
4 yıl sonra
Yazardan
"Sedef, dikkat et kızım!"
Minik Sedef, babası Pars'ın uyarısını işittiğinde hemen dudaklarını büzdü. Henüz bir buçuk yaşındaydı ve oldukça enerjik bir kız olacağı her halinden belliydi.
Pars, kızının dudak büzdüğünü görünce gülümseyerek yanına yürüdü. Üç yıl önce evlenmişti aslında evlenmeyi hiç düşünmüyordu ta ki onu teselli eden bir yabancıyla tanışana kadar. Aksa ile uçurumun karşısında bir bankta otururken tanışmıştı. Vicdan azabını taşıyamamış ve bir uçuruma gelmişti.
Bu uçurumun Sedef ve Ali'nin geldiği uçurum olduğunu bilmese de kız kardeşinin buraya geldiğini hissettiği için sürekli buraya gelmeye başlamıştı. Tek sebebi bu değildi çünkü bankın yarısını paylaştığı tanımadığı bir kadın vardı. İlk başlarda hiçbir şey söylemeden otursalarda sonrasında dertlerini birbirlerine açmışlardı.
Oturduğu banktan abisini izleyen Karan sigarasından bir nefes daha çekti içine. Yeğeni Sedef'in tatlı tebessümünü görünce aklına kardeşi geldi. Minik Sedef , halasının küçülmüş haliydi adeta. Bu durum ev halkını mutlu etse de çoğu zaman akıllarına gelen anılara daha kötü hâle getiriyordu onları.
Arslan Bey, resmen çökmüştü. Artık çok sık gülümsemezdi mesela. Omuzları çökmüş, saçları iyice beyazlaşmıştı. Çok bir süresinin kalmadığını düşünüyordu zaten artık bu dünyadan göçse de içinde bir huzursuzluk kalmazdı.
Kızının hayatını mahvedenlerden intikamını almıştı. Pınar ve Fırat Sedef'in ölümünden bir ay sonra bir gemi de yakalanmışlardı. Arslan Bey ilk kez adalete karşı gelmişti çünkü adaleti sağlayan kişilerin mal ve mülke bakarak sağlayacağının farkındaydı.
Pınar ve Fırat tatil yaptıkları gemiye yerleştirilen bombanın patlamasıyla yanarak ölmüşlerdi. Gemi Pınar'a ait olduğu için ikisi dışında zarar gören kimse yoktu. Acınası bir şekilde ölmüşlerdi.
Beliz Hanım, kendine gelebilmiş değildi. Kansere yakalanmıştı her ne kadar bu savaştan galip gelse de artık tanınamayacak kadar kötü bir haldeydi. Torununa her baktığında aklına kızına yaşattığı onca şey geliyordu.
Atakan ve Buğra uzun bir süredir yurt dışındalardı. İkisi de diğerleri gibi kendilerini toparlayamamıştı. Çözümü yurt dışında yaşayıp kimse ilgilenmeye tek bulmuşlardı.
Anlayacağınız Akel ailesi kelimenin tam anlamı ile yıkılmıştı. Sedef'in, doğumda öldüğünü sandıkları zaman Çağla'yı evlat edinmeleri ve onu doğru yetiştirmemeleri yıkımın temeli olmuştu ancak kimse bunu bilememişti.
Aslında anne ve babalar çocukları anne karnına düştüğü ilk saniye bir şeyleri belirlemeye başlarlardı.
Çocuk bir tohumdu onu büyütüp koca bir çınar yapmak ya da toprağa ekildiği ilk anda ezmek ebeveynlerin elindeydi.
-Son-
Hepinize merhabalarrr
Nasılsınız?
Umarım iyi ve mutlusunuzdur.
Hemen konuya gireyim bölüm çok kısaydı bu yüzden hepinizden özür dilerim. Aslında her şeyi planlamıştım ancak son anda şehir değiştirmemiz biraz sıkıntı çıkardı bir de ne yazacağımı bulamadım diyebilirim bu yüzden sadece Akel ailesinin son durumundan, Pınar ve Fırat'tan bahsettim.
Ayrıca şunu anladım ben özel bölüm yazamıyormuşum. Aslında yazabileceğimi düşünmüştüm ama ana karakterlerimize ulaşamadığımız için yazamadım. Neyse ki yeni kitabımda çok daha güzel bölümler olacak umarım.
Bugünlük benden bu kadar görüşmek üzere sağlıkla kalın.
🌷🌷🌷
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 62.81k Okunma |
4.11k Oy |
0 Takip |
29 Bölümlü Kitap |