
*Lütfen bölüme oy verip yorum yapmayı unutmayınız.
-İyi okumalar
İçimde kötü bir hisle uyandığım için kendimi yorgun hissediyordum ama şu an bunları düşünecek durumda değildim.
Sonlardaydık ve bu beni tedirgin ediyordu sebebini bilmediğim bir şekilde kendimi kötü hissediyordum.
Ayna da kendimi inceledikten sonra odamdan çıkıp aşağı indim. Biraz hava almak için dışarı çıkacaktım yanımda Ali olacaktı Anıl bugünlük izin almıştı kız kardeşi şehir dışından geleceği için onunla vakit geçirecekti.
Giray ise şirkete gitmişti yani bu da demek oluyor ki bugün yanımda Ali olacaktı ancak garip bir şekilde kendimi kötü hissetmek yerine Ali'yi düşününce rahatlıyordum.
Arabama bindiğimde Ali de sürücü koltuğunda yerini aldı ve arabayı çalıştırdı. Yolculuk sessiz bir şekilde başladığında sessizliği Ali bozdu.
"Gözlerinin altı morarmış iyi uyuyamadın mı?"
Dikiz aynasından gözleriminin altına bakarken "Bilmiyorum sanırım tam uyuyamadım." diye mırıldandım.
"Hasta mısın? İstersen hastaneye gidebiliriz."
Telaşlı sesini başımla reddettim "Sadece," diye mırıldandıktan sonra cümlelerimi toparlamak için duraksadım. "Sadece biraz endişeliyim."
Benimle göz teması kurdu "Neden endişelisin Sedef?"
Dudaklarımı gerginlikle ısırdığımda gözleri dudaklarıma kaysa da hemen kendini toparlayıp gözlerini tekrar gözlerime çevirdi.
"Ali farkında mısın bilmiyorum ama sonlardayız her şeyin sonundayız ve bu beni korkutuyor çünkü içimden bir ses hiç iyi şeyler olmayacağını söylüyor."
Derin bir soluk aldı "Sana," dedikten sonra yutkundu "Bir şey olmasına izin vermem Sedef içinde ki sesi dinleme sen güçlü bir kadınsın ve kimseye ihtiyacın yok ama eğer olursa biraz önce dediğim gibi sana bir şey olmasına izin vermem."
Kalbimin yerinden çıkacak gibi atmaya başladığını hissettim. Hiç bir şey demeden camdan dışarıyı izlemeye başladım heyecandan ne cevap vereceğimi bilememiştim.
Nihayet yolculuğumuz son bduğunda arabadan inip kumsala doğru ilerledim. Sahile gelmek istemiştim babamın benimle konuştuğu sahile gelmiştim.
Denize bakarken gülümsedim Ali ile göz teması kurmadan konuştum. "Biliyor musun eğer o gün babam benimle konuşmasaydı her şey daha zor olurdu."
Merakla bana baktığını hissettim "Nasıl yani?"
Gülümsememi bozmadan Ali'ye döndüm ve omuz silkerek "Ben bu aileye geldiğimde bu kadar özgüvenli değildim ezilmiştim." dediğimde sessiz kaldı.
"Babam benimle burada konuştu ve bir şeyler oldu daha özgüvenli oldum."
"Sedef," diye mırıldandı "Seni eve ilk geldiğin gün gördüm."
Merakla ona bakmaya başladığımda benimle göz temasını kesip denizi izlemeye başladı.
"Sende farklı bir şeyler olduğunu daha o an fark ettim evet gözlerin ürkek bakıyordu ama gözlerindeki yorgunluğa rağmen dimdik ayaktaydın."
Sıkıntıyla ofladım "Ben seni hiç fark etmedim ama."
İğneleyici bir sesle "Sen beni hiç fark etmedin Sedef," dediğinde sessiz kaldım.
Durmadı, devam etti "Neden sessiz kaldın Sedef? Lütfen susma beni neden görmezden geldin bir sebebi olmalı."
İğneler kalbime batıyor gibi hissediyordum sanki biri gelmiş kalbimi acımadan sıkıyordu.
Ali ile göz temasımı kestim ve gözlerimi onun gibi denize çevirip güçsüz bir sesle mırıldandım. "Korkuyordum Ali,"
Bana baktığını hissetsemde ona bakmadım "Duygularımdan korktum kendime bile bir şeyleri itiraf edemedim, duygularımı yanlış anladığımı düşündüm. Başka birine farklı duygular hissetmeye çalıştım duygularımdan her zaman kaçtım."
"Neden peki?"
Yenilgiyle bakan gözlerimi ona çevirdim. "Her ne kadar istemesemde bir savaşın ortasındayım Ali. Bu savaşta duygu yok çünkü daha düne kadar iyi dediğim eski ailedeki teyzem hayatımı mahvetmiş anladın mı? Duygu yok ve olmamalı."
Gözümden bir yaş süzüldü "Ali şu an bunları sana neden anlatıyorum diye düşünüyorsun."
Bu sefer o sessiz kaldı "Ali bu savaş bitecek ama hissediyorum kötü bir şeyler olacak hem ben neyi öğrendim biliyor musun?"
Sorgulayan gözlerle bana baktığında gülümsedim. "Hiçbir duygu savaşı dinlemezmiş."
Dağ gibi olan adamın sesi titredi "Yani, yani sen diyorsun ki." yüzümdeki gülümseme genişledi.
"Sana karşı duygularımı hiçe sayamıyorum Ali Karadağ,"
Gülümsedi "Sana aşığım Sedef Akel."
🌕
Babam yüzüme koca bir avuç unu attığında kahkaha atarak kaçmaya çalıştım ama Karan kafamda yumurta kırdığında sinirle elimdeki iki yumurtayı kafasına attım.
Babam bizi kahkahalarla izlerken Giray resmen bizi bakışlarıyla kınıyordu ona bakarak göz devirdiğimde dil çıkarttı.
Kendini bu kargaşadan uzak tutuyordu çünkü kirli kıyafetler adeta Giray'ı çıldırtıyordu. Küçükken oynadığımız oyunlarda bile üstünü kirletmemek için savaş verirdi.
Elime bir avuç un aldım ve hızla Giray'a attım ortamda bir anda sessizlik olduğunda yutkunuşumu herkesin duyduğuna emindim.
Hızla babamın arkasına geçtiğimde Giray ürkütücü bir sakinlikle babamın karşısında durdu. "Arslan amca arkanda ki haini alabilir miyim?"
Babamın beni vermeyeceğini sanıyordum ama yanılmıştım babam önümden çekildiğinde masum bir sırıtışla Giray'a baktım.
Nasıl olduğunu anlamadığım bir hızla masadaki bir kase unu başımdan aşağı döktüğünde herkes şaşkınlıkla bize bakmaya başladı.
"Çok gıcıksın biliyorsun değil mi?"
Sırıttı "En az senin kadar."
Saçlarımın tepesinde biriken unu alıp hızla babama attım. Babam gülerek bana baktığında her ne kadar sinirli olsam da gülmeye başladım.
Eve geldiğimde ani bir fikirle pasta yapmak istemiştik bu yüzden ben, babam, abim ve Giray mutfağa girip pasta yapacaktık fakat yapamadık çünkü Giray hariç herkes birbirine un atmaya başlamıştı.
Biz birbirimize odaklanmışken Atakan'ın sesini duydum.
"Burasının hali ne böyle?"
Herkes durup Atakan'a bakmaya başladığında Atakan'ın yanında Pars ve Buğra'nın da olduğunu fark ettim.
Evet onları sevmiyordum ama nedenini bilmediğim bir şekilde ağzımdan herkesi şoka sokacak cümleler döküldü. " Pasta yapıyorduk siz de bize katılın."
Bu cümlelerden sonra kimse sorgulamadan ortama uyum sağladı ve gerek savaşarak gerekse gülerek pasta yaptık.
Eğlenceli geçmedi desem yalan olurdu çünkü eğlendiğimi iliklerime kadar hissetmiştim. Kimse birbirini kırmamıştı diyemem ama kırmamaya özen göstermişti.
Şu an herkes salondaydı akşam yemeğinden sonra herkes salona inmiş yaptığımız pastayı yiyorduk.
Ortam biraz sessizdi çünkü uzun bir aradan sonra ilk defa herkes bir aradayken kırgınlıklarını, kızgınlıklarını, üzüntülerini saklıyor mutluluğu yüzüne maske yaparak burada oturuyordu.
"Pasta çok güzel olmuş." diyerek sesizliği bozdu Beliz Hanım. Babam gururla çocuklarımla birlikte yaptık dediğinde Giray babama baktı.
Babam Giray'ın bakışını fark ettiğinde şefkatle gülümsedi anladığım kadarıyla babam ve Giray biraz konuşmuşlardı.
Giray bu sefer de bana baktı yüzümdeki gülümsemeyi bozmadan ona bakmaya devam ettim.
Pastalar bittikten sonra ilginç bir şekilde kimse odasına çıkmamıştı. Buğra kendini koltuktan aşağı attığında abim "Mal mısın?" diye sordu.
Buğra büyük bir yüzsüzlükle sırıtıp "Evet ama senin malınım." dediğinde birkaç kişi gülmeye başladı.
Atakan neşeli bir sesle "Doğruluk mu cesaretlik mi? oynayalım." dediğinde kimse itiraz etmeden yere oturdu. Buğra koşarak mutfaktan bir şişe alıp geldiğinde oyun başlamıştı.
Buğra şişeyi çevirdiğinde soru kısmı Giray'a cevap kısmı ise Pars'a gelmişti herkes merakla bu ikiliye bakmaya başladığında Giray "Doğruluk mu yoksa cesaretlik mi?" diye sordu.
Pars büyük bir özgüvenle "Doğruluk." dediğinde Giray'ın yüzünde sinsi bir gülümseme belirdi.
"İlk aşkının adı ne?"
Herkes gülmeye başladığında Pars ateş eden gözlerle bakıp "Sena," diye mırıldandı. Beliz Hanım şaşırarak "İlkokul arkadaşın olan kız mı?" diye sorduğunda Pars başıyla onayladı.
Ardından şişe bir kez daha çevrildi bu sefer soru kısmı Buğra'ya cevap kısmı ise Atakan'a gelmişti. Buğra keyifli bir sesle "Doğruluk mu cesaretlik mi?" diye sordu.
Atakan "Cesaret," diyerek cevap verdiğinde gülerek "Uraz abimi ara ve ona gay olduğunu söyle." dedi.
Atakan ayağa kalkıp kaçmaya yeltendiğinde Pars gülerek "Eğer Uraz'a benim söylememi istemiyorsan sen arayıp söyle," dedi gülmekten ağladığımı hissediyordum.
Atakan yenilgiyle omuzlarını düşürdü ve yanımıza geri oturup telefonunu çıkardı. Hepimiz heyecanla neler olacağını bekliyorduk. Uraz abimi aradığında telefon açıldı.
Odadaki herkes nefesini tutuyordu Uraz abi "Alo," diyerek telefonu cevapladığında Atakan aniden "Ben gayim." dedi.
Bir şeylerin düşme sesi geldiğinde hepimiz kahkahamızı bıraktık. Uraz abim bağırarak "Siktir! Lan yoksa ırzıma mı geçiceksin?" dediğinde artık gülmekten nefesim kesiliyordu.
Atakan gözlerini sertçe kapatarak "Şakaydı oyun oynuyorduk." dedi. Uraz abimin derin bir nefes aldığını işittikten sonra telefonu Atakan'ın suratına kapattı.
Şişe tekrar çevrilmişti soru kısmı Beliz Hanım'a cevap kısmı ise bana gelmişti.
"Doğruluk mu cesaretlik mi?"
Omuzlarım dikleşti "Doğruluk," ortam sessizleşmiş sorunun gelmesini bekliyordu.
Beliz Hanım sessizce "Bana bir gün anne der misin Sedef?" diye sordu. Gözlerimi kaçırdım ve "Derim Beliz Hanım," diye mırıldandım. Buruk bir şekilde gülümsedi Beliz Hanım.
Şişe çevrildiğinde Atakan soruyor babam ise cevaplıyordu. Atakan kurnaz bir gülümseme ile "Doğruluk mu cesaretlik mi baba?" diye sordu.
Babam "Doğruluk." diyerek Atakan'ı yanıtladığında Atakan "Söyleyin bakalım çifte kumrular yeni kardeş planınız var mı?" diye sordu.
Atakan sorusunu sorduğunda Karan ve Giray ellerini açıp Atakan için dua etmeye başlamışlardı.
Atakan kafasına terlik yediğinde herkes gülmeye başladı terliği Beliz Hanım atmıştı.
Babam muzip bir gülümsemeyle Beliz Hanım'a baktı. "Annen kabul etmiyor oğlum."
Beliz Hanım cilveli bir şekilde gülüp "Arslan," dediğinde kimsenin bu hareketi beklemediği bir şey daha oldu Beliz Hanım "Bu gece koltukla iyi takılmalar." dedi.
Babam masumca "Hayatım," diye seslendiğinde Beliz Hanım babama bakmadan "İtiraz istemiyorum." dedi.
Herkes tekrar gülmeye başladığında bu durumdan memnun olmayan tek kişinin babam olduğuna emindim.
🌕
Yatağımda otururken başım babamın göğsüne yaslıydı. Oyunu oynadığımızda babama konuşmamız gerektiğini söylemiştim.
"Baba," diye mırıldandım "Efendim güzeller güzelim." diye beni cevapladığında gülümsedim.
Derin bir nefes aldım "Günün birinde bir ilişkim olsa ne tepki verirdin?"
Kasıldığını hissettim kendini tepki vermemek için zorlayarak "Bir ilişkin mi var?" diye sordu.
Başımla babamı onayladım "Daha çok yeni bugün oldu kimseye söyleyemedim ilk senin bilmeni istedim."
Saçlarımın tepesine dudaklarını bastırdı "Hayırlı damadımız kim peki?" hayırlı kelimesini küfreder gibi söylemişti.
Masum bir şekilde sırıtarak "Ali," dediğimde "Siktir," diye fısıldadığını duydum. Şaşkınlıkla "Koruman olan mı?" diye sordu.
Sitemle "Başka Ali mi var baba?" dediğimde sessiz kaldı. Bir süre sessiz kaldık "Sen emin misin?" diye sordu.
Anlamayarak "Neyden?" dediğimde "Ondan yani ona güveniyor musun?" dedi.
Başımla onaylayarak "Güveniyorum baba kendimden çok hem de." diye fısıldadım.
Yutkunuş sesini duyduğumda "Baba istemiyorsan açıkça söyleyebilirsin yemin ederim darılmam." diye mırıldandım dudaklarını saçlarımın tepesine tekrar bastırdı.
"Ali'den memnunum ona güvenirim de," dedikten sonra ekledi "Ama bu onunla ufak bir konuşma gerçekleştirmeyeceğim anlamına gelmez sonuçta ben bir babayım."
Kollarımı bedenine daha sıkı sardım ve "İyi ki varsın baba." diye fısıldadım.
Babam şu hayatta düşünmeden sırtımı yaslayabileceğim sayılı kişilerdendi.
BÖLÜM SONU
Selamlar!!!
Nasılsınız?
Finale son bir bölüm kaldı final bölümümüz cuma günü yayınlanacak.
Sorularımıza geçelim bu bölüm hakkındaki düşünceleriniz neler?
Bu bölüm en sevdiğiniz sahne neydi?
Bu bölüm en sevdiğiniz karakter kim?
Bölümde en nefret ettiğiniz karakter kim?
Sedef hakkında neler düşünüyorsunuz?
Ali ve Sedef'in birbirine olan itirafı hakkında ki düşünceleriniz neler?
Sorularım bu kadardı hepiniz iyi ki varsınız kendinize iyi bakın seviliyorsunuz.
🌸🌸🌸
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 62.81k Okunma |
4.11k Oy |
0 Takip |
29 Bölümlü Kitap |