11. Bölüm
Handelendin / Bozuk elma Paradoksu TAMAMLANDI / 8🍎

8🍎

Handelendin
handelendin

Yuno aynada sakin sakin ağacın gövdesinden dinlenen Melodiyi izlemek için görüntüyü küçültüp annesiyle konuşmak için görüntüyü büyütüp ağzına meyveyi atarak annesinin görüntüye gelmesini beklemişti.

 

Konuşarak gelen Kötü Kraliçe, oğlunun keyfini görmüş gülümsemişti “ Eğlenmen bozulmasın oğlum, beni niçin çağırmıştın oğlum?” demişti Yuno ağzındaki meyve lokmasını yutarak konuştu “ Anne senin ezeli rakibinin kızını nasılda oyuna getirdiğimi ve başına neler geleceğini izlersin diye düşündüm. Çünkü Pamuk Kraliçe senin başına kötü suçlamalar ve belalar açtığını bana hep söylerdin ve ben onun kızını başına neler açtığımı görmeni istedim, biraz keyfin gelir diye.” Çok düşünceli bir prens gibi görünüyordu kraliçenin gözünde ama hem intikam için hem eğlenmek için bunları yaptığını pek fazla kişi bilmezdi.

 

“ Az sonra çok eğlenceli bir oyunun içine adım atacak, vahşi ile kovalamaca oyunu yırpınacak, yararlanacak, düşecek tam perişan duruma düşecek.”demişti kadehinin içindeki içeceğini içerek oyunun başlamasını beklediler.

Yuno annesini küçültüp karanlık ormanın görüntüsünü büyütmüştü.

 

“ Keşke elimde bunu izlerken ağzıma atacağım bir mısır olsaydı.” dedi ve Yuno, annesinin ricasını kırmadan patlamış mısırı ve koltuğu aynaya yolladı.

 

Melodi ağacın gövdesine yaslanmış gökyüzünde olmayan yıldızları izlerken vahşinin gelişini haberdar eden kuşların başka tarafa uçtuklarını fark eden Melodi, kötünün işareti olacağını düşünmeye başlamıştı.

 

Beni gözetlemekten sıkılmıyor sanki, onun gözüne eğlenceli bir oyun gibi geldiğim kesin. Yıldızların yokluğu beni içten içe parçalıyordu ve gökyüzünde hareketlenmeler fark etmiştim, kuşların başka yöne göç etmesinin sebebi, yerin sarsıntısı, içimdeki ses bana, uzaklaş, kaç ve koş diyordu. Ayağa doğruldum, arkamdaki toprağı çırpıp temizlerken, çalıların hışırtısını duyduğumda yutkundum. Uzaktan gelen hırlama sesleri buraya yaklaşan bir şeyin bu ormanın en tehlikeli hayvanına ait gibi gelmesi beni yanıltsın.

 

Geriye doğru emin adımlarla yürüdüm her an koşabilirim gibi.

 

“ Melodi oyuna hazır mısın. Oyun basit seni yakalamadan kaç !”

 

“ İlk defa ismimle seslendin ve oyunun içinde oyun mu şaka mısın sen”

 

Yunonun kahkaha sesi yankılandı “ Sıkılmış gibiydin bende yavaş yavaş aksiyonu yükseltmek istedim. İlk seviye yakalamadan kaç bakalım.”

 

Bir bitmez oyunların beni gerçekten bıktırdı. Kötü kalpli prens, neyden ve kimden intikam aldığın önemli değil ama beni bu işi karıştırman senin için hiç iyi olmadı.

 

“ İntikam aldığım sensin Melodi.” Kahretsin beni duyuyordu değil mi çünkü bu orman onun gözü kulağı ama nasıl düşüncelerimi okuyabildi.

Ne yaptın. O elmanın içinde zihin okuma büyüsü de içeriyor muydu.

 

Sessizlik. Tabi işin gelmeyince susarsın böyle. Beni bu vahşi ile yalnız bırakmak tam sana göre zaten neden senden yardım buluyorum ki. Beni buraya getiren sendin.

 

Vahşi bana aç ve kırmızı öfkeli gözlerle bakıyordu ki beni yakalarsa yiyecekti. Yutkundum. Yavaş yavaş adımlarla ilerledim, vahşi bana doğru yaklaşmaya başladıkça arkamı omzunun üstünden baktım. Kaçmak için boşluk var mı koşarsam düşmemek için. İyi arkam boşmuş taş ve çalı ya da ağaç yok. Harika bir zamanlamayla koşmayı başlamam lazım. Keşke o çalıdan çıkmadan önce kaçmayı çalışsaydım. Böyle zorlanmazdım.

Hadi Melodi, tüm gücünle arkamı bakmadan koşarak vahşiden kaç diye kendime emir verdim. Arkama dönerek koşmaya başladım.

 

Karanlık ormanda mahsur kalan Melodi vahşi ile kovalamaca oyunundan kaçan taraf olmuştu, korkunun pençesinde savaşıyor. Her adımında, arkasında pençelerin toprağa çarpan sesi ve vahşinin hırıltısını duyuyor. Korku, kalbini sıkıştırdı ancak Melodi var gücüyle koşmaya devam etti.

 

Bir an için arkasına dönüp bakmaya cesaret etti ve vahşinin tüylerini diken diken eden gözleriyle karşılaştı. O anda bir ağacın dalı saçlarına dolandı. Melodi, panikle saçını kurtarmaya çalıştı, fakat vahşi adım adım yaklaşmıştı , Melodi dalı kırarak saçını kurtardı ve vahşiden olabildikte uzaklaşmıştı.

 

Koşarken, "Beni izlerken eğleniyor musun, Yuno?" diye seslendi. Yuno, uzaktan bu sahneyi izlerken elinde bir kadeh tutmuş ve dudaklarında alaycı bir gülümseme yerleştirdi . "Hem de çok, elma şekeri," diye yanıtladı Yuno.

 

Melodi, Yuno'nun eğlendiğini biliyordu. Koşmaktan bacakları yorgun düşmüş, arkasına bir kez daha bakıp ve vahşiden biraz uzaklaştığını fark etti. Yorgun ve nefessiz, kuru toprağın üstüne oturup dinlenmek istedi.

 

Dilim damağım kurudu. O vahşiden yeterince kaçtım sanırım. Ama koşmaktan bitap düştüm.

Benim gördüğüm gerçek miydi. Işıltıyla parlayan bir göl yatağını mı gördüm şu an.

Yok yanılıyor olmalıyım, bu gerçek olmazdı eğer gerçekse susuzluğumu giderebilirim.

 

Ama kalkacak gücüm yoktu. Gökyüzü karardı sanırım yine o baykuşların sesini duyuyorum. Biraz su içmek için emekleyerek göl yatağına doğru sürüklenirken aklımda bu eğer benim gördüğüm bir hayalse hiç iyi olamayacağım demekti.

 

Yunonun sesini duyar oldum. Hayal olarak duymuş olma olasılığımı düşünürken gülme sesini işittim. Kafayı yediğimi düşünür oldum.

“ Daha değil elma şekeri, bu arada gördüğün dere hayal değil gerçek ve biraz suya ihtiyacın var gibi görünüyorsun. Acıdım sana içebilirsin.”

 

Yuno, Melodinin içmesini izin verirken o gölün neye ait olduğunu söylemedi. Ya da kimlerin göleti olduğunu. Bu sahneye Lin lin perilerini gördüğünü o dereydi. Biri o perilerin suyunu içtiğinde yavaş yavaş görünen perileri görürlerdi. Bu da yavaştan içten içe bitiren bir çelişkilerin içine düşürürdü. Melodi o dereden suyunu avuç avuç içmişti. Su ihtiyacını karşıladı. En azından şimdilik kendini geldiğini düşündü.

 

Biraz yüzüme su tuttum sonra suyundan içtim. Biraz iyi gibi oldum. Bir dev taşı görmüştüm. Bir boş alana doğru ayağa kalkıp ilerledim.

Saçıma takılan dalı çıkarmaya çalışırken bir yerden kan damladı. Ellerimi baktığımda dalın dikenli olduğunu çözmüş gibiydim. Ellerim çizik çizikti ve kanamış durumdalardı. Hiç önemsemedim. Dalı, kanıyla acıyla saçlarımdan çıkarıp kenara fırlattım. Dizlerimi kendimi çektim. Benim yaşadığım şeyler gerçek mi değil mi ? Bir rüya olup olmadığını düşünürken ellerimde ıslaklığın sebebi gözyaşlarımdı.

Ağlıyordum. Bu yaşadığım şeyler benim için çok ağırdı.

Ben neden bunları yaşamıştım.

 

“ Hemen gevşeme elma şekeri, hala vahşi senin kokunu alıyor ve sana yaklaşmak üzere. Ondan daha kaçamazsın.” Bunuuzakta beni aynada izlerken keyifle söylediğini eminim.

Masalı imzalamadın, beklettin masalımı bunda yetmezmiş gibi iki kez beni öpüp masalın prensini değiştirdin.

Düşmanın kızını öpersin ki Yuno. Düşman masalları kahramanlarıyız biz neden ama masal gidişatı öyle devam etseydi.

 

Anlatıcı bile senin sayende susuyor bana bundan sonra bana hiç yardım etmiyor.

 

Oturduğum yer sanki oynuyor ve kayıyor gibi gelmişti ve çalıların kıpırdaması ya bir küçük hayvan ya da vahşinin beni bulduğu hissi kapıldım. Ayağa doğruldum hızla, ilk bakışmayla başlayan kovalamacayı devam ettirmemek için ben önce davranıp koştum oradan. Koşarken ayağım takıldı kuru yaprakların üstüne düşerken dalların sivri uçları elbisemi takılmıştı. Hızlıca kalkayım derken cart sesiyle güzelim elbisem gittiğini üzülmek hiç yeri değildi. Ayağa kalkmayı çalıştım. Bileğime vuran acıyla dudağımı dişleyerek ayağa doğruldum. Acı çeke çeke olsa o yaratıktan uzaklaşmak istiyordum.

 

Ve işte, karanlık ormanın derinliklerinde, Melodi'nin kalbi korkuyla doluydu. Kaçmak için her adımda acıyan bileğiyle ilerlemeye çalışıyordu. Ancak onun peşine düşen vahşi yaratık, Melodi'yi bir av olarak görüyordu. Gözleri parlayan yaratık, avını kaçırmamak için sabırsızlanıyordu.

 

Melodi, ormanın derinliklerinde hızla ilerlemeye çalışırken, vahşi yaratık büyük bir sıçrayışla havaya fırladı. Kaslı bedeni ve keskin pençeleriyle Melodi'nin üzerine atıldı. Yaratığın gözleri, karanlıkta bir alev gibi yanıyordu. Pençeleri, Melodi'yi hedef almıştı. Melodi, yaratığın pençelerinden kaçmak için tüm gücünü topladı, ancak vahşi yaratık pençelerine melodinin yüzünü çizmeyi, yırtmaya başladı.

 

Yuno olan biteni izleyerek keyif almıştı. Melodi ona bu zevki yaşatmayacağı o sözü söylemişti “ Eğer Yuno ben burada ölürsem hem masal diyarı senden bilir hem senin eğlencen burada biter.”

 

Elindeki kadehini tepsi tutan uşağına verir ve Melodinin dediğinde haklılık payının olduğunu biliyordu.

Cücelerin kulübesinde temasa geçti “ Çağırma vakti geldi çirkin cüceler, vahşiyi boruyla çağırın.”

 

“ Hemen prensim.” Bir cüce boruyu üflemişti.

 

O sırada Melodinin üstüne darbeler bırakan vahşi o tanıdık boruyu duyduğunda Melodinin üstünden ayrılıp uzaklaşır.

 

Melodi rahat bir nefes alır ve çizikleri dokunurken sızlar. Her şey üst üste gelmişti.

 

Kollarımdaki çizikler ve yaraları fazla dokunmadan bacaklarımın arasına gömüldüm.

 

Ağlama mı durdurmayı çalıştım.

 

“ Ne kadar çaresizsin Melodi. Ve korkak bir vahşiden bile korkuyorsun savaşmadan. Sen masalının yüz karasısın canım.”

 

“ Bana bunları diyorsun ama sende benim bir parçamsın ikimizde aynı kişiyiz.”

 

“ Ama ben senin kötü yanın ve ben senin kadar iyimser yaklaşmadım istersen bunu aynada görebilirsin.”

 

Burada ayna mı vardı. Bu ormanın içinde bir ayna, saçmalık diye inanmadım. Gözlerimi kapadım söylediklerini inanmayarak bir uyumak, dinlenmek istemiştim.

 

Kulak vermeyince çekip gitti ama içimde kendi masalım ne durumda olup olmadığını merak ediyorum.

 

Melodi, gözlerini kapamış, rüyalarının ve kabuslarının içine dalmıştı. Bu sırada, karanlık ormanın ev sahipleri olan Linlin Perileri ortaya çıktı. Bu periler, koyu kanatları ve illüzyon oyunları ile insanları delirten küçük çelişki perileriydi. Yavaş yavaş ortaya çıkan Linlin Perileri, Melodi'nin etrafında toplandı ve ona fısıldamaya başladılar.

 

Kulaklarına döktükleri peri tozları, Melodi'nin zihninde kuşku, çaresizlik ve kendiyle çelişki duygularını uyandırdı. Melodi, bu karanlık fısıltıların etkisinin altında olduğunu bilmiyordu. Uyandığımda sürekli takip edildiğini görecekti ve kaybolmayan rahatsız eden o kötü yansımasını gördüğünde delirmeye başladığını sanacaktı.

 

Linlin Perileri, Melodi'nin zihnine yerleştirdiği tohumları bırakıp uçup gittiler.

 

Yuno planının ikinci aşamasını tamamlamıştı ve bir şey yapmadan izleyecekti. Bugünlük masal eğlencesi bu kadar deyip aynayı kapatarak kendini rahat yatağa bıraktı.

 

 

Bölüm : 17.02.2025 15:52 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...