
Bir yol kaç adım ediyor?
Bir yüz kaç hayat?
Bir kavga kaç can?
Bir insan kaç şiir?
Bir aşk kaç şarkı?
Bir veda kaç gözyaşı?
BARLAS'TAN
"Ne uyuşturucusu ya benim uyuşturucuyla falan bir alakam yok"
"Beyefendi derdinizi karakolda anlatırsınız"
Açelya yanıma gelip kolumu tuttu
"Noluyor?"
"Bilmiyorum. Birazdan anlarız"
Dışarı doğru bir adım atmamla polis kolumdan tuttu
"Ben kendim yürürüm"
Arabaya bindik. Açelya arkamdan bağırdı
"Geliyorum hemen arkanda olacağım"
Arabanın hareket etmeye başlamasıyla o da arkamızdan benim arabamla geldi. Yanındada Hamza vardı.
Karakola geldiğimizde beni sorgu odasına aldılar. Bağ evimden kilolarca uyuşturucu çıkmış. Adalı'dan çaldığımız uyuşturucuları bağ evine saklamıştım o gece. Onlar olmalıydı. Ama nasıl bulmuşlardı. Ya Adalı'nın ya da Zafer'in işi olmalıydı.
"Bakın böyle bir şey mümkün değil. Ben ne uyuşturucu kullanırım, ne kullandırttırırım, ne de satarım"
"Evinizdeki uyuşturuculara ne diyeceksiniz o zaman"
"Birinin tuzağı olmalı"
"Hep öyle olur zaten. Uyuşturucu paketlerinin üzerindeki parmak izine ne diyeceksin"
Kahretsin. Adalı'dan patlattığımız uyuşturucular olmalıydı.
"Ben hiçbir şey satmadım"
"Yarın savcıya anlatırsın derdini"
Sorgunun bitmesinin ardıdan demir parmaklıklar arkasında buldum kendimi. Burada benden başka kimse yoktu. Açelya geldi yanıma.
"Açelya"
"İyi misin?"
"İyiyim. Sen....sen nasılsın?"
"İyiyim bende. Babanın işi galiba"
"Muhtemelen...... Direkt savcılık mahkeme diyorlar. Edis'le konuştum seni çıkaracak yarın merak etme."
"Sen yanımdasın. Burada karşımdasın. Bana nefretle bakmıyorsun ya artık. İnan hiçbir şey umurumda değil"
Gülümseyerek karşılık verdi bana.
"Edis nasıl gelecek? Babanın kulağına giderse?"
"Yani bilmiyorum ben halledeceğim dedi" gardiyanın gelmesiyle "Şimdi gitmem gerek. Yarın görüşürüz" ona bakıp hafifçe gülümsedim
..........................
MAHKEME GÜNÜ......
YAZARDAN
Mahkeme gününde salonda Hamza ve Açelya bekliyor olur. Açelya defalarca Edis'i arar fakat bütün çağrıları yanıtsızdır. Hamza'ya bakıp
"Nerede kaldı bu?"
"Bilmiyorum ki yenge"
Barlas'ın getirilmesiyle mahmekeme başlamıştır. Barlas içeride söylediklerinden farklı hiçbir şey söylemez. Barlas'ın avukatının yani Edis'in gelmemesiyle hakim
"müdafii yokluğundan dolayı duruşmanın 10 Eylül 2022 tarihine ertelenmesine. Bu süre zarfı içerisinde sanık Barlas Faysal'ın tutukluluk halinin devamına karar verilmiştir."
Mahkeme binasının yakınlarında Edis arabasıyla bekleyip binayı seyreder. Sonra evine doğru sürer arabayı.
......................
AÇELYA'DAN
Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü sanki. Barlas'ı tekrar tuttular kolundan. Hızla ona yetişip kelepçeli ellerinden tuttum. Gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum.
"Çıkacaksın merak etme"
Bana bakıp hafifçe gülümsedi "Etmiyorum. Bu gözlerdeki yaşlar bana bir şey olacak diye endişenden akıyor ya. Böyle bana sevgiyle bakıyorsun. Ben kendimi hiç bu kadar özgür hissetmemiştim"
Elleri kayıp gitmişti ellerimden. Alıp götürdüler onu yanımdan. Benden uzağa attığı her adımda içimden bir şeyler söküp alıyorlardı sanki.
Dışarı çıkar çıkmaz arabama binip Edis'in evine doğru sürdüm arabayı. Evine geldiğimde kapıyı çaldım. Edis'in kapıyı açmasıyla içeri girdim
"Neden gelmedin? Noldu?"
"Baban vardı gelemedim. Ne deseydim Barlas'ı kurtarmam gerek mi?"
"Peki şimdi ne yapacağız? Mahkeme 10 Eylül'e ertelendi. Barlas'ı tutukladılar."
Bana yaklaşıp sıkıca sarıldı. "Tamam sakin ol. Ben halledeceğim." kollarından tutup gözlerine baktı "onu oradan sadece ben çıkarabilirim biliyorsun değil mi?"
.............................
1 GÜN ÖNCE
EDİS'TEN
Barlas'la Açelya'yı öpüşürken gördüğüm günden beri o sahne hiç aklımdan gitmiyordu. Her gece kapılarına gidip uzaktan izledim evi. Kaç kere gülüşmelerine şahit oldum. Her gördüğümde öfkeden deliye dönüyordum. Onu ben seviyordum. O gerçekti. Onun her hareketi gerçek ve samimiydi. Onunla geçirdiğim hiçbir anı bir türlü kafamdan atamıyordum. Başak'ın gidişiyle hissettiğim duyguları bir daha hissedemezdim. Bu sefer olmazdı, onu kaybedemezdim. Açelya beni gerçekten sevmişti. Sadece o gün beni Başak'la gördüğü için bana kızgındı biliyorum. Onu tekrar kazanacaktım. O benimdi, benim kalacaktı. Kafamda deli gibi bir sürü senaryo dönüyordu. Açelya'nın yanından hastaneden çıktığım gün Barlas'ın evine doğru sürdüm arabayı. Barlas bağ evine doğru gidiyordu, fakat girmemişti bağ evine. Bağ evi yakınlarından farklı bir yola sapıp gitti. Bende bağ evine girdim. Etrafı dolaştım. Her odayı tek tek inceledim. En son çatı katındaki boşluk dikkatimi çekti. Merdiveni uzatıp oraya çıktım. İçerde bir sürü eski püskü şey vardı. Bir koli gördüm ve koliyi açmamla içerde uyuşturucuları görmem bir olmuştu. Öylece bıraktım kutuya. Bunlar amcamlardan aldığımız uyuşturucular olmalıydı. O geceden sonra Barlas yok etmiştir diye düşünmüştüm ama etmemiş. O gün uyuşturucuları o çıkarmıştı. Merdivenlerden aşağı inip arabama gittim. Arabamdan iki eldiven geçirdim elime. Tekrar yukarı çıkıp koliyi aşağı indirdim. Barlas'ın odasındaki yatağın döşeğini kaldırıp tek tek yerleştirdim. Belli bir miktarını yanıma alıp. Döşeği kapatıp güzelce düzelttim yatağı. Dışarı çıkıp arabama bindim. Elime aldığım uyuşturucuları yan koltuğa koyup anayola doğru sürdüm arabayı. Yolun hemen girişinde ankesörlü telefon vardı. Elime alıp polisi arayıp isimsiz ihbar yaptım.
.................................
BARLAS'TAN
1 ay geçmişti Açelya bir kez olsun uğramamıştı yanıma. Birkaç kez aradım onu açmadı. Öylesine özlemiştim ki onu. O tarifsiz kokusunu. Sıkı sıkı sarılıp öpmek istiyordum. Deli gibi merak ediyordum. Onu düşünmekten gözlerime uyku girmiyordu. Gardiyanın bana seslenmesiyle yataktan kalktım. Biri beni görmeye gelmiş. Açelya'dır diye büyük bir umutla gitmiştim ama onu göremedim. Masada oturan takım elbiseli adama baktım. Beni fark etmesiyle ayağa kalktı.
"Merhaba Barlas Bey ben Açelya hanımın avukatıyım bunu imzalamanız için Açelya Hanım gönderdi"
"Ne bu?"
Belgeyi elime alıp baktım. Boşanma belgesiydi. Öylece baka kalmıştım elimdeki kağıda. Açelya bunu yapmazdı. Hiç uğramamıştıda zaten. Başına bir şey gelmiş olmalıydı. Öfkeyle adamın yakasına yapıştım.
"Ne bu? Açelya nerde?"
"Açelya Hanım gönderdi bunu size" sinirle üzerine yürüyüp yakasından tuttum
"Yalan söylüyorsun. Naptınız ona!"
"Bir şey yapmadık ne yapabiliriz? Kendisi istedi sizden boşanmayı."
Kafamı hayır anlamında salladım. Ellerim hala adamın yakasındaydı. Gözlerine bakıyordum. Kapıda bekleyen gardiyanın bize bakmasıyla çektim ellerimi yakasından. Bunu yapan Açelya olamazdı. Olmamalıydı. O beni seviyordu biliyorum. Ben onu bırakmazdım. Bırakamazdım. Elimdeki kağıdı alıp yırttım. Avukat şaşkın şaşkın bakıyordu bana.
"Lütfen zorluk çıkarmayın"
Biraz daha konuşursa elimde kalacaktı. Ona baktım
"Açelya'yı getir bana yoksa seni gebertirim"
Biraz korkmuş gibiydi benim tavırlarımdan. Sessizce tamam anlamında salladı başını.
"Gardiyan!" Gardiyanın içeri girmesiyle gardiyana baktım "bu görüş burada biter"
.....................
1 GÜN SONRA
BARLAS'TAN
Tam hapishanenin bahçesinde otururken gardiyan seslendi
"Barlas Faysal ziyaretçin var"
Yerimden kalkıp gardiyanın yanına ilerledim. Yine o kıl avukatsa kıracaktım ağzını burnunu. Görüş odasına girdiğimde Açelya'yı görmemle duraksadım. O kokusu hemen ele geçirdi bütün vücudumu. Gidip sıkı sıkı sarıldım. O da sarıldı bana. Sonra geri çekildi. Elindeki belgeyi uzattı bana. Ona yapma dercesine baktım. Gözlerime baktı kısık bir sesle
"Lütfen"
"Bunu gerçekten istiyor musun?"
"Evet"
"Neden gözlerin dolu dolu bakıyorsun o zaman bana?"
Gözlerinden süzülen bir damla yaşa baktım. Gözleri bana bir şeyler anlatmak istiyor gibiydi.
"zorluyorlar mı seni? Kim istedi bunu senden? Baban yapıyor değil mi? Ya da amcan"
Gözlerindeki yaşları sildi. Ciddi bir tonla
"Kimse istemedi... ben istiyorum"
"İnanmıyorum sana"
"İster inan ister inanma gerçek bu"
"Ama sen benim......karım olmuştun.....Mutluydun"
"Değilim anlasana istemiyorum seni. Mahvettin hayatımı görmüyor musun?"
Kollarından tuttum. Gözlerinin içine bakıyordum.
"Evet mahvettim hayatını......özür dilerim. Geçen günleri geri veremem sana. Yaptıklarımı geri alamam. Ama bundan sonrasını düzeltebilirim. Her şey senin istediğin gibi olur." Gözlerinden süzülen yaşlara baktım. Hayır anlamında salladı başını. "Her şeyi düzelteceğim söz veriyorum. Ben......ben seni seviyorum....çıkma hayatımdan.....Gitme"
Ellerimi çekti omzundan
"Lütfen zorluk çıkarma bana"
"Gitmek isteyen insan ağlar mı Açelya? Gitmek isteyen insan böyle bakar mı? Bir şey olmuş belli."
Öfkeyle cevap verdi bana
"Hiçbir şey olmadı. Buraya geldiğimden beri normal tek birgün bile geçirmedim....Katilsin sen. Bildiğin tek şey zorbalık, adam öldürmek olan bir insanın karısı olmak istemiyorum anlasana. Buraya geldiğimden beri zehir ettin bana hayatı. Birgün gülmedi yüzüm. Bana yapmadığın kötülük kalmadı. Okulumu, hayatımı her şeyimi aldın. Hergün seninle aynı evde uyanmak işkence gibi geliyor bana. İstemiyorum seni. Çık artık hayatımdan. Çıkma karşıma. Gelme peşimden. Rahat bırak artık beni.... Bırakki bende hayatımı yaşayayım" sesi alçalmıştı birden " Bir gece aklım karıştı diye seni sevdiğimi düşünme sakın"
Masada duran kağıda baktım. Elime kalemi alıp sessizce imzalayıp çıktım odadan. Gözlerimden süzülen bir damla yaşa engel olamamıştım. Ya da gözyaşım duyduklarımın ağırlığına katlanamayıp süzülmüştü gözlerimden.
...........................
1 AY ÖNCE
EDİS'TEN
Amcamın yanına gittim şirkete. Odasına girip ona yaklaştım.
"Barlas'ı içeri aldılar. Onu savunacağım oradan çıkması için"
Öfkeyle bana baktı
"Ne dediğinin farkında mısın sen?"
"Kızını geri almak istemez misin?" Anlamazcasına bir bakış attı bana "Nasılsa çıkacak. Onu ben çıkaracağım. Karşılığında Açelya'yı alacağız." Biraz duraksadıktan sonra "Açelya Barlas'ı seviyor. Başka türlü ondan vazgeçmeyecektir. Barlas desen zaten bırakmaz. Bunu Açelya'nın yapması gerekiyor. Açelya'nın Barlas'ı terketmesi için buna mecbur kalması gerekiyor."
Çünkü aşk insana asıl amacını unuttururdu. Yolundan saptırtırdı. Yoluna çıkanlara acımazdı. Dostun elini bıraktırırdı. Heleki adi bir insan taşıyorsa yüreğinde aşkı, bu en tehlikeli silahtı. Aşkla oyun olur muydu? Olmazdı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 8.54k Okunma |
341 Oy |
0 Takip |
45 Bölümlü Kitap |