
Değişen bir şey yoktu .. Evliliğin , birinin onun yalnızlığına biraz da olsa ses olacağını düşünmüştü ama daha ilk rüzgarda dağılmışlardı . Duygularını olduğundan daha yoğun ve fazlaca yaşadığını biliyordu ,yine de içinde kendini haklı gösterecek binlerce nedene sahipti . Tüm bu hissettiklerinden daha korkunç bir şey vardı ; o da bu duyguları isimlendirmek .
Basitti , belki karşısında Zeynep yerine başka biri olsaydı daha farklı yaklaşabilirdi olaylara ama mevzu bahis Zeynep olunca her şey daha karmaşıktı .
Neye bu kadar sinirleniyordu ki? O daha önce beğendiği kadınlara bile benzemiyordu . Eski sevgilisini düşündü . Sarı saçlı , yeşil gözlü kadını ...Kusursuz ve zarif biriydi.Kariyerine odaklanmıştı ,Yusuf'u da tüm kalbiyle seviyordu . Ama onda hep bir şeyler eksikti .
Bu küçük dudaklı , parlak gözlü Zeynep 'de olan bir şeyler . Uzun , gür kirpiklerinin ardından ona baktığında dünyayı durduran bir şeyler . Kaçınmaya çalıştığı ve hissetmekten korktuğu ne varsa onu kıskıvrak yakalayan, mahveden şeyler ...
Mehmet haklıydı , artık yardım alması gerekiyordu . Yoksa yapmaktan en çok korktuğu şeyi yapacak ve Zeynep'i incitmeye başlayacaktı . Onu kendisinden uzaklaştırmak istemiyordu . Huzuru ve mutluluğu istiyordu .. Bunun için de sırtından atması gereken yükler vardı . Tüm korularından ve endişelerinden kurtulmak , bir olmak istiyordu .
****
Hissettiklerini tanımlayacak mantıklı bir insan olsaydı ' çocukça ' derdi . Ki gerçekten de çocukça buluyordu . Ama az önce dükkanına halini hatrını sormaya gelmiş Ahmet 'in mantıklı bir insan olma çabasına zarar verdiği de bir gerçekti .
"Abi bir sıkıntın falan mı var ?"
'Evet var , sensin .' demek istiyordu . Onünde ki bardağı karıştırmaya devam etti , şeker çoktan erimişti .
"Yok , ne sıkıntım olacak !"
"Ne bileyim, suratın sirke satıyor da. Yani yardım edebileceğimiz bir şey varsa söyle abi ."
" Bir şey olduğu yok , uyuyamadım sadece ... Neyse satte geç oldu , Ömer!"
Gerçekten de uyuyamamıştı . Üzerinde atmdığı bir yorgunluk , bunalmışlık vardı . Eve gidip uyumak istiyordu .
"Buyur usta ."
" Etrafı toparla, bugünlük kapatalım ."
" Tamam usta ."
Ayağa kalkan Ahmet'le birlikte ayağa kalktı .
"Ben de kalkayım artık , evdekiler bekler ."
"Tamam , dayımlara selam söyle . "
"Söylerim , sen de yengeye selam söyle ....Hayırlı akşamlar ."
Toparlamaya çalıştığı duyguları harap oluyordu , Ahmet'i boğazlamak istiyordu . Onun bir suçu olmadığı bildiği gibi Zeynep 'in de bir suçu olmadığını biliyordu ama yine de kendini durduramıyordu.
"Hayırlı akşamlar ." dedi Yusuf. Mesafeli ve soğuk tavrı Ahmet'in kafasını karıştırmıştı . Normalde de pek güler yüzlü biri olmadığının farkındaydı ama bugün her şeyden öte daha uzak ve soğuk bir tavrı vardı .
Ahmet gittikten birkaç dakika sonra ayaklandı .Arabayla gelmişti ama yürüyerek gidecekti . Zihnini boşaltması , sakinleşmesi gerekiyordu .
****
Geldiğinden beri Zeynep'i hiç görmemişti . Son bir haftadır konuşmasalar bile - ki aralarında sössüz bir iletişim vardı - işten geldiğinde salonda , televizyonun karşısına oturmuş bir şeyler izlerken ya da okurken bulurdu . Fark etmediğini sandığı gözleriyle elinde tuttuğu kitabın yahut yastığın ardından onu izlerdi . Böyle anlarda ciddiyetini korumak için üstün bir çaba sarf etmesi gerekiyordu .
Özür dilemesi gerektiğinin farkındaydı Yusuf ama içinde ki çocuksu öfkeyi bir türlü kıramıyordu. Hissettiklerinden , bu hissettiklerinin kendisinde bıraktığı izden hoşlanmıyordu . Değişikliklerden ve bu sıralar sıkça yaşadığı duygu dalgalanmalarından nefret ediyordu . Zeynep 'i deli gibi özlüyor ve kollarının arasına almak istiyordu ama onu görmek istemiyor , ruhunda çıkardığı karmaşadan nefret ediyordu .
Oturduğu koltukta geriye doğru yaslandı , iyice yayıldı . Şu bir haftadır - kabul etmek istemese de - benimsemek zorunda kaldığı yeni normalleri doğrultusunda yemek yedikten sonra yavaşça odasına gider ve uyurdu . Ama bugün Zeynep 'i görememişti . Ve onu görmeden de odasına gitmek gibi bir niyeti yoktu .
Merdiven basamaklarına değen ev terliğinin tıkırtısını duyunca olduğu yerde dikleşti , sırtı dönüktü ama Zeynep'in mutfağa doğru yürüdüğünü sehpanın üzerine düşen gölgesinden anlamışı .
Bekledi , sonsuza kadar mutfakta kalamazdı değil mi? Salonda oturmasa bile yukarı ,odasına, çıkmak için buradan geçmesi gerekiyordu o zaman görebilirdi ... Ama daha fazla bekleyecek gücü kalmamıştı . Tamı tamına on yedi dakikadır Zeynep'i bekliyordu ...
Belki de mutfağa gitmeli ve bir bardak su içmeliydi , susamıştı . Ayağa kalktı , mutfağa doğru yürüdü. Mutfak kapısının önüne gelince duraksadı . Onunla konuşmya çekinen , evde başörtüsü ile gezinen genç kızın üzerinde ki şortlu pijama takımını görünce şaşırmıştı . Aslında bunda bir anormallik yoktu , hava çok sıcaktı ama üzerindeki pijma takımının kumaşı ve kesimi işleri Yusuf için daha ilgi çekici hale getiriyordu . Kumaş o kadar inceydi ki bulunduğu noktadan iç çamaşırının rengini , kalçasının sağ yanağındaki iki küçük beni bile görebiliyordu . Kırmızıydı , dantelli ... Üzerinde sırtını açıkta bırakan , göğüs kafesinin hemen altında biten , iki uçtan küçük bir fiyonkla birbirine tutunmuş büstiyer pürüssüz beyaz tenini gözleri önüne sermişti. Uzun zamandır bu kadar uyarılmış ve canlı hissetmiyordu Yusuf. Hissettiği gerilimle parmak uçları buz tutmuş olmasına rağmen bedeni kaynıyordu .
Işığı açtı , mutfak dolaplarının sarı spot ışıklarının altında bu kadar göz alıcıyken beyaz ışığın altında nasıl görüneceğini merak etmişti . Kalbi gümbürdedi , harlanmış bir sobanın alevi gibi . Güzeldi , ya da gözlerine güzel gözükecek kadar ruhu ona bulanmıştı ..
Yaklaştı , hareketlerini kontrol edemiyordu . İçinde vahşi bir arzu uyandırıyordu genç kızın kıvrımları . Onun kendisini yok saymamaya çalışan ürkek tavrı bile Yusuf 'un geri adım atmasına neden olamadı . Arsızdı ve ona çekiliyordu .Gizlemeye çalışsa da genç kızın titreyen bedeni onu daha çok cezbediyordu .
Genç kızın bedenini kendi bedeni ile tezgah arasın sıkıştırmış bedeninin yaydığı sıcaklığı hissetmeye çalışıyordu . Kokusunu bu kadar yakından almayalı henüz bir hafta oluyordu ama ona asırladır almıyormuş gibi geliyordu . Hissettikleri , arzuları o kadar yoğundu ki etrafında ki her şeyi olduğundan daha anlamlı görüyor ; olguları romantize ediyordu .
Genç kızın baş hizasında duran mutfak dolabının kapağını kaldırmış , içinden bardak alıp kapağı kapatmıştı . Bedenini genç kızın edenine yasladı , eğildi . Çenesi genç kızın pürüssüz omzuna sürtünüyordu .
" N-ne yapıyorsun ?"
" Susadım , su alacağım ."
"Çeşmeden alma ben sana sü-"
"Bir şey olmaz .Dur böyle , işine bak sen ."
Musluktan aldığı suyu ağır ağır içti . Bu yakınlığı hemen bozmak istemiyordu . Bardağı tezgaha koydu . İki elini de tegaha yasladı . Zeynep 'i köşeye sıkıştırmıştı .
Yusuf'a doğru döndü , titreyen ellerini genç admın omuzlarına koyup ittirdi .
"Ç-çekilir misin ?" dedi , fısıldıyordu . Bu basit çabası Yusuf 'u o kadar eğlendirmişti ki hissettiği gerilim olmasaydı gülebilirdi .
" Böyle iyi .."
Yusuf'un gözlerine bakamıyordu , eğer bakarsa yumuşayabilir ve yelkenleri daha erken suya indirirdi . Birazcık çabalasın , kırdığı kalbini tamir etmeye çalışsın istiyordu .
" Sadece senin için öyle sanırım , çekil biraz ."
"Çekileceğim , bir şey söylemem lazım , çok da meraklın değilim zaten !"
Hayatında söylediği en büyük yalan buydu , o Zeynep 'in meraklısıydı . Hem de fazlasıyla .
" Meraklım değilsen niye sülük gibi yapıştın o zaman ?!"
" Su.. su alıyordum ondan ."
" Tamam , ne söyleyeceksen söyle !"
"Şey .."
Aslında o bir türlü aşamadığı kibrine rağmen özür dilemek istiyordu ama Zeynep 'in sert tavrı geri adım atmasına neden oluyordu .
"Ney ..?"
" Yarın Mehmetleri akşam yemeğine davet ettim . Onu söyleyecektim ."
Normalde olsa Zeynep'e sormadan kimseyi eve çağırmazdı ama şu anda bu durumun içinden sıyrılmak için söyleyebilecek bir şeye ihtiyacı vardı . Yalan da olsa ...Henüz Mehmet 'e bile sormamıştı . Eğer böyle bir şey söyleyecek olsaydı önce Zeynep' den izin alırdı .
"Neden daha önceden söylemedin ? Bir şeyler hazırlardım.. Öffff .... Çekil şuradan !"
Sinirlenmişti , bir ' özür dilerim ' demek bu kadar zor olmamalıydı . İlişkileri gittikçe daha karmaşık bir hal almaya başlamıştı . Neyi ,nasıl toparlayacağını bilmiyordu Zeynep .
Önünde ki bedeni ittirdi . Bu sefer direnmemiş geriye çekilmişti , gülmemek için kendisini zor tutuyordu . Böylesine sakin ve tepkisiz bir kadın nasıl oluyor da birdenbire öfkelenip duvarlarını yıkıyordu?
O gerçekten farklı biriydi , kendisiyle henüz tanışmamış ,keşfetmemiş ...
*********
" Ya ne var ki gelseniz ? Yalancı mı çıkaracaksın beni?"
"Banane kardeşim , ben mi dedim karına yalan söyle diye !?"
" Sen demedin de , kırmasan beni olmaz mı ? .... Hadi be gülüm !"
"Vay vay vay .. Yusuf efendi gülüm mülüm ne oluyoruz ! Hani gevşek gevşek laflardı bunlar ?!"
"Tamam değilmiş işte !"
" Bu halin çok hoşuma gitti Yusuf . "
"He he , onu bunu boşver de geliyor musunuz yoksa gelmiyor musunuz onu söyle ?"
" Ya çok da ısrar ettin ama bilemiyorum ki?!"
"Lan Mehmet , delirtme beni!"
"Ayy minik ayı ,delirsene bir çok merak ettim ."
"Gülme , gülme dedim sana ! "
"Tamam lan , tamam . Geliyoruz ama söyle kızcağıza yemekle falan uğraşmasın . Çaya geliriz ,sekiz buçuk gibi ."
" Aslansın be ... Tamam .. Dur.. Zeynep geliyor kapatıyorum şimdi ."
On beş dakikadır Mehmet 'i ikna etmeye çalışıyordu . Ev terliklerinin zeminde çıkardığı tok sesi duyduğu anda telefonda konuştuğu Mehmet ile vedalaşmış , telefonu kapatıp üzerinde ki gri eşofmanın cebine koymuştu .
" Ne yapıyorsun burada ?"
" Hiiç , Mehmet aramıştı da onunla konuşuyordum ... "
" Tamam o zaman , daha fazla ayakta durma . Hastasın sen ."
"Tamam ."
Bir de bu vardı tabi ... Zeynep'e bir yalan daha söylemişti .Aslında tam olarak yalan söylemiş sayılmazdı ama o kadar da abartılcak bir şey yoktu . Sadece işe gitmek istememişti , bu isteksizlik de ona hasta olduğunu söyletecek kadar ileri gitmesine neden olmuştu . Yaptığı şeyden , söylediği yalanlardan , utanmalıydı ; onun yerinde başka biri olsa utanırdı da zaten ama Yusuf azıcık da olsa utanç ,mahcubiyet gibi duyguları taşımıyor aksine Zeynep'e daha yakın olabilmek için uydurduğu bu bahaneleri üretebilecek bir zihne sahip olduğu için kendisiyle gurur duyuyordu .
Köşe kapmaca oynamaktan yorulmuştu artık .. Kendi içinde adlandırmadığı bir sürü duygu vardı , kafası bir hayli karışıktı ama bu yorgun yüreği , bulanık zihni bir tek Zeynep 'in yanında huzura eriyor ; sessizleşiyordu .
Kokusuyla uyumayı özlemişti .Sadece birkaç gece sokulma fırsatı bulduğu sıcaklığı özlemişti . İstediği şey , yani bir ailenin olması , böyle hissettiriyordu belki de .
" Gel aşağı , çorba yaptım sana . Sıcak sıcak iyi gelir ."
Başını salladı . Aşağıya inen Zeynep 'in ardından lavoboya girip elini yüzünü yıkadı . Yanaklarından süzülüp boynuna doğru çarpık bir yol çizen su damlalarını izledi .Yüzün incledi . Her daim soluk görünen teni daha renkli daha canlıydı . Gözlerinde ki kızarıklıklar geçmişti . Artık ,çok iyi de olmasa ,daha düzenliydi uykuları .
Çalan kapının sesiyle yüzünü kuruladı . Aşağı indi . Kim gelmişti ? Mehmetlerin gelmesine daha bir buçuk saat vardı , bel ki de erken gelmişlerdi .
" Zeynep kim gelmiş ?"
Antreye doğru yürüdü , kapının önünde ki bendeni göründe duraksadı . Henüz yeni yeni yatışan öfkesi yeniden harlandı , bedeni gerildi , kaskatı kesilmişti . Ahmet 'in bu satte kapısının önünde ne işi vardı ?
******
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 19.47k Okunma |
1.02k Oy |
0 Takip |
18 Bölümlü Kitap |