
Eskiden gidenler sevmeyenler sanırdım. Ama şimdi anladımki insanın çözemediği düğümler oluyormuş bazen. Sonra o düğümler yol oluyormuş insana. Ve o yollar sevdiğinden çok çok uzaklara götürebiliyormuş seni. Şimdi güzel şeylerden bahsedelim desem hayatta tek bir söz hakkım bile olmaz galiba.
YAZAR'DAN
1 AY ÖNCE....
Adalı ve Edis Barlas'ın babasının yanına Barlas'ın evine giderler. Edis arabadan hiç inmeyip. Cahit Faysal'ın görmeyeceği bir açıdan onları izler.
Evin bahçesine giren Adalı'yı Cahit Faysal karşılar. İkisi karşı karşıya geldiklerinde Cahit, Adalı'ya bakıp
"Hayırdır Adalı ne işin var burada?"
"Kızıma söyle Oğlunu terketsin. Bende karşılığında oğlunu hapisten çıkarayım."
Cahit tek kaşını kaldırıp
"Niye kendi kızına kendin söylemiyorsun"
"Çünkü oğluna aşık.....Ben söylersem dinlemeyecektir."
1 saat sonra Barlas'ın mahkemesi vardır. Edis mahkeme salonuna doğru sürer arabayı. Sadece duruşmanın bitmesini bekler. Kolundaki saate bakar. Arabasını çalıştırıp evine doğru gider. İçeri girip koltuğa oturur. Başını koltuk başlığına yaslayıp düşünür. 1 saat sonra kapının çalmasıyla Açelya'nın geldiğini anlar. Kapı deliğinden bakıp emin olduktan sonra açar kapıyı. Açelya içeri girip gözlerine bakıp
"Neden gelmedin? Noldu?"
"Baban vardı gelemedim. Ne deseydim Barlas'ı kurtarmam gerek mi?"
"Peki şimdi ne yapacağız? Mahkeme 10 Eylül'e ertelendi. Barlas'ı tutukladılar."
Açelya gözleri dolu bir şekilde Edis'e yaklaşıp sıkıca sarılır.
Edis'te ona sarılıp. "Tamam sakin ol ben halledeceğim" Açelya'nın kollarından tutup gözlerine bakar. "Onu oradan sadece ben çıkarabilirim biliyorsun değil mi?" Tek kaşını kaldırıp "Onun çıkmasını istiyor musun?"
"Elbette"
"O zaman boşan ondan"
Açelya donuk bir şekilde
"Ne?"
Edis Açelya'nın kollarını bırakıp
"Duydun işte. Boşan ondan. Onunla bu saçma evliliğiniz herkese zarar veriyor. Eğer boşanırsan ve bir daha onunla görüşmeyeceğine söz verirsen onu oradan çıkarırım. Ama kabul etmezsen en az 10 yıl boyunca parmaklıklar arkasında görebilirsin onu. Tabi baban onu orada sağ bırakırsa." Biraz duraksadıktan sonra tek kaşını kaldırıp "Parmaklıklar arasında savunmasız bir Barlas, babana kaç gün direnebilir sence"
Açelya gözünden süzülen bir damla yaşla. Başını hayır anlamında yavaşça sallar. Kısık bir sesle
"Yapamam"
"Seçim senin"
"Bunu neden istiyorsun?"
"Çünkü doğru olan bu herkes için. Daha fazla kimse zarar görsün istemiyorum. Ondan uzaklaştığında sende aslında onu sevmediğini anlayacaksın."
Kısık bir sesle "seviyorum"
Edis öfkeyle Açelya'yı kolundan tutar
"Seni onunla görmeye dayanamıyorum anlasana......Bir daha bana bu cümleyi kurma"
.......................
AÇELYA'DAN
Edis'in evinden çıkıp Barlas'la evimize doğru sürdüm arabayı. Gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Barlas'ı bırakamazdım. Böyle olmamalıydı. Bunun başka bir yolu olmalıydı. Onu çok seviyordum. Bırakmak istemiyordum. Eve geldiğimde arabamı evin önüne park edip içeri girdim. Barlas'la uyuduğumuz odaya çıktım. Yatağa uzandım. Yastıktan gelen koku Barlas'ın kokusuydu. Yastığı tutup burnuma yaklaştırdım. Barlas'ın kokusunu içime çektim. Onunla geçirdiğim her saniyeyi çok özlemiştim. Sanki her an kapıdan girecekmiş gibiydi. Kapının iki kere vurulma sesiyle aklımdaki tüm düşünceler dağıldı. Yataktan doğrulup içeri girene baktım. Gelen Barlas'ın babasıydı. Yataktan çıkıp ayağa kalktım. Bana yaklaştı. Sakin bir sesle
"Bak kızım sen akıllı bir kızsın biliyorum. Barlas'tan sana koca olmaz. Bu evde senin yerin yok. Sen burada kaldığın sürece bu savaş bitmeyecek. Bunca yıl onu böyle pisliklerden uzak tutabilmek için ben çocuklarımı görmedim bile. Sadece canları kurtulsun diye. Sizin bu gönül maceranıza ben bir çocuğumu kaybettim birini daha kaybedemem. Barlas'ı bırak...Git yoluna."
Bir cevap beklercesine bakıyordu gözlerime. Ne diyebilirdim ki cevap vermedim. Biraz duraksadıktan sonra
"Anladın mı?"
Başımı sallamakla yetinmiştim. Tekrar bana kısa bir bakış atıp çıktı odadan. Onun odadan çıkmasıyla gözlerimden yine yaşlar akmaya başlamıştı. Kahretsinki engel olamıyordum hiçbir zaman buna. Herkesten aynı cümle "Barlas'ı bırak" ama ben onu seviyorum. O beni seviyor. İnsan sevdiğini nasıl bırakır?
Evin içinde bile hayalet gibi yürüyordum. Çaresizlik beni terk etmesini en çok istediğim ama beni hiç terk etmeyen çok tuhaf bir duyguydu. Hiçbir zaman hissetmek istemediğim ama hep hissettiğim.
Arabama yönelip Edis'in evine doğru sürdüm arabayı. İnsanın sevdiğinden ayrılması canının alınmasıyla eş değerdi sanki. Ayrılığı hissettiğin zaman yüreğinde insanın nefesini kesiyordu. Can çıkınca bedenden nefes alınabilir miydi? Demek ki insanın hayatından birinin çıkması canımdan can gitti diyorlar ya böyle bir şeydi işte. Giden şey canın olunca gitmiş olmuyordun. Kimse kendinden öteye gidemezdi çünkü. Kapıya gidip zile uzanmamla açıldı kapı. Edis beni bekliyor gibiydi. Gözlerime baktı. Duyacağı cevaptan oldukça emindi. Gözlerinden okunuyordu. Ona baktım.
"Tamam..... kabul ediyorum..... çıkar Barlas'ı"
Başıyla içerideki masayı işaret etti. İçeri girip masaya doğru yöneldim. Masanın üzerindeki evraklara baktım. Her şeyi çoktan hazırlamıştı. Masanın üzerinde duran kalemi elime aldım. Kağıtlara baktım. Elim bana ihanet edercesine duruyordu öylece. Hareket etmiyordu. O da ayrılmamı istemiyor gibiydi. Bir iç çekip imzaladım kağıdı.
...................
BUGÜN.....
EDİS'TEN
Barlas'ın dün çıkardığı sorundan sonra en doğru olan bazı şeyleri Açelya'nın ağzından duymasıydı. Amcamı bitirmek için Barlas'a ihtiyacım vardı. Onu daha fazla hapiste bırakamazdım. Amcam onu orada yaşatmazdı biliyordum. Amcamların evine gidip Açelya'nın odasına çıktım. Kapıya tıklatıp içeri girdim. Açelya sırtını yatak başlığına dayamış ayaklarını uzatmıştı. Bana bakıp
"Bir şey mi oldu?"
"Evet" dememle kaşını ne oldu dercesine kaldırdı. "Barlas imzayı atmamış" yüzünde oluşan hafif tebessüm sinirlendirmişti beni. Ama öfkemi bastırmaya çalıştım. Onun sevgisini tekrar kalabilir miydim emin değilim. Ama elimden geleni yapacaktım. Belki her şey benim hatamdı ama düzeltebilirdim. "Hazırlan onun yanına gideceksin."
Yataktan kalkıp
"Gidip ne diyeceğimki?"
"Ona onun anlayacağı dilden senden vazgeçmesini söyleyeceksin. İmzayı atmasını söyleceksin." Kapıya yöneldim " beş dakikan var"
Odadan çıkıp Açelya'nın hazırlanmasını bekledim. Çok geçmeden çıkmıştı dışarı. Üzerindeki ceketin cebine elimdeki kalemi taktım.
"Bu ne?"
"Sana güvenmeyi çok istiyorum ama şimdilik bir yanlış yapmaman için bu burada kalacak. Barlas'ın yanına gittiğin zaman seni duyup, görebilmem için"
Dalga geçercesine gülümsedi
"Ne yapabilirimki başka şansım mı var?"
Elimi beline koydum. Eliyle elimi itti
"Hadi çıkalım"
Evden çıkıp hapishaneye doğru sürdüm arabayı. Kapısına geldiğimde elimdeki telefonu gösterdim. Açelya'nın ceketinin yukarı cebindeki kamerayı gösteriyordu. Açelya arabadan inip hapishane koridorlarında yürümeye başladı. Kameradan onu izliyordum.
Açelya'yla konuşmalarının bazı yerleri ne kadar canımı sıkmış olsada. Barlas sonunda imzayı atmıştı. Açelya arabaya binip cebine taktığım kalemi bana verdi. Yol boyunca tek kelime konuşmadı. Onu aldığım yere yani amcamın evine bıraktım. Şimdi sırada Barlas'ı içeriden çıkarmak vardı. Amcamın adamlarından biriyle içeriye çok küçük bir paket uyuşturucu sokturdum. İçinede ufak bir not yazdırdım.
.........................
BARLAS'TAN
Açelya'nın söyledikleri şu ana kadar aldığım bütün yaralardan daha fazla acıtmıştı canımı. Akşama doğru yatağımda otururken biri geldi yanıma. Bana bir paket uzattı. Pakedi açtığımda içinde az miktarda uyuşturucu birde not vardı. Notu açtım içinde "Duruşma günü ne söylersem onayla. İfadende uyuşturucu kullanıcı olduğunu söyleyeceksin. Uyuşturucuları kullan seni savunduktan sonra kanına bakabilirler"
Bunu gönderen Edis olmalıydı. Kendisi neden bir kere bile gelmemişti. Muhtemelen Adalı yüzünden. Uyuşturucu gördükçe kardeşimin geçirdiği krizler, yaşadığım her şey tek tek geçiyordu gözlerimin önünden. Hayatta en nefret ettiğim şeyi tutuyordum şu an elimde. Ama Edis söylüyorsa vardır bir bildiği diyerek aldım bir miktar.
.........................
MAHKEMEDEN BİRGÜN ÖNCE.....
BARLAS'TAN
Gece yatağımda uzanırken bana yaklaşan ayak seslerini hissettim. Üzerime çöken gölgeyle hamle yapmam bir olmuştu. Bana bıçağını saplamak üzere olan adamı kolundan tutup yumruğumu geçirdim yüzüne. Yere düşmesiyle ard arda geçirmeye devam ettim.
Koğuştakilerin uyanmasıyla gardiyanda geldi. Bizi ayırıp beni aldılar. Sorgulamaya bile gerek duymamıştım Adalı göndermişti kesin. Şerefsiz. Kolumdan tutup tek başıma kalacağım bir parmaklıkların arkasına atıp kilitlediler kapıyı. Bu gece hiç uyuyamamıştım. Acaba yarın Açelya gelir miydi?
.....................
MAHKEME GÜNÜ....
BARLAS'TAN
Kolumdan tutan iki polisle getirilmiştim mahkeme salonuna. İçerde ne Edis ne de Açelya vardı. Hamza'nın içeri girdiğini gördüm arkasından Edis girdi. Bana tamamdır anlamında başını hafif aşağı doğru eğdi. O beni buradan çıkarmayı başarabilirdi, buna inanıyordum.
Kürsüde öylece bekliyordum. Hakim bana baktı
"İfadende o uyuşturuların sana ait olmadığını söylemişsin. Eklemek istediğin başka bir şey var mı?"
"Yok Hakim Bey."
"Buyrun Avukat Bey sizi dinleyelim" hakimin bu sözü üzerine Edis konuşmaya başladı.
"Mahkemenin öncelikle adli kontrolü uygulamadan tutuklamaya hükmetmemesi gerekirken, müvekkil hakkında doğrudan tutuklama kararı verilmiştir. Ancak müvekkilin ne kaçma şüphesi ne de delilleri karartma gibi bir durumu vardır. Bunları istese dahi yapamayacak olan müvekkilin hürriyetinin yok yere bağlanması usule ve yasaya aykırıdır.
Olayda müvekkilin herhangi bir ticari faaliyeti olmamasına rağmen hakkında tutuklama kararı verilmiştir. Tutukluluk halinin devamı ileride müvekkil için telafisi mümkün olmayan durumlar yaratacağı da ortadadır. Zira büyük bir haksızlık sonucunda ve yok yere hakkında tutuklama halinin devamı kararı alınmıştır. Müvekkilimin kendi kız kardeşinin uyuşturucu bağımlısı olduğu belgelerle ispatlıdır.
Müvekkil kullanıcı olarak işlem yapılan tanığa hiçbir şekilde uyuşturucu madde temin etmemiştir. Hem müvekkil hem de tanık madde bağımlısı olup zaman zaman söz konusu uyuşturucu maddeleri birlikte kullanmışlardır ancak, müvekkil hiçbir zaman ne tanığa ne de başka bir kimseye herhangi bir bedel karşılığında uyuşturucu madde temin etmemiştir. Bulunan uyuşturucu miktarının kız kardeşinin yapılan sorguda polise yazılı olarak verdiği miktarla aynı olması. Bulunan uyuşturucu maddesinin kız kardeşine ait olduğunun kanıtıdır. Kız kardeşinin akli dengesinin yerinde olmaması üzerine polislere uyuşturucu maddesinin yerini söyleyememiştir. Uzun yıllar kendisinin konuşmamış olduğuda belgelerle ispatlıdır. Barlas Faysal uyuşturucu maddelerini o gün bulamadığı için polise teslim edememiştir. Kız kardeşinin eve gelmesiyle uyuşturucu maddeleri bulan müvekkil ne yapacağını bilemeyip uyuşturucu maddesini kız kardeşini uyuşturucudan uzak tutmak için kullanmadığı bağ evine götürmüştür. Üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen tek bir gramına dahi dokunulmamıştır. Soruyorum Hakim Bey uyuşturucu satıcısı bir insanın çoktan bu maddeleri elinden çıkarmış olması gerekmiyor muydu? Sadece kız kardeşini uzak tutmak için kullanmadığı bağ evine götürüp orada unutmuştur. Kız kardeşi için verdiği mücadele hastane çalışanları, evdeki görevliler. Arkadaşları, herkesçe biliniyor. Aksine müvekkili bu davranışından dolayı tebrik etmek gerekir. Soruyorum Hakim Bey kız kardeşini bu bağımlılıktan uzak tutmaya çalışması suç mudur? Müvekkilim saygın bir iş adamıdır. Adının bu şekilde anılmasını istemiyoruz. Bu müvekkilime yapılmış en büyük haksızlıktır."
Öylece Edis'in savunmasını dinliyordum. Aklım Açelya'daydı. İstediğim şey hapisten çıkmaktan çok onu görebilmekti aslında. Zaten hayatım boyunca hiç özgür olmamıştım ki ben. Ruhum hapisti bir kere. Özgürlüğün tanımını bile yapamayacak bir haldeydim. Açelya'yla ilk defa nefes aldığımı hissetmiştim. Birine ait., bir yere ait hissetmiştim. Ama "tim" işte. Her güzel şey gibi kısa sürmüş, geçmiş bir zamandı. İçimden uğurlayamayacağım zamanlar.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 8.54k Okunma |
341 Oy |
0 Takip |
45 Bölümlü Kitap |