
OYLARINIZI BEKLİYORUM İYİ OKUMALAR 🥰
Bir elimde bez diğer elimde ise cam sil cam tepesinde bağırarak şarkı söylüyordum. Niye mi? Çünkü temizlik böyle yapılırdı kimsede umrumda değildi sonuçta burada kimse beni tanımıyordu.
Camı güzelce silerken bu kalın sesimle şarkıyı çığırıyordum. Cam güzelce silinince leke kalmış mı diye bakmak için içeri girip cama baktım ve tamda şarkının "o beni prenses peri sanıyor." kısmında o marketteki çocuk ile göz göze geldim. Hatırladınız değil mi? hani şu dün çıkmaz sokaktaki dövmeli bad boy havalarındaki çocuk. Evet evet oradan gidersen gene çıkmaz yola çıkarsın diyen cins.
Sadece sırıttı ve telefonda konuştuğu kişiye bir şeyler söyleyip eve doğru adımladı. BENİM EVİME DOĞRU!
Cama doğru hızlıca atılıp camı kapattım ve perdeyi çektim. Rahatlamış mıydım? Asla! O adam manyak bir sapıksa ki -her ne kadar manyağa benzesede sapığa benzemiyor...- bir cam beni o adamdan korumazdı!
Hem belkide buraya gelmiyordu hepsi tesadüftü ben kafamda kuru- KAPI ÇALIYOR!!
Tamam Lavin sakinleş şimdi kapıyı açıcaksın ve o adama haddini bildireceksin sen kimsin diyeceksin kimsinde iki gündür her yerde karşıma çıkıp evime kadar geliyorsun derdin ne diyeceksin.
Derin bir nefes aldım ve beni çok koruyacakmış gibi vileda ile kapıya gittim. Kapıyı açtığım anda beklemediğim bir görüntüyle karşılaştım.
O herif değilde elinde bir tabakla Yaşlı bir Teyze duruyordu. Beni baştan aşağı süzüp memnuniyetle gülümsedi. "Kızım ben karşı apartmandan komşunuz Fadime yeni taşındınız yemek yapamamışsınızdır diye bir kap yemek getirdim." Dedi. Minnetle gülümsedim ve teşekkür cümlesi mırıldandım.
O ise az önceki tontiş teyze halini terk edip imayla konuştu. "Hoş genç kızsın yapamazsında sen ananda sabahın köründe gitti bir kadına o saate evden çıkmak hiçte yakışık almaz." dediğinde benim gözüm seğirmeye başlamıştı.
"Fadime Teyze benim annem hemşire iş saati gereği evden erken çıkıyor ve bu kimseyi ilgilendirmez ancak insanların evini gözetlemek çok yakışıksızdır ve herkesi ilgilendirir. dediğimde ayıplarcasına cıkcıkladı.
"Ne gözetleyeceğim kızım ben sizin evinizi aaa ayrıca sende evde kalırsın söyliyeyim camları hep alaca alaca ettin kimse almaz seni." Diyip tülbentini düzeltti ve gitti. Kapıyı kapatıp söylendim. "Allahım akıllısı bizi bulmaz delisi peşimizi bırakmaz neden yani? Bak sabır kalmadı bende en azından gönderdiğin delilerle birazda sabır göndersen?" böyle kendi kendime yakınırken elimdeki tencereyi tezgaha koyup kapağını açtım.
Açmamla yüzümü buruşturmam bir oldu. Bunları yersek zehirleniriz biz... Tencerenin içinde dört beş tane yanık dolma vardı. Ama bayağı yanmışlardı. Bu kadına şu anda iyicene sinir oldum. Dolmaları direkt çöpe dönüp işime devam ettim. Camlarım hiçte alacalı değildi bir kere!
...
Ev temizliği iki buçuk saat sürmüştü ve benim yorulmam gerekirken ben hala çok enerjiktim. Yemek yapmayı düşünüyordum ancak dolap tam takır kuru bakırdı ve ben göt korkusundan markete gidemiyordum.
Kendime yersiz cesaret vermiş ve dolabımın karşısına geçmiş eşofmanıma bakınıyordum. Kendisini bulamayınca taytımı aldım gene kare yaka askılı bir badi giyinmiş belimede mavi oduncu gömleğini bağlamıştım.
Evden çıkıp kapıyı iki kere kitledim ve markete doğru bu sefer doğru yoldan yürüdüm. Yol daha kısa olmuştu böyle içeri girip bir market arabası aldım ve reyonları gezmeye başladım. Fazlaya kaçmadan ihtiyacımız olan şeyler almış kasaya geçmiştim.
Kasada yine o akşam ki kız vardı. Eşyaları dizerken sessizlikte sıkılıp konuşma açtım. Tamam kimi kandırıyorum ki? O herifleri merak ediyordum ve bu kız onları tanıyordu. "Selam ben Lavinya ama Lavin tercihim." dedim. İçten bir şekilde gülümsedi. "Selam Alesya bende memnun oldum." dediğinde kafamı salladım.
O eşyaların barkodunu okutuyor bende poşetliyordum. "Hep burdamı çalışıyorsun?" dediğimde cevabı gecikmedi. "Aslına bu gün son günüm ve sende son müşterimsin." diye yanıtladı beni. Yüzümde küçük bir gülümseme oluştu. Arkadaş canlısı olmaktan zarar gelmezdi değil mi? "Şu köşede park gördüm oraya gidip konuşalım mı biraz?"
Kaşlarını kaldırdı saliselik düşünüp "Olur." diye cevap verdi. Aldıklarımın parasını ödedim Alesya'da kasayı kapatıp üstünü değiştirmeye gittiğinde kapıya çıkıp onu bekledim. Geldiğinde direkt yerdeki poşetlere yönelince kaşlarımı çattım. "Taşırım ben." diye tepki gösterince omuz silkti. "Yardım edeyim çok var." Dediğinde engellemeden kafamı salladım ve parka gittik.
Bir banka oturup poşetleri yere koyduk ve soluklandık. Konuşmayı başlatan o olmuştu. "Yeni mi taşındınız?" Kafamı salladım. " Hıhım Marmaristen taşındık anlayacağın burayı hiç bilmiyorum ve hiç tanıdığım yok." Dedim.
Yine sıcacık bir şekilde gülümsedi. Bu kız çok samimiydi. "Benimde pek arkadaşım yok iki tane samimi olduğum kız arkadaşlarım var o kadar. İstersen senide onlarla tanıştırabilirim." Dediğinde içtenlikle gülümsedim bende.
"Aslında çok iyi olur çok sağol Alesya her gün evde tek oturmak çok sıkıcı olurdu." Dediğimde güldü. "Ne demek canım ben sana seni ilk gördüğümde ısındım." Dedi. Kafamı salladım ve boğazımı temizleyip asıl konuşmak istediğim konuyu dile getirdim.
"İlk gün demişken o adamlar kimdi Alesya?" Diye sordum tek kaşımı kaldırmış merakla yüzüne bakıyordum. Anında bakışları donuklaştı ve rengi attı gülümseyişide solmuştu.
"Bak Lavin onlar çete büyük bir çete sadece burada değil istanbulun her sokağında var onlardan onlar Yılanlar her an her yerdedirler her şeye hakları vardır. Onlar adaleti kendi çaplarında sağlamaya çalışıyorlar ancak bunu çok canice yapıyorlar bu yüzden herkes onlardan korkar bende dahil. Sende kork onlar hakkında hiç bir yerde konuşma." Diye uzunca bir açıklama yapmıştı.
Her cümlesinde kaşlarım çatılmış ve yutkunmam artmıştı eğer bir tesadüf değilde durduk yere bunları peşime taktıysam büyük boka batmıştım. Yavaş ve düşünceli bir şekilde kafamı salladım. "Söylediğin gibiyse konuşmam bela istemiyorum." Demiş ve lafı kısa kesmiştim. Derin bir nefes verip doğruldum "Gidelim mi? Sonra buluşuruz zaten." Dedim.
Gülümseyip kafasını salladı. "Olur kalkalım ama önce telefon numaranı verde kaydedeyim." Dediğinde telefon numaramı vermiş ve birbirimizi kaydetmiştik.
Poşetlerin hepsini taşımak zorda olsa taşımız ve sonunda eve gelmiştim. Kapının önündeki mermere poşetleri bırakıp soluklandığımda Fadime teyzenin camdan buraya baktığını gördüm. Göz göze geldiğimizde cık cıklayıp içeri girdi.
Bu kadın cidden sorunluydu! Evimi gözetleyen o sonra tavır takınanda o! Göz devirip bel çantamdan anahtarımı çıkardım ve kapıyı açtım.
Poşetleri yüklenip mutfağa götürdüm. Yerlerine dizdiğim malzemelerden yemek için gerekli olanları tezgaha bırakıp odama gittim ve gene pijamalarımı giyindim.
Rahat olmak benim için en önemli şeylerden biriydi. Mutfağa gidip işe koyuldum.
Yemekleri yapmış sofrayı kurmuş yorgunlukla koltuğa uzanmış annemi bekliyordum.
Yaklaşık bir, bir buçuk saat sonra annem geldi. Oturup yemek yedik ve günümüz hakkında konuştuk. Bazı detayları es geçerek anlatmıştım günümü mesala şu yılanları es geçmiştim. Sonuçta önemsiz(!) bir detaydı öyle değil mi?
Yemekten sonra bulaşıkları halledicekken annem çok yorgun gözüktüğümü ve yatmamı onun hallediceğini söyledi. Ne yalan söyliyeyim işime gelmişti çünkü cidden çok yorgundum.
Direkt odama gittim duş almayı yarına erteleyip yatağımı açtım ve buz gibi çarşafla tenimi buluşturdum. Telefonla biraz oyalandıktan sonra telefonu şarja takıp Bob'a sarılmış uykuya dalıyordum ki aklıma iş bulmam gerektiği geldi.
Oflayıp yarın iş ilanlarına bakmayı aklıma koydum ve üstümdeki yorgunlukla derin bir uykuya daldım.
O bunu nasıl yapmıştı? Gözümden akan bir damla yaşı sildim* Bana sarılan elleri şimdi silah tutuyordu belkide hep tutuyordu bilmiyorum tek bildiğim şey o benim tanıdığım sevdiğim adam olamazdı. Gözünü kırpmadan üç kişiyi öldürmüş sırıtıyordu. Benim hemen buradan gitmem gerekiyordu belki yanlıştı belki beynimin oynadığı bir oyundur yine aynı saatte buluşucaktık öncesinde evine gider sorardım çünkü dışarıda bunu konuşamazdık ya peki beynimin bana oynadığı bir oyun değilse ya gerçekse bunlar ya her şey bir yalandan ibaretse ve benide öldürürse? Kimseye görünmeden giderken bir silah sesi daha yankılandı...
O gün her ne kadar çığlığımı elimi ağzıma bastırıp engellesemde uykumdan çığlık çığlığa uyanmıştım. Saate baktığımda annemin çoktan işe gittiğini fark edince derin bir nefes verdim. İlk defa bu kadar uzun uyumuş ve ilk defa kötü bir anımızı görmüştüm.
Evet ben böyle iğrenç birini hala seviyordum lanet olsun sevmek istemiyordum ama olmuyordu. Ben neden hala böyle birini seviyordum? Ben bir katili seviyordum!
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |