

Karanlık Sarayda kötü yeni bir gündü. Yuno gözlerini aşağıdan gelen tabak çatal sesleriyle açmıştı. Bu gürültünün kaynağı ne olduğunu bakmak ve susturmak için odadan çıktı ve merdivenlerden inerek mutfağa ilerlerken Melodi’nin elinde tabakları masaya götürdüğünü izledi.
“ Melodi, bunun için çalışanlarım var sen neden yaptın ki özellikle konuğumsun.”
“ Sevdiğim prense kahvaltı hazırlayamaz mıyım ?” Bana az önce sevgi anlamında bir şey mi dedi. Büyünün etkisinde hala gerçekte böyle olsa bunu bile kalkışmaz belki de masalına geri yollamam için yaptığı hileler olabilir.
Kendini hizmetçi gibi göstermek için çabanı takdir ediyorum. Yapsın bakalım. Ben sana zorluk çıkarmadan kendine zorluk çıkartmanı izleyeceğim.
Yuno böyle diyorsun ama vicdanın buna ne der ? neyse masal perilerim, Yuno dıştan umursamaz gibi görünsede içinde yaptırma diyen sesi kulak vermemeyi çalışsın. Sende farkında olacaksın bir düşmana aşık olduğunu…
Tabakları yerleştirdi ve karşıma geçmedi yanıma geçip oturmuştu. Bana sapık gözlerle bakışları daha fazla sinirimi gitmesi gerekirken gözlerinin parlaklığı kalbimi kör etti.
Kalbini söz geçir. Onun gerçek duyguları böyle olamaz benden nefret ediyor. Masalını bozduğum için. Büyüyü şimdi bozup böyle yapmacık gibi bakmasını bitirmem lazım. Büyüyü ancak birisi öpünce geçer o da büyü yapan ben öpersem. Bir kez daha dudaklarımız buluşacak.
“ Yuno, beni dışarıya çıkaracaksın ya kasabada ne var merak ettim ?” Kasabayı merak ediyor.
“ Öğleden sonra çıkarız en güvenli saatlerde dolaşmak konuğumu zarar görmesini istemem.” Akşam büyüyü bozacak kötü bir planım vardı. Ama bunu kimse bilemez. Anlatıcı dahi planımı ön göremez.
Kötülerin yaptığı gibi ilk önce planlarını söyleyip yaptıkları için bozuk çıkabilir ama ben söylemeyeceğim.
Ben kötü olmak için yaratılmış bir kahramanım. Melodi sen masalını reddettiğin zaman ne birbirimizi göreceğiz ne de düşman veya dost olacak kadar yakın olmayacağız.
Ben kendi masalımda huzurlu ve yalnız- kalbim tekledi. Neden tuhaf hissediyorum acaba kahvaltı, olamaz çünkü daha ağzıma bir şey atmadım, yemedim bile.
Kahvaltı boyunca gözleri benim üstümde deli gibi bakıyordu. Hoşuma gitmiyordu. Büyüyü şimdi bozmak istedim ama bakalım ne kadar bana dayanacak.
“ Melodi saraya döndüğümüzde bu sefer duygularımızı açıklayalım. Yansıma oyununda ne dersin ?” Bunu dedim çünkü aklımdaki planın bir parçası olduğu için.
“ Peki iddia ne olacak ben kazanırsam biliyorsun. Burası sıkıcı seninle bile olsam kasvetli ve korkunç masalın var. Eğer sen kazanırsan ?”
“ Tamam masalını yollayacağım ama benim iddiam oynadıktan sonra söyleyeceğim. Biraz merak et en azından uğraş olur.” Kıvranıp dursun. Çok zevk verecek ama ilk annemle bir konu hakkında konuşmalıydım. Yaşadığım hissin ne olduğu hakkında, o aynada onu öyle görürken vicdan azabı çektim. Yakınımda büyünün etkisinde iken ve inatlaştığında ki yüz halleri ve davranışları.
Yok saçmalıyorum yine masadan kalkıp aynalı odaya gittim.
Anne kuzusu gibi oluyorum biraz.
Melodi, Yuno’nın peşine takılmıştı. Masadan aniden kalktığında ne olduğunu bakmak için gittiğinden emin olduğunda nereye gittiği hakkında küçük bir fikri vardı ve tamda orada aynada birisiyle konuşurken görmüştü. Melodi’ye tanıdık gelmişti sessizce ağzını kapatarak “ Söylenenler doğruymuş annesini aynaya kapatmış ne konuşuyorlar.” Diye düşünmüştü ve sessizce dinlemeye koyuldu.
Annemi aynaya çağırdığımda “ Anne içimde bir kaos var anlamdıramıyorum. Bir nefret öfke kıskançlık sonra vicdan azabı çekiyorum bu nasıl bir his anlam veremiyorum.”
Kraliçe Zaya, elini alnını üstüne koyarak oğluna “ Ben sana demiştim senin içindeki yasaklı duygular besliyorsun. Ama farkında değilsin. Kendini soğutmalısın.”
O sırada Melodi, konuşanları duymuştu ve şaşıp kalmıştı ‘ Bana karşı birşeyler mi besliyor acaba sonuçta iki ayrı masalımız olacak yani birlikte olabiliriz. Ben ne diyorum. Onun gibi bende acaba o duyguların esiri oldum. Aslında en baştan belli esirim, beni öptüğünde içimde pişmanlık hissetmedim aksine pişman değilim.’ bunları söyleyip durdu. O sırada Yuno ise Melodi gibi bu duygulardan pişman olmuştu. Hissetmemesi gereken duyguların esiri.
“ Oğlum bugün bu oyunu bitir ve yarın gözlerini masal ülkesinde açsın!” Annemin emri böyleydi ama ne yapacağımı bilmiyordum.
Daha fazla bu yasaklı duygularımı esiri olmadan bu oyunu bitirmeliydim.
Arkamı döndüğümde kapı aralığında beni izleyeni fark ettim.
Kapıya doğru ilerleyip açtığımda yere düştü.
“ Çok ayıp prenses, kapıdan dinlemek!”
Melodi bana gülümseyerek “ Merak ettim, masadan hızlıca kalkınca önemli bir şey oldu mu diye, seni ararken burada gördüm ve bakmak istedim.” Ay prensesimiz beni mi merak etmiş çok iyi kalplisin güzelim ama ben sana iyi gelmem.
“ Ben iyiyim.” Demiştim kararlı ses tonumla aşağıya inerken melodi odasından bir kitap seçerek yanıma geldi. “ Biraz vakit varken kitap okuyalım mı ? Ya da sen bana okursun.” Neyim senin bebek bakıcım mıyım ? Sen nesin küçük çocuk mu ? Kalsın ama birlikte kitap okuyabiliriz. Böylece dikkatim dağılmaz demiştim ki Yuki aniden çıkarak “ Prensim cüceler rapor vermeye geldiler sizi bekliyorlar. Canlanan bekçilerle birlikte.”
“ Melodi sen yalnız başına okuyacaksın. Söz verdiğim gibi dışarı çıkıp temiz havanı aldıracağım. Ne kadar temiz hava alabilirsin ki ?”
“ Doğru dedin o yüzden masalımı yolla!”
Yine başladı. Tamam bugün kal benimle yarın kendi masalında uyanacaksın. Bu sarayda kalan günleri unutturacağım ki beni iyi bir şekilde hatırlamanı sağlayacağım. Ben sana kötülük yaptıklarımı hatırla. Bir daha karşılaşmayalım.
Sarayıma iyi halde geldin ben seni serbest bıraktım. Bunu böyle yapmak ikimiz içinde iyi sen reddet bundan sonra ikimiz düşman olmayacağız dostta. Aynı şeyi ikinci kez söylediğimi fark ettim.
Melodi, kitap okumaya büyülü bahçeye giderken ben ise taht odasında cücelerin raporunu ve sorunları dinledim.
Bit huysuz cüce konuştu. Melodi hakkında kötü kötü tam dolduracaktım sıra kendimi durdurdum avucuma yumruğumu sıkarak sakinleştirdim.
“ Prens Yuno hazretleri, pamuk prensesi artık bu masaldan uzak tutsanız. Biz ölümden daha yeni döndük ve onu gördükçe öldürülme korkusuyla yüzleşiyoruz. Yediğimiz yemeğin tadı hala korkunç, cam batmalar-” konuşamadı. Ne iyi değil mi ?
“ Kötüler için yaratıldı di mi ? Kötü olmayı başladı ise burada kalması daha uygun olmaz mı ?”
“ Evet ama prensim, bize yapılanları daha -”
“ Tamam prenses yarın masalında uyanacak o yüzden tantana yapmayın. Raporunuzu verin gidin!” Ne çok konuştular şu an Melodi’yi kitap okurken izlemek istiyordum. Ne için izlemek gibi istek geldi şimdi.
Taht odasından çıkarken Yuki beni duldurdu. Daha bitmemiş görüşmeler ve imzalanacak sayfalar olduğunu söylerken tam bir danışman gibiydi.
“ Yuki sen aileni ziyarete gittin mi anneni ve kardeşini görmeye ?” Hayır olarak başını sallamıştı.
Buraya bana sığınmak için gelmişti ve her işime yetişen bir kedi oldu.
Melodi yalnız başına kitap okurken Yuno ise uzun zamandır intikam almak için yarım bırakılan görevleri yapıyordu. Melodi ile vakit geçirmek isteği vardı. Öğlen bile olmuştu. Melodi vakti geldiğini görünce taht odasına ilerlemiş ve içeriye gitmekten korktuğu için Yuki’ye işaret vererek yanına çağırdığında “ Yuki ben oraya giremem ama sen gidip söyler misin temiz hava yürüyüşü için beklediğimi hem yorulmuş gibi görünüyor iyi gelir.” Yuki kulaklarını oynatıp koca gülümsemeyle çekildi.
Başıma ağrılar girdi. İstekler, şikayetler dinleyerek sonra da dosyaları bakma işinden sonra Yuki kulağıma eğilmiş “ Prenses sizi kapıda bekliyor. Sakin bir kafa için iyiymiş diye söyledi.”
Başımı onaylar gibi salladım ve tahttan kalkıp Yuki den pelerin getirmesini istedim. Kapıya doğru ilerlerken konuştum “ Kitap date yapamadık. Kafamı kaldıramadım. Ayrıca başıma ağrı girdi.”
“ Temiz hava iyi gelir diye düşündüm.”
Pek temiz sayılmaz bu hava.
Pelerini getirdiğinde Yuki, elimle alarak Melodi’ye atarak” Tekin bir yer değil kasaba gizlen!”

Melodi sözümü ikiletmeden itaat etti. Elimi tuttuğunu hissettim “ Hadi gidelim prensim!” Prensim, sevdiğim kelimeler onun ağzında yakışıyordu ama büyünün etkisinde söylediğinde eminim. Onun elini sıkıca tuttuğumda bana gülümsemişti ve sarayın kapısından çıkıp kasabaya doğru ilerledik.
🍎
Kasabaya adım attığımızda Melodi’nin meraklı bakışları ve sorular sormaya başlamıştı “ Neden burası karanlık kasaba diyorsunuz ?”
“ Bende bilmiyorum ama annemden istemişler kötüler için karanlık bir kasaba yaratmalarını o da yaratmış böyle deniyor.”
“ Peki güneş varken neden karanlık burası nasıl sabah olduklarını anlıyorlar.” Cevabı açık bir soru sorduğunu anlasan “ Ormanda kaldın di mi nasıl anladın.”
“ Burada baykuş bulunamaz ki ?”
“ Kasaba dışı birileri haber veriyor sabah olduğunu.”
Ona bakmamayı çalışmak çok zordu. Başka şeylere odaklanmalıydım. Ama eli elimdeyken hiç bırakmak istemiyorum. Bir şeyler almak için çekiştirdi sanki burada kalmaya çok istekli gibiydi.
“ Burayı çok sevdin herhalde ?”
“ Burayı unutmayacağım hatıralık almak istiyorum.” Buraya unutmamak ha! Üzgünüm yıldız perisi buradan giderken sana sadece kötülük yaptığım günleri ve kaderini değiştirme kararından başka sarayda kaldığın günleri unutturacağım. Yani hatıralık alıp saklasan da bu ne deyip atacağın bir eşyayı almak saçmalık.
“ Buradan bir şey alamazsın sadece yürüyüş yapmak için çıktık hem buraya ait maske akçesi yok sende!”
Melodi bana tip tip baktı “ Maske akçesi nasıl bir akçe ismi öyle ?” Cebimden çıkarıp bozukluğu gösterdim. Dikkatli incelemiş “ Üstünde maske olmasının sebebi ne ?” Yine başladık.
“ Kötüleri işaret ediyor o masal akçesi.” En azından bir şeyler uğraşmasını sağlamıştım derken biri Melodi’nin elindeki akçeyi kaptığında ve elini bir şeyle çizdiğini gördüğümde kalbim gümledi.
Melodi kendi acısını unutup bana “ iyi misin ?” Diye sorduğunda iyiyim dedim. Prensese zarar verildiğinde neden kalbim attı. Artık saraya dönme vaktinin geldiğini anlamıştım.
Yuki’ye seslendim, kasabanın ortasında gülümseyerek ortaya çıktığında “ İz sürmeni istiyorum. Prensesin elinden parayı alırken yaralayan o kötü vatandaşı sarayıma yollamanı, burnun iyidir sonuçta kedisin !”
“ Köpek değilim ama siz isterseniz ben hayır demem.” Gülümseyerek ayrıldığında bizde artık sarayın yolunu tutmuş kapıdan içeri girdiğimizde ise Avora, Prensesi ilk yardımı yaparken ben tekrar aynalı odaya gidip annemle tartışmaya başladım.
“ Oğlum çok ilerlemeden büyüyü de boz masalına yolla ve anlatıcı serbest bırak.”
“ Artık düşman olmayacağız anne ona karşı duygularım olabilir.”
“ Ama ben buna izin vermem Yuno, oğlumu rakibimin kızına bağlanmasını istemiyorum.”
“ Anne ama -” sözümü kesmişti “ Ben ne diyorsam o hem ben izin versem kader kitabı izin vermez.”
“ Ama ben ona aşık oldum.”
“ Yuno, kendini toplamalısın uyandır büyüden ve kendi yatağında masalında uyansın.”
Bende istiyorum ama yapamıyorum. Onu bırakmak bir asır sürecek.
“ Eğer değişmeni isterse iyi olmanı, iyi olacak mısın ?”
“ Ben kimliğimden asla vazgeçmem. Sadece illa iyilerin kötü sonu hak ettiğini kim söylemiş değil mi ?”
“ Mutlu sonunu yarın alacaksın oğlum!” Demişti ve aynadan kaybolmuştu. Yasaklı duygular beni ele geçirmişti ne kadar savaşsam da bu duygulardan kaçış olmayacaktı.
Aynalı odadan çıktığımda aşağıdan Melodi ‘nin sesini duymuştum. Aşağıya inip melodi’nin büyüsünü bozmak için yanına gidip büyülü sözleri söyleyerek Melodi’yi yanıma çağırmıştım.
“ Efendim Yuno!” Kolundan tutarak duvarla kendi aramı almıştım ve yanaklarından tutarak dudaklarını dudaklarıma bastırıp öptüğümde bir an afalladı sonra gülümsemişti.
“ Sonunda büyüyü bozdun di mi ama Yuno, ben hiçbir zaman büyülenmedim. Rol yapıyordum çaktırma diye aşık mış gibi davranmak ilk zamanlarda zordu ama -”
“ Dur dur sen aşık gibi rol yaptın yani ?” Melodi başını evet olarak sallayıp devam etti “ Sonra kalbimde ilk baştan belli sana karşı birşeyler hissetmeye başladım. Yavaş yavaş senden hoşlanmaya başladım.”
“ Bunlar bizim için yasaklı duygular Melodi. Bizde olmaması gerek!”
“ Seninde hissettiğini biliyorum.”
“ Ben sana karşı bir şey hissetmiyorum Melodi ?”
“ O zaman senle bir oyun oynayalım zaten masalıma gideceğim kader günü yaklaşıyor. Yeni iddiam şu olsun; eğer ben kazanırsam bana karşı gerçekçi duygularını söylemeni istiyorum.”
“ Tamam gel oynayalım kart oyununu, büyülü bahçeye çıkalım.”
Bu kadar çabuk kabul ettiğimi inanmıyorum ama sonuçta benimde bir planım vardı. Bakalım bana ne kadar bağlı olduğunu kanıtlasın bakalım.
Yuki yoktu çünkü ona verdiğim bir görevle uğraşıyordu. Bu sefer ben karıştırdım ve bakmadan dört kart yerleştirdim. “ Bana ne kadar aşıksın göreceğim. İddiam şu; eğer cesaretin varsa akşam yemekten sonra belki akşam yemeği yemek için odama gelmeni istiyorum.”
“ Çirkinleşeceğiz anlaşılan öyle olsun.”
Bu hem bu oyunun hem sana yaptığım oyunların sonu olacak Melodi çünkü sen kazandın.
Büyülü bahçede, gizemli bir masanın iki ucunda karşılıklı oturan Melodi ve Yuno, kartları tek tek açarak duyguları tahmin etmeye çalışıyorlardı. En az beş oyunda yüksek puan alan kazanacak, kazanan da diğerinden ne isterse alacaktı. Ortama, sanki birazdan birinin cesedi ortaya çıkacakmış gibi karanlık ve yoğun bir hava hâkimdi.
Kartları sırayla açarak her şeyin adil olmasını istediler. İlk kartı açan Melodi oldu. Sessizce kartın yüzüne baktı, sonra sesi hafifçe yükseldi:
— "Ben buna iki puan veriyorum... Sahte," dedi.
Yuno, kartına göz gezdirdikten sonra, Melodi'nin altın sarısı gözlerine bakarak:
"Aşk," dedi. "Gerçek."
Kartı aynaya doğru çevirdiler. Yansıma, Yuno’nun haklı olduğunu gösterdi. Kart “Gerçek”ti.
Oyun devam ettikçe zamanın nasıl geçtiğini fark etmediler. Her yeni kart, aralarındaki rekabeti biraz daha körükledi. Rekabetin kıvılcımı onları fark ettirmeden sarhoş bir neşeye sürüklemişti.
Ona baktığımda gülüyordu ve o kazanmıştı. Benim aksine neyse oyundan kalkmıştım ki “ Duygularını itiraf et !” Diye emir verdiğinde yerimde durdum. Ne oluyordu. Neden böyle bir durum yaşandı bilmiyorum.
“ Sana karşı sıfır duygusuzum oldu mu !” Diye sert çıkıştım ve odama kadar sessizdim. Odama girdiğimde nefesim kesilmişti. Ona böyle bağırdığım ve sesimi yükselttiğim için kalbim beni zorlamakla ne elde etti ki ?
🍎
Yemek yemeyeceğimi aç olmadığımı söylemiştim akşam ama kapımı çaldığında “ Defol git !” Diye yükseldim.
“ İnan gitmek isterdim ama kalbim izin vermiyor.”
“ Melodi bunu bize yapma !”
Kapı açıldı ve Avora kenara çekildiğinde Melodi’nin elinde tepsiyle bana yemek
getirdiğinde “ Aç kalma diye akşam yemeğini getirdim.”
“ Koy ve git !”
“ Gitmezsem ne olacak Yuno!”
“ Bu durumu iyice kötü yaptığının farkında mısın ?”
“ Değilim.” Melodi’nin dik başlılığı beni gerçekten delirtecek.
“ Beni odanda çıkart o zaman Yuno!” Odamdan kendi rızanla çıksan olmaz mı ? Lütfen daha fazla zorluk çıkartmak kendin için. Bana yaklaştıkça yaklaştı sonra elini göğsümün üstünde tuttu “ Kalbin benim için deli oluyor. Sen oyundan sonra yalan söyledin Yuno, benimle ilgili o duyguların esiri olduğunu biliyorum.”
“ İnkar etmeyeceğim. Evet oldum ama kurtulmak istiyorum bu duygulardan senden -” diyemiyorum ona nefret ettiğimi söyleyemiyorum. Neden ama böyle oldu. Neden diyemiyorum.
Melodi, Yuno'nun zorlandığını fark ettiğinde derin bir nefes aldı.
“Daha fazla zorlamayacağım. Belli ki içinde zorluk yaşıyorsun,” dedi ve kapıya yöneldi.
Tam çıkacakken Yuno onu kolundan tuttu.
“Bilmiyorum Melodi… sana gerçekten tutuldum. Son zamanlarda bu duygular beni sardı. Ama eğer bu böyle devam ederse... sonumuz iyi olmaz.”
Melodi durdu. Sesi kararlıydı:
“Ne sonu? Artık senin düşmanın değilim. Sadece... düşmanın kızı olduğum doğru. Ama aynı zamanda babamın da kızıyım. Ve babam ve annen düşman değiller.”
Sözünü tamamlayamadan Yuno ona yaklaşmış, dudaklarına bir veda öpücüğü kondurmuştu.
Ardından, yavaşça çekildi.
“Bu gecenin son olması… benimle geçirmeni istiyorum,” dedi alçak ama dürüst bir sesle.
Melodi bu isteği reddetmedi.
Yatağa birlikte uzandılar. Gecenin kalan saatlerini konuşarak geçirdiler.
Melodi, o anlara tutundu:
“Bu yaşadıklarımı… asla unutmayacağım.”
Yuno ise gözlerini ona dikti:
‘Ama ben... belki seni unutturmaya çalışacağım. Sarayda birlikte geçirdiğimiz eğlenceli günleri... belki de silmeliyim.’ aklından bu cümleler geçirmişti.
Konuşmaları yavaşladı, yorgunluk ağırlaştı.
Melodi gözlerini çoktan kapatmıştı.
Yuno, onu sessizce izlerken fısıldadı:
“Bu bir veda, yıldız perisi. Yarın kendi masalında uyanacaksın. Ve bu sarayda benimle yaşadığın her şeyi unutacaksın. Kararının dışında… sadece acıların kalacak. Oyunu kazandın.”
Bu saray... bir ilizyondu.
Yuno onu peri masal ülkesinde, yıldız ve elma sarayında prensesin kendi odasına yansıtmıştı.
Melodi’nin hafızasından bazı anları nazikçe silmişti.
Ve şimdi, uyuyan prensesin yanında sessizce duruyordu.
Son kez.

| Okur Yorumları | Yorum Ekle |