"Özür dilemen gereken bir şey yaptığını mı düşünüyorsun?"
"Bir daha böyle bir şey yaşanmayacak"
"Ben..bir daha bu evede gelmeyeceğim ama derslerde görüşeceğiz tabi. Çünkü sen benim öğrencimsin "
"Anladım. O kadar rahatsız olduysanız derslerinizede gelmem"
"Hayır. Benim rahatsız olduğum bir durum yok"
"Neyse..Peki......ben gidiyorum"
Dememle. Yavuz Hoca arabasına doğru ilerledi. Kapıyı kapatıp arkasında durdum. Birkaç saniye sonra içeri koltuğa doğru ilerledim.
.......................................
Odama giren yengemle kulaklığımı çıkardım.
"Kapıyı çaldım ama ses gelmeyince girmek zorunda kaldım"
"Ben şey diyecektim ya. Madem Neslihan senin sevgilin amcanında öğrencisi. Bu akşam bize yemeğe gelsin. Hem özür olur hemde birbirimizi daha yakından tanımış oluruz"
"Yani..bilmem..ben bir sorayım"
"Olur. Ara şimdi hem bende öğrenmiş olurum. Ona göre hazırlık yaptırayım"
"Peki" deyip aldım telefonumu elime. Neslihan'ı aradım
"Aa merhaba. Dünden sonra bugünde seni bir yere davet edebilir miyim? Mesela amcamlara yemeğe"
"Aslında evde biraz işlerim var. Başka zaman olsa"
"Yengem çok darılır ama. İşlerini biraz ertelesen. Biliyorum çok oluyorum böyle üst üste ama"
"Yoksa o zaman itiraz istemiyorum"
"Görüşürüz" telefonu kapattıktan sonra yengeme bakıp
"Ben bir duş alayım o zaman sevgilimi almadan önce"
Gülümsedi "iyi bakalım" deyip çıktı odamdan. Üzerimdeki tişörtü çıkardım
....................................
Off bu yemek işi nereden çıkmıştı şimdi. Bu konuşmanın üzerine. Kapıdan balkona çıktım hava almak için. Karşımda duran saksıya takıldı gözüm. Yavuz'la konuşmamız geldi aklıma. Demek beni artık görmek istemiyor. Doğru olanda buydu zaten. Konuşmamak, görüşmemek. Başkasına ait bir şeye dokunmamak. Başkasına ait birini sevmemek. Düşünmemek, istememek. Hiçbir zaman senin olmayacak bir şeyin rüzgarına kapılmamak, savrulmamak için uçsuz boşlukta.
........................................
Yemek masasındaki fazladan tabakları görünce sordum.
Başımı o yöne çevirdiğimde masaya doğru ilerleyen Berk ve Neslihan'ı gördüm. Gözlerimin içine bakıyordu. Bende ona bakmaktan alamıyordum kendimi. Fisun ayağa kalkıp
"Hoşgeldiniz çocuklar" deyip sarıldı ikisinede. Ben başımla selam vermiştim sadece. İkiside masadaki yerlerini aldılar. Fisun Berk'e bakıp
"Canım annenler gelmeyecek mi?"
"Pelin'in arkadaşları bizdede bugün kız kıza film gecesi yapacaklarmış. Annemde gelir şimdi sanırım. Babamı zaten biliyorsunuz."
"Anladım..ee Neslihan nasıl gidiyor?"
Neslihan gülümseyip "öyle ev, okul"
Berk araya girip "Birde ben tabi"
Elvin'de içeri girmişti. Neslihan'a sarıldı. O da masadaki yerini aldı.
"Evet oğlumu kendine aşık eden o şanslı kişiyi merak ediyordum bende"
Neslihan sadece gülümsemişti bu cümleye. Arada göz göze geliyorduk. Elvin yine söze girip
"Ailenden ayrı yaşıyormuşsun sanırım"
"Yavuz'un öğrencisi olmakta zor olmalı"
Fisun elini omzuma koydu "Kocam çok iyi bir eğitimcidir. Kocamın üzerine gelmeyin lütfen"
"Ay bu da hiç kıyamaz kocasına"
Yemekten sonra Elvin Neslihan'a bakıp
"Ben kahveye kalmasam ayıp etmiş olmam değil mi? Evde Pelin'in arkadaşları var bugün bizde kalacaklar. Aşağıdakilere söyleyeyimde ona göre odaları hazırlasınlar"
"Yok ne ayıbı. Rahat olun lütfen"
Elvin gülümseyip çıktı salondan. Neslihan'da Fisun'a bakıp
"Yok canım geç oldu kal bugün burada"
"Olsun. Ben söyleyeyim yukarıdaki odayı size hazırlasınlar. Berk'le kalırsınız. Onların evide doluymuş zaten"
Bu söze sinirlenmiştim ama bir şey diyemedim. Berk araya girip
"Gençler istemiyor işte ısrar etme"
"Yaa yukarıda bir sürü boş oda var. Şimdi orada kızların gürültüsünden uyuyamazlar. İtiraz istemiyorum" deyip hizmetçilere haber vermek için masadan kalktı. Berk bize bakıp
"Kahvelerimizi bahçede içelim mi?"
"Olur" dememle. Hep birlikte kalktık masadan. Tam bahçeye çıkacakken Berk'in telefonunun çalmasıyla Berk telefonu açıp uzaklaştı bizden
Neslihan ve ben çıktık bahçeye. Ona bakıp
"Böyle çiçekli elbiseler çok yakışıyor sana"
Esen rüzgarla hafif havalandı saçları. Üşümüşçesine eli kollarına gitti. Üzerimdeki ceketi çıkarıp omzuna koydum. Birlikte kamelyadaki koltuklara oturduk.
"Okul dışında görüşmeyelim dedin ama Berk ısrar edince gelmek zorunda kaldım"
"Bugün Berk'le kalma evine git"
"Neden? Beni görmek istemediğin için mi? Yoksa Berk'le birlikte kalmamam için mi?"
Sustum bir şey diyemedim. Berk'in yanımıza gelmesiyle ikimizde sustuk. Çok geçmeden Fisun ve ardından kahvelerde gelmişti. Neslihan kahvesinide içtikten sonra.
Fisun Neslihan'a bakıp "olmaz odayı hazırlattım bile...bu konuyu geçtiğimizi sanıyordum."
Neslihan gülümsedi. Dalıyordu arada. Fisun ona bakıp
"Tamam siz çıkın uyuyun" Berk'e baktı. "Burada kaldığında her zaman uyuduğun odayı hazırlattım canım"
Berk gülümseyip " Yani benim odamı"
Neslihan ve Berk eve doğru ilelediler. Çok canım sıkılmıştı bu manzaraya. Odaya girdiklerinde odanın ışığı yandı. Odanın penceresi buraya bakıyordu. Gözüm hep penceredeydi.
.............................................
Salonda oturmuş elime telefonu almış öyle instagramda dolanıyordum. Hikayelere bakarken Pelin'in hikayesini açtım. Kızlarla evden fotoğraf atıp üzerine "girls night" yazmış. Profilinin üzerine tıkladım. Duvarındaki fotoğraflara baktım. Kapının çalmasıyla elimdeki telefonu koltuğun üzerine bırakıp kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda kapıda duran Su'ya baktım. Beni dudaklarımdan öptü. Gülümseyip
İçeri geçmesiyle kapıyı kapattım. Mutfağa gidip bir bardak aldım. İçine şarap koyup salona geçtim. Telefonum Su'yun elindeydi.
"Saçmalama arkadaşımın kız kardeşi"
Yanına oturup telefonumu alıp masaya koydum.
"Sen çok konuşmaya başladın" dedikten sonra onu dudağından öpmeye başladım. Bir elimle elbisesinin fermuarını açtım. Koltuğa uzanmasını sağlayıp onu kendime doğru çektim
.................................................
Berk ile birlikte odaya girdik. Berk bana bakıp
"Seni buna maruz bıraktığım için üzgünüm. Kızmamışsındır umarım"
Berk yatağın üzerinde duran gecelik takımını bana uzattı.
Uzattığı gecelik takımını alıp banyoya doğru ilerledim. Üzerimi değiştirip çıktım banyodan. Berk yastıklardan birini alıp odada ki kanepeye uzanmıştı. Ona baktım
Alaycı bir gülümsemeyle "Yanında uyumamamı mı tercih ederdin?"
"Hayır tabikide sordum sadece"
Gülümsedi "evet burada uyuyacağım"
...................................
Odalarının ışığı kapanmıştı. Gözüm hep o penceredeydi. Fisun bana bakıp
"Ben biraz daha oturacağım. Uyu sen"
Fisun içeri doğru ilerledi. Fisun'la ayrı odalarda uyuduğumuz anlaşılmasın diye sabah saatlerinden sonra hizmetçilerin yukarı kata çıkmaları yasaktı. Birkaç dakika daha öylece o pencereye baktım. Ayağa kalkıp bende içeri doğru ilerledim. Odama doğru ilerlerken gözüm onların odasına kaydı. Duraksadım. Çok canım sıkılmıştı nedense. Devam edip odama geçtim.
.......................................
Neslihan'ın olduğu tarafa döndüm başımı
Gülümsedim. "Su alacağım ister misin?"
"Tamamdır" deyip ayağa kalktım. Mutfağa inip bir bardak su içtim. Bir bardakta su doldurup yukarı çıktım. Neslihan'ın yanına gitmemle doğruldu.
Bardağı alırken eli değmişti elime. Neslihan bardağı tuttuktan sonra tekrar koltuğa geçtim. Uzandım. Elindeki bardağı komidinin üzerine koyup o da uzandı. Pencereden gelen ışıkla aydınlanıyordu yüzü. Onu izledim.
.................................
Yatakta uzanıyordum. Huzursuzdum, mutsuzdum. Hiç sahip olmadığım bir şeyi kaybetmenin korkusunu taşıyordu sanki yüreğim. Kalbim bana ihanet ediyordu. Yeni ağırlıklar ekliyordu bedenime, taşıyamayacağını bile bile. Ayağa kalktım pencereyi açıp derin bir nefes aldım. Öylece dışarıyı izledim.
.....................................
Gözlerimi açtığımda Neslihan hala uyuyordu ona baktım gülümsedim. Ayağa kalkarken elimdeki telefonu düşürmemle çıkan sesle Neslihan uyanmıştı. Kısık gözlerle bakıyordu bana.
"Günaydın" dememle uykulu gözlerle bana "günaydın" demişti.
Doğruldu " bende üstümü değiştirip gelirim"
........................................
Üzerimi değiştirip çıktım odadan. Yavuz'da çıktığı odanın kapısını kapatıyordu göz göze geldik.
"Peki. Bende oğluma bakıp ineceğim"
Eliyle buyur işareti yapmasıyla merdivenlerden bir kat daha yukarı çıktık.
Yavuz'un kapıyı açmasıyla içeri girdik. İçeride yatakta doğrulmuş oturan çocuğa baktım. Karşısında duran televizyondan çizgi film izliyordu. Gülümseyerek baktım ona
Elini uzattı o da tokalaştık "Arda"
Elimi çektikten sonra "memnun oldum Arda"
Yavuz Arda'nın yanına yatağa oturup "Neslihan Ablan benim öğrencim. Bugün kahvaltıda bizimle olacak. Sende bizimle yemek ister misin?"
"Burada kalayım." Televizyonu gösterip "Seviyorum bunu"
"Peki" Yavuz Arda'yı başından öptükten sonra kalktı yataktan. Odanın kapısına doğru yürüdük. Kapıya geldiğimde Arda'ya el salladım. O da bana el salladı. Odadan çıkıp kapıyı kapattık. Yavuz'a baktım
Merdivenlerden aşağı indik. Kahvaltı masasına doğru ilerledik. Berk oturuyordu. Biz oturduktan sonra Fisun Hanım'da geldi.
Berk gülümseyip "Benim herzaman kaldığım yer"
"Ben çok rahattım." Bana bakıp "sen?"
Kahvaltıyı yaptıktan sonra "ben artık kalkayım"
Yavuz bana bakıp "okula gitmeyecek misin?"
Berk araya girip "benim dersim yok bugün"
"Ben geçeceğim şimdi birlikte gideriz"
Fisun Hanım masadan kalkıp Yavuz Hoca'ya sarılıp yanağından öptü "dikkatli gidin canım"
Yavuz Hoca yalancı bir gülümsemeyle karşılık verdi.
Yavuz Hoca Berk'e bakıp "görüşürüz"
Birlikte arabaya doğru ilerledik. Arabaya bindiğimizde Yavuz'a bakıp "Ne kadar vaktimiz var? Eve uğrasak olur mu? Ben kısa bir duş alıp üzerimi değiştirsem"
"Olur. Bugün konferans vardı. Ben katılmasamda olur aslında yani 2 saatten fazla vaktimiz var"
"Aa yok benim için işinizi bölmeyin lütfen"
"Sorun yok. Katılmasamda bir şey olmaz"
Benim evime geldiğimizde durduk. İkimizde arabadan inip eve doğru ilerledik. Kapının önüne geldiğimizde çantamdaki anahtarları çıkardım. Kapıyı açmamla ikimizde içeri girdik.
"Peki o zaman ben hemen kısa bir duş alıp hazırlanıp geliyorum"
...................................
Neslihan'ın gitmesiyle mutfağa gidip bütün dolaplara bakmıştım. Kahveyi bulamadım. Salona geçip masada duran kitabı aldım elime okumaya başladım. İçeriden gelen kapı sesiyle Neslihan'ın duştan çıktığını düşünüp odasına doğru ilerledim. Kapıyı iki kere tıklatıp içeri girdim. Yüzünü bana döndü.
Göğsünden bağladığı havlu dizinin çok yukarısında bitiyordu. Saçları ıslaktı. Öylece bakıyordum mavi gözlerine. Çok güzeldi. Yutkundum.
"Şey ben kahveyi bulamadım da"
"Ben göstereyim..üstüme bir şey alayım geliyorum hemen"
Çıkıp kapıyı kapattım. Odanın yanında duruyordum. İki dakika geçmeden açılmıştı kapı. Üzerine V yaka sadece kalçasını kapatacak uzunlukta, bol bir tişört giymişti. Odadan çıkıp çıplak ayaklarıyla mutfağa doğru ilerledi. Dolabı açıp bir kavanoz çıkarttı.
"Ben kavanoza boşaltmıştımda kahveyi"
Gülümsedim "anladım. İyi yapmışsın"
"Ben yaparım böyle üşüyeceksin"
"Bir şey olmaz. Hem saçlarımda kurur biraz. Kurutma makinası pek kullanmıyorum biliyorsunuz"
Dememle kahveyi yapmaya başladı. Onu izliyordum. Islak saçları tişörtünü ıslatıyordu. Gözlerim boynunda, dudağında, geziniyordu durduramıyordum.
Bana doğru çevirmişti yüzünü "hı"
Gözlerime bakıyordu. Çok yakındı yüzlerimiz.
"Ben içeride bekleyeyim seni" dedikten sonra birkaç
adım uzaklaştım ondan. Geri dönüp kolundan kendime doğru çektim. Belinden kavrayıp yapıştım dudaklarına. Deli gibi istiyordum onu. Vücudu tezgaha değiyordu. Elinin bardağa çarpmasıyla bardak kırıldı. Birbirimizi öpmeye devam ediyorduk. Belinden aşağı kayıyordu elim. Her zerresine dokunmak istiyordum. Bir elim yüzündeydi ıslak saçlarıyla ıslanıyordu elim. Çok güzel bir koku dolaşıyordu burnumda. Hiç istemesemde çekildim bir anda. Neslihan'ın gözlerine baktım
Fısıltıyla "Neslihan" biraz duraksadıktan sonra "hani insan bazen ne kadar yorulduğunu dinlenmeye başladığında anlar. Ne kadar özlediğini geldiğinde. Sevmeye başladığını gördüğünde. Hayatındaki eksikliği, bir şeyi aslında ne kadar çok istediğini yaklaştığında anlar ya. Öyle bir şeyler hissediyorum sana karşı. Uzaklaşmaya çalıştıkça daha çok yakınlaşıyorum sanki. Kokun, gözlerin, saçların ben..ben hayatımda senden daha güzel bir şey gördüğümü hatırlamıyorum"
"Seni kendi hislerimin kurbanı yapmak istemiyorum. Zarar görebileceğin bir şeyi benim yüzümden yaşamanı istemiyorum. Ben normalde karısını aldatacak bir adam değilim. Fisun benim yakın bir dostum sadece. Sadece kağıt üzerinde evliyiz. Bir kere yan yana uyumadık bile. Bunlar beni haklı çıkarmaz tabi. Ama öyle bir adam olmadığımı bilmeni istiyorum"
"Hiçbir zaman kötü bir adam olduğunu düşünmedim ben zaten"
"Sana söz vermiştim bir daha böyle bir şey yaşanmayacak demiştim. Sözümü tutamadım"
"Kahve kalsın o zaman ben çıksam iyi olacak. Seni arabada bekleyeyim"
Hiçbir şey dememişti bu sözlerime. O da heyecanlıydı görebiliyordum. Yerdeki cam kırıklarına ve Neslihan'ın çıplak ayağına baktım
"Önce seni buradan çıkarayım. Ayağına cam batmasın"
Yanına gidip onu kucağıma aldım. Ellerini boynuma doladı. Göz göze geldik. Gözlerimi ondan çekip salona doğru ilerledim. Onu yavaşça salondaki koltuğa bıraktım. Kolları hala boynumdaydı. Tekrar yakınlaşıyordu dudaklarımız. Çıplak bacaklarına değiyordu ellerim. Dudaklarımız tekrar buluşmuştu. Gittikçe daha büyük bir tutkuyla öpüyordum onu. Başı koltuğun yastığını bulmuştu. Dudaklarımın boynuna kayıyordu. Ellerim bacaklarından yukarı doğru kayıyordu.
"Neslihan..senden uzaklaşmakta çok zorlanıyorum"
"Şimdi olmaz. Senin sonrasında kendini kötü hissedebileceğin bir şey yaşamanı istemiyorum. Arabada bekleyeceğim seni"
..........................................
Uzandığım koltuktan doğruldum. Yavuz'un çıkmasıyla onun arkasından baktım. Kapının kapanmasıyla elim kalbime gitti. Heyecandan çok hızlı atıyordu.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |