7. Bölüm

| 6.ʙöʟüᴍ | "𝑽𝒊𝒓𝒂𝒏"

Hatice Yldr
haticeyldr

Keyifli Okumalar...

 

*****

 

Çenemi kavradığı elini öfkeyle ittirdim."Dokunma bana!" Bana dokunamazdı.Onun,böyle bir şeye hakkı yoktu.Aklından dahi geçiremezdi.

 

"Belki sana dokunmama engel olabilirsin, lakin gönlümün sana meyletmesine asla!" Gözlerimin en derinine yoğun duygularla bakıyordu. "Zira benim yanım,senin dizlerinin dibidir."

 

Söylediği sözler karşısında üzerine bastıra bastıra sıraladım kelimelerimi.

 

"Senin," Dedim işaret parmağımı ona yöneltirken."Benim," Parmağımı kendime çevirdim."Hayatımda bir yerin yok! Bunu öyle ya da böyle anlayacaksın,anlatacağım sana!" Ona bir şeyler anlatmak yoruyordu beni."Hayatıma hiç umulmadık bir anda girdin ve mahvetmek istiyorsun ama ben buna izin vermeyeceğim."

 

"Öyle mi dersin?!" Dedi sol kaşı tehditvari bir şekilde havalanırken.Birkaç saniye benden cevap bekledikten sonra dudaklarını yeniden araladı."Pekâlâ."

 

Bakışları arkama kaydı."Kilitleyin kapıları!" Emrini verdiğinde omuzumun üzerinden arkama baktım.Korumalardan biri büyük görkemli her iki yana açılmış olan kapıları tutarak kendine çekip kapattı.İnce, kavisli kaşlarım çatıldı.Ardından kilit sesi ilişti kulaklarıma.Ruh Hastası'na döndüm.

 

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?!"

 

"Ne yaptığımı şimdi göreceksin!"

 

Parmaklarını bileğime sardı.Beni peşinden pencerenin köşesine kadar sürükledi.Engel olmaya çalıştım ama başaramadım,çok güçlüydü.Birkaç adımda pencerenin köşesine ulaştık.Kalbim o kadar hızlı atmaya başlamıştı ki,kalp krizi geçiriyorum hissine kapıldım bir an.

 

"Bak!" Dedi bana evimi gösterirken."İyi bak!"

 

Gözlerimi tam karşımda duran iki katlı,sade,huzur kokan,içinde sevdiğim adamın olduğu eve diktim.Neler olacağını beklerken sanki kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu,göğüs kafesimi zorluyordu.

 

"Amacın ne senin?!"

 

"Şşşhh..." Dedi susmam konusunda ikazda bulunurken."Sadece izle!" Nefesini üstümde hissettim.O kadar otoriter bir yapısı vardı ki, karşısında ki kişiyi korkudan tir tir titretebilirdi."Bak bakalım Köksal Karadağ kimmiş!"

 

Gözlerimden istemsizce yaşlar süzülmeye başladı.Tüm heybetiyle arkamda yer alan bu adamın, vicdansızlığının sınırı olmayan bir katil olduğu gerçeği beynimde şok dalgaları yaratıyordu.Ve ben bu camın önüne gelişimizin sonucunda kocamın canının yanacağını adım gibi biliyordum.

 

Az sonra evimizin önünde bir araba durdu.Siyah ve oldukça lükstü.İçimdeki korkuyla ellerimi cama yasladım: Sanki bu camı aşıp Anıl'a zarar verecek o adamları engelleyebilecekmişim gibi.Şok içerisindeydim sanki.Hareket etmek bir yana dursun,nefes dahi almakta zorluk çekiyordum.

 

Üzerimde,arkamda duran adamın duygusal ve psikolojik baskısı vardı.Oysaki ben onunla tanıştığımız süre boyunca üzerimde bu baskıyı kuramaması için direnmiştim,iki dakika öncesine kadar da bunun için savaşmıştım.

 

Ama şimdi savaşın kazananı oydu.Omuzumun üzerinden ona diktim sulu gözlerimi.Gözlerimin en derinine baktı.'Hak ettiğini yaşıyorsun' der gibiydi gözleri.Merhametten yoksun,vicdanını yitirmiş...

 

Şu an vücudumun hareket kabiliyetini kaybetmiş gibiydim.Kılımı kıpırdatamıyordum.Ortalığı ateşlere vermem gerekiyordu ama ben olduğum yerde öylece duruyordum.

 

Arabadan inen adamların her bir hareketini izledim.Dört kişiydiler.Ellerindeki silahları korkusuzca evimize doğru yönelttiler."Hayır..." Dedim şiddetli bir şekilde ağlamaya başlarken.Arkamı dönerek kapıya doğru koşmak için bir adım atmıştım ki, beni kollarımdan tutarak durdurdu.

 

"BIRAK!" Dedim boğazım yırtılırcasına bağırırken.Çırpınışlarım sert tutuşları arasında etkisini kaybediyordu.Gözlerimden akan yaşlarla bakışlarımı ona diktim."Bunu yapamazsın!"

 

"Neden o videoyu yayınlayıp alelacele buraya gelmeni sağladım sanıyorsun?!"

 

O an duyduklarım karşısında ani bir şok yaşadım.Her şeyi planlamıştı o.Videoyu yayınlar yayınlamaz bir hışım buraya geleceğimi biliyordu.Benim evden uzaklaşmamı sağlamıştı çünkü ben o evde iken hain, acımasız emellerine ulaşamazdı.

 

"Kocanı gebertmek için!"

 

Sözleri beynimde şimşeklerin çakmasına,kalbimin atışlarının hızlanmasına neden oldu.Nefesim kesiliyordu.Aldığım her bir soluk beni mahvediyordu.

 

"Hayır!" Dedim başımı her iki yana sallayarak, olanları kabul etmemek ister gibi.Bu duyduklarım yalan olmalıydı.Ben çok korkunç bir kabusun içerisinde olmalıydım.

 

İlk kurşun sesi kulağıma iliştiğinde ellerimi kulaklarıma kapatıp boğazım yırtılırcasına bağırdım.

 

"HAYIR!" Gitmeye kalkıştım.Kurşun sesleri ardı ardına duyulmaya başladı.Her bir kurşunda kalbim daha çok sıkışmaya başladı.Delirmiş gibi bağırıyor,ağlıyor,çırpınıyordum.Tüm bunlara rağmen insafa gelmiyordu karşımda adam.

 

"ANIL!" Sesim,salonun duvarları arasında yankı yapıyordu."ANIL!" Gözlerimden akan yaşın haddi hesabı yoktu.

 

Bırakmıyordu beni,kurtulamıyordum onun sert baskısından.Kocamı belkide kurşuna diziyorlardı ama ben onun yardımına gidemiyordum.Anıl'ın kılına zarar gelecek olması dahi delirmeme yeterdi.

 

"Sana 'ben dahil olursam ne ailen kalır ortada ne de ailen' dedim ama sen beni dinlemedin! Ciddiye almadın! Bak, ne oldu şimdi?!"

 

Kurşun sesleri hız kesmeksizin duyulmaya devam ediyordu.O kurşunlardan birinin kocama denk gelecek olma ihtimali nefesimi kesiyordu.Aldığım nefesler yetmemeye başladı.Ruh Hastası'nın dediklerini algılayamıyordum bile.Göğsümde sızı hissettim.

 

Gözyaşlarım akmaya devam etti.Ne yapacağımı bilemez bir halde olduğum yere çöktüm.Kollarımı bırakmak zorunda kaldı.Yaşadığım bu acı dolu travmadan sonra tek bir adım bile atamayacağımı anlamış olmalıydı.Göğsümdeki ağrı etkisini her geçen saniye arttırmaya başladı.

 

"Anıl..."

 

Sevdiğim adam...

 

Onu,henüz yeni kavuşmuşken hayatıma kabus gibi çöken Ruh Hastası bir katil yüzünden kaybedemezdim.Reva değildi bunlar bana.Ben sadece sevdiğim adamla evlenmek,onunla mutlu ve huzurlu bir yuva kurmak istemiştim.

 

Başka bir gayem yoktu.

 

Fakat tam hayallerimi gerçekleştim derken başımda dikilen Ruh Hastası ansızın,uykumun en güzel rüyalarında karabasan gibi çökmüştü üzerime.Öyle ki hareket dahi edemiyordum.Şu anda koşarak sevdiğim adama yardım etmem gerekiyordu.Ama ben burada oturmuş onun ölümüne resmen göz yumuyordum.

 

Sağ elimle uyuşmaya başlayan sol kolumu ovdum.Kalbim sıkışmaya devam ediyordu.

 

"ABİ!" Kulağıma ilişen ses daha önce hiç duymadığım,tanımadığım birine aitti.Kilitli kapının ardından geliyordu.O kadar uzaktan geliyormuş gibi hissediyordum ki,algılamakta güçlük çekiyordum.Gözlerim kararmaya başladı.Adam tüm gücüyle kapıya vuruyordu.

 

"Babamdan hiçbir farkın yok senin! Onun anneme yaptığını sen şimdi o kadına yapıyorsun!"

 

Kurşun seslerinin ardı arkası kesilmiyordu.Dışarıda bağıran adam, Ruh Hastası'nın kardeşi olmalıydı.Onun onca bağırışına rağmen Ruh Hastası cevap vermiyordu.Caniliği ve gaddarlığı üzerine kuşanmış,gram merhamet barındırmıyordu içinde.

 

"ANAHTARI GETİRİN! HEMEN!"

 

Bilincimi kaybedip olduğum yere yığılırken son duyduğum ses dışarıdaki adama aitti.

 

Sonrasını hatırlamıyordum.

 

*****

 

"Ben karşımda kimi görüyorum biliyor musun abi?!" Sancar,koltuğuna yayılmış içkisinden yudumlayan abisine karşı tüm öfkesiyle içini döküyordu."Babamı!"

 

Köksal,bir yudum daha aldıktan sonra bardağı masaya bıraktı.Keskin bakışlarını kardeşine dikti.

 

"Annemde bir zamanlar başka bir adamın karısıymış! Babam onu gördüğü ilk anda aşık olmuş! Annemi kazanmak uğruna ne çabalar harcadıysa da başarılı olamamış! Babam çareyi o adamı öldürmekte bulmuş,yapmış bu şerefsizliği! Annemi zorla karısı yapmış,oturtmuş o nikah masasına! Ama gücü annemin kalbini kazanmaya yetmedi hiçbir vakit! Babam,annemin kalbi ile yıllarca verdiği savaşta mağlup oldu! Babam yenildi abi,sen de mi yenilmek istiyorsun?!"

 

Onlar,yıllarca babalarının annelerine kendisini sevmesi için yaptığı baskıya şahit olmuştu.

 

"Ne kadar benzer hikayeler öyle değil mi abi?! Denenmişi deneyerek neyi hedefliyorsun bilmiyorum abi ama bu yaptığın o kadın için son radde artık! Sen burayı o karanlık yer altı dünyası sandın galiba! Mahalleli çoktan polise haber verdi,Anıl denilen o adama birçok kurşun isabet etmiş! Hastanede şu an ağır yaralı,doktorlar 'her şeye hazırlıklı olun' demiş! Ailesi ise yengeyi arıyor köşe bucak! Bundan sonrasını da düşünmüşsündür herhalde!"

 

Köksal,başını yere eğdi.Burun kemerini sıktı.Keskin bir nefes aldı.

 

"Efnan benimle birlikte bu gece şehri terk edecek! Unutacak ailesini,kocasını! Benimle yepyeni bir hayata başlayacak!"

 

"Asla kabul etmez bunu!" Dedi Sancar, başını her iki yana sallayarak abisine karşı çıkarken."Hoş,kim kabul eder ki?"

 

Köksal,başını kaldırarak kardeşine dikti gözlerini.Sol kaşı tehditvari bir şekilde havalandığında Sancar,abisinin daha fazla bu baş kaldırışı kabul etmeyeceğini anlamıştı.O, normalde Köksal'ın karşısında bu kadar rahat konuşabilecek cesarete sahip değildi.Zira Köksal kimseye vermezdi bu cesareti.Sancar,abisinin onu sadece birkaç dakika sessizce dinleyişinden yüz bulmamalıydı.

 

Tam da şu an susmalıydı çünkü Köksal oldukça gergindi.Ve her an Sancar'a patlayabilirdi.

 

"Kimseye fikrini sorduğumu hatırlamıyorum Sancar!" Sesindeki sertlik,Sancar'ın anlayabileceği ince ama manidar bir ayardaydı."Sanada!"

 

Köksal,biraz daha sert davranmanın gerekli olduğuna kanaat getirdi.

 

"Ben 'gel' derim gelirler, ben 'git' derim giderler!"

 

"Sözün kanundur abi,biliriz!"

 

"O vakit daha fazla karşımda dikilip biçimsiz biçimsiz konuşma da korumalara söyle arabayı hazırlasınlar,gece çöktüğünde yola koyulacağız..."

 

Sancar,tek bir kelime daha etmeden arkasını dönerek odadan çıkmak adına adımlamaya başladı.Ağabeyinin bakışlarının üzerinde olduğunu hissediyordu.

 

Adamların açtığı kapıdan çıktığında kapılar ardından kapandı.Duraksadı.Omuzunun üzerinden arkasına baktı.

 

"Bu gece o yolculuğa çıkamayacaksın ağabey! Zira yaptığın onca kötülüğün bedelini ödemenin zamanı geldi! Oturduğun o koltuğun asıl sahibi artık benim! Senin kurduğun düzenin sonuna geldik! Artık benim düzenime uyacak herkes!"

 

Hırs gözünü bürümüştü.

 

Öyle ki,abisini dahi devirmenin peşine düşmüştü.

 

Nasıl ki abisi kendi aşkı için savaşıyordu,kendisi de aynı şekilde savaşacaktı.

 

Kapanan kapıdan bakışlarını çeken Köksal,oturduğu koltukta yayılarak başını geriye yasladı.Kardeşinin söyledikleri üzerine babası ile annesinin aklında kalan bazı sözleri kulaklarında yankılandı.

 

"Mutlu bir hayatım vardı benim! Mutlu yuvam,güzel bir evliliğim vardı! Taa ki sen hayatıma bir kabus gibi çöküp her şeyimi elimden alıp beni bu mezara koyana dek!"

 

Bu sözler annesine aitti.O hiçbir zaman sevmemişti çocuklarının babasını.Nefret etmişti ondan.Ve bunun acısını da en çok çocuklarından çıkarmıştı.Ne Köksal'ı ne Sancar'ı ne de diğer evlatlarını...Hiçbiriyle bağ kuramamıştı.İstememişti onları.

 

Şimdi annesini Efnan'da görüyordu.Babasının annesine yaşattıklarını, o şimdi Efnan'a yaşatıyordu.Belki de...Annesinden göremediği sevgiyi Efnan'dan görmek istiyordu.Ama bilmediği bir husus vardı: Her iki kadın tarafından da sevilmiyordu.

 

Ve hiçbir vakit sevilmeyecekti.

 

"Yedi cihana yetecek gücüm var lakin senin karşında ben hep yerle yeksan!"

 

Bu sözler ise babasına aitti.Babasının ağzından duyduğu o günden beri hiç aklından çıkmamıştı bu kelimeler.

 

Babası ile çok fazla ortak özelliği vardı.

 

Herkese yetebilecek kadar güçlüydü.Ama Efnan karşısında hiçbir savaşı kazanamıyordu.O babasının da dediği gibi: Söz konusu Efnan ise hep yerle yeksandı.

 

Babası annesinden gelecek olan en ufak bir sevgiye muhtaçken,aynı durumda olan Köksal'da Efnan'dan görebileceği en ufak sevgiye muhtaçtı.

 

"AÇIN KAPILARI!"

 

Duyduğu seslerle düşüncelerinden kurtulurken bu sesin Lale'ye ait olduğunu anladı.

 

"AÇIN KAPILARI DEDİM!"

 

Köksal,oturduğu yerden kalkarak masanın köşesinden dolaşıp kapıya doğru adımladı.Kapının yanına ulaştığında elini kapının kulpuna bastırıp açtı.İri bedenini dışarı çıkardığında geniş hole dış kapıdan giren Sancar ile karşılaştı.

 

"Abi bu kadın kafayı yemiş.Kapımıza dayanmış bağırıp çağırıyor.Seni görmek istiyor."

 

"Halledeceğim."

 

Kardeşinin yanından geçip dış kapıdan çıktı.

 

Önüne izbandut gibi adamların dikildiği Lale,Köksal'ı gördüğünde duraksadı.Köksal,dişli gülümsemesiyle ve alay dolu tavrıyla ellerini üzerindeki siyah pantolonun cebine sokmuş,kadına doğru ağır adımlarla yaklaşmaya başlamıştı.

 

"Hoş geldin." Dedi,rahat tavrıyla.Kendisine sulu gözlerle bakan kadına dikti gözlerini."Pek hoş gelmiş gibi görünmüyorsun ama..."

 

"Allah'ın belası!" Köksal'ın üzerine gitmek adına harekete geçti ama onu tutan adamlar bir kez daha bu girişime engel oldular."Ne istedin benden?! Ne yaptım ben sana?! Bana bunları reva göreceğin ne yaptım?! Sevdim sadece,sevdim!"

 

"Ben sana hiçbir şey yapmadım.Sana bunca şeyi reva gören ben değildim."

 

"Oğlumu kaybettim senin yüzünden! Yıllarca emek verdiğim işimi kaybettim! Hepsi senin suçundu!"

 

Başını her iki yana salladı Köksal."Yanılıyorsun..." Dedi."Sana bunların hepsini yapan en yakın dostundu."

 

Adamın ne dediğini anlayamayan Lale,kaşlarını çattı.Gözyaşlarını elinin tersiyle sildi.

 

"Efnan yüzünden!"

 

"Efnan mı?"

 

Köksal,iki basamaklık merdiveni inip kadına tamamen yaklaştı."Çekilin!" Dedi adamlarına ithafen.Köksal'ın lafını ikiletmeden çekildiklerinde Köksal,Lale ile aralarındaki mesafeyi sıfıra indirdi.

 

"Sana gerçekleri anlatacağım,tüm çıplaklığı ile..."

 

Ve kendi kurduğu senaryosunu sanki gerçekten yaşanmış gibi anlatmaya başladı.

 

"Efnan ile çok öncesinde tanışıyorduk.Sen bizi tanıştırdığında sanki o an birbirimizi ilk kez görmüş gibi davrandık ama hakikat bu değildi.O, Anıl ile evlenmeden önce arkadaşlarıyla birçok kez sahibi olduğum bara geldi.Orada tanıştık ve o benimle ilişki kurmaya çalıştı birçok kez.Gücüm ve servetim belkide onu cezbetti.Her defasında benden red cevabı aldı ve en sonunda pes edip bara gelmemeye başladı.Uzun zaman olmuştu karşılaşmayalı.Karşı evimde oturacağını öğrendiğimde şok oldum.Görüşmediğimiz süre zarfında bir evlilik yapmış."

 

Öyle bir anlatıyordu ki,çok iyi bir manipülasyon yeteneğine sahipti.

 

"Ama senin bizi tanıştırdığın o gün içindeki duygular yeniden alevlenmiş olacak ki,beni baştan çıkarmaya çalıştı.Birkaç kez benim iznim olmadan evime kadar geldi.Evimi izleyen kamera kayıtları var,sana gösterebilirim."

 

Lale,şok olmuş bir şekilde onu dinliyordu.İnanıyordu adamın amansız yalanlarına.Elinde Efnan'ın bu eve geldiğini kanıtlayan kamera kayıtları var ise demek ki bu deliller okların Efnan'a çevrilmesine sebebiyet veriyordu.

 

Köksal kelimeleri öyle evirip çeviriyor,öyle ustaca kullanıyordu ki Lale'yi daha ilk cümlelerinde etkisi altına almayı başarıyordu.

 

"Evli olmasını umursamaması bir yana hayatındaki adama saygısını çoktan yitirmiş o Lale.Bana attığı mesajları sana göstermek isterim."

 

Cebinden son model telefonunu çıkardı.Ekranı açıp mesaj kutucuğuna giriş yaptı.Efnan ile Anıl'ın evine gizlice girdiği bir gece kadının telefonundan kendisine attığı ve daha sonrasında kadının telefonundan sildiği mesajları gösterdi Lale'ye.Kadın,avucuna bırakılan telefona indirdi bakışlarını.Sözde Efnan'ın Köksal'a attığı mesajları okudu.

 

"Bugün seni yeniden görmek harikaydı..."

 

"Mazide kulüpte yaşadığımız anılar gözümde canlanıp duruyor,kendimi seni düşünmekten alıkoyamıyorum."

 

"Tarihlerine bakarsan eğer bizi tanıştırdığın o gün bu mesajı attığını anlayacaksın.Ben aslında bu mesajları kimseye göstermeyi düşünmüyordum.Onun evliliğini tehlikeye atmamak adına."

 

Lale,gözlerinden daha şiddetli akan yaşlarla birlikte dengesini kaybeder gibi oldu ama Köksal onu tutarak düşmesini engelledi.

 

"Yayılan o videonun nasıl çekildiğini ve nasıl internete yüklendiğini inan bilmiyorum ama bu konuda da şüphelendiğim tek kişi var: Efnan!"

 

Devam Edecek...

 

 

Bölüm : 16.02.2025 18:08 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...