
İçimde artık nefretten başka bir şey kalmamıştı. Hocanın sorusuyla kendime gelmiştim.
Azad karabeyliyi eş olarak kabul ediyor musunuz?
Hayır demek istiyordum, beni kurtarmalarını istiyordum ama etrafıma baktığımda kimsem yoktu.
İçim yana yana evet dedim. İçten içe ağlıyordum evet sözü içimi paramparça etmişti. Azad karabeyli'ye de aynı soru sorulduğunda buz gibi bir şekilde evet dedi.
Nikah bitmişti artık gitme vaktiydi. Gerçekten gidiyordum bu bir kabus değildi.Arabaya binip karabeyli konağın gittiğimizde cehennemin içine düştüğümü anlamıştım. Azad karabeyli bana dönüp bu kız odadan çıkmayacak, çıkacak olursa hepiniz kovulursunuz diyip beni kolumdan tutup odaya götürdü. Çok kötüydü bakışları çok sertti. Ondan korkmuyordum ........
Ne yapıyorsun sen karebeyli, beni böyle tutabilceğini mi düşündün, elinden geleni ardına koyma, beni kilitle ben yine çıkarım burdan.Ondan o kadar çok nefret ediyordum ki karşımda ölse yine yardım etmezdim.
Arin diyip bana bir adım yaklaşınca, istemsizce ayaklarım geriye gitmişti ve kendimi yatağın üstüne düşmüş bir vaziyette bulmuştum. Daha çok yaklaşıyordu. Bir anda kanıyo diye bağırmıştım.
Ne olduğunu anlamamıştı ama sonra sırtının kanadığını o da fark edip elini hemen ağzıma koyup susmamı sağlamıştı.
Sakın bağırma Arin'im sakın.
Çok şaşırmıştım bana Arin'im mi ?dedi o, gözlerim büyümüştü.
Kafamı sallayıp ona tamam dedikten sonra elini ağzımdan çekmişti. Çektiği gibi önümde kazağını çıkarmıştı. Belindeki o yara sanki biri ona işkence etmiş gibi bir iz vardı.
Bana dönüp yarayı temizler misin? Senin doktorluk okuyacağını biliyordum dedi......
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |