
* Bölüme oy verip yorum yapmayı lütfen unutmayın.
- İyi okumalar
"Ben bir şey yapmadım!" diye sinirle bağırdım.
Fotoğrafların bazılarında bugün giydiğim kıyafetlerim vardı.
Fırat Kılıç yapmıştı.
Gerçekleri yüzüme çarpıp onun yanına dönmemi istiyordu.
Babam ve Karan hariç herkesin yüzünde benden iğreniyormuş gibi bir ifade vardı.
Karan ise ifadesiz bir yüzle tepkilerimi inceliyordu.
Pars sinirle gülerek "Daha da ben yapmadım diyor ya!" diye bağırdı.
Atakan sinirle üzerime yürüdü "Mal mısın kızım sen? Kabak gibi çıkmışsın, biliyorduk biz senin böyle fahişe olduğunu!"
Ellerimi sinirle saçımdan geçirdim. "Bu fotoğrafa kimler inanıyor!?" diye bağırdım.
Herkesin bakışlarından neye inandığı belliydi sinirli ve hırslı bir sesle "Size bu fotoğrafın yalan olduğunu kanıtlayacağım." diye mırıldandım.
Hızla çantamdan telefonumu çıkarıp Akın'ı aradım. Telefonu açtığında "Sana gönderdiğim konumun bugün ki kamera kayıtlarını at." diyip telefonu kapattım.
Akın her ne kadar Fırat Kılıç'ın adamı olsada bana yardım ederdi çünkü Fırat Kılıç onlara dönmem için ilk önce Akel ailesine suçsuz olduğumu kanıtlayacağımı tahmin ediyordur.
Herkes telefon konuşmamdan sonra biraz sakinleşip bir yerlere oturdular.
Yaklaşık yirmi dakikanın sonunda kamera kayıtlarının gelmesiyle telefonumu televizyona bağladım.
Herkesin benim hareketlerimi izlemesiyle fotoğraflara bakıp fotoğrafların köşesinde yer alan saatleri herkese gösterdim.
Daha sonra ise kayıtları tek tek oynattım ilk fotoğrafta bulunan saatte sinema bileti alıyordum.
İkinci fotoğraftaki saatte lavoboya gidiyordum.
Üçüncü fotoğrafta elbise bakıyordum.
Dördüncü ve son fotoğrafın köşesindeki saatte ise kasada kıyafetlerin ücretini ödemek için sıra bekliyordum.
"Gördünüz mü? Ben suçsuzum." diye bağırdım kimseden tek kelime çıkmadı. Beliz Hanım'ın başını eğdiğini gördüm.
"Hepiniz benden iğreniyorsunuz! Asıl ben sizden iğreniyorum hepiniz iğrençsiniz!" diye sinirle konuştum.
Bu lafların kime gittiği belliydi.
"Kızım be-" Beliz Hanım'ın lafını tamamlamasına izin vermeden "Ben senin kızın değilim!" diye bağırdım.
Alayla güldükten sonra "Birçoğunuz önceki hayatımı merak ediyordur. Biraz eski hayatımdan bahsedeyim en iyisi." diye mırıldandım.
"Siz baba parası yiyip yatarken ben Fırat Kılıç'ın kuklasıydım! Sırf siz karıştığımı fark etmediniz diye ben orada köle muamelesi gördüm! Sırf Fırat Kılıç'ın varisiyim diye on üç yaşında silah kullanmayı öğrendim ben!" Nefes almadan konuştuğum için derin bir nefes aldım.
"Şu dün yatak arkadaşı olduğumu düşündüğünüz Kerem var ya Bahar Kılıç yüzünden onunla zorla evleniyordum. Kaç kere onun tacizine uğradım sizin haberiniz var mı? Sözde benim ailemsiniz ama!"
Tepkilerine baktığımda hepsinin gözlerinde pişmanlık vardı.
"Bahar Kılıç ve Fırat Kılıç ile yaşarken böyle orospu ya da fahişe muamelesi görmedim ben!"
Sözlerim bittiğinde hızla odama çıkıp giyinme odamdaki valizi açıp içine elbiselerimi koymaya başladım.
Odamın kapısının açıldığını duyduğumda tepki vermeden eşyalarımı koymaya devam ettim ve giyinme odamın kapısı açıldığında Beliz Hanım'ı gördüm.
"Kızı-"
"Siz benim annem değilsiniz."
"Biliyorum ben sana inanmadım affet beni annecim." Beliz Hanım'ın ağlayan gözlerine iğrençmiş gibi baktım.
Bana güvenmeyen oğullarını benden üstün tutan bir anneye ihtiyacım yoktu.
Soğuk bir ses tonu ile"Bana sizi affetmem için yalvarmanıza gerek yok! Sonuçta beni iki gün sonra unutursunuz yeniden başlarsınız! Ama ne var biliyor musunuz? Bahar Kılıç'ı size tercih ederim!" dedim.
Sözlerim Beliz Hanım'da tokat etkisi yaratmıştı.
Valizimin fermuarını çekip Beliz Hanım'ın yüzüne bile bakmadan aşağı indim. Birçoğu kıyafetim burada kalmıştı.
Kimsenin yüzüne bakmadan evden çıkıp valizimi sürükleyerek arabama koydum ve arabayı çalıştırıp evin bahçesinden sahile sürdüm.
Sahile vardığımda arabamı durdurup telefonumu da alarak arabadan indim. Telefonumu açıp babamı aradım.
"Alo kızım."
"İlk aşama tamam Arslan Bey." dedim ve gülerek devam ettim "Sıra ikinci aşama Fırat Kılıç'ın evine yerleşeceğim."
"Güzel kızım kendine dikkat et babacım tamam mı?"
Arslan Bey'in sesi hüzünlü geliyordu. "Arslan Bey siz iyi misiniz?" diye sordum.
"İyiyim güzel kızım asıl sen iyi misin?"
"İyiyim ve size teşekkür ederim yardım ettiğiniz için."
Güldü "Plan senin, ben sana sadece yardım ediyorum." dedi.
"Her neyse kızım ben seni tutmayayım kendine dikkat et."
Gülümsedim "Sizde kendinize dikkat edin Arslan Bey en kısa zamanda görüşmek üzere." diyip kapattım.
Sedef Arslan Bey'in odasındayken
Sedef'ten
Babamın çalışma odasına girdiğimde beklediğimin aksine daha ferah bir ortam beni karşıladı.
Babam benim geldiğimi gördüğünde elindeki dosyayı kapttı bende çekingen adımlarla ilerleyip boş bir sandalyeye oturdum.
"Hoş geldin kızım."
"Hoş buldum." diye mırıldandım babam benim çekindiğimi fark ettiğinde sohbet açmak için "Çalışma odamı beğendin mi?" diye sordu.
"Bütün gün burada kalabilirim." Ne söylediğimi fark ettiğimde elimle ağzımı kapatıp babama baktım.
Gülmemek için yanağının içini dişleyip "İstediğin kadar burada kalabilirsin güzel kızım." dedi.
Gözlerimi kaçırıp "Fırat Kılıç uyuşturucu ticareti yapıyor." dedim.
Babama göz ucuyla baktığımda söylediklerimi anlamaya çalışıyordu. "Sadece bu da değil Kenan Fırat Kılıç'a yardım ediyor bu yüzden Kenan ile ortak olmamanızı istiyordum."
"Emin misin kızım?"
"Evet, eminim onlarla yaşadığım zaman Fırat Kılıç'ın varisi ben olduğum için çok nadirde olsa bu durumdan bahsederdi."
"Anladım."
"Arslan Bey,"
"Efendim güzel kızım."
"Ben Fırat Kılıç tekrar onlara dönmemi istiyor."
Kaşları çatılmıştı anlattıklarım babamı sinirlendirmiş gibiydi. "Nasıl yani?"
"DNA testinin olduğu gün bana sizin beni sevmeyeceğinizi ve benim bu duruma dayanamayıp onların yanına geri döneceğimi söylemişti."
"Peki neden onlara dönecekmişsin?"
"Sizden intikam almak için."
"Ne?"
Söylediklerim onu şaşırtmıştı. Başımı sallayarak kendimi onayladım. "Siz beni sevmeyince ben de size sinirlenip intikam almak için Fırat Kılıç'ın yanında olacakmışım."
"Güzel kızım sana başka bir şey söyledi mi?"
"Kıyafetlerimi almaya gittiğim gün çok yakında onların yanına geri döneceğimi söyledi."
Babam oturduğu sandalyeden kalkıp karşıma oturdu. "Kızım, onların yanına gitmek istiyorsun musun?"
"Hayır, ben sizinle kalmayı istiyorum." Babamın yüzünde sevinçli ve şefkatli bir gülümseme oldu.
"Arslan Bey size bunları anlatmamın iki sebebi var."
Merakla sordu. "Sebeler ne peki?"
"Fırat Kılıç onlara geri dönmem için bir şeyler yapmayı planlıyor olabilir. Eğer bana karşı kötü bir şey yaparsa bana inanır mısınız?"
"Sen benim kızımsın ve babalar kızlarına her zaman inanır."
Mutlu olmuştum. "Arslan Bey ben Fırat Kılıç'tan intikam almak istiyorum ve bunun için bir planım var. Bana yardımcı olur musunuz?"
Kaşları hafif yukarı kalktı "Planın nedir kızım?"
"Fırat Kılıç ilk hamleyi yaptığında aileniz muhtemelen bana güvenmeyecektir."
Acı ama gerçekti.
"Ben de Fırat Kılıç'ın bana karşı oyun oynadığını onlara kanıtlayacağım ve evden gideceğim."
"Nereye gideceksin?"
"Fırat Kılıç'ın evine gideceğim ve o haklıymış gibi davranacağım daha sonra karıştırdığı işlerin kanıtlarını toplayıp onun nasıl bir olduğunu herkesin görmesini sağlayacağım."
Eliyle yüzünü sıvazlayıp "Bu iş çok riskli farkında mısın?" diye sordu.
"Farkındayım Arslan Bey." diye mırıldandım.
"Eğer Fırat anlarsa seni öldürmek isteyecektir."
"Ölümden korkacak kadar prenses yetişmedim hem siz ölmeme izin vermezsiniz değil mi?"
"Vermem."
"O zaman endişelenecek bir şey yok, bana yardım edecek misiniz?"
"Edeceğim güzel kızım."
Şimdiki Zaman
Sahilde biraz nefeslenip arabama bindim ve Fırat Kılıç'ın evine sürdüm.
Umarım planım işe yarardı. İlk birkaç gün benden şüphelenmemesini sağlamalıydım.
Fırat Kılıç'ın evine geldiğimde arabadan indim. Ardından mağazadan aldığım kıyafetlerimin olduğu poşeti ve valizimi bagajdan alıp eve doğru sürüklemeye başladım.
Evin önüne geldiğimde zili çaldım kapıyı Zehra Abla açmıştı beni görünce şaşırmıştı.
"Hoş geldiniz Sedef Hanım."
"Hoş buldum Zehra Abla." Hiç hoş bulmadım.
Valizimi içeri çekip salona doğru sürüklemeye başladım.
Salonun kapısının önüne geldiğimde kapıdan içeri baktığımda Fırat Kılıç'ın olduğunu gördüm ve valizimi sürükleyerek salondan içeri girdim.
Fırat Kılıç'a göz ucuyla baktığımda bunun olacağını biliyormuş gibi keyifle sırıtıyordu.
Şerefsiz.
Haysiyetsiz.
Karaktersiz.
Başını geriye atıp kocaman bir kahkaha patlattı. "Ailen seni istemedi değil mi?"
Hiçbir şey demedim.
"Yaşına göre fazla aptalsın senin sevilecek biri olmadığını söylemiştim!"
Ayağa kalkıp dibime kadar gelip eliyle saçımı sertçe çekti ve kulağıma doğru "Buraya gelerek en doğru kararı verdin." diye fısıldadı.
Ardından saçımı sertçe bırakıp "Eşyalarını yerleştir daha sonra bodrum kattaki spor alanına geç, bugün yemek yasak annen tatile gitti evde ikimiz varız." diyip salondan çıktı.
Daha kötüsünün olacağını sanmıştım. Vakit kaybetmemek için valizimi ve poşetimi zorlanarak odama çıkardım ve getirdiğim eşyaları yerleştirmeye başladım.
İşim bittiğinde spor için üzerime rahat şeyler giyip telefonumu da alarak bodrum katına inmeye başladım.
Bodrum katına indiğimde ilk önce ısınma hareketlerine başladım. Güzel bir sekilde ısınıp kendimi esnettiğimde boks torbasında çalışmak için elime bez sardıktan sonra vurmaya başladım.
Uzun bir süre çalıştıktan sonra diğer dövüş tekniklerine de çalıştım. Telefonumdan saate baktığımda gece olduğunu fark ettim.
Spor alanından çıktıktan sonra odama gelip duş alıp üzerime geceliklerimi geçirdim.
Çok acıkmıştım açlığımı umursamadan kendimi yatağa bıraktığım sırada telefonumun çalmasıyla söylenerek geri ayağa kalkıp makyaj masasının üzerinden telefonumu aldım.
Numara arıyordu kaşlarımı çatıp aramayı cevaplayıp telefonu kulağıma dayadım.
"Sedef,"
Duyduğum sesle şaşkınlık içinde duraksadım arayan Pars'tı.
"Ben... çok pişmanım." sesi sarhoş gibiydi ayrıca numaramı nereden bulmuştu?
Yatağa oturup soğuk bir ses tonu ile "Numaramı nereden buldun? Ayrıca sarhoş musun?" diye sordum.
"Numaranı babamın telefonundan aldım. Sedef ben çok pişmanım, senin iyi biri olduğunu bilmiyordum."
"Pişman olman umurumda değil bende sizin kötü biri olduğunuzu bilmiyordum."
"Sen Fırat piçinin evinde misin?"
Sinirle "Sanane kimin evinde olduğum seni ne ilgilendirir?" diye sordum.
"Demek Fırat piçinin evindesin onu sikeceğim!"
Yataktan kalkıp kapının önünde durup birinin olup olmadığına baktım ve kapıyı geri örttüm.
Sert bir sesle "Sen hiçbir şey yapmayacaksın artık beni rahat bırakın senden nefret ediyorum Pars Akel." dedim.
"Oraya geliyorum senin ailen biziz o orospu çocuğu değil!" dedikten sonra telefonu yüzüme kapattı.
Sinirle ellerimi saçımdan geçirdim buraya gelip ortalığı mahvedip her şeyi batıramazdı.
Eğer buraya gelirse Fırat Kılıç güven testi diye onu vurmamı isteyebilirdi.
Hızla babamı aradım arama cevaplanınca babamın uykulu ve endişeli sesini duydum " Efendim güzel kızım bir şey mi oldu?"
"Arslan Bey rahatsız ettiğim için kusura bakmayın Pars beni aradı sarhoştu Fırat Kılıç'ın evine gelip beni almaya geleceğini söyledi onu durdurur musunuz? Her şeyi berbat edicek." diye endişeli bir sesle konuştum.
"Tamam kızım, ben onu durduracağım sen meraklanma iyi geceler." diyip telefonu kapattı.Telefonu yatağıma bırakıp odamda dolaşmaya başladım.
Ama yinede endişeliydim umarım Fırat Kılıç'ı en kısa zamanda bitirebilirdim.
Yaklaşık on dakika boyunca odamda dolaşıp durmuştum ve şu an resmen gözlerimde uyku akıyordu.
Telefonumun çalmasıyla telefona baktığımda babamın aradığını gördüm hemen aramayı cevapladım.
"Efendim Arslan Bey."
"Pars'ın oraya gelmesini engelledim oraya gelemez."
Minnettar bir sesle "Teşekkür ederim." diye mırıldandım.
"Bir şey değil güzel kızım. Sen orada iyisin değil mi?"
"İyiyim."
"O zaman iyi geceler güzelim kendine çok dikkat et tamam mı? bir sorun olursada bana haber ver."
"Tamam Arslan Bey iyi geceler." diyip telefonu kapattım ve kendimi yatağa bıraktım. Sonunda rahat bir şekilde uyuyabilecektim.
BÖLÜM SONU
Hepinize merhabalar!!!
Nasılsınız?
Bu bölümü nasıl buldunuz?
Bu bölüm en sevdiğiniz karakter kim?
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere sağlıkla ve iyilikle kalın.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 62.81k Okunma |
4.11k Oy |
0 Takip |
29 Bölümlü Kitap |