75. Bölüm

75.Bölüm: Savaş Sonu (ZEBANİLER)

B
happystrawberryy

.

.

.

"Ölüm hiç bu kadar birisine çekilmemişti"

"Acı içindeki kız hiç bu kadar birisini arzulamamıştı"

İki ruh sıradışı, zorlu bir aşka kapılarını açıyordu. Bunun bir kazananı olacak mıydı?

Yoksa sadece kayıplar mı yaşanacaktı...

*Belki de bu kayıpların yaşanması gerekti*

.

.

.

"Sakin ol insan sadece onu öldürdüm!" Dediğinde gözyaşlarım gözlerimden hızla akmaya başladı.

"Hayır bırak onun bedenini hemen" diyerek ona yaklaştığımda Metatron'un sesini duydum.

"Roesia uzaklaş ondan hemen!" Dediğinde "hayır Jophiel'i ondan alacağım" diyerek ilerlediğimde bedenim bir ateş çemberinin içerisine çekildi.

Korkuyla geri çekilmeye çalışsam da bir türlü olmuyordu.

"Hahaha bu insanları kandırmak gerçekten de çok kolay oluyor!" Dediğinde anlamazcasına kaşlarımı çattım.

Eliyle sağ taraftaki ağaçların arasını işaret etti. Oraya baktığımda tek gözlü bir yaratıkla savaşan beyaz kanatlı meleği gördüm. Bu Jophiel'den başkası olamazdı!

"Ama o nasıl olur bu!" Dedim şaşkın bir ifadeyle.

"Ah değil mi ama?! Zihin oyunlarım gerçekten çok gerçekçi Roesia. Ama beni güçlendirecek yegane güç sensin" diyerek Deccal bana doğru yaklaştı.

Bedenim ateş topunun içinde kalmıştı. Gücümü kullandığım an vücudum yanmaya başladı. Deccal ise ellerini bu küreye koyarak benim ışığımı kendi içine çekiyordu.

Herkes dur durak bilmeden her şeylerini ortaya koyarak savaşıyordu. Metatron'un kolları zarar görmüş kanıyordu. Anna zar zor uçuyor, Mars intikam hırsıyla bilinçsizce karşı tarafa saldırıyordu.

Elf Hükümdarı Ryan ise Kural Koyucuların diğer tarafında savaşıyordu.

Silvanus ormana gelen tüm yaratıkları öldürerek ciddi bir başarı gösterse de akın eden yaratıklara sürekli yenisi ekleniyordu.

Kharoon yoktu. Zebaniler onu cehenneme mi götürdü yoksa yere mi iniş yaptılar bilemiyordum.

Ana saraydaki yayılan karanlık enerjiyi iblisler içine çekmesine rağmen o kadar ağır bir enerji vardı ki bir sis bulutu şeklinde şehrin her yerini sarmıştı.

Soğuk kasvet iliklerimize kadar işliyordu.

Ben ise Deccal tarafından alıkoyulmuştum. Çıkmaya çalıştıkça da güçsüzleşiyor gözlerim ağarıyordu.

Metatron "Roesia en güçlü gücünü kullan" diyerek bana bağırdığında ona seslendim "Metatron nasıl yapacağımı bilmiyorum" dedim.

"Sadece söyle Roesia, seslen içindeki güce haykır ona" dediğinde gözlerimi kapattım.

"Işık! Seni çalmaya çalışan bu kötü varlıkları, sana saldıranlara hakiki gücünü göster! Aydınlığın sonsuz gücünü tüm Kemikler Şehrinde İNLET!!!" Diyerek bağırdığımda beyaz bir boşlukta buldum kendimi.

Boşlukta sonsuz bir sessizliğin içerisindeydim.

Kalbim korkuyla karışık çarparken bir anda gözlerim açıldı.

Bedenim Deccal'in ateş topunu yok ederek, göğün tepesine yükselmiş şehirdeki tüm kara varlıkları yok etmeye başladı. Saraydaki çıkan kötü enerji, gelen canavarlar, cehennem yaratıkları hepsi bir bir ışığım arasında patlayıp yok oluyordu.

Deccal ışığıma karşı koymaya çalışıyor bana doğru ilerliyordu.

Fakat ilerledikçe bedeni küçük parçalara ayrılmaya başlıyordu.

"Hayır!! Bu olamaz beni hiçbir şey yok edemez hiçbir şe-" sözlerini söyleyemeden Deccal'in bedeni yok oldu.

Işık sonsuz gücünü yayarken, Kural Koyucular hızla kendilerini geri çekerek şehirden ayrıldılar.

*Sonsuz ışığın gücü önce karanlığın arkasına gizlenmiş yaratıkları ortaya çıkardı, sonra o yaratıkları yok ederek tüm evreni yeniden yaşanılabilir kılmak için enerjisini yaydı...

Aequitas ve Atropos'un da güçleri iyice zayıflamış Mars onların kollarına zincir vurmuştu.

Güç yavaşça kendini söndürmeye başladığında burnumdan ve ağzımdan aynı anda yoğun bir kan geldi.

Düşeceğim esnada ise Metatron tuttu beni.

"Roesia çok az kaldı dayan kurtulacağız harikaydın evrendeki tüm canavarlar ve yaratıklar yok oldu" diyerek gülümsediğinde ona doğru gülümsedim.

"Kharoon nerede Metatron?" Dedim yorgun sesimle.

O anda İskelet denizinin içinden Kharoon'un kemik bedeni hızla çıktı ve arkasından iki zebani de çıkıp koca baltalarını ona sallamaya başladılar.

"Ona yardım etmeliyim Metatron. Kharoon en zorunun zebaniler olduğunu söyledi onları şaşırtmamız gerekiyor ışığımdan vermeliyim" dediğimde Metatron olumsuz anlamda başını salladı.

"Roesia ışığın sonsuz gücünü yaydın, bir süre güçlerini kullanabileceğinden emin değilim" dediğinde gözlerim korkuyla titredi.

Mars "ben bunları götürüyorum, daha sonra aşağıya inip o Titania'nın kellesini alacağım" diyerek Aequitas ve Atropos'un zincirli kollarından tutup saray tarafına doğru ilerledi.

Ryan ve Anna ise yanımıza doğru geldiler.

Anna'nın yüzü kesilmiş bacaklarından altın renginde kanlar akıyordu. Ryan'ın ise sol omzu tamamen parçalanmış nefes nefese kalmıştı.

Ryan "Ölümün Efendisi'ne yardıma bende geleceğim" dediğinde Anna da "evet bende varım" dedi.

"Heyyy beni unutuyorsunuz!" Diyerek sol ayağı kesilmiş bir halde bize doğru gelen Jophiel'i gördüm.

Gözlerim dolarken "o zaman ona yardım edelim lanet zebanilerden kurtulalım" dediğimde Metatron'un kucağında iskelet denizinin kumsalına iniş yaptım.

Kharoon denizin üstünde onlarla tek başına savaşıyordu. Zebaniler orijinal formlarına geçiş yapmışlardı ve ikisi de Kharoon'un 10 katı büyüklüğündeydi.

*CEHENNEM ZEBANİSİ

Koca baltalarıyla onun yaptığı her hamleyi kolayca savuşturuyorlardı.

"Aydınlığa Hükmeden İnsanı bize ver!!" Diyerek ikisi birlikte kükrediğinde Kharoon'un kemiksi kaslı göğsü sertçe inip kalktı.

"Asla, Gün Işığımı asla size vermeyeceğim!" Diyerek iki eliyle dikenli zincir yapıp onlara saldırmaya başladı.

Metatron, Ryan, Anna ve Jophiel'de yükselip güçlerini kullanarak Zebânilere karşı savaşmaya başladılar.

Kharoon "hayır siz saldırmayın geri çekilin hemen" diyerek onlara seslense de "hayır Ölümün Efendisi sana yardım edeceğiz" dediler.

İki zebani aynı anda "şimdi" dediklerinde baltalarını tokuşturup arkadaki dörtlüyü hızla yanımdaki kumsala serdiler. Ardından Kharoon'un üzerine büyük toplar atıp onu denizin içine yolladılar.

İkisinin de bakışları bana doğru kaydığında tam önüme gelip zıpladılar.

Boyları çok uzun olduğu için başımı tamamen yukarı kaldırmıştım.

Kalbim korkuyla, şiddetli bir şekilde gümbürdüyordu.

Geri geri adımlamaya başladığımda arkadaki ormandan sarmaşıklar çıktı ve Zebanilerin ayaklarına dolandı.

"Beni unutmadınız umarım! Hadi kalkın, Anna sevgilim gücümüzün son damlasına kadar savaşalım yardım et bana" diyerek Silvanus sol elini açıp Anna'yı beklediğinde Anna yerden kalkıp, koşarak onun elini tuttu ve "Gücümüzün son damlasına kadar" dedi ve ikisi el ele tutuşarak güçlerini birleştirip Zebânilere karşı savaşmaya başladılar.

Silvanus beni korumak için önüme bir kaktüs yığını koymuştu.

İçimdeki ışığa ulaşmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Onlara yardım etmek istiyordum ama hiçbir şey yapamadan sadece süreci izleyebiliyordum.

Metatron, Mars ve Jophiel'de ayağa kalkıp hızla güçlerini zebânilere yönelttiğinde onların tarafındaki zebani yavaşça dizlerini kırdı ve güçlü bir şekilde üfleyerek onları metrelerce uzaklığa doğru savurmaya başladı. Bedenleri büyük taşlara çarparak yaralanıyordu.

Kharoon denizin içinden hızla çıkıp Metatron'ları savuran zebaniye büyük mızraklar atarak onu durdurmaya çalışıyor boynuna ve omzuna sertçe mızrakları geçiriyordu.

O esnada sarmaşıklardan kurtulan diğer zebani üzerimize doğru gelmeye başladı.

Anna ve Silvanus önüme geçmiş korkmadan güçlerini kullanıyorlardı.

Anna kırmızı toplar gönderiyor Silvanus ise ağaç köklerini fırlatıp zebaninin bacaklarına girdirmeye çalışıyordu.

Ellerimi sıkıyordum. Ne yapacağımı bilmeden arkadaki taşlardan alıp Zebaniye fırlatmaya başladım.

"Sen ciddi misin insan?" Diyerek Zebani alayla güldüğünde "evet ciddiyim gücüme ulaşamasam bile saldırmaktan geri durmayacağım" dediğimde bir anda başını yana yatırdı.

"Haaa izle o zaman" diyerek bir eline Silvanus'u diğer eline Anna'yı aldı ve ikisininde gövdesini sertçe sıkmaya başladı.

Kalbim deli gibi korkuyla atıyordu.

"Hayır! Lütfen bırak onlara bir şey yapma tamam saldırmayacağım lütfen" diyerek ellerimi birleştirdim ve dolu gözlerle Zebaniye baktım.

"İşte böyle olacaksın insan. Ama bu iki Tanrı bozuntusu sinirimi bozdu. Bacaklarımdaki kökler canımı yaktı" diyerek ikisinin de bedenlerini sıkarken Silvanus haykırdı,

"Seni çok seviyorum Anna!"

Anna'da ona yaşlı gözlerle bakarak haykırdı,

"Ben de seni çok seviyorum Silvanus!"

İkisininde bedenleri Zebaninin elinde patladığında geriye sadece altından akan kanları kalmıştı. Giden kafalarını ise Zebani elinin içine alıp sıkarak paramparça etmişti.

Gözlerim gördüğü görüntüyle bulanıklaşıyordu...

 

.

.

.

 

Bölüm sonuu 🎥

Bundan sonra Final Bölümleri olacak...

Neler düşünüyorsunuz? Ne hissediyorsunuz?

Ah ah Anna ve Silvanus canlarım...

Hoşçakalın...

Lütfen yorumlarınızı yapmaktan çekinmeyin her aşamada hislerinizi özgürce ifade edin. Bu benim için de çok önemli. Aynı zamanda oy vererek bana destek olursanız çok mutlu olurum gerçekten 🥹

Diğer bölümde görüşmek üzere hepinizi çokça öpüyorum ❤️😘

Bölüm : 26.12.2024 15:44 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
B / Kemikler Şehri / 75.Bölüm: Savaş Sonu (ZEBANİLER)
B
Kemikler Şehri

16.47k Okunma

1.63k Oy

0 Takip
75
Bölümlü Kitap
1.Bölüm: Boşluk2.Bölüm: Sen Benimsin!3.Bölüm: Kemikler Şehri4.Bölüm: Sen Nesin?5.Bölüm: Benim Eşim6.Bölüm: Neden Ben?!7.Bölüm: Öldür Beni Ölüm!8. Bölüm: Neden Beni Yaşatmak İstiyorsun?9.Bölüm: Cehennemin İlk Katı10. Bölüm: Kemikler Şehri: İlk Gece11. Bölüm: İlk Işık12.Bölüm: Renkli Deniz13.Bölüm: Kharoon Vanth14. Bölüm: İksirler15.Bölüm: İskelet Denizi16.Bölüm: Dünya17.Bölüm: Yan Yana18.Bölüm: Bu Çekim De Ne?19.Bölüm: Seni Hissetmek20.Bölüm: Sessiz Veda21.Bölüm: Ayrılık22.Bölüm: Acı23.Bölüm: Tanrılar Şehri24.Bölüm: Tanrı ve Tanrıçalar25.Bölüm: Roesiam26.Bölüm: Ölüm ve Yaşam27.Bölüm: Carmente28.Bölüm: Duvar Konuşması29.Bölüm: Acımasız Sorgu 130.Bölüm: Acımasız Sorgu 231.Bölüm: Ölüm Kurtarılacak Mı?32.Bölüm: Canım Yanıyor33.Bölüm: Cehennem Kaçağı34.Bölüm: Tek Işık35.Bölüm: Cennetim Sensin36.Bölüm: Benimle olmaya var mısın?37.Bölüm: Ben ve Kadınım38.Bölüm: Sonsuzluk Vadisi39. Bölüm: Nefes Nefese40.Bölüm: Mavi-Mor Buhar41.Bölüm: Ölümün Kalbi42.Bölüm: Metatron43.Bölüm: Kırmızı Elbise44.Bölüm: Gerçeklik Aynası45.Bölüm: Hırçın Su...46.Bölüm: Öldürdüm Çiçeğimi47. Bölüm: Kalbim Senin Esirin48.Bölüm: Cennet Taşı49.Bölüm: Melekler Diyarı50.Bölüm: İçimdeki Güller51.Bölüm: Senin İçin52.Bölüm: İntikam Meleği53.Bölüm: Bir Balo Günü54.Bölüm: Gözlerinde Kaldım55.Bölüm: Dans Mı?56.Bölüm: Dans Kapışması57.Bölüm: Büyülü Orman58.Bölüm: Bu Gece Benimsin59.Bölüm: Av Zamanı60.Bölüm: Aşkın Planı61.Bölüm: Bu Tutku…62.Bölüm: Sarı Işık Topu63.Bölüm: Aydınlığın Hükümdarı64.Bölüm: İmkansız Aşk!65.Bölüm: Uyan!66.Bölüm: Eğlence mi?67.Bölüm: Sarsılmaz 3 Kadın68.Bölüm: Aydınlığın Kraliçesi69.Bölüm: Gün Işığım70.Bölüm: AŞIĞIM SANA!71.Bölüm: Bu yüzük...72.Bölüm: Savaş Kapıda!73.Bölüm: Savaş Başlasın (DECCAL)74.Bölüm: Sıcak Savaş (YARATIKLAR)75.Bölüm: Savaş Sonu (ZEBANİLER)
Hikayeyi Paylaş
Loading...