
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn lütfen
İyi okumalarr 🧚♀️
Medya; Aden'in terlikleri
Bora Karahan'dan
Akşamki kavgadan sonra babam bir güzel azarlamıştı Berk'i
Berk o sözleri söyledikten sonra Lina'nın gözlerinde bir şeyler koptu. Sesini düzgün tutmaya çalışarak karşılığını vermiş sonra bizi kovmuştu.
Ben ise çalışma odamda yeni projeyle ilgileniyordum. Bugün Linalarla alışverişe gittiğim için işlerimi ertelemiştim.
Saat 4.37'ydi. Odamdan çıkıp aşağı kata su içmeye iniyordum. Asansör kullanırsam sesine bütün ev uyanırdı o yüzden sessiz adımlarla merdivenden inmeye başladım.
Bir kat indiğimde Lina'nın odasından sesler geldiğini duymuştum. Adımlarımı onun odasına çevirdim.
Kabus görüyordu ve bir şeyler sayıklıyordu. Her tarafı ter içinde kalmıştı ve ağladığı için gözleri şişmişti.
"Bebeğim."
"Dokunma."
"Abi."
Bu üç kelimeyi sürekli sayıklıyordu. Bebeğim derken neyden bahsediyordu hiç bir fikrim yoktu. Dokunma derken ne kastettiğini bilmiyordum ama düşündüğüm şey olmaması için dua ettim. Abi derken de bize diyecek hali yoktu büyük ihtimal o Tolga'ya diyordu.
Koluna dokunup dürttüm. "Lina Lina uyan kabus görüyorsun." Dedim.
Bir kaç kez daha ismini tekrarladığımda sıçrayarak doğruldu.
"Senin ne işin var odamda." Dedi bir süre sonra
"Su içmeye gidiyordum. Sesini duyunca geldim." Dedim.
Bir süre gözlerime baktı, inanmak ister gibi
"İyi çıkabilirsin." Dedi.
Bende ayaklanıp çıktım odasından bir yarım saat sonra geri gelir kontrol ederdim.
Aşağıya inip suyumu içtim geri çalışma odama çıktım.
Aden Lina Karahan'dan
Beni bıraktın. Sen beni bıraktın korumayadın oysaki ben masumdum.
Anne neden beni koruyamadın. Bu adam beni neden aldı. Benim canımı neden aldı Anne
"Bebeğim yapma böyle b-ben seni bırakmadım."
"Sen beni bıraktın korumayadın işte."
"Abi, abi ben onu koruyamadım mı?"
Abim sustu.
"Abi bir şey söylesene."
Sustu.
"Ben ben ona dokunma dedim."
"Lina, Lina uyan kabus görüyorsun."
Birinin kolumu dürtmesiyle ve ismimi söylemesiyle sıçrayarak uyandım.
Kabus görmüştüm. Uzun zamandır görmüyordum neden yine gördüm. Akşamki kavga bilinçaltıma işlemişti büyük ihtimal
Ayrıca Bora'nın odamda ne işi var?
"Senin ne işin var odamda." Dedim.
"Su içmeye gidiyordum. Sesini duyunca geldim." İnanmak ister gibi bir süre baktım gözlerine sonra kendime gelip çıkmasını söyledim.
O odamdan çıktığında yorganımın içine girip düşünmeye başladım.
Ben mi koruyamadım onu, anne dedi neden koruyamadın beni ama ben korumaya çalıştım. Çok küçüktüm ki ben daha 15 yaşındaydım. Benin gezip tozmam gerekiyordu okula gitmem gerekiyordu ama ben anne adayı olmuştum. Buna rağmen korumaya çalıştım bebeğimi, abimi aramam lazımdı ama uyuyordur ki o şimdi, bana söylediği şarkıyı tekrarlama modunda açıp yastığımın altına koydum. Abimin seside benim sesim gibi huzur doluydu.
Karanlıktan gelicekler
Önünde dikilecekler
Sarı sarı, dişleri olucak
Sivri pencereleri olucak
Yakalayacak sanıcaksın
Ama hep sen kazanıcaksın
Ben sana, koşmayı öğreticem
Içinden gülmeyi öğreticem
Yalanlar söylicekler
Sözlerinden dönecekler
Buzdan kalpleri olucak
Acı sözleri olucak
Yaralicak sanacaksın
Ama hep sen kazanacaksın
Üstlerine, gitmeyi öğreticem
Düşünce, kalkmayı öğreticem
Abimin sesiyle mayışıp uyuyakalmıştım.
Bora Karahan'dan
Yaklaşık 1 saat sonra Lina'nın odasına geri girdim. Uyumuştu telefondan da Nil karaibrahimgil'in şarkısı benden sana çalıyordu.
Üstünü örtüp geri odadan çıktım.
Lina kötü biri değildi ama güvenirsem canım yanar diye korkuyordum.
Yoksa bende o Tolga gibi olmak isterdim. Lina'nın da benim sesimle söylediğim şarkıyı korkunca dinlemesini isterdim.
Daha fazla düşünmeyip odama geçip kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Aden Lina Karahan'dan
Sabah erkenden kalkmıştım. Doğru düzgün uyuyamıyordum kaç gündür
Aşağıya indim bir tek Tuna kalkmıştı bilgisayarı ile ilgileniyordu.
"Lina uyandın mı abicim." Dedi beni gördüğünde yanına gidip oturdum diğerlerine göre bana en sıcak davranan bio abi Tuna'ydı.
"Uyandım." Dedim. Saçlarımdan öpüp başını salladı.
Bilgisayara baktığımda film izliyordu. Birazcık daha yaklaşıp izlemeye başladım.
Tuna ne yapmaya çalıştığımı anlamış olacak ki beni kendine çekip göğsüne yatırdı.
Yaklaşık 45 dakika film izledik. Sonra Tuna antremanı olduğunu söylemiş iki yanağımdan da öpüp 'görüşürüz' demiş ve çıkmıştı evden.
Bugün Cumartesiydi o yüzden herkes evdeydi.
Ben bilgisayardan filmi izlemeye devam ederken salona biri girdi.
Polat Bey
Büyük ihtimal benden çekiniyordu. Yalan yok bende çekiniyordum ama bu ona ön yargılı davranacağım anlamına gelmiyordu.
Gülümseyerek "Günaydın Polat Bey." Dedim. Ona günaydın dememe biraz şaşırmış sonra gülümseyerek "günaydın kızım " diyerek karşılık vermişti sonra üçlü koltukların birine oturup telefonuyla ilgilenmeye başlamıştı.
Canım çok sıkılıyordu baya erken kalkmıştım. Polat Bey hariç kimse uyanmamıştı. Kahvaltıyı ben mi hazırlasam hatta Polat Bey ile hazırlayalım.
"Polat Bey sizden bir şey istesem." Dedim. Konuşmamla bakışları bana dönmüştü.
"Söyle kızım." Dedi yumuşak sesle
"Şimdi diyorumki baba-kız kahvaltı mı hazırlasak."
Dolaylı yoldan baba demiştim. Ama ne diyecektim 'bey-kız kahvaltı mı hazırlasak' diyecek halim yoktu. Ayrıca Allah belamı versin ki 'baba-kız' dediğimde gözleri parladı adamın
"Sen bana baba mı dedin." Dedi boğuk sesle noldu lan adama 2 dakika da
"Yani öyle de denilebilir baba." Ay vallahi dedim galiba, erken mi söyledim geleli 2,5 hafta oldu.
Ama şu yönden düşünelim o anne baba kelimesini hak etmeyen insanlara bile anne baba demişken bu aileme dememek haksızlıktı
Baba dememle koltuktan kalkıp bana sarıldı, la adam ağlıyor omzumda şu an
"Çok teşekkür ederim kızım. Asla bizi kabul ettiğin için pişman olmayacaksın söz baba sözü."' Dedi avuçlarıyla kafamı iki yandan tutarken, sonra bir daha sarılmıştı.
"Ayrıca kahvaltıyı yapalım baba-kız." Dedi gülümseyerek
Başımla onaylayıp dünü unutup hayır unutmuş gibi yapıp neşeyle mutfağa gittim arkamdan da babam geliyordu.Meryem teyzeye kahvaltıyı bizim hazırlayacağımızı söyleyip mutfaktan göndermiştik.Ben patatesli börek yapacaktım babamda sucuk ve patates kızartacaktı.
Patatesleri suya koydum ve haşlanmasını bekledim. O sırada böreğin içine sosunu da hazırladım.
Babam da sucukları tavaya koymuştu. Sucuklar pişerken de patateslerin kabuğunu soyuyordu.
Patates haşlanırken bende pankek yapmaya başladım. Sıvı malzemeleri bir kapta karıştırdım. Katı malzemeleri de ayrıca bir kapta karıştırıp ikisini karıştırdım.
O sırada da patates haşlanmıştı. Yufkayı tepsiye serip harcını döktüm yine aynı şekilde bir kezcdaha yufka serdim üstüne de hazırladığım sostan sürüp fırına attım.
Babamın işi bittiği için şu an masayı hazırlıyordu. Pankek harcını krep tavasına küçük küçük döktüm. Pankekler pişerken Melike Hanım mutfağa gelmişti.
"Günaydın hayatım ve kızım." Dedi.
Evet şimdi Melike Hanım'a anne deme zamanı yaparsın kızım zaten ikü hece an-ne
"Günaydın bir tanem." Dedi babam annemin alnını öptükten sonra
"Günaydın anne." Dedim vallahi
Anneme baktığımda gözleri dolmuştu. Hemen sarılıp sayamadığım kez yanaklarımdan alnımdan öptü.
"Çok teşekkür ederim kızım." Dedi titreyen bir sesle,
Gülümsedim. "Pankekler yanmadan bakayım." Dedim ve ocağa yaklaştım son pankekleri de tabağa yerleştirdim ve masaya koydum.
Üstümde hâlâ pijamalarım vardı. Odama gidip üstümü giyinmem gerekiyordu.
"Kızım Ege'yi Kuzey'i ve Meriç'i uyandırır mısın?" Dedi annem, başımla onayladım ve yukarıya çıktım.
İlk üstümü giyinecektim üstümde yumurta desenli bir pijama vardı. Odama girip dolabımdan bir şeyler seçtim. Altıma siyah tayt üstüme de gri swit giydim. Beyaz nike çoraplarım ve ördekli terliklerim çok güzeldim.

Hemen Kuzey'in odasına ilerledim diğerlerini sonraya bırakalım.
Kuzey'in kapıdını çaldım. 'Gir' sesiyle içeriye girdim. Uyanmış üstünü giyinmiş telefonuna bakıyordu.
"Kuzey hadi kahvaltıya." Dedim.
Başıyla onaylayıp kapıdan çıkarken yanağımı öpüp odadan çıktı.
Meriç'in odasına ilerledim.
Kapıyı çaldım ses gelmedi. E benden günah girdi diyerek içeriye girdim.
Uyuyordu katil tipli yaratık, yanına yaklaştım kaşları çatıktı. İnsanın uyurken bile kaşları çatık olur mu ya
Kolundan dürttüm uyanması için bir şeyler mırıldandı ama uyanmadı.
"Meriç kalsana lan." Dedim. Tabi ki lan derken sesimi kısmıştım öldürür falan beni gömer buraya Allah korusun
"Ne işin var senin odamda." Dedi boğuk sesle
"İnsanların kemiklerini duvara asıp bakıyor musun diye bakmaya geldim katil tipli yaratık." Sonunu yine kısık söylemiştim.
Gözlerini aralayıp bana baktı. "Ne tipli ne tipli."
Kulaklara bak fil kulağı sanki her boku duyuyor.
"Hiiiç öyle yani neyse sen uyansana artık kahvaltıya çağırıyor annem." Dedim ve odadan kaçtım. Arkamdan gülme sesi gelsede umursamadım.
Ege'nin odasına gittim. Oda da kimse yoktu bende umursamadan geri yemek odasına gittim. Herkes masadaydı.
Boş olan bir yere geçip oturdum. Yanımda Tuna diğer yanımda Kuzey vardı. Bugün şanslıyız.
Tabağıma yaptığımız her şeyden koydum. Masadaki bakışlar bana dönsede umursamadım. Sonra Kuzey'in ve Tuna'nın da tabağına börek koydum.
Tuna'nın kulağına fısıldadım. "Böreği ben yaptım."' Dedim. Tuna böreğin tadına bakıp inanmaz gibi baktı.
"Ben yaptım hem babama sor onunla hazırladık kahvaltıyı." Fısıldıyayım derken sesimi birazcık yükseltmiştim. O yüzden Orkun ve Berk duymuştu dediğimi
"Baba mı?" Dedi Orkun şaşkın şekilde
"Kahvaltıyı siz mi hazırladınız?" Dedi Berk.
Al işte herkes öğrendi çenenizi iki dakika tutsanız ölürdünüz dimi ?
"Ne diyecekti oğlum kızım babasına kayınço mu deseydi." Dedi Babam Orkun'a
"Hayır da bir şaşırdım." Dedi Orkun.
"Kahvaltıyı siz mi hazırladınız ?" Dedi Meriç.
"Yani böreği ve pankeki Lina yaptı. Sucuğu ve patates kızartmasını da ben hazırladım." Dedi babam.
"Zehir falan katmadın dimi içine?" Dedi Berk, bana bakarak
"Yok ben zehir sevmiyorum tuz ruhu daha çabuk öldürüyor insanı ... oğlum sen laftan anlamaz mısın sen benim için yolda gördüğüm insandan farksızsın ve ben yoldan geçen insana genelde zehir vermem korkma." Dedim.
Bozulmuştu ama umurumda değildi. Dün bana ima ettiği şey beni 2 sene öncesine götürmüştü.
"Ellerine sağlık güzelim." Dedi Tuna gülümseyerek, bende gülümsemesine karşılık vererek "teşekkür ederim." Dedim.
"Ellerinize sağlık." Dedi Berk hariç herkes babamla herkese 'afiyet olsun' demiştik.
Kahvaltı faslı bitmişti. Ailecek salonda oturuyorduk. Canım inanılmaz derecede sıkılıyordu. Kıçımda kurt vardı heralde evde duramıyordum.
Furkan ile buluşmuyorduk uzun zamandır hem abiler geldiğinden beri görüşmedik dedikdou yapardık biraz telefonumu alıp odama çıktım ve Furkan'ı aradım. Çok sürmeden açtı bu sefer
"Alo Furkii."dedim enerjik bir sesle
"Efendim Aden'im." Dedi sesi yumuşaktı.
"He ne diyorum şimdi parkta çekirdek kola dedikodu üçlüsünü yapalım mı seninle." Dedim.
"Olur ben 10 dakikaya çıkarım."
"Tamam o zaman görüşürüz." Dedim.
"Görüşürüz aşko." Dedi ve telefonu kapattı deli bu çocuk
Neyse bende oyalanmadan üstümü değiştiştirdim. Taytım kalmıştı sadece üstüme crop hırka giymiştim. Ayakkabı olarakda converselerimi giydim.

Tamamen hazırlandığımda aşağıya indim. Bütün gözler bana dönmüştü.
"Nereye böyle." Dedi.
Göz devirip "Cehenneme gelecek misin?" Dedim. Bir şey demeyip susmuştu.
"Üstündeki ne?" Dedi Meriç.
"Crop, eğer alacaksan link atarım sana hiç sıkıntı değil."' Dedim. O da bir şey demeyip susmuştu önemsemeyip babamın yanına gittim. "Baba ben arkadaşımla buluşabilir miyim diyecektim." Dedim masum masum
"Tamam kızım git ama telefonun açık olsun çok geç kalma." Dedi.
"Ayy çok teşekkür ederim." Dedim ve evden çıktım. Furkan ile buluşacağımız parkın yolunu tuttum.
Parka geldiğimde Furkan elinde çekirdek kola poşediyle ayakta telefonuyla uğraşıyordu. Koşarak boyuna sarıldım. Oda bana sıkıca sarılmıştı bir süre böyle durduktan sonra ayrıldık.
Boş bir bank bulup oturduk. Kolalarımızı bardağa kattım, çekirdek paketini açtım ve Furkan'ın aldığı çikolataları paylaştırdım.
"Abi tayfası ile nasıl gidiyor?" Dedi Furkan çekirdeği çitlemeye çatıştığı için sesi garip çıkmıştı.
"Gitmiyorki." Dedim.
"Nasıl gitmiyor Aden, kötü bir şey mi yaptılar?" Dedi sesi meraklı ve sinirliydi, siniri bana değil o abi tayfasınaydı.
"Aslında en büyükleri Meriç, bana kötü kötü dik dik bakıyor ve seçim yapmak zorunda olsa düşünmeden diğer kardeşlerini seçer neyse umurumda değil, 2. Büyük abi Bora, o değişik ama beni sevdiği söylenemez büyük ihtimalle bavulumu alıp çıksam tek kelime etmez, 3. Abi Orkun var o da değişik istemiyor ama karışmıyor gibi nötr bana karşı, 4. Abi Berk o baya istemiyor beni her fırsatta da söylüyor bunu zaten dün abimle konuştum 'bol bol öpüyorum seni' dediğim için orospu iması yaptı bana."
"Belasını siktiğimin pezrvengleri." Diye sinirle soludu Furkan.
"İkiz var birde var mı yok mu belli değil konuşmuyor benimle 'git'de demiyor 'kal' da, 5. Abi Tuna o en iyileri galiba en iyi anlaşacağım ben gelir gelmez diğerleri gibi kötü davranmadı. Tuna abim aralarından en güvendiğim olabilir." Dedim.
"İyi bari Tuna varmış Tolga abide yarın geliyormuş." Dedi.
"Evet dün konuştuk. Çok özledim abimi." Dedim.
"Birde bugün anne baba dedim."
"Melike Hanım ve Polat Bey'e mi?" Dedi şaşkın şaşkın
"Yok kaybolan teyzemin kocasının halasının yeğeninin torununun annesine anne , babamın kaybolan halasının kocasının teyzesinin yeğeninin torununa da baba dedim. Saçmalama Furkan tabi ki onlara dedim."
Kahkaha atmaya başladı.
"Tamam gülüm sinirlenme." Dedi ve yanağımdan makas aldı.
"Yapma şunu." Dedim.
"Dedikodu yok mu?" Dedim, 10 dakikadır boş boş bakışıyorduk.
"Var kız olmaz olur mu." Dedi ve anlatmaya başladı.
"Şimdi bizim mahallede Harun diye biri varya hani heh karısı ile yaşıyor. Harun bir gün evden çıkmış karısıda komşusu Ayşe'nin yanına gitmiş kapı açıkmış bunlar da 20 senedir tanıdık oldukları için çat kapı giriyorlar neyse işte içeride kocası ile Ayşe'yi öpüşürken görmüş. Siz nasıl yaparsın böyle bir şey diyerek tokat atmış ikisininde yüzüne çıkmış gitmiş
"Vay anasını Harun amca bak sen şerefsiz." Dedim çekirdeği çitlerken başıyla onayladı beni
(...)
Furkan ile sohbet ederken sahile de gitmiştik orda da biraz konuştuk ve şu an akşam saat 9 kesinlikle geç kalmadım. Ama arayıp babama haber verdim o da "tamam güzel kızım biz annenle bir iş yemeğine gideceğiz abinler evde." Demiş telefonu kapatmıştı.
Eve geldiğimde kapıyı Meryen teyze açmıştı. Terliklerimi alıp içeriye geçtim ki geçmez olaydım. Lan bunlar neden bana kırmızı görmüş boğa gbi bakıyorlar.
Bismillahirrahmanirrahim
"Nerdeydin sen bu saate kadar ? Kimin altındaydın." Dedi Berk.
Takma umursama kriz geçirirsin diyerekten kendimi sakşn tutmaya zorluyordum.
"Sen yine saçmalamaya başladın bana bak Berk kendine gel ben senin tanıdığın kızlara asla benzemem ama görüyorum ki sen benim tanıdığım çoğu şerefsize benziyorsun."
"Kızım seni kimse elimden alamaz anladın mı beni?" Dedi Ege
"Sana ne oldu iki dakika da, ya sizin benimle derdiniz ne?"
"Burda olman, siktir olup gitmenin neyini anlamıyorsun?" Dedi Bora. Ondan böyle bir tepki beklemediğim için şaşırmıştım ama belli etmemiştim.
"Gideceğim zaten ama şu beynine sok daha 17 yaşındayım aileniz beni alabilir yoksa sizinle kalmaya bayılmıyorum."
"Söyle kiminleydin neredeydin ne yapıyordunuz?" Dedi Meriç
Çattık ya
"Furkanlaydım." Dedim ve devam ettim. "Oldu mu aldınız mı cevabınızı?"
"Sende Hazal gibisin işte ya söyle itiraf et ben erkeklerin altı-" Berk'in cünlesini tamamlamasına kalmadan yüzüne tokat attım.
"Sen ne yapıyorsun ya kardeşime nasıl tokat atarsın?" Dedi Meriç.
Ayol 3 gündür kardeşiniz bana demediğini bırakmadı ben mi suçlu oldum.
Ayrıca kriz geçirmeme çok az kalmıştı.
"Haklı diye mi?" Dedi Bora.
O da mı böyle düşünüyordu.
"Başka kim Berk gibi düşünüyor hiç çekinmeyin söyleyin." Dedim
Ege "Bende öyle düşünüyorum." Dedi tamam düşünsün
"Siz de mi yuh gerçekten yuh ya!"
Kapı çalmıştı ama büyük ihtimal annemler gelmişti teyze açardı kapıyı zaten
"Siz üçünüzü Allah'a havale ediyorum. O kirli zihinlerinizi bir temizleyin bıktım sizden ben 1 haftaya kadar gerçekten mutluydum Kuzey ile asıl siz benim hayatımın içine sıçıyorsunuz. Bana bakın siz o üçlü umurum dışısınız yolda görseniz selam bile vermeyin bakmayın bile yüzüme gerçi bakacak yüzünüz kalırsa bakarsınız. Yarın abim geliyor 1 hafta onda kalırım sizde rahat edersiniz." Dedim.
Allah belamı versinki sinirlenince gözlerim doluyordu. Gözümden bir damla yaş yanağımda süzülüyordu. Bol gözlerle onlara bakarken hiç beklemediğim bir ses duydum.
"Aden." Abimin sesiydi bu ses abim mi gelmişti.
Hemen arkama döndüm abim kanlı canlı karşımdaydı.
İşte onların üzerek doldurduğu gözler abim sayesinde mutlulukla doldu.
Hiç kimseyi umursamadan abimin yanına koştum ve boynuna atladım.
"Abi, abi beb çok kötüyüm götürür müsün beni?" Dedim başım omzuna gömülükken, benden ayrıldı ve abi tarafının oraya ilerledi.
Buyurun cenaze namazına
"Siz ne söylediniz de Aden ağlıyordu. Ha kim ne söyledi?" Dedi bağırarak sesi sertti.
Hepsi sustu. Tuna konuşacakken kavga çıkmanası için gözlerimle susmasını işaret ettim.
"Abi boş ver ben öyle film izledim kötü bitti o yüzden ağlıyorum abilerle de onun için tartışıyoruz " dedim ve kolundan tuttum. Bana 'sana inanmadım her şeyi anlatacaksın' bakışını atmıştı.
"Ben bir kaç parça kıyafet alayım sana gideyim." Dedim
"Tamam güzelim sen hazırlan bekliyorum ben seni kapıda." Dedi ve başımdan öpüp kapıdan çıktı.
Bende odama çıkıp annemleri arayıp haber verdim. Sonra küçük bir bavula kıyafetlerimi yerleştirdim.
Bavulumu da alıp aşağıya indim.
Abilerin suratına bakıp "Hadi yine iyisiniz benden 1 hafta kurtuluyorsunuz." Dedim ve arkamı dönüp kapıdan çıktım.
♡°♡°♡°♡°♡°♡°♡°♡
2460 KELİME
Eeee bölüm nasıldıı ¿?
Önerdiğiniz sahne varsa bu kısma yazabilirsiniz >>>
Sizleri çok çok seviyorum görüşmek üzere hoşçakalın
Yazım ve noktalama hataları düzeltilecektir.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |