“Bazı vedalar ölmek gibidir, bazı karşılaşmalar yeniden doğmak...”
İki üniversiteli genç. Hayatın en güzel yerinde, en parlak yaşlarında birbirlerine âşık oldular. Gelecek planları, hayalleri, isimleri bile hazır bir bebekleri vardı: Yaprak.2
Ama hayat, hayaller kadar nazik değildi.
Hazal’a konulan ağır bir kalp hastalığı teşhisiyle tüm dengeler bozuldu. Cesur’u acıya mahkûm etmemek için tek taraflı bir veda etti Hazal. Sessizce kayboldu, bir daha dönmemek üzere...
Bir cinayet, bir tanıklık ve geçmişten gelen bir yüz…
Hazal bu kez, kalbinden değil, canından vurulacaktı.
Kaçırıldığında karşısına çıkan adamı gördüğünde kalbi bir kez daha duracak gibi oldu. Çünkü o adam artık bir mafya babasıydı... ve Hazal’ın “öldü sandığı” geçmişiydi: Cesur.
Ve adı konmamış bir yas içinde doğmadan kaybettikleri Yaprak, aralarında gölgede kalmış bir anı mı olacak?
"Kalp kırıkları geçer ama izi kalır.
Bazı aşklar ise... iziyle bile yaşatır."
Okur Yorumları | Yorum Ekle |