
* Bölüme oy verip yorum yapmayı unutmayın.
Akel ailesinin evine kısa bir süre göz gezdirdiğimde evlerinin Kılıç ailesinin evinden daha gösterişli olduğunu fark ettim. Arabamdan indiğimde Arslan Akel ve eşinin beni beklediğini gördüm.
Adımlarımı hızlandırarak yanlarına vardığımda ikisinin gülümseyen yüzlerinin aksine benim yüzüm biraz donuk kalıyordu.
"Evine biraz geç olsada hoş geldin güzel kızım." Arslan Bey'in eşinin konuşmasıyla ancak dikkatli bakılırsa görülebilir şekilde gülümsedim.
Arslan Akel'in eve ilerlemesi ile bende onu takip ettim. Kapının önüne vardığımızda cebinden çıkardığı anahtar ile kapıyı açıp içeri girdik.
Gergin hissediyordum içeri girip ilerledikten çok kısa bir süre sonra oturma odasına vardık.
Onlar oturduğunda bende ayakta kalmayıp koltuğa oturdum ve çantamı yanıma bıraktım.
Kimse ne konuşacağını bilmiyor gibiydi. Sessizliği Arslan Akel boğazını temizleyerek bozdu.
"Kızım yirmi iki yılın uzun bir süre olduğunun farkındayız. Bu uzun süreye rağmen bizimle kalmaya karar verdiğin için çok mutluyuz. Belki senin açından birçok şeye geç kalmış olabiliriz ancak daha fazla geç kalmak istemiyoruz."
Hem Arslan Akel'e nasıl hitap etmem gerektiğini bilmediğim için hem de diyecek birşeyim olmadığı için gülümsemekle yetindim.Arslan Akel'in eşinin sesi ile onunla göz teması kurdum.
"Baban bana konuşacak birşey bırakmadı ama benim adım Beliz. Senden bize hemen anne veya baba demeni beklemiyoruz. Kendini ne zaman hazır hissedersen o zaman söyleyebilirsin. O zamana kadar bize istediğin gibi seslenebilirsin."
Arslan Bey'in ve Beliz Hanım'ın bana karşı anlayışına ve bazı kararları bana bırakmasına sevinmiştim. Belki onlarla geçirdiğim ilk zamanlar olduğu için bu şekilde iyi niyetlilerdi fakat yine de sevindiğimi hissediyordum.
"Anlayaşınız için teşekkür ederim."
"Kızım,"
Arslan Bey'in seslenişi ile Arslan Bey ile göz teması kurdum.
"Şu an durumun karışıklığından birbirimizi tam tanıdığımız söylenemez ancak söylemek istediğimiz bir şey var."
Cümlesi bittiğinde cümlesinin devamını getirmesi için Beliz Hanım'a bakmıştı. Cümleyi devam ettirmek için bu sefer Beliz Hanım söze başladı "Kızım senin üç abin ve bir erkek kardeşin var."
Abim mi?
Kardeşim mi?
Biz beş kardeş miydik?
Bu çok fazlaydı ben Arslan Bey ve Beliz Hanım ile anlaşma konusunda çok stresliyken şimdide üç abim ve bir kardeşim olduğunu öğreniyordum.
Ya beni sevmeyip istemezlerse?
Onlar seni istemeyecekler.
Belki Fırat haklı çıkmazdı belki de beni severlerdi sonuçta beni ölü olarak biliyorlardı. Düşüncelerimden ve yaşadığım şaşkınlıktan uzaklaşmak adına yutkunup gözlerimi art arda kırpıştırdım.
"Kızım iyi misin? Su ister misin?"
Beliz Hanım'ın sesi ile yüzüme gülümseme konudurup "Biraz şaşırdım önceki evde tek çocuk olduğum için bu sayı fazla geldi herhalde."
Beliz Hanım kıkırdayıp "Yakında alışırsın abilerin ve kardeşin farklı bir evde yaşıyorlar. Onlarla kaynaşman adına onları akşam yemeğine çağırdım. En iyisi ben gideyim de hazırlıklara bakayım." diyip gitti.
En azından farklı evde yaşıyorlardı o kadar çok karşılaşmazdım. Ancak akşam onlar ile birlikte olacak olmak beni fena germişti.
"Bu durum herkes için zor ancak senin için daha zor bunun farkındayım güzel kızım."
"Beni anladığız için teşekkür ederim."
"Seni anladığımız için teşekkür etmene gerek yok biz senin aileniz seni anlaması gereken kişileriz. Bugünkü yaşadıklarını sindirmen için sana odanı göstermemi ister misin?"
"Olur."
Arslan Bey'in ayağa kalkmasıyla onu takip etmeye başladım. Bunca zaman birinin beni anlaması için bütün servetimi verebilirken biyolojik babamın beni anlaması o kadar iyi hissettiriyordu ki bu hissin tarifi edilemezdi.
Ancak her şeye rağmen korkuyordum eğer yaşadıklarım bir oyundan veya bir rüyadan ibaret diye ödüm kopuyordu.
Arslan Bey beni odaya götürürken etrafı inceliyordum. Evin üçüncü yani son katına geldiğimizde bir kapının önünde durduk.
Kapının kulpunu indirip odaya girdiğinde bende Arslan Bey'in peşinden odaya girdim.
"Odan burası güzel kızım annen ile kendi çapımızda odanı düzenledik umarım beğenirsin."
"Teşekkür ederim odayı beğendim. "
"Odamı,"
Arslan Bey'in cevabıyla kaşlarımı hafif çatıp "Anlamadım." dedim.
"Bu oda senin odan olduğu için sahiplik eki getirebilirsin."
"Anladım."
Cevaplarım Arslan Bey'in gülmesine sebep olmuştu. "Sen biraz dinlen güzel kızım ben annene hazırlıklar için yardım edeyim." diyip odadan çıktı.
Arslan Bey sert sesi Beliz Hanım ve benimle iken yumuşak çıkıyordu. Beliz Hanım'a bakarken gözleri ışıldıyor. Sert ve ifadesiz yüzü benimle veya Beliz Hanım'ın yanındayken gülümsüyordu.
Aşk nedir bilmem ama Arslan Bey'in karısına olan bakışları Fırat Kılıç'ın Bahar Kılıç'a baktığı gibi değildi.
O an acaba Arslan Bey oğullarına karşı nasıl davranıyor? diye düşündüm. Daha sonra ise düşüncelerime son verip odamı incelemeye başladım.
Oda sade ve şık dekore edilmişti ve odada genellikle siyah ile beyaz renk hakimdi. İki kişinin sığabileceği büyük bir yatak vardı. Yatağın karşısında büyük bir pencere vardı pencereye ilerleyip dışarı baktığımda bahçenin girişi gözüküyordu.
Pencereden uzaklaşıp odamı incelemeye devam ettim. Odanın bir köşesinde büyük bir kitaplık bulunuyordu. Çok kitap okuduğum söylenemezdi çünkü boş vakitlerimi çoğunlukla Kılıç ailesinin evinin bodrumunda antrenman yaparak vakit geçiriyordum.
Odamda büyük bir makyaj masası vardı. Ayrıca çıkış kapısı hariç iki kapı daha bulunuyordu. Birinci kapıdan içeri girdiğimde beni giyinme odası karşıladı bütün duvarlar giyinme dolapları ile kaplıydı.
Hiçbir dolapta kıyafet bulunmamasına sevindim çünkü diğer evde fazlası ile kıyafetim vardı yarın kıyafetlerimi getirmeyi o eve mümkünse son kez gitmeyi düşünüyorum. Giyinme odayından çıkıp diğer kapıdan içeri girdiğimde beni büyük bir banyo karşıladı. Banyom da odam ve giyinme odam gibi sade ve şıktı.
Odayı incelemeyi bitirdiğimde yatağın üzerine oturup odaya gelirken yanımda getirdiğim çantamdan telefonumu çıkardım ve ekranı açıp telefonda boş boş oyalanmaya başladım.
Yaklaşık iki saattir telefonda oyalanıyordum ve çok sıkılmıştım. Zaten akşam yemeği yüzünden yeterince gergin iken sıkıldığım için bayılacakmış gibi hissediyordum.
Telefonumu kapatıp ayağa kalktım ve sıkıntıyla odanın içini turlamaya başladım. Zaman geçtikçe vücudum stresten terlemeye başlıyordu ve titriyordum.
Sakin olmalıydım sonuçta beni direk evden kovacak halleri yoktu. Akşam yemeğinin nasıl geçeceğini düşünmek bana iyi gelmediği için çantamı alarak makyaj masasının önündeki koltuğa oturup çantamdaki bazı makyaj aletlerini çıkartıp yüzümdeki makyajı tazeledim.
Yüzümde makyaj olduğu belli oluyordu ancak fazla abartılacak kadar değildi. Üzerimdeki siyah elbisem biraz kırışmıştı ancak dikkatle bakılmadığı sürece fark edilmezdi.
Telefonla oyalanırken topuklu ayakkabılarımı çıkartmıştım bu yüzden topuklu ayakkabılarımı giydim. Saçlarım bozulmamıştı.
Pencereden araba seslerinin gelmesiyle nefesimi tuttum büyük ihtimalle gelmişlerdi. Hızla ayağa kalkıp pencerenin kenarından arabalara baktım gerçekten gelmişlerdi.
Pencerenin önünden ayrılıp kendimi stres dolu vücudumu sakinleştirdim. Ardından dua okuya okuya kapıyı açıp aşağı inmeye başladım.
Kalp krizi geçirecek gibi hissediyordum merdivenin trabzanlarından hafif sarkarak girişe baktım. Arslan Bey ve Beliz Hanım kapının önünde oğullarının gelmelerini bekliyorlardı.
Omuzlarımı dik tutup hızlı bir şekilde merdivenlerden indim. Arslan Bey ve Beliz Hanım beni görünce gülümsediler ardından kapının zili çalınca kimsenin duyamayacağı şekilde "Gazam mübarek olsun." diye fısıldadım.
Beliz Hanım kapıyı açınca içeri yirmi yaşlarında ve yirmi beşli yaşlarda iki erkek girdi. Beliz Hanım hızlıca "Oğullarım." diyerek ikisine aynı anda sarıldı Arslan Bey eşini gülümseyerek izlerken ben Arslan Bey'in biraz gerisinde kalmıştım.
Beliz Hanım oğullarından ayrıldıktan sonra bu sefer oğulları Arslan Bey'e sarılmışlardı.
İkiside Arslan Bey'den ayrıldıktan sonra benimle göz teması bile kurmadan sanki ben yokmuşum gibi davrandılar. Beliz Hanım oğullarının oturma odasına ilerlemesi ile neşeyle onları takip etti.
Arslan Bey ise sanki oğullarının bana karşı tavırlarında rahatsız olmuş gibiydi oğullarının ve karısının peşinden bakmayı kesip bana baktı.
"Onlar her ne yaparlarsa yapsınlar canını sıkmamaya çalış olur mu güzelim? Eğer sana karşı rahatsız edici tavırları olursa karşı çık."
Arslan Bey'e ilk defa içten bir şekilde gülümsedim ancak hiçbir cevap vermedim. Daha sonra ise birlikte oturma odasına ilerledik.
Beliz Hanım ile keyifli bir şekilde sohbet ediyorlardı bu görüntü yutkunmama sebep oldu. Benim hiçbir anımda Bahar Kılıç ile böyle olamamıştı.
Arslan Bey'in koltuğa oturmasıyla bende boş bir yere geçip oturdum. Bizim gelmemizle sesleri kesilmişti.
Arslan Bey meraklı bir sesle "Abileriniz neden gelmedi?" diye sordu.
Abileri gerçektende gelmemişti belki işleri vardır. Diğerine oranla büyük olan gözlerime nefretle bakarak "Çağla gibi kızlarla tanışmak için kendilerini yormak istemediler. Aslında biz de gelmek istemedik ama sizi kıramadık." dedi.
Onun sözlerinin bitmesiyle gözlerimi kaçırdım kardeşi ise abisinin sözlerine kıkırdamıştı. Evde rahatlıkla hissedilir bir gerginlik vardı.
Çağla kimdi?
Abileri beni neden onunla aynı konumda görmüşlerdi ki?
Bildiğim kadarıyla hiçbiriyle tanımamıştım. Arslan Bey sinirli bir şekilde derin nefes aldı.
"Bunu size daha ne kadar anlatabilirim bilmiyorum ama hiç kimse aynı değildir!"
Küçük olan çocuk bağırarak "Ama bunun gibiler hep aynı!" dedi.
Ben bu değildim!
Beliz Hanım'ın "Oğlum," diye fısıldadığını duydum. Arslan Bey'e baktığımda kaşlarını sert bir şekilde çattı.
"Bunun gibiler derken!" sesinde ürkütücü bir sinir bulunuyordu. Küçük olan oğulları Arslan Bey'i umursamadan bana dik dik bakmaya başladı.
Abisi kardeşinin tavırlarını gururlu bir ifade ile bakıyordu. Ona baktığımı görünce alayla sırıttı.
Arslan Bey "Sana sordum!" diye tekrar bağırdı. Ev resmen birbirine girmişti.
Büyük olan ayağa kalktı "Şu giydiğine bakın! Yine başımıza bir bela getirdiniz! Şu kızı evde istemiyoruz! Bende abilerimde kardeşimde istemiyoruz! Daha kendini bile savunamayacak kadar ezik olduğunun herkes farkında!"
Konuşmasının bitmesiyle elbiseme baktım. Elbisem kısa değildi.
Elbise giymem beni orospu yapmazdı!
Sabah sonuçta beni evden kovacak halleri yok demiştim ya sözümü geri alıyorum.
"Kardeşine karşı en önemlisi bir kadına karşı terbiyeni takın!"
Arslan Bey ayağa kalkmış oğullarını uyarırken oğulları sert bir ifadeyle babalarını dinliyordu. Beliz Hanım ise gözleri dolu dolu kocası ve oğulları arasındaki tartışmayı dinliyordu.
Ben ise ellerim kucağımda başım eğik tartışmayı dinliyor her geçen saniye kendimden daha çok nefret ediyordum.
Bu ortamda daha fazla kalmak istemedim. Ayağa kalktığımda başımın döndüğünü hissediyordum. Bunu umursamadan ilerlerlediğim sırada en küçük olan oğullarının bağırarak "Bu evin huzurunu ilk dakikadan bozdun senden nefret ediyorum ve her zaman nefret edeceğim!" dedi.
Arkamı bile dönmeden hızlıca odama girdim. Ben birşey yapmamıştım. Yaşadığım andan dolayı nefes alacak durumda bile değildim. Hızla banyoya girdim ve makyajımı silip yüzümü yıkadım.
Boğulduğumu hissediyordum banyadon çıkıp yatağıma oturdum. Gözümden düşen yaş düşmesiyle ağladığımı anladım. Belki ağlamak güçsüzlüktü ama bugün yeterince güçsüz değilmiydim zaten?
Kapının çalmasıyla hemen göz yaşlarımı sildim ve kapıya doğru cılız bir sesle "Gelebilirsiniz." dedim.Kapı yavaşça açıldı ve içeri Arslan Bey içeri girdi.
"Rahatsız ettiğim için özür dilerim kızım." dedi.
"Sorun değil."diye mırıldandım.
"Aşağıda olanlar için kusura bakma olur mu? Onların böyle olmasını beklemiyordum."
"Gerçekten sorun yok sizin içiniz rahat olsun ayrıca beni oğullarınıza karşı savunduğunuz için teşekkür ederim."
"Onlar oğlumsa sen de kızımsın. Onlar eve gittiler akşam yemeği yemek istiyorsan hizmetliler sofrayı hazırladılar."
"Gerek yok acıkmadım."
"Anladım, kıyafetlerin burada olmadığı için annen yeni aldığı birkaç kıyafetini gönderdi."
"Beliz Hanım'a teşekkür ettiğimi iletir misiniz?"
Arslan Bey "Tamam kızım ben seni daha fazla rahatsız etmeyeyim. İyi uykular güzelim." dedikten sonra kıyafetleri yatağa bırakıp odadan çıktı.
Arslan Bey iyi bir babaydı oğullarının tepkisini görünce hayal kırıklığına uğramıştı.
Bunları düşünürken hızlıca Arslan Bey'in getirdiği kıyafetleri giydim ve ışığı kapatıp yatağıma girip uykunun beni ele geçirmesini bekledim.
BÖLÜM SONU
Hepinize iyi ve mutlu günler nadılsınız?
Hepinizin iyi olması dileğiyle sorulara başlıyorum.
Bölümü nasıl buldunuz?
Arslan Bey?
Sedef?
Hepinizin veya birçoğunuzun sevmediğine emin olduğum abimiz ve kardeşimiz?
Sorularım bu kadardı sizin bana sormak istediklerinizi yazabileceğiniz satır burası olsun.
Hepiniz mutlu ve iyi kalın.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 62.81k Okunma |
4.11k Oy |
0 Takip |
29 Bölümlü Kitap |