29. Bölüm

TEHLİKELİ ANLAR

Hatice Barış
haticebariss

BARLAS'TAN

 

Arabadan Ali Adalı'nın inmesiyle Açelya ayağa kalktı. Arkasındaki arabadan da 4 adamı indi. Onlarla beraber bende ayağa kalktım. Ali Adalı'ya doğru birkaç adım attım. Açelya amcasına bakıp

 

"Amca" ellerim cebimde Ali Adalı'ya doğru birkaç adım attım. Gözlerine bakıp

 

"Bu ziyaretinizi neye borçluyuz sayın savcım"

 

"Yeğenimi almaya geldim" Açelya'ya yaklaşıp kolundan tuttu.

 

"Hadi gidiyoruz"

 

Bende savcının kolunu tuttum. Adamlarından biri silahını bana doğru doğrulttu. Dudağımın kenarıyla alaycı bir şekilde gülümsedim. Hamza'da silahını çekip onun adamına doğrulttu

 

İkimizden tehditkar bir gözle bakıyorduk birbirimize

 

Açelya'nın konuşmasıyla ikimizde ona çevirdik başımızı

 

"Amca...aslında birazdan arkadaşım gelecek. Yarına ödev yetiştirmem lazım. Ayrıca her şeyim burada. Yarın söz kendim geleceğim yanına"

 

"Ne lazımsa aldırırız"

 

"Uğraşmayayım şimdi taşımakla falan. Hem şimdi çok zaman kaybı olur benim için....Normal bir hayat yaşamaya çalışıyorum..lütfen...lütfen kavga etmeyin artık."

 

Savcı kolunu elimden çekip Açelya'yı çenesinden tutup gözlerine baktı

 

"Ağladın mı sen?"

 

"Hayır. Alerji. Öyle gözlerim kızarır bazen" derken dolmuştu gözleri

 

Bana bakıp tehditkar bir tonla

 

"Eğer ona bir şey yapıyorsan"

 

"Eee"

 

Açelya tekrar araya girip

 

"Bana hiçbir şey yapmıyor. Ben gayet iyiyim..yemin ederim"

 

"Yarın hemen gel." Açelya tamam anlamında başını salladı. Ali Adalı bana işaret parmağını sallayarak "Karşınızda duran bir savcı ayağınızı denk alın" dişlerini sıkarak tehditkar bir tonla " bir savcıya silah çekilmez"

 

Hamza'ya bakıp alaylı bir tonla "duydun mu Hamza...sana genel kültür olsun bir daha silahını çekme"

 

bana bakıp "gözüm üzerinde. Sakın bir yanlış yapayım deme"

 

"Oo onur duyarım" sinirle bana baktı ve arabasına binip çıktılar evden. Açelya'ya döndüm. Alaycı bir tonla

 

"Ödev mi yapacaksınız?"

 

Gözleri dolu doluydu " Hayır"

 

"Neden gitmedin o zaman?" Alaycı bir şekilde "Gözlerimi yaşatıyorsun ama. Neredeyse benimle kalmak istiyorsun sanacağım"

 

Gözlerini devirerek bana baktı "ah sorma ölüyorum sen diye"

 

Gülümsedim "biliyorum canım biliyorum"

 

"Sadece biraz kafamı toplamak istiyorum. Yanlış bir şey yapmamak için. Henüz bir şeylerle yüzleşmeye hazır değilim sanırım.....Bana her şeyi anlatır mısın?"

 

"Neyi mesela?"

 

"Videoda babam yengemi dövüyordu o gün mü öldü yengem."

 

Etrafıma baktım" Bu burada konuşulacak şey mi? İçeri girelim" dememle beraber Açelya'nın çalışma odasına gittik.

 

Açelya içeri girdi bende arkasından içeri girdim. Kapıyı kapatıp ona baktım

 

"Ben o videoyu izlemedim"

 

"Aslında babamın öldürdüğüne dair bir şey yok"

 

Bunu söyleyip söylememek konusunda kararsız kalmıştım. Biraz tereddütle

 

"Açelya biz Edis'le gittimiz gün evde bir video açıktı. Ve o videoda baban alenen Edis'in annesini öldürüyor"

 

Gözlerinden yaşlar akmaya başladı.

 

"Nasıl?"

 

"Boğarak"

 

Gözyaşları içinde derin bir nefes alıp verdi

 

"Pekala mesajı atan kim peki?"

 

"Bilmiyorum ama her kimse onların düşmanı olmalı. Bizim bunları öğrenmemizi istediğine göre"

 

"Sonuç olarak bu kişide bu olayı biliyor"

 

"Asıl konu Edis'in annesinin öldürüldüğü gün o da oradaymış. Video bir telefondan çekilmiş olmalı muhtemelen bahçeden"

 

"Kim yapar bunu?"

 

"Bilemiyorum. Ve videoda biri daha vardı?"

 

"Kim?"

 

"Bilmiyorum kolu gözüküyordu. Sadece ceketinin kolu gözüküyordu. Orda bitiyor video." Biraz duraksadıktan sonra "Bir erkek"

 

"O zaman bu olayı biri daha biliyor"

 

"Evet"

 

"Size videoları gönderen kişi, videoyu çeken kişidir değil mi?"

 

"Bilemiyorum. Yüksek olasılıkla"

 

"O kişiyi bulsak polise konuşsa anlatsa her şeyi videoları gösterse"

 

"Polise konuşacak insan o videoları bize göstermezdi. Üstelik yıllar sonra. Yıllarca konuşmamış bu konuşmayacağı anlamına gelir. Hem belki o da işin içinde"

 

"Ama yinede bulsak çok işimize yarar"

 

"Bilmiyorum Açelya. Belki sadece ordan geçiyordu olayı gördü kameraya aldı. Babanlardan korktuğu içinde Edis'e gönderdi"

 

"Bundan fazlası olmalı" biraz duraksadıktan sonra devam etti. "Peki o çocuklar"

 

"Uyuşturucu sattığı çocuklar olabilir"

 

"Bunun dosyasını neden tutsun?"

 

"Bu akşam o eve gidelim mi beraber?"

 

"Hangi eve?"

 

"Senin bu hale geldiğin eve?"

 

"Napacağız orda?"

 

"Bilmiyorum illaki bir şeyler buluruz, bir iz ne bileyim herhangi bir şey"

 

"Ya amcan görürse. Hemde ikimizi beraber o evde"

 

"Görmez geç bir saatte gideriz"

 

"Pekala" biraz duraksadım "ben duş alacağım" sonra düşünürüz diyip çıktım odadan kendi odama geçtim.

 

.................

 

 

Akşam olduğunda Açelya galip gelmişti. Beraber arabaya bindik. Edis'in annesinin öldüğü eve doğru sürdüm arabayı. Arabayı iki sokak arasına park ettim. Açelya'yla beraber indik arabadan. Geçen gün evden çıkmak için arka pencereyi açmıştım. Hala açıktı. İlk Açelya'ya girmesi için yardım ettim. İki elimi birleştirdim ayağıyla bastı. Fısıltıyla

 

"Biraz daha kaldırsana"

 

"Sen kendini bir kilo falan sanıyorsun galiba"

 

"Yarmagül olman bir işe yarasın en azından"

 

Gülümsedim "yarmagül mü o ne ya?"

 

"Şu an bunu mu sorgulayacaksın gerçekten"

 

İki elimin üzerinde pencereye çıkmasını sağladım. Ardından kendim tırmandım. Açelya'yla telefonlarımızın flaşını açıp evi dolaşmaya başladık. Açelya masanın üzerindeki fotoğrafı eline aldı. Edis'in annesinin fotoğrafıydı

 

"Ne kadar güzel"

 

Ona yaklaştım "evet öyle"

 

Evin dış kapısından gelen kilit sesiyle ikimizde aceleyle koltuğun önüne çöktük, başımızı iyice eğdik. Işıklar açıldı. Savcının sesiyle koltuğun köşesinden hafifçe uzanıp onlara baktım. Bir kadınla gülüşüp, öpüşüp yukarı kata doğru çıktılar. Açelya eliyle ağzını kapatıp hayretle bana baktı. Onların yukarı çıkmasıyla Açelya'ya bakıp kısık bir sesle

 

"Burdan çıkmamız lazım"

 

Başını salladı. Ayağa kalktık Açelya' nın masaya bacağını çarpmasıyla düşerken onu belinden tuttum elindeki çerçeve yere düşüp kırıldı. Yukarıdan gelen sesle ikimizde tekrar koltuğun kenarına çöktük

 

"Kim var orda!"

 

Merdivenden gelen ayak sesleri ve tetiğin çekilme sesiyle yavaşça belimdeki silahı çıkarttım. Koltuğun köşesine doğru yavaşça dizlerimin üzerinde gittim. Dış kapının açılmasıyla Edis'le göz göze geldik.

 

............

 

YAZAR'DAN

 

Edis Barlas'la göz göze gelmesiyle şaşkınlıkla ona bakar. Açelya'yıda fark eden Edis Barlas'ların zor durumda olduğunu anlar. Babasıyla gelen kadın merdivenlerden 2 basamak aşağı iner

 

"Noluyor aşkım?"

 

Edis babasıyla o kadını görünce oldukça öfkelenir. Annesiyle Edis'in evde olmayacakları birgün eve bir kadın aldığında yani annesini aldatırken. Annesiyle eve girdikleri sahne gelir aklına. İnsanlar aynı şeyleri tekrarlarlardı. Çünkü insanlar değişmezlerdi.

 

"Edis"

 

"En azından böyle bir yerde yapma baba. Annemin yaşadığı, annemin öldüğü evde. Annemin anısına hiç mi saygın yok?"

 

Barlas'ın gözü koltuğun altında gördüğü kol düğmesine takılır. Eline alıp bakar. Aklına Edis'in annesinin öldürüldüğü videoda gördüğü gizemli kol gelir. Ordaki ceketin kolundaki düğmeyle aynı olduğunu fark eder. Kol düğmesini alıp pantolonunun cebine katar.

 

Ali Adalı eve getirdiği kadına bakıp

 

"Sen yukarı çık" demesiyle kadın tekrar yatak odasına döner.

 

"Oğlum bak açıklayabilirim"

 

"Neyi açıklayacaksın"

 

"Son zamanlarda Aslı'yla hiç iyi değiliz. Çok sıkıldım sorunlarından. Biraz bu konulardan uzaklaşmak istedim"

 

"Böyle mi ha? Böyle mi uzaklaşıyorsun sorunlarından? Hayatındanki kadınları aldatarak mı? Annemden uzaklaştığın gibi mi?"

 

Ali Adalı'nın arkasının onlara dönük olması ve Edis'le konuşuyor olmasını kaçmak için iyi bir fırsat olarak gören Barlas Açelya'nın elini tutar. Geldikleri odaya doğru sessiz adımlarla ilerler. Edis'in takıldığı tek nokta Açelya ve Barlasın elleridir. Edis bu sahneyle içinin gitmesiyle aslında gerçekten Açelya'dan hoşlandığını anlar. Çünkü insan sevmediği birini kıskanmaz. Fakat İki aşk arasında kalıpta kazanan olmuş mudur hiç?

 

Barlas ve Açelya geldikleri pencereden inip eve doğru ilerlerler. Edis arabasına binip hızla sürer.

 

Barlasın arabasını takip eder. Barlas evinin kapısının önünde arabayı durdurur. Açelya'yla arabadan inip eve doğru yürürler. Edis onların biraz ilerisinde arabayı durdurup onları izler. Eline telefonunu alıp rehberden Açelya'nın numarasını açar. Arayıp aramamak konusunda kararsız kalan Edis'e aramama fikri galip gelir ve telefonun kilidini kapatıp ellerini direksiyonun üzerine koyar. Başınıysa ellerinin üzerine. Öylece birkaç dakika durup olanı biteni düşünür. Başını kaldırıp koltuğa yaslanır Barlas'ın evine bakar. Yarım saat orada durduktan sonra arabasını çalıştırır ve evine gider. Kapıyı açtığında içerde oturan Başak'ı görür.

 

"Nasıl girdin içeri"

 

Başak elindeki anahtarları sallar

 

"Kilitler hala aynı"

"Moralin bozuk gibi"

 

Edis'e yaklaşır. Kollarını Edis'in boynuna dolar

"Biliyorsun senin tek ilacın benim" diyip Edis'i dudaklarından öpmeye başlar. Başak Edis'in kucağına atlayıp bacaklarını Edis'in beline. Elinide Edis'in boynuna dolar. Edis kucağındaki Başak'la beraber yukarı kata odasına çıkar. Onu yatağa indirir. Üzerindeki tişörtü çıkarıp Başak'ı öpmeye öpmeye devam eder. Boynunu, dudaklarını

 

Başak'a her baktığında Açelya'yı görür. Daha hırslı öper. Edis ve Başak birlikte olurlar.

 

Seviştiğinle sevişmezdin her zaman. Teninin dokunduğuna ruhun dokunmazdı. İhanet bir ele bir kere bulaştı mı çıkmazdı.

 

                                                         

Bölüm : 09.05.2025 12:45 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...