22. Bölüm

21. Bölüm

E
hayalkusu_01

Selam aşklarım

 

Nasılsınız

 

Uzun bir bölüm ile geldim, Word sayfası olarak düşünürseniz 20 sayfa

 

4266 Kelime uzunluğunda bir bölüm

 

İyii okumalarr 🧚‍♀️

 

-ADEN LİNA -GERÇEK AİLEM-

 

 

21. Bölüm

 

Başımı kaldırıp yanıma baktığımda gördüğüm kişi ile şaşkına uğramıştım, Pamir Kunt gelmişti yanıma,

 

İyi de nerden buldu yerimi ?

 

Uzaya gitmedin Lina sahildesin

 

Mantıklı

 

"Pamir?" Dedim sorgularcasına

 

Gözlerini kayalıklardan çekip yüzüme baktı, "Efendim Lina."

 

"Hayırdır neden geldin?" Dedim ve daha fazla yüzüne bakmayıp kayalıklara vuran dalgalara baktım.

 

'Senin için geldim.'

 

Bir şey fısıldadığını duysam da ne dediğini anlayamamıştım.

 

"Hı?" Nidası döküldü dudaklarımdan,

 

"Seni gördüm moralin bozuk gibiydi bende yanına geleyim dedim kötü mü yapmışım?"

 

Başımı 'hayır' anlamında salladım, "Hayır da şaşırdım daha 2 haftadır tanışıyoruz."

 

Yine bir şey mırıldanmıştı fakat ben duyamamıştım, "Bir şey mırıldanıp durma sinirimi senden çıkartacağım yoksa ne söyleyeceksen söyle." Diye çıkıştım,

 

"Tamam sakin ol, demedim bir şey sen onu bunu boş ver canını sıkan şey ne?"

 

Merak mi etmişti? Yoksa öylesine ayıp olmasın diye mi soruyordu.

 

"Sensin... aslında birazda benim aptallığım yüzünden ailemle tartıştım."

 

Kaşlarını çatmış bana bakıyordu, "İstemeden bir şey mi yaptım."

 

Başımı tekrardan olumsuz anlamda salladım "Hayır da seni savundum biraz galiba o yüzden."

 

Yüzünde hafif bir tebessüm belirmiş ardından hemen kendini toparlamıştı.

 

"Anlamadım, neden beni savundun ailene karşı."

 

"Çok basit ailem sizi sevmiyor, kanıt da yok, seni okuldan atmak istiyorlar bende çocuğun eğitim hayatıyla oynayamazsınız diye çıkıştım."

 

"Benim yüzümden ailen ile aranı bozma Lina."

 

"Senin yüzünden tartıştık asıl canımı sıkan şey Meriç abimin söyledikleri." Dedim aynı zamanda parmaklarım ile oynuyordum.

 

"Ne dedi ki abin?"

 

"Boş veer, hem hakketten sen neden bu sene bu okula gelme kararı aldın?" Dedim merakla

 

"Hiç ama her bir şey için geldim desem." Dedi,

 

Bu nasıl cümle aq

 

"Ne?" Dedim sadece

 

Güldü, oha aq gamzesi varmış neyse gözlerimi sol yanağındaki gamzesinden çekerek diyeceği şeye odakladım.

 

"Sende boş ver be Lina."

 

Oflayarak önüme döndüm, "Furkan neden gelmedi yanına?" Dedi sessizliğin ardından

 

"Aradım ama açmadı şerefsiz." Dedim bak yine aklıma geldi, pezeveng unuttu beni

 

Sonrasında hiç konuşmamıştık sessizliğimiz ve kayalara vuran denizin dalgalarının sesi konuşuyordu, bizde denizi izliyorduk.

 

"Moralini yükseltmek için ne yapabilirim." Dedi uzun sessizliğin ardından

 

Şaşkınca döndüm tekrardan, "Herkese böyle yardım mi edersin?"

 

"Sen herkesi savunur musun?" Dedi sorumun cevabını vermeyerek kendisi soru sormuştu.

 

"Soruma soru ile cevap verilmesinden hiç hoşlanmam, sorunun cevabı da evet masum ama suçlanırsa o kişiyi savunurum sana özel bir şey değil." Dedim ve tekrardan önüme döndüm.

 

"Hava kararıyor ne yapacaksın eve gitmeyi planlıyorsundur heralde." Dedi,

 

Alayla yüzüne baktım, "Ne o eve mi atacaksın beni?" Dedim,

 

"Ha ne diyiysun merak ettuğumdan sorayrum." Dedi Karadeniz şivesiyle

 

(Yazabildim mi bilmiyorum ama yazmaya çalıştım.)

 

"Karadenizli misin?" Dedim,

 

"Anne tarafım Trabzon'lu baba tarafımızda tahmin edersin ki Mardin'li."

 

"Anladım, ben bu gün abimin buradaki evine giderim anahtarı vardı bende, merak etmene gerek yok yani."

 

"Keşke karışmasaydım, ailelerimiz gerçekleri bilseydi çok güzel dost olurduk." Dedim,

 

"Şimdi de olabiliriz."

 

"Ailelerimiz bu durumdayken mi güldürme beni Pamir Kunt." Dedim alayla,

 

"Neden olmasın ki elbet gerçeği öğrenecekler, sen Aden Lina Karahan benimle arkadaş olmayı kabul eder misiniz?"

 

Gülerek "Bilmem kabul etmeli miyim?" Dedim, "Etmelisiniz." Dedi,

 

"Eh madem çok ısrar ettiniz kabul edeyim bari." Dedim ve saçımı savurdum.

 

"Hadi kalk seni abinin evine bırakayım öyle evime geçerim." Dedi Pamir ayaklanırken

 

"Sen zahmet etmeseydin ben bir taksiye biner giderdim." Dedim,

 

"Ne zahmeti arkadaşımı evine bırakacağım alt tarafı." Dedi,

 

"Eh peki madem." Dedim ve ayağa kalkıp arkasından ilerledim,

 

Motosikletin yanına ilerlemişti, iki kask alıp birini bana diğerini kendine aldı, ben kendi kaskımı taktım, dizilerdeki gibi kızların takamayacağı kadar sert bir şey değildi.

 

Kendi işimi kendim hallederim.

 

O önüne ben arkasına bindim, ellerimle motorun kenarına tutundum,

 

"Zahmet olmazsa belime tutununuz Lina Hanım, sizleri yollarda aramak istemem."

 

"Yok kalsın ben düşmem sen sür hadi vır vır edeceğine." Dedim,

 

Motorunu çalıştırmasıyla benim ona tutunmamın arasında 2 saniye fark vardı.

 

Galiba bazen burnumun dikine gitmemem lazım,

 

Tutunduğum bedenin sarsılmasıyla güldüğünü anladım, vururdum da can güvenliğim yoktu.

 

Sonunda abimin evine geldiğimizde motordan atlayıp kaskını çıkardım ve ona uzattım.

 

"Görüşürüz Lina."

 

"Görüşürüz Pamir." Dedim ve elimi arkasından salladım, o da motoruna binip yoluna devam etti,

 

Abimin evinin anahtarı abimin karşı komşusundaydı, komşudan anahtarı alarak abimin evine giriş yaptım.

 

Abimin evine girmemle, her tarafa sinmiş olan abimin kokusu doldurdu ciğerlerimi, galiba abimi özlemiştim, en son 2 gün önce aramıştı 'nasılsın, ne yapıyorsun?' falan demiş birazcık da sohbet edip kapatmıştı.

 

Daha fazla kapıda durup bir taraflarımı dondurmamak için içeriye geçtim ve kapıyı kapattım. Odalara baktığım da gözüme anılarımız geldi, kendime gelerek evin haline bir baktım, her yer derli topluydu sadece biraz toz almam gerekiyordu,

 

Ayakta durmaya mecalim kalmadığı için temizlik ve alışveriş işini yarına bıraktım, gerçi yanımda telefonum ve kartımdan başka hiç bir şeyim yoktu, üstüme giyecek bir şeyim de aynı zamanda, abimin odasındaki kıyafet dolabına baktım, bir çift eşofman takımı alıp üstüme geçirdim, yatağa geçip telefonumdan anneme ve babama mesaj attım, haberleri olması için ardından kendimi uykunun kollarına bıraktım.

 

*2 hafta sonra*

 

2 haftadır abimin evinde kalıyordum, 2 hafta içinde eve gitmedim diyemem gittim ama Meriç iş için şehir dışına çıktığı zamanlar gittim, madem beni o ailenin bir üyesi bir bireyi olarak görmüyordu beni görmese de olurdu.

 

Bu süreçte okuluma gittim derslerime odaklandım, Pamir ile konuştuk gerçekten keşke bu olanlar olmasaydı diye düşündüm, yanlış anlaşılma olmasaydı ben hiç karışmasaydım beraber büyüseydik galiba hayatımın en mutlu dönemlerini yaşardım. Pamir ile okulda görüşmesek de ya o beni arıyor ya da ben onu arıyordum, o kanıtımız olan adama dair çok iz bulamamıştık, en son kaldığı yeri bulmuş ümitlenmiştik fakat gittiğimiz evde başka bir aile yaşıyordu.

 

Ama yine de hem Pamir hem de Yıldırım Bey ümitlerini kesmemiş aramaya devam etmiştiler ben inanıyordum başaracaktım, iki aileyi barıştıracaktım ha bu arada Pamir'in annesi Yağmur teyze ile tanışmıştım sağ olsun bana bir süre yemek yapmış ve Pamir'e vererek bana götürmesini istemiş,

 

2 haftadır hayatım böyle geçiyordu yani, 2 gün önceye kadar burada Tuna abim ile kalıyordum, hatta Yağmur teyze yemek gönderdiğinde kimin gönderdiğini sormuş bende Furkan'ın annesi gönderdi demiştim.

 

Annemler sürekli eve dönmem konusunda ısrar etse de Meriç evdeyken dönmeyi planlamıyordum, Berk evdeyken ona katlanabiliyordum çünkü tavrını en başından belli etmişti, ama Meriç öyle değildi, sevmiştim güvenmiştim ve kırılmıştım, Berk'i sevmemiş güvenmemiş ve çok kırılmamıştım.

 

Bugün ise evdeydim, okul tatildi ve Selin bize geliyordu evde yalnız başıma canım sıkılıyordu, Selin'i sevmiştim kafa kızdı.

 

Evi genel olarak toparladım ve dışarıya çıkacağım için üstümdeki pijamaları çıkarıp üstüme beyaz bluz, bol kot pantolon, pembe örgü hırkamı giydim, dışarıda bir şeyler alacak ve eve gidip kedimi alacaktım,

 

Evden çıktım ve bir taksiye binip evin adresini verdim, çalan telefonum ile gözlerini camdan çekip telefonu açarak kulağıma götürdüm.

"Efendim." Dedim ve karşı tarafın konuşmasını bekledim, kimin olduğuna bakmadan açtığım için merak ediyordum.

 

"Efendin değil kölenim falan dememi bekliyorsan boşuna bekleme Lina."

Pamir'miş.

 

"Sen miydin?" Dedim istemeden,

 

"Başka birinin mi olmasını isterdin?"

 

"Ha yok yok, ne oldu neden aradın?" Diyerek saçmalığımı düzeltmeye çalıştım,

 

"Birde silah daya kafama neden aradın pezeveng diye." Dedi gülerek

 

Aferin Lina saçmaladıkça saçmalıyorsun aferin kızım sana

 

"Ayy Pamir şöyle işte işim gücüm var."

 

"Tamam sakin ol, nasılsın diye aradım." Dedi,

"İyiyim dışarıda birkaç işim vardı onları halletmeye çıktım, o adamdan haber var mı?" Dedim,

 

"Sweatshirt falan mı alacaksın oğluna." Dedi alayla, görmeyeceğini bilmene rağmen göz devirdim,

"Yok bu sefer kızımı almaya gidiyorum." Dedim gayet ciddi bir sesle

 

Yalan yoktu kızımı almaya gidiyordum,

 

"Larisa'yı almaya mı gidiyorsun?"

 

Evet bir kedim olduğunu biliyordu, ve kendileri kedilerden pek hazzetmeyen biri olduğu için, kedimden pek hoşlanmıyordu.

 

"Evet, çok özledim yavrumu." Dedim özlem dolu sesimle,

 

"Peki madem görüşürüz, kapatayrum ben."

 

"Görüşürüz." Dedim ve ben kapattım, zaten eve gelmiştim, taksinin ücretini ödeyerek taksiden indim, evin kapısını çalıp bir süre bekledim, kapıyı açan Meryem teyzeye selam verip içeriye geçtim, herkes salondaydı, benim içeriye girmemle Kuzey koşarak bana sarılmıştı, aynı şekilde bende sıkı sıkı ona sarılıp saçlarının arasına bir öpücük kondurdum.

 

"Abla hoş geldin." Dedi sarılmamız bittiğinde, gülümseyerek "Hoş buldum ablasının kuzusu."

Salona bir göz attım Meriç var mı diye, evet buradaydı salonda tekli koltukların birine oturmuş bana bakıyordu, gözlerimi ondan çekerek anneme ve babama çevirdim, annemin yanına giderek sıkıca sarıldım. "Annem, hoş geldin kızım." Dedi duygu dolu sesiyle, kısaca hoş buldum dedim ve babama sarıldım, "Hoş geldin güzel kızım." Dedi ve alnımdan öptü.

 

Sırasıyla Meriç hariç herkes ile sarıldım, Bora'yla bile sarıldım, Meriç'in bakışlarını ara sıra üstümde hissetsem de dönüp ona bakmadım.

 

"Değdi mi yani Pamir için evi terk etmene." Dedi sessizliğin ardından Meriç, hâlâ benim bu evi Pamir için terk ettiğimi düşünüyordu.

 

Ne diyeyim Allah akıl fikir versin.

 

"Burayı Pamir için değil senin bana söylediğin söz için terk ettim Meriç." Ona 'abi' dememe şaşırmış olacak ki gözlerinde hafif bir şaşkınlık sezmiştim. "Lina abartıyorsun, tamam dedim öyle bir şey ama kendimi yanlış ifade ettiğim içindi, gerçekten bak özür dilerim, evine dön artık."

Ne bekliyordu, 'ayy tamam abicim' diyip sarılmamı mı?

 

"Ayy tamam abicim... diyip boynuna atlamalı bekliyorsun Meriç?"

 

Söz ağızdan bir kez çıkar o söz kalbi kırar parçalar ağızdan çıkan ikinci söz teselli içindir kalpteki kırgınlığı değil kızgınlığı geçirir.

 

"Tamam affetme ama neden Lina neden Pamir'e bu kadar çok güveniyorsun?"

 

Salonda çıt çıkmıyor herkes bizi dinliyordu, "Çünkü gördüm gözlerinde ki o masumluk duygusunu onların hiç bir suçu yok anlayın şunu size bunu kanıtlayacağım." Dedim emin çıkan sesimle, Ege bana dönerek "Ne işler karıştırıyorsun Lina sen?"

 

"Bir şey karıştırdığım yok ama şunu iyi bilin bu işi araştırmadığınız için pişman olacaksınız. Eve dönme konusunda da 1 haftaya dönerim belki, Larisa'yı almaya geldim." Dedim.

 

"Kızım bir şey yapıyorsa vardır bir bildiği o benim kızım, siz de tek bir kelime etmeyeceksiniz eğer ki Yıldırım Oflas ters bir hareket edecek olursa işin içine gireriz." Dedi babam,

Gülümsedim, arkamda babam varken benim başaramayacağım hiç bir iş olmazdı, minnetle baktım babama, o da bana şefkat ile bakıyordu.

 

"Güzel kızım ne olup bittiğini bana anlat yardım edebileceğim bir şey olursa söyle yaparım." Dedi,

"Baba kardeşimizin kardeşi belli, gözümüzle gördük artık affedersin ama saçmalamayı bırak lütfen. " Dedi Meriç,

 

Aile de kardeşlerine en düşkün olan Meriç'ti doğal olarak kardeşinin katili zannettiği adamın oğluna destek çıkmamız onu sinirlendiriyordu.

 

"Çok teşekkür ederim baba, sana her şeyi anlatırım ama şu an değil işlerim var Larisa'yı alıp eve gelmem lazım." Dedim tebessümle,

 

"Sen nasıl istersen kızım." Dedi sadece, bende ayaklanıp kedimi taşıma kutusunu almak için odama çıktım, arkamdan Bora'nın da geldiğini görmüştüm,

 

Odama girmeden önce beni kapıdayım durdurmuştu, "Lina eğer bir şey lazım olursa bana söyle ben senin her zaman arkandayım tamam mı?"

 

Şaşırmıştım ondan böyle bir tepki beklemiyordum, Meriç'ten beklediğim tepkiyi Bora göstermişti

"Teşekkür ederim Bora." Dedim gülümseyerek, ardından odama geçtim ve Larisa'nın eşyalarını toparladım, bahçede oyun oynayan kedimi de taşıma çantasını koydum ve annemlere sarılıp evden ayrıldım.

Bir taksi çağırdın abimin evinin yakınında bir market vardı oraya gidip atıştırmalık alacaktım,taksiciye adresi verdim ardından Pamir'i aradım, çok geçmeden telefonu açmıştı.

 

"Bensizliğe bu kadar az dayanabileceğini düşünmemiştim." Dedi alaylı bir tonda, aynı şekilde bende alayla

 

"Sorma yataklara düştüm Pamir yok diye."

 

Karşı taraftan bir gülme sesi geldi, "Neyse ne oldu da aradın beni başına taş mı düştü."

 

"Hee aynen kafam yarıldı hastaneye gidiyorum, şamatayı kes dediklerimi dinle." Dedim, Pamir bağırarak "Dinleğğ bu şarkım sanağğ dinle." Diye şarkı söylemeye başladı, bir süre susacak mi diye beklemiş susmayacağını anladığım da "PAMİR" Diye bağırdım.

 

Taksici abiyle bağırdığım için kısa bir süre göz göze gelsek de daha demin rezil olmamışım gibi konuşmaya devam ettim. Gerçekten okulda gayet ciddi hatta herkese soğuk davranan çocuk benim yanımda bebekleşiyordu.

 

"2 dakika ciddi dur be oğlum, 2 dakika lan, neyse söylemiyorum hiç bir şey aptal şey."

 

"Kırıldım bileeğsin, tamam tamam sustum anlat hadi."

 

Derin bir nefes alıp 'sabır' dedim, sabır

"O adamdan bir haber var mı?" Dedim sessizliğin ardından

"Yok, hâlâ hiç bir bok bulamadım ve bu benim canımı çok sıkıyor üstelik sen kanıtım olmamasına rağmen ailene karşı beni savunuyorsun." Dedi sonlara doğru mahcuplaşan sesiyle,

 

"Saçmala Pamir sana güvenmesem ailemi karşıma almazdım ayrıca almadım da Meriç kendi tercih etti, hem belki ailem de artık bize yardım ediyordur." Dedi sevinçle

 

Önce bir ses gelmemiş ardından "Sen ciddi misin Lina, gerçekten yardım edecekler mi sizinkiler?" Dedi, ama normal bir sesle değil içinde umut da bulunduran bir sesle

 

"Ciddiyim Pamir, babam ve Bora bana destek çıktı, sadece bi' ara beraber babamlarla konuşmamız lazım o kadar."

 

"Yarın müsait misin yarın gidelim?" Heyecanla söylediği şeylere gülümsedim, gerçekten yanımda çocuklaşıyordu.

 

"Gideriz, okul çıkışında olur mu?"

 

"Olmaz olur mu olur tabi ki." Dedi, taksici adrese vardığını belli edercesine bakınca ücretini ödeyerek taksiden indim, Larisa'nın miyavlamasıyla yüzümde istemsiz bir gülümseme peydah oldu.

 

"Sen dışarı çıktın galiba araba sesleri geliyor, kapatayım ben de araba çarpmasın sana Allah korusun."

 

"Eh peki madem görüşürüz Pamir Kunt."

 

"Görüşelim Aden Lina." Dedi, ardından da telefonu kapattım. Bu çocuk bana değişik şeyler yaşatıyor hadi hayırlısı

 

Allah'ım sınav senem de bana aşkı nasip etme

Amin falan demiyorum

Öfff

 

Markete girmemle bir market arabası alıp hem evin ihtiyaçlarını hem de Selin geleceği için birkaç atıştırmalık aldım, kasaya ilerleyip aldıklarımın parasını ödedim ve marketten çıktım.

 

Market abimin evine yakın olduğu için poşetleri kendim taşıyarak eve doğru yürüdüm. Anahtarla evin kapısını açtım ve eve girip derin bir nefes aldım, yorulmuştum.

Son olarak da abur cuburları yerleştirirken çalan telefonum ile sandalyeden atlayıp masasın üstündeki telefonumu aldım, Selin arıyordu, telefonu açarak kulağıma götürdüm.

 

"Ben yaklaştım senin eve de alınacak bir şey varsa çekinme söyle alayım."

 

"Bir şey almana gerek yok sen gel yeter." Dedim ve telefonu kulağım ve omzunun arasına sıkıştırıp geri sandalyeye çıktım, "Peki madem neyse geldim sayılır kapatıyorum ben."

 

"Görüşürüz." Dedim ardından da telefon kapandı, Selin gelmeden aldıklarımı hızla yerleştirdim. Her şey bittiğinde derin bir nefes aldım, günüm baya yoğun geçiyordu.

 

Çalan kapıyla kapıya ilerleyip kapıyı açtım, "Selam bebeğim." Diyerek Selin gelmişti, kısa bir sarılma faslından sonra kapıyı kapatarak salona geçtik.

 

"Kahve içer misin kahve getireyim." Dedim sessizliği bozmak adına, "Ay dur dur bende yardım edeyim beraber yapalım." Dedi ve benimle beraber o da ayaklandı, mutfağa geçip kahve makinesine kahveyi koydum, o hazır olurken Selin'de abur cuburları tabaklara koyuyordu. Hazırladıklarımızı alarak geri salona döndük.

 

"Boş boş oturmaya değil dedikodu yapmaya geldik o yüzden ben susamayacağım."

 

Selin'in dediği şeye güldüm ardından kahvemi elime alarak bir yudum aldım ve diyeceği şeyi bekledim.

 

"Şu sınıftaki yılan üçlüsünden Berrak'ı tanıyorsundur, heh işte bu kız Pamir'e kafayı takmış da takmış sen 2 gün okula gelmedin çocuğun dibinden ayrılmadı."

 

Daha demin içtiğim kahvenin boğazımda kalmasıyla öksürmeye başladım, Selin sırtıma hamura vurur gibi vurduktan sonra kahvemden bir yudum daha alıp kendime gelmeye çalıştım.

 

"Kız noldu? Ölüyordun az kalsın." Dedi Selin aynı zamanda imalı ve şüpheli gözlerle bana bakıyordu, "Bakma öyle imalı imalı o kafandaki şeylerden yok." Dedim,

 

"Eh öyle olsun bari ama ben pek emin olamadım, illaki vardır aranız bir şeyler Pamir'le." Dedi muzip bir sesle

 

Kaşlarımı çatarak yüzüne baktım, "Ay yok diyorsam yok zorlama bir." Diye çıkıştım.

 

 

"Öfff iyi be, öyle diyorsan öyle olsun ama bende Selin isem siz Pamir'le olacaksın." Yanımdaki yastığı alarak kafasına fırlattım.

 

Hayır yok diyorum anlamıyor, öyle bir şey yoktu olmayacak, olmamalıydı.

 

"Niye bu kadar sert çıkıştın ki bir şey mi dedim." Dedi tatlı tatlı konuşmaya çalışarak, "Kapatabilir miyiz şu konuyu lütfen, Pamir ile bir iş için arkadaşız sadece ilerisi yok." Diye açıkladım tane tane

 

"Ayy tamam tamam kapattım konuyu, aile durumun nasıl düzelttiniz mi arayı."

 

Konuyu değiştirmesine sevinmiştim ama konu aptal Meriç'e dayandığı için sevincim kısa sürdü,

 

"Eğer Meriç ile aramızı soruyorsan kötü, diğerleriyle zaten sorunum yoktu."

 

Önümde ki cinsten bir tane aldım, "Gittin mi hiç eve?"

 

"Bugün gittim Larisa'yı almaya ondan önce de Meriç şehir dışına çıktığı zamanlar gittim." Dedim,

 

Anlayışla başını sallamıştı, bir süre daha sohbet ettikten sonra odada yükselen telefon sesiyle sohbetimiz bölünmüştü, Selin'in telefonu çalıyordu.

"Tamam anne geliyorum birazdan." Demiş ve telefonu kapatmıştı, sonra bana dönerek "Lina dayımlar gelmiş mecbur eve gitmek zorundayım keşke daha fazla durabilsem ama nafile." Dedi üzgün çıkan sesiyle

 

"Olsun yine görüşürüz." Dedim ve kapıya yönelen Selin'in arkasından ilerledim, Selin ayakkabılarını giymiş ardından son kez bana sarılmıştı, bende aynı şekilde sarıldım "Görüşürüz bebeğim yine çok çok öptüm." Diyerek asansöre bindi, bende kapıyı kapatarak içeriye geçtim.

 

Salondaki dağınıklığı topladıktan sonra bir duşa girdim, duştan çıktıktan sonra haftalık cilt bakımımı da yaptım,

 

Bir rahatlama geldi beya

 

Yarın okul olduğu için çantamı hazırladım, birazcık ders çalıştıktan sonra yatağıma geçip telefonla ilgilendim, Tolga abime 'iyi geceler abişimmm' yazdıktan sonra da kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Pamir ile babamla konuşmaya gidiyorduk, bir tane Allah'ın kulunu koskoca Oflas'lar ve Karahan'lar da bulamazsa kimse bulamazdı heralde.

 

Üstümü değiştirip evden çıkacaktım zaten Pamir gelecekti beni almaya motoruyla gidecektik, dün duş aldığım için şimdi duş almama gerek yoktu, direk üstümü değiştireceğim yani,

 

 

 

{Gözlük ve çanta yok ama isterseniz siz o şekilde hayal edebilirsiniz }

 

Üstüme beyaz bir badi, ve siyah ve krem tonlarını barındıran bir deri ceket altıma da beyaz bol paça kot pantolon giymiştim.

 

Yüzüme makyaj olarak çıkan sivilceni kapatmak için kapatıcı, gloss ve rimel sürecektim sadece saçlarımı da sıkı bir at kuyruğu yapacaktım.

 

Saç ve makyaj işlerim bittiğinde telefonumu ve anahtarımı da alarak son bir üstümü kontrol ettim, çalan kapıyla kapıya ilerledim büyük ihtimal Pamir gelmişti, kapıya ilerlerken aynı zamanda bağırıyordum "Tamam Pamir geldim bir dur be." Kapıyı açarken "Bir taraflarında kurt mu var Pa- Abi."

 

Evet evet Tolga abim karşımdaydı.

 

Ben sıçtım galiba!

 

"Hayaller Pamir hayatlar Tolga be Aden'im." Dedi ve içeriye girdi bende şaşkınlıkla kapıda dikiliyordum, üstümdeki şaşkınlığı atarak kapıyı kapattım ve içeriye ilerledim.

 

"Abi geleceğine neden haber vermedin?" Dedim şaşkınlıkla, abim üstündeki ceketi çıkartıp koltuğa fırlattı.

 

"Valla güzelim sürpriz yapayım dedim de, hayal kırıklığı oldum, kaderim de bu da varmış." Dedi sonlara doğru dertli bir ses tonuyla konuşmuştu, komiğime gittiği için kahkaha attım, "Bak bir de gülüyor cimcime."

 

"Ya abi olur mu öyle şey ne hayal kırıklığı ben sadece beklemiyordum o kadar." Dedim,

 

"Öyle olsun baari, sen açıkla bakayım Pamir kim?"

 

Damat Tolga abi damat

Aynen Nazmik damat aynen

Biliyordum işte biliyordum

Bok biliyorsun kapa çeneni sinirlendirme beni

Amaan tamam be sen de hiç çekilmiyorsun

Çekmeyin beni zaten rahat bırakın

Ayy regl misin ne bu gerginlik ayoll

Her zamanki halim hem sen gitsene 2 dakika ya

İyi gidiyorum

Git.

Gidiyorum bak

Defol git Nazmik

Son kararın mı bak gidiyorum

Siktir git

Peki

 

İç sesimle yaptığım tartışmaya son vererek abine cevap vermeye hazırlandım, bu Nazmik aklımı karıştırdı.

 

Tam konuşacakken kapı çalmıştı galiba Pamir gelmişti, hızlıca kapıya ilerledim bu sefer delikten baktım kim olduğuna rezil olmayalım. Pamir'di, kapıyı açıp "Hoş geldin ama boş bulur musun bilemem." Dedim.

 

Anlamadığını belli edercesine bakmıştı yüzüme "Boş ver anlayacaksın zaten birazdan içeri geç anlatacağım ben sana." Dedim sahte bir gülümsemeyle

 

"Ayol eve atıyor beni sapık." Dedi komik bir sesle, gerginlikten gülemiyordum, "2 dakika ciddi kal lan 2 dakika."

 

"Sensiz geçen her dakikam zaten ciddi bırak 2 dakika şamata yapayım." Demiş ve ayakkabılarını çıkarıp salona ilerlemişti.

 

Salonun girişinde koltuktan oturan abimi görmesiyle durmuş, abime bakıyordu.

 

Anladı galiba

 

"Pamir de geldi abi, abi bu arkadaşım Pamir, Pamir bu da abim Tolga." Dedim zoraki bir gülümsemeyle

 

Pamir'in daha demin ki deliliğinden eser kalmamış gayet ciddileşmişti, yavaş adımlarla koltukların birine oturmuştu, bende abimin yanına oturdum.

 

Abime baktığımda dik dik Pamir'e bakıyordu, abimin omzunu dürterek "Bak çocuğa şöyle öldürecekmiş gibi." Dedim.

 

Bana bakmış ardından yumuşattığını düşündüğü bakışlarıyla geri Pamir'e dönmüştü, ortam çok gergin " Neyse abi biz Pamir ile babamlara gideceğiz çıkmamız lazım gelince detaylı konuşacağız." Dedim ve ayaklandım.

"Polat Bey ile neden tanıştırıyorsun o kadar önemli biri mi yani?" Dedi abim şüpheyle, "Yok abi ne alakası var önemsiz biri değil de neyse işte ha konu çok karışık anlatırım sana sonra biz çıkıyoruz." Dedim ve Pamir'e kalmasını söylercesine bir bakış attım, o da anlamış olacak ki ayaklanmıştı, Beraber kapıya ilerlemiş ayakkabılarımızı giymiştik.

 

O asansörü çağıracakken durdurarak "Asansöre binmeyelim, merdivenlerden inelim." Dedim, anlamasa da başıyla onaylamış ve merdivenlere yönelmişti.

 

Sitenin bahçesinden çıkarken ayağıma takılan taş ile az kalsın yere amele sümüğü gibi yapışıyordum, Pamir'in beni tutmasıyla şaşırmıştım, şaşkınlıkla ona bakarken o da yeşil harelerini yüzümde tutuyordu, kulaklarımızı dolduran ıslık sesiyle kendimize gelmiş sesin nerden geldiğini bulmaya çalışmıştık, sonunda bize pencereden bakan Tolga abimin işlik çaldığını anladık, sert bakışlarını Pamir'e doğrultmuş ve bağırarak,

 

"Uzak dur lan kardeşimden kene gibi yapışmışsınız, uzaklaş it herif."

 

"Abi ben düşmesin diye şey ettim." Dedi Pamir inandırmak için çok komik bir ses tonuyla konuşmuştu.

 

Abim son kez bize bakmış ardından kafasını çekerek pencereyi kapattı, "Hadi Pamir yürü." Dedim put gibi dikilen çocuğa

 

"Ha? Tamam tamam motor şurada." Diyerek gösterdiği yere doğru yürümeye başladı, bende arkasından ilerleyerek motorun yanına geldim.

 

Motora binerek Pamir'in beline sarıldım mecbur olduğum içindi Nazmiye açma o çeneni,

 

Peki peki

 

Kusura bakma Nazmiye canımı yolda bulmadım.

 

Pamir'in motorunu çalıştırmasıyla nefesimin kesildiğini hissetsem de bir süre sonra alışmıştım, her bindiğimde böyle oluyordu birde bu şerefsiz hız yapıyordu.

 

Bir süre sonra gözlerimi kapatmış kafamı Pamir'e fark etmeden yaslamıştım.

 

"Lina, Lina geldik hadi." Diyen Pamir'in sesiyle gözlerimi aralayıp etrafa baktım, evin bahçesindeydik üstelik Meriç kapıda sert bakışlarıyla bize bakıyordu.

 

"Sırtımda bu kadar uyumak istediğini bilseydim daha erken gelirdim." Dedi alayla Pamir, gözlerimi Meriç'ten çekerek Pamir'e doğrulttum, sırtına sert bir şekilde vurarak "Keş be içim geçmiş ne boş yaptın ayrıca ne yapayım ben senin sırtını benim gibi mükemmel, zeki, şahane, komik biri senin sırtına mı kaldı!" Diye çemkirdim.

 

"Ve güzel." Diyerek o da ekledi gülümseyerek, gülümsemesine karşılık olarak bende gülümsemiş "Ve güzel." Dedim,

 

"Lina hadi güzelim gelin artık." Dedi ne zaman geldiğini bilmediğim Orkun abim, gözlerimi Pamir'den çekerek başımla abimi onayladım ve eve doğru ilerledik.

 

Salona girdiğimizde, Pamir'in oldukça kasıldığını hissettim, salonda hiç beklemediğim biri daha vardı, Berk

 

Evet evet yurtdışına giden Berk şu an karşımda koltuğa oturmuş bir bana bir de Pamir'e bakıyordu. "Bunun ne işi var burada." Dedim ama sesimi sadece yani başımda ki Pamir duymuş ve kaşlarını çatmıştı.

 

Büyük ihtimal ona göre abime böyle bir şey demem şaşırtıcıydı. Gözlerimi Berk'ten çekerek salona bir göz gezdirdim.

 

Kuzey, Ege ve annem dışında herkes buradaydı, Pamir ile bir koltuğa oturduk, karşımda Meriç ve Berk vardı, hiç istemeden buraya oturmuştum çünkü tek boş koltuk buydu.

 

"Uzaklaş lan Lina'dan." Diye sert sesle konuştu Meriç,

 

"Bu seni alakadar etmez Meriç lütfen abuk subuk düşmanlığı bir kenara bırak ve Pamir'i dinle Bu diğerleri için de geçerli." Dedim kararlı çıkan sesimle

 

"Neden inanacağız bu şerefsizin dediği şeylere." Dedi Orkun abim, gözlerimi abime doğrultup 'yapma' dercesine baktım.

 

"Abi lütfen ama."

 

"Bunu size kanıtlayacağız sadece biraz zaman gerekiyor." Dedi Pamir suskunluğu bir kenara bırakarak,

 

"Peki madem anlat bakalım gerçekleri." Dedi babam da

Pamir derin bir nefes alarak söze girdi ve olan biten her şeyi anlattı, kanıtı bulmamıza kadar her şeyi anlattı, abimlerin ve babamın ifadelerinde bariz bir değişim olmuştu.

 

"Anlattıkları doğru olmadığı için doğal olarak kanıtı da yok." Dedi Meriç iğrenircesine çıkmıştı sesi, ama ben bunu yolarım

 

"Meriç saygımı bozmak istemiyorum ama saçmalamayı kes! Bu çocuk Jean de La Fontaine mi masal uydursun."

 

Galiba klasik eserlere fazla bakmayacaktım, aklıma nerden geldi bu yazar aq

 

"Abi Lina haklı saçmalamayın hem siz demiyor muydunuz Lina yapıyorsa vardır bir bildiği diyen, Lina bu vardır bir bildiği." Dedi şaşırtıcı şekilde Berk

 

Ona kısa bir bakış atıp geri Meriç'e döndüm, kurduğu cümle yüzünden ona teşekkür etmemi beklemesin

 

"Berk sen sus, konuşmaya hakkın yok Lina'ya yaşattıklarından sonra." Dedi Tuna abim, Pamir bama merakla dönmüştü 'Berk ne yaptı ki?' der gibi bakmıştı.

 

"Tamam güzel kızım biz size yardım ederiz eğer olay böyleyse babana bir özür borcumuz var." Dedi babam,

 

"Yıldırım Bey ile bir konuşalım baba beraber hareket ederiz." Dedi Bora, gülümseyerek baktım, babam ile Bora'ya.

 

"Bende arkanızdayım kardeşim." Dedi Tuna abim Pamir'e, "Eyvallah." Dedi Pamir'de Tuna abime karşılık olarak,

 

" Haluk şerefsizi konuşamıyor bile, ona da soramayız yaptı mı yapmadı mı diye." Dedi Orkun abim, bize yardım edeceğini belli ederek,

 

"Tamam o zaman sen babana söyle yarın bir buluşalım." Dedi babam Pamir'e doğru, "Tamam Polat Bey söylerim." Dedi Pamir'de,

 

"Bey demene gerek yok Pamir, amca desen yeter." Dedi babam, Meriç ayaklanarak "Pişman olacağınız şeyler yapıyorsunuz benden söylemesi." Dedi ve salonda çıktı.

 

Sensin be pişman, pişmaniye suratlı

 

"Neyse baba ben gideyim artık abim evde beni bekler." Dedim, ve ayaklandım, "Tamam kızım Tuna abin bıraksın seni."

 

Pamir araya girerek "Gerek yok Polat amca ben bırakırım." Dedi,

 

Tuna abim Pamir'e odaklanarak "Olur aslında Pamir bıraksın, Lina kardeşi sayılır zaten." Dedi 'kardeşi' kelimesini bastırarak,

 

Pamir nedensizce gerilmişti, "Bence şöyle yapalım babacığım abimi çağıralım beraber bir yemek yiyelim." Dedim ortamı sakinleştirmek adına

 

"Olur olur çok güzel olur sen ara abini gelsin yemeğe." Dedi babam da, başımla onayladım, "Berk sende kasaba git et tavuk bir şeyler al." Dedi babam Berk'e bakarak, Berk başıyla babamı onaylamış ve ceketini de alarak evden çıkmıştı.

 

Bende telefonumu cebimden çıkartıp abimi aradım, "Efendim güzelim."

 

"Abi babamlar seni yemeğe çağırıyor gelir misin?" Dedim uzatmadan,

 

"Gelirim tabi gelirim güzelim."

 

"Tamam o zaman görüşürüz." Dedim ve telefonu kapattım, normal de başkası olsa yapmazdım ama abim olunca işler değişiyordu.

 

"Çağırdın mı kızım?" Dedi babam, "Çağırdım geliyor." Dedim ve koltuğa oturdum, annem de bir süre sonra salona girmişti.

 

"Kızım hoş geldin." Diyerek bana sarıldı, ardından Pamir'e dönerek "Sen de hoş geldin evladım." Dedi gülümseyerek

 

"Hoş buldum efendim." Dedi nazikçe,

 

Eskiden neredeyse her günleri beraber geçen aile, şimdi birbirleriyle hiç tanışmamış gibiydiler.

 

"Ne efendimi evladım, Melike abla de Melike teyze de ama efendimi kabul etmiyorum."

 

"Peki Melike abla." Dedi Pamir'de, babam anneme Tolga abimin geleceğini söylemişti annem de hemen mutfağa geçmiş bir şeyler hazırlamaya başlamıştı.

 

"Sınıftaki Berrak'ı tanıyor musun?" Dedim Pamir'e sessizliği bozmak için,

 

"Tanıyorum da bir şey mi oldu?" Dedi endişeyle,

 

"Ha yok öylesine sorayım dedim de saçma bir soruydu." Dedim, yaklaşık yarım saat sohbet etmiştik mutfaktan yükselen annemin sesiyle kulağımı oraya verdim.

 

"Kızım en üst katta bir masa örtüsü var krem rengi bir şey çekmecelere bak bi."

 

Ayaklanarak en üst kata çıktım, burada kiler gibi bir oda vardı, tek tek bütün dolaplara çekmecelere baksam da bulamamıştım acaba yıkandı mi diyerekten çamaşır odasına da bakma kararı aldım, tam çamaşır odasına girecekken aşağı kattan 'Oğlum.' Diye annem bağırdı.

 

Telaşla merdivenleri indim, annem yere çömelmiş hem bağırıyor hem de ağlıyordu, babam da onunla birlikte çökmüş anneme destek çıkıyordu.

 

Tek tek salona gelen abimler ne olduğunu anlamadıkları için anneme ve babama bakıyorlardı, salon da bir tek Pamir olduğu için ona yönelerek "Ne oldu annem neden ağlıyor."

 

Pamir gözlerini annemlere çekmiş benim gözlerini kilitlemişti, sanki söylemek ile söylememek arasında gidip geliyordu.

 

"Söyle artık annem neden ağlıyor ne oldu?" Dedim,

 

"Berk kaza yapmış durumu kötüymüş."

 

Bir süre hiç bir şeyi algılayamadım, üzülmemem gerekiyordu o bana o kadar şey yaşattı söyledi ama neden şu an nefes almakta zorlanıyorum.

Üzülmemem gerekiyor neden ağlamak istiyorum

 

BÖLÜM SONU

 

4266 KELİME

 

Şimdimcim bölümü nasıl buldunuz ??

 

Diğer bölüm pazar gelecek diye net bir tabir kullanamam çünkü gelecek bölümde ne olacak hiç düşünmedim.

 

Ama arayı uzun tutmam hemen atmaya çalışırım

 

Çok çok öptüm diğer bölüm görüşmek üzere Allah'a emanet olun sizleri seviyorum 💖😻

 

 

Bölüm : 27.02.2025 20:20 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...