

Keyifli okumalar dilerimm. 🩵🩵
Geçmiş, İlahi bakış açısı
Güneş hamileydi. Elleri titrerken ağzına kapandı. Gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı.
Küçük yaşta hayat ile mücadele etmeye başlamıştı. Bir sürü mücadele vermişti. Ama bu kez bambaşka bir mücadele vardı önünde. İçinde büyüyen hayat ve beynindeki ölüm.
Şimdi ise ne yapacağı hakkında bir fikri yoktu. İçimdeki minik insanla ne yapabilirdi.
Elleri karnını bulurken istemsizce gülümsedi.
Ama hastaydı, ölecekti. Beyninde bir tümörle yaşıyordu.
Doktor acilen alınmasını ama alınsa bile yaşayacak ömrünün az olduğunu söylemişti. Ve 3 aylık hamile olduğunu...
"her ne olursa olsun seni yaşatacağım minik sincap, ölsem bile "
Başka bir anı
Güneş kızını kucağına alırken ilk defa yaşadığını hissetti. İlk defa içinde umut yeşermişti. Ona gülümseyip huzurla uyuyan yüzünü seyretti.
"çok zor olacak ama bununla başa çıkabiliriz. Sen benim yanımda olduğunda daha çok güçlü hissediyorum minik sincap. İkimizde çok güçlüyüz "
"Hayat'ım, dünyam, güzel kızım "
Günümüz
Üzerime birşey almadan direkt aşşağıya indim. Üstümde siyah tişört ve siyah şort vardı.
Ama gece serinliği bile bu havayı değiştirmiyordu.
Apartmanın ön kapısından çıktığımda Demir, arabasına yaslanmış hâlde beni bekliyordu. Sokak lambasının ışığı yüzüne vuruyor, o tanıdık kararlılık gözlerinden okunuyordu.
Göz göze geldiğimizde hiçbir şey demedi, ama bakışı konuşmaya başlamadan önce bir sürü şey söyledi sanki.
Yavaşça yaklaştım. Ayak seslerim bile bana fazla geliyordu bu gecede. Kalbim garip bir şekilde ritmini değiştirmişti.
Sessizce arabaya bindik. Demir sürmeye başlarken gözlerim camdan dışarıya daldı. Defalarca vazgeçtim, defalarca cesaretlendim.
Araba durunca gözlerimi daldığı yerden ayırıp etrafta gezdirdim. Herşeyin başladığı yerlerden birine gelmiştik.
Onu ilk gördüğüm yere, uçurumun kenarına.
Arabadan inip çimenlere oturduk. Denizin temiz, tuzlu havasını ciğerlerime çektim.
Demir yanıma oturduğunda bir süre hiçbirimiz konuşmadık. Sadece dalgaların sesi, uzaklardan gelen rüzgârın uğultusu ve kalbimin ritmi vardı.
Bu sessizlik… sanki geçmişin üzerine örtülmüş ağır bir örtü gibiydi. Ama örtü hafif hafif kalkıyordu artık.
“Burası…” dedim kısık bir sesle, başımı omzuma yaslarken “ilk kez birbirimizi gördüğümüz yer.”
Demir başını salladı. “Ve sen yine geceye karışmış gibiydin. Sessiz, ama güçlü.”
Gözlerim denize dönük kalmaya devam etti. “Bazı şeyler var, Demir. Konuşmamız gereken şeyler "
Gözleri bana döndü. "Her zaman konuşulacak birşey vardır Güneş "
Yutkundum.
"O gün bir notla beni terk ederken ne düşünüyordun? "
Demir’in bakışları bir an denize, sonra yine bana döndü. Çenesindeki kaslar gerildi. Sanki yıllardır sakladığı bir şey diline dolanmıştı da, çözülecek kelimeyi arıyordu.
"Her gün... o notu yazdığım güne lanet ettim," dedi alçak sesle. "Ama o zamanlar... her şey darmadağındı. Babamın borçları, annemin hastalığı… ve seni de o karanlığa çekmek istemedim. Çünkü ben bitmiştim"
Kaşlarımı hafif çattım. “Ben karar veremez miydim sence? Hayatımı kiminle karartacağıma sen mi karar verecektin?”
"bilmediğin şeyler var "
"anlat o zaman, anlat ki bileyim " diye çıkıştım.
Demir gözlerini bana dikti. Dalgaların sesi bile sustu sanki.
“Babam, çok büyük bir batakta bıraktı bizi. Mafyaya olan borçları yüzünden her gün tehdit ediliyorduk. Annem... zaten hasta yatıyordu. Onun ilaçlarını alabilmek için... her şeyi göze aldım. Yaptıklarım yüzünden başıma ödül bile kondu, Güneş.”
Yutkundu. Gözleri nemliydi ama hâlâ güçlüydü.
“Sen o an benim tek temiz tarafımdın. Ve ben o temizliğin benimle kirlenmesine izin veremezdim. Benim içinde kolay değildi.”
İçimde bir şey kırıldı. Kalbimde yıllardır susturduğum bir parça dile geldi sanki. Gözlerimi tüm duygularımla ona çevirdim.
"Biz evliydik Demir. Sen benim kocamdın. Ve boktan bir notla beni terkederken daha 18 yaşındaydım."
"İşte bu yüzden yapmak zorundaydım. Beni seninle tehdit ettiler" Ellerini yüzüne kapatırken sesi titredi. "LANET OLSUN. Beni seninle tehdit ettiler. Ben sana kıyamazdım"
"SÖYLEMELİYDİN!. Başa çıkardım"
"ÇIKAMAZDIN" "ÇIKARDIM"
"gümüş, çok sevdiğin saatinin içinde bomba olduğunu biliyormuydun? "
Şokla ona döndüm. "Ne? "
Alayla derin nefes aldı. Sanki o güne dönmüştü.
"o zamanlar yeni aldığımız. Hani giderken havaalanında kaybettiğin "
Yaptığı ima ile gözlerim daha çok büyüdü. Saati o kaybettirmişti. Çünkü bana zarar gelmesini istememişti.
"yada her gittiğin yerde seni bekleyen suikastçiler olduğunu ve eğer bir şekilde fark edilirse, belli edersem anında öldürüleceğini"
Gözleri yorgunlukla bana döndü. "BEN BİLİYORDUM! Sana birşey olacak diye aklım çıkarken seni hedef aldılar"
Derin bir nefes aldı. "Eğer seni terk edip yurt dışına gitmeni sağlamasaydım seni küçük bir çip bombayla patlatacaklardı yada kafanda bir mermiyle yada kalbine bir bıçakla. Ben bunu göze alamazdım. Seni bu kadar severken gözümün önünde ölmene izin veremezdim"
Duyduklarımla nefes almayı bırakmıştım. Kalbim sıkışmış, dünya o an durmuş gibiydi. Gözümden sessizce bir damla yaş süzüldü.
"Peki ben neler yaşadım " Sesim kırık ve acı doluydu.
"Biliyorum ikimiz içinde çok zordu "
"BİLMİYORSUN. Allah kahretmesin hiç birşeyi bilmiyorsun"
Demir'in yüzü acıyla kasıldı. "Söyle Güneş, anlat tek tek. Anlatamadığın ne varsa anlat "
"Ben herşeyle tek başıma savaştım. Ben o gün beynimde tümör olduğunu öğrendim. "
Demir şokla bana bakarken yüzü donuklaştı, ellerini yumruk yaptı. "Ne? Ne demek tümör vardı? "
"Eve gelmeden önce doktora gitmiştim ve beynimde tümör olduğunu öğrendim. Acilen ameliyat olmam lazımdı. Psikolojim yerle bir olmuştu. "
Derin bir nefes aldım ya şimdi ya hiç Güneş. Yapabilirsin.
"Gittikten sonra İtalya'da hastaneye kapatıldım. İlaçlar, doktorlar, tedavi. 6 ay süren acı, yanlızlık, çaresizlik dolu bir süreçti. Ruhsuzlaştım, kendimi kaybettim, ben ben değildim."
Kızarmış gözlerimi yaşlar süzülürken ona sabitledim.
"Ve en önemlisi ben hamileydim Demir"
Demir'in gözleri dolarken elleri titremeye başladı. Kendini acıyla kastığı her halinden belliydi. Dudakları aralandı ama kelimeler çıkamadı. Yavaşça yutkundu.
"Ben o gün hem hasta, hemde bebeğimizin olacağını öğrendim. Ve havaalanında onu kaybediyordum."
Gözlerimden yaşlar akarken hıçkırmaya başladım. "Ben o gün Hayat'ı kaybediyordum."
Demir'in gözleri olabilecekmiş gibi daha da irileşti. Donup kalmış gibiydi. Sanki sözler onu kalbinden vurmuştu.
"Hayat... " diye fısıldadı, sesi titrerken. Gözünden yaşlar düştü. "Hayat benim, bizim kızımız... "
Burnumu çektim. "Evet Hayat bizim kızımız. Sana yalan söyledim onun babası sensin "
O an sanki hem dünyası başına yıkıldı, hemde dünyalar onun oldu. Yüzü bembeyaz olmuştu.
Sendeler gibi oldu.
"Ben içimde minicik bir kalple yaşadım. Her nefesi, kalp atışı, bakışı, gülüşü bana hep seni hatırlattı. "
Beni kendine çekerken kocaman sarıldı. Başımı omzuna yasladım. "Artık yalnız değilsin Güneş, ben varım ve herşey için özür dilerim gün ışığım. " Şefkatli sesi gidip yerine buz gibi sert sesiyle yemin gibi fısıldadı. "Bize bunları yaşatanları bulup teker teker cehennemin dibine yollayacağım'
" Peki ben tekrar nasıl güveneceğim? Hayat... Hayat nasıl alışacak?"
"Hepsini teker teker halledeceğiz. Ben sizin için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım"
Demir gözlerime baktı. Bakışları kararlı ve kesinleşmişti.
O anda aramızdaki buzlar yavaş yavaş erimeye başlamıştı.
“Senin yanında olacağım, her ne olursa olsun. Hayat için güçlü olacağız. Bize yapılanları affetmeyip onlara karşı dimdik duracağız.”
Derin bir nefes aldım.
“İlk adımı atmak, başlamak istiyorum. Bu sefer birlikte, el ele… Hayat için, bizim için”
Demir hafifçe gülümsedi ve beni daha çok sarmaladı.
"Artık yeni hayatımız başlıyor. Geçmişimizi son defa yakalım, son defa ağlayalım. Ve daha güçlü bir şekilde tutunalım hayata, bize. Ben ikiniz için herşeyi yapmaya hazırım gün ışığım, hep hazırdım"
Eve geri döndüğümüzde anahtarımı daha kapıya sokmadan kapı açıldı. Alin çatık kaşlarıyla bana bakıyordu. "Neredesin sen Güneş abla? Telefonunda kapalı"
Gözleri arkamdaki Demir'e kaydı. "Demir abi? "
Demir ona hafifçe tebessüm etti. "Alin. Nasılsın? "
"Ben iyiyim de siz gece gece dışarıda ne yapıyordunuz? "
"Allah Allah ne zamandan beri hesap verir oldum ablacığım "
Alin tam cevap verecekken yukarıdan gelen ağlama sesiyle birlikte yukarıya koştum.
Adımlarım hızla Hayat'ın odasına ilerledi. Yatakta oturmuş ağlıyordu.
Yanına ilerleyip yatağa oturdum. "Hayat, anneciğim ne oldu? "
Islak gözleri bana dönerken minik dudakları büzüldü. Kollarını bana dolarken sıkıca sarılıp kafasına öpücük bıraktım. "Kabus gördüm. Çok kötü bir kabustu "
"Geçti güzelim, ben buradayım "
"Hep burada ol, beni bırakma "
"Büyükler çocuklarını bırakmaz. Bende seni hiçbir zaman bırakmam minik sincap, her zaman yanında olacağım"
Gözleri ağır ağır bana döndü. "Ama babam beni bıraktı. Hani bırakmazdı "
Kalbim yerinden sökülmüş gibi hissettim. Boğazıma oturan düğümle yutkunamadım.
Gözlerimin içine bakıyordu…
Sadece bir çocuk bakışıyla değil, soruların ve cevap bekleyen sessizliğin yüküyle bakıyordu.
“Hayat…” dedim kısık bir sesle, ellerini avuçlarımın arasına alırken, öpücük bıraktım.
“Baban seni hiç bırakmadı. Sadece… bazen büyükler sevdiklerini kötü şeylerden korumak için uzak kalmak zorunda kalır. O şuanda kötülerle savaşıyor”
Gözlerindeki yaşlar hâlâ tazeydi. Dudakları titriyordu.
“Ama ben özledim. Ben babamı istiyorum”
Onu kucağıma çektim. Kalbime bastırdım.
“Biliyorum minik sincap. O da seni çok özledi… çok ama çok ve eminim seni çok seviyor.”
Bir an kapının önünde bir gölge belirdi. Başımı çevirince, Demir’in orada, sessizce durduğunu gördüm.
Gözleri dolmuştu ve Hayat’a kitlenmişti. Ona özlem, şefkat ve sevgiyle bakıyordu.
O an o kadar kırılgan görünüyordu ki… demirden yapılmış bir adam bile paramparça olabilirdi.
Kendini toparlayıp hafifçe yanımıza yaklaştı. Bütün acılarını gömüp ona sadece gülümsedi.
Göz göze geldiklerinde Hayat sevinç ve şaşkınlıkla yerinden fırladı. "Yakışıklı polis "
"Minik peri "
"Beni mi görmeye geldin? "
Demir onun önünde eğildi. "Evet seni görmeye geldim "
Hayat'ın minik kaşları çatıldı. "Ama bu saatte bizim evimizde olmaman lazım. Annem sadece ikimizin olması gerektiğini söylemişti "
"Aynen öyle olması gerekiyor, aferin sana. Ama bazen kuralları esnetebiliriz."
"Annem izin veriyorsa olur "
Demir ona gülümseyip minik ellerini tuttu. "Kabus gördüğünü duydum. Ve onları kovmak için geldim "
Hayat'ın gözleri heyecanla irileşti. "Kabus gördüğümde hissedebilir misin? Onlar sen gelince gitti, sanırım işe yaramış olmalı"
"Nerede olursan ol ben her zaman seni duyarım Hayat. Bazen korkularımız olur ama sevdiklerimiz sayesinde o korkular küçülür. Ve sen çok güçlüsün bunu unutma"
"Yaaa masal gibi mi? "
Demir gülümsedi. “Aynen öyle... Tıpkı bir masal gibi. Ama bu masalın en cesur kahramanı sensin.”
Hayat başını gururla kaldırdı. “Ben cesur bir kahraman mıyım?”
“Sen hem cesursun hem akıllı hem de kocaman bir kalbin var. Tüm kötü rüyaları kovabilecek kadar özel birisin.”
“Peki ya sen nesin?” dedi gözlerini Demir’e dikip.
Demir düşünür gibi yaptı, sonra göz kırptı. “Ben de senin koruyucu şövalyenim.”
Hayat’ın dudakları sevinçle aralandı. “Şövalyeler hep kahramanları korur.”
Demir başını salladı. “Ve ben de seni her zaman, her yerde koruyacağım.”
Hayat, bir an duraksadı. Sonra kollarını Demir’in boynuna dolayarak fısıldadı:
“İyi ki geldin... yakışıklı şövalye.”
İçinde bulunduğumuz duruma rağmen göz yaşlarım süzülürken Hayat'a kahkaha attım. Her şeye rağmen ne yapıp edip güldürecek birşey buluyordu.
Demir Hayat'ın saçlarını okşadı."Bir gün seninle çook önemli bir konu hakkında konuşacağız minik peri. Ama şimdi uyuman gerekiyor "
Hayat ondan ayrılırken dudaklarını büzdü. "Ama uyursam gidecekmisin? "
Demir ile göz göze geldiğimizde onu onayladım. Gözleri şefkatle kızımıza döndü. "Gitmeyeceğim, ne zaman istersen hep yanında olacağım "
Hayat'ın gözleri ikimizin arasında gidip geldi. "O zaman şovalyem olarak elimi tutarmısın? "
Gözleri bana döndü. "Biraz yanımda kalırmısınız? "
"Tabiki kalırız bebeğim "
Hayat yatağa girerken üstünü örttüm. Minik eli Demir'in kocaman, kemikli ellerine uzandı. Demir onun elini tutarken alnına küçük bir öpücük bıraktı.
Aradan yaklaşık yarım saat geçmişti. Hayat uyumuş, Alin ise itirazlarıma rağmen evine dönmüştü.
Aşşağıya indiğimizde kendimi koltuğa bıraktım. Aramızda uzun bir sessizlik oldu.
Hellooo
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.
Hayat ve Demir? Demir ve Güneş?
Yeni bölümde görüşmek üzere. Oy ve yorumlarınız benim için çok önemli. Desteklerinizi bekliyorum. Seviliyorsunuz. 💖
Senin gibi parlak bir yıldız bu kitabın yıldızına basıp onu da parlatırsa çok sevinirm. ✨✨
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |