
Kral Mark taht kavgalarını en iyi bilen krallardan biriydi o da zamanında tahta geçebilmek için kardeşleriyle amansız bir savaşa tutulmuştu. İlk halklar oluşurken ejderhalar vardı. Onlar beş kardeşti ve diğer türlerin ölümünden sonra Sirenia'ya hakim olacak türlerinin devamlılığı için bölüneceklerdi. Ve o dönüm noktası yaklaştığında Sirenia'nın çöküşü geldiğinde beş kardeş yok olma korkusuyla birbirine düştü. Kimisi öfkesine yenildi , kimisi saf ve ince gönüllüğünden saklandığı ilk çayırlıkta hayatta kalmaya çalıştı , bir diğeri sadece avlanmaya odaklanıp yok olan bu dünyanın ormanlarında yaşam mücadelesi verirken diğer kardeş ise göklerde yaşam olacağından emin semada uçuverdi. Diğerlerine göre biraz daha cin fikirli olan kardeş ise mağaralara saklandı derisinin ışığında ve mağarada yaşayan diğer canlılarla beslendi. Ve son kardeş ise geldikleri yer olan volkanların içine girerek kendini diğer kardeşleri gibi sihrini ve kudretini kullanarak kozaya sardı. Böylece heiliant türü doğmuş oldu.
Sekiz bin yıllık bir süreçten sonra kendi sihirleriyle kozaya sarılmış bu canlılar uyandıklarında ise bir nesil olacak şekilde parçalara bölünmüşlerdi. Ve hatırlarsanız bunlardan biri göklerde yaşam olacağını düşünen kardeş Vritra'ydı. Vritra yedi halka bölündü ve bu halkların her biri göğün yedi tarafına dağıldı böylece Griffi'lerin yedi krallığı oluşmuş oldu. Bir bütünün yedi tarafı ve her bir tarafın kendine has özelliği krallıklara yansıdı.
Dilvium , sağanak yağmurların krallığı bu Vritra'nın duygusal yönünün bir yansımasıydı. Nivis kar krallığı ise onun soğuk suratsız yönünün birebir görünümüydü ve her bir krallığın başında ki yöneticide bu duyguların vücut bulmuş haliydi. Tempestas kasırgaların krallığı , Vritra'nın öfkesini yansıtan krallıktı. Pulvia çiçeklerin açtığı baharın yüz gösterdiği bütün iyi ve güzel şeylerin toplandığı krallık , burası Vritra'nın masumluğunun ve çocuksu yönünün yeşerdiği yerdi. Ceraunus ise yıldırım ve şimşeklerin krallığı , burası Vritra için bastırılmış sinirini yansıtıyordu her an patlamaya hazır bir bomba gibi. Niubis bulut krallığı , Vritra'nın düşünce ve gelişim merkezi denebilir bütün fikirleri burada gelişir. Ve son olarak Solaria işte burası adında anlaşılacağı üzere onun dengesini kuran krallıktı. Fakat tek bir heiliant türü olmadığı gibi Vritrada tek çocuk değildi diğer kardeşleri de bölünmüştü. Ve bu bölünme birbirlerine açılan savaşlarla birleşecekti.
2 Ay önce
Astrid , Penny ve Jade Solaria'da neler döndüğünü öğrenmek için Kral Mark tarafından görevlendirilmiş ve ulaşabilecekleri en sıkı bilgiyle geri dönmeleri emredilmişti. Solaria bir zamanlar düzenbaz bir kral ve eşi tarafından yönetiliyordu ta ki phoenix halkı yönetimlerine el koyup onları tahttan indirene kadar. Daha sonra Prensleri Raros tahta çıktı ve uzun mücadeleler sonucu yönetime geçti bir süre sonra kör bir prenses olan Dike ile beraber yönetmeye başladı ama tabi bu yönetim uzun sürmedi içlerine ajan gibi sızmış olan phoenix'ler Raros'u emirleri altına alarak halka zulmetmeye ve işkence ederek prensi yıldırmaya çalıştı. Prensesin çok nadir görülen bir yeteneği vardı o sadece havaya hükmetmiyor aynı zamanda büyük büyük dedesi bir merlinciydi dolayısıyla bu onu yarı griffin yarı Raposa bir melez yapıyordu. Ama bu melezliğin bir sonucu kör doğmuştu. Phoenix'ler bu bilgiyi bildiklerinden onu zindanlara kapattılar. Bir zamanlar krallığın göletinde çiçeklerin kokularını ezberleyen prenses şimdi ise karanlık soğuk ve rutübet kokan zindanlarda kurtulmayı bekliyordu.
Buda yetmezmiş gibi Prens ise zorla alıkoyuluyor ve yaşam hakları elinden alınıyordu. Bir gün rutin gardiyanlığını yapan phoenixlerin bir boşluğunda Kral Mark'a bir mektup yolladı. Bu mektubun geri dönüşü olmasını ve prensesini kurtarmayı en az gün ışığını görmek istediği kadar çok istiyordu. Ve Mektup Kral Mark'a ulaştığında ise o prenseslerini etrafta neler oluyor bir bakmaları için gönderdi.
Üçünün gözünden ;
Solaria'ya doğru yol alıyorlarken
Penny : Buraya daha öncede gelmiştin Jade anlatsana biraz
Jade : Evet zalim bir kralları vardı o zaman ve babamla da pek iyi anlaşamazlardı bir sorunlarını halletmek için gelmiştim ama elim boş döndüm bu da babamın hiç hoşuna gitmemişti
Astrid : Yani ?
Jade : Yani sevgili Astrid şuan kralları yok en azından onu indirdikleri haberi diğer krallıklara hızla yayılmıştı
Penny : Bir dakika böyle bir şey hatırlıyor gibiyim kraliçe ile birlikle kalenin asma kapısına asılıp yakıldılar değil mi?
Astrid : Ciddi olamazsın bu kadar canice bir şey nasıl olur ve niye kimse buna tepki vermedi?
Jade : Aslında kimse phoenixlere bulaşmak istemiyordu , onlar kralı tahtan indirince prensleri buna dur demek için tahta çıktı bir süre de yönetti
Penny : Dike , ah tanrım şimdi hatırladım zavallı prenses o şuan kim bilir ne haldedir
Astrid : Kimden bahsediyorsun?
Jade : Astrid biraz aylaklık etmek yerine krallığın kitabına bir ara göz atamaz mısın? Dike'tan söz ediyor kör prenses
Penny : Gözleri kör olabilir ama aklı değil o bir melez küçükken buraya gelirdi babası lord , kral babamın askeriydi
Jade : Hatırlıyorum evet kral babamın esas lordlarındandı çok sık görüşürdük sonra tabi işler değiştiAstrid : Zayronit'i hatırlıyor musunuz?
Penny : Tanıdık geliyor ama çıkaramadım
Jade : Şu boğa oğlan değil miydi? Krallığın bahçesinde Lorenzo ile çok kapışırlardı
Astrid : Evet sanırım bahsettiğiniz kızdan hoşlanıyordu onları bir kez cam terasta görmüştüm
Penny : Pekala konumuza dönelim şuan krallık hakkında ne biliyoruz?
Jade : Ne açıdan baktığımıza bağlı denebilir
Astrid : Solanir ayında iki güneşi ve ayı gören bir krallık olduğundan en verimli krallıklardan biri haline geliyor diyebiliriz ama geçimlerini ne ile sağlıyorlardı?
Penny : Şu kitabı gerçekten bir gün okuman gerekiyor krallık hakkında çok şey anlatıyor
Astrid : Prensesliğim üzerimde Penny kitap okumaya vaktim yok
Jade : Ne demezsin sanki her birimiz prenses değilmişiz gibi
Astrid : Ah tanrım ben sizin gibi değilim
Penny : Ahahaha ona ne şüphe
Jade : Tamam hadi elimizde ne var bir bakalım , Solaria enerji üretimiyle geçimini sağlıyor yanidiğer krallıklar ona muhtaç sayılır
Penny : Eğer içlerinde bir enerji bükücü yok ise
Astrid : Tombala ya Tempestas'ta bir güç kesintisi yaşanırsa ?
Jade : Ve??
Astrid : Ah biraz kafanı çalıştır Jade , diyorum ki bir taşla iki kuş vurabiliriz Solaria'yı karıştırırken Tempestas'ta ki terörist phoenix'leri bir süre duraklatırsak iyi olmaz mı?
Penny : Benim hem güzel hem zeki kardeşim bu harika bir fikir evet bu planın bir kısmı olabilir peki ya diğer kısmı?
Jade : Kızlar benim de henüz gerisini düşünmediğim bir şey var düşünsenize güneşlerin hiç batmadığı bir krallıkta biraz yağmur ve hava değişikliği fena olmaz mıydı orası karışırken Prenses Dike'ı kaçırabiliriz
Astrid : Çok güzel ama ya bu sırada Raros'a ne olacak ?
Penny : Onu bir süre orada bırakmak zorunda kalacağız sanırım
Jade : Onu orada bırakmayı hiç istemiyorum çünkü son derece naif bir prens ve Prenses Dike'ta bu duruma pek sıcak bakmaz ama savaş sırasında kaçması daha kolay olur en azından bu görevi Lorenzo ve Randall halledebilir
Astrid : O zaman plan belli hızlı ol
Penny : Göze gözükme
Jade : İz bırakmadan yok ol
Bir süre yol aldıktan sonra nihayet krallığa varmışlardı. Gerçekten de bahsedilen gibi masalsı bir diyardı diğer krallıklarda böyleydi ama Solaria güneşten nasibini fazlasıyla almıştı buda krallığa bir nevi kuraklık getirmişti denebilirdi.
Astrid : Hayatımda gördüğüm en verimsiz topraklar üstelik yıldızların enerjisi de berbat bu haldeyken nasıl oluyor da enerjiden kazanabiliyorlar
Penny : Yani görüntü iç açıcı sayılmaz ama eski kral ve kraliçe cimriydi bu yüzden krallığa bakmak yerine daha çok kazanmayı seçtiler
Jade : Hey kızlar biraz sessiz olun dinlemeye çalışıyorum şşşt!
O sırada tepenin ardına kamuflaj giyinip gizlenen kızlar hemen yanlarında duran phoenix askerlerin konuşmalarını dinlemeye kulak kesilmişti.
Phoenix Askeri : Bu aptal kadın neden hiç susmuyor gece boyu zırlayıp durdu
Phoenix Komutanı : En sonunda Zyra'yı kızdıracak ve ölecek haberi yok
Phoenix Askeri : O zindanlarda aklını kaybedecek ama çenesi hiç durmuyor geçen akşam kapıda nöbetteyken zincirlerini kapıya çarpa çarpa askerlerin kafasını şişirmiş
Phoenix Komutanı : Bu gece ona damgalı sıcak bir tatlı sunalım da rahat dursun Phoenix Askeri : Bu harika olur en azından asalak sevgilisi gibi susmayı öğrenir biraz
Phoenix Komutanı : Zyra'nın her ikisi içinde bir planı var o yüzden sağ kalacaklar en azından savaşa kadar
Phoenix Ulak : Tempestas Komutanından haber var!
Phoenix Komutanı : Güzel haberler getir bana biraz keyfimiz yerine geslin
Phoenix Ulak : Efendim Krallıkta isyan çıktı Kraliçe Krala ihanetten idam cezasına çarptırıldı ve özellikte iletmem istendi tüm birlik komutanları Kırmızı kuluçka alarmı konumuna ilerleyecek
Phoenix Komutanı : Asker!
Phoenix Asker : Emredin Komutanım !Phoenix Komutanı : Bütün bölük komutanlarına derhal toplantı haberi ver ve sarata çağır
Phoenix Asker : Hemen Komutanım ! *oradan ayrılır*
Üçlünün Gözünden ;
Astrid : Bu çok tuhaf
Penny : Tuhaf olan ne? Dike'ı oradan hemen çıkartmalıyız
Jade : Tek sorun Dike mı ? O toplantıya bir şekilde sızmamız gerekiyor
Penny : İyi ya işte Dike'ı önce kurtarmamız oraya sızmak için güçlerini kullanabileceğimiz bir plan olur
Astrid : Kızlar bölüyorum ama çok ufacık bir detayı atlıyorsunuz
Penny : Neymiş o?
Astrid : Bu aptal askerleri nasıl geçeceğiz hadi geçtik hemen bir terslik olduğunu anlayıp daha fazla askerle kuşatmazlar mı etrafı ?
Jade : Evet haklı olabilirsin ama bu noktada marifetini görmek isterim kardeşim çünkü sadece bir iki yıldızın rotasının değişmesiyle ne gibi bir sıcaklık etkisi yaşayacaklar hepimiz görmek isteriz
Penny : Bu çok iyi bir fikir en azından onlar serinlemek için etrafa dağılırken içeri sızmak kolay olur
Astrid : Benimle birlikte hareket edin ve sakın çıt bile çıkarmayın sadece milimlik bir oynama yapacağım ve bu on iki derecelik bir artış yapacak hızlı olacağız
Penny : Tamamdır biz hazırız kardeşim
Kardeşlerinin onayını aldıktan sonra güçlerini kullanan Astrid sıcaklığın yükselmesiyle birlikte güneş ışığının yansıtıcı etkisini kullanarak üzerlerine giydikleri kamuflaj sayesinde neredeyse görünmez bir şekilde ilerlemelerini sağladı güneşin bu yansıyan etkisi kamuflaj renklerini şeffafa çeviriyordu. Sessizce sarayın içine ilerlediklerinde tavana tırmanıp ayak altından uzaklaşarak olan biteni yukarıdan izlemeye başladılar
Astrid : İnanamıyorum başardık evet !
Penny : Ah sparrow aşkına biraz sessiz ol Astrid
Jade : Ben toplantı odasını bulayım siz ikinizde askerleri takip edip Dike'a ulaşmaya çalışın yakalanırsanız yalnızsınız unutmayın
Astrid : Ne kadar zor olabilir ki
Penny : Bunu göreceğiz *yanından ayrılırlar*
Bir süre sonra Astrid ve Penny ;
Astrid : *Horlar*
Penny : Astrid! Uyan seni yaramaz sparrow
Astrid : Ne he evet neler oluyor
Penny : Sen uyuya kaldın ne olacak
Astrid : Olamaz tanrım farkında bile değilim aptal kuşlar kağıt oynamaktan başka bir şey yapmıyorlar ki dalmışım
Penny : Sorun yok sessiz ol molaya çıkacaklarını ve nöbet değişeceklerini söylediler bu sırada içeriye sızabiliriz
Astrid : Pekala zeki şey kapıyı nasıl açacaksın?
Penny : Tabi ki bununla *anahtarı gösterir*
Astrid : Penny ! Seni lanet sihirbaz onu ne zaman yürüttün
Penny : İşte bütün meselede bu ya kardeşim dikkati başka yere çekerek , o kadar salaklar ki bir iki hava olayı ve dağılan kartları toplarlarken bir bakmışsın hop anahtar gitmiş
Astrid : Senden korkulur kardeşim hadi yapalım şu işi
Askerler nöbet değişmek için oradan ayrıldıklarında Dike'ın sesi yankılanmaya başlamıştı askerlere sayıp sövüyor zincirlerini duvarlara vuruyordu. Bu fırsattan hızla yararlanan Astrid ve Penny kapıyı açıp içeri girdiler.
Penny : Dike ! Dike ! sessiz ol biraz içeri girmesinler
Dike : Kim , siz kimsiniz lütfen bana yardım edin Ben Lord Thomas'ın kızı Dike Kral Raros'un Kraliçesiyim lütfen beni bu zincirlerden kurtarın
Astrid : Sakin ol ben Prenses Astrid yanımda ki de kardeşim Prenses Penny kardeşimiz Prenses Jade ile birlikte geldik , bizi Kral Mark gönderdi Solaria hakkında iyi şeyler anlatılmıyor burada neler olduğunu anlamak için geldik
Dike : Ah Sparrow'a şükür Kral Mark'a minnet borçluyum
Penny : Sakin ol seni kurtaracağız sende bize yardım edeceksin ve buradan hızla çıkacağız anlaştık mı?
Dike : Kral Raros olmadan gidemem o olmadan asla olmaz
Penny : Dike beni dinlemelisin çok zamanımız yok halk sefalet içinde işkence görüyorlar onlara bunu yapamazsın
Dike : Ama Kralları olmadan olamaz bunu en iyi sizin bilmeniz gerekiyor!Astrid : O da ne demek şimdi
Dike : Vizyonlarım Astrid hafızam pek güçlü değildir ama vizyonlarım bana bazı şeyleri gösterir her zaman kör değildim
Penny : Bunu sonra tartışsak ve şuradan çıksak?
Astrid : Hadi Dike bizimle gel sana söz veriyorum Kardeşlerimiz Lorenzo ve Randall'ı onu kurtarması için yollayacağız
Dike : Sanırım güvenmekten başka çarem yok anlaştık
Penny : Harika şimdi biraz canın yanacak ama askerlere bağırıyormuş gibi davran
Dike : Ama bana bunu deme- Ahhh! Lanet kuşlar!
Penny : *sessizce fısıldar* evet şimdi Astrid ortamı biraz ısıtmak istersen biz gayet hazırız
Astrid : *fısıldayarak* size çıkın dediğimde kapıyı ileri çok sürmeden çıkın hemen arkanızdan geliyor olacağım
Dike : O tam olarak ne yapıyor?
Penny : Onun gücü güneşin sıcaklığını kullanabilme ve sıcaklığa etki edebilme aynı zamanda astrolojik anlamda da etki edebiliyor
Dike : Ama şuan bu nasıl mümkün olacak ki?
Astrid : Güzel soru aynen böyle
Astrid su kazanının sıcaklığını arttırarak buhar çıkartmaya başladı böylece etrafı sis benzeri bulutlar kaplarken etrafı görmeleri zorlaşacaktı
Astrid : Şimdi çıkın!
Penny Dike'ı da alarak hızla oradan çıktı ve sarayın merdivenlerini çıkmaya başladı Astrid'te arkalarından geliyordu. Bir süre nereye gidecekelerini anlamaz şekilde panikle ilerlerken Dike onlara yön göstermeye başladı.
Dike : Diğer kardeşiniz Prenses Jade o nerede?
Penny : Sanırım şuan Toplantı odasının oralarda
Dike : Tamam tamam sizi oraya götürebilirim elimi tut beni takip et *elini uzatır*Bir sürü koridordan geçtikten sonra Dike : Sonda Beyaz bir kapı var görebiliyor musun?
Penny : Evet çevresinde kırmızı çiçek sembolü var
Dike : Doğru bu o kapı
Astrid : Tavana bak Penny Jade yukarıda , piist! *Jade'e seslenir*
Jade onları görür ve inerek yanlarına gider.
Jade : Neden bu kadar uzun sürdü
Penny : Dike'ı ikna etmek sandığımızdan zor oldu biraz
Astrid : Bir şeyler öğrenebildin mi?
Jade : Tempestas birliği ile bir olup orduları yedi krallığa yayacaklarını ve orduları daha savaş başlamadan yok edecekleri planına kadar duyabildim daha sonra askerlerden biri çıka geldi ve kapıyı kapattı
Penny : Bu bilgi de işimize yarar bir an önce yakalanmadan buradan çıkalım
Dike : Katılıyorum , Zyra'nın ayak seslerini duyabiliyorum
Jade : Hadi bakalım çıkıyoruz
Bir hışımla sarayın bahçesine giden ekip halkın arasından geçmeye çalışırken phoenix askerleri tarafından işkence gören halka rastladılar. Dike halkının böyle bir acıya katlanmak zorunda kalmasından büyük öfke duyuyordu kendini tutamıyor ağlıyordu kulakları birden acıyla sızlayan ve yalvaran bir çocuğun sesine dikkat kesildi falakaya yatırılmış bir çocuktu.
Dike : Yo hayır bu kadarı çok fazla buna izin vermem
Penny onu kolundan tutar
Penny : Kendini açık edeceksin hepimizi o zindanlara geri tıkacaklar
Jade : Dike , evet bu çok ağır bir suç ama hepsinin bedelini ödeyecekler
Dike : Bu adalet gecikemez ! *kılık değişir ve askerlerin yanına fırlar*
Astrid : Hay-
Penny : Şşşt bekleyelim halletsin Sessizce bulundukları sokak arasından çıkmadan sadece Dike'ı izlediler. Dike ise Komutanlardan biri kılığına girmiş emirler yağdırıyordu Dike : Siz lanet herifler burada ne halt ediyorsunuz birlikten haber geldi ve eğleniyor musunuz hala
Phoenix Asker : Ama efendim siz emrettiniz
Dike : Ben! Neyi emredersem onu yapacaksınız aylaklık etmeyeceksiniz ! Askerler!
Diğer Askerler : Emredin Komutanım!
Dike : Bu itaatsiz askerleri gün ışığı batana kadar falakaya yatırın , şu çocuğa da battaniye ve yemek verip önüne oturtun Diğer Askerler : Ama efendim güneş hiç batmıyor ki
Dike : Emrime siz de mi karşı geliyorsunuz?
Diğer Askerler : Asla komutanım !Dike : Güzel işiniz bitince birliğe dönün
Dedi ve oradan uzaklaşarak gözden kayboldu. Bu sırada Penny ve kardeşleri onun peşinden giderken artık sarayın sınırlarından çıkmışlardı.
Penny : Tanrım neredeyse yakalanıyorduk
Dike : Ama yakalanmadık umarım Raros hayatta kalmayı başarır
Jade : Bütün çocuklar için tek tek intikam alacağız
Astrid : Ve işkence gören her biri için gördüklerim dehşet vericiydi
Penny : Merak etmeyin kardeşlerim Kral Babam yanımızda olduğu sürece bunu da atlatacağız
Astrid : Ve Kraliçe Dike bütün bunlar sona erdiğinde Kral Raros ile birlikte düğünümde olmanız bana şeref verir
Dike : Onur duydum Astrid çok şanslı bir Prens olmalı umarım görebilecek kadar uzun yaşarım
Jade : Yaşayacağız , bunları görebilmek için
Penny : Geç olmadan Krallığa dönelim
Dike , Penny ve Prensesler krallığa döndüklerinde Kral Mark'ın yanına gittiler. Gördükleri her şeyi ve phoenix'lerin planlarını Kral Mark'a anlattılar ve beraber oturup strateji geliştirmek için kafa kafaya verdiler. Kral Mark yedi krallığın haritalarını tekrardan gün yüzüne çıkarmak için kraliyet arşivine indiği sırada oğulları Lorenzo ve Randall Ceraunus'tan yeni gelmişti. Onlar rapor verdikten sonra asıl probleme hep birlikte odaklanmaya karar verdiler.
Lorenzo : Demek krallıkların ordularını kuşatacaklar
Randall : Onlardan önce davranıp ulak gönderebiliriz
Kral Mark : Bu sadece bize on dakika kazandırır uzun vadede pek işimize yaramaz
Astrid : Bütün krallıkları sis altına alabilirim buda bize zaman kazandırır
Penny : Lorenzo bana yardım eder ve ordular için su altında kullandıkları şu maskelerden yaparız böylece bizim taraftakiler görürken onlar için dezavantaj olur bu
Kral Mark : Bu kadar aptal olsalardı şimdiden iki krallığı ele geçiremezlerdi daha kalıcı çözümler düşünmeliyiz
Dike : Kralım biliyorum söz hakkım bulunmuyor ama bir fikir sadece bir Merlin'den yardım alabiliriz neden olsa benim bir yarım onlar gibi böylece daha güçlü oluruz hem tanıdığım bir kaç raposa ve lupo'da var avantaja çevirebiliriz
Kral Mark : İşte fikir diye buna derim ama Merlin'lere güvenilmeyeceğini çok iyi biliyoruz
Dike : Sorumluluk bana ait Kralım bana güvenin Kral Mark : Pekala şuan savaş kapımızda olduğundan hayır deme gibi bir şansımız yok
Randall : Birlikleri yerin altına gizleyebiliriz böylece üstte az birlik bırakır şaşırtma için kullanırız
Penny : Bunlar çok iyi fikirler ama bu sırada Solaria'dan kurtarmamız gereken bir Kral var Dike : Evet Raros'u oradan çıkartmalıyız
Kral Mark : Lorenzo Randall bu görev sizin Prens James ile birlikte bunu başarabileceğinizden eminim
Lorenzo : O uyuz herifle mi? Hiç sanmıyorum bütün işi baltalar o
Kral Mark : Lorenzo senden tek isteğim savaş esnasında Lorenzoluk yapmayı kesmen ve evet bu kesin bir emir
Lorenzoluk : Neden tek sorun benmişim gibi yapıyorsun
Kral Mark : Hayır mesela Astrid'te bir ilk olarak doğaçlamasına izin var normalde düzene uymasını isterim ama bu sefer bir istisna olacak
Penny : Kraliçe Mathilda'nın çiçeklerini belirli noktalara ektirmiştim ve teçhizatın içine de tozlarını yerleştirdim bu da bir artı sayılabilir
Kral Mark : Güzel şimdi gelelim krallıkların dağılımına , Önceliği Dilvium'a veriyoruz Kral Orion'un ordusuna iki hafta önce haber gönderdim ama içlerinde hainlerin olduğu bilgisini de ona ulaştırmamız gerekiyor
Dike : Bunu yapabilirim oraya hızla uçarım kamufle olabiliyorum bu iş bende
Kral Mark : Harika , ikinci olarak Pulvia'dan zehir dolu uçaklar kalkacak bunların koordinesi sende Penny , içlerindeki hainler bunu bozmamalı ve denetim yaptır gerekirse benim emir verdiğimi söyle sen yap riske atamayız
Penny : Tamamdır Kralım
Kral Mark : Üçüncü olarak , Kraliçe Dysnomia'dan güzel haberler aldım. Dondurucu mermiler üretmeyi başarmış bütün ordulara bundan dağıtılması ve tedarik edilmesi gerekiyor , Jade bu iş sende bu işi hallettikten sonra Tempestas'ta minik bir kargaşa çıkarmanı isteyeceğim silah tedarikçisi phoenix'lerin teslimatlarını yağmala ve orduya dağıt
Jade : Çocuk oyuncağı olacak
Kral Mark : Cesur evlatlarım sizlere sonsuz güveniyorum ve son olarak Astrid Ceraunus görevi sende Solaria'da Lorenzo ve Randall olacağı için Kral Tudor'a haber uçurman ve içerdeki haini bulup cezasını kesmen gerekiyor fakat bunu savaştan önce sessiz ve haber çıkartmadan yapmalısın ki ayaklanmasınlar
Astrid : Fare avını çocukken de çok severdim
Kral Mark : Ve burası için zaten silahlandırmayı tamamladık sadece koruyabilmemiz gerekiyor
Dike : Kral Raros kurtarılınca buraya savunmaya döneriz
Kral Mark : Merak etme yalnız olmayacağız benimde bir kaç tanıdığım var..
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 432 Okunma |
102 Oy |
0 Takip |
44 Bölümlü Kitap |