26. Bölüm

ETRAFIMIZDAKİLER

Hatice Barış
haticebariss

EDİS'TEN

 

Bazı hisler anlatılamazdı. Öylece yaşanırlardı sadece. Elimdeki telefonu tutmakta zorlanıyordum. Hani tuhaf bir his vardır bütün bedeninin içten içe titrediğini hissedersin ya. İşte öyle bir şeydi bu. Açelya merdivenlerden inip yanımıza geldi.

 

"İyi misin?"

 

Başımı sallamakla yetimdin sadece. Barlas bana baktı?

 

"Ne yazıyor?"

 

Mesaja bastım. Bir video göndermişti. 5. yaş videomdu bu. Babam çekmişti. Hepimiz gülüyorduk. Barlas telefonu elimden aldı. Videoyu tekrar oynattı.

 

"Bu da nesi?" Biraz duraksadı. "Annenin telefonu nerde?"

 

"Bi- bilmiyorum."

 

"ip adresinden bulamaz mıyız?"

 

"Ben yapamam ama yapabilecek birini tanıyorum"

 

Diyip telefonumu elime aldım.

 

"Hadiii aç şu telefonu...... hıh Asım saatte çok geç oldu farkındayım ama bu kadar önemli olmasa aramazdım. Sana bir numara göndereceğim bunun yerini tespit edip bana atar mısın? çok acil". "Tamamdır sağolasın" diyip kapattım telefonu. Çok geçmeden telefonuma mesaj gelmişti. Mesajı açıp adrese baktım.

 

"Noldu? Neresiymiş?"

 

"Bu bizim evin adresi....Annemin öldüğü evin."

 

Yukarı odama çıkıp. Elime silahımı alıp indim aşağı. Barlas kolumdan tuttu.

 

"Bende geleceğim."

 

"Hayır amcam bizi yan yana görebilir." Açelya araya girdi

 

"Ben geleyim en azından."

 

"Hayır. Siz Barlas'la, Barlas'ın evine geçin. Şimdi biri eve gelirse sorun olur."

 

"Ama sen yalnız."

 

"Dediğimi yapın."

 

"Peki"

 

Önce ben çıkıp etrafa baktım. Sonra Açelya ve Barlas çıktı evden. Arabama binip o eve doğru hızla sürdüm.

 

 

 

 

Etraf hala karanlıktı. Eve vardığımda arabamdamdan indim. Annem öldüğünden beri hiç gelmemiştim bu eve. Bu evin yanından bile geçmek zor geliyordu. Buraya gelirsem tekrar o anı yaşarım diye korktum. Bazı şeyleri hatırlamaktan deli gibi korkardı insan. İnsan kaçardı korktuğundan. Annemi kaybettikten sonra çok zor toparlamıştım kendimi. Bahçeden içeri girdim. O tanıdık koku kaplamıştı tüm bedenimi. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen bahçeden hala annemin çiçeklerinin kokusu geliyordu. Bahçede koşup oynadığım zamanlar doldu aklıma. İçimi buruk bir mutluluk kapladı. Omzuma dokunan elle dağılmıştı aklımdaki tüm düşünceler. Hızla arkamı dönüp silahımı arkamdaki kişiye doğrulttum.

 

"Sakiinn. Benim" Barlas'a baktım

 

"Napıyorsun sen burda gelme demiştim."

 

"Biz bu yolda beraber yürümüyor muyuz? Geleceğim tabiki."

 

O da belindeki silahı çıkarıp eline aldı.

 

"Hadi." Bu sözüyle ona baktım sağol anlamında omzuna elimi koydum. Cebimden anahtarlığımı çıkardım. Bu evin bir anahtarı yıllarca anahtarlığımda takılı dururdu öyle. O günden sonra ilk defa kullanacaktım. Anahtarı, anahtar deliğine sokup iki kere çevirdim. Kapının kulbunu tuttum çevirdim. Yıllar sonra ilk defa araladım o kapıyı. İçeri girdim. Barlas'ın ışığı açmasıyla ona baktım.

 

"Kapat. Babamların evi buraya çok yakın görmesinler." Bu sözümle Barlas ışığı kapattı. Telefonunun flaşını açtı. İçeri dolan telefon sesiyle ikimizde durduk. Barlas silahının tetiğini çekti.

 

Başıyla merdivenleri işaret etti. Ben önden Barlas arkadan merdivenleri çıkmaya başladık. Telefon çalmaya devam ediyordu. Annemin odasından gelen hafif ışıkla oraya doğru yöneldim. Telefon sesi iyice yaklaşıyordu. Kapı hafif aralıydı. Kalbim öylesine hızlı atıyordu ki durabilirdi. Annem ölmüştü biliyordum. Ama yinede içimde tarif edemediğim bir umut vardı. Annemi görecekmiş gibi. Barlas kapının yanına gelip kapıyı tamamen açtı. Silahını sağa sola tuttu kimse yoktu. Telefon çalmayı bırakmıştı. Projeksiyondan yansıtılan duvara baktık. Bir video oynamaya başlamıştı. Gördüklerimle dehşete düşmüştüm. Gözlerim dolmuştu. Amcamla annemin boğuşması vardı. Amcam önce annemi dövüyor sonra elleriyle boğup öldürüyordu. Bir kişi daha vardı videoda sadece sonunda ceketin kolu gözüküyordu. Burda video bitti. Projeksiyon aniden kapandı. Etraf karanlıklaştı tekrar. Barlas silahını kaldırıp kapıya tuttu. Bense boş duvara bakıyordum. Artık emin olmuştum annemi gerçekten amcam öldürmüştü. Barlas masada duran telefonu eline aldı, içini açtı. Bu boş. Mesaj falanda yok. Elindeki telefonu alıp cebime koydum. Aşağıdan gelen ışıkla ikimizde silahımızı elimize aldık. Tam beraber inerken ben elimle Barlası durdurdum. Merdivenin ucuna yöneldiğimde aşağıda babamı görmemle Barlas'a döndüm.

 

"Babam aşağıda." Karşıdaki odayı gösterdim "şu odaya gir." Barlas hızla odaya girip yavaşça kapıyı üzerine kapattı.

 

"Kim var orda" babamın sesiyle merdivenden bir iki basamak aşağı indim.

 

"Ben" Annem öldüğünden beri Açelya ve Barlas'ın evlilik olayıyla ilk defa babamla yan yana gelmiştik. Bununla iki olmuştu. Ve ilk defa böyle baş başaydık. O da beni gördüğüne oldukça şaşırmıştı. Merdivenlerden aşağı inip yanına gittim. Gözlerime baktı

 

"Napıyorsun burda?"

 

"Annemin anılarını ziyaret etmek istedim."

 

Babam gözüyle içeriyi taradı.

 

"Yalnız mısın? Yukarıdan sesler geliyordu sanki."

 

"Yalnızım." Telefonumu elime aldım "telefonla konuşmuştum."

 

"İyi bakalım." Işıkları kapatıp kapıyı çektim. Bahçeye bir adım attığımda. Babam dönüp kapıyı kilitledi.

 

"Bugün bizde kal istersen çok geç oldu zaten."

 

"Hayır sağol evime gideceğim."

 

Tamam anlamında başını salladı sadece.

 

 

..........................

 

BARLAS'TAN

 

Kapının kapanma sesiyle elimdeki silahı belime koydum. Evet artık çıkabilirdim. Yan odadan gelen gürültülü bir düşme sesiyle belimdeki silahı tekrar çıkarıp elime aldım. Yavaş adımlarla odaya yöneldim etraf oldukça karanlıktı. Odaya girmemle biri kapının arkasından başıma sert bir cisimle vurdu. Hızla arkamdan geçip çıktı odadan. Biraz yalpaladıktan sonra doğruldum ve hemen odadan çıktım. Silahımı tutup etrafa bakmaya çalışıyordum. Merdivenlerin yanına geldiğimde, karşı odadan çıkan karartının üzerime hızla bilgisayar koltuğu fırlatmasıyla, tek el ateş edebildikten sonra merdivenlerden aşağı yuvarlanırken buldum kendimi. Yerimden doğrulmakta oldukça zorlanıyordum. Hayal meyal bakabilmiştim merdivenlerin başındaki kişiye. O da hemen kaçmıştı zaten.

 

 

 

...............................

 

EDİS'TEN

 

Evden gelen silah sesiyle eve doğru koştum ki kahretmesin babamda bana doğru geliyordu. O da silah sesini duymuş olmalıydı. Bir eliyle beni durdurdu.

 

"İçerde biri var mıydı?"

 

"Hayır. Hırsız falan olabilir."

 

"Hırsız mı? Boş eve niye silah sıksın."

 

Babamla evin kapısına geldiğimizde yavaşça açtı kapıyı belindeki silahı çıkartıp kapıyı itti. Işıkları açtığında görünürde kimse yoktu. Her şey olduğu gibiydi. Barlas neredeydi acaba. Onu görmesinden çok korkuyordum. Çünkü bu durumu asla açıklayamazdık.

 

"Yanlış duymuş olmalıyız." Dedim

 

Babamın telefonunun çalmasıyla elini cebine atıp telefonunu çıkardı. Ekranda gördüğüm oğlum yazısıyla başımı yana çevirdim.

 

"Efendim."

 

"Bir şey yok oğlum hava almaya çıkmıştım geliyorum şimdi."

 

Telefonunu kapatıp cebine koydu. Silahını tekrar beline koyduktan sonra kapıyı kapattı ve iki tur kilitledi.

 

"Silah sesi çok yakından geliyordu. Sende eve git. Ben bizimkileri arayayımda bir civarlara baksınlar."

 

"Tamam"

 

Etrafa bir göz gezdirdim Barlas var mı diye. Babamın gözü benim üzerimdeydi. Sonra mecbur arabama binip uzaklaştım oradan.

 

........................

 

BARLAS'TAN

 

Kolumla burnumdan yere akan birkaç damla kanı sildim. Zorla bilgisayar koltuğunu sürüdüm. Neyseki tekerlekleri sağlamdı. Yanımdaki odanın içine girip kapının arkasına yığıldım resmen. İçerden kapının kilit sesi ve Edis'le babasının konuşma sesleri geliyordu. Ardından tekrar kapının kapanma sesini duydum. Bütün vücudum sızlıyordu, hareket edebilecek dermanım kalmamıştı. Gözlerimin kapanmasına daha fazla direnemiyordum. Yavaş yavaş kapattım gözlerimi.

 

Gözlerimi açtığımda hava aydınlanmıştı. Elime telefonumu aldığımda kapalı olduğunu gördüm. Şarjı bitmişti. Yavaşça doğruldum. Pencereden dışarı çıkıp, iki ev arasına park ettiğim arabama doğru yürüdüm. Hala yürümekte zorlanıyordum. Arabama binip eve doğru sürdüm.

 

Arabamı evin tam önüne getirip durdurdum. Yukarı çıkmak için merdivenlere çıktığımda başım dönmüştü. Açelya ve siyah saçlı bir kız geldi yanıma. Açelya koluma girdi.

 

"Noldu sana böyle?"

 

Koltuğa yaklaştığımızda yavaşça tuttum elini.

 

"Noldu?"

 

Koltuğa oturdum.

 

"Hiç"

 

Açelya elimden elini çekip. Yanında şaşkınlıkla bize bakan kıza döndü.

 

"Iı şey kuzenim. Biraz serseridirde kendisi"

 

Açelya'ya bakıp gülümsedim. Kuzenim mi ne kuzeni ya. Üzerimde beyaz gömleğin çoğu kandan kırmızı olmuştu. Üzerimdeki kan kurumuştu.

 

"Ben odama çıkayım"

 

 

 

Onlarda benimle beraber ayağa kalktı.

 

"Pek sırası değil ama merhaba ben Gökçe bu arada."

 

Diyip elini uzattı. Açelya eve bir arkadaşını çağıracaktı ödev yapmak için. Bu kız o olmalıydı. Sağ elimi uzatacaktım kanlı olduğunu fark ettim. Solu uzattım gülümsedi ve tuttu. Alaycı bir sesle

 

"Merhaba. Hoşgeldin. Kusura bakma şu an çok siz modacılara hitap etmiyorum sanırım."

 

Güldü. Açelya geldi yanıma.

 

"Bu halde bile dalga mı geçiyorsun?..Ben seni odana çıkarayım."

 

Gülümsedim. O da benimle beraber geldi odama. Kapıyı kapattı bende yatağımın üzerine oturup üzerimdeki gömleğin ön düğmelerini açtım. Vücudumun bazı yerleri mor yeşil arası bir renk almıştı. Açelya yanıma gelip kollarımdaki düğmeleri açıp çıkardı gömleği. Vücuduma baktı.

 

"Naptınız?"

 

"Edisciğini soracaksan iyi"

 

"Sevindim... Peki sen nasılsın diyeceğim ama iyi olmadığın ortada"

 

Bu sorusuna içim gitmişti resmen. Gözlerim doldu biraz. O kadar uzun zaman olmuştu ki bir nasılsın sorusu duymayalı.

 

 

                                                                            

Bölüm : 09.05.2025 12:37 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...