16. Bölüm
Hatice Barış / KADER ÇİZGİSİ / ONA DOKUNMAK İSTİYORUM

ONA DOKUNMAK İSTİYORUM

Hatice Barış
haticebariss

NESLİHAN’DAN

Söylediği sözle yutkundum. Nisa bana doğru yaklaştı.
“Al kardeşin görmek istedi seni”

Nisa yanıma doğru yaklaştı “Ablacım”

”Canım çok özledim seni” deyip sarıldım Nisa’ya. Annem bana baktı

”Akşama doğru alırım”

”Tamam” dememle uzaklaştı yanımızdan. Nisa’yla içeri girdik. Annemin söyledikleri mıh gibi saplanmıştı kalbime. Ama Yavuz beni seviyordu biliyordum. Ama niye kötü hissediyordum. Nisa’ya baktım

”Aç mısın canım?”

”Biraz”

“Sana bir şeyler hazırlayayım”

Nisa’ya televizyonu açıp mutfağa geçtim

 

……………………….

PELİN’DEN

Abimin yanına gittim.
“Günaydın”

”Günaydın bebek”

”Bugün hava çok güzel aşağı inip güneşlenmeye ne dersin”

“Yeni hastaneden geldim derim”

”Bende iyi geleceğine eminim derim. Hemde kendi ellerimle sana portakal suyu da sıkacağım derim”

”Oo tamam o zaman”

”Yardım edeyim sana”

Berk’in koluna girdim birlikte aşağı indik. Berk’in şezlonga uzanmasıyla mutfağa geçip portakal suyu sıkıp doldurduğum bardağı elime alıp çıktım mutfaktan. Berk’in yanına gidip elimdeki bardağı ona uzattım.
“Teşekkür ederim”

”Ne demek”

Almasıyla bende üzerimdeki ceketi çıkarıp uzandım şezlonga. Birkaç dakika durduktan sonra telefonumu elime alıp fotoğraf çekindim bikinimle. Çekindiğim fotoğrafı hikaye atıp telefonu yanıma koydum. Meyvesuyumdan birkaç yudum aldım. Telefonuma gelen bildirimle telefonumu elime aldım. Berk hikayeme yanıt vermişti

-Bu nasıl fotoğraf Pelin

Mesaj kutusunu açıp yazmaya başladım

+Gördüğün gibi bir fotoğraf işte

-Kaldır şunu

+Pardon

-Kaldır hadi

+Hayır kalsın ben beğendim

Sadece okey işareti yollamıştı bu mesajıma. Deli mi ne? Bende bir şey yazmadım

……………………

YAVUZ’DAN

Öğlen olmuştu. İkinci dersim başlamak üzereydi. Gözlerim hep kapıdaydı Neslihan gelir diye. Odamdan çıkıp sınıfa doğru ilerledim. Gözlerim öyle kapıdaydı. Arada kolumdaki saate bakıyordum. Sınıf tamamdı artık başlamam gerekiyordu.

”Bu kadarız galiba” diye sordum sınıfa sanki birinin Neslihan’da gelecek demesini bekler gibi. “Neyse başlayalım” diyerek başladım dersime. Ders boyunca hep kapıya kayıyordu gözlerim. Belki Neslihan girer diye. Birkaç kere telefonuma baktım. Neslihan’dan bir mesaj ya da arama da yoktu. Ders’in bitmesiyle. Çıktım sınıftan.

…………………….

NESLİHAN’DAN

Annemin gelmesiyle Nisa’yı alıp gitmesi bir olmuştu. Yine kalmıştım bir başıma. Gün içinde hiç Berk’ide aramamıştım. Hala annemin söyledikleri yankılanıyordu kulağımda. Telefonumu alıp Berk’i aradım

“Merhaba”

”Merhaba”

”Nasıl oldun?”

”Daha iyi gibiyim. Seni görsem daha iyi olacağımı düşünüyorum. Akşam yemeğini birlikte yiyelim mi?..Lütfen”

”Olur”

”Bekliyorum o zaman”

”Tamam hazırlanıp çıkarım”

“Tamam Görüşürüz”

”Görüşürüz”

deyip kapattım telefonu. Odama gidip üzerimi değiştirdim. Telefonumun çalmasıyla telefonumu elime aldım. Arayan Yavuz’du

”Efendim”

”Okula neden gelmedin? Kapıda gördüklerim annenler miydi?”

”Evet”

”Umarım sana sorun olmamıştır”

”Hayır olmadı. Kardeşim bende olduğu için gelemedim okula”

”Tamam canım. Çıktım ben okuldan şimdi sana geleceğim annenler evde mi?”

”Hayır yalnızım ama çıkacağım şimdi. Berk aradı az önce. Akşam yemeği için”

”Anladım. Oraya gideceksin yani?”

”Evet”

”Tamam. Sen bilirsin”

”Görüşürüz”

imalı bir şekilde “Görüşürüz” deyip kapattı telefonu. Kafam allak bullaktı. Çantamıda alıp çıktım evden. Taksiye bindim. Berk’lerin evinin önüne geldiğimde

“Burada durabilirsiniz”

Taksideyken Yavuz’un arabasıyla burun buruna geldik. Yavuz bana baktı. Arabadan indim. Yavuz’da arabayla ilerleyip bahçeye girdi. Terasta oturan Fisun Hanım’a baktım. Başımla selam verdim. O da gülümsedi. Yavuz’da hiçbir şey demeyip evin içine doğru ilerledi. Bende Berk’lerin evine doğru ilerledim. Kapıya gitmemle hizmetçi açtı kapıyı içeri girdim. Pelin gelip sarıldı bana

”aa hoşgeldin”

”Hoşbuldum canım”

“Sevindim seni gördüğüme. Abim bize çaktırmamayama çalışıyor ama gün boyu gözü hep penceredeydi geldin mi diye. Telefonu çaldığında gülümsemeye başladı hemen anladım senin aradığını”

”yaa”

birlikte içeri doğru ilerledik. Berk beni görmesiyle gülümsedi. Ayağa kalktı

”Otur lütfen”

”iyiyim merak etme. Hoşgeldin”

”Hoşbuldum”

“Direkt yemek masasına gidelim istersen acıkmışsındır”

Pelin bana bakıp “Kendisi acıktı aslında. Sabahtan beri bir portakal suyuyla duruyor. Sen aradığından beride seni bekliyor”

Gülümsedim. “Biz yemek masasına geçelim o zaman”

Berk mahçup bir gülümsemeyle “geçelim”

Birlikte yemek masasına geçip yemek yedik. Pek kimse konuşmadı masada. Elvin Hanım Berk’e bakıp

”Bak sen gözünü açar açmaz baban yine yok ortalıkta”

”İşi bitmemiştir anne”

”Ben onun ne işi olduğunu biliyorum”

Berk mahçup bir gülümseme attı bana. Gözlerime bakıp

”Bir şey yemiyorsun”

”Aslında doydum ben” Pelin bana bakıp

”Aslında dışarıda mı otursak bugün hava çok güzeldi”

Berk gülümseyip “Sabahta beni çıkardı bahçeye sıra sende galiba”

Pelin gülümseyip

“Fena mı oldu?”

“Yok canım iyi oldu”

”O zaman çıkıyoruz”

Hep birlikte ayağa kalkmıştık. Berk’te ayağa kalkmaya çalıştı. Elvin Hanım’ın

”Sen dur burada. İlaçlarını getirecekler. İlaçlarını al. Bahçeyede kahve getirmelerini söyle

“Bağış üstüne”

Bu sözüne hepimiz gülümsedik. Berk masada kalmıştı. Elvin Hanım, ben ve Pelin bahçeye doğru ilerledik. Oturmamızla birlikte Fisun Hanım’ın bizi görmesiyle o da geldi yanımıza. Elvin Hanım Fisun’a bakıp

“Ay canım gel gel”

Fisun Hanım’da gelip oturdu yanımıza. Elvin Fisun’a bakıp

“Canım çok yorgun görünüyorsun iyi misin?”

“İyiyim canım ya. Dün gece Yavuz uyutmadı anlarsın ya”

Pelin ve Elvin gülüştüler. Benimse içimi hüzün kaplamıştı. Sürekli hiç sahip olamadığım bir şeyin acısını taşıyordum yüreğimde. Canım acıdıkça daha iyi anlıyordum aslında onun bende edindiği yeri, onu sevdiğimi. Çünkü sevmesem bu cümleler yaralamazdı beni biliyorum. Onu düşünmeyi atamıyorum içimden. Olmayacağını bile bile en ufak bir umuda tutunuyorum. Bize doğru gelmeye çalışan Berk’i görmemle ayağa kalktım. Yanına doğru gidip daha rahat yürüyebilmesi için koluna girdim. Birlikte Elvin Hanımların yanına gidip koltuğa oturduk. Berk bana bakıp gülümsedi. Bacakları değiyordu bacağıma. Elimi tutup bacağının üzerine koydu. Bana bakışı bile çok içtendi, elimi tutuşu. Onun bana karşı samimi olduğunu hissetmek beni yaralıyordu.

 

……………………………

YAVUZ’DAN

Neslihan gelip arkamdan sarılmıştı. Çenesi omzuma değiyordu “Yavuz” diye fısıldadı kulağıma. Gözlerimi açtığımda kaybolmuştu. Çalışma odamın masasında uyuyakalmıştım. Gerçeği yanımda olmasa hayali benimle birlikteydi. Onunla tanıştığımdan beri bir an ayrılmıyordu yanımdan. Gelen gülüşme sesleriyle pencereye yöneldim. Pencereden sesin geldiği yere doğru baktım. Neslihan sanki hissetmiş gibi o da bana doğru baktı. Göz gözeydik. Birkaç saniye sonra çekildim pencerenin karşısından. Odamdan çıkıp dışarıya onların yanına doğru ilerledim. Fisun’un beni görmesiyle

“Aa gel kocacım”

“Gülüşme sesleriniz yukarıya kadar geliyor”

“Evet Berk seninle ilk sürüş denemesinde yaptığı kazayı anlatıyorduda bahçenin içinde neredeyse seni ezeceğini”

Gülümsedim. Elvin araya girip

“Ay şu kaza konusunu kapatsak. Ben hala atlatamadım. Esprisi bile hoş gelmiyor”

Fisun karşılık olarak “Olur canım” dedi. Berk ve Neslihan’ın ellerine kaydı gözüm. Berk Neslihan’ın elini tutuyordu. Neslihan’la göz göze geldik. El ele tutuşuyor olmalarından rahatsız olduğumu anlamıştı ama çekmedi elini. Çok tuhaftı gözlerimizle konuşuyorduk sadece. Beni anladığını biliyordum ama cevap veremezdi bana konuşamazdık. Bende neden diye soramazdım. Ona bakmak yaralıyordu beni ama aynı zamanda kendimi en mutlu hissettiğim anlar onu gördüğüm anlar olmaya başlamıştı. Duyguların tarif edilmesi zor. Neslihan huzursuzdu, mutsuzdu bunu gözlerinden anlayabiliyordum. Neslihan Elvin’e bakıp

“Ben evime geçeyim artık” dedi. Ona baktım. Elvin’de Neslihan’a bakıp

“Kal burada”

“Eve gitsem daha iyi olur”

Berk Neslihan’a bakıp “Ben bırakayım demek isterdim ama”

Neslihan gülümsedi “Teşekkür ederim taksiyle giderim”

Yavuz bana bakıp “Şöförde izinli bu saatte taksiyle uğraşma ben bırakırım”

“Hiç gerek yok gerçekten”

“Sorun yok”

Berk Neslihan’ı yanağından öptü gözlerine baktı “amcamla git..Görüşürüz” dedi. Neslihan ona gülümseyip ayağa kalktı

 

 

……………………………

SELİM’DEN

Yine yalnızdım. İçkimden bir yudum aldıktan sonra elime telefonumu aldım. Pelin’in duvarına girdim. Fotoğraflarına baktım. Bugün attı hikayeyi açtım tekrar. Canım sıkılmıştı. Başkalarının onu böyle göreceğini bilmek huzursuz etmişti beni. Hikayeyi kapatıp mesaj kutusuna girdim. Yazışmalarımıza baktım. Hafif bir gülümseme oluşmuştu yüzümde. İçimden ona mesaj atmak geliyordu. Belki çok saçma bir şey olabilirdi konuştuğum şey ama ne olduğu önemli değildi anlam veremediğim şekilde sadece onunla konuşmak istiyordum. Klavyeyi açtım

+Abin nasıl oldu. Belki uyuyordur diye onu aramak istemedim

-iyi bahçede oturuyoruz. İstiyorsan arayabilirsin

+Tamam o zaman

-Tamam

Gelen mesaja baktım öyle. Ne diyebilirdim ki bunun üzerine İyi geceler yazdım. O da iyi geceler diye yanıt verdi. Tekrar fotoğraflarını açtım. Çok renkli bir duvarı vardı. İnsanın baktıkça bakası geliyordu. Telefonu kapatıp oturduğum koltuğun üzerine attım. Ne yapıyordum ben ya?

………………………………

 

YAVUZ’DAN

Neslihan’la birlikte arabaya doğru ilerledik. Arabaya bindikten sonra çalıştırdım arabamı. Neslihan’ın evine doğru sürdüm. Hiç konuşmuyordu. Ona baktım

“İyi misin?”

“Evet”

”Emin misin?”

”Evet”

“Peki”

Yol boyunca hiç konuşmadı. Bende sessizliği bozmadım. Eve geldiğimizde durdurdum arabayı. Neslihan arabadan indikten sonra bende indim. Canı sıkkındı hissediyordum. O önden attı adımlarını bende yavaş yavaş arkasından ilerliyordum. Birlikte evin kapısına geldik. Neslihan çantasından anahtarını çıkardı. Bana baktı


“Sen evine git. Herkes şu an benim yanımda olduğunu biliyor”

“Sorun yok kimse gitmediğimi farketmez bile”

“Git lütfen”

“Peki giderim..Sen iyi olduğuna emin misin?”

“Evet”

“Yarın okulda görüşürüz o zaman”

“Ben gelmek istemiyorum artık”

“Okula mı neden?”

“Aslında ben genel olarak artık istemiyorum yani” gözleri dolmuştu

“Neyi istemiyorsun?”

“Yavuz sen güçlü bir adamsın. Babama ulaşabilir misin?”

“Tabi. Senin için denerim”

“Babama ulaş lütfen. Ben gitmek istiyorum”

“Babanın yanına mı gideceksin?”

“Evet”

“Okulun?”

“Babam yurtdışında orada da iyi bir eğitim alabilirim müziği bırakmayacağım”

“Anladım beni bırakacaksın sadece”

Hiçbir şey demedi. Bende cümleme devam ettim “Tamam ulaşacağım babana hangi ülkede olduğunu bilmiyorum ama sana her neredeyse orada iyi bir okulda bulacağım”

“O zamana kadar bu evde kalmak zorundayım çünkü gidecek yerim yok”

“O ne demek Neslihan burası senin evin”

“Hayır değil”

Ağlıyordu. Bir elimle gözündeki yaşı sildim

“Canım..neyin var..hı noldu?”

Hafif titriyordu. Ceketimi çıkarıp omzuna koydum. “Titriyorsun” elindeki anahtarı alıp kapıyı açtım “Hadi sen içeri gir” Neslihan’ın içeri girdikten sonra bende girdim.

“Hava biraz serin olmaya başladı sana şömineyi yakayım”

Neslihan koltuğa geçip oturdu. Şöminenin odunlarını yerleştirdikten sonra ateşi yaktım. Yukarıdan da bir yastıkla battaniye getirdim. L koltuğu yatak haline getirdim. Yastığı ve battaniyeyi yerleştirdim.

Mutfağa geçip süt ısıttım. Onuda bir bardağa doldurup Neslihan’ın yanına geçtim. Elimdeki bardağı ona uzattım. Neslihan elimdeki bardağı aldı. Yine gözleri dolmuştu.

“Hadi git sen”

“Neden ağladığını bilmeden, gözyaşının dindiğini görmeden hiçbir yere gitmem”

Telefonumun çalmasıyla Telefonu açtım. Araya Fisun’du

“Efendim Fisun”

”Geciktin merak ettim seni”

“okulda halletmem gereken birkaç işim vardı oraya geçtim çalışacağım”

”Bu kadar kendini yorman beni üzüyor. Arda da uyumadı hala”

”Arda’ya özür dilediğimi bu gece onu öpmeye gelemeyeceğimi söyle benim yerime öp..görüşürüz iyi geceler”

”İyi geceler canım”

Kapattım telefonu Neslihan’a baktım “özür dilerim”

“Sorun değil…Git Yavuz senin bir ailen var…aile” Ona bakıyordum. Gözlerindeki hüzün içime işliyordu. Biraz duraksadıktan sonra cümlesine devam etti “Ben buradan çıksam. Ölsem mesela kimsenin haberi bile olmaz biliyor musun? Beni telefonla arayacak biri bile yok. Belki bir ay sonra annem arardı kardeşim o da kardeşim merak ettiği için”

“Canım..güzelim..ben varım” gözlerinden akan bir damla yaşı sildim “Gözlerinle ıslanırsa kirpiğinin tanesi. Yüreğime batar” nefesini hissediyordum yüzümde dudaklarına kaydı gözlerim. Gözlerine baktım “Seni seviyorum Neslihan” birkaç saniye gözlerinin içine baktıktan sonra geri çekildim “Ben artık eve geçeyim. Sende bu saçma şeyleri düşünmeyi bırak güzelce dinlen. İyi geceler” Kapıya doğru birkaç adım ilerlediğimde arkamdan sarılan ellerle durdum. Neslihan’ın buğulu sesi doldu kulaklarıma “Seni seviyorum” yüzümü Neslihan’a doğru döndüm. Gözlerine bakıyordum. Birkaç saniye bakıştık. Belinden tutup kendime çektim. Sert bir şekilde bastırdım dudaklarımı dudaklarına. Geri geri gidiyordu. Koltuğun yanına geldiğinde uzanması için yardım ettim. Elim belindeydi. Elim belinden yukarı doğru kayıyordu. Sırtı koltukla birleşti. Onu öpmeye devam ettim. Gözleri gözlerimi bulduğunda durdum elimle sevdim yüzünü. Gözlerinin maviliğinde sürükleniyordu ruhumun tiz sesi. Nefesi değiyordu yüzüme. Sanki bir çukura atmışlar beni yıllarca kalmışım. Şimdi kaldırmışlar üzerimdeki toprağı, yıllar sonra ilk defa nefes alıyor gibiydim. Heyecanla inip kalkan göğsü ruhuma dokunuyordu. Ona dokunmak istiyordum kalbinin en harabe köşesini dahi incitmeden. Yüzünün bir santimini dahi es geçmek istemiyordum bakarken. Her zerresini ezberlesem bir saniye çeksem gözlerimi yüzünden yine eksik hissederdim kendimi. Gözlerime baktı

“Ben…senin olmak istiyorum”

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 09.03.2025 20:15 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...