
Biraz saklıydım ama senden başkasına yasaklıyım
EDİS'TEN
Gördüklerim karşına daha fazla dayanamayıp kapattım videoyu. Açelya yanıma geldi
"O ne?"
Diyip laptopu kendine çevirdi. Gördükleri karşısında o da donup kalmıştı. Videoyu kapattı ve alttaki videoya tıkladı. Orada babam annemi dövüyordu. Babamın üzerinde az önceki videoyla aynı kıyafetler vardı. Annem yerde baygın şekilde yatarken. Amca giriyordu içeriye babamla konuşuyorlardı. Muhtemelen annem olanları gördüğü için onu susturmak için öldürmüştü babam onu.
Gördüklerim karşısında gözlerim dolmuştu. Telefonumu alıp Barlas'ı aradım
"Efendim"
"Sana bir şey atacağım. Bilmek istersin" diyip kapattım telefonu videoyu Barlas'a yolladım.
..........................
BARLAS'TAN
Hamzayla arabada Adalı'nın şirketine doğru ilerliyorduk. Edis telefonu kapattıktan sonra gelen mesajla telefonunumun ekranına baktım. Gelen videoya tıkladım. Ekranda kardeşimi görmemle ani fren yapam bir olmuştu. Durup izledim videoyu. Tamamını izleye dayanamayıp kapattım.
Boğuluyor gibiydim arabadan dışarı çıktım. Göğe bakıp acıyla öyle bir bağırdım ki. Tüm gökyüzünün acımı hissettiğine emindim.
Öyle biraz durduktan sonra Hamza gelip elini omzuma koydu. Arabaya bindik. Hamza'da yanımdaki koltuğa oturdu. Benim evime doğru sürdüm arabayı. Gördüğüm manzara arabadan inmeme engel olmuştu. Kapının önü polis kaynıyordu. Olan faciadan sonra birileri polise haber vermişti muhtemelen. Evin yanından uzaklaşıp Edis'in evine doğru sürdüm arabayı. Eve gittiğimde Edis bahçedeydi. Yanına gittim
"Açelya nerede?"
"İçerde uyudu"
İçeri girdiğimde koltukta oturur pozisyonda gözleri kapalı olan Açelya'ya baktım. Ona bakınca içimden bir şeyler kopuyordu. Bir daha görmeyecek gibi baktım yüzüne.
Açelya'yı eskiden tuttuğumuz bodrum katına indim. Arkamdan da Hamza indi. Orada Edis'leyken koyduğum taramalı bir silah vardı. Bir tanede benim arabamda vardı. Önümdekini aldım elime Hamza'ya uzattım. Tuttu. Yukarı kata çıktık. Edis'e baktım
"Babanın yerini öğren"
"Öldürteceksin kendini."
"Sen öğren"
"Sen bilirsin"
Edis Asım'ı arayıp sinyal takibi yaptırdı. Asım'ın söylediği yeri bir kağıda yazıp bana verdi. Hamzay'la beraber çıktık evden.
Ali Adalı'nın evine geldiğimizde arabadan indim. Ali'nin evinin önünde normalden fazla adam vardı. Taramalı silahımı elime alıp Hamza'yla hepsine sıkmaya başladık.
Eve girdiğimizde bağırdım
"Ben Barlas Faydal lağğnn!"
İçeride birkaç adam vardı sadece. Onlarıda vurduktan sonra odalara tek tek bakmaya başladık. Arkadan gelen bir kurşunla Hamza yere yığıldı. Zaferle göz göze geldiğimizde ona sıktım ve yanındaki Ali Adalı'ya.
Ali Adalı'nın yanına gidip kurşun yağdırdım bedenine. Hamza'nın yanına gittim.
"Hamza"
Gelen polis siren sesleriyle Hamza
"Git abi"
"Olmaz bırakmam seni"
"Abi git"
"Olmaz dedim"
"Git nolur"
Hamza'nın gözlerinin kapanmasıyla kalktım yerimden. Koşarak çıktım evden. Arabama binip hızla Edis'in evine doğru sürdüm arabamı.
..........................
EDİS'TEN
Barlas evden çıktıktan sonra Asım'ı arayıp eve gelmesini söyledim. Asım'da polis olduğu ve ona çok güvendiğim için. Barlas'ın bana verdiği flash diski Asım'a verdim.
"Bu ne abi"
"Bunu başkomsere ver"
"Tamam abi"
"Çok önemli olduğunu acil bakmasını söyle"
"Tamamdır abi"
Elimle omzuna iki kere vurdum. Asım çıktı evden
..........................
FUAT ADALI'DAN
Şirkette otururken aldığım telefonla olduğum yere mıhlanıp kalmıştım sanki. Alinin öldürüldüğünü söylemişlerdi bana. Kısık bir sesle
"Abi"
Adamlarımdan biri girdi içeri.
"Abi polisler geldi aşağıda seni soruyorlar"
"Tamam. Telefonunu ver"
"Buyur abi"
Hemen hızla kasayı açtım ve içinden birkaç tomar para ve silahımı alıp kılpayı çıktım odadan. Yangın merdivenlerine yöneldim. Hızlı adımlarla aşağı indim ve arabama binip uzaklaştım.
Sibel ölmüştü, abim ölmüştü hala inanamıyordum. Onlarla yaşadığımız her şey bir bir geçti gözümün önünden.
Sibel'in şehre ilk geldiği gün. Bana ilk gülüşü. Abim, ben, Sibel hep beraber otururduk. Ne kadar mutluymuşum o zamanlar. Bir şehrin sahibi olma hırsı beni buralara getirmişti. Çok şeye sahip oldum ama sırada sevdiğim, güzel olan ne varsa hayatımda hepsini kaybettim.
O gün Sibel Ali'nin tacizlerini görmeseydi hala yaşıyor olacaktı. Gerçi o gün Ali'yi öldürmemek için bende kendimi zor tutmuştum. Evet ben uyuşturucu sattım, adam öldürdüm ama hiçbir kıza isteği dışında dokunmadım. Sibel'e yıllarca orman evinde baktım. Ama bir kez olsun elimi dahi sürmedim.
Barlas'ın kız kardeşinin tedavisi iyiye gidiyordu. Artık yavaş yavaş konuşmaya başlamıştı. Ali bunu öğrenince bana geldi. Kız konuşursa yaşayamacağını, meslek hayatının biteceğini hatta hepimizin biteceğini söylemişti. O gün Öldürdüm o kızı.
Bilemiyordum Sibel Ali'yle yaşıyorken mi daha ölüydü. Ben onu düşündükçe. Kardeşimin ona dokunduğunu düşündükçe. Her gece ölüyordum zaten. Kaç gece uykusuz geçirdim bilmiyorum.
...........................
YAZAR'DAN
Barlas Edis'in evine geldiğinde kapıyı Edis açar. Barlas'ın üstü kan içindedir. Barlas'ın içeri girmesiyle Açelya koşar ve Barlas'a sarılır.
Barlas Açelya'nın yüzüne ellerini koyar. Ona bakmasını sağlar.
"Gideceğiz burdan"
"Nereye?"
"Bilmiyorum. Polisler beni bulmadan gitmemiz gerek"
Edis Barlas'a baktı
"Naptın?"
"Savcıyı öldürdüm"
Edis yutkunur. Nasıl bir tepki vermesi gerekiyordu bilmiyordu. Evet babası annesini öldürmüştü ama o da babasıydı sonuçta. Annesinin katili, tacizci bir baba. Barlas'a baktı
"Nereye gitsen bulurlar seni"
Gün aydınlanmaya başlamıştı
Edis Asım'dan gelen mesajla telefonu açtı. Mesajda "televizyonu aç" yazıyordu. Edis kumandayı alıp televizyonu açtı. Bütün kanallarda "büyük mafya hesaplaşması. Savcı Ali Adalı'nın öldürülmesi. İstanbul Cumhuriyet başsavcısı Ali Adalı'nın kan donduran görüntüleri" her yerde bu haberler vardı. televizyonu kapatıp kumandayı koltuğun üstüne attı. Barlas'a bakıp
"Nereye gideceksiniz?"
"Bilmiyorum"
"Her yeri tutmuşlardır çoktan" elini çekenisine götürür "İlk patlattığımız depo. Oraya gidin. İlk otogarlara, şehrin içinde. Senin mülklerine bakacaklardır. Gece olunca pasaport falan bir şey ayarlarız çıkarsınız ülkeden"
Barlas tamam anlamında salladı başını. Ve depoya doğru sürdü arabayı. Edis Açelya gidecek olduğu için. Yaşanan her şey için çok kötü hissediyordu. Aklına kardeşi Emir gelir. Artık ne bir annesi vardır Emir'in nede bir babası. Arabasının anahtarlarını alır ve hastaneye Emir'in yanına gider. Olanlardan haberi olmayan Emir, Edis'i görmesiyle buruk bir şekilde gülümser ona.
Adalı, adamından aldığı telefonla Edis'i arar.
"Alo"
"Edis"
"Amca sen misin?"
"Evet. Açelya nerede?"
"Napıcaksın"
"Ben gidiyorum. Kızım sana emanet. Ona dikkat et. Eğer onu gerçekten seviyorsan evlen onunla."
"Ne"
"Duydun işte"
Edis elini başına koyup düşünür. Artık amcası yoktu. Barlas'ta yok olacaktı. Eğer Açelya gidemezse ona kalacaktı.
"Amca"
"Evet"
"Açelya gidiyor"
"Nereye?"
"Şu an sizin şiledeki depoya gidiyorlar. Gece tamamen gidecekler"
Adalı telefonu kapatır ve sağ yola sapar. Hızla depoya doğru sürer arabayı. Barlas'ın arabasını görmesiyle Açelya'da babasını fark eder. Barlas'a söyler.
Barlas ve Adalı birbirlerine bakış atıp yarışırcasına sürerler arabayı. Barlas hızlı bir dönüşle bir otopark'ın içine girer ve ani frenle durup iner arabadan. Adalıda onların arkasından otoparka girer ve hızla fren yapıp iner arabadan.
Barlas'la birbirlerine silah sıkmaya başlarlar. Açelya'da iner arabadan. Tam karşı karşıya geldiklerinde birbirlerinin gözlerinin içine bakarlar. Aralarında çok az bir mesafe vardır. Barlas "geber!" Diye bağırıp çeker tetiği. ikiside aynı anda basarlar silahın tetiğine.
Açelya'nın ikisinin arasına girmesiyle babasından aldığı kurşun göğsüne, Barlas'ın sıktığı kurşunsa sırtına denk gelir ve kanlar içinde yere yığılır.
Ben bu hikayenin başında ölmüştüm aslında. Sadece şimdi kapatıyordum gözlerimi.

| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 8.54k Okunma |
341 Oy |
0 Takip |
45 Bölümlü Kitap |