30. Bölüm

Öncü Ailesi Özel Bölüm - 1

hatçik✨️
hhafsw

(hhafsw’ın anlatımıyla)

 

“Komutanım, sizi neden bburaya çağırdığımızı merak ediyorsunuzdur.” Diyerek karşısındaki adama baktı Albay Ahmet Deniz. Acar Öncü başını sallayarak devam etmesi gerktiği ile alakalı sessiz bir emir verdi.

“Komutanım, özel bir görevimiz var. Ve bunun için en iyi timlerimizden birkaç askerimizi o time alacağız. Siz askerliği bıraktınız fakat bu timi ve bu görevi yönetebilecek tek komutan sizsiniz o y-“ Derken sözünü böldü Acar,

“Tamam. O zaman madem bu kadar önemliyse vakit kaybetmeden o timlerin analizlerini getir bana.” Bana dediği sırada Ahmet derin bir şekilde gülümseyerek ayağa kalktı ve dosya evraklarını önüne koydu Tuğgeneralin.

Evraklar arasında gözü Ateş Timi’ne çarptı Acar’ın. İstemsizce bir gururlarlanmıştı. Oğlu yönetiyordu o timi.

“Anlat bana askerleri Deniz.” Dedi ve Ahmet Albay’ın konuşması için ona başı ile emir verdi.

“İlk başta Ateş Timi var komutanım. Az çok biliyorsunuzdur zaten ama yine de bahsedeyim ben komutanım.” Dedi ve dosyayı açarak içindeki asker fotoğrafları ile anlatmaya başladı Ahmet.

İlk sırada ki fotoğraf tim komutanı olan oğlunun fotoğrafıyfı. Tekrardan kabardı göğsü Acar’ın.

“Tim komutanı. Yüzbaşı Cenk Demir Öncü. Benim de çok güvendiğim bir askerimdir kendisi. Beklenmedik durumlarda dahi sakin kalarak timine sahip çıkabilen bir komutan. Ani gelişen durumlarda dahi timi bir çizik almadan geri dönüyor. Ayrıca özel görevlerde daha çok gözlem yaparak daha inandırıcı rol yapıyor. Bu da işimizi daha da kolaylaştırıyor. Gelişen ve ya gelişeceğini sezdiği tüm olayları hiç beklemeden bizlere iletiyor.” Dedi Ahmet. Acar biliyorum ben öğrettim demek istese de demedi. Onun yerine ağzından “Time ekle.” Çıktı.

Net bir emirdi. Ahmet başını salladıktan sonra yanındaki kağıda not etti.

“Sıradaki ise Yüzbaşı’ndan sonraki en rütbeli diğer kişi Kıdemli Üsteğmen Altay Şimşek. Yine çok güvendiğim bir askerimdir. Keskin nişancı. Ama sahada da çok başarılıdır. Tek sıkıntısı bazen çok fevri olaviliyor. Ama eğer time alırsanız siz onu dize getirirsiniz komtanım.” Dedi Ahmet.

Acar, Ahmet’in dedikleri üzerine birkaç saniye düşündü. Ve sonra kararını sesli dile getirdi

“Time ekle.”

Ahmet bu askerini de not ettikten sonra sırada ki askere geçti.

Üsteğmen Asya Öncü

Acar bu sefer hem kızı ile hem de kendisi ile gurur duydu.

“Komutanım en iyi askerlerimden biridir. Timde ki en rütbeli 3. Kişi. Acıması yoktur. İsim verin yeter. Anında o kişiyi bulur. Genelde saha içi görevlerde olur. Çünkü iyi rol yapar. Saldırı emrine kadar güven lerini sağlar o dilde konuşur. Ve ardından emri aldığı gibi vakit kaybetmeden başlar. Onun asker olduğunu çok aniden anlarlar. “

Bana anlatmıştı. ‘Saldırı emrini aldığı gibi Türkçe konuşuyorum’. Diye

Yine sustu Acar. Sadece yine o söz çıkmıştı ağzından. “Time ekle.”

 

1 SAAT SONRA

(Asya Öncü’nün ağzından)

“Cenk Komutanım, Altay Komutanım ve Asya Komutanım. Albay Ahmet Deniz sizi çağırıyor. Askeriyenin öbür tarafındalar.” Dedikten sonra gitti.

Abim, ben ve Altay anlam veremeden kalktık.

“Sizce ne oluyor?” Diye sordu Altay.

“Bir fikrim olsa keşke Altay.” Diye cevap verdi abim.

Albayın yanına ulaştıktan sonra orada Albay’dan başka birinin de olduğunu fark ettim. Yakınlaştığımız sırada yüzü netleşen kişiyi anladığım an abime yaklaşıp fısıldadım,

“Sıçtık.”

Diğer timlerden olduğunu düşündüğüm kişiler ile sıraya geçtik.

Albay gür bir ses ile.

“Asker! Tekmir ver!”

Hep bir ağızdan “Emredersiniz komutanım!” Diye bağırdıktan sonra sıra ile başladık.

“Yüzbaşı Cenk Demir Öncü. Aydın. Emret komutanım!”

“Kıdemli Üsteğmen Altay Şimşek. Ankara. Emret komutanım!”

Sıra bana gelmişti. “Üsteğmen Asya Öncü. Aydın. Emret komutanım!” Diye gür bir ses ile bağırdım.

Diğerleri de tekmir verdikten sonra Albay’ın yanında ki kamuflajları içinde ki babam konuşmaya başladı.

“Rahat ol asker. Ben Tuğgeneral Acar Öncü. Sizinle özel bir göreviçin toplanmıl bulunmaktayız. En iyi timlerden seçilen en iyi askerler ile yapılan bu timin komutanı ve ayrıca bu görevin yönetici komutanı ben olacağım.” Babam biraz durduktan sonra konuşmaya devam etti.

“Size biraz kendimden bahsedeyim. Ben Tuğgeneral Acar Öncü. Birkaç ay önce emekliliğimi verdim. Ancak bu özel görev için tekrar mesleğimin başına döndüm. Bu arada kaç yaşında adamsın niye geldin demeyin.” Dedi ve durdu. O sırada bakışları ben ve abimdeydi. “Bazılarınız bunu kendine hak görebilir.” Dedi ve ardından bakışlarını bizden çekti.

“Kendim hakkında vereceğim bilgiler bu kadar. Bundan sonra görev bitimine kadar buradayım. Bir şey olduğunda bana gelebilirsiniz.” Dedi ve sonra tekrar konuştu.

“Dağılabilirsin asker.”

Altay dahil diğerleri uzaklaşırken babamın yanına doğru ilerledik.

“Komutanım bu ne sürpriz? Hiç beklemiyorduk.” Diye içimden geçirdiğim her şeyin sözcüsü oldu abim.

O sırada yanımıza başından beri kenarda bizi izleyen İnci ve annem bize doğru geldi.

Babam sadece “Rahatça konuşabileceğimşşz bir yere geçelim.” Dedi ve ardından ilerlemeye başladı. O ilerlerken biz de onun peşinden ilerledik. O sırada babam Albay Deniz’e seslendi.

“Deniz! Odan 45 dakikalığına bende. Haberin olsun.”

Hep beraber askeriyeden içeri girip Albay’ın odasına girdik.

Babam abim ve bana bakarak “Siz rütbeden çıkabilirsiniz.” Dedi.

Allah razı olsun baba zahmet oldu.3

“Ayyy. Bu arada tekmir verirken çok havalıydınızz.” Dedi İnci abim ve bana bakarak.

“Eee siz ne diyeceksiniz? Vaktim çok yok.” Dedi babam hala rütbede kalarak.

“Gerçek Komutan Öncü geldi desene.” Diye fısıldadı abim kulağıma doğru.

“Kan kusturacak bize kan.” Diye ona cevap verdim.

“Baba tamam geçelim onu bunu ama bu görev nereden çıktı? Hadi onu da geçtim sana şaşırdık biz.” Dedi abim.

Babam sesini yükselterek “Sanane lan! Sana soru sor diyen mi oldu? Hem sen niye rütbeden çıktın?” Dediğinde bu sefer ben cevap verdim. “E baba demin sen dedin ya bize rütbeden çık diye.” Dedim.1

“Sende sus. Hazır olda bekleyin siz. Size rahatta dur diyen bile olmadı sizin duruşlara bak birde.” Dedi. Duruşumuz ise rahat pozisyonunda ellerimizin arkamızda değiil önümüzde olmasıydı.

Hazır ola geçtikten sonra babam İnci ve anneme döndü.

“Allah rahmet eylesin Yüzbaşı.”

“Sana da öyle Üsteğmen.” Dedikten sonra babam bir şey fark etmişcesine abim ve abana döndü. Babamın dönüşünü gördüğümüz gibi abimle duruşumuzu dikleştirdik.

“Siz niye buradasınız lan hala?”

“Komutanım siz dediniz ya rahat konuşabileceğimiz bir yere geçelim diye.” Dedi abim.

“Ben size mi dedim lan onu? Beste ve İnci’ye söyledim. Kaybolun.” Dediğnde abimle hep bir ağızdan “Emredersiniz komutanım.”Diyerek kapıya yöneldil.2

İnci gülmemek için zor duruyordu. Ona öldürücü bakışlar attık derken İnci babama şikayet etti

“Baba! Sert sert bakıyorlar. Kız onlara.” Dediğinde abimle göz göze geldik.

“Lan siz benim kızıma niye öyle bakıyorsunuz?!” Dediği sırada hazır oldaydık.

En sonunda dayanamayarak “E ama yeter. Biz de senin çocuklarınızız. Biriricik kızın da kardeşimiz.” Dediğim sırada babamın attığı bakış ile abimle kedimiz odanın dışına attık zar zor.

“Cidden neden korktuklarını şimdi anladım.” Dedim.

“Babamı iş başında ilk defa görmüyorum ama ilk defa emrinde bulunuyorum. Ve bu cidden çok zormuş.” Dedi abim.

Ona başımı sallaıktan sonra abimle beraber kara haberi vermek için timin yanına gittik.

Bölüm : 03.01.2025 20:32 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...