçti ve ben de odama geçip pijamalarımı giydim -siyah spiderman motifli eşofman ve aynı şekilde bol tshirt-
daha sonra yatağa girdim ve telefonumu kontrol ederken Ege´nin mesajını görüp cevap yazdım
~mesajlaşmalar~
Egolu bey: pist bak buraya
ben: efendim
Egolu bey: yarın karargaha gel.
ben: tamam.
konuştuktan sonra telefonu kapattım ve uykuya daldım
...
Gördüğüm kabuslardan sonra uyandım ve saate baktığımda 7 olduğunu gördüğümde yataktan kakıp tuvalete girdim ve elimi yüzümü yıkayıp bakım yaptıktan sonra tuvaletten çıktım ve üstüme gri eşofman ile siyah sweatshirt giydim daha sonra telefonumu alıp aşağıya indim, saatin 8 olduğunu gördüm ve oturma odasını es geçip yemek odasına girdim ve boş olan yere yani deniz ile alp arasına oturdum
yemeklerimizi yerken ahmet bey konuştu '' çocuklar dedeleriniz öğleden sonra gelebilirlermiş ona göre işlerinizi halledin '' dedi ben kafamı salladım çünkü ağzımda ekmek vardı
alp konuşmaya başladığında ona baktım '' o zaman ben kalkıyorum karargahta işlerim var'' ben de hemen ardından konuşmaya başladım ''benim de karargaha gitmem gerekiyor'' dedim ve alp sandalyeden kalktı daha sonra odadan çıkarken konuştu ''benimle gelirsin o zaman 15 dakikaya çıkıcam'' dedi ve ben de arkasından ''tamam'' diye seslendikten sonra izin isteyip masadan kalktım ve odadan çıkıp kendi odama ilerledim, üstümdekilerin iyi olduğuna karar verdim ve sırt çantamı aldım, içine dün ayırdığım fotoğrafları, sigaramı, cüzdanımı ve bir şeyler daha koyduktan sonra tek omuzuma geçirip telefonumu da elime alıp odadan çıktım ve aşağıya indim dış kapının önüne geldiğimde alp beni bekliyordu
geldiğimi görünce dış kapıyı açtı ve dışarı çıktı ben de hızlıca ayakkabılarımı giydim ve çantamı sırtıma asıp kapıyı kapattım ve dışarı çıktım daha sonra Alp'in arabasını görüp arabanın ön koltuğuna bindim ve alp hemen sürmeye başladı
5 dk sonra
karargaha doğru giderken 2 dakikadır arkamızda olan araçtan şüphelendim ve hemen Alp´e söyledim "alp sağa dönsene bir" alp hemen "neden" diye sordu ve konuştum "sanırım takip ediliyoruz" bunu söyledikten sonra ikimizin de bir eli belimize gitmişti ve silahımızı aşağıdan çıkartıp şarjörleri kontrol ettik alp benim tarafımdaki aynaya baktı ve "4 tane araba var hepsi de dolu gözüküyor, kaç şarjörün var" diye sordu ben de cevapladım "tabancadaki dolu çantamda da 2 tane dolu var, senin?" diye sordum alp de cevapladı "benim de dolu, ayrıca torpidoda 6 tane var" dedi bende kafamı salladıktan sonra alp arabayı sağdaki ormanlık yola soktu ve arkamızdaki arabanın arka camından biri çıkıp arabaya bir kurşun sıktıktan sonra alp arabayı yavaşlattı ve arabalar durunca bizde durduk ve aynı anda arabadan çıkıp kapıları kendimize siper ettikten sonra çatışma başladı
"alp 4 arabanın haricinde 3 araba daha geliyor" dedim ve alp cevapladı "ne kadar mermin kaldı" "hala 1 şarjörüm dolu diğerinde de 5 mermi kaldı" alp cevapladı "bende de aynı, 1 tane mermiyi bırak" dedi ve bende tamam dedim ve Alp'e söyledim "beni koru arabadaki şarjörleri alıcam" dedim ve alp beni onaylayıp koruma ateşi açtı ben de arka kapıyı açıp kendime siper ettim ve torpidodaki şarjörlerin hepsini alıp telefonumu da aldım ve yerime geçtim şarjörler 6 taneydi 3 tanesini kendime 3tanesini Alp'e verdim ve telefonu Alp'e attım "albayı ara acil destek iste" dedim bu sırada karnımın yan tarafının kan olduğunu fark ettim kurşun yemiştim ama Alp'e belli etmemeye çalıştım ve tekrar ateş etmeye başladım alp albaya haber vermiş olmalı ki telefonu yana bıraktı ve konuştu "10 dakikaya destek geliyor, yaralandın mı" diye sordu ben de karnıma bakıp çok ciddi olmadığına karar verdim ve konuştum "yok yaralanmadım, sen iyi misin" o da cevapladı "iyiyim iyi yaralanmadım" bende kafamı salladım.
5 dakika sonra
artık yaram daha fazla kanamaya başlamıştı bende üstümdeki kıyafeti bastırıyordum fakat o da yeterince kan olmuştu ateş etmeyi bırakıp eğildim ve çantamdan yedek tişörtümü çıkartıp yaraya öyle baskı yapmaya başladım ve tekrar ateş etmeye başladım "alp ne zaman gelirler" diye sordum alp ise bana baktı ve konuştu "4-5 dakikaya buradalar afra dayan ayrıca yaranı bana söylemediğinin hesabını da vereceksin" dedi ben de hemen Alp'e döndüm ve hiçbir şey söylemeden önüme geri döndüm
biraz sonra son şarjöre geçmiştim ve giderek artıyorlardı "alp, son şarjördeyim" alp cevap verdi "bende"
2 dakika sonra falan silah sesleri artmıştı "geldiler" dedim ve kendimi kenara atıp daha çok saklandım alp de hemen yanıma geldi "yaran nerede" karnımı gösterdim "karnımda ama çok derin değil" dedim ve alp hemen tişörtün karın kısmını kaldırıp yaraya baktı ve gözü diğer yaralarıma kaydı daha sonra "yaran çok derin değil dayanabilir misin" diye sordu bunu sorarken de elimdeki tişörtü alarak kendi baskı yapmıştı "bilmiyorum, dayanmaya çalışacağım" dedim ve ateş sesleri kesildikten sonra alp dışarıyı kontrol edip beni kucağına aldı ve "kapıyı açın çabuk" diye bağırdıktan sonra sanırım benimle birlikte bir arabaya bindi ve kafamı dizine yasladı daha sonra telefonu çıkarıp birini arayıp konuştu "baba afra yaralandı bizim hastaneye gidiyoruz" dedi ve bir şeyler daha konuştuktan sonra telefonu kapattı.
benim de 1-2 dakika sonra algılarım kapanmıştı ve duyduğum tek ses Alp´in "daha hızlı sürsenize, afra afra kapatma gözlerini" demesi olmuştu.
.......................................................................................................................................................................................................................................
selammmm
bölüm bitti, şimdi diğer bölümlere bir göz attım da aşırı kısa yazmışım sanırım bu en uzun bölüm oldu birde diğer bölümleri çok eskiden yazmıştım yani 2023 ten beri
neyseeeee
birazcık kaos ekledim sizce sarp ile afranın araları düzeldi mi yada alp ile
ve sizce abilerle afra arasında bir kaos çıksın mı yoksa araları iyi mi olsun
diğer bölümde görüşürüzzzz
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |