72. Bölüm

72.Bölüm: Savaş Kapıda!

B
happystrawberryy

"Bi-bilmiyorum Vanth" dediğim an başımda geriye doğru sabitlendiğinde kalbim ve midem arasında alev gibi bir şey yanmaya başladı.

Vücudum şiddetli bir atak geçiriyormuş gibi titriyordu.

"Haaaaa ahhh!!" Çığlık çığlığa bağırdığımda yanan yerden siyah bir karanlık enerji çıkmaya başladı.

Enerji çıkarken bedenim durmuştu.

"Gücüm, içinde kalan karanlık enerjiyi temizliyor Roesia!" Dedi Kharoon.

"Ne?!" Dediğimde vücudumdaki tüm karanlık enerji bedenimi terk etmişti.

Kharoon'un içimde gezen sıvısı toplandığı yerden bir anda tekrar bedenimde yayılmaya başladı.

Gözlerimi kapatıp onu izlediğimde benim hastalıklı enerjimle birleşip onu güçlendirerek hücrelerim arasında geziyordu.

Bedenim yatağa düştüğünde gözlerimi geri açtım.

"Güneşin doğmasına ne kadar var Kharoon?" Dediğimde "sanırım 1 saat var Roesia" dedi.

"Hızlı bir duş alıp giyinmeliyiz" dedim.

"Neler oluyor Roesia sen iyi misin?" Dediğinde hızla başımı salladım ve ayağa kalkıp banyoya doğru yürüdüm.

Ama giderken bacaklarımın titremesiyle yere yığıldım.

"Ahh lütfen aşağıları da onarmaya geçer misin?" Diyerek içimdeki Kharoon'un sıvısına seslendiğimde bedenim Kharoon tarafından kucaklandı.

"İlk defa böyle bir şey yaşıyorsun güzelim ani hareket etme olur mu? Galiba gücüm seni onarıyor sabırlı ol birazdan o kısımlarını da onaracaktır" dediğinde yüzüm kızarmıştı.

Ardından banyoya girdi.

Birlikte hızla duşumuzu alıp üstümüzü giyindik. Vücudumun her yeri onarılmış kendimi enerji içeceği içmiş gibi dinç ve güçlü hissediyordum.

Gözlerim parlarken Kharoon "neye gülüyorsun?" Diyerek bana doğru baktı.

Yüzüm deli gibi kızarırken, utanarak "şey galiba bunu yapmayı hep isteyeceğim" dediğimde Kharoon'un dudakları keyifle yukarıya kıvrıldı.

"Hoşuna gitmesine sevindim güzelim" dediğinde dudaklarıma tatlı bir öpücük bıraktı.

Ona bakıp gülümsedim. Güneş doğmuştu.

"Şimdi çıkmalıyız" dediğimde elimi ona uzattım.

"Nereye?" Dedi merakla.

"Şehrini ışığımla aydınlatmaya" dedikten sonra Kharoon'un elini sımsıkı tutup pencereye doğru koştum.

O da bana ayak uyduruyordu.

Pencereden atladığımızda güçlü bir şekilde kanatlarımı çırpmaya başladım.

Tam güneşin konumuna geldiğimizde içimde sıkı sıkı tuttuğum güçlü enerjiye seslendim.

"Şimdi çıkma zamanı! Yeryüzünün aydınlığı! Aydınlığın Kraliçesinin emrini yerine getir!"

Haykırışlarımla birlikte bir anda güneş tutulmaya başladı.

Elimi tutan Kharoon'un gözleri şaşkınlıkla açılmıştı.

"Alametler! Onları sen gerçekleştiriyorsun!"

Dediği an vücudumdan çıkan güçlü enerji, ışık patlaması gibi yayıldığında Kharoon elimi sıkı sıkı tutmaya çalışıyordu.

Saçlarım ışıkla uçuşuyor, gözümün içinden bile ışık yayılıyordu.

Şehir değil tüm evren parlak bir ışığa bürünüyordu.

"Roesia! Dayanamayacağım buna" dediğinde eli elimden kaydı.

O elimi bırakınca içimde bir patlama daha yaşandı ve bu patlamayla birlikte Kemikler Şehrinde şiddetli bir ses duyulmaya başladı. Bu sanki içimdeki ışığın sesiydi. Şehrin belli noktaları patlayıp parçalanarak harap oluyordu.

Bir kez daha güçlü bir şekilde bağırdığımda ışığın tüm evreni dolaşmasını izledim.

Işık kapalı kapıları açıyor, gizli her şeyi ortaya çıkarıyordu.

Kalbim yerinden çıkacak gibi atarken ışık yavaşça bedenime dönmeye başladı.

Nefes nefese kalmıştım.

Güneş tekrar kendi ışığını almış her yeri aydınlatıyordu. Ama Kemikler şehrindeki dağların içi oyulmuş ve toprak kaymaları meydana gelmişti. Deniz karaya vurmuş şimdi geri çekilmeye başlamıştı.

Aşağıda yaşanan yoğun koşuşturmaca ve bağırış sesi güneşin tekrar ışıldamasıyla bir anda kesilmiş tüm başlar yukarıya dönmüştü.

Yavaşça aşağıya doğru süzüldüm.

Bana merakla bakan gözler sadece sessizce beni izliyorlardı.

Koca şehri harap etmiştim ve alametleri gerçekleştiren kişinin ben olduğumu da öğrendikleri için şuan benden ayrıca çekiniyor olmalılardı.

Ah kesin bana karşı çıkacaklardı. Kalbim korkuyla teklerken bir anda beklemediğim bir ses duydum.

"Aydınlığa Hükmeden Kraliçe emrine amadeyiz" dedikleri an herkes saygıyla önümde eğilmeye başladı.

Melekler, periler, Tanrı ve Tanrıçalar, Kemik insanlar hatta iblisler bile önümde saygıyla eğiliyordu...

İblis Hükümdarı Mephisto kalabalığın arasından öne çıktı ve beni süzmeye başladı.

"Gücün beni ikna etti Aydınlığın Kraliçesi, İblis Diyarı da sizin yanınızda savaşa katılacaktır" dediğinde halktan coşkulu bir ses yükseldi.

İlerideki ağacın yanında duran Kharoon yanıma gelerek elimi tuttu.

"Herkes dinlesin bugün savaş için topyekün hazırlık yapacağız. Savaş beklediğimizden daha kısa sürede kapımıza geldi. Belki bugün akşam, belki de sabaha karşı her şeyimizi ortaya koyarak mücadele etmemiz gerekecek. Gözümüzün önünde arkadaşlarımızın, ailemizin ölümünü veya yok olmasını izleyeceğiz. Ama buna rağmen savaşmaya devam edeceğiz. Çünkü siz Kemikler Şehrini temsil ediyorsunuz. Çünkü siz aydınlığı bu evrene getirmek istiyorsunuz. Çünkü siz zaferin ta kendisi olacaksınız!" Diyerek bir savaşçı gibi gür erkek sesiyle bağırdığında önümüzdeki kalabalık güçlü bir şekilde haykırmaya başladı.

"Savaş bizim, zafer bizim!" Diyerek adeta savaş nidaları atılıyordu.

Kharoon memnun olmuş bir ifadeyle gülümserken tuttuğu elimi bir anda havaya kaldırdı. Bunu yapınca herkes sessizleşti ve dikkatini geri bize verdi.

"Bu savaş sonunda iki ayrı kutlama yapacağız. Birisi bizim mücadelemizin zaferi diğeri ise Ebedi Ölüm ile Aydınlığın Kraliçesinin düğünü olacak. Düğünde çeşitli iksirler, enerji topları dağıtılacak ve ritüeller coşkuyla gerçekleşecek" dediği an artık herkes daha da sevinç ve mutlulukla dolu haykırıyordu.

Elf Hükümdarı Ryan bize doğru gelerek "evliliğinizi şimdiden tebrik ederim. Bu savaştan sonra eminim ki herkese moral olacak" diyerek gülümseyip ikimizle de el sıkıştı.

"Haaa buna inanamıyorum Roesia ne kadar güçlü ve güzel görünüyorsun öyle. Seni harika bir gelin yapacağımdan emin olabilirsin tatlım" diyerek Jophiel bana sıkı sıkı sarıldığında bende aynı şekilde ona sarıldım.

"Çok teşekkür ediyorum Jophiel iyiki varsın" diyerek gülümsedim.

Jophiel "Bu arada Metatron haberi alınca direkt ana saraya geçti toplantı için bekliyor. Sanırım biraz üzgün" diyerek kendini benden ayırdı.

"Anlıyorum Jophiel sen istersen onun yanına geç biz de Kharoon'la birkaç kişiyle daha konuşup geliyoruz hemen" diyerek kafamı hafifçe eğdim. O da olumlu anlamda başını sallayarak yanımdan ayrıldı.

"Demek Ölümün gelini oluyorsun ha Roesia!" Diyerek Mars yanıma gelmiş tek kaşını kaldırıp zorla gülerek bana sarılıyordu.

Kharoon yanımda tebrik için gelen kişilerle konuşurken sağ eliyle Mars'ı ittirerek benden uzaklaştırdı.

"Şuna bakın zaten senin karın olacak izin ver de son kez sarılalım ona. Peh neyse Roesia biraz önce yaptıkların da neydi öyle aman tanrım nutkum tutuldu. Demekki dünkü eğlencede kan yağmurunu başlatan da içindeki karanlık enerjiyi dışarı salıp gücüne ulaşmaya çalıştığın için oldu" Diyerek elini çenesine koyup düşünmeye başladı.

"Ama şehri mahvettim Mars. Herkes sevinince ve önümde saygıyla eğilince bu duruma gerçekten şaşırdım" Dedim biraz üzülerek.

"Hayır Roesia öyle düşünme bu kimseye zarar vermedi. Bunun olmasının amacı ışığın gücünü göstermek. Şu gördüğün koca topluluk senin neler yapabileceğini gördü. Onlara bir umut verdin kazanma şansı verdin. Şimdi herkes sana inanıyor" dediğinde Mars'ında gözleri ışıldıyordu.

"Ben hiç bu şekilde düşünmemiştim Mars" diyerek aydınlandığımda hafifçe gülümserken Kharoon koluma dokundu.

"Hadi artık gitmeliyiz Roesia vakit kaybedemeyiz. Mars, Peri Diyarının Kraliçesi Titania'yı da toplantıya çağırır mısın? Gelmiş olmalı şehre. Hızlı olmalıyız. Diğer herkes ana saraya geçmiş olmalı" dediğinde Mars kafasını sallayıp yanımızdan ayrıldı.

Peri Diyarının Kraliçesi Balo günü gelmişti ve balodan sonra diyarında önemli bir sorun olduğu için dönmek zorunda kalmıştı. Demekki bugün geri dönmüştü.

Kharoon elimden tutup kanatlarını açtığında ben de kanatlarımı açarak ona eşlik ettim.

Birlikte ana sarayın girişine geldiğimizde "Roesia savaştan önce seninle evlenebilmeyi istiyordum ama sürecimiz hızlandı. Diğer alametlerin ne zaman olacağını bilemiyoruz. Aceleye gelsin istemedim" diyerek bana biraz mahcup bir ifadeyle bakıyordu.

"Ben yaşanılanları anlıyorum Vanth. Lütfen bu durumdan dolayı mahcup olma savaştan sonra olması herkes içinde en iyisi, hem onlara da moral olacak" diyerek gülümseyip Kharoon'un yanağına doğru uzanıp bir öpücük bıraktım.

Bunu yapınca dudakları gülümseme şeklini aldı ve elimi tutarak sarayda ilerlemeye başladı.

Toplantı düzenlenecek oda sarayın en altında girişin hemen sağında kalan büyük bir odaydı.

İçeriye girdiğimizde Jophiel, Anna, Silvanus, Metatron, Elf Hükümdarı Ryan ve İblis Hükümdarı Mephisto gelmişler büyük masanın etrafındaki sandalyelere oturmuşlardı.

Kharoon'u gördükleri an hepsi baş selamı verdi.

"Herkese yeniden merhaba" diyerek Kharoon elimden tutup çekerek kendisi baş köşeye sağına da beni oturtmuştu.

Karşımda Silvanus vardı onun yanında ise Anna, Jophiel, Ryan ve Metatron oturuyordu.

Benim yanımda ise İblis Hükümdarı Mephisto oturuyordu ve yanımızdaki sandalyeler boştu.

Birkaç dakika sonra içeriye Mars ve Peri Diyarının Kraliçesi Titania girdi.

Titania gerçekten göz alıcı görünüyordu. Kırmızı saçları ahenkle sallanıyordu.

"Ah merhabalar, üzgünüm geç gelebildim. Diyarımda ufak bir iç karışıklık yaşandı. Bu durumu halledince hemen geldim. Ayrıca Ölümün Efendisi ve evrenimizin Aydınlığın Kraliçesinin gerçekleşecek evlilikleri için şimdiden onları tebrik etmek istiyorum" diyerek zarifçe eteğini tutarak baş selamı verdi.

Kharoon "Çok teşekkür ederiz Titania geldiğin ve bu savaşta bizimle olduğun için minnettarız" dediğinde ben de ekleme yaptım "iyi dilekleriniz için teşekkür ederim" diyerek gülümsedim.

Mephisto'nun yanına Mars onun yanına da Titania oturduğunda artık hepimiz tamamlanmıştık.

Kharoon masanın çekmecesinden rulo halinde bir harita çıkardı ve ayağa kalkıp bu haritayı masanın üzerine boylu boyunca serdi.

"Bu Kemikler Şehrinin tüm bölgelerini detaylı bir şekilde gösteren haritadır. Savaş başladığında hangi bölgeden saldırı alacağımızı bilmiyoruz. Ayrıca yerin altından bile yaratıklar çıkabilir bunun için ayrı bir önlem istiyorum. Şimdi öncelikle Savaş Tanrısının fikirlerini dinlemek istiyorum. Nerede ne hamle yaparsak bu bizi başarıya götürür?" Diyerek kafasını Mars'a çevirip baktı. Ardından Kharoon oturdu ayağa Mars kalktı.

"Ölümün Efendisi dediğin gibi saldırının hangi noktadan geleceğini bilmiyoruz. Bu yüzden benim önerim tuzak patlamaları kurmaktır. Denizin içine, ormanın belli noktalarına ve diğer tüm kara bölgelerine 10'ar metre arayla tuzaklar kurulursa hem yeraltından çıkacak yaratıklar hem de havadan ve sınırdan gelecek olan saldırılar ifşalanacaktır. Bu bölgede Elf askerleri yer alabilir onların melodik sesini duyar duymaz o bölgelere yoğun saldırı düzenleyip gelen atağı savuşturabiliriz" diyerek haritada deniz, orman ve diğer kara bölgeye küçük kapan maketi koydu.

"Evet mantıklı bir hareket olur. Tüm askerlerimi tuzak bölgelerinde konumlandırabiliriz. Ben zaten Ölümün Efendisinin yanında ön saflarda yer alacağım" diyerek Elf Hükümdarı Ryan, Mars'ı destekledi.

Kharoon "Tamamdır Ryan ama biraz daha gerilerde durup zihin sarsıcı ses dalgaları yaratmanı istiyorum. Peki sen ne düşünüyorsun Orman Tanrısı biliyorsun ormanın hakimiyetini sana bırakacağımı söyledim. Bu tuzaklar yarar sağlar mı sence?" Diyerek başını Silvanus'a çevirdi.

"Ben Mars'a katılıyorum ormanda bu tuzaklar olursa tuzağa yakalandıkları an onları kolaylıkla yakalayabilirim. Fakat şöyle bir durum var. Tuzakların belirli aralığı olan 10 metreyi öğrenirlerse bir daha ona yakalanmayacaklardır, dikkatli olacaklardır bu yüzden farklı aralıklarla kurulabilir" diyerek Silvanus çenesini kaşıyarak haritaya bakmaya devam etti.

Kharoon "Titania savaş hakkında bir öngörün var mı? Açıkçası senin bu savaşa katılman herkesin içini rahatlatıyor" dediğinde ona anlamazcasına bakmıştım.

"Nasıl bir öngörü bu?" Dedim merakıma yenik düşerek.

"Biz periler gelecek hakkında kesitler görebiliriz Roesia bu yüzden Ölüm merak ediyor. Şimdi senin sorunu cevaplayayım Ölümün Efendisi, savaşta biz periler büyü güçlerimizi kullanarak gelen yaratıkları etkimiz altına alacağız ve bu başarıyla sonuçlanacak" diyerek yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.

"Tamam bu çok güzel, o zaman perilerin tek bir bölgede konumlanmasındansa ayrı bölgelere dağılması daha mantıklı olur" dedi Kharoon.

"Mephisto, iblislerin için endişelendiğim tek şey Deccal'in varlığı. Onunla savaşacak mısınız? Onu gördüğünüzde karşı koyabilecek misiniz?" Diyerek Kharoon Mephisto'ya baktığında Mephisto kendinden emin bir şekilde ayağa kalktı.

"Biz hiçbir zaman kaybeden tarafta olmayız Ölümün Efendisi. İblislerim Deccal'in kaybedeceğini bildiği için ona saldıracaklar. Zihin oyununu oynamada Deccal iyi olsa da biz de kendi zihin oyunlarımızı oynayıp karşı tarafın kafasında karışıklıklar yaratarak kendi boğazını kesmesini sağlayacağız. Bu sayede toplu intiharlar gerçekleştirebiliriz" diyerek gülümsediğinde Kharoon memnun olmuş bir ifadeyle başını salladı.

"Bu bize çok avantaj sağlayacak. O zaman iblisler yer altı çukurlarına, ormana ve deniz altına gizli bir şekilde yerleşsinler. Peki Melekler ve Tanrı-Tanrıçalar neler yapabilir?" Diyerek bakışlarını Metatron, Jophiel, Anna ekibine çevirmişti.

Metatron boğazını temizleyip "Meleklerin ilahi gücü yüksektir. Bize saldıran kişi bize ne kadar kötülük beslerse biz o kadar nurlanır ve güçleniriz. En sonunda içimizdeki nuru yayıp onu parçalar halinde yakarız. Bu yüzden önerim tüm meleklerin en geri safhada bekleyip tüm kötülüğü içine çekmesi ve en sonunda büyük bir patlama yaparak cehennem yaratıklarını yakmasıdır" dedi ve haritadaki geri safhalardaki bölgelere melek figürü koydu.

Mars "Metatron'a katılıyorum bu gerçekten işimizi çok fazla görecektir. Biz Tanrı ve Tanrıçaların spesifik özellikleri var. Bu yüzden ön saflarda bizzat Atropos, Luna ve Aequitas üçlüsüyle savaş içerisinde olmayı öneriyorum. Onların hassas noktalarını biliyoruz ve savaş stratejilerini biliyorum. Tanrılar Şehrini komuta edip onların başına iyi bir Tanrıyı görevlendireceğim" Dedi ve Kharoon'a doğru baktı.

"Sizin kendi şehrinizden olan kişilere saldırıp saldıramayacağınız hakkında bir takım endişelerim var Mars, Anna ve Silvanus" dediğinde Anna ayağa kalktı.

"Ölümün Efendisi onlar onca kötülük yaptılar. Kendileri için bizi kullandılar. Hepimiz savaşmak istiyoruz, bu konuda tüm Tanrılar Şehri aynı fikirde. Mars'a katılıyorum ben de ön saflarda savaşmak istiyorum. Onların zayıf noktalarını geçmişte yaşadıkları aşklarını biliyorum onları kolayca manipüle edebilirim" dedi Anna ve usulca yerine oturdu.

Kharoon "Tamamdır o zaman size güveniyorum. Cehennem Zebanilerini ve Kural Koyucuları iyi tanıyorum onlarla ben ve sevgili Roesia ilgileneceğiz. Önce ben onlara ölümün sonsuz, umutsuz karanlık ruhunu saracağım sonrasında Roesia ışık patlaması yaparak karışıklık dalgası yaratacağız. Onları yok etmek kolay olmayacak hatta bunu hiç başaramayabiliriz ama savaşı kazanmak için onları boyunduruk altına alabilmeliyiz. Şimdi harekete geçme zamanı tuzaklar kurup, kutsal nesneleri şehire yerleştirmeye başlayabilirsiniz" diyerek ayağa kalktığında herkes olumlu anlamda başını salladı.

Ardından Mephisto, Ryan ve Titania dışarıya çıktı.

Ama bir anda Titania nefes nefese içeri geri girdi.

"Ölümün Efendisi yaratıklar gördüm onları! Işık onların kapısını açmış. SAVAŞ KAPIDA ÜZERİMİZE DOĞRU GELİYORLAR!"

.

.

.

Eveett bölüm sonuna geldik🧚🏻‍♀️

Uzunca bir bölüm oldu 2000 kelime yazdım ama savaş planlarının oluşturulduğu kısımı bölmek istemedim açıkçası.

Alametleri gerçekleştiren kişinin bizim kız olduğunu tahmin etmiş miydiniz🥳

Hazır mısınız geliyor gelmekte olan ☺️

O zaman diğer bölümde görüşmek üzere 🎀

Bölüm : 06.12.2024 13:23 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
B / Kemikler Şehri / 72.Bölüm: Savaş Kapıda!
B
Kemikler Şehri

16.47k Okunma

1.63k Oy

0 Takip
75
Bölümlü Kitap
1.Bölüm: Boşluk2.Bölüm: Sen Benimsin!3.Bölüm: Kemikler Şehri4.Bölüm: Sen Nesin?5.Bölüm: Benim Eşim6.Bölüm: Neden Ben?!7.Bölüm: Öldür Beni Ölüm!8. Bölüm: Neden Beni Yaşatmak İstiyorsun?9.Bölüm: Cehennemin İlk Katı10. Bölüm: Kemikler Şehri: İlk Gece11. Bölüm: İlk Işık12.Bölüm: Renkli Deniz13.Bölüm: Kharoon Vanth14. Bölüm: İksirler15.Bölüm: İskelet Denizi16.Bölüm: Dünya17.Bölüm: Yan Yana18.Bölüm: Bu Çekim De Ne?19.Bölüm: Seni Hissetmek20.Bölüm: Sessiz Veda21.Bölüm: Ayrılık22.Bölüm: Acı23.Bölüm: Tanrılar Şehri24.Bölüm: Tanrı ve Tanrıçalar25.Bölüm: Roesiam26.Bölüm: Ölüm ve Yaşam27.Bölüm: Carmente28.Bölüm: Duvar Konuşması29.Bölüm: Acımasız Sorgu 130.Bölüm: Acımasız Sorgu 231.Bölüm: Ölüm Kurtarılacak Mı?32.Bölüm: Canım Yanıyor33.Bölüm: Cehennem Kaçağı34.Bölüm: Tek Işık35.Bölüm: Cennetim Sensin36.Bölüm: Benimle olmaya var mısın?37.Bölüm: Ben ve Kadınım38.Bölüm: Sonsuzluk Vadisi39. Bölüm: Nefes Nefese40.Bölüm: Mavi-Mor Buhar41.Bölüm: Ölümün Kalbi42.Bölüm: Metatron43.Bölüm: Kırmızı Elbise44.Bölüm: Gerçeklik Aynası45.Bölüm: Hırçın Su...46.Bölüm: Öldürdüm Çiçeğimi47. Bölüm: Kalbim Senin Esirin48.Bölüm: Cennet Taşı49.Bölüm: Melekler Diyarı50.Bölüm: İçimdeki Güller51.Bölüm: Senin İçin52.Bölüm: İntikam Meleği53.Bölüm: Bir Balo Günü54.Bölüm: Gözlerinde Kaldım55.Bölüm: Dans Mı?56.Bölüm: Dans Kapışması57.Bölüm: Büyülü Orman58.Bölüm: Bu Gece Benimsin59.Bölüm: Av Zamanı60.Bölüm: Aşkın Planı61.Bölüm: Bu Tutku…62.Bölüm: Sarı Işık Topu63.Bölüm: Aydınlığın Hükümdarı64.Bölüm: İmkansız Aşk!65.Bölüm: Uyan!66.Bölüm: Eğlence mi?67.Bölüm: Sarsılmaz 3 Kadın68.Bölüm: Aydınlığın Kraliçesi69.Bölüm: Gün Işığım70.Bölüm: AŞIĞIM SANA!71.Bölüm: Bu yüzük...72.Bölüm: Savaş Kapıda!73.Bölüm: Savaş Başlasın (DECCAL)74.Bölüm: Sıcak Savaş (YARATIKLAR)75.Bölüm: Savaş Sonu (ZEBANİLER)
Hikayeyi Paylaş
Loading...