8. Bölüm

8. Bölüm 💫

E
hayalkusu_01

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn lütfen

 

İyii okumalarr 🧚‍♀️

 

8. Bölüm

 

 

Abimin evine gelmiştim. Abim mutfakta kahve yapıyordu. Bende odamda bavulumu yerleştiyordum o kadar yorgundum ki kaplumbağa kadar yavaştım.

 

Yol boyunca ağlamıştım o yüzden üstümde halsizlik vardı.

 

Bavulumu tamamen yerleştirdiğimde salona geçtim. Koltuğa oturdum ve duvara bakıp düşünmeye başladım. Bir süre sonra abim elinde iki kupa filtre kahveyle salona gelmişti.

 

Yanıma oturup kahvenin birini bana uzattı. Bir süre ortamda sessizlik hakim oldu.

 

"Anlatmak istersen dinlerim abicim." Dedi abimin huzur dolu sesi, gözümden bir damla yaş düştü. Kahveyi sehpaya bırakıp abimin dizine yattım. Benim dizine yatmam ile elleri saçlarımı bulmuştu. Abim saçlarımı okşarken bende anlatmaya başladım.

 

"İlk geldiklerinde Tuna ve Orkun hariç hepsi beni istemediğini söyledi. Bende bir abim olduğunu onlara ihtiyacım olmadığını söyledim biraz daha tartıştıktan sonra yemek yedik uyumak için odama çıktım. Ertesi gün akşam seninle konuşurken bol bol öpüyorum seni demiştim ya Berk duymuş onu sende o kız gibisin falan dedi kısaca orospu iması yaptı erkeklerin altına yattığımı söyledi. Abi ben Çınar'ın bana dokunmasını istemedim o-o bana z-zorla dokundu abi b-ben istemedim." Dedim hıçkırıklarım artmıştı.

 

"Biliyorum abicim ben inanıyorum sana." Dedi güven veren bir sesle, konuşmaya devam ettim.

 

"O gece bebeği gördüm beni suçluyordu koruyamadın beni diyordu abi ben onu korumaya çalıştım ama daha çok küçüktüm bilemedim ben açmazdım o kapıyı b-ben Ilgaz abi geldi sandım. Ben bilemezdim ki bebeğimin katilleri için açmışım o kapıyı ben bilemedim. Gece 4 gibi Bora uyandırdı beni kabus görüyorsun kalk falan dedi. Senin sesini kaydetmiştim onu açtım uyuyakalmışım zaten sabah kalktım güzelce babamla kahvaltı hazırladık. Sonra ben Furkan ile buluşmaya gittim gece geç olunca da babamı aradım haber verdim o da tamam güzel kızım falan dedi kapattı. Bende eve gittim. Sonra yine aynı şeyleri söylediler ama bu sefer Berk gibi düşünen iki kişi daha vardı. Bora ve Ege onlarda öyle düşünüyormuş abi kriz geçirmemek için sakin kalmaya çalıştım. Sen gelmeseydin kriz geçirecektim." Dedim.

 

Abimin eşofmanı ıslanmıştı göz yaşlarımla, dizinden kalktım kahvemden bir yudum aldım sırtımı koltuğa yasladım, abim sinirlenmişti bana değil onlara

"Sikicem onların belasını beklesinler onlar." Dedi ve sinirle soludu tam ayaklanacakken kolundan tutup

"Abi onları dövesin diye anlatmadım otur oturduğun yerde." Dedim. Bir şey demeyip oturmuştu.

 

"Hadi benim uykum geldi uyuyalım." Dedim ani bir kararla

"Eskisi gibi beraber uyuyalım mı?" Dedi hevesle, başımla onayladım.

 

"Ben bir su içeceğim sen git geliyorum ben." Dedim ve ayaklandım.

 

Mutfağa gidip suyumu içtim meyve kasesinden bir tane mandalina aldım kabuklarını soyup yameye başladım. Mandalinayı yediğimde kabuklarını çöpe attım telefonumu almak için salona yöneldim. Ekrana baktığımda yabancı bir numara 4 kez aramıştı. Zil sesim kapalı olduğu için duymamıştım.

 

Numarayı geri aradım çok geçmeden açmıştı telefonunu

 

"Merhaba Lina ben Tuna numaranı Kuzey'den aldım."

Tuna'ymış da neden aradı ki

 

"Efendim Tuna."

 

"Lina nasılsın iyi misin giderken çok kötü gözüküyordun."

 

Gülüsedim. En azından bio abilerden biri beni seviyordu.

 

"İyiyim bir sorun yok sizin evde durumlar nasıl?" Dedim.

 

"Bizim, seninde evin o ev. Evde durumlarda yani babam azarladı baya Berk'i falan Meriç abim her zamanki gibi kardeşini koruyor sanki sen kardeşi değilsin neyse sen takma bunları kafana ben yanındayım. 1 hafta rahatına bak düşünme buraları." Dedi.

 

"Anladım neyse öpüyorum seni iyi geceler, Kuzey'i öp benim için."

 

"Sana da iyi geceler küçüğüm." Dedi.

 

"Ben küçük değilim Tuna siz fazla uzunsunuz."

 

Tuna'nın küçük bir kahkaha sesi geldi.

 

"Tamam küçüğüm sen ne söylersen odur."

 

"E öyle zaten." Dedim.

 

"Neyse öpüyorum seni güzelce uyu dinlen." Dedi.

 

"Görüşürüz." Dedim ve kapattım.

 

Salonun ışığını söndürüp abimin odasına ilerledim. Yatağın içine girip abime sarıldım benim sarılmamla o da bana sıkıca sarıldı. Gün ne kadar huzursuz bitse de günün sonunda kendimi huzurlu kolların arasında uykuya teslim ettim.

 

(....)

 

"Abi şu ayıcığı alalım mı?" Dedim parmakla gösterdiğim kar beyazı ayıcığı göstererek.

 

Bugün abimde kaldığım 4. gündü. Gerçekten 2 haftada o kadar yorulmuştum ki abim ile vakit geçirmek çok iyi gelmişti.

 

Bugün gerçek ailem beni buldukları için düzenledikleri organizasyon vardı. Akşam abim ile gidecektim.

 

Bugün abimle dışarıya dolaşmaya çıkmıştık. Ben gelmem falan desede ben çok ısrar edince gelmek istemişti.

 

"Alalım güzelim." Dedi ve mağzaya doğru ilerledi. Aklımda Tuna'ya ve Kuzey'e hediye almak vardı. Bugün onlarıda aradan çıkartacaktım. Abimin peşinden bende gittim. Kuzey kitap okumayı çok seviyordu ona kitap seti alacaktım. Nagihan Kabal'ın Lordlar ve Varisler kitabını aldım. Bir tane de klasik kitap alacaktım. Bir İdam Mahkumunun Son Günü adlı kitabı aldım. Tuna'ya da isme özel saatli masa isimliği almıştım üstünde, MİMAR Tuna Karahan yazıyordu.

 

İki hediyeyi de paketletip kendi ayıcığım ile beraber abime ödettim. Mağzadan çıkıp dolaşmaya başladık.

 

"Aden acıktın mı?" Dedi abim.

 

"Sen acıktın mı?"

 

"Evet."

 

"İyi bende acıktım." Dedim. Ne yesek diye düşündüm bir süre sonra lahmacun yemeye karar verdim.

 

"Lahmacun yer miyiz." Dedim abime bakarak o da gülerek "Yeriz." Dedi ve lahmacun dükanının birine ilerledi.

 

"Kaç tane yiyeceksin." Dedi abim.

 

"4 tane yerim ama ne olur ne olmaz sen 5 söyle bana." Dedim işimizi garanti altına almamız lazımdı.

 

"Tamam ne içeceksin." Dedi. Normalde çikolatalı süt içerdimde çıkışta hastanelik olmayalım ben ayran içeyim en iyisi

 

"Ayran içerim ben." Dedim. Beni başıyla onaylayıp siparişleri vermeye gitti. Bende telefonum ile ilgilendim. Bir süre sonra da abim yanıma gelip sandalyeye oturdu.

 

"Aden bir şey diyeceğim ama kalkıp gitmek yok." Dedi abim

 

"Beni öldürseler lahmacunumu yemeden gitmem bir yere abi." Dedim dediğime gülmüştü.

 

"Abinler burda." Dedi.

 

"Hangi abimler." Dedim bende

 

"Kaç tane abin var Aden." Dedi inanmaz gibi

 

"2 abim var bir sen birde Tuna." Dedim bende

 

"Tuna abin mi?"

 

"Evet abi abim." Dedim bende

 

"İyi en azından sana iyi davranıyor." Dedi kendi kendine

 

"Bu arada gerçekten abinler burda Aden." Dedi abim.

 

Of ya gerçekten koskoca İstanbul'da gidecek başka lahmacuncumu kalmadı.

 

Şansımı si

 

"Aden abicim dışından konuşuyorsun ayrıca ben sana küfür yok demedim mi?"

 

İşte gerçekten şimdi şansımı sikeyim ben

 

Yüzüme sahte gerçeklikten tamamen uzak mağdur gülümsememle abime baktım. Abim tam bir şey diyecekken garson gelmiş ve tepsiden siparişleri madaya yerleştirmeye başladı.

 

Ufak bir inceleme yaptım sonuçta hayatımı kurtardı. Kumral kahve gözlü babyface bir beyefendiydi. Allah var yakışıklıydı, olum sen git manken ol Allah'ın lahmancusunda garson olmak ne

 

"Aden biraz daha bakarsan lahmacunları bırakıp gideriz."

 

Daldığım yerden gözlerimi çekmiştim zaten çoktan garson gitmişti boş duvara bakıyormuşum.

 

"Ehe daldım ya ben neyse ayranlar soğumadan yiyelim." Dedim.

 

"Aden abicim saçmalamaya başladın güneş mi geçti başına."

 

Abi garson havası vurdu galiba

 

"Aden garsonun havasını söndüreceğim şimdi abicim."

 

Yine mi dışımdan konuştum ben ya off

 

Neyse başka şeylerle ilgileneyim. Etrafa göz attım tam karşı masamızda bütün biolar vardı. Annem ve babam hariç, ay onları da özledim.

 

Onların masasına göz atarken Kuzey ile göz göze geldim. Bilin bakalım ne oldu? Şaşırdı.

 

"Aaa ablam." Diye bağırdı. Hemen gözlerimi çektim tabi ki bütün gözleri üstümde hissediyordum ama hadi hayırlısı.

 

Biri masaya yaklaştı baktığımda Tuna'ydı. Ayağa kalkıp sarıldım o da sarılmama karşılık verdi.

 

"Nasılsın?" Dedi sarılmamız bittiğinde

 

"İyiyim sen nasılsın?" Dedim. Gülümsedi

 

"Oyy sen beni de mi düşünürmüşsün." Dedi ve yanaklarımı sıktı.

 

"Tuna yanakların acıyor ve evet düşündü." Dedim.

 

"Oyy abisinin bir tanesi iyiyim ben." Dedi. Karşı masadan öksürük sesi gelse de umursamadım.

 

"Seni abim ile tanıştırayım. Bu abim Tolga, abi bu Tuna abim." Dedim.

 

Tuna bana gülümseyerek bakıyordu. Sonra bir anda sarıldı.

 

Ne oldu aq

 

"Ayy abisiyim ben onun tabi yani abi dediğine göre abisiyim ama zaten abisi-

 

"Anladım bilader abisisin." Dedi abim.

 

"Bu arada memnun oldum akşamki davete geleceksiniz dimi?" Dedi Tuna abim.

 

"Bende memnun oldum ve evet geleceğiz." Dedi abimde sonra Tuna abim sandalyenin birini çekip oturdu.

 

"Siz mimardınız dimi bende mimarlık okuyorum." Dedi Tuna abim.

 

"Ne güzel." Dedi abimde, Tuna abim ve abim mimarlık hakkında bir şeyler konuşurken Kuzey geldi yanıma hemen sarıldım özlemiştim.

 

"Abla nasılsın? Çok özledim seni." Dedi.

 

"İyiyim ablacım ve bende seni çok özledim." Dedim. Sarılmamız bittiğinde Kuzey Tuna abime dönüp bir konuşmaya başladı.

 

"Abi abimler çağırıyor." Dedi. Aman iki dakika durun bür huzur verin. Tuna abim sandalyeden kalkıp gidecekken onları durdurdum.

 

"Bekleyin size hediye aldım onları vereyim." Dedim. İkiside böyle bir şey beklemiyor olacaklarki baya şaşırmışlardı.

 

İkisininde hediyesini uzatacakken Kuzey'in hediyesinin ağır olduğunu farkettim.

 

"Kuzey senin hediyen biraz ağır Tuna abiye vereyim o taşısın." Dedim.

 

"Abla ne aldın da bu kadar ağır bu?" Dedi merakla

 

"Kitap aldım okursun." Dedim. Gözleri parladı çocuğun hemen boynuma atladı.

 

"Çok teşekkür ederim abla." Dedi mutlulukla

 

Tuna'ya döndüğümde meraklı bakışlarka hediye paketine bakıyordu sonra bana dönüp "Bana ne aldın." Dedi.

 

"Eve gidince aç bak umarım beğenirsin." Dedim.

 

"Olmaz ben merak ederim açayım burda." Dedi ve paketleri masaya koyup paketi açmaya başladı. Göz ucuyla biolara baktığımda hepsi buraya bakıyordu.

 

Tuna abim paketi açmıştı gözlerindeki mutluluk buradan okunuyordu.

 

"Çok çok çok teşekkür ederim küçüğüm." Dedi ve sarıldı bende sarılmasına karşılık verdim.

 

"Hadi Tuna yeter bu kadar." Dedi yanımıza gelen Meriç.

 

Tuna ve Kuzey son kez görüşürüz diyip masalarına döndü. Bende geri sandalyeme oturup lahmacunumu yemeye başladım.

 

(....)

 

Bol bol gezdikten sonra saat 5 gibi eve gelmiştik 7'de davet vardı. Ben anca hazırlanırım dediğim için gelmiştik.

 

Ilık bir duş alıp cilt bakımımı yapmıştım. Aldığım çiçekli elbiseyi, beyaz bağcıklı topuklu ayakkabı ve bir çanta seçmiştim.

 

 

 

 

 

(Çanta olarak isterseniz ayakkabının yanındakini isterseniz elbisenin yanındaki çantayı seçebilirsiniz.)

 

Elbisemi giydikten sonra saçlarımı düzleştirmiştim. Hafif bir makyaj yapıp salona ilerledim. Abim hazırlanmış bekliyordu. Üstüne haki yeşili polo yaka altına siyah keten giymişti. Bu çok yakışıklı olmuş. Buna çok kız bakar şimdi

 

 

 

 

"Güzelim hazırlan da çıkalım." Dedi abim bana bakıp

 

Ayol kör olmuş bu

 

"Hazırım abi."

Beni bir daha süzüp "Leyla ben bir şey göremiyorum." Dedi. Küçük bir kahkaha attım bu dediğine

 

"Asıl sen üstünü değiştir hiç yakışmamış bunlar." Dedim. İnşallah burnum uzamazdı.

 

"Emin misin güzelim?" Dedi bana bakarken

 

"Eminim hiç yakışmamış git değiştir." Dedim

 

"Hadi Aden geç kalacağız." Demişti beni takmayıp, arabasının anahtarını ve telefonunu alıp kapıya yöneldi. Kapıda bir saat ayakkabımı giymekle uğraşıp sonunda abimin yanına gidebildim.

 

Arabaya binip davet yerine sürmeye başladı. Yaklaşık bir yarım saat sonra geldiğimizde içeriye doğru adımladık. Kapıdaki koruma kim olduğumu sorduğunda Lina Karahan desem de inanmamıştı birde ona kimlik göstermek ile uğraşmıştım. Sonunda içeriye girdiğimizde annem ile babamı aramaya başladım.

 

Sonunda büyük bir masada bütün aileyi görünce oraya adımladım arkamdan da abim geliyordu neymiş beni yalnız bırakamazmış.

 

"Kızım ne kadat güzel olmuşsun sen böyle." Dedi annem

 

Masadaki bütün gözler beni ve abimi bulmuştu. Su içen Tuna içtiği suyu karşısındaki Meriç'in yüzüne püskürtmüştü. Meriç ona sinirli bir bakış atıp bu tarafa dönünce siniri devam etmişti.

 

"Yuh."

 

"Çüş."

 

"Siktir."

 

"Ananısikim." Dedi Ege

 

"Anası anan it." Dedi Tuna

 

"Babanı sikim." Dedi Ege

 

"Babası da baban."

 

"Ebesini sikim." Dedi Ege bıkmış bir sesle

 

"Ebesi de eben."

 

"Ehh yeter be." diye patladı sonunda, ben ise onları gülerek izliyordum.

 

Annem ve babam sırayla bana sarıldı. Babam alnımdan öpüp "Çok güzel olmuşsun güzel kızım." Demişti. Sonra Kuzey gelip sarılmıştı. "Çok güzel olmuşsun abla." Dedi.

Aynı şeyleri Tuna abimde demişti.

 

"Tanıştırayım abim Tolga, abi bunlarda gerçek ailem. Bu annem,bu babam, bu Bora, bu Meriç, bu Orkun, bu Berk, bu da Ege. Kuzey ve Tuna abim ile tanışmıştınız zaten."

 

Masada bir ses yükseldi.

 

&"Abi mi?" Dediler.

 

"Evet abi başka soru var mı?" Dedim fakat hiç birinin yüzüne bakmıyordum.

 

Kırgındım onlara. Kardeşleri değildim zaten kardeş olarak kırgın değildim. Bir kız olarak kırgındım.

 

"Ee nasılsın kızım geçen günkü kavga yüzündrn özür dilerim." Dedi annem.

 

"İyiyim anne de onların söyledikleri yüzünden özür dilemene gerek yok." Dedim.

 

"Herkes geldiğine göre ben kürsiye çıkayım." Dedi babam

 

O kürsiye çıktığında bizde onu izliyorduk.

 

"Bugün burada toplanma nedenimiz güzeller güzeli kızım Aden Lina'yı bulmamız, kader bizi çok geç karşılaştırdı. Lina'nın ilk adımlarını ilk baba diyişini ilk okula gidişini ilk doğum gününde yanında olamadığım için içimde hissettiğim hüzün kelimelerle ifade edilemez. Gönül isterdiki her anında yanında olsaydım ama hayat istediklerimizi kale almıyor. Bu zamana kadar yanında olan kızımın abisine de çok teşekkür ederim. İzninizle kızım Aden Lina'yı kürsüye davet ediyorum."

 

Gözlerim dolmuştu. Keşke hiç karışmasaydım. Eğer karışmasaydım çok mutlu bir aile olurduk büyük ihtimalle

 

Yavaş adımlarla kürsüye ilerledim.

 

"Babamın da dediği gibi kader bizi çok geç karşılaştırdı. O kadar çok isterdim ki ilk aşkımın babam olmasını veya onunla vakit geçirip okuldaki arkadaşlarımızla babamla yaptıklarımızı konuşmayı babamın saçımı tarayıp örmesini, eğer hiç karışmasaydım çok mutlu bir aile olacağımızdan şüphem yok fakat bizim isteklerimiz değil hayatın istekleri meydana geliyor. 17. yaşıma kadar düştüğümde kalktığımda ağladığımda mutluluğumda her anımda yanımda olan sevgili abim Tolga'ya sevgilerimi ve saygılarımı iletiyorum ve sevgili babacığım bir dansınızı bana lütfedebilir misiniz."

 

Karşımdaki insanlara göz attığımda ilk defa bioların gözlerinde kıskançlık görmüştüm. Abimin ise gözleri dolmuştu.

 

Babam bana gözleri dolu şekilde bakıp başıyla onaylamıştı. Çalan şarkıyla dans etmiştik. Dansımız bittiğinde masaya geri dönmüştük.

 

"Sevgili güzeller güzeli kardeşim bu dans bana lütfeder misiniz?" Demişti Tuna.

 

Gülümseyerek başımla onayladım. Uzattığı eli tutup dans etmeye başladık. Dans bittiğinde geri masaya dönmüştük.

 

"Kızım artık eve dönsen?" Dedi annem.

 

"Evet kızım sensiz ev çok sakin." Dedi babam.

 

Abime döndüm 'ne yapacağım' diye baktım.

 

"Bence git Aden o büyükler seni üzerse beni ara tamam mı?" Dedi abim.

 

"Tamam gelirim." Dedim.

 

İkisinin de gözleri parladı. Annem bana dönüp gel seni arkadaşlarım ile tanıştırayım demişti.

 

"Bu kızım Lina, Lina bu da arkadaşım Rüya yanındaki de oğlu Yiğit Aras" Demişti annem.

 

"Ay Melike kızın çok güzel aynı sana benziyor." Dedi Rüya abla

 

Yanındaki çocuğa baktığımda sabah ki garson olduğunu farkettim o da bana bakıyordu. "Kızım siz Yiğit ile konuşun anlaşın." Dedi annem ve Rüya ablayı da alıp gitti.

 

Lan ben bununla konuşsam sohbet etsem abim ve Tuna abim çocuğun havasını söndürürler

 

"Memnun oldum Aden seni sanki görmüştüm bir yerde." Dedi Yiğit.

 

"Lina, Lina'yı kullanıyorum." Dedim ve devam ettim. "Evet bugün lahmacuncuda gördüm sizi."

 

"Heh aklıma geldi. Bir şey diyeceğim. Abi tayfası bize bakıyor Aden."

 

"Aden değil Lina Aras." Dedim.

 

"Aras değil Yiğit Aden."

 

"İyi öyle olsun Aras." Dedim.

 

"Öyle olsun Aden." Dedi.

 

Sonra da annemler gelmişti zaten diğer arkadaşları ile görüşmüştüm. Son bir arkadaşı kaldığını söylemişti annem onların da yanına ilerledim.

 

"Meraba Esra kızımla tanıştırayım dedim. Bu kızım Aden Lina kızım bunlarda Esra teyzen ve kızı Su."

 

Su'yu hiç sevmemiştim gözleri sürekli Tuna abime gidiyordu. O gözleri yuvarlarından çıkarıp boynuna dolayıp duvara yapıştırıp o duvardan kazımamak için kendimi zor tutuyordum.

 

Meriç'e benzedin.

 

Nazmiye sırası mı sence

 

Evet.

 

Değil.

 

"Merhaba Lina. Tuna'nın numarası varaa verebilir misin?" Dedi Su.

 

"Veremem." Dedim bende

 

"Ver işte." Dedi oda

 

"Numarası yok." Dedim bu kez

 

"İnanayım mı?"

 

"Bilmem inan istersen." Dedim ve masadan uzaklaşıp kendi masamıza ilerledim. Tuna abime yaklaşıp "Şu Su'dan uzak dur tamam mı abi." Dedim.

 

"Tamam güzelim." Demişti o da

 

Sonunda davetliler tek tek ayrılırken bizde eve gidiyorduk. Ben zorla Meriç'in arabasına bindirilmiştim.

Araba sigara kokuyor leş gibi

 

Abim kendi evine gidiyordu eşyalarımı yarın getirecekti.

 

"Sen bu arabada sigara mı içiyorsun be." diye çemkirdim.

 

"Evet." Dedi buz gibi bir sesle

 

Hayvam

 

"Hayvan mı?" Dedi.

 

Ay yeter ama

 

"Yoo ne hayvanı demedim ben hayvan falan." Dedim.

 

"İyi öyle olsun." Dedi. Sesinden belliydi inanmadığı

 

"Öyle zaten." Dedim saçımı savururken

 

Başıyla onayladı beni

 

"Sigara içme zararlı." Dedim.

 

"Seni ilgilendirmez." Dedi umursamaz bir sesle

 

"Yoo ilgilandirir sonuçta hayvan haklarını korumamız lazım." Dedim.

 

Kaşlarını çatmış bana bakıyordu.

 

"Çatma kaşlarını erken yaşlanır evde kalırsın maazallah." Dedim.

 

Bunu dememle dişlerini sıkmaya başladı sonra da sabır çekti.

 

"Cümlemize." Dedim bende

 

"Kızın bir sussana."

 

"Yooo susmuyorum." Dedim inatla

 

"Yarın şirketin ortağının oğlu yemeğe gelecek söyleyeyim dedim." Dedi.

 

Bir anda dondum. Eskiyi düşünme unut, yaşanmadı öyle şeyler

 

Hayır yaşandı. Babanın patronunun oğlu sana dokundu.

 

Aden kendine gel düşünme olmadı hiç bir şey

 

"Lina ne oldu dondun kaldın öyle." Dedi. Meriç.

 

Kafamı iki yana sallayıp düşüncelerimi unutmak istedim.

 

"Y-yok bir şey." Dedim. Camı açıp dışarıdaki soğuk havayı soludum.

 

"Bu dediğine inanmadım Lina." Dedi

 

"Seni ilgilendirmez Meriç susar mısın?" Dedim. O da bir şey demeyip susmuştu.

 

Sonunda eve geldiğimizde herkese 'iyi geceler' dileyip odama çıktım. Ilık bir duş alıp pijamalarımı giydim ve kendimi uykunun kollarına bıraktım

 

♡°♡°♡°♡°♡°♡

 

BÖLÜM SONU

 

2550 KELİME

 

Bölüm nasıldıı ??

 

Yiğit Aras ?¿

 

Yazım ve noktalama hataları düzeltilecektir

 

Bölüm : 27.02.2025 20:00 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...