42. Bölüm

Episode : Kingdom Solaria

Harmony Series
harmonyseries

Kral Mark taht kavgalarını en iyi bilen krallardan biriydi o da zamanında tahta geçebilmek için kardeşleriyle amansız bir savaşa tutulmuştu. İlk halklar oluşurken ejderhalar vardı. Onlar beş kardeşti ve diğer türlerin ölümünden sonra Sirenia'ya hakim olacak türlerinin devamlılığı için bölüneceklerdi. Ve o dönüm noktası yaklaştığında Sirenia'nın çöküşü geldiğinde beş kardeş yok olma korkusuyla birbirine düştü. Kimisi öfkesine yenildi , kimisi saf ve ince gönüllüğünden saklandığı ilk çayırlıkta hayatta kalmaya çalıştı , bir diğeri sadece avlanmaya odaklanıp yok olan bu dünyanın ormanlarında yaşam mücadelesi verirken diğer kardeş ise göklerde yaşam olacağından emin semada uçuverdi. Diğerlerine göre biraz daha cin fikirli olan kardeş ise mağaralara saklandı derisinin ışığında ve mağarada yaşayan diğer canlılarla beslendi. Ve son kardeş ise geldikleri yer olan volkanların içine girerek kendini diğer kardeşleri gibi sihrini ve kudretini kullanarak kozaya sardı. Böylece heiliant türü doğmuş oldu.

Sekiz bin yıllık bir süreçten sonra kendi sihirleriyle kozaya sarılmış bu canlılar uyandıklarında ise bir nesil olacak şekilde parçalara bölünmüşlerdi. Ve hatırlarsanız bunlardan biri göklerde yaşam olacağını düşünen kardeş Vritra'ydı. Vritra yedi halka bölündü ve bu halkların her biri göğün yedi tarafına dağıldı böylece Griffi'lerin yedi krallığı oluşmuş oldu. Bir bütünün yedi tarafı ve her bir tarafın kendine has özelliği krallıklara yansıdı.

Dilvium , sağanak yağmurların krallığı bu Vritra'nın duygusal yönünün bir yansımasıydı. Nivis kar krallığı ise onun soğuk suratsız yönünün birebir görünümüydü ve her bir krallığın başında ki yöneticide bu duyguların vücut bulmuş haliydi. Tempestas kasırgaların krallığı , Vritra'nın öfkesini yansıtan krallıktı. Pulvia çiçeklerin açtığı baharın yüz gösterdiği bütün iyi ve güzel şeylerin toplandığı krallık , burası Vritra'nın masumluğunun ve çocuksu yönünün yeşerdiği yerdi. Ceraunus ise yıldırım ve şimşeklerin krallığı , burası Vritra için bastırılmış sinirini yansıtıyordu her an patlamaya hazır bir bomba gibi. Niubis bulut krallığı , Vritra'nın düşünce ve gelişim merkezi denebilir bütün fikirleri burada gelişir. Ve son olarak Solaria işte burası adında anlaşılacağı üzere onun dengesini kuran krallıktı. Fakat tek bir heiliant türü olmadığı gibi Vritrada tek çocuk değildi diğer kardeşleri de bölünmüştü. Ve bu bölünme birbirlerine açılan savaşlarla birleşecekti.

2 Ay önce

Astrid , Penny ve Jade Solaria'da neler döndüğünü öğrenmek için Kral Mark tarafından görevlendirilmiş ve ulaşabilecekleri en sıkı bilgiyle geri dönmeleri emredilmişti. Solaria bir zamanlar düzenbaz bir kral ve eşi tarafından yönetiliyordu ta ki phoenix halkı yönetimlerine el koyup onları tahttan indirene kadar. Daha sonra Prensleri Raros tahta çıktı ve uzun mücadeleler sonucu yönetime geçti bir süre sonra kör bir prenses olan Dike ile beraber yönetmeye başladı ama tabi bu yönetim uzun sürmedi içlerine ajan gibi sızmış olan phoenix'ler Raros'u emirleri altına alarak halka zulmetmeye ve işkence ederek prensi yıldırmaya çalıştı. Prensesin çok nadir görülen bir yeteneği vardı o sadece havaya hükmetmiyor aynı zamanda büyük büyük dedesi bir merlinciydi dolayısıyla bu onu yarı griffin yarı Raposa bir melez yapıyordu. Ama bu melezliğin bir sonucu kör doğmuştu. Phoenix'ler bu bilgiyi bildiklerinden onu zindanlara kapattılar. Bir zamanlar krallığın göletinde çiçeklerin kokularını ezberleyen prenses şimdi ise karanlık soğuk ve rutübet kokan zindanlarda kurtulmayı bekliyordu.

Buda yetmezmiş gibi Prens ise zorla alıkoyuluyor ve yaşam hakları elinden alınıyordu. Bir gün rutin gardiyanlığını yapan phoenixlerin bir boşluğunda Kral Mark'a bir mektup yolladı. Bu mektubun geri dönüşü olmasını ve prensesini kurtarmayı en az gün ışığını görmek istediği kadar çok istiyordu. Ve Mektup Kral Mark'a ulaştığında ise o prenseslerini etrafta neler oluyor bir bakmaları için gönderdi.

Üçünün gözünden ;

Solaria'ya doğru yol alıyorlarken

Penny : Buraya daha öncede gelmiştin Jade anlatsana biraz

Jade : Evet zalim bir kralları vardı o zaman ve babamla da pek iyi anlaşamazlardı bir sorunlarını halletmek için gelmiştim ama elim boş döndüm bu da babamın hiç hoşuna gitmemişti

Astrid : Yani ?

Jade : Yani sevgili Astrid şuan kralları yok en azından onu indirdikleri haberi diğer krallıklara hızla yayılmıştı

Penny : Bir dakika böyle bir şey hatırlıyor gibiyim kraliçe ile birlikle kalenin asma kapısına asılıp yakıldılar değil mi?

Astrid : Ciddi olamazsın bu kadar canice bir şey nasıl olur ve niye kimse buna tepki vermedi?

Jade : Aslında kimse phoenixlere bulaşmak istemiyordu , onlar kralı tahtan indirince prensleri buna dur demek için tahta çıktı bir süre de yönetti

Penny : Dike , ah tanrım şimdi hatırladım zavallı prenses o şuan kim bilir ne haldedir

Astrid : Kimden bahsediyorsun?

Jade : Astrid biraz aylaklık etmek yerine krallığın kitabına bir ara göz atamaz mısın? Dike'tan söz ediyor kör prenses

Penny : Gözleri kör olabilir ama aklı değil o bir melez küçükken buraya gelirdi babası lord , kral babamın askeriydi

Jade : Hatırlıyorum evet kral babamın esas lordlarındandı çok sık görüşürdük sonra tabi işler değiştiAstrid : Zayronit'i hatırlıyor musunuz?

Penny : Tanıdık geliyor ama çıkaramadım

Jade : Şu boğa oğlan değil miydi? Krallığın bahçesinde Lorenzo ile çok kapışırlardı

Astrid : Evet sanırım bahsettiğiniz kızdan hoşlanıyordu onları bir kez cam terasta görmüştüm

Penny : Pekala konumuza dönelim şuan krallık hakkında ne biliyoruz?

Jade : Ne açıdan baktığımıza bağlı denebilir

Astrid : Solanir ayında iki güneşi ve ayı gören bir krallık olduğundan en verimli krallıklardan biri haline geliyor diyebiliriz ama geçimlerini ne ile sağlıyorlardı?

Penny : Şu kitabı gerçekten bir gün okuman gerekiyor krallık hakkında çok şey anlatıyor

Astrid : Prensesliğim üzerimde Penny kitap okumaya vaktim yok

Jade : Ne demezsin sanki her birimiz prenses değilmişiz gibi

Astrid : Ah tanrım ben sizin gibi değilim

Penny : Ahahaha ona ne şüphe

Jade : Tamam hadi elimizde ne var bir bakalım , Solaria enerji üretimiyle geçimini sağlıyor yanidiğer krallıklar ona muhtaç sayılır

Penny : Eğer içlerinde bir enerji bükücü yok ise

Astrid : Tombala ya Tempestas'ta bir güç kesintisi yaşanırsa ?

Jade : Ve??

Astrid : Ah biraz kafanı çalıştır Jade , diyorum ki bir taşla iki kuş vurabiliriz Solaria'yı karıştırırken Tempestas'ta ki terörist phoenix'leri bir süre duraklatırsak iyi olmaz mı?

Penny : Benim hem güzel hem zeki kardeşim bu harika bir fikir evet bu planın bir kısmı olabilir peki ya diğer kısmı?

Jade : Kızlar benim de henüz gerisini düşünmediğim bir şey var düşünsenize güneşlerin hiç batmadığı bir krallıkta biraz yağmur ve hava değişikliği fena olmaz mıydı orası karışırken Prenses Dike'ı kaçırabiliriz

Astrid : Çok güzel ama ya bu sırada Raros'a ne olacak ?

Penny : Onu bir süre orada bırakmak zorunda kalacağız sanırım

Jade : Onu orada bırakmayı hiç istemiyorum çünkü son derece naif bir prens ve Prenses Dike'ta bu duruma pek sıcak bakmaz ama savaş sırasında kaçması daha kolay olur en azından bu görevi Lorenzo ve Randall halledebilir

Astrid : O zaman plan belli hızlı ol

Penny : Göze gözükme

Jade : İz bırakmadan yok ol

Bir süre yol aldıktan sonra nihayet krallığa varmışlardı. Gerçekten de bahsedilen gibi masalsı bir diyardı diğer krallıklarda böyleydi ama Solaria güneşten nasibini fazlasıyla almıştı buda krallığa bir nevi kuraklık getirmişti denebilirdi.

Astrid : Hayatımda gördüğüm en verimsiz topraklar üstelik yıldızların enerjisi de berbat bu haldeyken nasıl oluyor da enerjiden kazanabiliyorlar

Penny : Yani görüntü iç açıcı sayılmaz ama eski kral ve kraliçe cimriydi bu yüzden krallığa bakmak yerine daha çok kazanmayı seçtiler

Jade : Hey kızlar biraz sessiz olun dinlemeye çalışıyorum şşşt!

O sırada tepenin ardına kamuflaj giyinip gizlenen kızlar hemen yanlarında duran phoenix askerlerin konuşmalarını dinlemeye kulak kesilmişti.

Phoenix Askeri : Bu aptal kadın neden hiç susmuyor gece boyu zırlayıp durdu

Phoenix Komutanı : En sonunda Zyra'yı kızdıracak ve ölecek haberi yok

Phoenix Askeri : O zindanlarda aklını kaybedecek ama çenesi hiç durmuyor geçen akşam kapıda nöbetteyken zincirlerini kapıya çarpa çarpa askerlerin kafasını şişirmiş

Phoenix Komutanı : Bu gece ona damgalı sıcak bir tatlı sunalım da rahat dursun Phoenix Askeri : Bu harika olur en azından asalak sevgilisi gibi susmayı öğrenir biraz

Phoenix Komutanı : Zyra'nın her ikisi içinde bir planı var o yüzden sağ kalacaklar en azından savaşa kadar

Phoenix Ulak : Tempestas Komutanından haber var!

Phoenix Komutanı : Güzel haberler getir bana biraz keyfimiz yerine geslin

Phoenix Ulak : Efendim Krallıkta isyan çıktı Kraliçe Krala ihanetten idam cezasına çarptırıldı ve özellikte iletmem istendi tüm birlik komutanları Kırmızı kuluçka alarmı konumuna ilerleyecek

Phoenix Komutanı : Asker!

Phoenix Asker : Emredin Komutanım !Phoenix Komutanı : Bütün bölük komutanlarına derhal toplantı haberi ver ve sarata çağır

Phoenix Asker : Hemen Komutanım ! *oradan ayrılır*

Üçlünün Gözünden ;

Astrid : Bu çok tuhaf

Penny : Tuhaf olan ne? Dike'ı oradan hemen çıkartmalıyız

Jade : Tek sorun Dike mı ? O toplantıya bir şekilde sızmamız gerekiyor

Penny : İyi ya işte Dike'ı önce kurtarmamız oraya sızmak için güçlerini kullanabileceğimiz bir plan olur

Astrid : Kızlar bölüyorum ama çok ufacık bir detayı atlıyorsunuz

Penny : Neymiş o?

Astrid : Bu aptal askerleri nasıl geçeceğiz hadi geçtik hemen bir terslik olduğunu anlayıp daha fazla askerle kuşatmazlar mı etrafı ?

Jade : Evet haklı olabilirsin ama bu noktada marifetini görmek isterim kardeşim çünkü sadece bir iki yıldızın rotasının değişmesiyle ne gibi bir sıcaklık etkisi yaşayacaklar hepimiz görmek isteriz

Penny : Bu çok iyi bir fikir en azından onlar serinlemek için etrafa dağılırken içeri sızmak kolay olur

Astrid : Benimle birlikte hareket edin ve sakın çıt bile çıkarmayın sadece milimlik bir oynama yapacağım ve bu on iki derecelik bir artış yapacak hızlı olacağız

Penny : Tamamdır biz hazırız kardeşim

Kardeşlerinin onayını aldıktan sonra güçlerini kullanan Astrid sıcaklığın yükselmesiyle birlikte güneş ışığının yansıtıcı etkisini kullanarak üzerlerine giydikleri kamuflaj sayesinde neredeyse görünmez bir şekilde ilerlemelerini sağladı güneşin bu yansıyan etkisi kamuflaj renklerini şeffafa çeviriyordu. Sessizce sarayın içine ilerlediklerinde tavana tırmanıp ayak altından uzaklaşarak olan biteni yukarıdan izlemeye başladılar

Astrid : İnanamıyorum başardık evet !

Penny : Ah sparrow aşkına biraz sessiz ol Astrid

Jade : Ben toplantı odasını bulayım siz ikinizde askerleri takip edip Dike'a ulaşmaya çalışın yakalanırsanız yalnızsınız unutmayın

Astrid : Ne kadar zor olabilir ki

Penny : Bunu göreceğiz *yanından ayrılırlar*

Bir süre sonra Astrid ve Penny ;

Astrid : *Horlar*

Penny : Astrid! Uyan seni yaramaz sparrow

Astrid : Ne he evet neler oluyor

Penny : Sen uyuya kaldın ne olacak

Astrid : Olamaz tanrım farkında bile değilim aptal kuşlar kağıt oynamaktan başka bir şey yapmıyorlar ki dalmışım

Penny : Sorun yok sessiz ol molaya çıkacaklarını ve nöbet değişeceklerini söylediler bu sırada içeriye sızabiliriz

Astrid : Pekala zeki şey kapıyı nasıl açacaksın?

Penny : Tabi ki bununla *anahtarı gösterir*

Astrid : Penny ! Seni lanet sihirbaz onu ne zaman yürüttün

Penny : İşte bütün meselede bu ya kardeşim dikkati başka yere çekerek , o kadar salaklar ki bir iki hava olayı ve dağılan kartları toplarlarken bir bakmışsın hop anahtar gitmiş

Astrid : Senden korkulur kardeşim hadi yapalım şu işi

Askerler nöbet değişmek için oradan ayrıldıklarında Dike'ın sesi yankılanmaya başlamıştı askerlere sayıp sövüyor zincirlerini duvarlara vuruyordu. Bu fırsattan hızla yararlanan Astrid ve Penny kapıyı açıp içeri girdiler.

Penny : Dike ! Dike ! sessiz ol biraz içeri girmesinler

Dike : Kim , siz kimsiniz lütfen bana yardım edin Ben Lord Thomas'ın kızı Dike Kral Raros'un Kraliçesiyim lütfen beni bu zincirlerden kurtarın

Astrid : Sakin ol ben Prenses Astrid yanımda ki de kardeşim Prenses Penny kardeşimiz Prenses Jade ile birlikte geldik , bizi Kral Mark gönderdi Solaria hakkında iyi şeyler anlatılmıyor burada neler olduğunu anlamak için geldik

Dike : Ah Sparrow'a şükür Kral Mark'a minnet borçluyum

Penny : Sakin ol seni kurtaracağız sende bize yardım edeceksin ve buradan hızla çıkacağız anlaştık mı?

Dike : Kral Raros olmadan gidemem o olmadan asla olmaz

Penny : Dike beni dinlemelisin çok zamanımız yok halk sefalet içinde işkence görüyorlar onlara bunu yapamazsın

Dike : Ama Kralları olmadan olamaz bunu en iyi sizin bilmeniz gerekiyor!Astrid : O da ne demek şimdi

Dike : Vizyonlarım Astrid hafızam pek güçlü değildir ama vizyonlarım bana bazı şeyleri gösterir her zaman kör değildim

Penny : Bunu sonra tartışsak ve şuradan çıksak?

Astrid : Hadi Dike bizimle gel sana söz veriyorum Kardeşlerimiz Lorenzo ve Randall'ı onu kurtarması için yollayacağız

Dike : Sanırım güvenmekten başka çarem yok anlaştık

Penny : Harika şimdi biraz canın yanacak ama askerlere bağırıyormuş gibi davran

Dike : Ama bana bunu deme- Ahhh! Lanet kuşlar!

Penny : *sessizce fısıldar* evet şimdi Astrid ortamı biraz ısıtmak istersen biz gayet hazırız

Astrid : *fısıldayarak* size çıkın dediğimde kapıyı ileri çok sürmeden çıkın hemen arkanızdan geliyor olacağım

Dike : O tam olarak ne yapıyor?

Penny : Onun gücü güneşin sıcaklığını kullanabilme ve sıcaklığa etki edebilme aynı zamanda astrolojik anlamda da etki edebiliyor

Dike : Ama şuan bu nasıl mümkün olacak ki?

Astrid : Güzel soru aynen böyle

Astrid su kazanının sıcaklığını arttırarak buhar çıkartmaya başladı böylece etrafı sis benzeri bulutlar kaplarken etrafı görmeleri zorlaşacaktı

Astrid : Şimdi çıkın!

Penny Dike'ı da alarak hızla oradan çıktı ve sarayın merdivenlerini çıkmaya başladı Astrid'te arkalarından geliyordu. Bir süre nereye gidecekelerini anlamaz şekilde panikle ilerlerken Dike onlara yön göstermeye başladı.

Dike : Diğer kardeşiniz Prenses Jade o nerede?

Penny : Sanırım şuan Toplantı odasının oralarda

Dike : Tamam tamam sizi oraya götürebilirim elimi tut beni takip et *elini uzatır*Bir sürü koridordan geçtikten sonra Dike : Sonda Beyaz bir kapı var görebiliyor musun?

Penny : Evet çevresinde kırmızı çiçek sembolü var

Dike : Doğru bu o kapı

Astrid : Tavana bak Penny Jade yukarıda , piist! *Jade'e seslenir*

Jade onları görür ve inerek yanlarına gider.

Jade : Neden bu kadar uzun sürdü

Penny : Dike'ı ikna etmek sandığımızdan zor oldu biraz

Astrid : Bir şeyler öğrenebildin mi?

Jade : Tempestas birliği ile bir olup orduları yedi krallığa yayacaklarını ve orduları daha savaş başlamadan yok edecekleri planına kadar duyabildim daha sonra askerlerden biri çıka geldi ve kapıyı kapattı

Penny : Bu bilgi de işimize yarar bir an önce yakalanmadan buradan çıkalım

Dike : Katılıyorum , Zyra'nın ayak seslerini duyabiliyorum

Jade : Hadi bakalım çıkıyoruz

Bir hışımla sarayın bahçesine giden ekip halkın arasından geçmeye çalışırken phoenix askerleri tarafından işkence gören halka rastladılar. Dike halkının böyle bir acıya katlanmak zorunda kalmasından büyük öfke duyuyordu kendini tutamıyor ağlıyordu kulakları birden acıyla sızlayan ve yalvaran bir çocuğun sesine dikkat kesildi falakaya yatırılmış bir çocuktu.

Dike : Yo hayır bu kadarı çok fazla buna izin vermem

Penny onu kolundan tutar

Penny : Kendini açık edeceksin hepimizi o zindanlara geri tıkacaklar

Jade : Dike , evet bu çok ağır bir suç ama hepsinin bedelini ödeyecekler

Dike : Bu adalet gecikemez ! *kılık değişir ve askerlerin yanına fırlar*

Astrid : Hay-

Penny : Şşşt bekleyelim halletsin Sessizce bulundukları sokak arasından çıkmadan sadece Dike'ı izlediler. Dike ise Komutanlardan biri kılığına girmiş emirler yağdırıyordu Dike : Siz lanet herifler burada ne halt ediyorsunuz birlikten haber geldi ve eğleniyor musunuz hala

Phoenix Asker : Ama efendim siz emrettiniz

Dike : Ben! Neyi emredersem onu yapacaksınız aylaklık etmeyeceksiniz ! Askerler!

Diğer Askerler : Emredin Komutanım!

Dike : Bu itaatsiz askerleri gün ışığı batana kadar falakaya yatırın , şu çocuğa da battaniye ve yemek verip önüne oturtun Diğer Askerler : Ama efendim güneş hiç batmıyor ki

Dike : Emrime siz de mi karşı geliyorsunuz?

Diğer Askerler : Asla komutanım !Dike : Güzel işiniz bitince birliğe dönün

Dedi ve oradan uzaklaşarak gözden kayboldu. Bu sırada Penny ve kardeşleri onun peşinden giderken artık sarayın sınırlarından çıkmışlardı.

Penny : Tanrım neredeyse yakalanıyorduk

Dike : Ama yakalanmadık umarım Raros hayatta kalmayı başarır

Jade : Bütün çocuklar için tek tek intikam alacağız

Astrid : Ve işkence gören her biri için gördüklerim dehşet vericiydi

Penny : Merak etmeyin kardeşlerim Kral Babam yanımızda olduğu sürece bunu da atlatacağız

Astrid : Ve Kraliçe Dike bütün bunlar sona erdiğinde Kral Raros ile birlikte düğünümde olmanız bana şeref verir

Dike : Onur duydum Astrid çok şanslı bir Prens olmalı umarım görebilecek kadar uzun yaşarım

Jade : Yaşayacağız , bunları görebilmek için

Penny : Geç olmadan Krallığa dönelim

Dike , Penny ve Prensesler krallığa döndüklerinde Kral Mark'ın yanına gittiler. Gördükleri her şeyi ve phoenix'lerin planlarını Kral Mark'a anlattılar ve beraber oturup strateji geliştirmek için kafa kafaya verdiler. Kral Mark yedi krallığın haritalarını tekrardan gün yüzüne çıkarmak için kraliyet arşivine indiği sırada oğulları Lorenzo ve Randall Ceraunus'tan yeni gelmişti. Onlar rapor verdikten sonra asıl probleme hep birlikte odaklanmaya karar verdiler.

Lorenzo : Demek krallıkların ordularını kuşatacaklar

Randall : Onlardan önce davranıp ulak gönderebiliriz

Kral Mark : Bu sadece bize on dakika kazandırır uzun vadede pek işimize yaramaz

Astrid : Bütün krallıkları sis altına alabilirim buda bize zaman kazandırır

Penny : Lorenzo bana yardım eder ve ordular için su altında kullandıkları şu maskelerden yaparız böylece bizim taraftakiler görürken onlar için dezavantaj olur bu

Kral Mark : Bu kadar aptal olsalardı şimdiden iki krallığı ele geçiremezlerdi daha kalıcı çözümler düşünmeliyiz

Dike : Kralım biliyorum söz hakkım bulunmuyor ama bir fikir sadece bir Merlin'den yardım alabiliriz neden olsa benim bir yarım onlar gibi böylece daha güçlü oluruz hem tanıdığım bir kaç raposa ve lupo'da var avantaja çevirebiliriz

Kral Mark : İşte fikir diye buna derim ama Merlin'lere güvenilmeyeceğini çok iyi biliyoruz

Dike : Sorumluluk bana ait Kralım bana güvenin Kral Mark : Pekala şuan savaş kapımızda olduğundan hayır deme gibi bir şansımız yok

Randall : Birlikleri yerin altına gizleyebiliriz böylece üstte az birlik bırakır şaşırtma için kullanırız

Penny : Bunlar çok iyi fikirler ama bu sırada Solaria'dan kurtarmamız gereken bir Kral var Dike : Evet Raros'u oradan çıkartmalıyız

Kral Mark : Lorenzo Randall bu görev sizin Prens James ile birlikte bunu başarabileceğinizden eminim

Lorenzo : O uyuz herifle mi? Hiç sanmıyorum bütün işi baltalar o

Kral Mark : Lorenzo senden tek isteğim savaş esnasında Lorenzoluk yapmayı kesmen ve evet bu kesin bir emir

Lorenzoluk : Neden tek sorun benmişim gibi yapıyorsun

Kral Mark : Hayır mesela Astrid'te bir ilk olarak doğaçlamasına izin var normalde düzene uymasını isterim ama bu sefer bir istisna olacak

Penny : Kraliçe Mathilda'nın çiçeklerini belirli noktalara ektirmiştim ve teçhizatın içine de tozlarını yerleştirdim bu da bir artı sayılabilir

Kral Mark : Güzel şimdi gelelim krallıkların dağılımına , Önceliği Dilvium'a veriyoruz Kral Orion'un ordusuna iki hafta önce haber gönderdim ama içlerinde hainlerin olduğu bilgisini de ona ulaştırmamız gerekiyor

Dike : Bunu yapabilirim oraya hızla uçarım kamufle olabiliyorum bu iş bende

Kral Mark : Harika , ikinci olarak Pulvia'dan zehir dolu uçaklar kalkacak bunların koordinesi sende Penny , içlerindeki hainler bunu bozmamalı ve denetim yaptır gerekirse benim emir verdiğimi söyle sen yap riske atamayız

Penny : Tamamdır Kralım

Kral Mark : Üçüncü olarak , Kraliçe Dysnomia'dan güzel haberler aldım. Dondurucu mermiler üretmeyi başarmış bütün ordulara bundan dağıtılması ve tedarik edilmesi gerekiyor , Jade bu iş sende bu işi hallettikten sonra Tempestas'ta minik bir kargaşa çıkarmanı isteyeceğim silah tedarikçisi phoenix'lerin teslimatlarını yağmala ve orduya dağıt

Jade : Çocuk oyuncağı olacak

Kral Mark : Cesur evlatlarım sizlere sonsuz güveniyorum ve son olarak Astrid Ceraunus görevi sende Solaria'da Lorenzo ve Randall olacağı için Kral Tudor'a haber uçurman ve içerdeki haini bulup cezasını kesmen gerekiyor fakat bunu savaştan önce sessiz ve haber çıkartmadan yapmalısın ki ayaklanmasınlar

Astrid : Fare avını çocukken de çok severdim

Kral Mark : Ve burası için zaten silahlandırmayı tamamladık sadece koruyabilmemiz gerekiyor

Dike : Kral Raros kurtarılınca buraya savunmaya döneriz

Kral Mark : Merak etme yalnız olmayacağız benimde bir kaç tanıdığım var..

Bölüm : 16.01.2025 04:01 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...