18. Bölüm

17. Bölüm 💫

E
hayalkusu_01


Selammm aşklarımm

Nasılsınız ??

Bu bölüm Pamir geliyor heyecanlıyım biraz

Ağağğğağğ

Neysemm umarım okurken güldüğünüz heyecanlandığunız ve sevdiğiniz bir bölüm olur

Bu arada Lina'nın doğum gününü değiştirdim, 7 Ağustos'tu 6 Aralık oldu nedenini ilerleyen bölümlerde öğreneceksiniz

Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfenn

Sizleriii seviyorummm

İyii okumalarr 🧚‍♀️

17. Bölüm

Eve kedi getirmenin üzerinden yaklaşık 1 ay geçti, abimler ilk başta kedime tüy yumağı deselerde sonrasında benden çok sevmeye başladılar.

 

Şimdimcim bugün Tuna abim ile dışarıya çıkıyorduk aslında fal batırmaya gidiyoruz nedenini bilmiyorum ama abime bir fal baktırayım baktırmışken kendi falıma da bakayım dedim.

Şimdi ilk olarak gidip Orkun abimi uyandıracağım sonrasında da Kuzey ile parka gideceğiz hepsinden sonra Tuna abim ile dışarıya çıkacağız.

Kahvaltıyı annem ile çok şükür hazırlamıştık sonlara doğru babamda yardım etmişti, sonuç olarak çok güzel bir pazar kahvaltısı hazırlamıştık.

Abimin odasının kapısının önüne geldiğimde çalarak içeriye girdim, Meriç abimi ilk uyandırmaya geldiğimde beni öldüreceğinden korkuyordum ama şimdi o benden korkuyor kedime tüy yumağı dediği için yanımdaki kitabı alt tarafı kafasına fırlattım.

Herkes yapıyordur

(Bence)

"Abi, abii... abi kalk hadi, alooo öğlen oldu öğlen, yatmış davar gibi kalksana"

"Tamam kalkıyorum beğn git sen." Dedi uyku mahmurluğuyla

Sesi diyor 'kalkacağım' ses tonu diyor 'uyuyacağım' şimdi ne yapayım ben buna

Su 

Yatağının yanındaki komidinin üzerinde sürahiye uzanarak elime aldım dikkatli bir şekilde abimin başının üstünden döktüm, benim dökmem ile yataktan fırlaması bir oldu tabi ki

"Kızım delirdin mi sen?"

'Evet, delirttiniz lan beni' diye çıkışsam ne yapabilir ki

"Yoo suyun kaldırma kuvvetini denedim doğruymuş en azından odun gibi cisimleri kaldırıyor."

Ehe 

Şimdi sıçtım

İki seçenek var çünkü abim beni öldürecekmiş gibi bakıyor ya pencereden atlayacağım ya da Allah ne verdiyse aşağıya koşacağım

1. seçenek pek mümkün değil o yüzden biz aşağıya koşalım

Zaten şu an koşamazsam abim 1. seçeneği uygulayacak, Ya Allah ya Bismillah

Run Cesur Run

Tabana kuvvet aşağı kata uçtum arkamdan abim gelse de hemencicik babamın yanına geldim.

Yukarıdan bir kahkaha sesi yükseldi büyük ihtimal Berk, abimi gördü.

"Lina abicim ben düşmanın mıyım senin? Niye böyle yapıyorsun?" Diye konuşarak merdivenlerden indi Meriç abim

"Hayır tabi ki yakışıklım sen benim en sevdiğim en zengin en yakışıklı en parası olan, en kartı ola-

Parmaklarımla sevdiğim özelliklerini sayarken sözümü keserek "Kullanıldığımı hissediyorum." Diyerek isyan etti.

"Yoo zengin abim neden öyle düşünüyorsun ki haklı değil miyim baba ben alt tarafı sevdiğim özelliklerini saydım."

Babam bir abime bir bana bakarak "Allah akıl fikir versin." Diyerek salonda çıkmıştı.

"Babam bile bıktı bizden neyse ben gidiyorum işim gücüm var benim."

Abim tam bir şey diyecekken annem "Çocuklar hadi gelin artık çaylar soğudu."

"Çaylar senin yüzünü görüp soğumuşlar bende ilk gördüğümde çaylar gibiydim." Diyip salondan çıkarak yemek odasına ilerledim arkadan Meriç abimin "Lina!" Dediğini duysam da umursamayarak sandalyeyi çekip oturdum.

"Günaydın canım ailem."

Meriç abimin de gelmesi ve babamın 'afiyet olsun.' Demesiyle kahvaltıya başladık.

Kahvaltımız bittiğinde Kuzey ve ben odalarımıza gidip hazırlanmaya başladık, benim işim uzundu vallahi Kuzey düşünsün,

Öncelikle üstüme kırmızı kalın askılı crop altıma da gökyüzü mavisi bol kot pantalon giydim, saçımı salgın bırakıp düzleştirdim, günlük bir makyaj yapıp parfümümü sıktım, takılarımı takıp çantamı da alarak odadan çıktım.

Kapıdan çıkmamla Berk önümü kesti, akıllanmadı mi hâlâ bu

"Ne oldu Berk, ne istiyorsun yine." Dedim bıkkınlıkla
"Lina konuşabilir miyiz?" Elini ensesine götürerek konuştu.

"Olmaz Berk işim var." Diyerek merdivenlere yöneldim, ben onu kırmadan affetmezdim, affedemezdim. Kendime saygısızlık yapmış olurdum.

Daha fazla Berk meselesini düşünmeyerek Kuzey'in yanına gittim, aynı bana çekmiş aslanım

"Abla, çok güzel olmuşsun."

Hayranlıkla kurduğu cümleye gülümsedim, "Sende çok yakışıklı olmuşsun ablasının kuzusu."

"Çocuklar çıkarken çöpleri atıverin olur mu?" İçeriden gelen Meryem Teyzenin sesiyle kapının önüne bırakılan çöplere göz gezdirdim, üstüm kirlenirdi ki

Kuzey sanki içimi okumuş gibi "Abla istersen ben taşıyayım üstün kirlenmesin." Dedi.

"Çok teşekkür ederim yakışıklım, göster bakalım marifetlerini."

Kuzey bana bişmişce gülümsemiş ardından ayakkabılarını giyip poşetleri yüklendi, arkasından bende ayakkabılarımı giyip kapıyı kapattım.

Sokağın başında ki çöp konteynerine ilerledik, Kuzey çöpleri atarak elini sirkeledi, yanaklarını sıkarak"Oyşş büyümüşte çöp atarmış." Dedim.

"Ablaa bebek sevmiyorsun 15 yaşındayım ben."

Omzunu silkerek parkın yolunu tuttum, parkın yakınındaki bir marketten çekirdek kola alıp parkta boş bulduğumuz bir banka oturduk.

"Furkan sevgili yaptı biliyor musun?" Dedim sessizliği bozmak adına

"Aaa gerçekten mi adı ne tanıştınız mı?" Dedi şaşkınlıkla "Selin adı, daha tanışmadık."

"Sevindim umarım mutlu olurlar."

Yaklaşık 1 saat oturup havadan sudan sohbet ettikten sonra evin yolunu tuttuk, eve geldiğimizde Kuzey odasına bende salona geçmiştim, salonda oturmuş Tuna abimi bekliyordum.

Sonunda hazırlanıp geldiğinde beraber evden çıktık ve tabi ki ilk durağımız olan fal bakan bir kafeye gittik.

Fal bakan bir kafe bulduğumuz da Tuna abimle sade türk kahvesi söyledik, normalde sade asla içemezdim ama fal için sade içilmesi gerekiyormuş.

"Lina saçma saçma işlerle uğraşmak yerine gel dolaşalım." Dedi Tuna abim bir süre sonra

"Ay abi 2 dakika bekleyiver ölmezsin."

Kahvelerimizi içtiketen sonra fal bakan abla 10 dakika sonra fincanları çevirerek fallarımıza baktı, ilk Tuna abiminkine baktı.

"Şimdi Tunacığım, senin falında bir karartı görüyorum, seni kötü bir şeyler bekliyor olabilir dikkat et kendine demedi deme, kariyer veya okul hayatında güzel gelişmeler yaşayacaksın, aşk hayatında da yakın zamanda bir şey gözükmüyor, ama dediğim gibi senin falında kötü şeyler gözüküyor kendine çok dikkat et olur mu?"

Abim inanmadığını ve takmadığı bir ifadeyle karşısındaki kadına bakıyordu, ben ise duyduklarımdan etkilenmiştim.

Falcı kadın bana dönerek kahve fincanımı eline aldı,

"Şimdi senin falına bakalım Lina, sende çok güzel şeyler var öncelikle okul hayatında seni güzel şeyler bekliyor böyle devam et hedefine ulaşacaksın, senin falında büyük bir K harfi görüyorum, yakın zamanda adında K harfi olan biri hayatına girecek ve büyük ihtimal bu kişi senin hayatının aşkı aynı zamanda dönüm noktan, sağlık açısından da gayet iyisin sağlıklısın, bir engel görüyorum bu engeli aşıp aşamayacağın sana bağlı."

Duyduklarımla oldukça şaşırmıştım, tabi ki falda ne çıkarsa o olacak kafasında biri değildim ama içimi abim adına bir tedirginlik kaplamıştı, abime baktığımda düz ifadesiyle bakıyordu galiba fala hiç inanmadığı için kadının dedikleri pek umrunda olmamıştı.

"Teşekkür ederiz." Dedi abim sessizliği bozarak, ardından sandalyeyi geriye çekerek kalktı bende peşinden gittim abim hesabı ödeyerek kafeden çıktı.

"Bir şey demiyecek misin?" Dedim sessizliği bozarak, " Ne diyebilirim ki kafadan salladığı şeyler sende inanmadın değil mi?"

"İnanmadım tabi ki ama içimi bir tedirginlik kaplamadı değil." Dedim.

Abim bana dönerek gözlerime baktı "İnanma abiciğim böyle şeylere, sıkma canını hadi gel sinemaya falan gidelim."

"Yok abi moralim bozuldu, eve gidelim." Dedim bitkin çıkan sesimle

"Yapma böyle Lina, dışarı çıkmak istiyordun abuk subuk bir şey için planımızı bozamayız, gel kitap alalım sana sen seversin hem ne bileyim okul ihtiyacım varsa alalım gezelim tozalım işte."

O kadar keyifsiz olmama rağmen aklımda olan bir kaç kitabı almaya gidebilirdim.

"Peki madem ama çok dolaşmayalım kitap alıp eve gidelim." Dedim,

Yüzünde hemen sıcacık bir gülümseme belirdi ve başıyla beni onaylayarak arabasına ilerledi benden arkasından gittim tabi ki

Adamın boyu 186 falan ben 163

(inş yanlış yazmamışımdır Aden'in boyunu)

Bu demek oluyor ki onun bir adımı benim on adımım yani keyfimden arkasından gitmiyordum mecburen gidiyordum.

(....)

"Abi bak şimdi ben bu kitabı sepete ekliyorum ama sen gözlerini kapatıyorsun görme kapat gözlerini, abii arkana dön ya da ne bilim direk burdan git şehirden, ülkeden, dünyadan yok yok sen direk evrenin dışına çık."

Ateşpare'nin tamamlanmamasına rağmen kutulu seti çıkmıştı ve ben onu delicesine almak istiyordum şimdi almazsam gider diğerleri alırlardı.

Tuna abim içine bir baksa ben yok yani

Almayıp internetten mi sipariş versem şimdi Meriç abime falan söyler bu Allah korusun. Valla Meriç abim kutulu seti komple kafama fırlatır

"Ya da tamam vazgeçtim, bak buraya yok bir şey."

Tuna abim geri bana dönerek sepete baktı "Ee yok burda bir şey."

"Evet yok." Dedim bende

Abim kabullenemeyen bir ifadeyle baktı bana "Kızım ben boşuna mı 1 saattir aynı yere bakıyorum, lan kız benim onu kestiğini düşündü şekilden şekle girdi karşımda."

Kız mı dedi bu

Ne aşkı beğğ diye bağırsam galiba çalışanlar kitaplarla saldırırlar bana

"Kız mı ne kızı be kız mız yok gel benim alacağım yok burda." Dedim ve koluna sarılarak çıkışa ilerledim, "Bir tantuni mi yesek, ayy aklıma gelmişken kedime mama almamız lazım."

"Peki ilk yemeğimizi yiyelim sonra mama alırız."

(....)

Tantunici de sakin bir şekilde yemeğimizi yedikten sonra kedimin mamasını da almıştık, evet kedimin hâlâ adı yoktu ne koyacağım inanınki bilmiyorum.

Sonunda eve geldiğimizde herkes buradaydı, salonda oturmuş muhabbet ediyorlardı.

"Aa kızım, oğlum hoş geldiniz." Dedi annem bizim salona gelmemizle

"Hoş bulduk anne ben bir duş alayım geliyorum hepinizden öptüm." Diyerek odama uçtum.

Üstümdekilerden kurtulup rahatlatıcı ama bir o kadarda kısa bir duş aldım üstüme pijamalarımı giyip günlük cilt bakımımı da yaptıktan sonra aşağıya indim, Meriç abimin yanına oturdum benim oturmakla beni kolunun altına aldı

"Ee ne yaptınız bakalım bu gün." Dedi babam

"Hiç normal bir gündü alışveriş yaptık yemek yedik işte."
Dedi Tuna abim

"Birde fal baktırttık." Diyerek konuya dahil oldum, annem merakla "Öyle mi ne çıktı." Dedi, bende yönümü anneme çevirerek konuşmaya başladım.

"Tuna abime dikkat etmesi gerektiğini onu kötü bir şeyler beklediğini falan söyledi, bana da hayatıma isminin içinde K harfi olan biri gireceğini bu kişinin hayatımın aşkı bile olabileceğini söyledi işt-

Sözüme devam etmeden abi tayfasının -Berk'in bile- bana attığı bakışlarla susmak zorunda kaldım,

"Erkek mi o K." Dedi Orkun abim Kuzey konuya dahil olarak "E yani abi ablam lez değil ya." Dedi. Orkun abim Kuzey'e ters bir bakış atıp bana döndü.

"Ee şey ya benim uykum geldi de size iyi geceler." Diyerek koşar ayak odama kaçtım, zaten gelen uykumla kendime yatağa attım.

(...)

Gece 02:56 ve ben acıktığım için mutfakta ne yapabileceğimi düşünüyorum, menemen mi yapsam ay evet bak canım çekti.

İlk önce ekmek var mı yok mu onu kontrol ettim, bir orduya yetecek kadar ekmek vardı.

Hemen buzdolabından, biber ve domates çıkarttım, biberleri ve soğanları doğrarken mutfağın kapısı açıldı ve biri içeriye girdi.

Bora

"Ne yapıyorsun gece gece." Dedi uykulu sesiyle, uykuluydu ama uyuyamadığı belliydi büyük ihtimal yine çalışma odasında çalışmıştı.

"Menemen yapacağım acıktım da." Dedim ve geri önüme dönüp biberleri doğramaya devam ettim.

"Soğanlı mi yapıyorsun menemeni."

"Neyle yapacaktım odunla mı?" Dedim, ayrıca ona neydi

"Menemen soğansız olur bunu bilmiyor musun?"

"Soğanlı olur."

"Soğansız olur."

"Soğanlı olur."

"Soğansız olur."

"Soğanlı olur dediysem soğanlı olur Bora!"

"Soğansız dediysen soğansız olur Lina."

"Miaav."

Bora ile tartışırken gelen kedime baktım, uzanarak kucağıma aldım ve başını sevmeye başladım.

"Şu tüy yumağını götür." Dedi sert sesiyle Bora

Aman çok korktum sümük

"En azından senden daha merhametli, insanları kırmayan, bencil olmayan kısaca senin aksine kalbi olan biri."

Bora bir şey dememiş sadece bakmıştı bende bir süre sonra kediyi kucağımdan indirip mama kutusuna mama döktüm biraz kedimde zaten direk mamasına yöneldi.

Biberleri doğradıktan sonra soğanla beraber tavada kavurdum, domatesleri rendelediğim sırada Bora "Bende açım." Dedi.

Ne yapayım aq elimle yemek mi yedireyim kalk ye bir şey

"O kadar yaşlanmadım çok şükür menemeninden birazcık yesem yeter."

Hass ya yine mi dışımdan konuştum ben

Rezil olduk yine iyi mi

Ayrıca menemen soğansız olur diyen oydu gitsin soğansız menemen yapsın kendine

"Menemen soğansız olur diyen sendin git kendine soğansız menemen yap."

Aynı zamanda rendelediğim domatesleri tavaya döktüm ve karıştırdım o pişerken bende ocağa su koydum,

"Hadi be Lina zaten yorgunum iki lokma yiyeyim kalkarım zaten."

"İyi ye bari." Dedim.

Bir süre sonra kaynayan suyu sallama çay olan bardakların içine döktüm, çaylar çökerken tavayı masaya koydum.

Her şey hazır olduğunda sandalyemi çekip oturdum ve yemeğe başladım. Sessizlik devam ederken Bora yavaşça ayaklanıp "Güzel olmuş ellerine sağlık." Diyerek mutfaktan çıktı, Bende yiyeceğini yiyip bulaşıkları hallettikten sonra geri odama ve sıcak yatağıma döndüm.

(....)

Bugünü kendime ayırıyordum, kitap kıyafet falan alıp birazcık gezecektim, ama önce aşağıya inip kahvaltı hazırlaman gerekiyordu, aileme süpriz yapacaktım da

Öncelikle üstüme önlüğümü giydim ardından, masayı Meryem teyze ile kurup mutfağa geri döndüm, geçenlerde yaptığım böreği yapacaktım.

Böreğin yufkasına süreceğim sosu hazırladım, patatesli yapacaktım Meryem teyze patates harcını hazırlamıştı bana sadece harcı ve sosu böreğe yaymak kalmıştı.

Böreği hazırladıktan sonra fırına attım o hazır olurken bende sucuk, sosis falan kızartacaktım.

Sucukları dilimleyip tavaya attım, sosislerin başlarına x şeklinde çizik atıp kızarttım.

Sonunda her şey hazır olduğunda evdekileri uyandırdım,en son Berk kalmıştı. Berk'i de gayet sevgi dolu bir biçimde uyandıracağım yani asla unutamayacak o kadar mutlu olacak.

Yani benim açımdan sevgi dolu bir biçimde

Şimdi bu berk zaten hıyar ya üstüne yoğurt döküp cacık yapalım.

Bir kaseye 2 kaşık yoğurt koydum biraz akışkan olsun diye 1 yemek kaşığı da su döktüm, sonra dökülmemesi için yavaş adımlarla Berk'in odasına çıktım.

Tabi kimseye yakalanmadan gidiyordum biri görse sen ne yapıyorsun dese 'Berk'i cacık yapmaya gidiyorum' desem büyük ihtimal, Berk arkamdan helvamı yerdi.

Neyse dünyaya bir kez geliyoruz

Berk'in kapısını çalmadan içeriye girdim, çokta umrumda değildi

Ohh çok şükür zıbarıyor,

Uzayda yürür gibi yürüyerek

Uzayda nasıl yürüdüğünü nerden biliyorsun

Karıştırma ortalığı Nazmik

Tepesinde azrail gibi dikildikten bir kez kısık sesle 'Berk' dedim uyanmayınca kaseyi başından aşağıya döktüm.

Hakketti 'Berk' dedim uyanmadı.

Kafasından aşağıya dökülen yoğurtla yataktan sıçrayarak uyanan Berk bir bana birde elimdeki kaseye bakıyordu.

Yüzüme sıçış gülümsememi yerleştirerek suratsız sıfatsız yüzüne baktım.

"Lina, kafan mı güzel, şu halime bak ya." Dedi sakin tutmaya çalıştığı sesiyle

"Sana hayvanları koruma derneği baksın canım, ayrıca kötü mü oldu bir şeye benzedin işte ımm şey gibi olmuşsun cacık."

Gözlerinden belli oluyordu sinirlendiği

"Lina çık odamdan gözüm görmesin seni."

"Görmesin zaten nazar falan değer Allah korusun, hem senin yaptıklarının yanında bu bit yeniği kadar kalır."

Gözlerinden bir şeyler kopup düştü, ama konunun eskiye gideceğini farkettiğim için tek kelime etmeden aşağıya indim.

"Günaydın güzel kızım, yukarıdan ses geliyordu Berk bir şey mi dedi."

Babamın sorusuyla ona dönerek "Yoo demedi bir şey gelir birazdan." Dedim ve sandalyeyi çekip oturdum.

"Kahvaltıyı Meryem teyze ile hazırlamışsınız." Dedi Tuna abim

"Evet beraber hazırladık."

Tabağıma börek, kahvaltılık falan koyup yemeye başladım.

Yaklaşık 20 dakika sonra Berk yemek odasına giriş yapmıştı.

"Günaydın cacık suratlı." Dedim.

Bana "Günaydın Lina." Diyerek sandalyesine oturdu ve kahvaltısına başladı.

"Ben çıkayım bugün yeni anlaşma yapacağımız adamlar gelecek." Dedi Meriç abim,

"Oğlu var mı?" Ağzımdan kaçırdığım şeyle herkesin bakışları bana döndü.

Sıçış günlükleri 10

"Efendim Lina duyamadım."

Yoo duydun da emin olamadın.

"He, yok bir şey ya bende bugün dışarıya çıkacağım alışveriş falan yaparım gezerim birde Furkan ile buluşacağım."

"Tamam kızım telefonun açık olsun bir şey olursa ara."
Dedi annem

Başımla onayladım ve ayağa kalktım "İstersen ben bırakayım gideceğin yere." Dedi Meriç abim.

"Yok abi sağ ol ben kendim giderim."

"İyi tamam." Diyerek ceketini aldı ve odadan çıktı arkasından da ben çıktım,

Üstüme navi crop, kot şort, beyaz nike çoraplarımı ayakkabı olarak da mavi nike blazer giyecektim, saçlarımı sıkı at kuyruğu yapıp takılarımı taktım. Yüzüme güneş kremimi ve makyajımı yapıp odadan çıktım.

Anneme son kez haber verip evden çıktım, bir otobüse binip Furkan'larla buluşacağımız yere doğru yola çıktım.

Sonunda geldiğimde kafeden içeriye girdim ve bir göz attım, Furkan'ı ve yanındaki büyük ihtimal sevgilisi Selin'i görmemle oraya ilerledim.

"Selamm." Dedim neşeyle

Furkan ve Selin bana dönerek ayağa kalktılar, Selin'e bir göz attığımda turuncumsu kızılımsı bir tonda saçları vardı beyaz teni ve yeşil gözleriyle çok güzeldi.

"Merhaba ben Aden Lina, Furkan'ın çocukluk arkadaşıyım." Dedim Selin' e kendimi tanıtarak.

Selin samimi gülümsemesiyle "Memnun oldum bende Selin, Furkan'ın sevgilisiyim."

"Selin çok iyi kızdır kesinlikle çok iyi anlaşacaksınız." Dedi Furkan

Onu başımla onaylayarak yerime oturdum, garsonun gelmesiyle hepimiz kahve söyleyip sohbet ettik,

"Ee Selin hangi lise de okuyorsun." Dedim sohbeti başlatmak adına

"Ben sizin okulunuzda işte, Karahan Koleji'nde."

"Senin var mı sevgilin varsa hep beraber buluşuruz." Dedi sonlara doğru sesi hevesli çıkmıştı,

"Ha yok sevgilim falan, bu sene malûm sınav senem o yüzden tercih etmiyorum ama kalp tabi işi belli olmaz."

Anlayışla başını salladı, "Gelecek planların neler peki?"
Dedi hemen ardından

"Tıp okumak istiyorum"

"Aa bende." Dedi

Şu aralar da herkes Tıp mi okuyor bana mi öyle

"Çok sevindim belki aynı üniversitede okuruz." Dedim "Bilmem neden olmasın."

Ardından siparişlerimiz gelmiş ve sohbete devam etmiştik.

"Neysem bebekler ben kaçar alışveriş falan yapmam lazım." Dedim ve her ikisine de sıkıca sarıldım.

"Görüşürüz Selin numaramı verdim ararsın ihtiyacın olursa."

"Görüşürüz Lina tanıştığıma çok memnun oldum."

"Bende Furkan üzmüyorsun Selin'i valla kız senin yüzünden ağlarsa ve ben bunu duyar öğrenirsem kaçacak delik ara."

"Bu kadar çabuk satacağını düşünmemiştim." Dedi kırılmış bir sesle

"Paslandın artık." Dedim ve kafeden çıktım,

(....)

Şimdi kendime kışlık sweathsirt, kazak alacaktım, öncelikle kadın kısmından bir kaç tane kazak ve sweat aldım.

Bir de erkek kısmından alacaktım, orda bazen güzel sweatshirtler oluyordu.

Reyonlar arasında dolaşırken bir tane sweatshirtü gözüme kestirdim, oraya ilerleyerek sweati tuttum fakat benin tutmakla karşı taraftan biri daha tuttu.

Kim diye bakacağım sırada tövbe yarabbim bu ne lan Yunan heykeli mübarek

Bismiallahirahmanirahim

Lina kendine gel sweatimiz elden gidiyor, nazik olalım kendimiz olalım sakiniz

"Hanımefendi bırakırsanız yalnız sweati." Dedi karşı taraftaki Yunan heykeli

Sesi çok yakışıklı

Kendine gel

"Pardon ama ilk ben aldım siz bırakın... lütfen." Dedim o sondaki lütfen olmasa yunan heykeli beni gördük sanacaktı

"Zaten erkek sweati gidin kadın reyonundan alın alacağınızı."

Derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım "Bakın beyefendi alacak kadın reyonundan zaten alırdım kıt değilim keyfim bunu almak istiyor bırakın lütfen."

Sweati kendime doğru biraz daha çekiştirdim alacağım dediysem alacaktım.

"Hanımefendi adı üstünde erkek reyonu hadi ikimizde yorulmadan bırakın alayım."

Ama ben bunu yolarım

"Ayol belki oğluma alıyorum, ne erkek reyonuymuş ya"
Dedim birazcık bağırarak

Beni baştan aşağıya bir süzüp "Oğlunuza aldığınızı hiç düşünmesem de neyse daha fazla sizinle uğraşamayacağım alın sizin olsun." Dedi ve arkasına dönerek ilerledi

"Bak bak bak sanki ben senin hayranınım." Dedim kısık sesle

"Efendim duyamadım." Dedi arkasına dönerek sahte bir tebessümle "Ha yok bir şey demedim yanlış duymuşsunuz."

Başıyla onaylayıp yoluna devam etti, bende sweati alıp kasaya ilerledim.

Burdan çıkıp kitapçıya girdim ve geçen gün alamadığım Ateşpare kutulu seti aldım birde dördüncü kanat kitabını alıp kasaya ilerledim, aldıklarımı ödeyip kitapçıdan çıktım.

Pek işim kalmadığını fark ederek AVM'den çıkıp otobüse bindim ve evin yolunu tuttum.

Eve geldiğimde annemlere yorgun olduğumu söyleyip odama çıktım, üstümdekilerden kurtulup kendimi ılık bir duşa attım.

Duştan sonra cilt bakımı yapıp pijamalarımı giydim ve yorganımın altına girdim.

Bugünkü Yunan heykeli aklıma gelince sinir olup yatağı yumrukladım, neye sınır olduğumu ben bile bilmiyordum, bir süre sonra yatağımdaki hareketlilikle bakışlarımı oraya çevirdim.

Kedim gelmişti, kucağıma alarak yanıma aldım, biraz başını sevdim

"Kedim sence o K bu Yunan heykeli mi?"

Uzun bir sessizlikten sonra cevap vermeyeceğini anlayıp uyuma pozisyonuna geçtim gözlerimi kapatıp uyuyacağım sırada kedimden bir 'miyav' sesini duydum önemsemeyip kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Umarım K sen değilsindir Yunan heykeli umarım sen değilsindir

BÖLÜM SONU

3001 KELİME

Bölüm nasıldı ?

Kitap nasıl gidiyor?

İstek sahneniz var mı?

Kedinin adı ne olsun sizce?

Pamir ?

Sizleri seviyorumm

Diğer bölüm görüşmek üzereee 😻💖

 

Bölüm : 27.02.2025 20:15 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...