15. Bölüm

15. Bölüm

Hercai senaryosu
hercaisenaryosu

Reyyan’ın eskiden çalıştığı kafeye gitmişlerdi. Tanıştıkları masaya geçip oturdular. Miran eline menüyü almış karıştırırken, Reyyan arkadaşlarını görmeye gitmişti. On dakika sonra yanına Suat gelmişti Miran’ın. Kısa bir selamlaşmanın ardından, Suat, Miran’ı incelemeye başladı. Sezgileri kuvvetliydi Suat’ın. İkisi arasında ki bir şeylerin değiştiğini anlamıştı ama ne olduğunu çözemiyordu. İçeride ki Reyyan’ın daha da güzelleştiği, bu evliliğin ona ayrı bir güzellik kattığı kesindi.

S:Ee dostum evlilik nasıl gidiyor? Alıştınız mı birbirinize?

Suat’ın sorduğu soruyla Miran’ın içtiği su boğazında kaldı. Ufak çaplı bir öksürük krizine girdi. Suratını asıp, homurdanmaya başladı. Bakışlarıyla Suat’a susmasını söylerken, Suat pek umursuyor gibi durmuyordu.

M:Alıştık. Sağ ol ilgin için.

S:Ne demek canım? Ee ne kadar oldu siz evleneli?

M:Oldu biraz.

S:İki ayı geçti mi?

M:Geçti.

S:Hmm ilginç..

M:Nesi ilginç? Sen çıkartsana ağzında ki baklayı.

S:Ne baklası canım? Siz iki aylık diye evlenmediniz mi? Ne bekliyorsunuz daha? Karar mı değiştirdiniz yoksa?

M:İki ay kısa geldi. Annemi ikna etme konusunda sıkıntılarımız var. Annem mükemmel bir evlilik yaşadığımızı biliyor..ya-yani sanıyor. Onu anlaşamadığımıza inandırmamız lazım.

S:Hmm anladım inandırmanız lazım..Peki aranız nasıl? Kötü mü?

M:Neden kötü olsun?

S:Hani zoraki evlilik falan..Sen evliliğe karşıydın..Hatırladın mı?

M:Ergen miyiz biz?

S:Sen acaba değişiyor olabilir misin?

M:Nasıl yani?

S:Acaba Reyyan’a karşı bir şey hissediyor olabilir misin?

M:Saçmalama. Sa-sadece..Suat, Reyyan’la anlaşamamak çok zor. Çok uyumlu, çok anlayışlı, çok iyi, hani derler ya böyle kalbinin güzelliği, yüzüne vurmuş diye, işte Reyyan öyle bir kadın. Yanında mutsuz diye bir kelime yok.

S:Aga kızma ama sen bu kıza aş..

M:Saçmalama dedim sana. Sadece bana karşı ilgisi hoşuma gidiyor. Reyyan insana kendisini çok değerli hissettiriyor o kadar. Sadece bana karşı değil üstelik. Herkese karşı aynı. Sa-sana da öyle.

S:Biz Reyyan’ı değil seni konuşuyoruz. Anladık Reyyan herkese aynı, peki sen, sen Reyyan’a karşı nasılsın? Herkese olduğun gibi misin?

M:Evet..Ta-tabi aynıyım.

S:Yeme beni dostum. Şu sokaktan geçen insana bir eski, bir de şimdiki halini göstersem o bile anlar senin Reyyan’la nasıl değiştiğini…

M:Ben değişmedim.

S:Sen bilirsin. Hala ısrarla özgürlüğünü istiyorsan, kararlıysan sen bilirsin. Ama her şeye hazırlıklı olmanı öneririm.

M:Herşeye derken..

S:Reyyan’ın sevgilisine, eşine, çocuğuna..

Miran, Suat’ın söylediğiyle tüm sinirlerinin gerildiğini hissetti. Dişlerini sıkarken, çenesinin acıdığının farkında değildi. Yumruklarını da sıktığı, beyazlaşan eklem yerlerinden belli oluyordu.

M:Nasıl konuşuyorsun sen? O benim karım. Laflarına dikkat et. Ne sevgilisi, ne çocuğu?

S:Hazırlanman için söyledim. Sen onu elinde tutmayı beceremezsen, ona hak ettiği değeri veremezsen, verecek birisi elbette vardır. Çok uğraşacağını sanmam. Muhtemelen seninle boşandıktan hemen sonra birisini bulacaktır.

M:Suat bana inat olsun diye mi konuşuyorsun?

S:Hayır. Gelecekte olacakları söylüyorum.

M:Evli kaldığımız müddetçe bana sadık kalsın yeter. Sonrası beni ilgilendirmez. Kiminle isterse olur.

S:İlgilendirmez demek.

M:Evet ne yapmak istiyorsa, yapabilir. Her şeyde özgür.

S:O zaman ben takımı şimdiden alayım.

M:Benim aklımla oynama. Ne takısı açıkça söyle?

S:Senden boşandıktan sonra Reyyan fazla durmaz evlenir. Düğünde takacağım takıyı alacağım.

M:Hee evlense gideceksin yani düğüne.

S:Giderim tabi.

M:Arkadaşının eski karısının düğününe.

S:Yanlış söyledin. Saf arkadaşımın elinden kaçırdığı eski karısının, çok hak ettiği düğününe. Ee, oğlum boşuna dememişler. Yemeyenin malını yerler.

Miran başını hızla sağa sola sallarken aklı bulanmaya başlamıştı. Aklında Serkan’ın kurduğu cümleler yankılanıyordu. “Hiçbir şey mani değil. Her şeyle mücadele edebilirim ben senin için. Hadi kabul et.” Aklındakileri silmeye çalıştıkça daha çok işliyordu beynine. Reyyan boşandıklarında elbette yalnız kalmazdı. Evli olmasına rağmen etrafını saran bir sürü adam vardı. Hele ki o hoca..Evliyken bile peşinde dolanan adam, boşanınca mı bırakacaktı yakasını? Bu hoca Miran’ın başına bela olacaktı. Gözlerinin önünde birden Reyyan’ın gelinlikli hali canlandı. Yüzüne hafif bir gülümseme kondurdu. Yanına damatlıkla yaklaşan Serkan’la kaşlarını çattı. Gözlerini hızla açtı. Karşısında arkadaşını sinir etmenin mutluluğuyla gülümseyen Suat vardı. Hızla yerinden doğrulup, yakasından tuttu. Sinirle yakasını çekiştirirken, birkaç saniye sonra kendisine gelip, yakasını bıraktı. Kalktığı yere tekrar otururken, Suat hala sırıtıyordu. Reyyan’ın kendilerine doğru geldiğini gören Suat ifadesini düzeltip, Miran’a doğru eğildi.

S:Reyyan geliyor. Kendine gel. Üzme kızı.

Miran gözlerini sıkıca yumup açtı. Sakinleşmesi gerekiyordu. Reyyan’ı zaten bugün üzmüştü farkında olmadan, tekrar üzülmesine, o gözlerdeki ışığın sönmesine katlanamazdı.

R:Miran tamam artık bırak beni. Bak okula gitmem lazım, her an biraz daha geç kalıyorum.

M:Tamam bu son.

R:Deminde öyle dedin Miran. Onun üzerine iki, üç saat geçti ve iki kez daha birlikte olduk. Gitmem lazım artık. Bitir..

M:Ya sen neden bu kadar mızmızlandın.

R:Geç kalıyorum, tabi mızmızlanırım. Zaten hafiften tırsıyorum.

M:Neden? Öğrenebilir miyim?

R:Senin Serkan hocayı dövme olayın var. O zamandan beri kimseyle karşılaşmadım. Serkan hoca nasıl tepki verir bilmiyorum. Evli olduğumuz ortaya çıktı malum. Şimdi herkes zengin adamı ayartmışım gibi bakacak bana. O bakışlardan nasıl kaçacağım bilmiyorum.

M:Kaçma..

R:Kaçmayayım öyle mi? Ne yapayım peki?

M:Gerçeği..Yani benim seni ayarttığımı, peşinde koştuğumu.

R:Ben yalan söyleyemem.

M:Ben sana yalan söyle demiyorum ki. Benim seni ayarttığım yalan mı? Birlikte olabilmek için etrafında pervana olmadım mı?

R:İkisi aynı şey değil.

M:Evet aynı şey.

Dudaklarını karısının boynuna götürüp, hafif bir ısırık kondurdu. Reyyan ufak bir inleme kaçırırken dudaklarından Miran tekrar konuşmaya başladı.

M:Şu enfes kokuyu böyle yakından koklayabilmek için ne kadar mücadele ettiğimi bir ben bilirim bir de Allah. Ee Allah’ın bildiği kuldan saklanmaz değil mi?

R:Gitmem lazım artık.

M:Sende taktın mı takıyorsun ha..Tutturdun gideceğim diye.

R:Çünkü okula bir haftayı geçkin süredir gitmedim. Derslerdeki açığı nasıl kapatacağım? İşim ezber değil ki ezberleyip gideyim. Hepsi pratikte uygulanması gereken şeyler.

M:Ben sana bir hoca ayarlarım.

R:Evet sınavım kötü geçti o yüzden bana matematik hocası ayarlıyorsun. Çok teşekkür ederim canım.

M:Sen neden bu kadar komiksin?

R:Seni sevdiğim için yapıyorum. Yoksa hiç böyle değilim.

M:İltifatın için teşekkür ederim canım.

Reyyan kocasının dudaklarına ufacık bir öpücük kondurup, çarşafa sarındı. Ardından yataktan kalktı. Kendisinin zor duyduğu bir sesle mırıldandı.

R:İltifat değil gerçeğin ta kendisi. Ama sen görmemekte ısrar ediyorsun.

Banyoya girmeden önce Miran’a döndü.

R:Ben banyoya gireceğim. Eğer rahat durup, beş dakika içinde çıkmamıza izin vereceksen gel. Eğer izin vermeyeceksen karnım çok acıktı ve yemek yemeye vaktim kalmayacak bana bir sandviç hazırlar mısın?

Miran çıplaklığından hiç utanmıyordu. Kalkıp karısının yanına geldi, önünde durdu.

M:Demek benim seninle birlikte banyoya girmemi istiyorsun, hem de aç kalmak pahasına.

R:Kıymetini bil. Herkesi, yemekten çok sevmem.

M:Allah Allah. Reyyan hanıma bak sen.

R:Hadi artık.

M:Tamam şöyle yapalım. Sen banyoya gir, ben senin için yemek hazırlayayım, kıyafetlerini de ayarlayayım. Şu güzel saçlarını kurutmana yardım edeyim. Sonra da seni okula bırakayım, olur mu?

R:Tamam olur.

Reyyan banyoya giderken, Miran da yemek hazırlamak için aşağı inmeye başladı. Mutfağa inip tavayı eline almasıyla, Reyyan’ın çığlığını duyması bir oldu. Elinde ki tavayı rastgele fırlatıp yukarıya doğru koşmaya başladı. Kalbi hızlı atmaya başlamış, korku bedenini sarmıştı. Soluk soluğa girdiği yatak odasında Reyyan’ı göremedi. Adımlarını bu kez banyoya yönlendirdi.

M:Re-Reyyan..Neredesin? İyi misin? Ses ver Allah aşkına korkutma beni. Banyoda mısın? Reyyan.

Kapıyı açıp içeriye girdiğinde Reyyan’ı şaşkınca aynaya bakarken gördü. Derin bir nefes çekti içine. Sapasağlam ayaktaydı daha başka istediği bir şey yoktu. Yanına koşup yüzüne avuçlarının içine aldı. Yüzünün her yerine öpücük kondururken hala sakinleşmekte zorluk yaşıyordu.

M:İyi misin? Ne oldu? Çok korktum. Neyin var?

Reyyan başını birazcık uzaklaştırdı, sinirle kaşlarını çattı.

R:Miran bu ne hal Allah’ını seversen?

M:Ne oldu Reyyan? Ne hali?

R:Allah’ım bir de ne hali diyor? Boynum diyorum boynum..

M:Boynun mu? Dur bakayım.

Reyyan görmesi için boynunu açmıştı. Miran boynunu görünce alt dudağını dişlerinin arasına aldı.

M:Bence çok bir şey yok. Yani öyle çok önemli bir şey yok.

Reyyan gözlerini kocaman açmış kocasına bakıyordu. Miran’ın sözlerinden sonra başını tekrar aynaya çevirdi.

R:Nasıl bir şey yok yaa? Gören, birisinin beni boğduğunu düşünür boynum mosmor.

M:Tamam yaa. Bozma moralini ben hallederim şimdi.

R:Nasıl halledeceksin?

M:Bende o, sen hiç merak etme. Yaklaş bakayım sen bana.

R:Miran..

M:Yok bir şey yaklaş sen bana. Güvenmiyor musun sen bana?

R:Güveniyorum.

M:Tamam o zaman gel hadi.

Reyyan kocasına bir adım yaklaştı. Miran karısının ensesinden tutup kendisine iyice yaklaştırdı. Dudaklarını boynuna yaklaştırdı. Morlukların üzerinde gezdirdi. Ardından bir öpücük kondurdu mor yere. Reyyan ne yaptığını çözmeye çalışırken, kocasının boynunu ısırması ve emmesiyle hafifçe inledi. Elini boynuna götürdü.

R:Miran ne yapıyorsun ya?

M:Her yeri mordu ama ortalara doğru beyazlık kalmış, hiç hoş durmuyordu, simetriyi bozuyordu. Ama şu anda öyle mi? Her taraf eşit. İyilikte yaramıyor sana valla.

R:Ne iyilik ama? Allah razı olsun.

R:Ne iyilik ama? Allah razı olsun.

M:Cümlemizden inşallah.

R:İnsanlar anlayacaklar ya.

M:Ee?

R:Ne demek ee? Seviştiğimizi anlayacaklar diyorum.

M:Anlasınlar..Biz evli değil miyiz? Ne olmuş yani? Karımla seviştiğim için utanmam mı gerekiyor veya karımın utanması mı gerekiyor?

R:Tamam karınım ama etrafa da bakın biz sevişiyoruz demeye gerek yok bence.

M:Bence hiçbir sakıncası yok. Saklama bence.

R:Akılsızlık bende. Bende senin boynunu morartsaydım keşke.

M:Valla mı?

Miran hızla üzerinde ki tşörtü başından çıkartıp, banyonun bir köşesine fırsattı. Reyyan’ın elinden tuttuğu gibi yatak odasına götürdü. Kucağına oturmasını sağlayıp, ensesinden tuttu. Kendi boynuna iyice yaklaştırırken karısının dudaklarını, aklından geçenler için oldukça sabırsızdı.

M:Hadi morart. Sırf herkes görsün diye bu mevsimde işe atletle gitmezsem insan değilim haa..

R:Miran abartmasan mı?

M:Yok kız ne abartması? Sen benim boynumu morart bak ben nasıl gidiyorum. Gururla giderim valla.

R:Miran sana laf yetişmez valla. Ben gidiyorum banyoya. Senin yüzünden bugün boğazlı kazak giymek zorundayım. Çatlamazsam iyidir.

M:Bence gerek yok. Gururla taşı üzerinde.

R:Miran evli olduğumu yeni duydular zaten. Herkes cins cins bakacak bana. Bir de boynumu görürlerse ben kimsenin yüzüne bakamam, utanırım.

Miran derin bir nefes alıp, karısının elinden tuttu. Yatağa yanına oturttu.

M:Konuşalım biraz sonra çıkarız yola. Ben şimdi güvenliğe söylerim hazır bir şeyler alır, yoldayken yersin.

R:Ne konuşacağız?

M:Ben güvenlikle konuşup geleyim. Hatta sende o ara hemen bir duş al.

R:Tamam.

Reyyan tekrar banyoya giderken, Miran yemek siparişi verdi. Ardından yatak odasına gelip, hızla üzerini değiştirdi. Ardından karısının eşyalarının olduğu dolaba yöneldi. İç çamaşırı da dahil Reyyan için bir kombin seçti. Askılarından tutup aynanın karşısına geçti. Bakışlarını bir kendi üzerinde bir de Reyyan’a seçtiği kıyafetlerin üzerinde gezdirdi. Uyumlu olduklarına karar verince yüzüne farkına varamadığı bir gülümseme kondurdu.

M:İşte bu kadar…

Birkaç saniye sonra bekledi. Sonra düşünmeye devam etti.

M:Çok mu çocuksu oldu acaba?

Dışına vurduğu düşünceye cevap veremeden Reyyan bornozuyla duştan çıkmıştı. Bakışlarını aynadan arkasında ki karısına çevirdi.

Miran İç Ses:Yahu bir insan her yerden mi güzel olur? Oluyor işte.

M:Kıyafet seçtim sana. Hadi hazırlan.

R:Tamam hazırlanayım ben.

M:Hazırlan sen. Ben bakıyorum sen giyin.

R:Ben bakmıyorum sen giyin olmayacak mıydı o? Hani sen arkanı dönecektin falan. Öyle bir şeyler vardı.

M:O normal insanlarda. Ben Miran Aslanbeyim. Nikahlı karımı izleyemeyeceksem ben ne anladım bu evlilikten.

R:Evlilik dediğin sadece çıplak beden görmek midir?

M:Konuşacağız. Sen üzerini giy bir an önce. En azından benim fikrim değişmeden.

R:Amman kendine iki dakika hakim ol. Ben hemen giyinirim.

Reyyan hızla üzerini giyinirken, karısını pis bir sırıtmayla izledi Miran.

M:Ahh, ahh…

R:Efendim.

M:Hi-hiç yok bir şey devam et sen. Ben öyle kendi kendime konuşuyorum.

R:İssaatte olsunlar mı geldi Miran?

M:Hıı hıı geldi valla…Saç kurutma makinesini alda gel yanıma hadi..

Reyyan başını önüne eğip, saç kurutma makinesiyle kocasının yanına geldi. Hemen önüne yere oturdu. Miran yatağın üzerinden uzanıp fişi taktı, ardından da Reyyan’ın saçlarının ucundan bir tutam aldı. Burnuna götürüp derin bir nefes çekti içine. Birkaç dakika sonra, saçlarını kuruttuğu karısını kollarından tutup, kucağına oturttu.

M:Evet. Anlat bakalım. Bu yeni durumla alakalı neler hissediyorsun?

R:Ben utanıyorum..

M:Benden mi?

R:Yani..Ama bir yandan da o kadar doğal geliyor ki, sanki hep birlikteydik. Sanki hep senin yanında, senin yatağında, senin koynunda yattım. Neden böyle olduğunu da anlamıyorum..

M:Bende aynı şeyi düşünüyorum biliyor musun? Bir yanım senden ayrılmak istemiyor, hep senin yanında olmak istiyor. Ergen gibiyim yemin ederim. Hiç böyle olmamıştım ben.

R:Ama herkesin arkamdan konuşmasını da istemiyorum. Herkes zengin bir koca buldum diye imalarda bulunacak. Çirkin yakıştırmalar yapacak. Bu yüzden okula gitmek istemiyorum, hatta mümkünse evden bile çıkmak istemiyorum. Ama gitmek zorundayım onu da biliyorum.

M:İnsanları neden kafana takıyorsun ki? Bırak konuşsunlar arkandan sen kendini bilmiyor musun? Ben seni bilmiyor muyum? Daha ne?

R:Ama arkamdan ko…

M:Konuşsunlar..Sen duyma..Benim de arkamdan çok konuşurlar, eğer her birini duysam dinlesem şimdiye bırak kocan olmayı, Miran Aslanbey olmazdı..Sen Reyyan Aslanbeysin. Benim karımsın. Kimseden çekinmeyeceksin, her zaman şu başın dik olacak. Başka türlüsünü ben kabul etmem. Anlaştık mı?

R:Tamam.

M:Anlaştık mı?

R:Anlaştık Miran anlaştık..

M:Tamam hadi gidelim de etraf efsane çift nasıl olurmuş görsün..Okulun önüne geldiklerinde Reyyan, etrafta ki bakışların, kampüse yaklaşan lüks arabaya kaydığını gördü. Çekinikçe etrafta gezdirdi gözlerini. Herkes apaçık bakıyordu. Sınıf arkadaşlarının kendisini gördüğünü fark etti. Miran, Reyyan’ın değişen yüzüyle hafifçe gülümsedi. Karısının kemerini çözmesine yardım edip, elini kapı kulpuna götürdü. Reyyan hızla kolundan tuttu.

R:Miran sen hiç zahmet etme.

M:Yok canım ne zahmeti?

R:Yok yok valla. Sen hiç yorulma.

M:Aşk olsun Reyyan. İnsan karısının kapısını açınca yorulur muymuş? Ben öyle bir adam mıyım? Ben kibarlığı İstanbul sınırlarını aşmış bir adamım. Kimseye karısının kapısını bile açmadı dedirtmem ben.

R:Miran Allah aşkına, herkes zaten bize bakıyor görmüyor musun?

M:Baksınlar..

R:Allahım nasılda rahat baksınlar diyor? Utanırım ben be adam, utanırım.

Gözünde ki gözlüğü hızla çıkarttı.

M:Bak kadın beni delirtme, şu utanma işini bırak artık. Kocanım ben senin yahu..Millet “kocam kapımı açıyor, ne kadar centilmen, ne kadar kibar” der bizimki açıyorum diye laf ediyor. Sen valla çıldırtırsın beni.

R:Miran..

M:Sakın inme..Ben kapını açacağım. İnersen valla kucağıma alırım seni, öyle sokarım okula.

R:Off off..

M:Off deme ah..

R:Mirannn.

Reyyan’ın uyaran sesini duyup yüzünü buruşturdu.

M:Aman tamam demedim bir şey. Hemen kız zaten. Sanki bir şey ima ettim.

Miran gülümseyerek arabadan indi. Gözlerini etrafta gezdirdi. Gerçekten de herkes işi gücü bırakmış onları izliyordu. Kıskanç bakışlarla kendisini süzen erkekleri görünce, yüzüne sinsi bir gülümseme kondurdu. Kıskanç bakışlar altında arabanın etrafından dolanıp, Reyyan’ın tarafına geldi. Kapısını açıp, elini uzattı. Reyyan’ın çekinikçe bakması üzerine hafifçe eğildi.

M:Reyyan şu anda çok ciddi bir şey söyleyeceğim iyi dinle bence beni. Eğer şimdi gülümseyerek elimden tutup bu arabadan inmezsen, valla bu kadar insanın içinde öperim seni. Biliyorsun ki ben asla utanmam, hatta gururlanırım bile. Beni tanıyorsun.

Reyyan aldığı tehditten sonra hemen kocasının elini tutup arabadan indi. Yüzünde utangaç ve gergin bir gülümseme vardı.

M:İlla tehdit et beni diyorsun yani. Ne gerek var böyle şeylere?

R:Tamam Miran. İndim işte.

M:Neyse tamam çok zorlamayayım ben seni.

R:İyi edersin…Hadi sen git. Akşam görüşürüz..

M:Görüşürüz..

Miran hala gitmeyince, kaşlarını kaldırıp baktı kocasına.

R:Görüşürüz.

M:Görüşürüz…

R:Miran gitsene..

M:Ee uğurlamayacak mısın beni?

R:Evde miyiz Miran? Ne uğurlaması?

M:İnsan bir kocasının boynuna sarılır, dudaklarına bir öpücük kondurup, “iyi işler” der öyle uğurlar.

R:Miran..Ben elini tutmaya çekiniyorum, sen öpmekten bahsediyorsun.

M:Öpmüyor musun sen şimdi beni?

R:Hayır öpemem, evde öperim söz.

M:Öpmüyorsun.

R:Evet.

M:Tamam o zaman ben öperim.

R:Miran, Miran hayır..ha..

Lafını tamamlayamadı Reyyan. Dudakları kocası tarafından kapanmıştı. Reyyan için saat gibi ama gerçekte sadece birkaç saniyelik bir öpücüktü. Miran gülümseyerek karısından ayrıldı.

R:Miran ne yapıyorsun yaa?

M:Karımı öpüyorum. Çok belli olmadıysa bir daha öpebilirim. Akşam seni almaya gelirim karıcığım.

R:Mirann.

M:Tamam canım. O zaman biraz erken gelirim. Sen hiç merak etme.

R:Git Miran git.

M:Tamam gittim ben.

Miran’ın birkaç adım atmasıyla birlikte karşısında Neşe ve Derin’i gördü. İkisi de şaşkınca bakıyordu Miran’a.

M:Hayırdır kızlar. Bir şaşırmış gördüm sizi.

D:Eh işte.

N:Birazcık.

M:Şaşırmayın. Hadi görüşürüz.

N:Görüşürüz enişte.

Miran durup Neşe’ye bakınca dudaklarını dişlerinin arasına aldı. Kırdığı potun farkına zor varmıştı.

N:Şey yani..

M:Görüşürüz baldız..Karım size emanet haa. Sapasağlam bıraktım, öyle de isterim.

D:Ta-tabi..

Miran gülümseyerek Derin ve Neşe’ye göz kırptı. Ardından da gözüne elindeki gözlüğü taktı. Reyyan hayran bakışlarla kocasının gidişini izledi. Miran’ın gitmesiyle birlikte sınıf arkadaşları etrafını sarmaya, sorular sormaya başladı. Soruların ardı arkası kesilmezken, Reyyan ne cevap vereceğini bilemiyordu.

“Çok yakışıklı.” “Kızım nasıl tavladın sen bu adamı?” “Nasıl havalı Ya Rabbim?” “Sen ciddi ciddi bu adamla mı evlisin?” “Ben dedim ama bu kız öyle sıradan birisiyle evlenmez diye.” “Aynen valla, okulda ki kimseyi kabul etmemişti. Demek ki gözü yükseklerdeymiş.” “Birkaç tüyoda bize versene Reyyan. Bakarsın bizde buluruz bir yağlı kapı.”

Ardı ardına gelen sorular ve yorumlar Reyyan’ın sinirlerini gererken, utanmasına sebep olmuştu. Hiç hak etmediği ama tahmin ettiği sözleri duymak gururunu kırmıştı. Başını yavaşça aşağıya eğdi.

R:Be-be..

M:Ben sana başını dik tutacaksın, ben başka türlüsünü kabul etmem dememiş miydim? O başını yerden kaldır.

 

 

Bölüm : 28.11.2024 17:55 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...