82. Bölüm

81. Bölüm

Hatice Sare Tanır
haticemsare

Diğer bölümde yorumları okudum. Cevap verirsem spoiler olur diye veremedim. Kusura bakmayın.

Hayatımda hiç böyle linçlenmemiştim.

Bunu da tattım jsjsjsjsjdjdjsjjsjs

Arkadaşım geliyor, linç yiyorum diyorum umrumda değil hakettin diyor ya. O da bana kızıyor.

Gerçekten hakettim mi?

Neyse

Kitabımı bu kadar sevdiğinizi söylemeniz ve Hazal'a olan bağlılığınız beni gerçekten çok mutlu etti.

Ben bu tür yorumlar almak istiyorum. Bakın bu sayede yeni bölümü hemen yazdım.

Biraz da sizi daha fazla üzmemek içindi.

Okumalar fıstıklarım. Yorumlarınızı eksik etmeyin.

 

 

Herkes için yıkılıştı. Hazal'ın ölümü herkes için bir sondu. Alparslan olduğu yerde donmuş hareket dahi edemiyordu. "Anne" diye bağırdı Mavi.

"Baba ne oluyor bir şey de?" Diyemedi Alparslan. Yıkıldı. Yere çöktüğü anda Orhan onu tuttu.

"Kızım" diyen Yavuz kendinde değildi.

"Özür dilerim kızım, seni koruyamadım." Çöktü.

"Benim yüzümden" dedi Alparslan. "Ben olmasaydım Hazal hayattaydı. Kendini suçladı Alparslan. Eğer o Hazal'ı terk etmeseydi böyle bir sorun asla olmayacaktı.

Elif daha fazla dayanamadı. Gözleri karardı ve bayıldı. Hiç kimse hiçbiri kendinde değildi. Olmak da istemediler.

O an yüzü örtü ile kapanmış olan kadın çıktı doğumhaneden.

"Hazal!" Hanife kızının yanına koşup örtüyü kaldırmıştı ki olduğu yerde kaldı.

Bu kadın Hazal değildi. Herkes doktora baktı. O an doğumhaneden çıkan doktor ile hepsi ona baktı.

"Kusura bakmayın hepinizden çok özür dileriz. Büyük bri bir karışıklık oldu." Dedi. Alparslan anlamadı.

"Hazal hanım da bebekler da gayet iyi. Az önce bir karışıklık oldu. Kusura bakmayın." Dediği an Alparslan nefesini verdi. Birkaç saniyede ömründen ömür gitmişti. Bunun ne demek olduğunu bilirler miydi?

Gelen ikiz bebeklere baktılar. "İkizler." Diyen doktor ile Mavi kardeşlerine koştu. Alparslan ilerlemek istedi ama ilerleyemedi. Az önce duyduğu şey onu diken diken etmişti.

Hanife zorlukla rahat bir nefes verdi. "Yaşıyor! Kızım yaşıyor!" Tuna annesine sıkıca sarıldı.

Yavuz hayatında hiç bu kadar güzel haber almadığını hissetti. Derin bir nefes verdi ama yine de iyi değildi.

Herkes derin bir nefes alırken içeriden başka bir sedye geldi. Bu Hazal'dı ve başını örtmemişlerdi.

"Şükürler olsun. Şükürler olsun." Hanife kızının başına koştu. Onu alnından öptü. Kızının kokusunu aldığı anda her şey değişti. Daha da güzelleşti.

İlerlediklerinde Hazal'ı normal odaya aldılar. Alparslan gidişinde bile hareket edemedi. Orhan onu dürttü.

En sonunda kendine gelip Hazal'ın yanına koştu. Onu yatakta görünce saçlarına dokundu. Dudaklarından bir öpücük aldı. Tabi o zaman kimse yoktu.

Herkes içeri doluştuğunda etrafa bıkkın bakışlar attı. Sonunda kendine gelmişti.

Alparslan, Mavi ile birlikte ikizlerinin yanına gitti. "Baba çok tatlılar.'' diyen Alparslan gülümsedi. Kızını kucağına aldı.

"Senin gibi tatlılar" diyen Alparslan Mavi'yi şımarttı.

(...)

Gözlerim açılırken etraftaki kalabalığı hissediyordum. Etrafımdaki insanlara baktım. Anneme, babama, Tuna'ya. Ama bir kişi eksikti. Hatta iki kişi.

Alparslan ve Mavi yoktu. Üstelik Elif de yoktu. Neredeydiler?

"Baba" dediğimde babam hemen bana döndü. "Kızım" hemen bana sıkıca sarıldı. Kendime gelemedim. Ne oldu şimdi?

"Baba" derken şaşkındım. Annemin de bana sıkıca sarılması ile daha da bocaladım. "Ne oldu şimdi ya?" Diyerek şaşkınca anneme baktım.

Bir anda neydi bu olan? "Alparslan nerede? Çocuklarım nerede?" Dediğimde kapı açılıp gelen küvez, Alparslan ve Mavi vardı. İki tane birbirinden tatlı bebek. Anneleriydim ben.

"Alparslan" hemşire ile birlikte geldi. "Kucağıma alabilir miyim?" Hemşire başını salladı.

Dikkatli bir şekilde bebeklerimi kaldırdı. Kalbim yerinden pır pır attı. Öyle heyecanlıydım ki. Onları kucağıma aldığım anda dünya benim için durdu.

Hayat hiç bu kadar güzel yer olmamıştı. Ağlamamak için zor tuttum kendimi. Ama gözlerimin dolması engel olamadığım bir başka şeydi.

"Güzellikler" benim güzellerimdi onlar. "Anne" diyen Mavi'ye baktım. Ona yanıma gelmesini işaret ettim. Kızım hemen yanıma geldi. Göğsüme yaslandı.

"Gittin sandım anne çok korktum, ağladım." Kızıma şaşkınlıkla baktım. Ben uyanmadan önce ne olmuştu? Bunu şuan sormadım. Daha sonra Alparslan'a sorabilirdim.

"Bak güzelim kardeşlerin" dediğimde Mavi ikizine de uzun uzun baktı.

"Çok tatlılar" dediğinde gülümsedim ve kulağına fısıldadım. "Çünkü ablaları sensin. Güzel olmaları için bence yeterli bir sebep."

Mavi bana daha da yaslandı. Üç çocuk annesiyim artık ben.

Leyla, Cihan ve Mavi...

Alparslan yanıma gelip kızımızı aldı. Bana da Cihan kaldı. Çok tatlılardı.

"Defne ve Tuna nerede?" Diye sordum. Annem nefesini verdi.

"Defne'nin de sancısı geldi. Onu da doğuma aldılar." Dediğinde şaşkınca kaldım. "Aynı gün doğdular yani" annem başını salladı.

Sevindim. İki tane doğum günü ile uğraşmak yerine bir tanesi ile uğraşıp bitirmek daha güzeldi.

"Baba" babama baktım. "İsimlerini kulaklarına okur musun?" Dediğimde babam başını salladı. Cihan'ı benden aldı.

Okumaya başladığında ilk gün olduğu gibi heyecanlıydım. Zamanında Mavi'yi de okumuştu.

Cihan'ı okuduktan sonra Leyla'yı aldı. "Biz Defne ile Tuna'nın yanına gidelim kızım" dedi annem.

"Elif nerede?" Diye sordum. Onun da burada olması gerekiyordu. O gelmemiş miydi? Bu ihtimal dahilinde bile değildi. Elif beni ne olursa olsun onsuz bırakmazdı.

Annemler bir cevap vermeden odadan çıktı. Alparslan da diğerlerini kovaladı. Odada ben Alparslan ve çocuklarımız kaldı. "Alparslan" ona baktım. "Söyle canım"

"Ne oldu?" Dediğimde yutkundu. Söylemeyeceğini anladım. Kızıma baktım. "Mavi'm annesinin bir tanesi sen söyle hadi güzelim, ben doğumhanede iken ne oldu?" Dediğinde Alparslan nefesini verdi.

"Bir doktor geldi anne. Dedi ki" babasına baktı.

"Ne dedi?" Diye sorduğumda cevap verdi.

"Babama bakıp başınız sağolsun karınızı kurtaramadık, dedi." Tüylerim diken diken oldu. Ben ölmüş müydüm? Şuan bir ölü müydüm?

"Ne?" Şaşkınlıkla kaldım. "Bir karışıklık olmuş işte. Ölen başka bir kadınmış. Bizimle ilgisi yokmuş güzelim."

"Peki ya Elif?" Dediğimde Mavi kısa bir süre düşündü. "O da bu haberi duyunca Karan eniştenin kollarına bayılmıştı anne" dediğinde yerimden kalkmak istedim ama Alparslan izin vermedi.

Bu ne demekti? Alparslan'ın o an ne hissettiğini tahmin edemiyorum. Peki ya Mavi? Ya başlarına birşey gelseydi? Nasıl böyle bir hata yapabilirler?

"Güzelim hadi sen dedenlerin yanına git." Mavi babasının dediğini yapıp çıktı.

"Alparslan" diyerek şaşkınca ona baktım. "Önemli bir şey yok güzelim merak etme" ne demek merak etme?

Onlar ben olmadan ne yaparlardı?

"Berbattı ama Hazal" Alparslan yanıma oturdu. "Senin öldüğünü düşünmek bile ne kadar kötü bir kabustu? Tahmin edemezsin." Dediğinde ona varlığımı hissettirmek ister gibi yüzünü tuttum.

"Ben buradayım, yanındayım Alparslan. Her zaman da yanında olacağım." Elimin tersini öptü.

"Bilmez miyim güzelim, sen bizi asla yalnız bırakmazsın. Sen ben değilsin." O ne demek öyle?

"Sen de bizi bırakmazsın Alparslan. Şu lafları söyleme artık. Yalvarırım söyleme" dediğimde bana sıkıca sarıldı.

Onun sarılışına karşılık verdim. "Seni çok seviyorum Hazal. Bir dakika seni gitti sandım ya benim dünyam başıma yıkıldı. Oysa sen benim gidişlerimi defalarca kez yaşadın. Çok özür dilerim güzelim." Alparslan her zaman beni düşünen Alparslan.

İçimin nasıl yandığını anlayan Alparslan. Ne zaman bitecek senin bu acın? Ne zaman bitecek? Ben bile unuttum ama sen neden unutmadın?

"Beni sev Alparslan. Sen sadece beni ve çocuklarımızı sev. Bu bana da sana da yeter." Bana daha sıkı sarıldı.

O an ağlayış sesi geldi. "Bence Cihan bana benziyor." diyerek kucağıma aldım.

"Sence?" Diyerek ona sordum. "Benzesin güzelim bir şikayetim yok."

Güldüm. İşte benim sevdiğim adam. Mavi içeri girdiği anda onu da Alparslan kucağına aldı. İşte bizim mutlu aile tablomuz tamdı. Buyduk biz.

(...)

Eve geldiğimizde bizi elbette yalnız bırakmadılar. Ben odama gidip uyumak istiyordum. Üstümde yoğun bir uyku isteği vardı ama önce çocukları emzirmem gerekiyordu.

Annem yanımızda yoktu. O Defne ve Tuna'nın yanına gitmişti. Babam bizimle birlikteydi.

Alparslan benimle ilgilenirken hiç şikayetçi değildim. Çocukları emzirmem biraz uzun sürdü ama en sonunda bitti. İki tane olunca daha da yoruluyordum.

İşim bitince uyumak istedim.

Çocuklar ile ilgilenme işini Alparslan'a bıraktım.

(...)

Uyumamak için çok zor duruyordum. Defne de benimle aynı haldeydi. Üstelik o benden daha beterdi.

"Bakıcı mı tutsak acaba? Biri ile ben biri ile Tuna ilgileniyor desem diğeri boşta kalıyor." Diyerek isyan etti. Bu haline güldüm. İkiz bakmak bile beni acayip yoruyorken onların üçüzleri ile işi hiç kolay değildi. Bu haline güldüm.

"Mantıklı ama bakıcıya hep belirli olan bebeği vermeyin. Değiş tokuş yapın ki çocuk ana baba sevgisinden eksik kalmasın." Dediğinde Defne sinirle bana baktı.

"Şimdi dalga mı geçtin? Yoksa öğüt mü verdin?" Ben bile anlamadım.

"Boşver güzelim boşver." Bir bebek ağlama sesi.

Defne ile birbirimize baktık. İkimiz de isyan etmemek için zor durduk. Hemen bebeklerin yanına koştuk.

İkimiz de oldukça yorgunduk. Annem ikimizin de bu haline güldü. Bebekler bizi Gök yoruyordu. Ev anaokuluna benzedi ya.

"Kesinlikle" dedi Defne.

"Bir bakıcı şart" bende artık aynı şeyi düşünüyordum. Her şey tamam da biz bir bebek ile zor uğraşıyorduk. Alparslan ile Tuna çalışıyordu. İkimiz de bebeklere yetemiyorduk.

Alparslan'ın tüm birikmiş izinlerini bitirmesi gereken zaman gelmiş ve hatta geçmişti.

O sırada yanımıza gelen Elif bizim halimize güldü. "Hayalet gibisiniz." Dediği an Defne ile ters ters ona baktım.

"Kolay sanki üç çocuk bakmak." Kesinlikle. Sadece o üç çocuk bakmıyordu. Bende üç çocuk bakıyordum. Evde dura dura ev hanımına benzedim iyice. Artık işime dönmek de istiyordum.

İş dediğim şey de masa başıydı. Normal bir şekilde operasyonlara katılmam yasaktı. Benim de kaderim buydu. Yapacak hiçbir şey yoktu.

Herkes bizim bu halimize gülüyordu ama kendilerine gelince yoktu.

Annem şu zamana kadar üç çocuk baktı mı acaba?

Kapı çalındı annem kapıyı açmaya gitti. Bizde o sırada bebekler ile uğraşıyorduk. Elif Mavi ile birlikte gelmişti.

"Anne" diyerek yanıma gelen kızıma sarıldım.

"Hoş geldin birtanem." Saçından bir öpücük kondurdum. Hiç düşünmeden Cihan'ı kızımın kucağına verdim.

Kızım şaşkınca baktı. "Kardeşin ile ilgilen hadi birtanem." Dediğimde kızım böyle bir şey yapmamı beklemediği için bocaladı.

"Ama anne" kızdım. "Ne anne anne? Ben ablayım diyerek gezmesini biliyordun biraz da icraat göster bakalım." Kızım kardeşi ile ilgilenmeye başladı.

Elif ikimizin bu haline güldü. "Bende doğurduğumda benimkine de bakarsınız demiştim. Yuh artık!

İkimiz de ona kızgınca baktık. "Bu da bizi iyice ev hanımı yaptı." Biz kendi mesleği olan insanlardık. Ne ara bu hale geldik. Ben onu da anlamadım gitti.

"Biz seni de görücez Elif hanım. Çocuk bakmak kolay mı? O zaman anlayacaksın."

"Mavi'ye az baktım sanki." Defne ile nefesimizi bıkkınca verdik.

"İkimiz birlikte doğumda yanına geliyoruz. O zaman görürüz." Diyen Defne'ydi.

"Aman sizde gelin görümce hiç çekilmiyorsunuz." Diyene bak.

"Bak gerçekten uğraşma gece sabahtan beri beşik salla salla bittim." Diyen Defne ile derin bir nefes çektim.

"Bu arada Mavi'ye az baktın canım. Her işini ben hallediyordum annesi olarak. Sende anca teyzesi olarak işim çıktığında bakıyordun."

Elif ortanca teyzeler gibi bakış attı. "Püh bir de emek bilmez." Hadi oradan be!

"Bu arada gerçekten sen Mavi ile nasıl başa çıktın Hazal?" Diyen Defne ciddi ciddi bunu sordu.

"Birde Mavi yaramaz yani, sen ona tek başına nasıl sahip çıktın?"

"Babam sayesinde" dedim. Babam olmasa ben heralde ezilir giderdim.

"Çok yorardı ama babamın tuttuğu bakıcı sayesinde az da olsa dinlenme vaktim olurdu."

"Kesinlikle bir bakıcıya ihtiyacımız var. Hemde acilen. Hem ben işimi özledim."

"Bende" diyerek koltuğa uzandım. "Mavi ile ilgilenmeye bile vaktim olmuyor artık." Kızım kendini unutulmuş hissetsin istemezdim.

"O zaman az Mavi ile ilgilen." Yapmayacağım şey değildi. Bakıcı işini halletmeye başlayabilirdim. Ondan sonra tüm çocuklarım ile genişçe ilgilenebilirdim.

"Babam gelsin, bakıcı işini ona bırakırım." O bu işi güzel hallederdi. Ben bundan çok emindim.

"Benim uykum var." Diyen Defne kısa bir süre sonra gözleri kapandı ve uykuya daldı. Şimdi biz mi ilgilenecektik üç çocuk ile.

"Defne bunu bize yapamazsın." Dedim. Ardından Elif'e baktım.

"Sana kolay gelsin." Kucağıma Leyla'yı alarak çıktım. O bana şaşkınca baktı. Bu hali görülmeye değerdi.

Bir süre sonra eve gelen babamı gördüm. "Baba" diyerek yanına gittim.

Babam beni görünce gülümsedi. "Güzelim" saçıma bir öpücük kondurdu.

Torununu gördüğünde onu da sevmeyi ihmal etmedi. "Leyla sana benziyor" dediğinde gülümsedim.

"Aynı senin bebekliğin"

Benzer benim kızım, Mavi görünüş olarak hem babasına hem bana benziyordu. Ama huy olarak direk babasıydı. Babasına da aşırı düşkündü. İleride Ege'ye kolay gelecekti.

Ege ve Mavi'nin ileride ikisi için büyük bir aşk yaşayacağına emindim.

Nefesimi verdim, Alparslan ve ben acaba o zaman ne halde olacaktık?

Babam kızımı kucağına aldı. "Leyla'cım sen ne kadar da çok annene benziyorsun." Dediğinde bıkkınca nefesimi verdim.

"Tek sıkıntı beni çok yoruyor." Güldü. "Olacak o kadar,"

"Ben bakıcı tutmak istiyorum baba." Dediğimde bana uzunca baktı.

"Benden ne istiyorsun kızım?" Diye sorduğunda gülümsedim.

"Sen iyisini seçersin. Aklım onda kalmaz. Mavi'ye tuttuğun gibi."

Kolunu boynuma attı. "Olur kızım istesin yeter ki, hatta geçenlerde gördüğüm bir bakıcı vardı. O olabilir." Kaşlarımı çattım.

"Kim o?" Dediğimde saçımı okşadı. "Sürpriz olsun" içeri girdiğimizde etraf curcunaydı. Mavi, Elif ve uyuya kalan Defne.

"Tek bakıcıya ihtiyacı olan sen değilsin." Diyen babam ile başımı salladım. Kesinlikle

Babam Leyla'yı kucağından indirmedi. Onunla birlikte oturdu. Alparslan geldiğinde Cihan'ı Mavi'nin kucağından alıp Alparslan'ın kucağına bıraktım.

O biraz oğlu ile ilgilensin. Büyük kız ile ilgilenmek de bana düşsün. "Mavi" kızımı hemen kucağıma aldım.

Kızım da beni sarmaladı. "Nasılsın güzelim, bugün okul nasıl geçti? Anlat bakalım." Kızım bana şaşkın gözlerle baktı.

Onun bu haline güldüm. Dedesi ve babası bebekler ile ilgilensin bende büyük bebeğim ile ilgileneyim.

"Seni uzun zamandır ihmal ettim. Biraz vakit geçirelim." Dediğimde sonunda anladı.

"Anniş" diyerek bana sarıldı. Onun bu sarılışına karşılık verdim.

Annem içeri girdiğinde Elif'e yardım etmek amacıyla torunlarından birini aldı.

Biz de Mavi ile sofra kurmaya gittik. Anne ve kız annemin yaptığı yemekleri kurduk. En sonunda yemekler hazır olduğunda Mavi herkesi sofraya çağırdı.

Hep beraber bebekler ile uğraşa uğraşa yemek yedik. Elif de yanımızdaydı. Karan yok diye eve gitmedi. Daha sonra giderdi.

Karnına dokundu. "Uslu ol sen kızım' dedi. Sanırım biz onu biraz korkutmuştuk.

Yemeğimizi yedikten sonra herkes evine dağıldı.

(...)

Uykunun huzurlu ritmi çok güzeldi. Ama o Bebek ağlaması ile bölündü. "Hadi be kızım, yada oğlum." Diye dert yakındım.

Alparslan'ı tekmeleyerek uyandırdım. "Git çocukları uyut Alparslan." Bana uyku sersemliğinden mayhoş bir şekilde baktı.

"Hadi uyut valla kalkamam. Tüm gün canım çıktı. Babaları olarak biraz sen ilgilen."

Oflayarak kalktı. Çocuklar ile ilgilenmeye başladı. İkisini de taşıdığını gördüm. Sonra gözlerimi kapattım.

Ama yine ağlayış. Altlarını değiştirdi bir şey yoktu. Üstlerine baktı, yine bir şey yoktu.

"Hazal bunların nesi var?" Diye sordu.

"Ne bileyim ben Alparslan?"

"Acıkmış olabilirler mi? Emzirsene"

"Dolapta vardı, sağdım. Bak onları kullan." Her durum için bir çözümüm var. Yeter ki beş dakika fazla uyuyayım.

Ama olmadı, Alparslan ikisi ile birlikte uğraşamadı. Mecburen kalkmak zorunda kaldım.

"Artık izin al." Diye ona çıkıştım. "Ben bu çocuklar ile tek başıma ilgilenemem. Biraz da sen ilgilen. Sana ihtiyaçları var." Dediğinde Alparslan saçıma bir öpücük kondurdu.

"Yarın için deneyeceğim güzelim. Ben bakıcı için araştırmaya da başladım." Dedi direk reddettim.

"Babam o işi halledecek. Zamanında Mavi'ye bulduğu gibi bulacak." Dediğinde Alparslan kaşlarını çattı.

"Ondan yardım almak zorunda mıyız?" Başlayacağım gururuna.

"Babam güvenilir birini bulur Alparslan. Bizim bulduğumuz bakıcı belki bize ihanet eder." Diyerek konuştum. Hiçbir şey demedi.

İçimden bir ses babamın bakıcı konusunda bize bir sürprizi olduğunu söylüyordu.

(...)

 

Bölüm : 05.09.2025 09:50 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...