1. Bölüm

1.Bölüm: "Yollar.."

Hharee_
helenhare


"Yazık ,zavallı kız ..bunların elinde perişan oluyor !"


Genç kız mutfakta bulaşıkları yıkıyordu .Kendisi hakkında konuşulduğunu biliyordu . Böyle şeyleri çok duymuştu . Bu ve bunun gibi şeyleri.. Kimisi acıyor kimisi de aşağılıyordu ... İyi niyetle yaklaşanlar olsa da onlar bile tepeden bakıyormuş gibi geliyordu . Çok erken öğrenmek zorunda kalmıştı , iyiliğin de zehirli olduğunu .


"Niye öyle dedin kız ?! Bir yanlışını mı gördün Ayşe ablaların ." dedi Aysel .

Halasının kapı komşusuydu . Sık sık ziyarete gelir , eniştesi gelene kadar otururlardı . O ikisi kalkana kadar çay servis eder etrafı toplardı Zeynep .Çaylarının bittiğinde seslenmezlerdi arada gelip kontrol etmesi gerekiyordu . Mutfak kapısının arasından bakıp öyle gelirdi. Mutfak salona açılıyordu . Televizyonun karşısındaki mavi kanepenin önündeki tekerlekli taş masanın ardına oturup konuşurlardı .Bazen o kadar beklerdi ki o kapı aralığında ayakları ağrırdı . İşe başlayana kadar günleri bu şekilde eriyip gidiyordu . Şimdi de tek izin gününde ona vazife biçilmiş günlük işlerle dolduruyordu gününü .


"Gözün görmüyormuş gibi davranma Aysel . Girip çıkıyorsun sürekli benden daha iyi biliyorsundur . Annesi ölmüş , babası kim nerelerde.. kız bunların ayakçısı oldu . Daha bacak kadardı bu kız ilkokula gidiyorlardı -hiç unutmam- Ayşenin küçük kızıyla .. Hem kendi çantasını hemde o kızın çantasını taşıyordu . Kar kış demeden , şimdi gelip de ne yaptılar diye sorma .. Çok yedinler bu kızın hakkını .Nerede verecekler bu kızın hakkını? ! " dedi Nesrin .

Aynı mahallenin kendi halinde yaşayan kırklarının sonunda bir kadındı .Halasıyla pek anlaşamazdı . En son geçen sene bir cenazede görmüştü onu Zeynep. Neden geldiğini merak etti.
Ne kadar alışmış olsa da duyduklarına içi cız etti. Dile kolay 12 yıldır duyuyordu .Annesi ölünce ortada kalmış,elalem ne der diye düşünen halası ona sahip çıkmıştı . Bazen düşünüyordu da keşke sahip çıkmasaydı . Yetiştirme yurdunda kalsaydı üniversiteye gidip kendi ayakları üzerinde durabilirdi belki de .
" Öyle deme Nesrin kaç yıldır yanlarında kız .Sahip çıktılar . Yediği önünde yemediği arkasında . "
"Ya git Allah rızası için ! Cuma günü ağzımı bozdurma benim !. Şu kapıdaki it daha rahat bu kızdan ."
"Ayyy neyse ,bizene canım elalemin beslemesinden .!"
"Siz seversiniz elelemin ne yapıp ettiğini."
"Nesrin ! Buraya kavga etmeye mi geldin sen !"
"Yok canım hayırlı bir iş için geldim ."
"Kız Filize kısmet mi çıktı yoksa ?!"dedi Aysel . Oturduğu yerde dikleşti.Nesrin'in anlatackları dikkatini çekmişti .
"Aman Ayşe 'nin yampirik kızını kim ne yapsın ? Ben Gülsüm'ün kızına geldim . " dedi.

Ürperdi Zeynep . Bulaşıkları duruladığı suyu kapatı . Gözleri dolmuştu . Tezgahın kenarına tutundu . Uzun zamandır annesinin adını birinin ağzından duymamıştı . Yutkundu. Birazdan duyacaklarının hoşuna gitmeyeceğini biliyordu . Önüne bağladığı önlüğe elini sildi .Salona açılan kapının kenarına sindi.
"Kimmiş ?"
"Efunun eltisi var ya onun kardeşinin oğluna . "
"Çıkaramadım kız .."
"Çarşıda kuyumcu var ya ..Salih bey ."
"Aboo!! Ahmete mi istiyorlar yoksa ?!"
"Orasını da Ayşe gelince konuşuruz . Ne meraklısın !?"
"Ayy çatlatma kız söyleyi ver işte."
"Çatla da patla ! Ayşe gelmeden söylemem ." dedi.
İkisi de susmuş önlerinde kısık sesle çalışan televizyonu seyre dalmışlardı . Elleri titriyordu . Nasıl hissediğini kendisi de kestiremiyordu . Heyecanlı mıydı , korkmuş muydu ? Ahmet hoş ,saygılı bir gençti. Mahallede sevilir ,saygı duylurdu .
"Aman Ahmet ne yapsın bu koca götlüyü!? Boylu poslu, çakı gibi çocuk .Yakışıklı çocuk ,zengin de ."
"Ayy ne çok konuştun be kadın , çenen kopsun emi!"
"Asıl senin ki kopsun ,su aygırı!"
"Gine başalamışsınız birbirinizi yemeye . Çocuk gibisiniz vallahi ,yalnız bırakmaya gelmiyorsunuz . " dedi Ayşe .

Kenarlarını kulaklarının ardına sıkıştırdığı tülbentinin ucuyla alnında ki teri silip karşıdalarında ki tekli koltuğa oturdu . Pazardan geliyordu .Üzerindeki bluzu çekiştirdi.

"Terlere karıştım kız .Canım çıktı kız , ne sıcak cehennem gibi." dedi. Geriye yaslandı .
"Ooo Nesrin hanım siz bu kapıya gelir miydiniz?"
"Hayırlı bir iş olunca insan nerelere gitmiyor ki ?!"
"Ne demk istiyon kız ? Beğen miyon mu bizi ?"
"Yok canım olur mu öyle şey ! "
"Boş ver bunları da ne diyeceksen de hele ." dedi Aysel .
"Çatladı bu da . Neyse ..Beni Selime hanım gönderdi. Yiğeninine istiyorlar Zeynebi. Sizin için de münasip olursa pazar günü gelmek istiyorlar ."
Ayşe oturduğu yerde dikleşti. Kaşlarını çattı . "Hangi yiğenine istiyorlar de bakalım ?"
"Yusuf'a."

Gerilen yüz hatları gevşedi ,geriye yaslandı . Gülümsedi . "Gelsinler .Kapımız açık ." dedi.
"Aman ne yaptın kız ! Hemen de kabul etmeseydin . Bu Yusuf pek tekin değil diyorlar . Ahmet gibi sakin değil o, kızın başına bir iş gelmesin ."
"Aman sen de saçamaladın iyice Aysel . Nesi varmış çocuğun ?! Çocukluğundan beri tanırım . Namazında niyazında , önüne bakıp işine gidyor . "
"Doğru kız , ne abarttın . Onlardan iyi birini bulacak o aptal . "
Yüzünü buruşturdu Nesrin . Zeynep için kullandığı hitaplardan oldu olası hoşlanmamıştı . Kimin yanında ve nerede odukları fark etmeksizin böyle konuşurdu . Sanki canının bir parçası değil de herhangi biriymiş gibi davranıyordu .Onu aşağılıyor , sahip olduğu küçük egoyu besliyordu .
"Ben bir Zeynep'le konuşayım ."
"Hayrola ne konuşacaksın , çağır burada konuş ."
" Her şeye karışma bakayım sen .Konuşup geleceğiz. ."

***
Tuhaftı. Her şey ..Bir gün evleneceğini biliyordu .Bu evde ne kadar kalabilirdi ki.. Kendi başına yapacağı her şeye müdahale ediliyordu . Sanki görünmez bir el onunun ayağını kaydırıyordu . Her şey o kadar üst üste gelmişti ki. Eğer bugün Yusuf için değil de Ahmet için gelmiş olsaydı halasının çok sinirleneceğini , gülerek 'gelsinler' demeyeceğini biliyordu . Hiç bir zaman onun iyi olmasını istememişti.


Tam olarak kaç yaşındaydı net hatırlamıyordu . 13 belki de 14 yaşlarındaydı .Teyzesi onu ziyarete gelmiş ; beyaz üzerinde mor çiçekleri olan bir elbise getirmişti . Ertesi gün elbisesi paramparça olmuştu .Halası mı yapmıştı yoksa Filiz mi bilmiyordu . Ama o gün çok iyi öğrenmişti bir şeyler heves etmemeyi . Hep kursağında kalmıştı ne istese ,neye elini atsa avuçlarında solmuştu .İstememeyi ,beklememeyi öğrenmişti..


"Kuzum ,ne yapıyorsun bakalım burada?" dedi Nesrin .Omuzları çökmüş ,balkondan dışarı bakan kızı izliyordu . Yaklaştı , kolunu omzuna sardı .
"Hiç dışarıyı seyrediyordum ."
"Ne düşünüyorsun bakalım ? Dalmışsın uzaklara . Canını sıkan bir şey mi var ?"
"Yok Nesrin abla , iyiyim Allaha şükür ."
"Konuştuklarımızı duyup sıkılmadın yani.!"
"Duydum duyasına da o konuda söz sahibi olacağımı düşünmüyorum . Sıkılsam, üzülsem ne olur ?! Onlar yine bildiklerini okurlar . Şimdiye kadar ne zaman sordular bir şeyler yaparken ."
"Sana söz hakkı tanımadıklarını biliyorum kınalı kuzum benim ." dedi .

Başındaki yazmanın kenarında çıkan saçları kulağının arkasına sıkıştırdı . Yaklaştı ,sessizdi.
Kısık sesle devam etti konuşmasına : "Ama ben istiyorum ki daha fazla üzülme . 23 yaşıdasın daha . Diğer genç kızlar gibi ol istiyorum . Yusuf kötü bir çocuk değil ."
"Kötü biri olup olmaması fark eder mi ki ? Yusuf olmazsa başka biri . "
Duraksadı . Ne söyleyebilirdi ki.. Karşısında gözlerinin feri sönmüş , kendine yabancılaşmış genç bir kız duruyordu . Omzuna tonlarca ağırlık binmiş küçük bir kadın ...
"Peşin hüküm verme sadece. İnsanların söylediğine bakma ."
Kafasını salladı . Başörtüsünü düzeltti.
"Geçen gün Ekrem amcan anlattı . Enişten kahveye biriyle gelmiş. Sana talipmiş adam Zeynebim .45 yaşında dedi amcan . Bunlar acımaycaklar sana kızım . Yaşı yaşına ,eli yüzü düzgün ,boyu posu yerinde ,işide var . "
Derin bir nefes aldı. Gözleri yanıyor, burnu karıncalanıyordu . Burnunu çekti , ağlamak istemiyordu . Karşısında titreyen Zeynep 'i görünce gözleri doldu Nesrin 'in . Çaresizlik ne zor şeydi.İnsanı şekilden şekile sokuyordu .
"Ağlama güzel kızım . Allah 'ın izniyle her şey düzelir . Umutsuz olma, gün doğmadan neler doğar . "


****
"Zeynep şunları da ütülesene . Yarın giyeceğim . "
"Tamam ."
"Dikkatli ol."
"Tamam dedim ya . Koy şöyle ."
Saat kaçtı ; sekiz ,dokuz ... Odasına kapanmış ütü yapıyordu . Artık erken kalkma derdi olmadığı için daha rahattı . Eniştesi akşam yemeğinden sonra onu köşeye çekmiş artık işe gitmemesi gerektiğini,kuyumcu Salih beyin onunla konuştuğunu , pazar günü istemeye geleceklerini söylemişti . ' Kendine çeki düzen ver biraz .' demişti .
" Heyecanlı mısın kız ?" dedi Filiz . Şaşırdı , normalde pek huyu değildi Filiz 'in onunla konuşması bir şeyler sorması . Sadece buyuruklarını der giderdi. Aynı yaştaylardı , iki yıllık bir bölüm bitirip işe girmişti Filiz . Lisedeyken o kadar çok istemişti ki üniversiteye gitmeyi..
Ona nasip olmamıştı bir türlü . Bu yüzden imrenerek bakardı Filize . Arkasındaki yatağın üzerine üzerine oturmuş , sağ bacağını sol bacağının üztüne atmış ayağını sallıyordu . Gözü hareket eden ayağına takıldı .
"Niçin ?"
"Ay ne ruhsuzsun ya ? " Güldü , alay ediyordu belli ki.

"Ama böyle olmana hiç şaşırmadım . Sen böylesin zaten ,tepkisiz odun gibi . Tam birbirinize layıksınız. Psikopat ve ruhsuz ..Onun gibi birine ne kadar dayanabileceksin merak ediyorum .Meşur olursun belki kız . Üçüncü sayfa haberlerine çıkarsın . Bir iki aya kalmaz doğrar zaten seni. "
Aklı bir türlü almıyordu . Bir insan bir insanla neden böyle konuşurdu ? Böyle ağır bir konuda nasıl şaka yapardı ?
"Defol git! Elimdeki ütüyü basarım suratına !" dedi kendine hakim olamıyordu artık . Elleri titriyordu .
"Noldu ?! Zoruna mı gitti doğruları duymak !"
"Filiz çocuk çocuk hareketler yapmayı ne zaman bırakacaksın ?!"
"O kadar keyiflendim ki gideceksin diye .. O yüzden hiç kavga edemeyeceğim seninle . Çavvv.."
Haklı diye düşündü Zeynep . Bu evliliğin tek iyi noktası bu evden gidecek olmasıydı gerçekten de . Kapanan kapının sesiyle işine geri döndü. Fazlsıyla dalgındı şu sıralar .
Fabrikada ki arkadaşlarından duymuştu Yusuf hakkında bir şeyler . Onun hakkında bildiği tek şey eskiden kalbini ısıtan Ahmet 'in kuzeni olduğuydu . Bir de annesi öldüğünden beri öfke problemleri yaşayan bir çocuk olduğunu .
Bir keresinde polisler mahalleye gelip götürmüşlerdi onu . Tüm mahalle bir hafta bunu konuşmuştu . Çünkü mahalelinin saydığı sevdiği biri olan Salih beyin yiğeninin yaptıkları bir hayli ilgisini çekmişti eşrafın . Sonradan anlaşılmıştı işin aslı ama insanın adı çıkmaya dursun bir kez . Etiket yapıştırmaya çok meraklı olan toplum geri durmamış ve üzerine düşeni yapmıştı .
Az önce odadn çıkan Filiz içine kurt düşürmüştü bir kere . Tek tesellisi Nesrin ablasının söyledikleriydi. Korkuyordu , hem de çok . Ama elinden gelen her şeyi yapasına rağmen sığıntı sayıldığı bu evden gitmesi gerktiğini biliyordu . Göze batıyordu artık . Özellikle de halasının .

*****

Üzerindeki elbiseyi düzeltti. Düz ,saten bir elbiseydi . Geçe sene fabrikadan arkadaşı Eslem 'in düğünü için almıştı .
"Yoksa vaz mı geçtiler Fehmi? "
"Saçma sapan konuşma Ayşe . Koskoca Salih bey sözünden dönecek değil ya !"
Geç kalmışlardı . Tüm ev halkı salona dizilmiş gelecek misafirleri bekliyordu . Sessizlik zaman geçtikçe daha da koyulaşıyor , ortamın tansiyonunu yükseltiyordu .Biraz sonra kapı çaldı .
"Ben kapıya bakayım . "dedi Zeynep . Ayağa kalktı . O kadar heyecanlıydı ki. Bir de aşık olduğu adama açsaydı bu kapıyı nasıl açardı kim bilir ?! Terleyen avuç içlerini üzerindeki elbisenin etklerine sildi .
Titreyen elleriyle kapıyı açtı . En önde Salih bey ve karısı Efsun hanım duruyordu . Onların birkaç adım arkasında Ahmet ve Yusuf duruyordu . Ahmet 'i uzun süredir görmüyordu . Öyle kaptırmıştı kendini yaşam kavgasına hissettiği masumane aşkı bile gözü görmemişti.
Araya kaynamıştı hissettikleri diğer her şey gibi . Keşke dedi bir an.. Keşke Ahmet gelseydi onu istemeye . Öyle çok isterdi ki bunu .. Ona tanıdık gelen tek şeydi önceden hissettikleri.
"Hoşgeldiniz , buyurun lütfen ."
"Hoşbulduk güzel kızım . " dedi Salih bey . Ev ahalisi kapıyı açamaya gelen Zeynep 'in ardına dizilmiş misafirleri karşılamışlardı .
Efsun hanım ve Salih bey , halası ve eniştesiyle salona doğru geçmiş kapının önünde ayakkabısını çıkaran Ahmet ve ona elinde tuttuğu çiçeği uzatan Yusuf dışında kimse kalmamıştı . Çiçeği aldı ,yüzüne bakamdı ,utanıyordu . Yusuf'un ardından içeri giren Ahmet 'le kapıyı kapattı . Onlar salona girene kadar izledi . O kadar farklıylardı ki..
Ahmet sarışın orta boyluydu , buğday tenliydi..Zeynep onun sıcacık olduğunu düşündü. O güzel gülümsemesi , kısık kahverengi gözleri ..
Yusuf , Ahmet ne kadar sıcaksa o kadar soğuktu . Kuzguni siyah saçları ,beyaz teni, yeşil gözleriyle o kadar farklıydı ki .. Zarif bir görüntüsü vardı .Mesafeliydi; hiç güldüğünü ,biriyle sohbet ettiğini görmemişti Zeynep . Onu işe giderken görüyordu bazen . Yere bakarak hızlı hızlı yürürdü , acelesi varmış gibi .
Kimsenin de durup onunla iki çift laf etmek istediği yoktu zaten . Onun ters tarafından nasiplerini almak istemiyorlardı .
"Kahveleri yapacakmışsın annem öyle söyledi." dedi Filiz . Elinde ki çiçekle girişte dikilen Zeynep 'e baktı . "Sümsüklenme , ne duruyorsun ?!"
"Tamam . "
Duraksadı. "Yardıma ihtiyacın var mı ?" dedi Filiz. Sabahtan beri sürekli etrafında dönüp bir şeyler ister mi diye soruyordu . Makyajını yapmasına yardım etmişti, kendi gömleğini ütülemeyen kız Zeynep 'in başörtüsünü ütülemişti.
Bunların hepsini gidecek olmsına yoruyordu . Belki de vicdanı sızlamıştı , günah çıkarıyordu kendine göre . Bir şey söylemdi. Ne söylese boştu . Kendisi ne isterse onu yapacağını çok iyi biliyordu . Mutfağa doğru yürümeye başladı . Filiz arkasından geliyordu .
Gerilmişti. Sanki kendinde değil gibiydi. Olan biteni bir yabancı gibi izliyordu. Kendine erişemiyordu , arkada kalmıştı .
Ocaktan aldığı kahveleri fincanlar pay etti. Son fincana gelince Filiz durdurdu onu .
"Tuz koyalım mı ? Biber falan da olur ."
"Saçmalama Filiz." Birden paniklemişti.
"Koyalım ya neden koymayacakmışız ? Adet kızım bu ."
"Gören de hergün istemeye geliyorlar sanacak ,sen ne anlarsın?! Çekil şurdan ."
"İçine bir şey koymazsan kapının önüne dururum ,geçmene izin vermem ." dedi Filiz. Kollarını açmış , kapının pervazına yaslamıştı açtığı ellerini .
"Ne koyacağım saçmalama , utanırım ben !!"
"Kocan olacak o senin ne utanyorsun ?! Hiç internette görmedin mi bir şeyler ? Deterjan koyanlar bile var ."
"İnternet kullanmayı biraz azaltsan iyi olacak ."
"Hadi koy bir şeyler ."
Tezgahın üzernde gezindi gözlerini gezdirdi. Ağzı açık bal kavanozu dikkatini çekti. Kavonoza uzandı . Kaşığın ucuyla cezvenin içine koyup karıştırdı .
"Zeynep hanıma bak sen .. Bir de gönlün yok ,bal koyuyor . Olsa neler yapacaksın kim bilir. "

Tepsiyi alıp salona doğru yürüdü. Kalbi öyle hızlı atıyordu ki.Gece uyuyamamıştı . O kadar dua etmişti ki. Her şeyin güzel olması için . Nesrin ablanın söylediklerine inanmak, güzel şeyler düşünmek istiyordu . Umut etmekten başka çaresi yoktu . Huzur istiyordu artık , mutluluk istiyordu , saygı duyulmak istiyordu . Aşka ve sevgiye ihtiyacı yoktu . Hayatı boyunca hiç sahip olamayacağını düşündüğü duygulardı bunlar .
Tepsi titremesin diye sıkı sıkı tutuyordu ahşap kulplarını .
" Ooo kahveler de geldi . Ellerine sağlık hanım kızım . Lafı dolandırmadan sadede gelmek lazım artık." dedi Salih bey, tepsiye uzanırken .Sırayla Efsun hanıma ,Ahmet 'e , halası ve eniştesine de uzattı . Sıra Yusuf'a gelince tepsi tiredi , kahve tabağına taştı . Tepsiyi Yusufa doğru uzattı . İnce , uzun parmaklar sardı fincanı . Yüzüne bakamıyordu . Eğer baksaydı heyecanlanıp üzerine dökerdi kahveyi.
Kahveyi alınca uzaklaştı . Filiz'in yanına, kapının sağ tarfındaki duvara yaslanmış boş sandalyeye oturdu .
" Eee sebebi ziyaretimiz belli. Allah 'ın emri peygamberin kavliyle kızınızı oğlumuza istiyoruz . " dedi Salih bey. Eniştesinin hoşuna gitmişti Salih beyle ahbap olacak olmak .
" Sizin gibi inançlı , iyi inlanlarla aile olmasını çok isteriz kızımızın . Ona iyi bakıp kol kanat geleceğinize eminim . İçim rahat .... " duraksadı . Eniştesi iyi bir oyuncuydu , ağzı iyi laf yapardı ,güler yüzlüydü. İnsanları kolay bir şekilde istediği kıvama getirirdi.
"Verdim gitti." Gülüştüler . "Hayırlı uğurlu olsun o zaman ."
O an bir hayvan gibi hissetti , alınıp satılan . Kelimeler doğru kullanılmadığında zehirlii olabiliyordu . Ya da eniştesinin bu sakin ve güler yüzlü tarafının altındaki iğrenç yüzüyle erken yaşta tanışmak zorunda kaldığı için söylediği ve yaptığı her şey ona rahatsız edici geliyor olabilirdi.
Onlar sohbete devam ederken ,eğdiği başını kaldırdı . Yusuf'un yeşil gözleri üzerine kilitlenmişti. Ürperdi. İlk def doğrudan ona bakıyordu. Yıllardır aynı yerde yaşıyorlardı ve hep öylece geçip gitmişti . Sonra birden tersine giden o yollar biririne çıkar olmuştu . İki yabancıyı karşı karşıya , göz göze getirmişti .

Bölüm : 05.09.2024 22:43 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...