18. Bölüm

Babaanne ve Dede

Havva Aleyna
himmel356

*Lütfen bölüme oy verip yorum yapmayı unutmayın.

-İyi okumalar.

Üstümde hissettiğim kol ile gözlerimi kırpıştırdım. Kocaman esneyerek yan tarafa baktığımda Karan'ın uyuduğunu gördüm.

Muhtemelen dün akşam ağlamaktan yorulduğumuz için uyuyakalmış olmalıydık.

Karan'ı uyanması için sarsmaya başladığımda bir şeyler mırıldanarak arkasını döndü.

Gözlerimi kısarak ona baktım.

Kendisi kaşınmıştı.

Bütün gücümle Karan'ı yataktan ittiğimde yerden büyük bir ses geldi.

"Ahh, Sedef bittin sen!"

Karan'ın beni yakalamaması için hızla yataktan kalkıp koşarak odamdan çıktım. Merdivenlerden düşme riskimi umursamadan aşağı indiğimde arkamdan Karan'ın adım sesleri geliyordu.

Nereye gideceğimi bilemediğim için adımlarım salonu buldu. Büyük bir gürültüyle salona girdiğimde babam, Beliz Hanım, Pars ve tanımadığım iki iki kişi şaşkınlıkla ben ve arkamdan hızla salona giren Karan'a bakıyorlardı.

Masumca gülümsedim ve yavaşça arkama dönüp Karan'a baktım. Bana sinirle bakarken salondakilerin bize olan bakışlarını görmemiş gibiydi.

Kaşlarım ile arkamı işaret ettiğimde gözleri sakinlikle arkamı buldu.

Gözleri fal taşı gibi açıldığında "Babaannemiz ve dedemiz gelmiş," diye fısıldadı.

Yutkunarak bu seferde yavaşça salona doğru döndüm bana bakıyorlardı.

Bu resmen rezillikti!

"Merhabalar," diye mırıldandım ve ne kadar kötü gözüktüğümü önemsemeden salona tamamen girdim.

Babamın babasının yanına gidip hızlıca elini öptüm.

Şefkatli bir gülümseme ile ayağa kalkıp bana sarıldı.

"El öpenlerin çok olsun güzel torunum ben deden Adem. Ailemize hoşgeldin kızım."

Samimiyetle gülümseyip "Hoşbuldum dede memnun oldum." dedim ve babamın annesinin yanına gidip aynı şekilde elini öptüm o da kalkıp beni sıkıca sardı.

"Ailemize hoşgeldin güzeller güzelim ben babaannen Esra,"

Samimi bir şekilde ben de sarılıp "Hoşbuldum babaanne memnun oldum." diyip ayrıldım ve babamın yanına gidip yanaklarında öptüm.

"Günaydın baba," dedim ve herkesin olduğu tarafa dönüp ekledim "Üzerimi düzeltip hemen aşağı inerim."

Hızla ayağa kalkıp odama doğru ilerlediğimde Karan'a bakma fırsatı buldum şaşkınca bana bakıyordu.

Salondan çıkıp hızla odama geçtim güzelce bakım yaptıktan sonra üzerime gri şort ve beyaz bir t-shirt geçirdim.

Ayağıma klasik olarak beyaz ayakkabı giyip hızla odamdan çıktım. Bu sabah anlamdıramadığım bir şekilde enerjiktim.

İlk başta salona baktığımda kimsenin orada olmadığını görüm. Muhtemelen göre kahvaltı yapmak için yemek odasına geçmişlerdi. Bu sefer yemek odasına geçtim.

Doğru tahmin etmiştim herkes yerine oturmuş büyük ihtimalle beni bekliyorlardı. Masum bir gülümseme ile yerime oturduğumda kahvaltıya başladık.

Babam benim için tabağıma kahvaltılık koyarken göz ucuyla Karan'a baktım.

Sessizce tabağı ile uğraşıyordu babamın tabağı önüme bırakmasıyla babama gülümsedim o da göz kırpmıştı.

Huzurlu bir şekilde kahvaltı yapmaya başladığımda babaannem Karan ve bana bakarak "Kınalı kuzularım sabah ki haliniz neydi öyle? görünce çok şaşırdım," diyince gözlerimi Karan'a çevirdim.

Bana bakarak gözleri ile 'açıkla hadi' der gibi baktı.

Dudaklarımı ıslatıp sevimli bir gülümseme ile "Dün Karan ile sohbet ederken birlikte uyuyakalmışız," diye mırıldandım Pars sertçe öksürmeye başladığında kıskandığını anladım.

Çirkef bir şekilde "Sus be!" dediktem sonra sevimli bir gülümseme ile devam ettim. "Neyse sabah uyandığımda Karan'ı uyandırmaya çalışırken yanlışlıkla yataktan düşürdüm,"

Karan gözlerini kocaman açmışken "Değil mi abi?" diye sordum Karan'ın elindeki çatal bir anda tabağa düştüğünde onu anlamdıramayarak söylediklerimi içimden tekrar ettiğimde ne dediğimi anladım.

Ona abi demiştim sözcükler ağzımdam bir anda çıkmıştı bir an içimden pişman olup olmadığımı sorguladım ama hemen kendime kızdım.

Abi dediğim için hiç pişman değildim Karan benim abimdi arkamda durmuş beni anlamıştı abilik en çok ona yakışırdı.

Abim "Sedef," diye fısıldadığında kaşlarımı çatıp "Ne oldu yanlış bir şey mi dedim? " diye sordum.

Hızla başını iki yana sallayıp "Hayır abim yanlış bir şey demedin sen hep de tamam mı ben senin abinim," kendini onaylamak için başını salladı ve devam etti "Evet ben senin abinim hatta en çok senin abinim yemin ederim,"

Gülerek "Abi bir sakin olur musun?" diye sorduğumda babamın saçlarımın tepesinden öptüğünü hissettim.

Babaannem, dedem, babam ve Beliz Hanım Karan'ın bu haline gülerken diğerleri için aynısını söyleyemezdim.

Sandalyemden kalkıp bana şaşkınlıkla bakan Karan'ın yanına gidip sıkıca sarıldım sarılmama karşılık verdi.

"Teşekkür ederim,"

Teşekkür etmesine gülerek "Abi olmayı en çok sen hak ediyordun iyi ki benim abimsin," diye fısıldadım.

Birkaç kişinin bizi alkışladığını duyduğumda bu kişileri tahmin etmek hiç zor olmadı.

"Bana abi demiş olman sabah ki yaptığının intikamını almayacağım anlamına gelmez kardeşim,"

Sırıtarak abimden ayrıldım ve "Keyifle hamleni bekliyorum," diyip göz kırptım.

Sandalyeme geri oturduğumda dedem keyifle "Bence bu günün şerefine ailecek piknik yapabiliriz değil mi güzel kızım?" diyerek Beliz Hanım'a baktı.

Beliz Hanım "Olur baba neden olmasın," diye cevap verdiğinde pikniğe gideceğimiz için heyecanlanmıştım.

Hevesle "Amcamlar da gelsin mi?" diye sordum.

Babam ses tonuma gülerek "Benim güzelim isterde onlar gelmez mi?" dedi.

Sevdiklerimle pikniğe gidecektim.

Kahvaltımı yaptığımda odama çıkıp tekrar üstümü değiştirdim çünkü evin içi sıcak olsada havalar artık soğumaya başlamıştı.

Üstüme piknikte rahat etmek için beyaz bir kazak ve siyah kumaş pantolon geçirip çantamı alıp salona indim neredeyse herkes hazırlanmıştı.

Kısa bir süre sonra evden çıktık amcamlar ile piknik alanında buluşacaktık. Arabamda arka koltukta yolu izlerken arabayı Ali sürüyor yanında ki koltukta ise Anıl oturuyordu.

Abim ilk başta benimle gitmek için ısrarcı olmuştu ama önünde sonunda ikna edebilmiştim. Ayrıca kahvaltıdan sonra sebebini bilmediğim bir şekilde durgunlaşmıştım.

"Sedef iyi misin?"

Anıl'ın sesi ile kendime gelmek için silkelendim.

"İyiyim sebebini bilmediğim bir şekilde durgunlaştım." diye mırıldandım.

Ali'in bana baktığını hissetsem de bu umurumda olmadı.

Anıl tripli bir sesle "Beni yani biricik arkadaşını birkaç gündür aksattığın için olabilir." dediğinde ağzımdan bir kıkırtı kaçtı.

"Birkaç gündür hayatımın bok gibi olduğunun sen de farkındasın Anıl yine de özür dilerim."

Anıl kaşlarını çatıp "Gerizekalı biliyorum hayatının bok gibi olduğunu," dediğinde gülmeye başladım.

Kahkahalarımın arasında "Sağol ya," dediğimde Anıl'da gülmeye başladı.

Aklıma Fırat Kılıç'ın Pars'ın benimle konuşmak istediği gün selamını göndermesi gelince bir anda ciddileşip "Anıl konuşmamız lazım," dedim.

Anıl sakinleşip merakla bana baktığın da gözlerim ile Ali'yi işaret edip "Daha sonra," dediğimde Ali'nin çenesini kastığını gördüm.

Anıl daha meraklanmış bir sesle "Hangi konu hakkında?" diyes sorduğunda rahat bir sesle "Fırat Kılıç hakkında," diyerek sorusunu cevapladım.

Ali'nin bir anda fren yapmasıyla sertçe sarsıldım.

Burnumdan sert bir nefes alıp "Senin arabamla sorunun ne!?" diye sordum.

Soruma cevap vermeden bir anda arabadan indiğinde sinirden köpürmüş bir halde ben de arabadan inmek için hareketlendim.

"Benim gelmeme gerek var mı?"

Kafamı iki yana sallayarak Anıl'ı reddettim ve sertçe arabamdan inip Ali'nin yanına gittim.

Hani biraz önce öfkeden köpürdüğümü söylemiştim ya sözlerimden Ali'nin şu an ki halini gördüğüm için vazgeçtim.

Yine de sanki o hiç sinirli değilmiş gibi davranmaya karar verip sinirle "Sen ne yaptığını sanıyorsun!?" diye sordum.

Sorum Ali'yi daha da çıldırtmış olmalı ki resmen "Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun!?" diye kükredi.

Koyu kahverengi gözlerine sertçe bakarak "Haddini bil ve o ses tonunu kıs!" diye tısladım.

"O zaman sen de canın söz konusuyken beni konudan ayrı tutma!"

"Konunun canım olduğunu nereden çıkardın!?"

Ali dayanamıyormuş gibi derin bir nefes çekti içine aklına bir şey gelmiş gibi yüzü kasıldı.

"Çünkü Fırat sikiği demek canının tehlike de olması demek!"

Bu kez derin nefes alan kişi ben oldum eğer Ali ile bu şekilde devam edersek dünyada ki oksijeni biz tüketecek gibiydik.

"Adam cezaevinde ve senin bu şekilde olmanın sebebi bu olmamalı! Sen de bir şeyler var!"

Kaşları sanki çatılabilirmiş gibi daha da çatıldı.

"Ne oldu Ali!? Zoruna giden şey ne!?"

Çıldıracakmış gibi elini sertçe saçlarından geçirdi. Sinirden âdeta damarları belirginleşmişti.

Tam bir şey söylemek için ağzını açtığında telefonumun zil sesi onu böldü.

Cebimden telefonumu çıkartıp arayan kişiye baktım.

Arayan kişi babamdı aramayı yanıtlayıp "Efendim baba," dedim.

Şefkatli sesi kulaklarımı doldurduğunda sinirden hızlanmış olan nabzıma inat gülümsedim.

"Güzelim nerede kaldınız? Biz amcanlar ile buluştuk,"

"Geliyoruz baba gelmemize çok az kaldı,"

"Tamam güzel kızım dikkatli olun olur mu?"

"Tamamdır," diyip telefonu kapattım ve Ali'ye bakmadan arabaya geçip yerime oturdum.

Çok kısa bir süre sonra Ali gelip arabayı çalıştırdı. Anıl arabada ki gerginliği umursamıyormuş gibi telefonla takılıyordu.

Arabada sıkılmamak için camdan dışarıyı izlemeye başladım.

🌕

Bir ağacın dibine oturmuş etrafı izlerken bir yandan da Ali ile olan tartışmamızı düşünüyordum.

Bir anda olmuştu zaten Ali ile aram iyi değildi Anıl'la daha iyi anlaşıyordum.

Kavgamızın sebebi sadece Fırat Kılıç değildi bundan emindim kavganın sebebini düşünmeye başladım fakat bu yarıda kaldı çünkü yanıma Batı geldi.

Evet Batı ve ailesi de gelmişti abimin söylediğine göre iki ailenin dostluğu dedemlere dayanıyormuş. Bu yüzden babam Batı ve ailesini de davet etmişti.

"Sedef,"

Batı'ya baktığımda bana çekinerek baktığını gördüm. Daha fazla çekinmesini istemediğim için "Efendim," dedim.

Eli ensesini buldu ve yere bakarak "Biraz konuşabilir miyiz?" diye sordu.

Batı'yı onaylayıp oturduğum yerden kalktım ve ormanlık alanın biraz derinine yürümeye başladım.

Batı da beni takip etmeye başladı yürüyüşün sessiz geçmesini istediğim için "Eee benimle konuşmak istediğin konu nedir?" diye sordum.

Yanakları hızla kızardı.

"Şey, ben biraz seni gözlemlediğimde benim yanımda rahat davranamadığını fark ettim."

Doğru bir gözlemdi çünkü Batı beni sevdiğini söylediğinden beri onun yanında rahat davranamıyordum.

Kabalık etmek istemediğim için sessiz kaldım.

"Sedef; seni gözlemlerken bir şey daha anladım, sana olan sevgim küçük bir hoşlantıdan başka bir şey değilmiş."

Batı'nın söyledikleri ile gözüm kocaman açıldı. Hızla Batı'nın tepkilerine baktığımda yalan söylemediğini anladım.

"Her neyse uzatmak istemiyorum sana senden hoşlandığımı söylediğim için özür dilerim ben bunun çok kısa süreceğini bilmiyordum benim yanımda rahat olabilirsin ben de senin arkadaşın olmak istiyorum eğer olur da bana ihtiyacın olursa bana gelmekten çekinme olur mu? Çünkü ben senin yanına gelmekten çekinirim."

Üstümden koca bir dağ kalkmış gibi hissettim. Bir anda gülmeye başladığımda Batı'nın benim ruh hastası olduğumu düşünmeye başladığına emindim.

Bir anda kollarımı Batı'ya dolayıp ona sıkıca sarıldım. Batı'nın kollarını belimde hissettiğimde sevinçten ağlayacak hâle gelmiştim çünkü her ne kadar belli etmesemde Batı'nın benden hoşlandığını düşünmem üzerimde baskı yaratıyordu.

Sarılmamız bittiğinde "Benden hoşlanmamana sevindim." diye mırıldandım ancak söylediklerimin yanlış olduğunu fark ettigimde içimden kendime koca bir küfür savurdum.

"Yani demek istediğim benden hoşlandığını zannettiğim zaman üstümde bir baskı oluşmuştu artık bu baskıyı hissetmeyeceğim için sevindim ayrıca eğer ihtiyacım olursa yanına geleceğimden emin olabilirsin."

Yanakları daha da kızardı mahcup olmuş bir sesle "Tekrar özür dilerim." diye mırıldandı.

İç rahatlatan bir gülümseme ile "Sıkıntı yok Batı herkes bu durumu yaşayabilir." dedinm.

Sonuçta kalbimizin kimi seveceğine biz karar veremiyorduk. Aklımızın ucundan bile geçmeyen birini sevebilirdik. Belki sürekli dalga geçtiğimiz bir çocuğa ya da düşmanımıza belki de kardeşim dediğimiz kişiye tutulmuş olabilirdik.

Aşka inanmıyorum diyip aşkı en uçlarımızda yaşayabilirdik bu bir suç değildi ve olamazdı.

Hem çok meşhur olan bir söz vardır; kalp bu ota da konar boka da.

BÖLÜM SONU

Naber gençlik!!!

Nasılsınız?

Umarım herkes iyidir.

Sorulara geçerlim.

Bu bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu bölüm en sevdiğinin karakter kim?

Batı'nın bu bölüm yaptıkları hakkında neler düşünüyorsunuz?

En sevdiğiniz sahne neydi?

Sorularım bu kadardı sizleri çok seviyorum iyi günler 🌸🌸🌸

Bölüm : 15.02.2025 16:20 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...