
"Sarılan yaraların geçmek bilmeyen sancıları vardır. Gizlenmiş, üzeri kapanmış, lakin her soğukta kendini belli etmeye mahkum edilmiş"
Ö K F
🔲🔲🔲
Niyetler bozulduğunda gecenin en mahrem zamanında şeytanın fısıltısı yükselir ıssız sokaklarda.
Zayıf insanoğlunun kaçışı yoktur ve tüm çabası beyhudedir. Öyle yazılmıştır çünkü. Zayıf halka ezilmeye mahkumdur her zaman.
Belki de insan olmanın gereğidir acı çekmek. Tüm insanlık için geçerli midir acaba?
Keyfi yerinde zenginler, asıp kesen zalimler ve daha nice felaketler.
Gözyaşı tek bizim için mi var?
Gecenin bu donuk siyahlığında hüzünle dopdolu bir çift göze bakarken gözyaşlarım elmacık kemiklerinden kopup gidiyordu.
Batı...
Öylesine masum bakışlı ki.
Kimseye bir zararı olmayan, kimseyi incitmek istemeyen ama her defasında canı yanan, koruyanı olmayan, sevgiden mahrum, aşktan kurak, kucaklanmaya ve sarılmaya hasret bir çocuk gibi.
Ağlarken alt dudağının hafif çıkması bir bebeği andırıyordu. Titreyen çenesinin gözyaşları ile ıslanması canımı çok yakıyordu.
Öylesine masum bir insanın, böylesine bir durumda olması yüreğime çok ağır geliyordu.
Karnına çektiği dizilerini kendinden uzaklaştırırken buna paralel olarak gözlerini de aldı benden.
Daha fazla açmak istemiyordu mahremini. Söylemek istemiyordu yaralarının yerini, anlatmak istemiyordu kalbinin kırık harabe odalarının durumunu.
Kanayan elleri ile yerden destek alarak kalktı ve sendelese de yürümeye başladı.
Ayaklarının yere sürerken çıkardığı ses bitkinlikten ve bıkkınlıktan yaşamak istemediğini açıkça haykırır gibiydi.
Siyah çizmelerinin gıcırtıları, montunun hışırtısı kesilmiş, içindeki efkar bağırmaya başlamıştı.
Zaten dağınık olan siyah saçları, Konya'nın acı sert rüzgarı ile daha da dağılırken ben de betonun soğukluğu ile irkildim ve daha fazla durmamaya karar vererek ayağa kalktım.
Kıyafetimden dökülen bölümleri üstüme geçirirken yerdeki damacana yakıldı gözüme.
Batı muhtemelen ya unutmuş ya da aklına gelmemişti. Eve su götürürken beni görünce gözü dönmüş su falan çıkmıştı aklından.
Gecenin karanlığına karışarak, sokak lambalarının loş ışığında yalpalayarak yürüyen ona baktım bir kere daha.
Çok yarası vardı, çok.
Görünmeyen, bulunamayan ama buna tezat ağır yaralı kadar hayati tehlike yapan yaralar.
Zihninde, kalbinde, ruhunda...
Acele birkaç adımın sonunda kurumak üzere olan gözyaşlarımı sildim ve yerdeki yarıdan da aşağı inmiş damacanayı kaldırdım.
Peşinden gitmeye başladığımda bu yürüyüşle ona yetişebileceğimi biliyordum. Çünkü olabildiğine yavaş yürüyordu.
Yürüyüşümü ona göre ayarlayarak aramamızda birkaç metre bıraktım.
Nefes alışı birden hızlandı.
Benim bile duyacağım hale geldiğinde durdu.
Tam sokak lambasının önünde.
Gecenin karanlığında mihenk kadar değerli ışık yayan o sokak lambasının önünde durdu ve yavaşça öne doğru eğildi. Ellerini dizlerinin üstüne koyup eğildi. Derin nefesler almaya devam etti.
Durdum. Onu bekledim.
Kriz gibi bir şey geçiriyordu.
Dizleri dayanamayınca yere çömeldi.
Oturdu asvalt yola bir süre.
Derin nefesler almaya devam etti.
Onu izlerken ağladığımı bilmiyordum.
Gözyaşlarım benden habersiz akmaya devam ediyordu.
İnlemeye başlamıştı ağrıdan.
Eli kalbine gittiğinde nefesleri hızlandı.
Ağlamaya başladığında kendimi tutamadım. Damacanayı bırakarak yanına gitmek için yeltendim ama yerden destek alarak ayağa kalkmaya çalıştığında durdum. Belki de yanına gitmemeden hoşlanmayacaktı ki, zaten hoşlanmadığını söylemişti.
Beklemedi. Ayağa kalkar kalkmaz yürümeye devam etti. Hızlandı biraz daha. Sanki eve bir an önce ulaşmak istermiş gibi. Bekleyeni varmış gibi. Görmese hasretten ölecekmiş gibi.
Bir çırpıda damacanayı alıp peşinden yürümeye devam ettim. Hızımı ona göre ayarlayıp yürümeye devam ettim.
Eve kadar yürüdük birlikte.
Apartmana girer girmez merdivenleri çıktı ve beklemeden katlarının önüne geldi. Zile bastı bir defa. Açan olmayınca kapıyı yumrukladı iki kere.
İçeriden bir gürültü olup kapı açılınca Banu'nun sesi geldi.
"Baba! Neredeydin?"
"Aç kapıyı güzelim."
Sesi boğuk ve derin bir ağrıya katlanmaya çalışıyormuş gibi ç%
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 1.01k Okunma |
273 Oy |
0 Takip |
42 Bölümlü Kitap |