
Aşklarımm selaaammm
Nasılsınız bakem
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn lütfen
Bu bölüm şu ana kadar okuyacağınız en uzun bölüm olacak 4000 kelime
Sizleri öylesine değil ölesine çok seven yazarınız daha sınır dolmasa da bölüm atıyor. Neyse zamanla oy sayımız da artarr.
İyiii okumalarr 🧚♀️
13. Bölüm
"İyi geceler abi."
Sarıldığım bedenin kasıldığını hissettim sonra bana daha da sıkı sarılıp başımdan bir kaç kez öpmüştü "teşekkür ederim miniğim." Diye kulağıma fısıldadığını duymuştum sonra da kendimi uykunun kollarına bıraktım.
(...)
Saat şu an 04.32 herkes uyuyor ama ben uyumuyorum çünkü acıktım noodle yapacağım yani biliyorum çok marifetliyim 💅
Neyse tabiki de tek başıma yapmayacağım Meriçcim de bana yardım edecek.
Gece kabustan sonra ona 'abi' dediğim için pişman değilim sonuçta diğerlerine göre daha nötr davrandı. Ay pişman ederse bende pişman ederim hayata 1 kez geliyoruz.
Ay ben böyle dedimde inşallah pişman etmez bu katil tipli yaratık beni
Meriç'e baktığımda uyuyordu olum uyansana artık, nasıl uyandırsam
Tabi ki paldır küldür uyandıracaktım ne yapayım yanağını öpüp "abiciğim uyan" mı diyeyim yani olmaz
Benim ahlakıma ters
Neyse ellerimle kollarına pardon kaslı kollarına dokunup sarsmaya çalıştım hayvan gibi olduğu için hissetmiyor bile olabilirdi şu an
"Meriiiiçç Meriç uyan."
"Meriç hadi uyan lo."
Hiç bir hareketlenme yokru davarda
"Meriç uyan acıktım yemek yememiz lazım. Bak gider Tuna ile yerim."
Bir kaç şey mırıldanmış sonra yan dönmüştü.
"Meriç abi hadi uyan."
Meriç bir anda doğrulmuş sırıtarak bana bakıyordu. Lan kesin bu sefer öldürecek beni
"Uyandım miniğim ne yiyelim."
Seçeneklerde zıkkımın peki, eşşeğin poku gibi lezzetler var ama neyse
"Noodle yapacağız -tam bir şey diyecekken- ay tamam bir şey söylemene gerek yok biliyorum çok marifetliyim." Dedim ve saçlarımı savurdu.
"Ben noodle sevmem." Dedi net bir dille
Dik dik suratına baktım lan bu çok yakışıklı bir şeymiş ya! Acaba sevgilisi falan var mıdır ? Olmasın ya lütfen ama Berk'in olabilir defolup gitsin evden mal herif
"İyi bende gider Tuna ile veya Kuzey ile yaparım."
Yataktan kalktım kapıdan çıkıcakken "Off tamam tamam gel yapalım ama o seni tok tutar mı?"
Gülümseyerek suratına baktım "Oyşş düşünme sen bunları gel yapalım Meriç abim benim."
'Abi' dememle gözleri parladı ve yüzünde bariz bir gülümseme koptu.
"Abinim dimi?"
"Bilmem değil misin?"
"Abinim abin."
Yataktan kalkıp yanıma geldi tek tek merdivenleri inerken bir kat bittiğinde beni kucağına almış hızlı hızlı iniyordu.
Sonunda en alt kata geldiğimizde mutfağa girdik. Aldığım noodleları aldım, dolaplardan bir tane tencere çıkarıp içine su doldurdum tencereyi ocağa koyup suyun kaynamasını beklerken Meriç'e baktım.
Sandalyeye oturmuş bayık bakışlarla beni izliyordu.
"Ay ne bu yaşla dedeler gibi enercii biraz."
"Saat 4 buçuk Lina."
"Ay olabilir ben akşam yemeği yemedim sende yemedin benim yüzümden."
Sonda sesim biraz mahçup çıkmıştı.
"Deme öyle Lina senin yüzünden falan değil sen benim kardeşimsin ve ben kardeşimin yanında durmayı tercih ettim. Ayrıca her zaman yemek yiyiyorum ama seninle her zaman uyuyamam."
Tebessüm ederek başımla onayladım. Yavaş yavaş kabulleniyorlardı beni
Orkun'da öyleydi çoğu zaman suratıma bakıyor ağzını açıp bir şey diyecekken vazgeçip susuyordu.
Bora'yı anlayamıyordum bence siz bile anlayamıyorsunuz. O kadar kaşırık biri ki insank yoran bir karaktere sahip ya da sadece bana öyle bilemiyorum
Berk zaten tek kelimeyle şerefsiz
Tunaşkım ve Kuzey onların yeri bende çok ayrı aşklarımm
Ege. Ayy o hiç bir şey yapmıyor konuşmuyor umursamıyor o yüzden onunla aramda çok sorun yok tam olması gerektiği gibi bir anda 'ikizim' diye boynuma atlamasını da istemezdim 'sen benim ikizim değilsin' demesini de istemezdim.
Meriç'i biliyorsunuz zaten ilk başlarda kardeşi olarak görmeyip nötr davranıyordu ama diğerleri bir şey dediğinde de beni savunmuyordu. Ama son zamanlarda o kadar beter değildi.
Ben bu ultrason olayını nasıl anlatıp çözeceğim. Allah'ın belası Berk.
Off çok düşünürsem işin içinden çıkamazdım.
Kaynayan suya noodlerları attım buzdolabından yoğurt çıkartıp noodle baharatlarını içine döktüm.
Haşlanan noodle soğudunda sosun içine döküp karıştırdım.
Tabaklara kattım ve birini Meriç'in birini de kendi önüme koydum.
Meriç abim önünde salyangoz çorbası varmış gibi bakıyordu önündeki tabağa
"Meriç abi önünde salyangoz çorbası yok. Ye bak çok güzel gerçekten."
İknâ olmak için gözlerime baktı sonra çatalını noodleye dolayıp yemeğe başladı. İfadesiz bir şekilde yediği için ne düşündüğünü kestiremiyordum.
Daha fazla Meriç abime bakmayıp tabağıma döndüm. Noodlelar bitince tabakları yıkayacaktım ki Meriç abim benden önce davranıp bulaşıkları toplayıp yıkamıştı. Şaşkın şaşkın ona bakarken burnuma bir fiske atıp "Hadi uyumaya sonra sabah kalkmıyorsun."
"Yoo hiçte bile ben hep erken kalkarım asıl sen kalkmıyorsun davar gibi akşama kadar yatıyorsun."
Dediğim 'davar' kelimesini farkettim Meriç abimin suratına baktığımda 'şimdi sıçtın' gibi bakıyordu daha fazla burada durmayıp odaya koşmaya başladım.
Arkamdan o da geliyordu merdivenleri ikişer ikişer hızlı hızlı çıksamda Meriç abim bana çoktan yetişmiş omzunun üstüne atmıştı bile
Çırpınmaya falan çalışmadım. Ne güzel işte odama kadar yürümeyecektim hem böyle bu kata kuş bakışı bakabiliyordum.
"Kızım senin çırpınmam gerekmiyor mu?" Dedi Meriçtom.
"Yooo Meriçtom bu kata kuş bakışı bakabiliyordum senin sayende."
"Meriçtom ne Lina."
"Bilmem aniden aklıma geldi. Dur sen sormadan söyleyeyim evet bazen zekam ağır geliyor." Dedim saçlarımı savurayım derken hem kendi dengemin hemde Meriç abimin dengesinin kaybetmesine neden olmuştum.
Tam düşecekken Meriçtom dengesini sağlamış kurtarmıştı.
"İki dakika düzgün dursan ölürsün dimi Lina."
"Evet bende kurt var biliyor musun? Furkan ve Tolga abim bana hep öyle der bende kurt içime nasıl girsinki derdim küçükken işte o zamandan belliydi yüksek zekalı olduğum bi ara IQ testi çözdük 35 puan yaptım. Ama Furkan 34 yaptığı için kendimi çok zeki görüyorum ya da görmüyorum çünkü zaten zekiyim öyle değil mi Meriçtom. Biliyor musun ben bi ara matematikten 100 aldım ben ne zaman diye sorarsan 5. sınıfta yanlışlıkla almışım soruları sallayayım derken çözmüşüm hoca da şaşırdı tabi yani sallama konusunda da çok iyiyimdir. Bazen sevmediğim insanların arkasından sallıyorum. Birazcık küfür ediyor olabilirim ama Meriçtom hakkediyorlar ben hakketmeyen kimseye hakaret etmem bak buz sözü hayırlı cumalar mesajı olarak eski yengem atmıştı. Ben hakketmeyen kimseye hakaret etmem hayırlı cumalar şeklinde ay ben çok konuştum galiba."
Evet bir saattir saçma saçma şeylee konuşuyor olabilirdim. Bazen böyle çenem açılıyordu.
"Yoo sen anlat dinliyorum senin hakkında bir şeyler öğrenmek güzel." Dedi Meriçtom.
Utandım.
Yanakların kızarıyor olabilirdi ay bir mutlu oldum.
Odama gelmiştik yatağıma yatırmış yanıma yatmıştı. Bana sıkıca sarılmış ve yine saçlarımdan öpmüştü.
"Şu an en yakın kimin doğum günü var Meriçtom." Dedim.
"Babamın var 1 ay sonra."' Dedi uyku mahmuru sesiyle
"Tamam iyi geceler Meriçtom."
"İyi geceler miniğim."
(....)
Sabah olmuştu kahvaltımızı yapıp Tuna ile bahçeye çıkmıştık.
Basketbol oynayacaktık.
Ben çok oynamamıştım Tuna abim ise 'olsun benimle öğrenirsin' demişti.
Basketbol topunu güç bela Tuna'dan aldım ve bir kaç kez sektirip potaya attım. Gözlerimi kısıp baktığımda top potadan geçmişti.
"Aferin küçüğüm iyi oynuyorsun." Demişti Tuna abim ve alnımdan öpmüştü.
Biz şimdi kurallarına göre oynamıyorduk sadece benim biraz alışmam için oynuyorduk.
"Kaç kaç oldu?" Dedi Orkun.
Sen ne ara geldin buraya? Ben cevap vermeden Tuna abim cevap verdi.
"Ben 2 Lina 1." Dedi.
"İyi aferin sana 1 yapmak bile güç ister." Dedi Orkun bana bakarak
"Ne sandın." Dedim.
"Neyse annem öğle yemeğine çağırıyor gelin artık." Diyip gitti Orkun.
"Buyurun küçük hanım." Dedi eliyle içeriye girilen kapıyı göstererek
"Ne küçük hanımı be sensin küçük." Diye çemkirdim.
"Aa küçüğüm abiye çemkirilmez." Dedi işaret parmağını onaylamaz bir biçimde sallarken
"Bak hâlâ küçüğüm diyor benim boyum 1.64 tamam mı?"
"Tamam küçüğüm tamam." Dedi gıcık bir sesle
Üstüne doğru koşup sırtına atladım. Omuzlarına dişlerimi geçirdim.
"Ahh kızım napıyorsun ya."
"Yuh köpek misin?"
Bana köpek dedi.
"Sen bana köpek mi dedin. İyi bunu sen istedin orangutan suratlı."
"Ben mi orangutan suratlıyım kızım benim peşimde kaç tane kız var biliyor musun?"
Kız mı?
"Kaç tane kız var umarım 0'dır yazık olacak kıza."
Bakışların da daha deminki gıcıklıktan eser kalmamış gözleri parlamıştı.
"Sen beni mi kıskandın oyşş abisinin kuzusu." Dedi yanaklarımı sıkarken
"Kıskanamaz mıyım abim değil misin ayrıca sen ciddi misin? Ciddiysen iki üç kız söyle Berk'in yaşına uygun evlenip gitsin." Dedim.
Güldü ve saçlarımı karıştıdı. Çok yakışıklıydı zalımın oğlu
"Sen iste yoksa bile bulurum güzelim. Hadi sultanımız kızmadan yemek odasına geçelim." Dedi.
"Geçelim Tunaşkım." Dedim ve gülümsedim.
(....)
Yemek odasına geçmiş yemeklerimizi yiyorduk. Sofrada sessizlik hakimdi.
Herkes yemeklerine odaklanmışken Berk bana bakıyordu sürekli, ama bu normal bir bakış değil daha sinsi bir bakıştı.
"Lina bak şurda tarator var sen seviyormuşsun galiba Bora abi uzatır mısın?" Dedi Berk.
Kaşlarımı çatmış ona bakmıştım.
"Evet Lina Tolga'da söylemişti." Demiş ve bir kaşık havuç tarator koymuştu Bora
Siz hayırdır ya
"Hayırdır başınıza taş mı düştü düşmeydiyse umarım düşer." Dedim ve tarator dışında bir şeylerden yedim.
Güvenmiyordum bunlara
"Çorbada karabiber yok değil mi anne?" Dedim anneme bakarak
"Yok kızım." Demesiyle kaşığımı çorbaya daldırdım. Bir iki kaşık çorba içtiğimde boğazım yanmaya başlamıştı. Yuh be karabiber yok diye hayvan kadar pul biber dökülür mi çorbaya
Acayip acı olmuştu fakat annemi kırmamak için bir iki kaşık daha içtim.
Boğazım daha da yanmaya başlamıştı ama bu normal bir acı yanması değildi. Yüzüm kızarıyordu üstelik midem bulanmaya başlamıştı. Allah belasını versin çorbada karabiber mi vardı?
Bir kaç kişinin bakışı bana dönsede gözlerim karamaya başladığı için kestiremiyordum ağzımın dolmasıyla kendimi tutmaya çalışsamda çoktan kusmuştum.
"Lina Lina abicim bak bana Lina." Dedi biri yüzüme hafif hafif vururken.
Bayılacağımı hissettiğimde dudaklarımı açıp "O-odam da i-il-aç." Demiş sonra gözlerimi karanlığa yummuştum.
Polat Karahan'dan
Lina'mın bayılmasıyla elim ayağım dolaşmıştı. İlk defa bu kadar korkuyordum ne yapmam gerektiğini bile bilmiyorum şu an
"Meriç arabayı hazırla hadi." Dedim oğluma
Hemen kızımın yanına ilerleyip bembeyaz kesilmiş yüzüne bakarak kucağıma aldım. Alınına bir buse kondurdum.
Karıma baktığımda korkarak kızımıza bakıyordu.
"Polat Polat kızıma bir şey olmasın. Ben onu tekrar kaybedemem Polat."
"Olmayacak hiç bir şey birtanem üzme kendini."
Karşımda bir tanecik karım ağlıyordu kucağımda kızım can çekişiyordu.
Şu an o kadar çaresizdim ki
Daha fazla burada durmamanın anlamı olamayacağını farkettiğimde hemen arabanın olduğu yere koştum. Benim arabaya binmem ile Meriç arabayı çalıştırmıştı.
Karımı ve evde kalmak isteyen Berk'i evde bıraktım. Melike'nin daha fazla üzülmesine katlanamazdım ama Berk'in derdi başkaydı her ne kadar konuşup uyarsam da hâlâ Lina'ya karşı ön yargısı hatta nefreti devam ediyordu.
Kucağımda ki kızımın yüzünü inceledim burnunu ve yüz hatlarını benden gözlerini saç rengini annesinden almıştı güzel kızım. Saçlarını ellerimle kenara çekip doya doya baktım masum yüzüne
Eğer bizden koparmasalardı çok güzel baba kız ilişkimiz olurdu büyük ihtimal onu ne kadar çok sevsemde yaklaşamıyordum çünkü korkuyordum nasıl tepki vereceğini kestiremediğim için.
Bana ilk 'baba' dediğinde içimde oluşan mutluluğu dile dökmek mümkün değildi olamazdı.
Yavaş yavaş onu tanımaya da başlamıştım ama bazen çok donuk aynı Meriç abisi gibi düşüncelerini duygularını gizliyordu. Bazen yüzü gülüyor gözleri kan ağlıyordu. İşte tam o zaman onu sarılıp 'baban hep yanında kızım.' Demek istiyordum.
O ultrason fotoğrafının da o kadar emindim ki mantıklı bir açıklaması olduğundan asla kızımdan şüphelenmiyordum.
O benim kızımdı. Ne yapacağını ne konuşacağını nerde ne zaman nasıl davranacağını çok iyi bilirdi.
Aradan geçen 15 dakika da hastaneye varabilmiştik. Yolda yanıma oturan Orkun Lina'ya ilk müdahaleyi yapmıştı. Orkun'un bile gözlerinden belli oluyordu endişelendiği
"SEDYE YOK MU? KİME DİYORUM BEN KIZIM ÖLÜYOR BURDA."
Sesimi duyan bir kaç hemşire ve doktor kızımı kollarımdan alıp dikkatlice sedyeye yatırdılar.
"Hasta kaç yaşında ve neden bu durumda?" Dedi doktor
Benim konuşamadığımı farkeden Orkun konuşmaya başladı
"Alerjik rinit, hasta 17 yaşında yüksek derecede karabibere alerjisi var."
Doktorlar ve hemşireler kızımı bir odaya aldı. Bizde kapının önünde beklemeye başladık.
Meriç'e baktığımda telefonuyla konuşuyordu.
Meriç Karahan'dan ;
Lina'yı kontrol odasına aldıklarında bende evdeki görevlileri toplayıp bir şey bilip bilmediklerini sorması için arkadaşım Serkan'ı aradım. Hem yemeğe karabiber atan kişiyi veya kişileri hemde dün elektrikleri kesen kişiyi bulmasını söyledim.
Sonra ise Kuzey'in yanına ilerledim. Gözaltları çökmüş ağladığı her halinden belli oluyordu.
"Abicim üzülme bu kadar Lina iyi olacak." Dedim.
Benim gözlerime baktı inanmak ister gibi başımı hafif salladım onaylarcasına
"Abi çok korkuyorum ablamı kaybetmekten."
Dudakları titremişti tekrardan gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı.
Kuzey'i kendime çekip sıkıca sarıldım.
Etrafıma baktığımda babam zar zor ayakta duruyordu. Orkun büyük ihtimal Lina'nın yanındaydı. Tuna köşeye çökmüş yere gözlerini dikmiş bir şeyler düşünüyordu.
Ege'de ağlıyor bir yandan da kalbini tutuyordu büyük ihtimal hissediyordu ikizinin canının yandığını
Bora ise sakin ama düşünceliydi. Gözlerinde ne kadar saklamaya çalışsada pişmanlık ve korku vardı.
Kaybetme korkusu
Aradan geçen bir saatin sonunda Orkun çıkmıştı.
"Lina gayet iyi fakat şu an uyuyor 2 saate uyanır lakin fazla yormayın bünyesi çok zayıf düştmüş."
"Ben Melike'me haber vereyim." Dedi sevinçle babam sonra cebinden telefonunu çıkarıp annemi aradı. Bizden biraz uzaklaşıp konuşmaya başladı.
Kuzey'e baktığımda sevinçle bana bakıyordu bir anda sarılıp "Ablama bir şey olmamış abi duydun değil mi iyiymiş." Dedi.
"Duydum abim duydum sende git bir yüzünü yıka çirkin ördek yavrusu gibi geziyorsun ortalıkta." Dedim.
"Ya abi deme öyle."
"Tamam aslanım hadi git yüzünü yıka Lina seni böyle görmesin." Dedim.
Büyük ihtimal Lina işin içine girince hemen lavaboya koştu.
Orkun ile Bora birbirlerine sarılmışlardı. Tuna'nın mutluluğu yüzünden okunuyordu. Ege ise saklamaya çalışsada sırıtıp duruyordu.
Hepsi yavaş yavaş Lina'ya alışıyordu. Bu her hallerinden belliydi.
Fakat Berk hâlâ nefret ve ön yargı doluydu Lina'ya karşı, şimdi bile gelmemişti. Bora bile gelmişti ama Berk gelmemişti.
Bir gün elimde kalacaktı ama hadi hayırlısı
Babam telefonla konuşmasını bitirmiş olacakki yanımıza adımlıyordu.
"Lina'nın kaldığı odaya girebilir miyiz?" Dedi Orkun'a
"Hepimiz giremeyiz baba, en fazla 2 kişi." Dedi parmağıyla 2 işaretini yaparak
"Ben net gireceğim sizde biriniz gelin yazı tura mı çekersiniz taş kağıt makas mı yaparsınız birbirinizi mi döversiniz ya da dövmeyin sizi nezerathaneden toplayacağım diye ömrümü yedim ben kızımın yanına gidiyorum." Dedi ve Lina'nın kaldığı odanın numarasını sorup Lina'nın yanına gitti.
"Ben giderim siz kalın." Dedi Tuna. Diğerleri kaşlarını çatarak "Neden sen!" Dediler
"Çünkü ilk bana abi dedi zaten belli başlı kişiler kızı bu hale getirdiği için sizi görmek isteyeceğini sanmıyorum." Dedi.
Bora, Orkun ve Ege daha da kaşlarını çatmışlardı.
"O zaman Kuzey veya Meriç abim gitsin neden sen?" Dedi Ege.
"Abi sen gitmek istiyor musun?" Dedi Tuna bana bakarak
Omuz silktim şu an onlarla tartışamazdım.
"Tamam Kuzey sen?"
"Ben gitmek istiyorum abi sen kal." Dedi
"Öf tamam hep beraber gidelim." Dedi Orkun bıkkınca, bu sayede 6 kişi birlikte odaya giriş yaptık.
Bizim bir anda odaya girdiğimizi gören babam "Yuh şafak operasyonu mu yapıyorsunuz?"
"Yok baba bizim her zamanki halimiz." Dedi Orkun elleriyle saçlarını karıştırarak
"Sen sus gençlik hatam benim sen yeterki sus." Dedi babam da
Yüzümde bıyık altı bir sırıtış oluştu. Tuna çoktan kahkaha atmaya başlamıştı bile diğerleri ise gülüyordu.
Orkun ise dargın dargın babama bakıyordu. Babam bakışlarını Orkun'dan çekip Lina'ya çevirdi.
Bakışları yumuşamış yüzünden bir gülümseme peydah olmuştu.
"Çok güzel değil mi?" Dedi Kuzey
"Haddinden fazla hemde." Dedi Tuna isyan edercesine
"Aynı ben." Dedi Orkun.
Ben ise ifademi düz tutup onları izliyor ara sırada göz ucuyla Lina'ya bakıyordum.
Yaklaşık 3 saat sonra Lina bir şeyler mırıldanıp gözlerini aralamıştı. Dudaklarını ıslattıp kısık sesle konuşmaya başladı.
"S-su." Dedi. Babam hemen sürahiden su doldurup yatakta dikleşen Lina'nın ağzına götürüp içirdi. Lina gözleriyle babama teşekkür ettiğinde babam gülümsemekle yetindi.
Çekiniyordu Lina'dan
Lina biraz daha iyi olduğunda konuşmaya başladı. "Noldu bana."
Dudaklarımı aralayıp konuşmaya başladım. "Yediğin yemeğin içine biri karabiber katmış o yüzden bayıldın bizde hastaneye geldik ama kimin yaptığını araştıracağım abim."
Başıyla onaylayıp odaya bir göz gezdirdi. "Noldu Bora rol yapıyor demeye mi geldin?" Dedi
Bora ona pişman bir şekilde bakıp konuşmaya başladı.
"Hayır." Dedi bitkin bir sesle
"İyi o Berk yok heralde."
"Yok." Dedi Bora'da
"Annem nerde çok üzülmedi dimi?" Dedi
"Üzülmesin diye getirmedik evde senin iyi olduğunu duyunca kendini toparlamıştır üzülme babacım."
Lina bir şey demeyip başıyla onaylamıştı babamı, çalan telefonuma baktığımda Serkan'ın aradığını gördüm.
Bir şey demeyip odadan çıktım. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.
"Efendim Serkan, bir şey öğrenebildin mi?"
Karşı taraftan derin bir soluk sesi gelmişti.
"Evet kardeşim elektrikleri keseni de yemeğe karabiber koyanı da buldum." Dedi Serkan
"Her ikisi de aynı kişi mi?"
"Evet aynı kişi."
"E söyle o zaman Serkan." Dedim tok bir sesle
"Telefonda söyleyemem yüz yüze konuşsak."
"Olmaz Serkan Lina'yı bırakamam söyle söyleyeceksen." Dedim sinirle
Yine derin bir nefes aldı, garip bir sesle
"Berk."
Berk mi ?
Berk bu kadarını yapmış olamazdı. Biliyordu Lina'nın klostrofobisi olduğunu karabiber yüksek derecede alerjisi olduğunu biliyordu.
"Emin misin Serkan." Dedim boğuk bir sesle
"Evet kardeşim eminim bugün yemeğe karabiber atarken görmüş görevli kızın biri dün elektrikleri keserkende bahçivan görmüş." Dedi.
"Tamam kardeşim görüşürüz."
"Görüşüz Meriç sinirlerine mukayyet ol." Dedi ve kapattı.
Ben ise hâlâ şoktaydım. İkiside kardeşimdi benim ne yapacaktım ben
Tamam öncelikle Berk'e soralım yapmış mı yapmamış mı ondan duyalım.
Asansöre ilerlerken babam odadan çıkmış yanıma geliyordu onun gelmesiyle adımlarımı durdurup babama baktım.
"Oğlum kim yapmış öğrenebildin mi?"
Gözleri merak doluydu.
"Evet." Dedim acımadan
"Kimmiş hangi şerefsiz kızıma böyle bir şey yapmış."
"Berk'miş galiba ama emin olayım öyle sorarız neden yapmış diye sen sakin ol tamam mı?"
Gözlerinde ki yıkıklığı bir ben bir Allah biliyordu. Eliyle duvara tutundu
"Baba sakin ol Lina'nın yanında güçlü durman lazım hadi git sen ben gidiyorum Lina sorarsa sana yemek almaya gitti dersiniz tamam mı?" Dedim ikna etmek istercesine, başıyla onayladı.
Çok geçmeden silkekenip kendini toparlayıp Lina'nın odasına geçti.
Bende eve doğru yol aldım. Sonunda eve geldiğimde bir hışım içeriye girdim annem odasında uyuyordu büyük ihtimal onu uyandırmadan Berk'in odasına çıktım.
Kapıyı çalmadan direk içeriye girdim. Kulağında kulaklığı resim çiziyordu. Benim odasına girmemle sorgu dolu bakışlarla bana bakıp kulaklığını çıkardı.
"Ne oldu abi?"
Dudaklarımı büktüm "Bilmem Berk sen daha iyi bilirsin bir şey olup olmadığını."
Hafif kaşlarını çatmıştı.
"Lina'ya bir şey mi oldu?" Dedi.
"Berk bana doğruyu söyle yemeğe karabiber atan dün elektrikleri kesen sen miydin?" Dedim direkt konuya girerek
Gözlerinde bir afallama meydana geldi.
"Sen nerden biliyorsun?"
O yapmıştı.
Nasıl yapardı böyle bir şeyi
"Sen nasıl yaparsın böyle bir şeyi Berk. O senin kardeşin kardeşin olarak görmüyorsan bir insan bir can o Berk. Berk sen nasıl yaparsın. Hiç mi düşünmedin annemizi babamızı beni bizi ya bir şey olsaydı ne yapardık biz Berk yıllar sonra ailemizi toparlayacak kişiye yaşama sebebimize bir şey olsaydı ne yapardık onun canı yanarken bizim canımızdan can gidiyor biliyor musun sen aynı şey Ege'nin başına gelseydi ne hissederdin. Hissedemezdin çünkü duygu denilen şeyden sende yok Berk. Berk bana bir şey söyle. BERK BANA BİR ŞEY SÖYLE!"
Gözlerindeki korkuya ilk defa şahit olmuştum. Çünkü hiç bir kardeşime bu şekilde esip gürlememiştim.
"Abi ben onunda Hazal gibi olduğunu bibiliyorum."
Bak hâlâ Hazal diyor.
"Berk abicim sıkıntılı mısın sen neye dayanıyorsun ya Lina hakkında böyle konuşuyorsun. Bana bak Berk gözüm görmesin seni tamam mı! Yaptığın haltları diğerleri de öğrenecek sen sanıyor musun ki seninle gurur duyacaklar olum yüzüne tükürecekler yüzüne"
Berk'in tek kelime bile konuşmasına müsade etmeden kapıyı çarparak çıktım.
Arabama binip bir tantunici dükkânına girdim. 2 tantuni dürüm alıp hastaneye doğru yola çıktım.
Kapıyı tıklatarak içeriye girdim. Lina gülerek babamla konuşuyordu diğerleride onları izliyordu.
Odaya girmemle Lina'nın gözleri ilk bana sonra elimdeki poşete takıldı.
"Abi tantuni mi aldın?" Dedi heyecanla
Gülümsedim bu saf heyecanına başımla onaylayıp yanıma adımladım göz ucuyla babama baktığımda sorgu dolu bakıyordu bana. Büyük ihtimal emin olmak istiyordu.
"Al miniğim bunları ye sen bende babamızla bir konuşayım." Dedim.
Lina tek kaşını kaldırarak baktı bana "Kimin yaptığını öğrendin dimi abi?" Dedi.
Gözlerimi kaçırdım
"Biliyorsun ve hemen bana söylüyorsun söylemezsen bir daha konuşmam seninle." Dedi kollarını birbirine dolayarak
Babama baktım izin ister gibi başıyla onayladı beni
"Berk yapmış dün elektrikleri de o kesmiş." Dedim ve gözlerine baktım.
Kısa bir şok geçirdi sonra tek kelime etmeden duvara bakmaya başladı. Diğerlerine baktığımda hiç beklemedikleri yüzlerinden belliydi.
"Abi sen ciddi misin?" Dedi Orkun.
"Gittim sordum o da söylediği yediği haltı." Dedim.
"Çıkar mısınız uyumak istiyorum." Dedi Lina bir süre sonra
Başımızla onu onaylayıp tek tek odadan çıktık.
Aden Lina Karahan'dan ;
Hastaneden çıkmış eve doğru gidiyorduk. Meriç abin her şeyi anlatmıştı o Berk'in saçını başını yolmadan nasıl duracağıma dair hiçbir fikrim yoktu.
Sonunda eve geldiğimizde yavaş adımlarla kapıya ilerledim. Kapıyı açan annem kollarını sıkıca bana dolayıp başını boynuma gömmüştü. Bende ona sıkıca sarıldım.
"Kızım iyisin değil mi?" Dedi narin sesiyle
"İyiyim annem üzülme sen babamlar bana çok iyi baktı." Dedim gülümseyerek, daha fazla kapıda kalmamış içeriye geçmiştik.
Salona göz attığımda tekli koltukta oturmuş Esra Erol izleyen Berk ile karşılaştım. Normal de olsa kahkahalarla gülerdim ama şu an kahkahayı bırak dudaklarım milim kıpırdamıyordu.
Arkamdan gelen diğer aile üyeleriyle Berk toparlanıp tedirgin bakışlarıyla bizi süzdü.
Son olarak bana baktı gözlerinde hafif bir korku vardı onun yaptığını bilip bilmediğimizi sorguluyordu büyük ihtimal
Babam bir hışım Berk'in yanına gitmişti.
"Oğlum sen nasıl yaparsın bunu kardeşine nasıl zarar verirsin ben seni böyle mi yetiştirdim."
Annem sorgu dolu bakıyordu babam ile Berk'e, ben ise Berk'in vereceği cevabı bekliyordum.
"Hakketi o kız, benim ailemi çaldı ya sizinle aramı bozdu doğru düzgün sohbet bile edemiyoruz ailemizi daha da dağıttı istemiyorum ben bu kızı bu evde! Hiç bir zaman kardeşim olarak görmedim görmeyeceğim o sürtüğü, bir gün Berk dedi dersiniz."
Bunun üzerine daha fazla dayanamamış olacakki Meriç Berk'e yumruk atmıştı.
"Utanıyorum senden, ben seni böyle mi yetiştirdim bir kıza bu şekilde konuşamayacağını öğretemedim mi ben sana eğer öğretemediysem yazıklar olsun benim gibi anneye." Dedi annem kırgın bakışlarıyla Berk'e bakarken
Berk ise gözünü kırpmadan bana bakıyordu. Sonra yanıma adımlayıp gözlerimin içine baktı.
"Bak, bak görüyor musun ailem ile aramı nasıl bozduğunu ailemizi nasıl dağıttığını bak kendi gözlerinle gör. Hiç biri seni sevmiyor sevmeyecek tamam mı keşke o asansörde ölüp kalsaydın sen keşke ölseydin Lina."
Sinirle gözlerine baktım. Diğerleri de yanımıza gelecekken elimle durdurdum onları
"Yazık sana ya çok yazık olum beni bırak ailene yazık ya görmüyor musun anneni ha görmüyor musun Allah'ın cezası kadının halini görmüyor musun, kadın perişan oldu. Diğerlerini kendinden sen uzaklaştırdın bazen tanıdığın insanları tanıyamazsın ya ha işte onlarda böyle hissediyorlar. Senin benim canımı tehlikeye atma gibi bir hakkın yok haddini bil bilmiyorsan ben bildiririm bir daha unutamazsın."
Gözlerinde hafif bir değişiklik olsa da geri eski haline dönmüştü. Alayla sırıttı,
"Ne yapabilirsin sen ya orospunun tekisin sen aynı Hazal gibi sen ne yapabilirsin, sen hiç bir bok yapma o ultrasonu açıkla bize."
O bana 'orospu' dedi değil mi yanlış duymadım ben
"Olum senin belanı sikerim sen kimsin lan bana orospu dersin aptal bu eve geldiğimden beri bir gün sana bir şey dedim mi ya ben birine tamamen benziyorsun diye bir şey dedim mi sen o" dedim ve sustum diyemedim sen o orospu evladına benziyorsun diyemedim
"Ben kime benziyorum Lina altına girdiğin adamların birine mi yoksa."
Kriz geçirmemen gerek Lina. Sakin ol
Tuna abim yanımıza gelmişti bir hışın
"Abi saçmalamayı kes artık. Kapa o çeneni abi yeter." Desede Berk onu itip bana yaklaştı.
"Ha söylesene ya anlatsana o ultrason neydi beni kime benzetiyorsun ?"
Gözlerine baktım diğerlerine de göz attım. Babam dik dik Berk'e bakıyordu annem de onu tutuyordu. Diğerleri de Berk'e bakıyordu sinirle, Bora bile
"Çok mu merak ediyorsun iyi dinle o zaman kibritçi kızın hikayesini iyi dinle aç o kulaklarını iyi dinle ama acıma tamam mı hiç biriniz acımayın bana." Dedim işaret parmağımu herkese doğrulturken
"Kızım anlatma istemiyorsan ha babacım çık odana dinlen üzme kendini bebeğim." Dedi babam
Her ne kadar beni durdurmaya çalışsada o da hazır değildi duyacaklarından
"Yooo iyiyim ben hepiniz oturun koltuklara sakince anlatıp gideceğim." Dedim.
Çoğunun gözleri 'yapma Lina' gibi baksada hepsini zorla salona geçirmiştim.
Tuna yanıma oturmuştu ellerimi sıkıyordu kulağıma yaklaşıp fısıldadı "Anlatmak istemiyorsan anlatma abicim."
"Zaten öğrenecekler abi." Dedim bende
Kuzey'in duyması onun psikolojisini etkileyebilir diyerekten zor olsa da onu odasına göndermiştik.
Herkesin gözüne baktım tek tek sonra gözlerimi yere diktim.
"Eski ailem ile Berk'in dediği gibi aramız iyi değildi hatta çok kötüydü. Yani hem psikolojik hem fiziksel şiddet gördüm o evde ve üzgünüm Berk o evde daha 5 yaşında kızgın tavayla dövüldüğümde ölmediğim için." Dedim gözlerimden bir damla yaş düşmüştü bile
"Abim beni çok korumaya çalışsada bazen işe yaramıyordu. 15 yaşıma geldiğimde abim başka şehire gitti okumaya ama artık çok dövemiyorlardı çünkü abim başımıza polis arkadaşı Fırat abiyi dikmişti. Bir gün okuldan dönüyordum o eski babamın patronunun oğlu kesti yolumu bir şeyler saçmaladı. Ben yüz vermeyince beni bayıltıp kömürlüğe kapattı. Uyandığımda defalarca kez tecavüze uğradım. Sonra da bayılmışım Fırat abi buldu beni hastaneye gittik falan filan psikolojik tedavi gördüm. Aradan 1 ay geçmişti mide bulantısı falan şikayetiyle hastaneye gittik hamile olduğumu söylediler. İstemedim ilk başta ama sonra o masum dedim benim masum olduğum gibi o bebekte masumdu. Sonra abim ultrason çıkartmış ben istemesemde, bir süre sonra bağlandım o bebeğe birgün Ilgaz abi markete gitti o geldi sanıp kapıyı açacaktım meğersem eski ailemmiş. Orospu falan dediler dövmeye başladılar bebeğim ölmüş orda ben koruyamamışım. Yani Berk haklısın ben kötü biriyim ve ölmeliyim ama kötülere bir şey olmaz aynı benim gibi." Dedim.
Annem ve Ege hüngür hüngür ağlıyordu. Meriç ile Bora yumruklarını sıkıyordu. Orkun boş boş duvarı izliyor ve düşünüyordu. Berk ise üzgünce bana bakıyordu. Babam dolu gözleriyle beni izliyordu.
"Ben bilmiyordum Lina." Dedi Berk dudakları titrerken
Alayla baktım ona "Bende bilmiyordum Berk. Bende bilmiyordum senin bu kadar kötü biri olduğunu bende bilmiyordum."
"O adama mı benziyorum."
"Evet o şerefsize benziyorsun hem suratınla hem karakterinle o herife benziyorsun Berk. Berk ben seni ölsem affetmem."
"Eyvallah." Dedi ve evden çıktı
"Kızım, annecim sen neler yaşamışsın ben senin yanında olamadım. Ben nasıl anneyim."
"Ağlama anne sen benim bu hayatta gördüğüm en iyi annesin." Dedim gülümseyerek
Göz yaşım gülümsediğim için yüzümde çıkan gamzeden akıp geçti.
"Üzülmeyin ve acımayın geçti gitti." Dedim ve devam ettim. "Ben biraz dışarı çıkıyorum görüşürüz."
Gözyaşlarımı silip evden çıktım.
♡°♡°♡°♡°♡°♡°♡
BÖLÜM SONU
4045 KELİME
Ay baya dolu bir bölüm oldu?
Ay birde ne diyeceğim şimdi Aden'in gelecekteki çocuklarının babası evinin direği kalbinin sahibi, Yiğit Aras mı olsun yoksa başka biri mi olsun ?
Lütfen fikirlerinizi bana bildirin
Gelecek bölümlerde istediğiniz bir sahne varsa yazabilirsinizz
Sizii çok çok seven yazarınız
Hayalkusu01
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |