
18.03.2024 Pazartesi
Minho koridorda kantine giderken Jisung karşıdan arkadaşları ile geliydu. Çok eğleniyor gibiydi. Yüzü gülüyor, mutlu olduğu gözlerinden okunuyordu.
Minho'nun durumu biraz daha farklıydı. O tek başınaydı, yalnızdı. Jisung'a yanından gitmesini söyleyen de O'ydu. Şimdi gelip de onu suçlayamazdı. Bu bencilliği Jisung'a yapmak istemiyordu. Gitmesini söyleyip yanında kalmasını isteyemezdi.
Jisung sonunda Minho'yu fark etti. Yüzü asılmadı ya da herhangi bir bakış atmadı. Sadece Minho'yu fark etti. Minho'nun da isteği bu değil miydi, fark edilmek...
Jisung fark etmeden de olsa Minho'nun ihtiyacı olduğunu bile bilmediği ihtiyacıydı. Ayda en fazla iki kes konuşmuş olsalar bile.
Şimdi ise Minho eline geçen bu fırsatı mahvetmişti. Jisung ile göz göe geldiler. Minho bakmak istemiyordu çünkü göz göze kaldıkları her saniye kalbi eriyordu. Hatta kalbi göğsüne baskı uyguluyordu, yerinden çıkmak için. Sadece Jisung'un fark etmemesi için dua ediyordu. Göz temasını kesen Jisung'un göz devirmesiydi. Minho'nun içinde bir yerde birşeyler koptu.
Birbirlerinin yanından geçip gittiler, iki yabancı gibi. Sahi yabancı değilseler neydiler? Arkadaş mı? Hiç sanmıyorum...
_____
Teşekkürler
Oy verip yorum atarsanız çok mutlu olurum.
Bir de inanın ben de ne yazdığımı bilmiyorum.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |