
Aşk sessiz bir çığlık gibi
EDİS'TEN
Öylece bana bakan Açelya'ya baktım ve cümleme devam ettim.
"Belkide öfkem bu yüzdendir. Ben..onu kaybedince..hatıralarına kendim bile dokunamadım. Çokta kabullenemedim galiba.. ama şimdi büyüdüm değil mi? Bunu atlatmış olmam gerek"
Eli elimin üzerindeydi "Bazen unutamayız, atlatamayız, bazı şeylerin üstesinden gelemeyiz, çaresiz kalırız, ağlarız, öfkeleniriz...çünkü insanız.... Sorun değil."
Gözlerinin içine baktım. Çok farklı bir şey vardı sanki onda. Dokunamadığım, göremediğim ama hissedebildiğim bir şey.
Telefona gelen mesaj sesiyle telefonu elime aldım. Gelen mesaj Başak'tandı
"Müsait olduğun zaman beni ara seninle konuşmak istediğim şeyler var"
Mesajı okuduktan sonra telefonu aynı yerine indirdim.
"Kötü bir haber galiba"
"Ah hayır öyle... eski bir arkadaş diyelim. "
"Anladımmm aslında benim canım tatlı istiyor"
Gülümsedim. "Yaa sen ondan gözüme sevimli gözümeye çalışıyorsun değil mi?....Dolapta olacaktı"
"Yok öyle değil kendim yapıp yemek istiyor...Beraber yapalım mı?"
Gülümseyerek gözlerimin içine bakıyordu
Buğulu bir sesle "Olur yapalım"
"Tamam o zaman ben doydum şunları götüreyim"
Açelya eline tabakları alıp mutfağa doğru gitmişti. Tekrar elime telefonu alıp mesaja baktım. Ne zaman bir insanı unutmaya başlasak bir anda tekrar beliriyordu. Oysa o evreye gelmek bile ne kadar zor bunları bilmezmiş gibi.
Ben öyle çok ağlayan biri değilim ama Başak için ağlamıştım. Eskiden onu unutmam gerektiğini düşünüyordum. Her şeyini unutmam gerektiğini. Bütün anılarımızı onunla geçirdiğim her saniyeyi. Şimdi anlıyorumki onlar ona ait şeyler değil. Onlar bana ait. Gidince onu sevmeyi bırakmam gerektiğini düşündüm. Sonra baktım o da bana ait. İnsan kendi parçasını koparıp atmaya çalışınca canı çok yanıyormuş. Bu yüzden bunuda bıraktım. Onu sevmeye devam ettim. Onu unutmaya çalışmadım. Yerine başka birini koymaya çalışmadan, kimseyi kullanmadan acımı dindirmek. Belkide acıyı yaşamak. Çünkü yaşanmadan geçmiyor bazı şeyler. Bunların hepsiyle barıştım. Onunla ilgili şeylere bakmayı bıraktım. Ne yaptığını bilmeden sevmek, kafandaki insanı sevmek, güzel hatırlamak daha kolaymış. Sindire sindire senden kendi kendine gitmesini beklemek, ancak böyle bitirebiliyormuşsun bir insanı, birazda bunu anladım galiba.
"Sadece tabağa bakıyorsun yemeyeceksen sende gelseneee"
Gülümseyerek bana bakan Açelya'ya baktım. Bende gülümsedim. Önümdeki tabakları alıp ona doğru yürüdüm. Beraber mutfağa girdik. Açelya dolapları karıştırmaya başlamıştı. Keki karıştırmak için bir kap aldı onu tezgahın üzerine koyduktan sonra. Buz dolabına yönelip yumurta, yoğurt gibi şeyleri çıkardı.
"Ee hadi"
"Ne hadi"
"Sen yumurtaları çırpmaya başla"
"Pekala"
Annemden sonra ilk defa bir kadınla pasta yapıyordum. Gerçi Başakla beraberde yemek yapmıştık. Öylesine gülerek yapmıştık ki pastayı. Birbirimize attığımız unlarla. Açelyanın burnuna sürdüğüm kremayla. Uzun zamandır ilk defa huzurlu hissetmeye başlamıştım. Ne kadar çabuk güvenmişti bana. Ona yaptıklarımızı unutmuş muydu gerçekten?
Meyve suyu ve pastalarımızıda alıp salona geçtik.
"Film izleyelim mi?"
"Olur..ne izleyelim?"
Cd leri eline alıp bakmaya başladı.
"Ne kadar çok varmış"
"Evet bir ara baya zamanımı film izleyerek geçiriyordum"
"Oha inanamıyorum"
Ona baktım. Gülümseyerek cd ye bana çevirdi.
"me before you bayılıyorum bu filme"
"Onu henüz izlememiştim"
"İzlemelisin. Takıyorum o zaman"
"Tak bakalım"
Açelya cd yi takıp yanıma geldi. İkimizde projeksiyondan yansıyan duvara bakıyorduk. Film başladı. Durup durup gözlerim Açelya' yı buluyordu. Oldukça yakındık şu an. Burnuma gelen kokusu bana annemi hatırlatıyordu. Her şeyiyle o kadar güzeldi ki. Gözleri, burnu, dudakları, teni, gülüşü. Arada bir pastasından çatalla aldığı dilimleri ağzına götürmesini izledim, meyvesuyu içişini. Bana bakmasıyla başımı ekrana çevirdim. Bir süre filmi izledikten sonra omzuma gelen başıyla Açelyaya baktım uyumuştu. İçimde titreyen bir şeyler hissediyordum. Derin derin baktım ona. Saçlarını koklayıp başına bir öpücük kondurdum. Başı göğsümü bulduğunda kollarımla sardım onu. Şu an kuzenimi, annemin katilinin kızını kollarımla sarıyordum. Tuhaf olan bunun bana huzur vermesiydi. Filmin bitmesiyle onu alıp koltuğa uzanmasını sağladım. Yukarıdan bir battaniye alıp üzerini örttüm biraz daha yüzüne baktım. Elimin tersiyle bir kere okşadım yüzünü.
Elimi hızla yüzünden çekip yukarı odama çıktım. Bende uykunun serin kollarına bıraktım kendimi.
Sabah uyandığımda hava oldukça güneşliydi. Dünkü havadan sonra şaşırtmıştı beni açıkcası. Sanki dünün yarını değil gibi. Pencereye yaklaştığımda. Bahçede çimenleri sulayan bir adet Açelya gördüm.
"Napıyorsun?"
"Evinde iki tane ağaç var onlarda solup gitmesin dedim. Sana kalırsa ölecekler"
"Öyle mi? Dün yağmur yağdı bir kere nereye ölüyorlarmış"
"Olsun... hem sen ne anlarsın?"
"Demek ben ne anlarım"
Sabah sabah gülümsetmişti bu görüntü beni. Eve doğru yaklaşıp bir hortumda ben aldım elime onu ıslatmaya başladım. Üzerine gelen suyla Açelya şok olmuş bir şekilde bana döndü. O da gülüp elimdeki hortumu bana tuttu. Kahkahalarla birbirimizi ıslatıyorduk o bir yandan eliyle yüzünü kapatmaya çalışıyordu kaçmaya çalışıyordu.
..................................
BARLAS'TAN
Kendimi yine bu evin önünde bulmuştum fakat gördüğüm görüntü nedensiz canımı sıkmıştı sanki. Bir anda kötü hissetmeye başladım. Açelya ve Edis bahçede birbirlerini ıslatıp gülüyorlardı. Ben en son ne zaman güldüğümü bile hatırlayamıyordum. Biraz daha baktıktan sonra arabamı çalıştırıp uzaklaştım oradan. Evime doğru sürdüm arabamı.
Eve gidip yukarı kız kardeşimin yanına çıktım. Yine pencereden dışarıyı seyrediyordu. Onun gülüşünü, ağzından tek bir kelime duymayı o kadar özlemiştim ki. En son sarıldığım kadındı o benim. Hatta tek sarıldığım kadın. Yaşama sebebim. Ona tekrar eskisi gibi sarılmak istiyordum. Yanındaki insanı özler mi insan? Ben özlüyordum. Yıllardır onun annesi, babası her şeyi olmuştum. O da benim her şeyimdi zaten. Gözlerim dolu bir şekilde ayrıldım odadan. Salona geçip bir kadeh içki doldurdum. Sigaramı yakıp üfledim. Üflediğim her dumanda bir hatıra gizliydi sanki. Bir anı, bir acı.
Annemler son zamanlarda bir kere bile aramamışlardı. İnsan bazen sevilmeyi, merak edilmeyi istiyordu. Belki şu an kötü bir adamdım herkese göre. Ama ben kötü bir çocuk olmamıştım hiçbir zaman.
Geçmişin peşine düşmek ahmaklıktır diye düşünürdüm eskiden. Ama şimdi geçmişinden başka bir şeyi kalmayan bir adamdım.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 8.54k Okunma |
341 Oy |
0 Takip |
45 Bölümlü Kitap |