10. Bölüm

Baba

Havva Aleyna
himmel356

* Bölüme oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

-İyi okumalar

Bir Hafta Sonra

Sabah alarmla birlikte kalktığımda hatırladığım şeyle gülümsemeye başladım.

Bugün her şey bitecekti.

Bir hafta boyunca hiçbir şekilde kanıt toplamamış Fırat Kılıç'ın güvenini tekrar kazandığıma emin olmuştum.

Bugün yurt dışına uyuşturucu sevkiyatı vardı. Sevkiyatın nerede yapılacağını Fırat Kılıç söylemişti ancak doğru olup olmadığını tam olarak bilmiyordum.

Ancak şu an adresi pek de umursamıyordum çünkü Fırat Kılıç evden ayrıldığında kasadan bütün bilgileri alacağım.

Yataktan kalktıktan sonra duş alıp makyajımı yaptım. Daha sonra ise saçlarımı düzgünce tepeden toplayıp siyah dizlerimin birkaç karış üstünde biten bir elbise giydim.

Ayağıma siyah topuklu ayakkabılarımı da giyip odamdan çıktım ve yemek odasına gittim.

Fırat Kılıç her zaman ki gibi masada yerini almıştı. Bahar Kılıç ise hâlâ tatildeydi.

"Günaydın," diye mırıldandıktan sonra yerime oturup Fırat Kılıç'a baktım yüzünde her zaman olduğu gibi ciddiyet vardı.

Ciddiyet babama daha çok yakışıyordu.

Bir hafta boyunca babamı göremediğim için onu çok özlemiştim. Fırat Kılıç'ın evde olmadığı zamanlarda kimsenin beni dinlemediğine emin olup onunla konuşuyordum.

"Sedef,"

"Efendim."

"Bugün şirketteki toplantıya benim yerime sen katılacaksın."

"Tamam."

"Bugün antremanlara gerek yok bütün gün şirkette olacaksın."

Bu kötü oldu.

"Tamam."

"Şimdi şirkete git."

Sandalyeden kalkıp odama çıktım planlarım aksayamazdı.

Bugün ne olursa olsun Fırat Kılıç biticekti.

Çantamı alıp evden çıktım arabama binip şirkete vardığımda yol boyunca plan yapmıştım.

Şirkete geldiğimde direk odama çıktım ve masama geçip çalışmaya başladım.

Yaklaşık yarım saatin sonunda sekreter bitki çayını getirdiğinde planımın uygulanma vakti gelmişti.

Bitki çayının su ile biraz ılık yapıp çayı üstüme döktüm ardından çay sıcakmış gibi çığlık attım.

Kapı hızlı bir şekilde açılmış sekreter içeri girmişti hızla ayağa kalkıp odamdaki lavoboya girdim ve bitki çayı döktüğüm üzerimi su ile ıslatmaya başladım.

Elbisem berbat hale geldiğinde beni şaşkınlıkla izleyen sekretere döndüm.

"Sedef Hanım iyi misiniz?"

Başımı hayır anlamında iki yana salladım "Bana kıyafet bulman lazım." diye mırıldandım.

Kaşları çatıldı ve şaşkınlıkla "Ben size nereden bulabilirim ki?" diye sordu.

"Önemli bir toplantım var ben sana kartımı vereyim sen bana uygun bir şeyler al olur mu?" diye sordum.

Başını tamam anlamında sallayınca sahte bir mutlulukla gülümseyip "Bana rahat ve vücut hatlarımı belli etmeyen bir şeyler al olur mu? Toplantıda kimsenin beni süzerek rahatsız etmesini istemiyorum ayrıca spor ayakkabı alırsan daha iyi olur." dedim ve masanın üstündeki cüzdanımdan kartımı çıkarıp verdim.

Odadan çıktığında derin nefes aldım ve telefonumda Anıl'ı aradım.

Anıl babamın benim için ayarladığı korumaydı aramam cevaplandığında "Efendim Sedef Hanım," diyen sesini duydum.

"Bana iki bidon benzin bulup bunları kimseyi şüphelendirmeden şirkete ulaştırman lazım. Bir de kameraları arızalandır." dedim.

Anıl'ın "Tamam." demesiyle telefonu kapattım ve stresle masama oturup beklemeye başladım.

Yarım saatin sonunda kapının çalınmasıyla "Gel." diye komut verdim. Kapı açıldığında içeri sekreter gelmişti.

"Sedef Hanım kıyafetleriniz getirdim bu da kartınız." kartımı verip odadan çıkmasıyla aldıklarına baktım.

Siyah bol bir kumaş pantolon ve beyaz bir gömlek son olarakta siyah spor ayakkabılar almıştı hızla lavoboya geçip üstümü değiştirdim.

Lavobodan çıkıp odama geldiğimde Anıl'ın aradığını gördüm. Aramayı cevaplandırdığımda "Sedef Hanım istediğiniz malzameler en üst katta ki malzeme odasında." dediğinde odamdan çıkıp en üst kata geldim ve malzeme odasına girdim.

Anıl'ı gördüğümde yanına gittim. "Benzinleri buraya dök ve burada yangın çıkarmalıyız ayrıca Ali ile konuş şirkette saldırı varmış gibi göster." diyip malzeme odasından çıktım.

Odama geldiğimde toplantının başlamasına az kaldığını fark ettiğimde toplantı odasına girdim.

Anlaşma sağlayacağımız kişilerde geldiğinde tam toplantıya başlayacaktım ki yangın alarmının çalmasıyla herkes panikleyip odadan çıktı.

Pantolonumun cebinden telefonumu çıkarıp Akın'ı aradım arama cevaplanınca "Akın şirkete saldırı düzenlemişler evdeki korumaları buraya gönder." diyip telefonu kapattım.

Toplantı odasından çıktığımda herkesin aşağıya indiğini gördüm gülmemek için dudaklarımı ısırarak aşağı indim ve kimseyi şüphelendirmeden arabama binip eve doğru sürdüm.

Evdeki korumalar şu an şirketteki saldırı ile ilgilendiği için korumalardan kurtulmuştum ancak hizmetlilerden bazıları hâlâ evdeydi. Eve geldiğimde arabamdan inip anahtarımla eve girdim.

Merdivenleri çıkıp Fırat Kılıç'ın çalışma odasına geldiğimde kimseye rastlamadan odaya girebilmiştim.

Fırat Kılıç'ın odası kilitli olmadığı için şanslıydım. Kimse bu odaya girecek kadar cesaretli olmadığı için odayı kilitlemiyordu.

Odaya girdiğimde hemen masanın altında bulunan kasayı açmak için şifreyi girdim. Şifreyi DNA testi olmadan önce öğrenmiştim kasadaki bütün belgeleri alıp gömleğimin içine sakladım ve kasayı yerine koyup odadan çıktım.

Eve gelmeden önce evdeki kameraları arızalanmasını sağlamıştım. Fırat Kılıç'ın odasından çıktıktan sonra evden de çıktım ve arabama binip elimdeki kanıtlarla birlikte soluğu polis karakolunda almıştım.

🌕

Karakoldaki işlerim bittiğinde yüzümde gururlu bir gülümseme vardı. Fırat Kılıç verdiğim adreste sevkiyatı gerçekleştirirken yakalanmış direk cezaevine postalanmıştı.

Karakolun kapısından çıktığımda kapıda bir sürü magazin muhabiriri vardı. Bunu ben istemiştim karakolun kapısından çıkar çıkmaz hepsi başıma toplanmıştı.

"Sedef Hanım Fırat Bey'in uyuştucu ticareti yaptığı söyleniyor bu doğru mu?"

Soruyu soran kişiye döndüm ve elindeki kameraya bakarak "Evet doğru." diye yüksek sesle konuştum.

"Sedef Hanım Fırat Beyi siz mi ihbar ettiniz?" Kafamı sallayarak onayladım. "Fırat Kılıç sizin gözünüzde ki iyi profolinin aksine kötü ve elime geçen ilk fırsatta bunu herkese yaydım."

"Sedef Hanım Fırat Bey'in suç ortakları kimler?"

"Fırat Kılıç'a uyuşturucu ticaretinde ortak olan Kenan İnanç ve oğlu Kerem İnanç'ta evlerine yapılan baskın sonucu tutuklandılar."

Bana sorulan birkaç soruyu da cevaplayıp arabama bindim Akel ailesinin evine doğru sürdüm. Eve geldiğimde heyecandan ellerim titriyordu.

Kapının önüne geldim ve heyecandan titreyen ellerimle kapıyı çaldım. Kapının açılmasıyla hızla salona ilerledim.

Babam buradaydı beni gördüğünde yüzünde gururlu bir gülümseme vardı. Mutluluktan ağlayarak babama sıkıca sarıldım.

"Baba başardım Fırat Kılıç'ı bitirdim."

Babamın kasıldığını hissettim daha sonra kendine gelip mutluluktan ağlayan bana sıkca sarılıp saçlarımı öptü.

"Başardın güzel kızım."

Yaklaşık on dakika boyunca babamla birbirimize sarılmıştık. Sarılmayı bıraktığımızda ikimizin yüzünde de gülümseme vardı.

Salona baktığımda Beliz Hanım'ın ve Buğra'nın burada olduğunu gördüm ikiside şaşkın ve pişman bir ifadeyle bana bakıyordu.

Onları umursamayıp "Baba," diye mırıldandım.

Babam gözleri dolu bir şekilde "Efendim güzel kızım." dedi.

"Seni çok özledim."

Babam sözlerimin bitmesiyle bana sıkıca sarıldı ve saçımı öperek "Ben de seni özledim güzel kızım." diye fısıldadı.

Ayrıldığımızda televizyondaki haber hâlâ Fırat Kılıç'ın neden tutuklandığını anlatıyordu.

"Sedef,"

Beliz Hanım'ın sesiyle soğuk ve sert bir sesle "Efendim Beliz Hanım." dedim.

Birden ağlamaya başladı "Bizi özlemedin mi?" diye sorduğunda başımı iki yana sallayarak reddettim.

Buğra çekingen bir sesle "Abla," dedi ona alayla gülümseyip "Buğra gerçekten benim kardeşim olduğunu mu düşünüyorsun?" diye sordum.

Onu kendi sözleriyle vurmuştum onlara bakmayı kesip babama baktım ve "Baba ben odamdayım." diyip odama çıktım.

Odama geldiğimde burayı özlediğimi anladım gerçekten çok özlemiştim. Hemen banyoya girip duş aldım ve giyinme odama geçip gri bir eşofman takımı giydim.

Bugüm biraz rahat takılmak istiyordum üzerimi giydikten sonra saçımı kurutup örmeye başladım.

Saçlarım bittiğinde bugün çok yorulduğum için yüzümdeki gururlu gülümsemeyle yatağıma uzandım ve gözlerimi uyumak için kapattım.

Pars'tan

Şirkette dosyalarım ile uğraşırken telefonumun çalmasıyla dosyamı kaptıp arayana baktım.

Atakan arıyordu kaşlarımı çatarak aramayı yanıtladım.

"Efendim koçum."

"Abi." sesi telaşlıydı masadan kalktım birine bir şey mi olmuştu?

"Bir şey mi oldu?"

"Çabuk haberleri aç acil!"

Telefonu suratıma kapattığında bir küfür savurdum evde onunla görüşürdük nasıl olsa.

Telefonu masaya bıraktıktan sonra odamdaki televizyondan bir haber kanalı açtım.

"Ünlü iş adamı Fırat Kılıç, kızı Sedef Kılıç'ın verdiği ihbar sonucunda ortağı Kenan İnanç ve oğlu Kerem İnanç ile birlikte uyuşturucu ticareti yaparken yakalandı."

Yaşadığım şokla birlikte başka haber kanalını açtı.

"Fırat Kılıç'ın sahibi olduğu şirkete saldırı olduğu bilgisi elimize ulaştı. Şirketin en üst katında çıkan yangın sebebiyle bütün şirket tahliye edildi. Ayrıca silahlı saldırı da gerçekleşti saldırıda yaralanan ya da ölen yok. Saldırıyı kimin düzenlediğini bilmiyoruz."

Televizyonu kapatıp eşyalarımı aldıktan sonra şirketten çıktım arabama binip eve doğru sürdüm.

Sedef, Fırat orospusunu bitirmişti.

Kimin kardeşiydi be.

Eve geldiğimde takım elbisemin ceketinden anahtarımı çıkarıp eve girdim. Direk salona geçtiğimde babamın salonda olduğunu gördüm.

Salona geçip koltuğa oturduğumda babamın yüzünde gururlu bir gülümseme vardı.

Sedef ile gurur duyuyordu.

"Baba,"

Babam bana bakıp "Efendim oğlum." diyince "Fırat'ın şirketine saldırı olmuş?" dedim sesim soru sorar gibi çıkmıştı.

Yüzünde ki gururlu gülümsemesi genişledi "Eğer kızımı tanıyorsam kızım yapmıştır." dedi.

Babam benim ve kardeşlerim gibi piçlik yapmayıp Sedef'i kabullenmişti.

Babam Sedef'e ilk günden ısınmıştı.

"O gün her şey oyundu değil mi?" diye Sedef'in ona inanmayanları göt edip evi terk ettiği günü kastetmiştim.

"Bu sorunun cevabını ben değil Sedef verir." diyince "Sedef, ev de mi?" diye sordum.

Başıyla beni onaylayıp "Eve geri döndü şu an odasında." dediğinde ayağa kalkıp salondan çıktım.

Odama geldiğimde hızlıca üzerime siyah eşofma ve beyaz düz t-shirt giydim ayağıma beyaz spor ayakkabılarımı geçirip odamdan çıktım.

Sedef'e bakmak istiyordum onun odasının kapısını yavaşça açıp kapı aralığından baktığımda uyuyor olduğunu gördüm.

Onu daha fazla rahatsız etmemek için kapıyı aynı yavaşlıkla örtüp Buğra'nın odasına ilerledim.

İçeri girdiğimde Buğra'nın yatakta uzanarak tavanı izlediğini gördüm benim geldiğimi fark ettiğinde bile tepki vermemişti.

Yanına gidip yatağa oturdum ve belimi yatak başlığına dayadım. Buğra'nın yüzüne baktığımda bir derdinin olduğu belliydi.

"Sorun ne?"

Birden yatakta oturu pozisyona geldi. "Sorun kendimden nefret etmem."

Demek ikimizin de sorunları aynıydı.

"Neden?"

"Bugün Sedef geldiğinde ona abla dedim."

"Eee."

Alayla güldükten sonra "Kendi silahımla vuruldum, bana gerçekten kardeşim olduğunu mu düşünüyorsun? dedi." diyince ne diyeceğimi bilemedim.

"Sedef'e abla demek için henüz erken değil mi?"

"Sedef'e zaten yirmi yıldır abla diyemedim abi."

Saçlarını şevkatle karıştırdım. "Önce kendini ona affettir, seni affettiğinde abla demelisin."

"Sence beni affeder mi?"

Derin bir nefes alıp "Bilmiyorum." dediğimde omuzları yenilgiyle düştü.

"Sedef seni affeder mi bilmiyorum ama Sedef'in seni affetmesi için savaşmayıp hemen yenilgiyi kabul edersen seni affettiğini rüyanda bile göremezsin."

"Sen ne yapacaksın peki?"

"Sen beni boş ver hadi hazırlan da akşam yemeğine gel." diyip yataktan kalktım ve kapıya ilerlediğim sırada Buğra'nın "Abi," diyen sesini duyduğumda Buğra'ya baktım.

"İyiki varsın." dediğinde ona göz kırpıp odadan çıktım ve yemek odasına gidip sandalyeme oturdum.

Masada kimse yoktu ama Karan ve Atakan birazdan gelirlerdi. Yaklaşık beş dakikanın sonunda Sedef hariç herkes gelmişti anneme baktığımda gözlerinin kırmızı olduğunu gördüm.

Yine ağlamıştı.

Adım sesleri geldiğinde Sedef'in geldiğini anlayıp kapıya göz ucuyla baktığımda Sedef kimseye bakmadan sandalyesine oturmuştu.

Babamın yemeğe başlamasıyla bizde yemeğe başladık masada duyulan tek şey Atakan ve Buğra'nın birbiriyle şakalaşmasıydı.

Göz ucuyla Sedef'e baktığımda göz ucuyla ve gülmemeye çalışarak Atakan ve Buğra'yı izlediğini gördüm.

Benim onu izlediğimi fark edince yüzünü buruşturup tabağına geri döndü.

Ne yapsa haklıydı.

Babam "Güzel kızım," diye Sedef'e seslenince Sedef gülümseyerek "Efendim baba." dediğinde babamı kıskandım.

Acaba bana ne zaman abi diyecekti?

Babam "Fırat'ın şirketinde yangın ve saldırı olmuş." dediğinde gülerek "Öyle mi olmuş?" diye mırıldandı.

Babam gülmemek için yanaklarının içini ısırarak "Senin bu olanlarla bir ilgin var mı?" diye sordu.

Sedef babama sevimli bir gülümseme sunup "Ben değil Anıl ve Ali yaptı." dediğinde kaşlarım çatıldı.

Ali ve Anıl kimdi?

Bütün aile Sedef'in ve babamın konuşmasını dinliyorduk ama Sedef kimseye bakmadan babama odaklanmıştı.

Babam gülümseyerek "Hangisi yangını çıkardı?" diye sordu.

Sedef hızla "Yangını Anıl çıkardı." dedi.

Babam gülmemek için bu sefer de boğazını temizleyip "Şirkete saldırı düzenliyen kim?" dediğinde.

Sedef "Ali saldırı düzenledi." dedi.

Babam bu sefer "Onlara kim emir verdi?" dediğinde Sedef gözlerini kaçırıp dudaklarını ısırdı ve "Ben emir vermiş olabilirim." diye mırıldandı.

Birden babamın gülmesiyle şaşkınlık içerisinde ona baktık babam ilk defa yemekte gülüyordu.

Babam gülmesini durdurup bu sefer de "Neden böyle yaptın güzel kızım?" diye sordu.

Sedef sırıtarak "Korumaların evden uzaklaşması lazımdı." dedi.

Bu zekice bir hareketti.

Karan'ın "Kameralardan seni bulabilirler." diyen sesini duyduğumda ben de bu sorunun cevabını merak etmeye başladım.

Sedef Karan'a baktığında gözlerinde soğuk bir ifade olmuştu ama sanırım Karan o gün Sedef'e inandığı için Karan'a bize baktığı gibi bakmıyordu.

"Şirketteki ve evdeki kameraların arızalanmasını sağladım." diye mırıldandı.

Karan'a baktığımda Sedef ona cevap verdiği için gözleri parıldamıştı.

Şanslı piç.

Masadaki sesler kesildiğinde tabağıma odaklanıp yemeğimi bitirdim ve odama geçip duş aldıktan sonra altıma eşofman geçirip kendimi yatağa bırakıp uyudum.

BÖLÜM SONU

Hepinize kocaman selamlar!!!

Nasılsınız?

Umarım hepiniz iyisinizdir bir bölüm daha bitti.

Bu bölümü hakkındaki düşünceleriniz neler?

Bu bölüm en sevdiğiniz karakter kim oldu?

Kitapta olmasını istediğiniz bir sahne varsa bu satıra yazabilirsiniz.

Hepinizi çok seviyorum ve iyiki varsınız bir sonraki bölüm de görüşmek üzere sağlıkla ve iyilikle kalın.

 

 

Bölüm : 10.01.2025 19:00 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...