45. Bölüm

Gelecekten minik bir alıntı

Hatice Sare Tanır
haticemsare

Merhaba fıstıklarım, bu minik bir alıntı gelecek bölümlerden henüz yazmadığım bir bölüm olduğu için hangi bölümde olacağını kestiremiyorum ama sanırım ellinci bölümlerde olur.

İyi okumalar.

Bileklerim sıkıca bağlandığım sandalyenin arkasında uyuşmuştu. Acıyı hissetmiyordum bile. Karşımda duran adam, sözde benim babam olma sıfatını taşıyan adam bana buz gibi bir gülümsemeyle bakıyordu. Yüzünde kibir ve iğrenç bir zafer parıltısı vardı.

Eğilip yüzüme biraz daha yaklaştı. ''Daha bilmediğin çok şey var kızım'' dedi, sesindeki alaycı ton midemi bulandırdı.

Kızım... O kelimeyi bir kez daha duymaya dayanamayacağımı hissettim. Dişlerimi sıkarak, gözlerimi onunkilerden ayırmadan konuştum. ''Bana bir daha o kelimeyle hitao etme'' sesim sakin, ama içindeki öfke çığlık gibiydi.

Hiç umursamaz bir ifadeyle gülümsedi. ''Ne yapacaksın? Beni mi durduracaksın?'' O an kalbim hızlı atmaya başladı. Ama korkudan değil, saf öfkeden. Gözlerimi kısarak dudaklarımı araladım. ''Annemi nasıl öldürdün? O bunu hak etmemişti.''

Yüzündeki kibirli ifade bir anlığına dondu. Gözleri hafifçe kısıldı, ama hemen toparladı. Yavaşça doğrulup ellerini arkasında birleştirerek bana baktı. ''Annen mi?'' Dedi sanki bir şey hatırlamaya çalışıyor gibi, sonra sinsi bir gülümsemeyle devam etti. ''Evet hatırladım, onu yavaşça öldürdüm Hazal. Ellerini kestim, sonra ayaklarını... Her uzvunu teker teker doğradım. Acıyla bağırmasını izledim. Ve biliyor musun? O çığlıkların her saniyesini tadını çıkardım.''

Kan beynime sıçradı. İçimde biriken öfke, patlamaya hazır bir yanardağ gibi kabardı. Ama ona zayıf yönümü göstermeye niyetim yoktu. Başımı biraz yana eğip alaycı bir gülümsemeyle gözlerine baktım. ''Zavallısın,'' dedim sakin bir tonda. ''Kadınları öldürerek kendini güçlü sanan bir zavallı''

Gözleri karardı. Eğilip yeniden yüzüme yaklaştı. ''Kadınları mı?'' Dedi. ''Ben sadece kadınları öldürmedim Hazal. Çocukları, masumları öldürdüm. Köyleri yıktım, insanların hayatını paramparça ettim ve hepsi gözümün önünde yok olurken güldüm. Anlıyor musun? GÜLDÜM.''

Gözlerindeki o deli parıltıya rağmen geri adım atmadım. Öfkesiyle beslenen karanlık bir adamdı. Ama ben onun gibi bir canavara boyun eğmeyecektim. ''Bunu mu güç sanıyorsun?'' dedim alaycı sesimle ''masumları öldürmek mi seni güçlü yapıyor? Gerçekte bir hiçsin. Zavallı, acınası bir hiç. Ellerimi çözersen bana karşı bile direnemezsin. Neden? Çünkü güçsüzsün. Fakat kendini güçlü olduğuna o kadar inanmışsın ki, fakat gerçek şu Kuzgun sen öldürdüğün insanlar ile övünüp bunlar ile güçlü olduğunu söyleyen bir zavallısın. Sen bir kuşa karşı bile kazanamazsın.''

Bunu söylememle birlikte yüzü gerildi. Elini kaldırıp yüzüme sert bir tokat attı. Başım yana savruldu. Yanağım yanıyordu, dudaklarımda sıcak kanın tadını hissettim. Ama o acıya rağmen başımı yavaşça yeniden kaldırdım.

Gözlerim hala meydan okuyordu. Dudaklarımın kenarındaki kanı dilimin ucuyla sildim. ''İşte kanıtladın, tüm gücün elleri ayakları bağlı bir kadına tokat atmak, onu etkisiz hale getirip canını yakmak. Senin tüm gücün bu.''

Beni bir süre öfkeyle süzdü. Dediğim şeyler ağrına gitmiş olmalıydı. Sonra o sinsi gülümsemesini takınıp doğruldu. ''Göreceğiz Hazal'' dedi, sesindeki karanlık titreşimle. Ve ardından odadan çıkıp gitti.

Kapının kapanma sesi yankılandığında gözlerimi kapattım. Dudaklarımda kan tadı vardı ama içimde zerre kadar korku yoktu. Bu iş burada bitmeyecekti.

Ve bana annemi öldürdüğünü anlatan o dilini de keseceğim. Bundan adım gibi emindim.

Fakat aklıma başka bir soru düştü. Daha bilmediğin çok şey var demişti. Daha bilmediğim ne olabilirdi? Onun düşüncesi ile yanıp tutuştum.

 

Hazal'ın bilmediği şey ne olabilir?

Öz babası ile sonunda karşılaştı. Hazal'ın öz babasına karşı hissettiği tek duygunun nefret olduğunu anlamışsınızdır, peki ya ilk öğrendiğinde ne tepki verir sizce?1

 

Bölüm : 28.03.2025 17:18 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş