
Kapının önündeki aynada dağılmış kıyafetlerini düzeltti . Derin bir nefes aldı . Kapının deliğinden gelen
kişiye baktı . Kimse görünmüyordu .Kendi kendine güldü . Görünmezdi tabi.. Saat gece yarısını çoktan
geçmişti , kapının önündeki lambaları da yakmamıştı . Zeynep aklını ve mantığını kendisiyle birlikte
götürmüştü .
Kapıyı açtı . Ellerini kahverengi ceketinin cebine koymuş , sağ bileğinden sarkan tesbihiyle amcası
karşısında dikiliyordu.
" Biraz daha açmasanız geri gidecektim Yusuf bey .." dedi Salih .
"Üst kattaydım , duyamışım .İyi misin amca ,bir şey mi oldu ?"
" Niye bir şey olmadan yiğenimin evine gelemez miyim ?"
"Gelirsin , gelirsin de saat geç olunca insan endişleniyor amca ."
"Meraklanacak bir şey yok Allah'a şükür . Eee içeri davet etmeyeceksin herhalde beni?!"
"Estağfurullah amca ,buyur ." dedi , geriye çekildi . İçeri giren amcasının ardından kapıyı kapattı .
Koltuğa oturmuş ,geriye yaslanmıştı .Yusuf ayakta dikilmiş ,amcasını izliyordu . Biraz yabancı hissetti ;
onun etrafında -özellikle de yengesinin olduğu zamanlarda - mahçup , çekingen olurdu . Annesinin
öldüğü , amcasının artık bizimle kalacaksın dediği günden miras kalan ara sıra içini titreten duygulardı
bunlar . Ömrü boyunca ödeyemeyeceği bir borcun altına girmiş gibi hissediyordu , ağırdı . Kendi evine ilk
kez gelmiş biri yabancı gibiydi.
"Otursana oğlum ."
" ..."
Amcasının oturduğu kotuğun yanındaki tekli koltuğa oturdu . Ellerini dizlerinin üzerine koydu .
" Nasılsın evladım , evlendin unuttun bizi?" dedi gülerek .Kırlaşmış sakallarını okşadı . Başında ki takkeyi
düzeltti.
" Olur mu öyle şey amca ? İş güç derken ziyaret edemedik sizi . En yakın zamanda geliriz inşallah ."
"İnşallah Yusuf'um "
"..."
"Bugün de pek bir konuşkansın , rahatsız mı ettik seni ?"
"Dalgınım biraz , çok alıngansın bugün amca ."
"Alınganlık değil de , yengen çıldırdı yine . Ben de dolaşmaya çıktım biraz .Aradım da açmadın , benim de
aklım kaldı be yavrum .Saati gözüm görmedi ."
Amcası çocukluğundan beri üzerine titremiş , ayrı bir hassasiyetle yaklaşmıştı .Yusuf'un içinde büyüyen
öfkeyi şefkat dolu elleriyle itelemiş , güzel sözleriyle yerle yeksan etmişti.
Küçük bir çocuk gibi hissediyordu yanında . Savunmasız , kimsesiz ..
" Kapım sana her zaman açık amca . Ama endişelenme artık Zeynep var.. Yengeme ne oldu ?"
"Hanım var diyorsun ha .. Aslanım benim . Bir de nazlanıyordun evlenirken , gördün mü? "
"Öyle.. Hem ağlarım hem giderim misali ."
"Hanımspor diyorsun yani."
" Sen demez miydin; hanımı dinleyenin kafası rahat olur ,onlar ince fikirlidir bizim göremediklerimizi
görürler diye .Ben de sözünü dinleyeceğim işte ."
"Darısısı Ahmet'in başına . Allah muhabbetinizi arttırsın , aranız nasıl ?"
" İyi ... Sıra Ahmet ' e geldi demek ."
" Tabi , koca adam oldu artık . İşi gücü yerinde ,askerliğini de yaptı . Harama dalmadan onu baş göz
etmek lazım ."
"Sıkıştırmayın çocuğu , böyle işleri aceleye getirmemek lazım ."
" Ağız birliği mi yaptınız ,kerata ?! İkinizin ağzında da aynı laflar . Ayrıca küçülsün de cebime girsin ayı , iki
yaş var aranızda . "
Güldü , biraz da Ahmet uğraşsın onunlarla diye düşündü . Biraz gevşerdi belki yakasında ki eller , nefes
almak istiyordu .
"Neyse , bir şey demeye geldim sana . Babam geliyor Bursa 'dan . Gelini görmeye gelecekmiş . Nikaha
da gelemedi ya ."
"... Biz çağırdık onu . Tutturdu düğün olmazsa gelmem diye . Diyecek bir şeyim yok , gelince gerekeni
yaparız . "
"Aman yaşlı işte , illa onun dediği olacak . Siz saygıda kusur etmeyin olur mu güzel gözlü yavrum ?"
" Yok amca , yüreğin rahat olsun ."
" Sözüne itimad etmek istiyorum , utandırma beni ."
"Elimden geleni yapacağım ."
" Anlaştık o zaman ,ben kalkayım artık . Yengen kızmasın , deden gelecek diye aldı başını bir telaşe ..
Sabahtan canımızı okudu ." dedi Salih . Ayağa kalktı kapıya doğru yürümeye başladı . Arkasından
Yusuf da ayağa kalktı .
Ayakkabılarını giydi , arkasında duran genç adama doğru döndü. Gülümsedi , ne de güzel
büyümüştü ... Derin bir iç çekti , binlerce keşkeyi taşıyordu nefesi . Bu gece gözüne uyku girmeyecekti .
"İyi akşamlar oğlum . Allah rahatlık versin ."
"Sana da amca , dikkatli git ." dedi Yusuf . Amcası bahçeden çıkana kadar kapıyı kapatmadı . Bahçe kapısının sesini duyanca kapıyı kapattı . Kolundaki saate baktı . Saat bire geliyordu . Zeynep çoktan
uyumuştur diye düşündü . Duş alması gerekiyordu .. Soğuk bir duş ..
Gülümsedi , hergün farklı bir yönünü görüyordu Zeynep 'in . Cesareti aklını başından almıştı .. Farklı bir
toprağa adım atmış kaşif gibiydi, klavuzu Zeynep olan .
****
Üzerinde bir ağırlık vardı , uyuyamıyordu . Aslında uyumaktan korkuyordu . İçindeki bu ağırlığın onu
kabuslarına götürmesinden korkuyordu . Öyle yorulmuştu ki kalbi , zihni bulanmıştı .
Eskilere saplanıp kalmıştı . Keşke ile başlayan bir sürü cümlesi vardı . Hiç dinmeyen bir öfke vardı içinde
gürül gürül yanan .. Öfkesinin kaynağı babasıydı . Bazen babasının yakasına yapışmak , nefesini kesmek
istiyordu . Öyle bir insan yaşamayı hak etmiyordu .
İçindeki bu hastalıklı düşünceden kurtulmayı çok istiyordu . Çünkü içindeki kin kendisine zarar vermekten
başka bir işe yaramıyordu .
Yattığı yerden doğruldu , camın önüne doğru yürüdü . Camı açtı . Serindi , rüzgar esiyordu . Sokaklar
boştu , ıssızdı Yusuf gibi.
Birden bulanmıştı zihni , güzel başlayan bir günü mahvediyordu vesveseleri. Neden bu kadar kötü
hissediyordu ? En mutlu olduğu anlarda bile yakasını bırakmıyordu içindekiler . Küfesindeki taşları iyi
şeylerle değiştirmek istiyordu . Başkalarının ağırlığını taşımaktan yorulmuştu .
Ani bir kararla misafir odasından çıktı . Yatak odasının kapısının önüne gelince duraksadı . Cebindeki
telefondan saate baktı . Üçe geliyordu . Telefonu pijamasının cebine koydu .
Zeynep 'i görmek istiyordu . Nedenini bilmiyordu , sadece içinde güçlü bir istek vardı . Bir yanı da bu
isteği tuhaf buluyordu . Onu korkutmak da istemiyordu . Kapıyı açtı , içeri girdi .
Kapıyı sessizce kapattı , hiç çıkmayacakmış gibi . Oda Zeynep gibi kokuyordu . Tatlı ama boğucu değil ,
çiçeksi bir koku .. Yusuf 'u sakinleştiren bir koku .. Sıcak ve güvenli hissettiren ...
Sırtını kapıya dönmüş , üzerindeki pikesi biraz kaymıştı . Yanına uzanmak istedi . Birini hissetmek
istiyordu . Bir nefes , bir ses... Yıllardır tek başınaydı , yorulmuştu .
Tereddüt ediyordu , rahatsız olur muydu Zeynep ? İzin almamıştı ,onu korkutmak başladıkları yere geri
dönmelerine neden olabilirdi . İlk kez yapacağı şeyin sonucu düşünmeden haret etmek istiyordu .
Onun için ayırılmış bir boşluk vardı sanki , yatağın sol tarafına uzanmıştı Zeynep .Pikeyi kaldırdı , usulca
altına girdi . Üzerini örttü. Öyle sessizdi ki Zeynep 'in titrek nefesinin sesini duydu . Düzensizdi , onu
uyandırmış olmalıydı . Ya da hiç uyumamıştı . Yaklaştı , burnunu başına yasladı . Biri vardı ; kokusuyla ,
teniyle , sıcaklığıyla .. onun için yaratılmış..
İçindeki huzursuzluk yerini koruyordu ama artık eskisi kadar yalnız hissetmiyordu .
"Uyumadığını biliyorum . " dedi Yusuf . Sıcak nefesi saçlarının arasına süzülmüştü, fısıldıyordu .
Utanıyordu ama yine de Yusuf 'a doğru döndü. Yüzünü görmek istiyordu . Merak ediyordu gece
lambasının turuncu ışığında nasıl göründüğünü .
" Nereden anladın ?"
" Sana yaklaşınca omuzların titredi ."
"..."
Bir şey söylemedi , utanıyordu . Ne söyleyeceğini bilmiyorudu . Utanmasına rağmen ona yaklaşmak ,
sıcaklığından faydalanmak istiyordu Zeynep . Ruhu hafifliyordu . Bahar esintisi gibiydi , sıcağın ardından
gelen yağmur gibiydi .. Zarifti ..
" Ben mi uyandırdım seni?"
" Hayır uyku tutmadı . Sen neden uyuyamadın ?"
" Kafamın içindekiler rahat bırakmadı."
Sormak istiyordu . Ama onu rahatsız etmekten , tadını kaçırmaktan korktu .
" Kafanın içindekiler ... Bana anlatabileceğin şeyler mi?"
" Şimdilik değil .. Kimseye anlatmadım ."
Bocaladı , birbirlerine yeni yeni ısınıyorlardı ama o çok hevesliydi Yusuf 'a kendini açmaya . Yusuf 'un bu
kadar temkinli olması kendini sorgulatıyordu . Onun sıcak ve nazik hareketlerine kapılıyordu . Hiç böyle
biriyle tanışmamıştı ; nasıl davranılır , ne söylenir bilmiyordu .
" Birgün anlatmak istersen dinlerim ."
"..."
Yanlış bir şey söyleyip söylemediğini düşünüyordu . Ağırlaşan sessizliği dağıtmak istedi .
" Kim gelmiş ?" dedi .
Biran anlayamadı Yusuf. Dalgındı . " Amcam ."
"Hayırdır inşallah , neden gelmiş ? Yani gelmesinden rahatsız olmadım tabi , yanlış anlama . Geç ol-"
" Yanlış anlamadım , sakin ol . Dedem gelecekmiş onu haber verdi ."
Genç kadının heyecanlı hali onu güldürdü. Yaklaştı ,alnını alnına yasladı . Gözlerini kapattı , yaklaştı .
Kolunu üzerine uzattı , belini sardı .Bedenini yakınına çekti . Turuncu gece lambasının ışığı altında
kirpiklerinin gölgesi yanaklarına düşüyordu .
Belindeki eli yukarı çıktı , çıplak kolunu okşayarak yanağına uzandı . Yumuşacıktı teni , ipek gibi . Avcunun arasında kayıyor , içini gıcıklıyordu . Dudaklarını dudaklarına bastırdı , hareket etmedi .
Elini saçlarının arasına uzattı genç kız . Parmaklarını yumuşak gür saçlarında gezdirdi .Ensesini okşadı .
Dudaklarını beceriksize oynattı . Dudaklarının arsadında gerilen dudakları hissedince geri çekildi .
Yumruk yaptığı elini omzuna vurdu .
"Gülme !" dedi Zeynep . Arkasını döndü . Çok utanmıştı , biraz daha üzerine gelirse ağlayabilirdi .
Kolunu beline sarıp , sırtını göğsüne yasladı .Küçücük kalmıştı kollarının arasında. Burunu boynuna
yasladı , dudaklarını bastırdı . Nemli dudakları içini titretti Zeynep 'in.
" Nereden çıkardın güldüğümü ?"
"D-dudklarından .."
" Demek öyle anlaşılıyor ."
Dirseğinden destek alarak doğruldu , genç kızın üzerine eğildi . Yanaklarına dağılmış saçları kulağının
arkasına sıkıştırdı . Dudaklarını dudaklarına bastırdı . Bu sefer nazik değildi . Açtı dudakları .Dudaklarının
arasındaki küçük dudaklara eziyet ediyordu . Geri çekildi , bedeni Zeyenp'in bedeninin üzerindeydi .
" Şimdi ne söylüyor dudaklarım ? "
" Ş-şey ..daha yeni öğrendiğim bir dil , o kadar da iyi çeviremiyorum ."
Güldü, kollarının arasında titreyen bu beden kafasındaki tüm kötü düşünceleri dağıtmıştı .
" Yeterince pratik yaparsan gelişirsin bence ."
Üzerine eğildi , çalışmalarını desteklemketen onur duyardı .
*********
Uykusunu güzelce almıştı , dinlenmiş hissediyordu . İşe öğlene doğru gelmiş , sabah uyananmamıştı .
Sonra da Zeynep'le güzel bir kahvaltı yapmışlardı . Güzel bir gündü Yusuf için . Geldiğinden beri hiç Ömer'
e bağırmamıştı . Sakindi , arızasının neyden kaynaklandığını bulamadığı araba bile sinirlerini
bozamamıştı . Ömer'in deyimiyle ' pamuk gibiydi ' bügün ustası . Şaşkındı , ama çok da
sorgulamıyordu .
Her zaman ki yerine oturmuş arkadaşı Mehmet'le çay içiyordu Yusuf . Mehmet kendisinin aksine
oldukça sinirl görünüyordu . Çayını karıştırıyordu , şeker çoktan erimişti .
" Yeter lan ! Bardağın dibi delindi ."
"..."
" Ne bakıyorsun öyle dik dik ?! "
" Aman sana da nazlanılmıyor hiç ! Zeynep nasıl katlanıyor sana ?!"
" Ona bal gibiyim , bu halim sana özel gülüm ."
" Gülüm falan ne oluyoruz ? Keyfin yerinde herhalde !"
" Yerinde , bundan sonra böyle ."
" Pişmiş kelle gibi gezersin artık . Ama arayı çok açma , başkomiser seni sordu geçen . Özlemiş adam , şu
sıralar vukuatın yok ya şaşırıyor haliyle ."
" Duyan da beni torbacı sanacak . "
" Torbacılar bu kadar uğramıyor karakola ."
"Abart .. Senin saçmalama saatin gelmiş yine ! Bana müsade ."
"Otur lan ! "
" ... Sabahtan beri oturuyoruz zaten . Bön bön bakıyorsun suratıma öküz gibi ."
" ..."
"Bak hala . Bana aşıksın da onu mu söyleyemiyorsun oğlum ?!"
"Iyy ne yapayım be seni !? "
" Aaaa , kırılıyorum Mehmet ! Neyimi beğenmedin ?"
"Git şimdi kusacağım ! Bir doksan küsür , sakallı bir herif .. Tipim değilsin oğlum !"
"Tipin olsam sorun yok yani!"
"Tabi ,bohcanı topla karın uyuyunca kaçırayım seni."
" Zevzekliği kes ! Dökül artık , çok nazlandın . Geçerim işimin başına , dinlemem seni bak !"
" Tamam be.. Fatmayla tartıştık biraz . Kırdım galiba onu ."
"Ne yaptın yine ?"
"Hep suçlu benim zaten ."
" Sensin tabi ."
"Daha anlatmadım bile , nereden ben oluyormuşum ?!"
" Müneccim miyim lan ben !? Anlat da bileyim ."
" Markete gitmiştik işte liseden arkadaşlarıyla karşılaştık .Bir çocuk vardı ondan hoşlanan ,rahatsız
ediyordu hatta . O da ordaydı ,konuşmadılar çok ama bir süzdü . Benim şarteller attı ..."
" Eee.."
" Kavga ettik işte . "
" Bu yüzden mi yani ? "
" Kıskandım işte ! Çok saçma biliyorum ama çok kıskandım . "
" Bu yüzden de bağırıp çağırdın yani ."
"Tam olarak bağırmadım da .."
" .. Ne yaptın bağırmadın da !"
" Kıyafetine falan bir şeyler söyledim . "
" Geri dönüşü olmayacak şeyler söylemedin inşallah !?"
" Yok be oğlum ! "
"..."
" Dalga geçmeyeceksen eğer bir şey söyleyeceğim ."
"Saçmalama, ne zaman öyle şeyler yaptım ."
" Her zaman . "
" Tamam , bir şey demeyeceğim ."
Boş tamirhaneyi kontrol etti Mehmet . Birilerinin söyleyeceklerine kulak misafiri olmasını istemiyordu .Fazla kişiseldi , Yusuf 'la daha önce öyle bir konu hakkında konuşmamışlardı .
" Zaten güzel bir kadındı ama yıllar geçtikçe daha da güzelleşiyor . Çok güzelleşiyor ... Onu sadece
kendime saklamak istiyorum . Daha çok ben olayım istiyorum . Bu biraz ilkel bir düşünce farkındayım ...
"
" En azından farkındasın ."
"Tam olarak anlatabiliyor muyum ,bilmiyorum . Bu hissettiklerim bazen fazla geliyor ... Ben onun için
kendimden geçerim . Öyle bir seviyeye geldim artık ."
Susmuştu , ne söyleyeceğini bilmiyordu . Mehmet'in , Fatma'yı sevdiğini biliyordu ama daha önce hiç böylesi yoğun duygular hissetmediği için duyduklarını bir hayli yadırgamıştı . Hissettikleri fazlaydı , korkutucuydu .
" Onu bu kadar seviyorsan , sevdiğin kadar da incitmemeye çalış .Git özür dile , bana söylediklerini ona
söyle . "
" Utandım lan !"
"İçinde pofuduk bir ayı varmış, duygulandım şuan ."
" Hani dalga geçmeyecektin gavat !"
"Hop hop gavat mavat , ne diyorsun lan !"
" Ağızımdan kaçtı gülüm , coşma hemen ."
" Gevşek herif , bir gavat demediğin kalmıştı . "
"Repertuarım geniş oğlum , daha fazlası için takipte kal ... Neyse , nasıl özür dileyeyim şimdi ben ?"
" Bana mı soruyorsun oğlum , ne anlarım ben ?! Al bir çiçek, dile özrünü ."
"Öyle deme Yusuf'um, sen de bizden sayılırsın artık. "
" Siz derken .."
"Evli erkekler klübü işte ."
"Eveet ,günlük zırvalık kotam doldu sanki .."
"Ne oldu beğenemedin mi haspam ?! Yarın birgün sen de gelir böyle bir şey anlatırsan görürüm seni ."
"Saçmalama be ! Ben öyel kıskanç biri değilim , zaten Zeynep de kıskanacağım biri değil !"
"Niye oğlum karın değil mi bu kız senin ?!"
" Karım ama sen Fatma'yı seviyorsun , ben Zeynep'i sevmiyorum . Aramızda ki fark bu !"
" Taktın demi şu kafanda çizdiğin evlilik profiline !"
" Öyle olması gerkiyor , hem anlaştık biz aramızda . Zeynep de razı , sanane . "
" Aşık olmak , sevmek , sevilmek çok güzel Yusuf ."
"Aşk maşk deme bana ! Bu konuda ne düşündüğümü biliyorsun ."
" Sen baban değilsin Yusuf . Onun yaptıklarının yükünü sırtında taşıma artık ."
" Ben böyle büyüdüm Mehmet . On yaşından beri , o adamın yaptıkları başıma kakılarak büyüdüm .
Kadın bir tas çorba koydu önüme , söylene söylene boğazıma dizdi . Ben artık sadece huzur istiyorum .
Öyle aşk gibi aşırı bir duyguya ihtiyacım yok benim ... "
"Ama d-"
"Aması maması yok ! Daha fazla bu konu hakkında konuşmak istemiyorum ."
*****
Saat dokuza geliyordu . Normalden tam vaktinde kapatırdı ama bugün erken gitmek istiyordu eve .
Saatleri , dakikları sayıyordu . Mutluydu , birbirlerine attıkları adımlar huzurlu hissettiriyordu . Artık yalnız
değildi , Yusuf için en önemlisi de buydu . Bir sıcaklık , bir nefes vardı . Eve gittiğinde gülümseyip kapıyı
açacak , ' Nasılsın ?' diye soracak biri vardı .
" Usta bir kadın geldi , seni soruyor ?"
"Kimmiş ?"
"Söylemedi ."
"İyi çağır buraya gelsin ."
"Tamam ."
Kaşlarını çatmıştı . Tamirhanesine gelecek , tanıdığı bir kadın yoktu . Zeynep 'in gelmeyeceğini biliyordu .
Aklına arkadaşı Funda geldi bir an . Ama Funda haber vermeden gelmezdi .
Yeliz 'in kendisinden önce gelen topuk seslerini dinledi . Şaşırdı , tanıyamamıştı . Biraz düşününce
anımsadı . Onu Zeynep'i istemeye gittiklerinde görmüştü . Zeynep'in halasının kızıydı .
" İyi akşamlar ." dedi Yeliz . Gülümsedi , bu ıssız yer ona biraz korkutucu gelmişti .
"İyi akşamlar."
"..."
Başını eğdi , mesafeli sesi Yeliz 'in cesaretini kırıyordu . Aklındakiler , gelmeden önce söylemeyi
düşündüğü şeyler birbirine girmişti . Soğuk , mesafeli bir yapısı vardı Yusuf 'un. Onun bu tavrı Yeliz 'i
tedirgin ediyordu .
" Bir sıkıntın mı var bacım , bu saatte buraya gelmişsin ?"
" Yok... B-ben bir şey söyleyecektim ."
"Bu saatte sanayiye geldiğine göre önemli bir şey herhalde ."
Sinirlenmişti , bu kız ona ne söyleyebilirdi ki ?! Tek istediği eve gidip Zeynep'in dizlerine
uzanmaktı .Gözlerini kapatıp saçlarının arasında gezinen parmakların tadını çıkarmak istiyordu .
" Ö-önemli ."
"Eee sabaha kadar seni bekleyeceğim herhalde . "
" Anlatacağım .. "
"..."
" Ben bu sırı daha fazla taşıyamıyorum . Maksadım yuvanızı dağıtmak değil . Sadece birinin daha
Zeynep'in yalanları yüzünden üzülmesini istemiyorum ."
" Gece gece ne saçmalıyorsun sen ?!"
" Dediğim gibi kötü bir amacım yok , seni uyarmak istiyorum sadece ..."
Güldü Yusuf , histerik bir gülüştü. "Uyar bakalım ."
" Zeynep , Ahmet 'i seviyor .Seninle de ona yakın olmak için evlendi zaten . Engel olmaya çalıştık ama
dinlemedi bizi . "
Titremeye başlayan ellerini üzerindeki ceketin ceplerine koydu . İnanmamıştı , inanamamıştı .Güzelliği
duru gözlerine yansımış Zeynep ' e konduramıyordu . Ama karşısındaki bu kadın nasıl da kıyıyordu bu
saflığa çekinmeden ?! Görmüyorlar mıydı onun varoluşunun çırpınışlarını ?
" ... Kötü bir şey söylemek istemiyorum .Belanı benden bulma , evine git ."
Sert sesi , sinirlendiğini belli eden ağır bakışları korkutmuştu Filiz'i .Yusuf hakkında söylenenleri kulak ardı
etmişti buraya gelirken , etmemeliydi . Eli ayağı birbirine karışmıştı korkudan . Koluna taktığı çantanın
içini eliyle yokladı . Çantadan çıkardığı zarfları titreyen eliyle uzattı .
" Kötü bir amacım yok , sadece Zey-"
"Yani sırf iyi niyetinden geldin buraya !"
" İnanmıyorsan kendin bak , Ahmet'e yazdığı mektuplar bunlar."
Ona uzatılan zarfları sertçe çekti . Bu davranışının karşısında ki kadını memnun ettiğini biliyordu ama
kendine engel olamadı . Öfkeliydi ama bir yandan da korkuyordu ... Okuyacağı kelimelerin yüreğinde
bırakacağı tahribattan , bir ihtimal de olsa Filiz 'in haklı çıkmasından ..
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 19.47k Okunma |
1.02k Oy |
0 Takip |
18 Bölümlü Kitap |