6. Bölüm

6. Bölüm

Han jisung
hanjivy

Selam

-----

Minho bir şey diyecekti ama kelimeler boğazında düğümlendi.

Ona sahip çıkmak istiyordu ama sahip olmakla sahiplenmenin farkını ayırt edememişti. Jisung'un gözleri, hırpalanmış bir çocuğun gözleri gibiydi.

"Minho..."

Jisung’un sesi yorgundu.

"Biraz... biraz yalnız kalmam lazım."

Minho’nun kaşları çatıldı. Kalbi hızlandı.

"Ne demek yalnız? Yani... ayrılık mı bu?"

"Hayır"dedi Jisung hemen gözleri doldu.

"Ama... böyle devam edemem. Nefesim kesiliyor. Kendi hayatımın direksiyonuna geçmem lazım biraz."

Minho ayağa kalktı. Birkaç adım ileri gitti, sonra döndü.

"Sen bensin, Jisung. Sensiz ben..."

Sustu.

Çünkü gerçekten ne olacağını bilmiyordu.

Jisung da ayağa kalktı.

Minho’nun yüzünü iki eliyle tuttu.

"Sensiz değilsin. Ama senin her şeyin ben değilim. Olamam. Bu seni sevmiyorum demek değil, sadece..."

Gözleri yere kaydı.

"Sadece kendimi kaybediyorum senin yanında. Ve bunu istemiyorum artık."

Minho, Jisung’un ellerine sarıldı.

"Ne kadar sürecek bu uzaklık?"

"Bilmiyorum."

"Ama merak etme. Gidip başkasını sevmeyeceğim. Sadece... kendimi seveceğim biraz. O zaman sana da daha çok yer açabilirim kalbimde."

Parkta rüzgar hafif hafif esiyordu. Hyunjin ve Changbin hâlâ onları izliyordu uzaktan. Changbin başını eğdi.

"Sanırım... Jisung haklı."

Hyunjin ellerini cebine soktu.

"Bazen sevmek... bırakmak değil ama biraz çekilmektir. Minho bunu anlayabilecek mi acaba?"

Minho hiçbir şey demedi. Sadece başını eğdi. Jisung’a son bir kez daha baktı.

Sonra yavaşça arkasını dönüp yürümeye başladı.

Jisung orada kaldı. Elleri soğuk. Kalbi çok yorgundu.

Ama biliyordu... bu uzaklık gerekiyordu. Sevgi, nefes aldırmıyorsa o sevgiye biraz mesafe şarttı.

1. Gün – Sessizlik

Ev sessizdi.

Minho odasında, cama yaslanmış dışarıyı izliyordu. Odamın içinde ama başka bir yerde gibiydi. Hyunjin salonda abur cubur poşetlerini hışırdatıyordu.

"Bu kadar sessiz kalırsan depresyona girersin Minho! Bi’ dizi falan açalım hadi! Veya hayır! Tiktok videoları izleyelim! En azından beynimizi yiyelim birlikte!"

Changbin mutfaktan başını uzattı.

"Cidden mi Hyunjin? Beyin mi yiyeceğiz şimdi."

"Ama güzel olurdu?"

Changbin göz devirdi. Minho cevap vermedi. Gözleri Jisung'un ona sarıldığı günü anımsıyordu. Kokusu… Sesi…

"Biraz yalnız kalmam lazım."

O cümle kulağında yankı gibi...

 

2. Gün – Spor Salonu Planı

Changbin sabah erkenden kapıyı tıklattı.

"Hazırlan yarın salona gidiyoruz."

Minho battaniyenin altından çıkmadı.

"İstemiyorum."

Changbin içeri girdi, ışığı açtı.

"Yas tutma gibi bir lüksün yok. Jisung gitmedi, sadece alan istiyor. Sen de kendi alanını toparla artık."

Hyunjin araya girdi, kapıdan bağırdı:

"Changbin! Belki çocuk depresyona girmesi gerekiyordur! Bırak yatsın!"

Changbin ters ters baktı:

"Sen karpuz kabuğu gibisin, hep ortalığı karıştır."

Minho battaniyeyi yavaşça kenara itti.

"Tamam. Geliyorum."

---

3. Gün – Ağırlıklar ve Ağrılar

Minho salonda ağırlık kaldırırken bir an nefesi kesildi.

Gözü, spor salonunun camında beliren sarı kazağa takıldı. Jisung’un geçenlerde giydiği...

Hayaldi. Yoktu. Sadece özlem...

Changbin yanına geldi.

"Bak. Her ağırlık kas yapmaz. Bazısı ruhunu da büyütür. Acıyor mu? Acıması iyi. O zaman iyileşeceksin."

Hyunjin, koşu bandında düşecek gibi bir hâlde koşuyordu.

"Ben ruhumu büyütmeyi seçmiyorum, direkt kas yapmaya geldim!"

Changbin durdu.

"Sen önce nefes almayı öğren."

---

4. Gün – Jisung’un Sessizliği

Minho, Jisung’un profilinde yeni bir paylaşım görmüştü. Fotoğrafta kitap okuyordu. Yüzü sakindi.

“Rahat mı?”

Minho’nun kalbi sızladı. Ama altına yazılan not dikkatini çekti:

“Bazen kalabalıkta bile yalnız kalmak güzeldir.”

Minho anlamıştı. Jisung onu silmemişti. Ama bir şeylerin değişmesini istiyordu. Ve Minho buna direnmek yerine... belki kabul etmeliydi.

---

5. Gün – Mutfak Sohbeti

Hyunjin üç kişilik omlet yapmıştı. Tuzu yoktu. Changbin ilk lokmada yutkundu ama bir şey demedi. Minho, çatalını tabağa bıraktı.

"Onu hâlâ çok seviyorum."

Changbin başını salladı.

"Ama bazen sevdiğin kişinin biraz nefes almasına izin vermen gerekir. Yoksa sevdiğin şeyi boğarsın."

Hyunjin kaşığını havaya kaldırdı.

"Ben de pilavı çok seviyorum ama içine çok su koyarsam lapa olur. Aynı şey mi bu?"

İkisi birden Hyunjin’e baktı.

"Hayır."

------

Teşekkürlerr

Bölüm : 14.04.2025 22:29 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...