
“İyi dostları bırak da benim karnım çok aç, yiyecek bir şey yok mu?”
“Var, olmaz mı? Kahvaltı hazır.”
“Hele şükür.”
İrem ile Ahmet aşağıya indiler. Kahvaltı masasında onları İrem'in annesi bekliyordu.
“Ahmet, bu annem, ismi Zehra. Anne bu da Ahmet, arkadaşım.”
“Geçin oturun bakalım.” Biraz sonra İrem'in Babası da geldi.
“Baba bu arkadaşım Ahmet. Ahmet bu da babam.”
“Memnun oldum efendim.”
Oktay amca: “Ben de memnun oldum.”
Zehra teyze: “Ahmet hayırdır eline ne oldu. Geçmiş olsun.”
“Gece badire atlattık da.”
“Ne badiresi?”
Ahmet, İrem'in gece yarısı kendi evlerine geldiğinin bilinmesi İrem için sorun olacağını
düşündüğünden gerçeği söyleyemedi.
“Gece yarısı uyku tutmamıştı. Çıkıp sokağa dolaşayım dedim. Baktım 4-5 tane serseri İrem'i rahatsız
ediyor. Ben de daldım aralarına. Birinde bıçak varmış İrem'e sallayınca ben de bıçağı tuttum. Elim
keskin yerine geldi. O yüzden kesildi.”
“Gözü kara, cesur birisin anlaşılan. Kızımı kurtardığın için teşekkür ederim.
“Rica ederim efendim. İrem eski dostum ama sizinle tanışmak şimdi nasip oldu.
Oktay amca: “Kızım senin gibi bir arkadaşı olduğu için çok şanslı o hâlde.”
“Biz İrem'le çok iyi ve samimi dostuz.”
İrem: “Evet baba Ahmet çok iyi ve çok cesur biridir, çok samimi dostuz.”
Oktay amca: “Babanın başına gelenler için çok üzgünüm, dilerim katilleri çok kısa sürede yakalanır.”
“Teşekkür ederim efendim eksik olmayın, babama bu hainliği yapanları bulmaya and içtim.”
“Umarım katiller bir an önce bulunur. Sana gelince İrem, gecenin bir vakti ne işin var sokaklarda?”
“Hava almaya çıkmıştım da aksilik işte başımıza bu geldi.”
“Tamam kızım ama dikkatli ol lütfen. Geceleri sokağa çıkmanı istemiyorum.”
“Tamam baba istediğin gibi olsun.”
“Ben işe gidiyorum. Size afiyet olsun. Ahmet seninle de sonra görüşürüz inşallah, müsait olduğunda
daha iyi muhabbet ederiz. Şimdi çıkmam lazım.”
“Tamam efendim iyi günler.”
İrem'in babasının tekstil fabrikası vardı. Çok zenginlerdi. İrem'in başka kardeşi yoktu, evin tek
çocuğuydu. O yüzden sanırım çok değer veriyordu ailesi. Ahmet'in kanı çok ısınmıştı İrem'in babasına
Çok iyi adam diyordu içinden. Oktay amcanın da Ahmet'e kanı ısınmıştı, davranış ve hareketlerinden
belliydi. İrem'in çok iyi bir ailesi vardı.
“Zehra teyze eline sağlık, her şey için çok teşekkür ederim hepsi çok lezzetli olmuş.”
“Hepsini ben hazırlamadım, İrem yardım etti.”
“O hâlde İrem sana da teşekkür ederim. Çok lezzetli olmuş her şey. Maşallah Zehra teyze çok
hamarat bir kızınız var.”
“Evet öyledir, çok hamarat ve güzeldir kızım.”
“Maşallah cidden. Ben artık gideyim, annem merak eder.”
“Tamam evladım git sen. Görüşmek üzere.”
İrem Ahmet'i kapıya doğru uğurladı.
“Ahmet bak belalardan uzak dur lütfen.”
Ahmet, İrem’in bu kadar üstüne düşmesine ve de endişelenmesine anlam veremiyordu. Tamam çok
güzeldi ama neden üstüne düşüyordu ki. Geçen gece İrem'in sorduğu o soru aklına geldi: “Ne olmuş
yani âşık olursak benden daha iyisini ve daha güzelini mi bulacaksın?” demişti. Evet İrem çok güzel ve
çok iyi biriydi, doğal güzelliği vardı. Çok da efendi bir kızdı ama Ahmet aşk defterini kapatmıştı bir
kere, kazık yemişti. İrem'e güvense de belli olmazdı, insanlar güvenilecek gibi değildi çünkü. Çünkü
böyledir bu işler, birinden bir ihanet gördün mü herkesi aynı sanarsın. Aynı olmasa bile aynısı olacak
diye korkarsın. Ahmet'in şu anda tek düşündüğü babasının katilini bulup intikamını almaktı. Gönül
işleriyle falan uğraşmak istemiyordu. Aklı Merve'nin babasının tablosunda kaldı. Ahmet bu bilmeceyi
çözmek zorundaydı. Abdullah abi de bu işin içerisinde değildir umarım derken aklına bir fikir geldi.
Abdullah abi bu işin içinde mi değil mi öğrenebileceği bir plan geldi aklına. Abdullah abinin çalıştığı
yere dinleme cihazı koyacaktı. Odasına dinleme cihazını koyup Abdullah abinin ne haltlar çevirdiğini
öğrenecekti, planı tam olarak buydu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 125 Okunma |
46 Oy |
0 Takip |
14 Bölümlü Kitap |