10. Bölüm

8. Bölüm: " Canavar .."

Hharee_
helenhare

 

6 Ekim 2017
Nasıl başlanır bilmiyorum . Daha önce hiç mektup yazmamıştım . Bu satrları yazmadan önce bir sürü giriş cümlesi düşündüm . Etkileyici bir başlangıç yapmak istedim .Kelimeler insanın ruhunu ve kalbini okşar , ben sende iz bırakmak istedim . Tatlı bir iz , hatırladıkça içini sızlatacak ... Çok da başarılı değilim bu konuda . Tıpkı cesur biri olmadığım gibi . Eğer öyle biri olsaydım karşına dikilir ve seni ne kadar sevdiğimi söylerdim . Gözlerinin içine bakark , korkmadan . Şayet dinleyecek de olursan uzun uzun anlatırdım sana ...
Benim daha önce kendime ait hiçbir şeyim olmadı sana hissettiğiklerim dışında . Bu hisler öyle yoğun ki .. kimi zaman da boğucu . Kalbim bedenime sığmıyormuş gibi hissediyorum . İçimde olumsuz hiçbir şey yok .. Öyle ki senin de bana karşı aynı duyguları hissetme ihtimalinin mutlu hayaliyle teselli ediyorum kendimi . Hissettiklerim yazdıklarımın ötesinde . Olur da cesaret edebilirsem sana kendimi ,benim gözümdeki seni anlatmak isterim ..

Zeynep


2 Şubat 2018
Bir türlü cesaret edemiyorum . Bir anlık gel...

Henüz bir cümle kurulmuş mektubun devamı yoktu . Eğri bir çizgi aşağıya doğru kağıdı parçalayarak inmişti. Bir şeyler bulma umuduyla kağıdın arkasını çevirdi . Boştu , bu kadardı .
İçi anlamlandıramadığı bir öfkeyle doldu . Kanı kaynıyordu . Zeynep'in , Ahmet'e yazdığı her kelime zihninde dönüp duruyordu . Mektubu bir kez daha okudu . Yazdıkları ağzında kötü bir tat bırakmıştı .
Onu anlayamıyordu .Ama içinde bir yerlerde Ahmet'i deli gibi kıskanmıştı . Kendine itiraf edecek cesareti olmasa da bu kadar çok sevilmek nasıl bir şeydi ? Merak etti ..
Bir yandan da Zeynep'in ona karşı hissettiklerini küçümsüyor , bir türlü anlamlandıramıyordu .
Sevmek ,aşk ... Böyle şeyler öyle yabancıydı ki ona ... Bilmiyordu . Parkta babasıyla oynayan bir çocuk görse içi eziliyordu.. Neredeyse otuz yaşına gelmiş bir adamdı ama imreniyordu .
O kadar uzakta kalmıştı ki hatıraları ... En son ne zaman başı okşanmıştı , annesi tarafından sıkı sıkı sarılmıştı .. Hatırlamıyordu . O yüzden bu kadar öfkeliydi . Suçlayacak birilerini arıyordu , ama karşısında bağırıp çağırabileceği kimse yoktu .
O kadar uzaktı ki bu duygular , donmuş gibiydi kalbi . Hiçbir şey istemiyordu , yorulmuştu artık . Çoğu insanı rahatsız eden , sıkan şeyler onu rahatlatıyor mutlu ediyordu . Her şeyin tek düze olması onu güvende hissettiriyordu . Aşırılığa , yersiz heyecana gerek yoktu .
Böyle mutluydu . Hergün aynı yolları kullanarak işe gidiyor , aynı saatte eve dönüyordu . Ayakkabısının modeli bile yıllardır aynıydı . Düz ve sade bir adamdı kendine göre , yaratılışının bu kadar eşsiz ve zarif olmasına rağmen .

******

Saat gece yarısını çoktan geçmişti . Defalarca aramış , mesaj atmıştı . Telefonu çalıyor, bir türlü açmıyordu . Endişelenmeye başlamıştı . Eğer saat geç olmasaydı Mehmet ' i arayıp nerede olduğunu biliyor mu diye soracaktı .Ama onları rahatsız etmek istemiyordu .
Bir tıkırtı duydu , kapıdan geliyordu . Ayağa kalktı , kapının önüne doğru yürüdü . Yusuf gelmişti . Kapıyı açmış , ayakkabılarını çıkarmış . Ağır hareketlerle içeri girmişti . Yanından geçti . Hiçbir şey söylemeden, sanki orada ki varlığından bir habermiş gibi . Görmemişti ya da görmemezlikten gelmişti . Onun bu hali Zeynep 'i daha da sinirlendiriyordu .
"Neredeydin ?"
"..."
"Neden telefonlarımı açmadın ?! İnsan bir haber verir hiç değilse . Ne kadar endişelendim biliyor musun ?"
"Sonra konuşalım ."
" Saatlerdir seni bekliyorum , sana ulaşmaya çalışıyorum , söyleyeceğin tek şey bu mu yani !?"
" ..."
Eğdiği başını kaldırdı . İlk defa sinirlenmiş olan Zeynep 'e baktı . Saçlarını tokayla öylesine tutturmuş , birkaç tutam saçı alnına doğru düşmüştü . Üzerinde beyaz bir pijama takımı vardı . Tatlı görünüyordu , ne kadar sinirli olursa olsun göz ardı edemiyordu . Yanakları kızarmış , kocaman gözleriyle yüzünde ki ifadeyi inceliyordu . Öfkeliydi ve öfkesini koruması gerkiyordu . Bakışlarını kaçırdı . Hiçbir şey söylemedi . Yukarıya çıkmak için arkasını döndü.
"Nerye gidiyorsun ? !"
"..."
"Yusuf.."
Tuhaftı , vücudu titredi . İçindeki öfke yerini karmaşaya bıraktı . Kalbi çok hızlı atıyor , kulakları uğulduyordu . O yumuşak ve hüzünlü sesiyle adını seslenmişti .... Kafası karışmıştı . Bir günde onlarca kişi adını sesleniyordu ama hiç biri - hiç kimse- içini böyle yakmamıştı . Öyle yabancıydı ki bu hisse ... Onu nitelendiremedi .
" İzin verirsen uyumak istiyorum !"
" Bu mu yani ?! Aklıma bir sürü şey geldi sen telefonunu açmayınca , başına bir şey geldi sandım ! "
"Gördüğün gibi bir şey yok , işim uzadı ."
" Görüyorum , görüyorum domuz gibisin maşallah !"
Genç kıza doğru döndü. Konuşmak istemiyordu, ama arkasını dönüp giderse çözümlediremediği bu mesele içinde çığ gibi büyüyüp onu yutacaktı . Bir yandan da kırgındı , neye kırıldığını da bilmiyordu . Öğrenmek istemedi , öğreneceği şeyler onu korkutuyordu .
Sustu, genç kızın tedirgin halini izledi.
" Hiçbir şey söylemeyecek misin ? Çok endişelendim ."
" Söyleyceğim ... Biri geldi dükkana , anlatacak önemli şeyleri varmış.."
"Kim geldi?"
" Filiz .. "
Ürperdi , titremeye başladı . Şaşırması gerekiyordu ama şaşırmadı . Ne sanıyordu ki..!? Filiz böyleydi ,söylediklerini ciddiye almak istememişti .Hayatında ilk kez sadece kendine ve kendi istediklerine odaklanmak istemişti .Ama Filiz her zaman ki gibiydi ; yine bir şekilde Zeynep'in etrafında olan şeyleri yıkmış , enkazın ortasında yalnız bırakmıştı onu .
Korkuyordu ve yorulmuştu . Sürekli bir şeyleri açıklamaya çalışmaktan , kendini anlatmaya çalışmaktan yorulmuştu .
Yusuf 'un , ona inanmaması Zeynep'i tedirgin ediyordu . Filiz 'in ne anlattığını bilmiyordu .
"Neden geldiğini sormayacak mısın ? "
"..."
"Pek bir konuşkandın , ne oldu ?!"
Titreyen bedeniyle bir iki adım geriledi.
" Soramazsın tabi.. Biliyorsun çünkü neden geldiğini ..!"
İçini usul usul kemiren , çoktandır şüphe duyduğu , beklediği şey gerçekleşiyordu . O nazik ve temkinli yüzün ardındaki canavar öfkeyle birlikte ortaya çıkmıştı . Belki de en başından beri böyle biriydi ... O aksine inanmak istemiş, öyle olmasını ummuştu .
Ama korktuğu gerçek kaşısına dikilmiş , çattığı kaşlarıyla onu izliyordu . Daha önce ona güzel gelen yeşil gözleri öfkenin gölgesinde bir hayli korkutucu görünüyordu .
Yaklaştı , büyük elleriyle genç kızın kollarını kavrayıp kendine doğru çekti. Sıkı tutuyordu , parmakları yumuşak etlerinin arasına gömülmüştü . Üzerine eğildi.
" Bir şeyler söyle !"
Canı yanıyordu , bir şey söyleyemedi. Öfkesi avuçlarının arasında harlanıyordu sanki ....
"B-ben.."
"Sen ne ! "
Korkuyordu . O da eniştesi gibi bedenini tartaklayıp ruhunu mu çürütecekti... Onun iri bedenini süzdü . Parmakları boğazını sarsaydı oracıkta canını verirdi . Güçlüydü , ama fiziksel olarak ondan daha zayıf birine vurabilecek kadar aciz miydi ?
Bilmiyordu . Daha doğrusu artık kestiremiyordu . Çok değil bir kaç saat önce biri gelip ona bu soruyu sorsaydı Yusuf 'un bunu yapamayacak kadar nazik ve sakin biri olduğunu söylerdi.
Ama şimdi koynunda uyuduğu bu adamın kollarının arasından nasıl kaçabileceğini düşünüyordu .
Bedeni korkudan büzülmüştü , olduğu yerde küçülüp kaybolmak istiyordu . Kollarını çekti , dolu gözleriyle Yusuf ' un gözlerine baktı .
Kahverengi gözlerinde taşmak için bekleyen gözyaşları , Yusuf'un kontrolden çıkmış öfkesinin önüne geçti.
Duraksadı , ne yapıyordu şu an ? Haftalardır arlarında ki duvarları , çekinceleri , yanlışları düzeltmeye biraz da olsa yakınlaşmaya çalışıyordu ; ama avuçlarının arsında titreyen kalp , buğulu gözler inşa etmek için didindiği ne varsa yerle bir olduğunu onun yüzüne çarpıyordu .
Sakinleşmeye çalıştı . Hissettikleri öyle yakıcı öyle yabancıydı ki ... Bu duyguları adlandırmaya korktu. Ama belirsizlik daha ağırdı , gerçekleri taşıyabilecek kadar cesur olsaydı onları yüklenip yoluna devam ederdi .
Ellerini genç kızın bedeninden usulca çekti. Konuşmanın bir anlamı yoktu belki de ... Buruşturarak cebine koyduğu zarfları genç kızın sol eline sertçe bıraktı .
" Bunlar konuşmana yardımcı olur belki !"
"... Bunlar n-ne ?"
"Dalga mı geçiyorsun benimle!? "
Titreyen elleriyle saramış zarfların içindeki kağıtları araladı . Hatırlıyordu , bu muydu Yusuf'u bu kadar sinirlendiren ? Gülmek ve ağlamak arasında ki o ince çizgide gidip geldi . Sinirleri bozulmuştu .
Filiz bir şekilde , ne olursa olsun , hayatına müdahil olmayı başarıyordu . Kıyıdan , köşeden ilişip başına yıkmaya çalışıyordu çatısını .
Yusuf hakkında insanların ne söylediklerini biliyor ve ona inanıyordu Filiz .Buna rağmen nasıl da gidip söyleyebilmişti ? Hiç korkmuyor muydu Zeynep'e bir şeyler yapmasından !?
" Ne inceliyorsun bu kadar ?! Anılarını mı yad ediyorsun !?"
"..."
"Bir şey söyle artık Zeynep !"
"Dinleye-ecek misin ?"
Duraksadı ; içinde çaresiz bir yanı vardı , Zeynep' e inanmak istiyordu .
" Dinlemeyecek olsam neden sorayım !?"
Başını salladı , titreyen bedeniyle daha fazla ayakta duramıyordu . Birkaç adım ilerisindeki yan yana duran iki tekli koltuktan birine oturdu . Yusuf hemen karşısına , sehpanın üzerine oturdu .
" Anlat , neyin nesi bu mektuplar ?!"
" Ç-çok eskiden, liseye giderken yazmıştım bunları . Çocukluk işte ... O zamanlar Ahmet'e karşı bir şeyler hissettiğimi düşünüyordum . Kendi çapımda ona açılmak istedim ama cesaret edemedim . Dedim ya çocukluk işte , bu mektupları da o zaman yazmıştım ... Ben de bile değildi . Yazarken Filiz'e yakalanmıştım, bak bu kısım bu yüzden ikiye ayrıldı, sonra da kavga ettik .... Aldı mektupları elimden . Sakladığını bilmiyordum ..."
Kendini nasıl açıklayacağını kestiremiyordu . Ne söyleseydi de o ışıltılı parlak gözleri , derin gamzeleri bir daha görebilseydi ? Ne yapabilirdi?
İnandırmak istiyordu . Aralarına bilinmezlikler girmesin , onun hakkında hiçbir şüphe kalmasın istiyordu yüreğinde .
"... Ahmet'e karşı bir şeyler hissediyor musun hala ?"
"Hayır .. Küçüktüm o zamanlar . Ona karşı hissettiğim hayranlığı karıştırmıştım belki de ... Hem ona karşı bir şeyler hissetsem seninle neden evleneyim Yusuf?"
Gözleri bir noktaya kilitlenmiş , zihni ağırlaşmıştı . Boşlukta gibiydi.. Aklında bir sürü şey dönüp duruyor ama düşünemeyecek kadar dolu ve yorgun hissediyordu Yusuf .
" Bilmem ... Belki de Ahmet 'e yakın olmak istedin . Hem benimle evlenmesen kendinden yaşça büyük bir herifle evlenmek zorunda kalacaktın bu yüzdendir !"
Oturduğu yerde büzüştü, bedeni küçülüyor ve titriyordu . Yusuf onu dinlemişti ama anlamıyordu .
"B-ben böyle bir şey yapmadım . "
" Kuzenin öyle söylemiyor ama !"
"Ne d-dedi ki?"
" Ahmet 'i sevdiğini , ona yakın olmak için benimle evlendiğini söyledi !"
"İnandın mı peki?"
"Bilmiyorum."
" ...Öncedendi ; sen hiç aşık olmadın mı ya da sevgilin olmadı mı ?"
"..."
" Olmuş bitmiş bir şey , basit ve tek taraflı .... Bu mektupları sakladığını bile bilmiyordum . "
" Neden yaptı o zaman ?! Neden gelip öyle şeyler anlattı bana !?"
" İstediği olmadığı için .."
" Taksit taksit konuşma Zeynep ! Ne istiyordu da olmadı ?!"
"Ahmet'le arasını yapmamı istiyordu . Ben de bu işe karışmayacağımı çok istiyorsa gidip kendisinin konuşması gerektiğin söyledim . Sonra da beni tehtit etti . Sana söyleyeceğini söyledi . Ben de ;senin bana inanacağını, onu umursamayacağını söyledim . Ama görünen o ki yanılmışım !"
Ayağa kalktı , daha fazla konuşmak istemiyordu . Ne söylese boştu . Sakin bir şekilde düşünmeli ve öyle konuşmalıylardı belki de ..
Bedeni ağırlaşmıştı , kalbi de . Uyumak istiyordu . Yukarı çıktı , kapıyı kilitledi . Yusuf'un yanına gelmeyeceğini biliyordu , ama yine de kilitlemişti .


*****
Yusuf ile ilgili yeni bir şey öğrenmişti : inatçıydı . Hem de çok .. Tam bir haftadır Zeynep'le konuşmuyordu . İlk üç gün yaptığı yemekleri bile yememişti. Son bir kaç gündür arlarında sessiz bir iletişim vardı ; boşalan tabağına yemek koyarken kurdukları ..
Tamamen görünmezdi , onun olduğu tarafa bile bakmıyordu genç adam . Onun yeşil gözlerini bu kadar özleyeceğini düşünmemişti hiç. Neden böyledi ? Yusuf 'a karşı bir şeyler mi hissediyordu yoksa ? Bu soruyu kendi içinde cevaplandırmaya bile koruyordu .
Birbirlerini idare eden iki kişi olurlar sanmıştı . Onunla bu yola çıkarken duygusal anlamda hiç bir beklentisi yoktu . Nedenini , nasılı bilmiyordu ama Yusuf'un onu sevmeyeceği biliyordu .
Onun yanında gülse de ağlasa da ona tam olarak ulaşamıyordu . Ruhu yoğun bir sis bulutunun arasında kalmıştı . Öyle örtülü ve gizliydi . Ona nasıl ulaşacağını bilmiyordu , kalbi kırılmıştı .
" Ayy , şu haline bak ! Çağırdın beni buraya suratıma bile bakmıyorsun kuzum ya !"
"Dalmışım, kusura bakma ."
"Ne kusuru da böyle kukuman kuşu gibi oturup düşün düşün nereye kadar yani !"
"Ne yapayım Fatma ? Daha iyi bir fikrin varsa söyle !"
" Öncelikle kalk bir silkelen kendine gel , şu haline bir bak ! Sen her kavganızda böyle olursan .. Ohoo ,çok işimiz var seninle . Hem Yusuf'a bak, davar hiç bir şeyi yok . Üzülen sensin , sanki kendi kendine kavga etmiş gibisin ."
"Umrunda değil de ondan .."
"Oyy kurban olurum dolmasın hemen gözlerin ! "
"..."
"Üzül diye söylemedim , kendine gel diye söyledim ."
" Ben de kendime gelmek istiyorum da çok yoruldum artık . Bir haftadır konuşmuyoruz , ama bu bana o kadar uzun geldi ki . Ne inadı varmış!?"
" Kızım inat değil bu , kıskançlıktan ölüyor da ondan böyle !"
Fatma'nın bu söylediği onu heyecanlandırmıştı . Yanakları kızardı , gerçekten de onu kıskanmış mıydı ?
" Kıskanmış mıdır ki ?"
"Ay niye kıskanmasın ? Kim karısının eski kırığına yazdığı mektupları okuduktan sonra sakin kalabilir ki ? Kıskanmıştır tabi . "
"..."
" Hem anlamdığım bir nokta var ? "
"Neymiş ?"
"Ne olacak , hadi diyelim ki bir haftadır konuşmuyorsunuz da hiç mi o işi yapmak için köşeye sıkıştırmıyor seni ?"
"Ne işi ?"
" Ayy, alıksın kızım ya!"
Fatma; dağınık saçları topuzundan fırlamış , solgun arkadaşının yüzünde gözlerini gezdirdi . Kaşlarını kaldırıp indirdi . " O iş işte ." dedi.
" Aklın fikrin orada ! Adam suratıma bakmıyor diyorum sen ...Tövbe tövebe !"
"Ay ne kızıyorsun canım ? Hiçbir şey de anlatmıyorsun ki ?"
"Ne anlatayım ki?"
"Yani ben sana anlatmıştım ne olduğunu , sende tık yok !"
" Ben senin gibi arsız mıyım ?"
" Olsaydın bu halde olmazdınız zaten ."
" ..."
"Zeynep... Sakın bana hala yapmadık deme ?"
"... Tamam ,demem ."
"Ay inanmıyorum ! Kız siz evleneli bir buçuk ay oluyor, nasıl hala olmadı ?"
"Olmadı işte."
" Yoksa .."
"Yoksa ne ?!"
" Bir sorunu falan mı var Yusuf'un ?"
"Ne sorunu ?"
"Kuş diyorum , kuş uçmuyor mu?"
"Ne kuşu , ne saçmalıyorsun ya ?!"
" Diyorum ki kaldıramıyor mu, pili mi bitmiş ?"
" Oha.. Sorduğun şeye bak ! Pili bitmiş ne demek ?"
"Sen onu bunu bırak da cevap ver , anladın sen , bırak bu masum kız ayaklarını !"
" Üfff...Şey.. Öyle bir sorunu yok da.."
"Eee neden yapmıyorsunuz o zaman ? Yoksa sende bir rahatsızlık falan mı var ?"
"Yok bir şey de ... Ben birazcık korkuyorum dedim . O da sen hazır olana kadar beklerim dedi . Tam bir birimize ısınıyorduk bu kavga işi çıktı işte."
" Yazık çocuğa , sabır taşı olsa çatlar !"
"Abartmasan mı acaba?.."
" Ne abartması ayol ! ? Herif rahip gibi ! "
"Hıh."
" Senin bir şeyler yapman lazım artık ."
"Ne yapacağım ki?"
"Dişiliğini kullanacaksın kızım . Cazibeni kullanacaksın ."
"Ne , saçmalama ! Yapamam ben öyle şeyler !"
"Yaparsın , yaparsın . Yapamazsan evlilik urumu adı altında hayatta kalamazsın tatlım ona göre !"
" Uff Fatma , derdim birdi iki ettin resmen . Nasıl yapacağım peki?"
"Öncelikle kalkıp eline yüzüne bir su çarp ! Şu dizi ezilmiş pijamalarını bir çıkar ! O kadar dantelalı şeyler , nerede bunlar ?"
" Ben evde öyle gezemem !"
"İyi, gezme canım sen . Daha çok ağlarsın bu kafayla , cesur ol biraz ya !"
" Bir haftadır benimle konuşmayan adam iki dantelli dona mı konuşacak !"
"Bak hiçbir şey bilmediğin buradan belli ! Bunlar sikinin derdine düştüğü zaman gözleri hiç kimseyi görmez !"
" Ağzın da bozuldu iyice senin ."
" Terbiye mi bıraktın bende anacım ! "
"..."
"Var mısın iddasın kız?!"
"Neyin ?"
"Zeynep git bir elini yüzünü yıka , iyice salaklaştın. Dantellilerin diyorum , işe yarayıp yaramayacağına ."
"Tamam kız varım ! Nesine ?"
"Şu üzerinde kurdelalar olan beyaz fincanlarına ."
"Hiii hain ! Onlarda gözün olduğunu biliyordum ."
" Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın o zaman !"
"Kırılsın !"


********

Öncelile biraz geciktim ama bu bölümü yazmak - kavga ettikleri yer -çok zordu. Biraz da tembelim sanırım ondan yani . Sabırla beklediğiniz için teşekkürler . Sizi seviyorum ❤❤❤❤❤❤

 

Bölüm : 11.10.2024 00:14 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...