74. Bölüm

74.Bölüm: Sıcak Savaş (YARATIKLAR)

B
happystrawberryy

Mars "Savaş başlasın! Wuuahhhh" diye bağırdığında üzerine gelen dört kollu, tek gözlü yaratığı iki kılıcıyla ortadan ikiye ayırıp öne doğru geçti.

Anna ve Jophiel önüme geçmiş beni koruyarak karşıdan gelen yaratıklarla savaşıyordu.

Vücudum kilitlenmiş gibi dururken hafifçe etrafa doğru göz gezdirdim.

Şehrin dört bir yanına akıl almaz derecede canavar, yaratık daha önce görmediğim çeşitte güçlü varlıklar akın ediyordu.

Elflerin melodik sesleri dört bir yanda yankılanıyordu. Anlaşılan giren yaratıkların çoğu tuzaklara düşüyordu.

Ormanın üzerine inmeye çalışan yaratıklar ve canavarlar ağaçların sıkıştırmalarına maruz kalarak patlıyordu.

Silvanus arada bir gökyüzüne yükseliyor daha büyük bir varlık geldiği an yerden büyük sarmaşıklar çıkartıyor hepsinin gövdesini sıkıp parçalıyordu.

Solumdan gelen bir yaratığı görmemle elimde ışık topu yapıp fırlatacağım anda Metatron kolunu önüme koydu ve yaratığa kırmızı enerji okları göndermeye başladı.

Çarşıda, meydanda patlamalar meydana geliyor yanık kokuları yukarı doğru yükseliyordu.

İblis boynuzları görünüp kayboluyor. Meleklerin kötü enerji patlamaları gerçekleşirken yangınlar çıkıyor. Bazı kemik insanların ise bedenleri ortadan ikiye ayrılıyordu.

~Savaş Anları~

Sağ tarafa doğru dönüp Jophiel'e yardım etmek için elimi kaldırdığımda Jophiel sağ eliyle hızla elimi indirdi.

Bunlar ne halt ediyor böyle?!

Sadece beni korumaya mı yöneldiler?

Arka tarafımdan gökyüzünden iri başlı, şişkin gövdeli, altı gözü olan 3 canavar geliyordu. Elimde üç tane ışık bıçağı oluşturup hazırladım.

Tam fırlatacağım esnada Kharoon gökyüzünde takla atarak önüme geçip elinde büyük bir zincir oluşturdu ve canavarları havada paramparça etti.

"Bu da ne?! Kimse benim savaşmama izin vermeyecek mi? Etrafımda resmen daire oldunuz. Aloo farkında mısınız ben Aydınlığın Kraliçesiyim!" Dedim kızgın bir şekilde.

Mars ellerindeki güçlü topları bir mermi gibi fırlatıyor gelen tüm küçük uçan yaratıklar gökyüzünde patlayıp kana dönüşüyordu.

"Gücünü saklamalısın Roesia" dedi Kharoon. Bir yandan saldırıp koruma kalkanları oluşturuyordu etrafımızda.

"Evet gücünü sakla Roesia! Hedefleri sensin Zebaniler seni güçsüz bulduğu an bırakmazlar" dedi Anna.

Arkasından "Metatron yer değiştirelim" dedi Kharoon. O arkamdaydı.

"Tamamdır şimdi" dedi önümdeki Metatron ve ikisi de aynı anda ters takla atarak yer değiştirdiler.

Kırmızı, siyah ve beyaz kanatlar etrafımı sarmış hiçbir şekilde saldırmama izin vermiyorlardı.

"Kural Koyucular şehre girdiler Ölümün Efendisi" dedi Jophiel.

"Geri çekiliyoruz birbirinizden ayrılmayın sakın" dedi Kharoon o anda biraz daha geriye doğru ormanın üzerine çekildik.

Kural Koyucuların telepati sesleri gür bir şekilde zihnimizde yankılanıyordu.

"Aydınlığa hükmeden insanı bize verin! Bu acımasız savaş bitsin!" Sesleri zihnimizde yankılanıyordu.

Çevremdeki grup aynı anda "ASLA!" Dedikleri an,

Anna'nın kanatları bana çarptı. Hızla onu tuttuğumda ağzından kan fışkırttı.

"Ahh! Lanet Kural Koyucular" dediğinde şaşkın bir şekilde ona bakıyor kolumla ağzını siliyordum.

"Neler oluyor Anna?" Dedim.

"Roesia, Kural Koyucular Anna'nın midesinde kara delik açtılar koruma kalkanını tamamlamama çok az kaldı. Ryan'da bize katıldığında şehirde daire şeklinde açılacağız. Onun içindeki kara deliği çıkarabilir misin?" Dedi Kharoon.

"Ta-tamam hemen çıkartmaya çalışıyorum Vanth" diyerek elimi midesinin üzerine koyarak gözlerimi kapattım.

Işığımın onun içine işleyip yayılmaya çalışan kara deliğin etrafında gezdirdim.

"Işık gücünle kara deliği sarıp onu kendi içine çek" dediğim an ışık kara deliğin etrafını sarıp onu baskılamaya başladı.

Kalbim derin bir şekilde atarken bir anda ağzımdan siyah bir sıvı boşaldı.

"Huh başardın Roesia" diyerek Anna gülümsediğinde kolumla ağzımı sildim.

Onu yavaşça kaldırdığımda "Aequitas ve Luna gelmiş şuna bak! Ama Atropos nerede?" Dediğinde başımı gösterdiği yere çevirdim.

"Siz hiç planların üzerinde yapılan bir plandan haberdar değil misiniz?!" Diyerek Aequitas güldüğünde bizi güçlü şimşeğin içine almıştı.

"Şimşek bu onursuza nasıl itaat edersin!" Dedi Kharoon.

Şimşek derin bir şekilde gürledi.

"Ben cezamı vücudumdan bir parça vererek çektim bile" diyerek sağ bacağını yerinden çıkardı. Çıkardığı bacak bir maketti.

Onu görmek içimi yine tedirgin yapmıştı.

Gözlerimi korkuyla kaçırdığımda "özledin mi beni Roesia?!" Dedi.

"Kes sesini Roesiam'ın adını ağzına alma sakın!" Dedi Kharoon ve ona siyah dikenli toplar göndermeye başladı.

Ardından Elf Hükümdarının kanatları göründü ve hızla etrafımdaki dairenin içerisine katıldı.

"Geç gelebildim üzgünüm Ölümün Efendisi. Elflerin konumlandıkları yerleri değiştirmek zorunda kaldım. Sanki yerlerini biliyorlarmış gibi Atropos denen Kader Tanrıçası halkımın çoğunun ölümüne sebep oldu" derken başından terler akıyordu ve omuzunun bir kısmı kesilmiş yeşilimsi bir kan akıyordu.

Kharoon saldırırken, etrafımızdaki koruma kalkanı büyüdü.

"Ryan aramızda bir hain var. Vakit olmadığı için hepimiz direkt savaşmaya başladık. Ama birileri bir oyun döndürüyor. Noah'tan haber bekliyorum. Hala İblis Yardımcısı Satanus'u sorguluyor. Diğer 4 kişiyi öğrendikten sonra işimiz kolaylaşacak. Şimdi herkes kalkanın köşelerine yayılsın!" Dedi ve benim elimi sımsıkı tutarak kendi tarafına çekti.

Jophiel, Anna, Metatron, Mars dur durak bilmeden savaşırken hızla kalkanın etrafına yayılarak çember oluşturdular.

Ryan da yan tarafımıza geçti.

Luna gülerek ellerini iki yana açmış elinin içinden kırmızı bir enerji çıkartıyordu.

Çıkan enerji ise yukarıya doğru yükseliyor ayın rengi yavaşça kan kırmızısına dönüyordu.

"Kharoon, Luna ayı kan kırmızısına dönüştürmeye başladı bu ne demek?" Dedim korkuyla.

"Koruma kalkanımı kırıp suretimi alacaklar" dediğinde omzundan sıkıca tutundum.

"Ne? Nasıl yaparlar bunu!" Dedim gözlerim dolarak.

Luna "Madem Ölümün Efendisi bu Ay Tanrıçasını sevmiyor o zaman onun bu ihtişamlı suretini kanlı ayımla yok edebilirim" diyerek güçlü bir şekilde kahkaha attı.

"Ne?! Bunu yapamazsın buna asla izin vermem!" Dedim sertçe kalbim deli gibi çarpıyordu.

Luna "Ritüel çoktan başladı bile Zebaniler ile güçlerim birleşiyor" diyerek gülümsediğinde dişlerimi sıktım.

"Efendim!! Öğrendim" diyerek bize doğru gelen Noah'ı görünce hızla başımı ona çevirdim. Yanında Harvey vardı.

Kharoon sol elini kaldırıp onları koruma kalkanının içine aldı.

Aequitas'a aralıksız zincirli oklar gönderiyor onu savunmaya mecbur bıraktırıyordu.

"Efendim Satanus en sonunda konuştu. O 4 kişi, bizim şehrimizden Alice, Tanrılar Şehrinden Lucy ve Luna diğeri ve en önemlisi ise efendim o Periler Diyarının Hükümdarı Titania" dediği an Kharoon kollarını indirdi.

"Ne?!!!" Dediği an başını hızla şehire göz gezdirdi.

"Roesia herkese haber et bunu Peri Diyarı da artık düşmanımızdır!" Dedi sertçe ve koruma kalkanına çarpan yıldırımlara büyük demir parçaları fırlatarak savuşturdu.

"Kharoon bir dakika söylemem gereken bir şey var sana. Lucy, o Mars'ın kardeşi ve Mars Lucy'yi ana saraya bıraktı" dediğimde Kharoon benimle kısa süreli göz teması kurup başını geri çevirdi.

"Roesia herkese söyledikten sonra Mars'ı da al yanına Noah ve Harvey sana eşlik etsinler. Ana saraya gidip Lucy'yi etkisiz hale getirin. O büyük ihtimalle buz küplerindeki karanlık enerjiyi aktif edecek kişi. Acele etmelisiniz" dediğinde hızla yan taraftaki Jophiel'in yanına gittim.

"Jophiel Peri Diyarının Hükümdarı Titania o hainmiş bunu herkese söyler misin? Ben şimdi Mars'ı alıp ana saraya gideceğim" dediğimde o da "tamamdır Roesia sen git ben haber veririm" dediğinde hızla Mars'ın olduğu tarafa doğru uçtum.

Mars ellerinin arasından mızraklar çıkarıyor sertçe gelen canavarları öldürüyordu.

"Mars acilen ana saraya gitmeliyiz. Tutuklanan iblis konuşmuş. Titania ve Lucy'de karanlık enerji taşıyanlardanmış" dediğimde Mars şaşkınca bana dönmüştü.

"Ha-hayır yanlış anlaşılma olmalı Roesia benim kardeşim kimseyi incitecek birisi değil ki" dediğinde aklıma Tanrılar Şehrine ilk gittiğimde Lucy'nin bana saldırganca yaklaşımı geldi.

"Emin olamayız Mars, ana saraya gitmeliyiz" dediğimde Noah'ın yanına doğru ilerledim. O da arkamdan geldi.

Kharoon koruma kalkanını açtığında hep birlikte dışarıya çıktık.

Dışarıdaki yoğun duman ve kötü koku öksürmeme sebep oldu.

Mars önümde Noah ve Harvey iki yanıma geçip beni korurken Kharoon'un kargaları da bize eşlik etmeye başladı.

Ana sarayın üzerine geldiğimizde tam ilerleyeceğim anda Noah ve Harvey kollarımı sıkıca tuttu.

Hepimiz saraydan yükselen küçük dumana bakarken bir anda şiddetli bir enerji patlaması oldu. Yükselen basınçla birlikte bedenlerimiz savrulmaya başladı. Gelen darbeyle kanatlarım, vücudum parçalanmış bedenim yere doğru düşüyordu.

Her yanım yanıyor, vücudum acıyordu. Metrelerce yükseklikten düşerken sırtım sert bir şeye çarptı.

"Aydınlığın Kraliçesi neler oluyor?!" Beni tutan kişi Mephisto'ydu. Bulanıklaşan gözlerimi kolumla silip derin nefesler alarak kendime gelmeye çalıştım.

"Titania bize ihanet etti İblis Hükümdarı" dediğim an "onu biliyorum daha demin onunla savaştım, bu saraydaki patlama ne?" Dedi kaşlarını çatarak.

"Buz küpleri onların içerisinde karanlık enerji vardı ama ne olduğu çözülemediği için ana sarayda inceleme altındaydı. Lucy Şifa Tanrıçası onu aktif etmiş olmalı" dediğimde gözüm hızla Mars'ı, Noah'ı ve Harvey'i aradı ama onları bir türlü göremiyordum.

"Olamaz bu hiç iyi değil Roesia. Kendini iyileştirebilir misin? İblislerimi sarayın etrafına getireceğim. Karanlık enerjiyi bedenimize çekeceğiz" dediği an gözlerimi kapatıp ışığa ulaşmaya çalıştım.

Işık iyileştir beni!

Dediğim an vücudum baştan yenilenmeye başladı. Kanatlarım da iyileştiğinde Mephisto'dan ayrıldım.

"Tamamdır Mephisto sen git şimdi ben arkadaşlarıma bakmalıyım" dediğimde etrafıma göz attım.

Biraz daha ilerlediğimde ağaçların üzerindeki ölü kargaları gördüm. Beni korumak için gelmişlerdi şimdi ise can vermişlerdi...

Onları usulca severken gözüme yerdeki Noah takıldı.

Hızla onun yanına doğru iniş yaptım.

Ormanın içi biraz daha sakindi. Çünkü Silvanus yerden ve yukarıdan gelen tüm yaratıkları köklerle ve ağaçlarla parçalayıp öldürüyordu.

Noah'a doğru yürüdüğümde diz çöktüğünü gördüm.

Harvey ise yerde yatıyordu. Göğsünün ortasından gri metalik bir kan sızıyordu.

"Noah ne oldu? Harvey'in neyi var?" Dediğimde Noah hıçkırarak ağlamaya başladı.

"B-ben onu iyileştirebilirim belki" diyerek yanına oturdum.

"Hayır o öldü leydim! Benim can dostum, benim kardeşimden daha yakın olan arkadaşımı öldürdüler!" dediğinde gözyaşlarına boğulmuştu.

"Üzgünüm" diyerek sırtını sıvazladığımda kollarıyla gözyaşlarını sildi.

"Leydim gitmeliyiz. Savaşı kaybetmek üzereyiz. Ne olursa olsun savaşmaya devam etmeliyiz. Harvey'in kanını yerde bırakmayacağım" diyerek ayağa kalktığında bende ayağa kalktım.

"Bu savaşı kazanmak için elimden gelen her şeyi yapacağım Noah. Önce Mars'ı bulalım" dediğimde saray tarafına doğru ilerledik.

Karanlık enerji saçan sarayın etrafına iblisler yerleşiyordu ama Mars önde birisi ile konuşuyordu.

Koşarak onun yanına gittiğimde konuştuğu kişinin Lucy olduğunu gördüm.

"Lütfen kardeşim benimle gel, yapma onlarla olma" diyerek ağlıyordu.

"Hayır abi ben battım artık bu işin içinden hiçbir şey beni çıkaramaz" diyerek o da ağlıyordu.

"Ama seni zorla götürdüler sen içindeki o karanlığı hiç istemedin. Lütfen gel yanıma abin seni kurtaracak lütfen" diyerek ona ilerlemeye çalışıyordu.

"Abi gelemem bu saraydan adımımı atamam o buz küplerindeki karanlık tamamen çıkana kadar burada kalmak zorundayım" diyerek Lucy bağırdığında Mars bir iki adım daha atmıştı.

"Hayır gelme abi! Bu enerji senin için çok fazla bedenin patlayabilir" diyerek Lucy elini kaldırmış gözyaşlarına boğulmuştu.

"O zaman sen gel kardeşim lütfen Roesia bir şey yap senin ışığın onu kurtarabilir belki" diyerek son çare bana dönüp baktığında "e-evet olur denerim tabiki" diyerek Mars'ın yanına ilerledim.

"Bak gördün mü Roesia seni kurtaracak hadi gel lütfen" dediğinde Lucy gözyaşlarını sildi "gerçekten mi? Beni kurtarabilecek misin?" Dedi ve gözlerimin içine baktı.

"Lucy seni kurtarmak için her şeyi yapacağım emin olabilirsin buna" dediğimde Lucy bize doğru adımlamaya başladı.

Mars kollarını sevinçle açtı "gel güzelim hadi korkma" diyerek onu bekliyordu.

Lucy'de gülümseyerek adımlamaya başladı "abi sen iyiki var-" Lucy cümlesini tamamlayamadan ağzından yoğun altın renginde bir kan fışkırdı ve öne doğru bedeni yere serildi.

"Bize nasıl ihanet edersin seni korkak!" Diyerek Titania, Lucy'nin sırtına büyülü bir mızrak saplamıştı.

"Lucy! Kardeşim hayııır hayır bu bu olamaz kardeşim yapma aç gözlerini hayır hayır hayır" Mars çığlıklar atarak Lucy'nin bedenine koşup sarıldığında Titania ona saldıracağı esnada elimi kaldırıp ona ışıktan bıçaklar göndermeye başladım.

Mars'ın önüne geçip onu korumaya çalışıyordum.

Mars ise "Kardeşim! Kardeşimi öldürdünüz! Ne istediniz ondan o iyileştirmekten başka bir şey yapmadı. O sadece abisine gelmek istemişti neden öldürdünüz ha nedenn?!" Diyerek ağlayıp hıçkırıyordu.

Büyük bir sarı küre yapıp Titania'nın üzerine hızlı hızlı göndermeye başladım. Bu esnada Titania kalkan açmış kendisini korumaya çalışıyordu.

Bedenime sağ taraftan gelen büyük dikenli bir çiçek çarpmasıyla yana doğru savruldum. Bana bunu atan Alice'ydi.

Noah "ben onu hallederim Roesia sen Titania'yla savaşmaya devam et" dedi ve hızla Alice'ye saldırdı.

Bu anı fırsat bilen Titania üzerime doğru büyülü toplar gönderiyordu. Omuzlarıma gelen toplar acıyla çığlık atmama sebep olurken gökyüzünden gürültülü bir cam patlaması gibi bir ses duyuldu.

Başımı gökyüzüne çevirdiğimde Kharoon'un oluşturduğu koruma kalkanının kırıldığını gördüm. Kırılan kalkanın dış çevresinde Kural Koyucular vardı.

Ortasına ise 2 cehennem zebanisi iniş yapıyordu.

Koluma çarpan topla birlikte dikkatimi tekrar karşımdaki Titania'ya çevirdim.

"Yeter! En büyük ihaneti yapan sendin" diyerek ona ışık halkaları göndermeye başladım.

Mephisto "Roesia! Mars'ı da al gidin buradan! Biz burayı halletmeye çalışırız. Yukarıda büyük olaylar kopuyor Deccal gücünü kazanmış saldırıyor. Onlara yardım etmelisiniz. Güzellik Meleğinin yere doğru düştüğünü gördüm" dediğinde başımı korkuyla çevirdim.

"Olamaz Jophiel!" Dediğimde elimdeki ışığı kendime çekmiştim. Mephisto ise benim yerime Titania'yla savaşıyordu.

"Mars!!! Bana bak kendine gel, daha ölmeyen arkadaşlarımız var onların da ölmesini istemiyorsan şimdi gelir benimle savaşırsın anladın mı?!" Diyerek onun yakasından tutup sertçe silkelediğimde kaşları çatık bir ifadeye büründü.

"İntikam! Kardeşimin intikamını alacağım hadi gidelim" dediğinde hızla gökyüzüne yükseldi arkasından gittiğimde gözümle Jophiel'i arıyordum.

Ama onu bir türlü göremiyordum. Mars, Aequitas ve Atroposla savaşan Anna'nın yanına gidip ona yardım etmeye başladı.

Ben de Kural Koyuculara kırmızı oklar gönderen Metatron'un yanına gidip ona katıldım ve sarı oklar göndermeye başlayıp konuştum,

"Metatron, Mephisto güzellik meleğinin düştüğünü gördüm dedi. Jophiel'i gördün mü?" Dedim.

"Hayır Roesia her birimiz ayrıldık. Farklı bölgelerden düşmanla savaşıyoruz. Sen asıl Kharoon'u gördün mü?" Dediğinde hızla etrafa baktım ama o, Luna ve Zebaniler yoktu.

"Olamaz Metatron! Kharoon'u, Luna'yı ve Zebanileri göremiyorum neler oluyor?" Dedim endişeyle.

"Roesia, Kharoon'un koruma kalkanını kırıp onun suretini yok ettiler. Luna'yı Silvanus yakaladı. Sonrasında ise ne olduğunu bende bilmiyorum" dediğinde kalbim hızlı hızlı çarpmaya başlamıştı.

"Peki ya Jophiel'i en son nerede gördün?!" Dediğimde başka şeytani bir ses "hımm bu meleği mi arıyorsun?" Dedi.

Arkaya döndüğümde Deccal kucağında Jophiel'in hareketsiz bedenini tutuyordu.

"Hayıır! Olamaz Jophiel ne yaptın ona?!" diye bağırdım.

"Sakin ol insan sadece onu öldürdüm!"

 

.

.

.

 

Eveet bölümün sonuna gelmiş bulunuyoruz❣️

Ayy sonunda resim özelliği gelmiş fırsat bulunca tüm bölümlere ekleme yapacağım ayy🎀🎀🎀

Uzun oluyor bölümler ve gerçekten yoğun bir savaş sahnesi yazıyorum. Her yerde farklı bir olay ve karmaşa durumu oluyor.

Ama diğer bölümde savaş sonunu okuyacağız bir çok şey belirlenecek!

Mars'ın kardeşi maalesef ki öldü...

Harvey'de öldü...

Ve Jophiel...

Kayıplar yaşanıyor. Titania'nın ihaneti en büyük darbeyi vuran etken oldu. Hatırlarsanız görülerinde kendilerinin kazandığını görüyordu...

Bu bölümde neler hissettiniz?

Diğer bölümde görüşmek üzere 🎀

Bölüm : 24.12.2024 17:39 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
B / Kemikler Şehri / 74.Bölüm: Sıcak Savaş (YARATIKLAR)
B
Kemikler Şehri

16.47k Okunma

1.63k Oy

0 Takip
75
Bölümlü Kitap
1.Bölüm: Boşluk2.Bölüm: Sen Benimsin!3.Bölüm: Kemikler Şehri4.Bölüm: Sen Nesin?5.Bölüm: Benim Eşim6.Bölüm: Neden Ben?!7.Bölüm: Öldür Beni Ölüm!8. Bölüm: Neden Beni Yaşatmak İstiyorsun?9.Bölüm: Cehennemin İlk Katı10. Bölüm: Kemikler Şehri: İlk Gece11. Bölüm: İlk Işık12.Bölüm: Renkli Deniz13.Bölüm: Kharoon Vanth14. Bölüm: İksirler15.Bölüm: İskelet Denizi16.Bölüm: Dünya17.Bölüm: Yan Yana18.Bölüm: Bu Çekim De Ne?19.Bölüm: Seni Hissetmek20.Bölüm: Sessiz Veda21.Bölüm: Ayrılık22.Bölüm: Acı23.Bölüm: Tanrılar Şehri24.Bölüm: Tanrı ve Tanrıçalar25.Bölüm: Roesiam26.Bölüm: Ölüm ve Yaşam27.Bölüm: Carmente28.Bölüm: Duvar Konuşması29.Bölüm: Acımasız Sorgu 130.Bölüm: Acımasız Sorgu 231.Bölüm: Ölüm Kurtarılacak Mı?32.Bölüm: Canım Yanıyor33.Bölüm: Cehennem Kaçağı34.Bölüm: Tek Işık35.Bölüm: Cennetim Sensin36.Bölüm: Benimle olmaya var mısın?37.Bölüm: Ben ve Kadınım38.Bölüm: Sonsuzluk Vadisi39. Bölüm: Nefes Nefese40.Bölüm: Mavi-Mor Buhar41.Bölüm: Ölümün Kalbi42.Bölüm: Metatron43.Bölüm: Kırmızı Elbise44.Bölüm: Gerçeklik Aynası45.Bölüm: Hırçın Su...46.Bölüm: Öldürdüm Çiçeğimi47. Bölüm: Kalbim Senin Esirin48.Bölüm: Cennet Taşı49.Bölüm: Melekler Diyarı50.Bölüm: İçimdeki Güller51.Bölüm: Senin İçin52.Bölüm: İntikam Meleği53.Bölüm: Bir Balo Günü54.Bölüm: Gözlerinde Kaldım55.Bölüm: Dans Mı?56.Bölüm: Dans Kapışması57.Bölüm: Büyülü Orman58.Bölüm: Bu Gece Benimsin59.Bölüm: Av Zamanı60.Bölüm: Aşkın Planı61.Bölüm: Bu Tutku…62.Bölüm: Sarı Işık Topu63.Bölüm: Aydınlığın Hükümdarı64.Bölüm: İmkansız Aşk!65.Bölüm: Uyan!66.Bölüm: Eğlence mi?67.Bölüm: Sarsılmaz 3 Kadın68.Bölüm: Aydınlığın Kraliçesi69.Bölüm: Gün Işığım70.Bölüm: AŞIĞIM SANA!71.Bölüm: Bu yüzük...72.Bölüm: Savaş Kapıda!73.Bölüm: Savaş Başlasın (DECCAL)74.Bölüm: Sıcak Savaş (YARATIKLAR)75.Bölüm: Savaş Sonu (ZEBANİLER)
Hikayeyi Paylaş
Loading...