
* Bölüme oy verip yorum yapmayı unutmayınız lütfen.
- İyi okumalar
Kaşlarım hafif çatılmış bir şekilde Arslan Bey'in yanına ilerledim.
Arslan Bey'in yanına vardığımda elini belime koyup saçlarımın tepesini öptükten sonra gülümseyerek "Kızım Sedef, "diye beni tanıttı.
Kerem'in annesi Çiğdem beni tanımıyormuş gibi yaparak Beliz Hanım'a baktı ve "Kızınız size benziyor Beliz Hanım." dedi.
Ardında yapmacık bir gülümseme ile "Ben Çiğdem," diye kendini tanıttı hiç bir karşılık vermeden ona bakmaya devam ettim.
Çiğdem'den sonra Kerem'in babası Kenan yüzündeki iğrenç bir sırıtışla "Memnun oldum kızım ben Kenan." dedi.
Kenan adını söyledikten sonra Kerem karşıma geçerek elini sıkmam için uzatıp "Kerem," dedi.
Şu an herkes benim ne yapacağımı merak ettiği için beni izliyordu.
Bu durumdan memnuniyet duyarak Kerem'in elini sıkmadım ve alaylı bir gülümsemeyle "İnanç ailesi benimle sıfırdan mı başlamak istiyorsunuz?" diye sordum.
Sorduğum soru ile birçoğu kişinin kaşları anlamamazlıkla çatıldı. Kerem bilmemezlikten gelerek "Anlamadım." diye mırıldanınca derin bir nefes alıp "Kerem sen salak mısın? Biz daha önceden tanışıyoruz ya hani. Ailen ile niye böyle beni tanımıyormuş gibi rol yapıyorsunuz?" diye sordum.
Beliz Hanım şaşkınlıkla "Birbirinizi nereden tanıyorsunuz kızım?" diye sordu.
Kerem ile göz temasını kesmeden "İnanç ailesi, Kılıç ailesi ile aile dostuydu birbirimizi oradan tanıyoruz." dedim.
Atakan'ın "Kesin Keremle de yatmıştır." diyen sesini duyduğumda sertçe yutkundum.
Bunu asla unutmayacağım.
Arslan Bey Atakan'ın sözlerinden sonra sert bir soluk aldı. Karan hariç diğerleri ise sırıtmaya başladılar.
Arslan Bey "Artık salona geçelim." diyince Arslan Bey'in eşliğinde salona geçip oturduk.
"Eee Sedef kızım sen nasılsın?'
Çiğdem'in sesiyle "İyiyim siz nasılsınız?" diye sordum.
Sahte bir şaşkınlıkla "Kızım, en son sizli bizli konuşmuyorduk." dedi.
Kenan eşini uyarmak amacıyla boğazını temizledi.
"Sizinle nasıl konuşacağıma ben karar veririm Çiğdem Hanım."
Benim cevabımla bozularak önüne döndü ve Beliz Hanım ile sohbet etmeye başladı.
Sıkılıp etrafı gözlemlemeye başladığımda Pars, Kerem, Arslan Bey ve Kenan şirket işleri hakkında konuşuyordu.
Karan telefonu ile oyalanırken Buğra ve Atakan kendi aralarında şakalaşıyorlardı.
Sanırım kendimi yalnız hissetmeye başlamıştım ama hislerim çok uzun sürmeden Beliz Hanım misafirleri yemeğe davet etmişti.
Yemek masasına geçtiğimizde herkes birbiri ile ufak sohbetler ediyordu.
Yemeğe başladığımızda Çiğdem tabağımdaki yemeklere baktıktan sonra bana baktı ve "Sedefciğim Bahar'ın uygulamanı istediği diyeti bozmuşsun." diyerek bana sataşmaya başladı.
"Diyetimi bozup bozmamam sizi neden ilgilendiriyor?"
Kerem, annesine bakarak "Anne diyetini bozsada Sedef çok güzel." diyince Arslan Bey dik dik Kerem'e bakmaya başladı.
Pars "Yatak arkadaşını da korurmuş." diye fısıldadığında herkes onun bu sözlerini duymuştu. Kerem ve diğerlerinin gözü önünde kavga etmeyi istemediğimde "Benim birkaç işim var size afiyet olsun." diye mırıldanıp masadan kalktım.
Odama geldiğimde ağlamamak için sürekli gözlerimi kırpıştırıyordum.
Pars'ın dediği şey çok iğrençti midem bulanıyordu. Bir adam nasıl bu kadar iğrenç olabilirdi biç mi bir kadına nasıl davranması gerektiğini öğrenmemişti anlamıyordum.
Morel bozukluği ile makyajımı temizleyip giyinme odama geçtim ve üzerime geceliğimi geçirdim.
Aklıma sürekli Pars'ın dedikleri geliyordu. Kendimi boğulacak gibi hissediyordum. Hızlı adımlarla pencereyi açıp içeri hava girmesini sağladım.
Pars Akel'den nefret ediyordum.
Atakan Akel'den nefret ediyordum.
Buğra Akel'den nefret ediyordum.
Biraz olsun sakinleşmeyi başardığımda pencereyi ve ışığı örtüp yatağa uzandım.
Kendimi çok yorgun hissediyordum ancak bu yorgunluk fiziksel değildi.
Belki uyusam geçerdi.
Gözümü kapatıp uyumaya çalıştığım sırada kapının yavaşça açıldığını duydum.
Sessizce bana yaklaşan adım seslerini duyuyordum ama kim olduğunu çözememiştim. Adım seslerinin kesilip yatağıma oturduğunu hissettim.
Kokusu burnuma gelince yanıma oturan kişinin Arslan Bey olduğunu anladım.
Eli saçlarıma gitti ve küçükken Fırat Kılıç'ın çektiği saçlarımı Arslan Bey narin bir şekilde okşamaya başladı.
"Benim güzel kızım, seni yine üzdüler ve ben engel olamadım özür dilerim affet babanı."
Saçımda hissettiğim ıslaklıkla ağladığını anladım. Ailesi hariç herkesin yanında sert bir yüz ifadesine sahip olan babam ağlıyordu.
Yutkunarak babama baktım. Benim uyanık olduğumu gördüğünde hemen göz yaşlarını silmeye başladı. Hızla babama sarılıp başımı göğsüne yasladığımda kasıldığını hissettim.
Daha sonra elleri yavaşça bana sarıldığında bende sessizce ağlamaya başladım.
Yaklaşık bir saat boyunca sarılmayı hiç bırakmamıştı. Ayrıca beni sakinleştirmek için hiç durmadan güzel şeyler fısıldamıştı.
Tamamen sakinleştiğimde kollarımız birbirimizden ayrıldık. "Kendini daha iyi hissediyor musun?" diye merakla sorduğunda buruk bir şekilde gülümseyerek "Kendimi ilk defa bu kadar iyi hissediyorum." diye fısıldadım.
O da gülümsediğinde "Misafirler gitti mi?" diye sordum.
"Gittiler yarın şirkette onlarla ortaklık için anlaşma yapıcağız."
Kaşlarım sinirle çatıldı Kenan temiz biri değildi. Fırat Kılıç'a uyuşturucu ticaretinde yardım ediyordu.
"Arslan Bey sizin ortaklık yapmayı siz mi teklif ettiniz?" diye sordum.
Babam anlamamazlıkla kaşlarını çatıp "Hayır kızım, bizim şirketimizin ihtiyacı yok onlar teklif etti." dediğinde art arda yutkundum.
Babamı da kendi yanlarına çekip uyuşturucu ticareti gibi kötü işlere bulaştıracaklardı.
"Arslan Bey,"
"Efendim güzel kızım."
Merakla ve tedirgin bir şekilde "Bana güveniyor musunuz?" diye sordum.
Lütfen Allah'ım babam bana güvensin.
Babamın bana güvenmesine ihtiyacım vardı.
"Güveniyorum kızım"
Rahat bir nefes aldım. "Lütfen Kenan ve şirketi ile ortaklık yapmayın."
"Tamam kızım yapmayacağım."
Babamın sorgulamadan kabul etmesiyle gülümsedim ve şaşkınlıkla sordum. "Gerçekten mi?"
Gülerek "Sen benim kızımsın ve sen nasıl istersen öyle olacak." dedi.
"Kızım yanlış anlamazsan nedenini sorabilir miyim?"
"Sorabilirsiniz."
Cevabıma gülmemeye çalışarak "Neden ortaklık yapmamı istemiyorsun güzel kızım?" diye sordu.
"Arslan Bey bu sandığınızdan daha ciddi bir konu size yarın her şeyi anlatacağım." diye mırıldandım.
"Sen nasıl istersen kızım yarın istediğin zaman çalışma odama gelebilirsin şimdi saat geç oldu iyice dinlen olur mu?" dedi ve cevap vermemi beklemeden saçlarımdan öpüp gitti.
Babam gittiğinde gözlerimden uyku aktığı için kendimi yatağa bırakıp uykuya daldım.
🌕
Sabah uyandığımda üzerimde babama anlatacağım şeylerin gerginliği vardı ancak bütün bu gerginleğe rağmen yataktan büyük bir sakinlikle kalktım ve duş alıp iç çamaşırlarımı giydikten sonra altıma bol bir kumaş siyah pantolon üzerime düz beyaz t-shirt giydim.
Ayağıma beyaz spor ayakkabılarımı geçirip saçlarımı sıkıca tepeden topladığımda hazırdım.
Telefonumu alıp odamdan çıktığımda benimle aynı anda Pars'ın odasının kapısı açıldı Pars'ın yüzüne bile bakmadan yemek odasına indim ve sandalyeye oturup "Günaydın Arslan Bey," diye mırıldandım.
Babam bana karşılık verdiğinde yüzümdeki gülümseme büyüdü.
Beliz Hanım şakınlıkla "Bana günaydın yok mu kızım?" diye sordu.
Yüzümde yapmacık bir gülümseme oluşturup soğuk bir sesle "Sizi unutmuşum Beliz Hanım size de günaydın." dedim.
Beni görmezden gelen herkesi ben de görmeyeceğim.
Beliz Hanım hüzünle başını sallayıp "Sana da günaydın kızım." diye mırıldandı.
Beliz Hanım'ın sesinin hüzünlü çıkmasıyla birlikte Atakan sinirle "Senin annemi üzmeye ne hakkın var!?"diye sert bir sesle konuştu.
Sakin bir şekilde Atakan'a bakıp "Ben Beliz Hanım'a ne yaptım? Sadece onu görmediğimi dile getirdim. Ne deseydim Beliz Hanım siz beni görmezden geliyorsunuz ben de size aynı şekilde davrandım mı deseydim?"
Ortama birden sessizlik çöktüğünde göz ucuyla Beliz Hanım'a baktım.
Gözlerinin tabağa odaklanmış bir şeyler düşünüyordu.
Ben de kahvaltımı düzgünce yapmaya başladım. Kısa bir süre sonra babam sandalyesinden kalktı ve "Bugün şirkete gitmeyeceğim çalışma odamdayım."diyip yemek odasından çıktı.
Bugün ona anlatacaklarımı dinlemek için şirkete gitmeyecekti. Kahvaltı tabağım bittiğinde sandalyeden kalktım ve ben de yemek odasından çıktım.
Görevlilere sorarak babamın çalışma odasına geldim ve kapıyı iki kez tıklattım. Babamın "Gelebilirsin," diyen sesiyle kapıyı açıp içeri girdim.
Yazardan
Akel ailesi çok zorlayıcı bir süreçten geçiyordu. Aslında onlar her zaman zor bir süreçten geçselerde şu an ki sınavları diğer sınavlarına göre daha farklı ve zordu. Çünkü bunca yıl öldü sandıkları ailenin bir üyesi aslında yaşıyordu.
Arslan Bey ve Beliz Hanım kızlarının yaşadığını öğrendiğinde oğullarının aksine çok sevinmişlerdi.
Arslan Bey Sedef'in yaşadığını öğrendiği gün bütün gece sevinçten gözüne uyku girmemişti.
Beliz Hanım kızının sevincini mutluluktan ağlayarak yaşamıştı.
Ancak Beliz Hanım o gün sevincinin yanında birde pişmanlık yaşamıştı çünkü Sedef'in ölümü üzerine Arslan Bey'e evlat edinmek için ısrar eden oydu.
Sedef'i unutmak ve sıfırdan başlamak istemişti bu isteği yüzünden kalbinde yoğun bir vicdan azabı vardı. Çünkü ailesinin yıkılmasının temelini Beliz Hanım Çağla'yı diğer evlatlarına oranla daha çok severek ve evlatları arasında ayrımcılık yaparak atmıştı.
Ancak Beliz Hanım bu hatasından ders almamıştı. Sedef geldiğinde istemeden de olsa ayrımcılık yapıyor oğullarını kendisi bile fark etmeden kızından üstün tutuyordu.
Bugün Sedef, bir şekilde Beliz Hanım'ın yüzüne gerçekleri vurduğunda Beliz Hanım anlamıştı kızına farketmeden kötü davrandığını. Beliz Hanım bir karar vermişti önce bir psikologdan yardım alacak sonra ise kızının yanında duracaktı.
Ancak Beliz Hanım bu kararı onlar için hazırlanan yeni bir sınavdan haberi olmadan vermişti.
Pars Akel, Sedef'ten nefret etmek için sebebi olmamasına rağmen ondan nefret ediyordu. Ona göre birinden nefret etmek için ortada bir sebep olmasına gerek yoktu.
Karan Akel'de kardeşleri gibi ön yargılıydı ama yine de kendini Sedef'e nötr davranmak için zorluyor ve Sedef'i çözmeye çalışıyordu.
Atakan Akel, şüphesiz kardeşleri arasında en çok ön yargılı olanıydı. Sedef'i Çağla gibi görüyor ve ondan iğreniyordu.
Akel Ailesinin en küçük bireyi Buğra Akel ise Sedef'e ön yargılıydı ama kendisinin ön yargılı olmakta haklı görüyordu. Çünkü Buğra Akel Sedef'ten korkuyordu bunu dışarıya yansıtmamak için ön yargılı davranıyordu.
Akel kardeşler Sedef'e karşı ön yargılıydı ve hiçbiri bu ön yargının bir gün başlarına bela olacağını bilmiyordu.
Sedef'ten
Babamın çalışma odasından çıktığımda rahat bir nefes aldım. Odama geldiğimde bir süre sonra çok sıkıldığım için dışarı çıkmaya karar verdim ve hazırlanıp babama haber verdikten sonra arabama binip büyük bir alışveriş merkezine geldim.
İlk önce film izlemek istediğim için rastgele bir gerilim filmine bilet aldıktan sonra elimdeki mısırımla sinama salonuna geçip koltuğuma oturdum ve filmin başlamasıyla filme odaklandım.
Yaklaşık iki saatin sonunda film bitmişti. Ellerimi yağdan arındırmak için lavoboya gittim ve işimi halledip lavobodan çıktım.
Ne yapacağıma karar vermek için birkaç dakika düşündükten sonra soluğu kıyafet mağazasında aldım.
Mağazayı dolaşırken bir yandan da beğendiğim kıyafetleri elimde tutuyordum. Beğendiğim kıyafetleri denemek için kabinlerden bir tanesine girdim ve bütün kıyafetleri denedikten sonra ücretini ödemek için kasaya ilerledim.
Fakat izleniliyormuş gibi hissediyordum kimseye belli etmeden etrafa baktığımda anormal hiçbir şey görmediğim için boş verip kıyafetlerin ücretini ödedim ve eve geri dönmek için arabama binip eve döndüm.
Evin kapısının önüne geldiğimde içeriden bağırış sesleri geliyordu anahtarım olmadığı için zile bastığımda kapı kısa bir süre içinde açıldı.
Kapıyı Pars açmıştı birden sıkıca bileğimden tutup sürüklemeye başladığında refleksle ve sinirle çırpınmaya başladım.
Çok sıkı tuttuğu için çırpınmalarım bir işe yaramamıştı. Beni salona getirdiğinde babam va Karan hariç herkes sinirle bana bakıyordu. Atakan birden alayla karşıma geçip "Sabahtan beri neredeydin!?" diye öfkeyle sordu.
Kaşlarımı çatıp "Alışveriş merkezindeydim." dediğimde kahkaha attı.
Buğra "Alışveriş merkezindeymiş, senden iğreniyorum." diye bağırdı.
Beliz Hanım bana hayal kırıklığı ile bakıyordu.
Neler oluyordu?
Pars "Alışveriş merkezindeysen bu fotoğraflar ne!?" diye resmen kükredi.
Elindeki fotoğrafları sinirle alıp baktığımda nefesim kesildi.
Fotoğraflarda benden en az yirmi yaş büyük bir adamla uygunsuz resimlerim vardı.
BÖLÜM SONU
Hepinize merhabalar bölüm biraz geç geldi çünkü bu aralar çok yoğundum.
Her neyse nasılsınız?
Bu bölümü nasıl buldunuz umarım beğenmişsinizdir.
Bu bölüm en sevdiğiniz karakter kim?
Kitap hakkında soru ve düşüncelerinizi bu satıra yazabilirsiniz.
Sorularım bu kadardı bir sonraki bölüme kadar iyilikle ve sağlıkla kalın.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 62.81k Okunma |
4.11k Oy |
0 Takip |
29 Bölümlü Kitap |