20. Bölüm

17🍎

Handelendin
handelendin

Yuki, ortaya koyduğu beş karttan birini açarken konuştu:

“İlk tur olduğu için bu karta 2 puanlık bahis açıyorum. Duygu: aşk. Tahmin edin bakalım, bu duygu yansıma mı, yoksa gerçek mi?”

 

Yuno hiç tereddüt etmeden yanıtladı:

“Yansıma.”

 

Ben hâlâ emin değildim. Gerçek de olabilirdi, yansıma da. Yan dudağımı dilimle şişirip düşüncelere daldım. Kararsızdım. Belki Yuno’ya güvenip ben de yansıma diyebilirdim… ama ona ne zaman güvenmiştim ki?

“Gerçek,” dedim sonunda, kelime ağzımdan kendiliğinden çıkmıştı.

 

Yuki araya girdi:

“Prens yansıma dedi, prenses gerçek. Bakalım hangisi doğru?”

Kartı aynanın önüne koydu. Hep birlikte dikkatle işareti aradık. Yoktu. Bu, kartın gerçek olduğunu gösteriyordu. İlk puanı ben almıştım.

 

“Tebrikler Melodi, 2 puan senin. Şans işte,” dedi Yuki gülümseyerek.

 

İçimden yıldızlara seslendim:

“Bir sonraki turda da bana yardım edin.”

 

Yuki ikinci kartı açtı:

“Duygu: öfke. Yine 2 puanlık bahis. Yansıma mı, gerçek mi?”

 

Bu kez Yuno’yla aynı anda cevap verdik:

“Yansıma.”

 

“İlk ben söyledim!” dedim.

 

“Hayır, ilk ben söyledim, Melodi,” diye karşılık verdi Yuno.

 

Yuki kartı aynaya koydu. Hepimiz dikkat kesildik. Kartta işaret vardı. Gerçekti.

 

“Bu puan bana gitti,” dedi Yuki. “Biraz daha dikkatli olun.”

 

İç geçirdim.

“Keşke gerçek deseydim. Şu an gerçekten sana öfke duyuyorum.”

 

Yuno kahkaha attı.

“Şaşırmadım,” dedi. “Üçüncü kart, Yuki.”

 

Yuki üçüncü kartı açtı:

“Duygu: mutluluk. Bu kez 3 puanlık bahis.”

 

Bu kartın gerçek mi yoksa yansıma mı olduğunu kimse bilmiyordu. Prens bile. Arkamı yasladım, gözlerimi kapattım. Yıldızlara güvendim. Onlar kulağıma fısıldadı:

“Yansıma, Melodi.”

 

Gülümsedim.

 

Yuno’nun sesini duyduğumda gözlerimi açtım. Cevabını bekliyordum.

“Gerçek,” dedi.

 

Ben de gülümseyerek söyledim:

“Yansıma diyorum.”

 

Yuki’ye döndü gözlerim, aynaya koydu ve kartı aynanın önünde tutarak işareti baktı ve ağzından “ Gerçek duygu, beş puan prenses, 2 puan Prens.”

 

Dördüncü kartı açtığını izledim “ İşler karışacak buna 4 puan koydum ve duygu, Özlem.”

 

Yansıma olduğunu söylemişti yıldızlar bana, bekledim ilk o söylesin diye direk söylesem şüpheye çekmiş olurum.

 

Yuno biraz düşündü, sonra elini çenesine götürüp hafifçe sırıttı:

“Hislerime güveniyorum. Bu duygu gerçek,” dedi. “Peki ya sen, Melodi?”

Gülümsedim.

“Yansıma. Son kararım.”

Yuki kartı aynaya tuttu, önce bana, sonra Yuno’ya baktı.

“Yansıma,” dedi.

 

Yuno puan alamamıştı ama üzülüyor gibi görünmüyordu.

 

“Sanırım kazanan ben olacağım, Prens Yuno. Benim istediğimi yapmaya hazır mısın?” dedim.

 

“Ne isteyeceğini biliyorum. Eve dönmek istiyorsun. Ama biraz daha kalsaydın…”

 

“Belki onu istemeyecektim. Küçük bir şey de isteyebilirdim, kim bilir?”

 

“Ne gibi küçük şeyler, Melodi?” dedi ve bana doğru yaklaştı. Masanın aramızdaki mesafesi hâlâ duruyordu ama bakışları yaklaşmıştı.

 

Ona hayran hayran baktım. Sanki bir büyünün etkisindeydim.

“Peki, sen benden ne isteyeceksin, Prens Yuno?”

 

“Ne isteyeceğim, ha?” dedi, gözlerini gözlerime dikerek baktı ve ortamın büyüsü bozuldu—iyi ki de bozuldu, yoksa boynum tutulmak üzereydi.

 

“Son kartı açıyorum izninizle,” dedi Yuki. “Bu karta 4 puanlık bahis koyuyorum. Duygu: güven. Yansıma mı, gerçek mi?”

 

Yuno’nun üzülmemesi için içimden gelenin tersini söyledim:

“Gerçek diyorum.”

 

Yuno ise kararlıydı:

“Yansıma.”

 

Yuki kartı aynaya tuttu. Kart yansıma çıktı. Bu kez puanı Yuno aldı. Ben sadece bir puanla kaybetmiştim. Eğer bu kartı da alsaydım toplamda 10 puana ulaşacaktım. Ama elimizde kart kalmamıştı. Zaten akşam olmuştu ve hizmetçi Avora, yemeğin hazır olduğunu söyleyerek oyunu sonlandırdı.

 

“Çok keyifliydi,” dedim. “Evet, kaybettim ama bir dahaki sefere ben kazanacağım.”

 

Yuno gülümsedi:

“Öyle olsun. Bu akşam senden sadece bir şey isteyecektim: Karşımda değil, yanımda oturmanı.”

 

Dip dibe oturmak mı? Benden ne umuyor ki? Ama söz vermiştim, istediğini yapacaktım.

 

“Peki,” dedim. “Kazanan, kaybedenin isteğini yerine getirir. Avora, benim tabağımı Prens’in yanına koy.”

 

Sanki buranın sahibi benmişim gibi konuştum. İnanılmaz.

 

            🍎

 

Masada yan yana oturan iki düşmanı görüyorsunuz. Melodi içi rahat değildi Yuno’nın yanında oturduğu için sevinmediğini içinde saklıyordu ki sahte gülümsemesi ve aşık olmuş gibi taklit yaparken çok zorlanmıştı. Yuno ise bu anın zevkini çıkarıyordu.

 

Ben karışmak istiyorum ama karışamıyorum. Beni zorlayan onun iki adamı başımda dururken. Yutkunup masalı devam ettim.

 

Melodi kafasında o günün geldiğinde Yuno’nın vereceği surat ifadesini düşünerek gülümsemişti.

“ Yakından bakınca çok güzel bir prensessin Melodi ?”

 

Başını çevirdiğinde dudakları birbirine dokundu. Melodi utanarak başını başka tarafa çekmişti.

“ Hadi yemek yiyelim zaten bugün bir tuhafım yatmak istiyorum.”

 

“ Nasıl istersen özel konuğum!”

 

Bana bugünlerde bir şey olmuyordu. İyi ki olmamıştı ama o kitabı açtığım an bir şey yaşamamıştım ama ilerledikçe kalbimin içinde büyüyen bir şey hissettim.

 

Yemeğime odaklandım. Tabaktan bir kaç kaşık ve çatal alarak karnımı vakit kaybetmeden doyurdum. Hızlı hızlı yemedim orta hızda yemiş masadan kalkmıştım.

 

“ Afiyet olsun. Ben odaya çekiliyorum.”

 

“ Yarın tekrar oyun oynayalım ne dersin ?”

 

“ Senin bir işin yok mu ? Halkınla ilgilenmek konusunda.”

 

“ Yok diyelim Melodi. Sen ne isteyecektin kazanırsan.”

 

“ Beni masalıma yollamanı ve benimle birlikte okula gitmeni Yuno.”

 

“ Çok zor istekler. Sence beni affederler mi sonuçta prenseslerini elimde tutuyorum.”

 

“ Kabul etmezler ama herkesin bir ikinci şansın olabilir. Sen kötüsün diye asi sınıfına gitmemezlik yapamazsın. Bu kararı ben vereceğim kader gününde.”

 

“ Benden iyi olmamı bekleme çünkü dediğin gibi masalım iyiye hak etmez.”

 

O konuşurken başıma garip bir sancı girdi ve yansıma gitmemiş miydi?”

 

‘ Melodi sen ondan daha kötü olacaksın.’

 

Hayır ben iyi bir kendi masalımı yazan prensesim. Kötü bir prenses değilim.

‘ Göreceğiz.’ demişti sesi kaybolmadan.

 

“ Melodi iyi misin sen ?”

 

“ İyiyim ben, çok yordum sanırım başımı sancı girdi. Yatarsam düzelir.”

 

Melodi, Avora’yla birlikte odasına çekilmişti. Yuno ise yemeğini bitirmiş, aynalı odaya—annesinin yanına—gitmişti.

“Anne, orada mısın?” diye seslendi.

 

Kraliçe Zaya, aynada belirdi.

“Beni hatırladın mı sonunda, oğlum? Varlığımı?”

 

“Konuğumla ilgileniyordum biraz, o yüzden gelemedim.”

 

Kraliçe Zaya’nın sesi yumuşak ama uyarıcıydı:

“Aklındakini biliyorum, oğlum. Konuşmalarınızı duydum. Asi sınıfında eğitim almak istiyorsun. Ama ya söylediklerin doğruysa? Eğer seni suçlarlarsa… ve imzaladığın kaderi kabul etmiş sayılırsan, ne olacak?”

 

“Bu mümkün değil, anne. Çünkü Melodi’nin fikrini değiştirmesini sağladım. Artık kendi masalının dışında bir prenses olmak istiyor.”

 

“Bu iyi haber,” dedi Zaya. “Ama ya kader gününde seni hapsederlerse? O zaman ne olacak? Karanlık masalı kim yönetecek?”

 

Yuno arkasını döndü, sesi daha alçak ama kararlıydı:

“Bilmiyorum. Onun fikrini değiştirirken… belki de kendi fikrimi değiştirmişimdir.”

 

Zaya bir an sustu.

“İyi olacak mısın peki, oğlum?”

 

Yuno başını eğdi.

“Hayır, anne. Bu sıralar Melodi’nin içindeki karanlığı hissettim.”

 

“Nasıl gördün bunu?”

 

“Yemekten sonra başı ağrırken… yaydığı enerjiyi fark ettim. Değişmişti.”

 

Kraliçe’nin sesi ciddileşti:

“Kütüphaneye gittiğinde o kitabı açmış olmalı. Yansımasının enerjisini okumuş. Eğer onunla birleşirse… Melodi bizden bile daha karanlık biri olabilir.”

 

Yuno gözlerini aynadan kaçırdı.

“Melodi… asla kötü olmak istemez.”

 

Yuno daha fazla bu konu hakkında konuşmak istemedi. Annesi oğlu gitmeden “ Melodi’ye aşk büyüsü yaptın peki ya oğlum sen ona karşı ne besliyorsun.”

 

Buna cevap vermeden aynalı odadan çıktı.

Aynalı odadan çıktığında Melodinin odasına doğru ilerlemişti kendi odasının yanındaki odaya doğru ilerledi ve durdu. Açmak ile açmamak arasında gidip geldi sonra kapı kolunu sessizce aşağıya indirip yavaş yavaş kapıyı aralayıp kapı eşiğinde omzuna dayamış uyuyan Melodi’yi izliyordu.

 

Bu kadar güzel uyuyan birini uyandırmak büyük hata olur. Ama biliyor musun Melodi, annem dese veya tüm masal halkı bana sana aşık olacağım dese inanmazdım ama böyle güzel ve huzurlu uyurken görmek, sana baktıkça daha da bağımlı oluyorum.

 

Benim gibi birine alabilirler mi ? Keşke masallarımız ve annelerimiz düşman olmasa Melodi, ikimizde özgür olmak istiyoruz. Ben kötü olmayı seviyorum Melodi, doğam böyle olsa kabullendim. Sadece istemediğim şey siz mutlu olurken bizler hep arka planda oluyoruz. Bizim hiç mutlu sonumuz olmadı. Siz mutlu iken biz mutsuz sonumuzda takılıp kalmaktan.

 

Ama sende herkesin istediği prenses olmaktan bıkmıştın. Belki bu bir şeylerin başlangıcı olur.

 

İçimdeki ses; sen yasaklı kitabı açıp içindeki iyiliği kaybettiğini söylemişti.

 

Neyse çok fazla kalmış oldum. Kapıyı sessizce kapatıp kendi odama döndüm.

 

Odama girdim. Kapıyı arkamdan çekip örttüm. Yatağa başıma koymuş konuğumla ilgilenirken buradaki yetkimi unutmuş olabilirim. Uzakta onu izlemek ve izlemekten vazgeçmek kolaydı ama yanımda iken gözümün önünde olan prensese bu kadar ilgi göstermem biraz fazlaydı.

 

Sabah onla ilgilenmek yerine belki buradaki sistemi gösterebilirim. Ne yaptığımı ve boş boş durmadığımı, bu aklıma gelen en iyi fikir olabilir. Gözlerimi gülümseyerek kapatmıştım.

                 

              🍎

 

Sabah olduğunda Yuno ilk Melodi ile kahvaltı yaparken konuşmuştu. Melodi karşısında oturup dinlemişti.

 

“ Melodi, bugün senle kart oyunu oynamak isterdim ama dün boş boş bu sarayda yönelttiği mi söyleyince dedim ki belki bana eşlik edersin. Buradaki yönetim stilimi görmüş olursun. Sonra yine yemekten önce ve sonra yatmadan bir iki el atarız.”

 

Melodi, Yuno’nun teklifini düşündükten sonra “ Merak ediyorum nasıl yönetiyorsun olur.”

Yuno gülümsemişti ve kahvaltısını keyif alarak devam etti.

Melodi uykuda iken bilinci ve kulakları açıktı seslere karşı ve Yuno’nun dediklerini kahvaltıda söyledi “ Yuno, kötü olmak doğuştan gelen bir his ve değişmek istemiyorsun anlıyorum. İkimizin amacı özgür olmak, anlatıcı hep beni anlattı ön planda sen yine arka plandasın.”

 

“ Uykuda benim sana söylediklerimi nasıl duydun bilmiyorum. Öyle bir arka planda değil. Ben kendi mutlu sonum, kötüler için mutlu son yazmak istedim. Atılmaktan ve öldürürmekten uzak bir mutlu son istedim. Sizin rahatça yaşadığınız gibi bir mutlu son.”

 

Bir soru ne istediğimi açıklamamı yetmişti.

 

Yuno masadan kalkmış ve avucunu açarak havaya kaldırmıştı ağzını açarak

 

“ Büyük bir haksızlık döner bu dünya

Hikayeler yazılır iyilere sonsuza

Kötülere mutsuz sonlar hep hazırda

Oysa ben mutluyum karanlık yolda

 

Dengi neden değişmiyor masalların

Mutlu son hep iyilerin yazgısı mı?

Benim derdim yok, kötü olmakla yarın

Karanlıkta parlıyor kalbim aslında..”

 

Yuno şarkı söylerken duygulu ve adaletsizliğin sesi olarak Melodi, kötü kahraman masalların çektiğini hiç düşünmemişti.

Aslında her masalda bir özgürlük var diye düşünmüştü. Hiç farkına varmadan Melodi etkilenmeye başlamıştı. Dün bir şeyi yoktu ama içten içe kalbi nedense ona bağlı oluyordu. Melodi bunun farkında değildi ama bakışları büyüden değilde gerçekten etkilenmeye başladı.

 

Yuno şarkısını sonlardırmıştı:

 

Beni korkutmaz ne fısıldar gece

Karanlık dostum ben onun içinde

Masalları yazanlar hep yalan söyler

Gerçek sonlar hep başka yerlerde.”

 

“ Ben sana armağan ettim şarkımı Melodi,” demiştim şarkımın sonlarında bana gülümseyerek baktığını görmüş burnuna dokunmuştum.

 

“ Gel hadi sana buradaki yönetimini göstereyim. Benimle taht odama gel ve yanımdaki koltuğa otur.”

 

“ Ben buranın kraliçesi değilim ki Yuno!” Demişti haklıydı ama yakın bir zamanda içindeki kötülük buna sağlar. Melodi.

 

Taht odasına birlikte giriş yaptık. Bayanlar dedim oturduğum tahtın yanındaki koltuğa oturmasını istedim. Kendi tahtımı geçip Yuki’ye çağırdım. “ Yuki, gelecek misafirleri ve işleri sırala.”

 

“ Hemen prensim, ticaret için anlaşma yapmak isteyen diğer masal ülkeleri parşömenler var ayrıca cücelerin madende gelişme sağlandı.”

 

“ Güzel konuklarımızı buraya çağırmanın vakti gelmiş.” Parmağımdaki yüzükle oynuyordum.

 

 

Gün boyu salonun içi farklı ülkelerden gelen temsilcilerle doluydu.

Yuno, kötü masal diyarlarının isteklerini tek tek dinlemiş, her anlaşmayı dikkatle not aldırmıştı.

Dostluk teklif edenlere aynı zarafetle gülümsemiş, kötü niyet taşıyanları da aynı nezaketle uğurlamıştı.

Ama Melodi fark etmişti—Yuno’nun gülümsemesi hep aynıydı, ama gözleri her seferinde biraz daha yorgun bakıyordu.

 

Akşam olduğunda salon sessizleşti.

Evraklar toparlandı, muhafızlar geri çekildi.

Yuno pencerenin önünde durdu, dışarıdaki solgun gökyüzüne baktı.

 

Yorucu bir gündü,” dedim

Sonra yanıma döndüm ve Melodi’ye samimi gülümsemesini seyrettim.

“Biraz kart oyunu oynayalım mı?”

 

Melodi başını hafifçe yana eğdi.

Yuno’nun sesinde alışılmadık bir yumuşaklık vardı.

“Yarın oynarız Yuno,” dedi. “Bugün uzun bir gündü. Şimdi biraz dinlen. Kafa yormanı istemem.”

 

Yuno’nun gülümsemesi değişmedi ama bakışları biraz daha duruldu.

“Hiç yormaz aslında,” dedi. “Ama anlayışın için teşekkür ederim.”

 

Melodi şaşkınlıkla baktı.

“Sen teşekkür eder miydin, Yuno?”

 

Yuno gözlerini kaçırmadan cevap verdi.

“Bazen ediyorum. Ama sadece doğru kişilere.”

 

Melodi bir şey demedi.

Ama o an gülümsemesinin ardında başka bir şey olduğunu hissettim

Ve belki de ilk kez, onunla oyun oynamak eğlenceliydi.

 

“ Saraydan çıkmak ister misin yarın şehrimde bir tur atarız ama burada masum görünmeyeceksin yapar mısın.”

 

“ Yaparım elbette biraz

farklılık görmek istiyorum.”

 

“ O zaman yarın öğlen seni daha eğlenceli yerleri götüreceğim.”

 

“ Yuno neden bu kadar bana iyi davranıyorsun tutsağına ?”

 

Merak için mi sordu bilmiyorum. Bende tam cevabını kestiremiyorum bile.

“ İçimden konuğuma güzel davranmak geliyor.”

 

 

Bölüm : 06.07.2025 02:48 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...