
"Yeterr! Yeter artık durun. Ben odamda dinlenmek istiyorum iki prensten de odamdan hemen çıkmasını rica ediyorum!" Dedim.
"Özür dileriz Alexandra. Lütfen sen dinlen şimdi" dedi Drew.
Eldon'da ona katıldığını ifade edip başını salladı ve odadan çıktılar.
Alexandra olduğumdan beri her şey inanılmaz değişmeye başladı. Davranışlarım, duygu durumum bile değişiyordu sanki.
Yemeğimi bitirip biraz dinlenmiştim. Gece yarısı olmak üzereydi üstüme bir ceket alıp odadan dışarıya çıktım.
Ortalık sakindi ben de sessizce saraydan çıkıp ejderha yuvasına doğru gittim.
Geldiğimde bebek ejderhalar uyuyordu onları sevgiyle okşadım ve hafifçe öptüm.
Ardından Abderus'un yanına doğru ilerledim.
"Hoşgeldin dostum Alexandra seni daha iyi gördüm" dedi bana usulca.
"Hoşbuldum Abderus bugün son gecem bundan sonra sarayda olamayacağım bu yüzden sizi ziyaret etmek istedim" dedim.
"Demek seni çok yaraladı" diye bilgice bir tavır takındı.
"Ne kimden bahsediyorsun Abderus?" Diye sordum.
"Drake Eldon'un sana yaptığı hoş değildi. Seni küçük düşürmeye çalışması sana yapacağı en büyük kötülükten birisiydi" dedi.
"Ah bilmiyorum Abderus hoş değildi biliyorum. Ama bunu neden yaptı? Gerçi biliyorum o Azize'ye aşık. Bu yüzden onu eğlendirmek için beni kullandı" dedim.
Abderus bana kırmızı ateşli gözleriyle bakıp derince soludu "Sana tek önereceğim şey. Kendini karanlıkta kaybetme dostum ve bu hayatını iyi kullan kapsamlı düşün" dedi.
"Bir dakika bu hayatımı mı ne demek istiyorsun?" Dedim endişeyle.
O benim diğer hayattan geldiğimi biliyor muydu yani.
"Biz kadim varlıklarız Alexandra bugünü yarını ve şimdiyi biliriz senin Darci bedeninden öz bedenin Alexandra'ya döndüğün gibi" dedi.
"S-sen en başından beri biliyordun beni" dedim.
"Evet dostum ben her şeyi biliyorum. Hayatına iyi odaklan ve dikkatli yaşa" dedi.
"O zaman ne olacak Abderus? Bu ülkede kitapta yazan savaş olacak mı 2-3 yıl sonra?" Dedim.
"Alexandra insanların vermiş olduğu kararlar gelecekte değişiklikler yaratır net bir bilgi olmaz. Bu yüzden sana bir şey söylemem mümkün değil" dedi iç çekerek.
"Tamam Abderus belkide seni daha fazla zorlamamalıyım. Ama şunu bil ki benim iki yaşamımı da biliyor oluşun nedense içimi rahatlattı ve seninle sohbet etmek çok iyi hissettirdi. Bu arada sana saraydan et getirdim" deyip gülümseyerek ona verdim.
"Teşekkür ediyorum Alexandra hala aynısın" deyip eti hızla yedi.
Hala aynı mıyım? Bilmediğim çok fazla gizem olduğunu hissediyorum.
"Rica ederim Abderus, görüşmek dileğiyle tekrardan şimdilik hoşçakal" dedim.
"Hoşçakal eski dostum hoşçakal" dedi arkamdan.
Giderken bebek ejderhaları bir kez daha öptüm ve dışarıya çıktım.
Saraya doğru yürürken tepenin alt kısmındaki çalılardan konuşma sesleri duydum.
Hemen kendimi gizledim.
Gizlendiğim yerden yavaşça yüzüme gelen bitkiyi kenara aldım ve konuşanların kim olduğuna baktım.
"Lenora o şeytanları nasıl sokarsın ülkeye sana dışarıdan halletmeni söylemiştim!"
"Anlamıyorsun Drew mecbur kaldık"
"Ben sana gerekli tüm bilgileri söyledim. Fakat sen gidip bariyeri kırdın ve bu da dikkatleri üzerine çekti"
"Ne olursa olsun Drew yine de istediğimize ulaştık. Savaş çanları yakında çalacak. 1 yıl kadar bir hazırlık olacak"
"Ah tamam Lenora bundan sonra daha dikkatli olun!"
Oha ne oluyor şuanda?
Gözlerimi ayırmadan onları izliyordum.
Sonra bir anda birisi ağzımı sıkıca tuttu.
Bağırmama bile fırsat vermeden ağzıma bastırdı. Göğsüm hızla inip kalkıyordu.
Azize'ye bilgileri veren 1.Prens Drew'in ta kendisiydi. Eğer şuan onlardan birisine yakalandıysam kesinlikle kellemi almaya çalışacaklar.
Kafamı çevirip ağzımı tutan kişiye bakmaya çalıştım.
Zaten o kişi de önüme doğru eğildi ve diğer elini kendi ağzına götürüp sus işareti yaptı.
Hava karanlıktı ama kokusundan tanımıştım onu.
Bu gelen Eldon'du.
Beni yavaşça çekmeye başladı. Ben de onu takip ettim.
Ejderha yuvasına doğru yürüdük ve oradan biraz daha ileri gidip konuşmaya başladık.
"Ne yaptığını sanıyorsun Eldon onları dinlemem gerekiyordu" dedim öfkeyle.
"Senin hayatını kurtardığımdan haberin var mı peki Alexandra?" Dedi.
"Ne saçmalıyorsun sen?" Dedim sinirle.
"Bu tarz gizli buluşmalarda büyüyle gözlemleyen birisi olur ve gelen kişi belli sınırlara ulaştığında yakalanır. Seni büyüyle yakalarlarsa ne olur sanıyorsun?" Dedi.
"Tamam her neyse kimse görmedi işte sen duydun mu konuşmaları onu söyle bana?" Dedim meraklı bir şekilde.
"Maalesef ki duydum"
"Peki bu normal tepki de ne böyle? Daha öncesini de biliyormuşsun gibi hissediyorum. Gerçekten neler oluyor Eldon sanki bilmediğim çok fazla şey varmış gibi hissediyorum"
"Sana anlatabilmem için güvenmem gerekiyor Alexandra. Ayrıca hiçbir şey bilmediğin belli. Bildiklerinin sana zarar vermesinden korkuyorum" dedi.
"Bana her şeyi anlatmanı istiyorum Eldon hatta hemen şimdi benim odama gidiyoruz gel benimle" deyip onun elini tutup saraya doğru yol aldım.
Birlikte merdivenleri çıkıp odaya girdik.
"Evet bekliyorum seni anlatmaya başla"
"Bak Alexandra bilemiyorum"
"Eldon ne biliyorsun söyler misin? Hem savaştan bahsedildi bu konuda ne biliyorsun?" Dedim.
"Alexandra ciddi bir durumun içerisindeyiz. Babam ve annem senin bildiğin gibi nazik insanlar değiller"
"Eee yanii nasıl insanlar?"
"Annemin ciddi bir hastalığı var ve babam da onu yaşatmak için şeytan çocuklarını öldürüp onların özlerini anneme veriyor o da bu sayede yaşamını sürdürüyor"
"Nee?!"
Şuan işte cidden işler farklılaşıyordu. Böyle bir şey kitapta yazmıyordu. Galiba Abderus'un dediği doğruydu insan davranışları değişiklik yaratabiliyordu.
Bu değişikliklerin en büyük sebebi de benim yaşıyor oluşumdu...
.
.
.
Eveet bir bölüm sonu dahaa
İşler karışıyor. Alexandra bir yandan intikam planında bir yandan da ülkeyi bu durumdan kurtarmak istiyor.
Bakalım neler olacak😶
Zorluklar ve adrenalin dolu sahneler gelsin o zaman😉
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.74k Okunma |
547 Oy |
0 Takip |
44 Bölümlü Kitap |