
AÇELYA'DAN
Edis'le sırılsıklam olmuştuk.
Kahkahalarla "Açelya tamam tamam"
Beni iki kolumdan tutup kendine çekti. Gözlerimiz buluştuğunda yavaş yavaş siliniyordu yüzümden gülümsemem. Heyecan kaplıyordu bedenimi. Gözlerimi istemsiz aşağı doğru çektim gözlerinden. Utandığımı fark etmiş olmalıydı kollarımı yavaşça bıraktı.
"Gidip üstümüzü değiştirsek iyi olacak"
"Evet"
Edis önden ben arkasından içeri doğru yürümeye başladık. Edis odasına çıkıp elinde bir sweatshirtle geldi yanıma. Üzerini değiştirmişti siyah pantolon, siyah kazak, siyah deri ceketiyle öyle yakışıklıydıki. Elindeki sweatshirti bana uzattı.
"Olur sana sanırım"
Elimi uzatıp elindeki sweatshirti aldım
"Evet olur galiba"
"Benim şimdi çıkmam lazım....ımm görüşürüz"
Ellerimle saçımı kulağımın arkasına götürdüm. Hafifçe gülümsedim. Sessizce
"Görüşürüz"
Gülümsedi ve çıktı evden. Aradan birkaç saat geçtikten sonra kapının çalmasıyla kapıya yöneldim. Açtığımda karşımda düz sarı saçları, mavi gözleri, mükemmel bir fiziğe sahip. Üzerinde beyaz, mini elbisesiyle gerçek olamayacak kadar güzel bir kız duruyordu. Beni baştan ayağa süzdükten sonra tek kelime söylemeden içeri girdi. Kapıyı kapatıp yanına doğru birkaç adım attım.
"Sizde kimsiniz"
"Ben Edis'in sevgilisiyim"
Söylediği cümleyle nutkum tutulmuştu. Kendimi öylesine kötü hissediyordum ki. Bana bakıp biraz duraksadıktan sonra.
"Kendisi yok galiba....Neyse bende zaten sürpriz yapacaktım. Sen çıkabilirsin" başıyla masada duran kahvaltı tabağını gösterdi "tabi şunları topladıktan sonra. Ben odamıza çıkıyorum"
Dedi ve merdivenlere doğru yöneldi. İçeride sadece merdivenden yankılanan topuk sesleri vardı. Ben mıhlanmışçasına yerimde duruyordum. O artık gözükmüyordu. İstemsiz gözlerim dolmuştu. Hiçbir şey yapmadan öylece çıktım evden. Sahilde biraz yürüdüm. "Aptalsın Açelya. Ne sandın ki? Seni sevdiğini mi? Aptal kız."
Bir taksi çevirip eve gittim. Gittiğimde kapıdakiler parayı ödediler. İçeri girdiğimde evin tamamen eskisi gibi olduğunu gördüm. Tabi kurşunlanan eşyalar değişmişti. Ama gayet hoştu yinede. Direk odama çıktım. Kalbime sayısız bıçaklar saplanıyordu sanki. Yatağıma oturup gözümden akan yaşlarla öylece duvarı seyrettim. Ne aptalım, bende yaşadıklarımıza çok farklı anlamlar yüklemiştim.
..................
EDİS'TEN
Hava kararmaya başlamıştı bende anca eve gelebilmiştim. Tam anahtarı kapının kilidine koyuyordum ki kapı açıldı. Karşımda gördüğüm kişiyle kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya başladı. Vücudumdaki kan boşalmıştı sanki. Elimdeki anahtarı yere düşürdüm.
"Edis"
"Sen......."
Yutkundum. Kelimeler yetersizdi. Sanki alfabede harf kalmamış gibiydi. Cümle nasıl kuruluyordu, unuttum.
Yavaşça bir kaç adım attım nerdeyse tutmayan ayaklarımla. İçeri girdiğimde Başak kapıyı kapattı. Yanıma gelip iki eliyle bir elimi tuttu Buğulu sesiyle
"Seni çok özledim"
Duyduğum kelime kalp atışımı iyice hızlandırmıştı. Kulaklarıma dolan sesi, burnuma gelen kokusu. Eskiden ne bu sesi duymaya doyabilirdim. Ne bu kokuyu içime çekmeye. Gözlerine bakmaya doyamadığım gözlerine denk gelmek bile istemiyordum. Elimi çektim.
"Ne arıyorsun burada"
"Dedim ya seni özledim"
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Demek özledin. Ben yıllardır ne haldeyim bir kere bile merak edip aramadın. Ben yıkıldım, dağıldım, mahvoldum her gün öldüm. Demek beni özledin ha!"
"Edis ben"
"Sen ne! Sen nee!"
"Seni seviyorum, seni çok özledim. Dayanamadım bak geldim işte"
"Beni sevdin terk ettin tek kelime etmeden. Beni sevdin paramparça ettin. Birini böyle seviyorsan eğer hiç sevme." Bir elimle kapıyı işaret edip "Git şimdi hiçbir şey duymak istemiyorum"
"Edis lütfen konuşalım"
"Git dedim sanaa!" Nefesim kesilmişti, çıkmıyordu en bitik sesimle "Git tekrar yenilmek istemiyorum sana"
Ağlayarak masadaki çantasını alıp çıktı evden. Onu tekrar görmek ölüm gibiydi. Beni ilk terk ettiği anı hatırladım. Hiçbir şey olmamış gibi gidip bir daha geri dönmeyişini. Hala o kadar güzeldiki bakışları, sarı saçları her şeyi hala aynıydı.
Bir süre koltukta oturdum. Kendime geldiğimde Açelya aklıma geldi. Sahi o ne yaptı? Evdeydi en son. Başak'la karşılaşmış olmalıydı. Kapıya doğru yöneldim. Kapıyı açıp yere düşen anahtarımı alıp amcamın evine doğru yola koyuldum. Ordan başka gidecek yeri yoktu. Orda olmalıydı.
Eve gittiğimde amcam evde yoktu. Direkt Açelya'nın odasına çıktım. Kapıyı çalıp ses çıkmayınca içeri girdim. Yatağında uzanıyordu. Ben girince doğruldu.
"Rahatsız etmiyorumdur umarım"
"Hayır"
Gidip yatağa yanına oturdum
"Bugün Başak gelmiş eve. Umarım saçma bir şey yapmamıştır"
"Ne gibi?"
"Yani bilmem"
"Bir şey yapmadı" duraksadı ve gözlerimin içine bakıp tonlayarak "sevgilin"
"Eski sevgilim"
"Öyle mi pek eski gibi durmuyordu ama"
"Nasıl durduğunu bilemem ama bitmiş bir şey. Geçmişte kaldı" hafifçe gülümsedim "Sen buna bozuldun galiba"
"Ne bozulacağım canım beni hiç ilgilendirmez"
Gülümsedim.
"Amcam nerede bu arada"
"Bilmem haberim yok daha gelmedi mi"
"Evde yok şu an"
.............................
BARLAS'TAN
Bahçeden içeri girip eve doğru yaklaştım. Her zamanki gibi Betül pencereden dışarıyı seyrediyordu. Beni fark ettiğinde gözlerimiz buluştu. Ona bakıp gülümsedim. Öylece bana bakıyordu. Üç el silah sesininin ardından cam kırıklarıyla beraber kanlar içinde önüme düşen Betül'e baktım.
Bir hikayede hapsolmuşum sanki. Mutluluk bir insana hiç mi uğramaz?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 8.54k Okunma |
341 Oy |
0 Takip |
45 Bölümlü Kitap |