
" İnsana en çok acı veren şey, söyledikleriyle söylemek istedikleri arasındaki uçurumdur.."
Dostoyevski / Yeraltından Notlar
Sabahtan beri oradan oraya koşturuyor kendini meşgul etmeye çalıyordu. Zaten temiz olan evi baştan temizlemiş , yemek yapmıştı . Temizlik yaparken terlediği için kendini kirli hissetmiş , banyo yapmıştı . Zamanın doldurmaya çalışıyordu . Ne yapacağını da kestiremiyordu . Ne yapmalıydı ? Özür mü dilemeliydi ?
Böyle bir şey için özür dilenir miydi ki? Kafası çok karışıktı .. Birilerine anlatmak istiyordu , bunalmıştı . Ama çekiniyordu ..
Yusuf ona kızmış mıydı en çok da bunu merak ediyordu . Her ihtimali düşünüyor , düşündükçe daha çok geriliyordu . Diken üstündeydi . Aynı zamanda da utanıyordu .
Daha önce birinin elini bile tutmamıştı , konuşmamıştı . Yakınım diyebileceği tek kişi Fatmaydı . O da Fatma'nın adımlarıyla ilerlemiş , yakınlaşmışlardı .
Konuşmak hakkı , kendini ifade etme fırsatı olmamıştı . O konuştukça halası susturmuş , enişteşi bedeniyle birlikte ruhunu da tartaklamıştı . Kendi köşesine, kabuğuna çekilmişti .
Her şeyden , herkesten korkar hale gelmişti . Bu koskoca dünyaya sığdırmamışlardı bir türlü onu . Annesi ölmüş, babası kayıplara karışmıştı . O kanatları olmayan bir kuştu , uçmaya hasret .
Mutfağa kurduğu masayı son bir kez kontrol etmişti , her şey tamdı . Ama sürekli kontrol ediyordu . Yusuf yemek yemek ister miydi onu bile bilmiyordu . Ama elinden başka bir şey gelmiyordu .
Kapı çaldığında saat dokuza geliyordu . Titreyen elleriyle salondaki aynada kıyafetlerini düzeltti . Kapıyı açtı . Yusuf kapınn pervazına yaslanmış , bekliyordu kapıyı açtığında .
Elindeki kapının kulpunu sıktı , kenara çekildi .
"Hoşgeldin ." dedi . Karşısındaki adamın ifadelerini dikkatle izliyor , çıkarım yapmaya çalışıyordu . Yorgun görünüyordu . Uyuşuk hareketlerle içeri girdi . Kapıyı kapattı .
Üzerinde ki ceketi çıkardı . Zeynep 'in önünde durduğu portmantoya asmak için uzandı .
Geriledi , büzüldü . Kaldırdığı koluyla olduğu yere sindi Zeynep . Kendisine vuracağını düşünmüştü . Arkasındaki askılığa ceketini asınca duraksadı . Kasılan bedeni gevşedi .
"Hoşbuldum . " dedi Yusuf. Ayakkabılarını çıkardı .
Titreyen bedenin de gözlerini gezdirdi . Artık korkmaya başlamıştı onun için . Düşünmek bile istemiyordu ama başına bu denli korkmasını gerektiricek bir şeyler yaşamış olmasından korkuyordu . Karşılıklı oturup konuşmanın zamanı gelmişti .
"A-aç mısın ? "
" Evet . Ellerimi yıkyıp geliyorum . "
Sinirleri harap olmuştu kendini sıkmaktan . Şu son bir kaç gündür o kadar çok duygu geçişi yaşamıştı ki.. Artık durmak , eskiyi düşünerek şimdiyi öldürmek istemiyordu .
Tüm erkekler aynı değildi ki ? Ona göre tüm erkekler eniştesinin bir uzantısıymış gibigeliyordu . Kırmaya dökmeye meyilli ... Yusuf 'un da öyle olmasından korkuyordu .
Herkesin vardı bir eksiği ; kim tamdı , mükemmeldi ... Kimse .. Kendisi de öyle değildi .
Ama gülümseyen nazik yüzünün ardından bir canavar çıkmasını istemiyordu .
Mutfağa gitti . Çorba tenceresini karıştırdı . İki kaseye böldü ; sofraya , servis tabaklarının üzerine koydu . Biraz sonra Yusuf gelip sofraya oturdu .
Önünde ki çorbayı karıştırdı genç adam . Domates çorbasını severdi . Aralarında pek sağlıklı bir ilişki olmasa da daha az yalnız hissediyordu . Onun varlığı zaman geçtikçe içinde ki bu yalnızlığı tamamen kaplayacaktı . Gülümsedi .
"Ellerine sağlık ."
"Afiyet olsun . "
Konuşmaya nasıl başlayacağını bilmiyordu . Ama artık geri durmak , sessizce izlemek istemiyordu genç kız. Aklına gelen ilk şeyi sordu :
" Günün nasıl geçti ?"
Şaşırmıştı Yusuf , konuşmasını beklemiyordu . Tanıştıklarından beri onu konuşturmaya çalışıyordu .
"Yorucu ve yoğun . Onun dışında aynıydı . Mehemet geldi yanıma onunla oturduk biraz ."
" Hep bu kadar geç mi gelirsin?"
" Geç mi ki? "
"Geç biraz sanki.."
"Daha erken gelirim bundan sonra . "
Dudaklarını birbirine bastırdı , gülümsemesini gizlemeye çalışıyordu Yusuf . Yanağındaki gamzelerde bir haberdi bu çabası. Elini kalbinin üzerine bastırdı Zeynep . Tuhaf hissediyordu . Yanakları kızarmıştı .
"Ben özür dilerim . "
Kaşlarını çattı Yusuf , anlamamıştı .
"Neden özür diliyorsun ?"
"Dün için ..."
"Hala anlaymadım . Özür dileyeceğin bir şey yapmadın . "
" Yine de ..Özür dilerim . "
"Dileme .."
"..."
" Rahatsız mı oldun ? Kötü mü hissettin ?"
" Hayır ... Sadece utandım . Korktum ."
" Neden ?"
" Bilmediğimden , tanımdaığımdan .."
" Sen kaçmayı bırakırsan bilirsin de tanırsın da .. Ben sana bir yere kadar adım atarım . Sen tüm yolu tek başıma yürümemi bekliyorsun ,yorulurum ."
" Seni yormamaya çalışacağım ."
Gülümsedi, karşısındaki kadının zorlandığını görebiliyordu , buna rağmen çabalıyordu . Sıcacık hissetti, kalbi ısınıyordu .
****
Konuştukları gününün üzerinden iki gün geçmişti . Zeynep kendi çapında gerçekten de çabalıyordu Yusuf 'a göre .Küçük küçük sohbet etmeye başlamışlardı .Rahatça gülebiliyordu yanında . Yine de yankaları kızarıyor , sesi titriyordu arada . Tabitı gereği utangaç bir kızdı Zeynep ,bunu anlamıştı. Onun utangaç hallerini sevmişti Yusuf.
Çaya şeker atmaz , önce ekmeğin içini yerdi . Bunlar küçük şeylerdi ama onunla ilgili en küçük şeyeleri bile dikkatle izliyordu . Yolunu kaybetmeden yürümek istiyordu ,bilmek , en çok da anlamak istiyordu ..Konuşurken merakla onu dinliyor , söylediği en ufak şeyi bile kaçırmamaya çalışıyordu .
"Bir bardak daha içer misin ? "
"Hayır ,teşekkürler . Çok içince uyuyamıyorum . "
İki gündür yaptıkları bu küçük sohbetler sandığından daha iyi gelmişti Zeynep 'e . Hala tuhaftı , tamamen alışmış değildi ama daha rahat hissediyordu kendini . Yusuf özenli ve zarif biriydi .. Bir de oldukça dikkatli..Her hareketini dikkatlice izliyordu . Geriliyordu , üzerindeki utanc-gaçlığı bir kenara atamamıştı hala . Öyle ki üzerindeki düğmeli elbiseyi boğazına kadar iliklemişti. Başında ki eşarbı iğneyle tutturmuştu.
"Evde neden böyle geziyorsun ?"
Yeşil gözlerin üzerinde gezindiğini hissedebiliyordu . Yutkundu .
"Nasıl ?"
"Ne bileyim sıkı sıkı kapatmışsın düğmeleri , bir de evde yabancı biri varmış gibi kapatmışsın başını . Onu geçtim ağutos ayındayız terlemiyor musun ?"
"Aslında terliyorum . Ama evde hep böyle gezerdim ben . Alışmışım ."
"Burası senin evin nasıl istersen öyle gez tabi . Ama kendine eziyet etmenin bir anlamı yok bence . "
"..."
"Rahat ol ... " duraksadı . Zeynep'i rahatsız etmek istemiyordu ama bir şeyi çok merak ediyordu . Aynı koltukta oturuyorlardı , birbirlerine dönmüşlerdi . Biraz yaklaştı ,dizleri birbirine değdi . Kolunu koltuğun başına doğru uzattı.
"Saçlarını görebilir miyim ?"
Usulca başını salladı Zeynep . Heyecanlamıştı .Kalbi çok hızlı atıyordu .Başındaki eşarbı çıkarmış , iğnesini koltuğun üzerine takmıştı . Saçında ki mandal tokayı açmış , saçları iki yanıma dökülmüştü . Kürek kemiklerin altına kadar uzanıyordu . Açık kahverengi , dalgalı saçlar ...
Öyle farkılı görünüyordu ki .. Yumuşacık görünüyordu . Avuç içlerini karıncalandırmıştı ; küçük yüzünün , sivri çenesinin yanlarına zarifça uzanan saçlar .
" Dizlerime uzan ." dedi , yemişim kibarlığını diye düşündü .
Heyecandan titriyordu ama artık korkmuyordu . Ürkek hali kendisini bile yormuştu . Susup söylemedikleri yüreğine batar olmuştu . Korkmak çekinmek istemiyordu . Karşısındaki adamın sıcaklığı onu daha cesur ve istekli hale getiriyordu .
Arkasını döndü dizlerine uzandı . Kahverengi saçları kotunun üzerine dağılmıştı, bir an tereddüt etti . Gözlerini kapatmış genç kız içinde ki tereddütü dağıtmıştı . Teslim olmuş, kendini bırakmıştı . Uzun parmaklarıni dalgalı saçların arasında gezinmeye başladı .Ellerinin arasında kayıyor , hoş bir koku yayılıyordu etrafa .
Küçük bir sızı hissetti kalbinde Zeynep . Küçükken eniştesi Filiz'in saçlarını tarayıp okşardı , çocuktu ya çok imrenirdi . Nasıl bir şey diye çok düşünmüştü . Birinin saçlarını okşaması nasıl bir şey ?
Biliyordu artık , öğrenmişti . Saç diplerinden ruhuna uzanıyordu parmakları . Oradaki ezilmişlikleri , yanlışları kapatıyordu . Şakaklarından saç diplerine birkaç damla gözyaşı akmış , saçlarının arasında kaybolmuştu . İçindeki küçük kızı tamir ediyordu Yusuf . Ellerinde tutmuş , dizlerindeki yaraları üflüyordu .
Onu göğüsüne yatırıp sıkı sıkı sarılmak istiyordu genç adam . Gözyaşlarının nedeni tanıdık gelmişti ona . Bilmiyordu ama hissedebiliyordu .
İşaret parmağını alnından sus çizgisine doğru yavaş yavaş gezdirdi . Kalkık, düzgün bir burnu vardı. Yüzünün her parçası küçüktü ona göre . İnce kalp şeklindeki dudakları , gür kirpikleri , yüzüne dağılmış benleri..
Bu kadar yakından ilk defa görüyor , dikkat ediyordu . Baktıkça güzelleşiyordu sanki .. Parmağını sağ yanağının biraz üzerindeki benine bastırdı . Dolgundu . Zeynep zayıf bir kız değildi , dolgun bir vücudu vardı . Ilık ve yumuşaktı ... Düşüncelerinin farklı yöne kaymaması için odaklanmaya çalışıyordu . Dudaklarını izlerken pek de mantıklı düşünemiyordu .
Parmağını dudaklarında gezdirdi . Kurumuştu biraz , ıslatmak istedi . Yutkundu ,boğazını temizledi. Bir şey sormalı ve hissettiği bu tuhaf kıvılcımı alevlenmeden söndürmeliydi.
" Bir şeyler anlat bana ."
"Nasıl bir şey ?" dedi Zeynep , gözlerini araladı .
"Rasgele ."
"Böyle söyleyince aklıma bir şey gelmedi . Aklına bir şey geliyorsa sorabilirsin?"
" Lisede nasıldın ?"
"Kendi halinde sessiz biriydim . Kendimi rahat ve iyi hissettiğim bir dönemdi. Derslerime yoğunlaşmıştım . Pek bir işe yaramadı ama ... "
"Neden?"
"Üniversiteye gitmeme izin vermediler ."
" Sınava falan girmiş miydin ?"
" Girdim . Kayıt falan da yaptırdım . İzin vermedikleri için dondurmak zorunda kaldım ."
"Ne kazandın ?"
" İngilizce Mütercim Tercümanlık ."
" Çok güzel bir bölümmüş ."
"Evet , çok da gitmek istiyordum .Ama bir önemi kalmadı .Çoktan dört yıl oldu , en fazla dört yarıyıl dondurabilirim. Hala kayıtlı mıyım bilmiyorum."
"Eğer hala gitmek istiyorsan sana destek olurum . "
Sustular , heyecanlanmıştı , biraz buruk hissediyordu . İlk defa biri vardı yaslanabileceği , onu destekleyen . Ona karşı hala çekinceleri vardı , onu tanımadığındandı bu çekinceler . Aynı zamanda da korkutucuydu onu tanımak ...Hırçın bir akarsu gibiydi Yusuf , onu sürükleyip götürüyordu ... Öylece kapılıp gidiyordu .. Yabancı bir kıyıya çarpmaktan çok korkuyordu . Elinde pusulası yoktu ; yer bilmez , yol bilmezdi..
"Teşekkürler , bunu düşüneceğim . " dedi . Sesi kısıktı , fısıldıyor gibiydi .
" Teşekkür etmene gerek yok . Sadece istediğini söylemen yeterli."
Başını salladı .
"Sen lisede nasıldın ?"
" Eğlenceliydi . Güzel zamanlardı . Senin aksine pek uslu biri değildim . . Az dayağını yemedim müdürün .Amcam sürekli okula gelirdi . Ama hiç kızmadı bana , sabırlı adamdır ."
" Seni yaramazlık yaparken düşünemiyorum ." dedi gülerek .
" Ondan değil zaten , birkaç vukuatım oldu . "
"Ne yaptın Allah aşkına ?"
"Canımı sıkan lavukları okşadım biraz ."
"Eşkiya ."
"Tüh , evlendik bile . Sana da eşkiya düştü işte ."
" Ben halimden memnunum ."
Düşünmeden , birden çıkmıştı ağzından . Yanakları kızardı , yüzüne bakamıyordu . Yattığı yerden , Yususf 'un dizlerinden , ani bir hareketle kalktı . Saçları elektriklenmişti , birkaç tel havaya kalkmıştı .
Onu utandırmamak için gülmemeye çalıyordu . Ama hoşuna gitmişti , Zeynep hoşuna gitmeye başlamıştı ...
"Geç oldu ben yatayım artık ." dedi . Oturduğu yerden doğruldu . Odasına gidip yastıkla boğmak istiyordu kendisini .
" Aaa nereye gidiyorsun ! Senin şu memnuniyetten bahsedelim biraz . " dedi Yusuf . Kolundan tutup kendine doğru çekti. Hemen yanına oturmuştu . Ona doğru döndü . Çok yakındı ..Fazla yakın .. Ve tatlı kokusu mantıklı düşünmesine engel oluyordu . Dudaklarının tadını merak ediyordu . Ama onu korkutmak istemiyordu .
" Zeynep ... Fırsatın varken kaç ."
" Neden ? "
" Seni çok fena öpmek istiyorum da ondan . "
"Ama kolumu tutuyorsun ."
Sızlanıyordu , ufak bir mırıltı gibiydi kelimeleri . Güldü genç adam , biraz daha üzerine giderse utançtan ağlayacak gibiydi . Yanındaki bedeni kucağına çekti . Kollarını beline sardı .
"Tüh , kaçamadın! "
Çenesini yanağına sürttü , sakalları genç kızın yanağına batıyordu . Zeynep 'in heyecandan titreyen bedeni , iri gözleriyle her hareketini dikkatlice takip etmesi onu daha fazlası için kamçılıyordu .Yanağını okşadı , yaklaştı . Nefesini yüzünde hissedebiliyordu .
O kadar yankınındaydı ki koyu yeşil gözlerindeki mavi çizgileri görebiliyordu Zeynep . Derin , ferah bir orman gibiydi gözleri. Dudaklarına kilitlenmiş gözleri gözleriyle buluştu .
Dudaklarını dudaklarına bastırdı .Küçük dudaklar dolgun dudaklarının baskısı altında eziliyordu . Öyle durdu , dudaklarını hareket ettirmedi. Sıcaklığını hissetsin istiyordu . Dudaklarını damgalayıp içmek , onu kendine bağlamak istiyordu . Kendine çekti biraz daha , bedenleri bütün olmuştu .
Geri çekildi , burnunu yanağında gezdirdi .Kulak memesinin hemen altına uzun bir öpücük bırktı . Kendini durduramıyordu .
Dudakları sızlıyordu Zeynep 'in . Dudklarının üzerindeki ıslaklık soğumasın istiyordu .
Kucağında ki genç kızla ayağa kalktı Yusuf. Ellerini omuzlarına sarıp , tutundu Zeynep . Kulağına doğru yaklaştı . Bir yandan da üst kata doğru yürüyordu .
" Seni yatağına götürelim . Yoksa fena olacak .."
****
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 19.47k Okunma |
1.02k Oy |
0 Takip |
18 Bölümlü Kitap |