3. Bölüm

Kaygı Tohumları

Havva Aleyna
himmel356

 

*Bölüme oy verip yorum yapmayı lütfen unutmayınız.

Sabah uyandığımda oldukça gergin hissediyordum. Yataktan hızlı bir şekilde kalkıp duşa girdim ve soğuk suyla yıkanıp duştan çıktım. Makyaj masamın sandalyesine oturup saçlarımı kuruttum ve güzel bir hâle getirdim.

Hızlı bir biçimde abartı olmayan yüzümü ön çıkaracak bir makyaj yapıp giyinme odama girdim. Siyah bir elbise giydikten sonra elbiseme uygun bir topuklu ayakkabı giydim. Yanıma almak için siyah bir çantaya gerekli eşyalarımı koyduğumda hazırdım.

Aynamın karşısına geçip kendimi süzdüğümde beğenerek odamdan çıkıp merdivenlerden inmeye başladım. Yemek odasına girdiğim sırada bana doğru gelen görevliyi gördüm.

Görevli tam karşımda durdu ve yere bakarak konuştu "Sedef Hanım aileniz kahvaltıyı bahçede yapmaya karar verdiler.

"Görevli bir şey dememi beklemeden yanımdan gittiğinde bahçemizde ki kahvaltı yapılacak alana doğru yürüdüm.

Bahçede kurulu olan masayı gördüğümde adımlarımı hızlandırdım. Masaya geldiğimda sandaleyeme oturup "Günaydın." diye mırıldandım. Klasik bir şekilde annem karşılık verirken babam başını sallayarak beni onaylamıştı.

"Hayatım, bugün Çiğdemler davet verecekmiş bizi de davet ettiler."

Annemin babama yönelik konuşmasıyla dudaklarım benden bağımsız bir şekilde hafifçe açıldı.

Daha dün birbirlerine karşı aldattıklarını haykırmıyorlar mıydı?

"Gideriz güzelim DNA testinin sonuçlarını öğrendikten sonra."

En azından bebeklerin karıştırılma mevzusunu unutmamışlar diye düşündüm. Ancak babam ve annemin bu haline bakılırsa bu konuyu hiç umursamıyorlardı.

Annem bitki çayını bitirdikten sonra masadan kalktı ve babamın yanağına dudaklarını bastırdıktan sonra "Dışarıda biraz işlerim var. DNA testinin açıklanacağı zaman bana haber verirsin." diyip gidince yüzümü buruşturmamak için çaba sarf ettim.

Babam annemin gitmesiyle kırmızı ruj bulaşmış olan yanağını silip bana baktı.

"Şirketteki işlerini bitir, DNA testinin açıklanacağı zaman sana haber veririm. Zaten sonra antrenman yapıp bizimle davete gelirsin."

Babam diyeceklerini diyip gittikten sonra masada her zaman ki gibi tek kaldım. Neden hiç karışmış olma ihtimalini düşünmüyorlardı? Gerçi test pozitif çıksa bile onlarla kalacağımı zannediyor olmalılardı.

Bu düşüncelerime masadan kalkarak son verdim ve kapının önündeki arabama binerek arabamı şirkete doğru sürdüm.

Kısa bir sürede şirkete varıp işlerimin basına geçtim. Boş vakitlerimde sürekli testin sonuçlarını düşünüyordum.

Şirketteki işlerimi bitirdikten sonra şirketin terasına çıkıp elimdeki bitki çayını içmeye başladım. Elimdeki bitki çayını içerken bir yandan da dün kü adamı ve kadını düşünüyordum.

Kadın ve adam doktordan duydukları ile kelimenin tam anlamıyla yıkılmışlardı. Aslında düşününce mantıklı tepki veren onlar anormal tepki veren ise annem ve babamdı.

Adam ve kadın ölen kızlarının yirmi iki yıl sonra yaşama ihtimalinin olduğunu öğrenmişlerdi. Eğer kızları yaşıyorsa yani ben onların kızıysam yirmi iki yılım bir hiç uğruna heba olmuştu. Düşüncelerimle son veren şey diğer elimde tuttuğum telefonuma gelen mesaj sesiydi.

Kimden: Fırat Kılıç'tan: Test sonuçları açıklanmış hastaneye gel.

Telefonumu kapatıp bitki çayını yanımdaki masaya bıraktıktan sonra şirketten çıkıp hastaneye doğru sürdüm.

Hastaneye geldiğimde son derece gergindim. Hızlı bir şekilde dün doktorun açıklama yaptığı odanın önüne geldim.

Kapıyı iki kez tıklatıp içeri girdiğimde odada gergin bir hava hakimdi. Kimseye bakmadan babamın yanında ki boş yere oturup etrafı incelemeye başladım.

Odayı incelerken Akel ailesindeki kadınla göz göze gelince hafif bir şekilde tebessüm edip gözlerimi kaçırdım.

Doktor hâlâ gelmemişti. Sanırsam sonuçları almaya gitmişti umarım erken gelirdi de gerici ortam biterdi.

Tahminimce beş dakika sonra doktor geldi elinde DNA testinin sonucu olduğunu düşündüğüm zarf vardı.

Doktorun elleri titriyordu sanırım doktorda oldukça gergindi gerçi dün Arslan Akel'in yakasına yapıştığı düşünülürse gergin olması normaldi.

Düşüncelerimden arınıp doktora baktığımda konuşmaya başladığını gördüm.

"Dün yapılan iki DNA testininde sonuçları açıklandı. İlk önce Arslan Bey ve Sedef Hanım ile yapılan test sonuçlarını okuyalım." diyip hızlı bir biçimde zarfı açıp sesli okumaya başladı.

Sonuçların kesinleşmesi için iki DNA testi yapılmıştı. İlk yapılan test ben ve babam için yapılmışken ikinci test ben ve Arslan Akel arasında yapılmıştı.

"Sedef Kılıç'a ait DNA profili ve Arslan Akel'e ait DNA profilinin biyolojik anneye ait DNA profili bilinmeksizin karşılaştırması yapıldı. Elde edilen sonuçlara göre; Arslan Akel'in Sedef Kılıç için babalık indeksi 3210692404,6722 olarak hesaplandı. Arslan Akel'in %99,99 ihtimalle Sedef Kılıç'ın biyolojik babası olabileceği tespit edildi."

Doktorun söylediklerinin bittiğinde diğer DNA testinin sonuçlarına gerek kalmamıştı. Akel ailesine baktığımda Arslan Akel'in gözlerinin dolu biçimde eşine sarıldığını gördüm. Eşi de gülerek Arslan Akel'in sarılışına karşılık verdi.

Kılıç ailesine baktığımda ise Fırat Kılıç tepkisizce Bahar Kılıç ile bir şeyler konuşuyordu büyük ihtimalle konuştuğu şey bundan sonra ne olacağıyla ilgiliydi.

Gözlerimi bu sefer doktora çevirdim şaşırmış görünüyordu. Böyle bir şey beklemediği kesindi. Ben ise kelimelerin kifayetsiz kaldığı o noktadaydım. Ağlamak ve gülmek arasındaki o ince çizgideydim.

Doktorun boğazını temizlemesiyle düşüncelerime bir son verdim.

"Sonuçlar biraz önce de okuduğum gibi pozitif yine de özet geçmek gerekirse Sedef Hanım, Arslan Bey'in Biyolojik olarak kızı. Bundan sonrasının ne olacağına karar verecek kişi ise reşit olduğu için Sedef Hanım. Hastanemiz adına yapılan yanlıştan dolayı özür dileriz."

Doktorun bizi yalnız bırakmak için odadan çıkmasıyla herkes sessizliğe geri gömüldü. Ancak kısa bir süre sonra Arslan Bey'in konuşması ile ona döndüm.

"Sedef, bu olayın senin için zor olduğunun son derece farkındayız ancak bir karar vermen gerekiyor. İstersen bizimle hiç görüşmeyebilirsin ya da bizimle yaşamaya başlayabilirsin. Bu senin verebileceğin karar lütfen biraz düşünüp kararını bize açıklayabilir misin?"

Arslan Akel'in sözlerini bitirmesiyle herkesin yüzüne göz gezdirdim. Arslan Akel'in eşi yani biyolojik annem bana bakarak gülümsüyordu aynı şekilde Arslan Akel'de.

Annem ve babam ise onları seçeceğimden emin bir şekilde bana bakıyordu çünkü bana söz hakkı çok verilmezdi. Ben annem ve babamın şekilden şekile soktuğu kuklaydım. Şimdi ise onların kuklası olmaya devam edeceğimden eminlerdi.

Karar vermek için düşünmeye başladım. Biyolojik ailemden ayrı kaldığım yirmi iki yılım, kaybettiğim bir çocukluğum vardı. Yirmi iki yıl sonra hayatıma hiç ummadığım anda giren bir aile vardı peki ben o aileyi hayatıma kabul edebilecek miydim?

En önemlisi ise ben Akel ailesinin bir üyesi olmayı başarabilecek miydim? Akel ailesiyle birlikte kaybettiğimiz yirmi iki yılı görmezden gelebilecek miydik? Aklımda ki bütün soruları boş verdim ve hayatımda belkide ilk kez kendi adıma karar verdim.

"Ben," konuşmaya başlamam ile bütün dikkati üzerime çekip yutkunduktan sonra sözlerime devam ettim. "Ben biyolojik ailem ile yaşamak istiyorum."

Sözlerim bittiğinde ilk başta kimseden ses gelmedi sonra biyolojik annemin sevinç çığlığı duyuldu. Ağlayarak Arslan Akel ile yanıma geldi ve bana sıkıca sarıldılar ikisine de karşılık veremedim.

İkisi de benden ayrıldıklarında sarılışlarına karşılık vermeyişimi umursamamış gibilerdi. Arslan Akel ve eşi bu kez birbirlerine sarıldıklarında Fırat Kılıç'a ve Bahar Kılıç'a baktım.

Bugün dikkatlerini bana vermişlerdi ve gözlerinden anlaşıldığı üzere son derece sinirliydiler.

Arslan Akel'in sesiyle ona döndüm "Kızım istersen eve geçelim eşyalarını daha sonra aldırırız."

Başımı tamam anlamında sallayıp ayağa kalktım ancak bu sefer Fırat Kılıç'ın bana seslenmesiyle ona baktım son derece soğuk ve sert bir sesle "Sedef biraz konuşalım." dedi.

"Konuşalım."

Fırat Kılıç ile konuşmayı kabul ettiğimde odadan herkes çıktı. Fırat Kılıç alayla ayağa kalktı ve yanıma geldi.

"Sırf birileri seni sevsin diye onları seçtin değil mi? Ancak işler düşündüğün gibi gitmeyecek seni sevmeyecekler senden soğuyacaklar. Onlar seni istemeyecekler."

"Yeter artık ne istiyorsun benden? İstediğin her şeyi sorgulamadan yaptım bir kerecik sevgi gösterin diye kuklanız oldum!"

İçimi dökmek istiyordum Fırat Kılıç ve Bahar Kılıç ile hesaplaşmak istiyordum belki de içim ancak böyle soğurdu.

"Kerem ile sırf sen ve karın istediniz diye nişanlandım! Her gün hakaretlerinize ve nefretinize göz yumdum! Sırf gurur duyun diye her şeye ve herkese göz yumdum ne istiyorsunuz benden!? Ama artık sizinle yaşamayacağım için Kerem ile nişanlı kalmama gerek yok değil mi!?" Parmağımın ağrımasını umursamadan parmağımdaki yüzüğü çıkartıp yere attım.

İsyan ediyordum aptallığıma, onlardan aldığım tepkilere ve daha birçok şeye. Ben içimi dökerken Fırat Kılıç'ın yaptığı tek şey ise alayla beni izlemekti.

"Sırf sen istedin diye okula gitmedim evde özel dersler aldım, silah kullanmayı öğrendim, dövüşmeye başladım ben karşılığında ne aldım!? Ben söyleyeyim koca bir hiçbir şey!"

Defalarca yutkunup derin nefesler alıp vermeye başladım. Konuşurken nefes almamıştım.

"Sen sevilecek bir kız değilsin! O kadar aptalsın ki seni seveceğimizi ve seninle gurur duyacağımızı zannettin! Biz seni sevmedik senden nefret ettik! Biyolojik ailende seni sevmeyecek onların nefretine dayanamıyacaksın ve onlardan ayrılıp yanıma geleceksin o zaman ne olacak biliyor musun!? Akel ailesini bitirmek isteyeceksin!"

Yanımdan hızla geçip odadan çıktı. Art arda yutkunarak kendime gelmeye çalıştım. Söylediklerimden zararlı çıkan yine bendim.

Kapının açılıp kapandığını duydum. Fırat Kılıç'ın söylediklerini uzun bir sure zihnimden atamayacaktım.

"Kızım,"

Arslan Akel'in sesiyle ona dönerek gülümsemeye çalıştım. Ancak görünüşe bakılırsa bir şey olduğunu anlamıştı. Hızla yanıma gelip bana sıkıca sarıldı.

"Bir şey mi oldu?"

Hayır anlamında kafamı iki yana salladım. 1,77 cm'lik boyum Arslan Akel'in yanında bir hiç olmuştu. Sarılmasına yine karşılık verememiştim korkuyordum çünkü şu an duygu karmaşası yaşadıkları için sarılıyor olabilirlerdi. Eğer onların sarılmasına karşılık verirsem bir daha bana sarılmayabilirlerdi.

"Eğer bir şey olursa bana haber ver olur mu?"

"Olur."

Arslan Akel'i onayladığımda birlikte dışarı çıktık. Arslan Akel'in eşi ise bizi bekliyordu. Arslan Akel'in esi ayağa kalktığında hastaneden çıktık.

Hastaneden çıkar çıkmaz onların koruması arabalarını getirmişti. Arslan Akel'e yönelik konuştum: "Bana konum atar mısınız? Arabam ile konuma gelirim."

"Telefon numaranı verir misin?"

Telefon numaramı Arslan Akel'e verdim hemen evin konumunu bana attılar tahminimce evdeki korumalardan konumu istemişlerdi.

Telefonuma konum gelince arabama binip attıkları konuma doğru sürdüm. Fırat Kılıç'a arabamı verememiştim çünkü onların şirketinde çalıştığım süre boyunca her ay para alıyordum zaten bazı kıyafetlerim hariç bütün eşyalarımı kendim almıştım.

Banka hesabımda ki para beni bir ömür idare edebilirdi ancak başka şirketlere başvuru yapacağım.

Arabayı sürerken konuma yarım saatte ulaşacağımı gördüm. Akel ailesinde acaba nasıl karşılanacaktım? Aslında düşününce iyi karşılanacağımı düşünüyordum.

Çünkü sonuçta beni yirmi iki yıl boyunca ölü zannediyorlardı. Fırat Kılıç'ın söylediklerinin gerçekleşmesini istemiyorum.

Hayatımı kontrol eden bir adamın söylediklerinin doğru olmaması için elimden geleni yapacağım çünkü bunun sonunda onun haklı çıkması ölüm sebebim olabilirdi.

Aklımda ki düşünceleri hemen kovmaya çalıştım. Fırat Kılıç haklı çıkmayacaktı sadece beni korkutmak için söylemişti o sözleri.

Düşenceleri aklımdan kovduğumda tamamen sürdüğüm arabama odaklandım ve yaklaşık yirmi dakikanın sonunda konumu atılan eve vardım.

BÖLÜM SONU

Merhabalar!!!

Nasıl hissediyorsunuz?

Her neyse bölümü nasıl buldunuz?

En sevdiğiniz sahne neydi?

Kendinize iyi bakmanız dileğiyle iyi ve mutlu günler🌸🌸🌸

Bölüm : 12.12.2024 16:43 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...